Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz artırımlarının enflasyonla mücadelede etkili olduğunu ve Almanya'da enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu söyledi.

Dünya Bankası Grubu ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Yıllık Toplantıları'nın yapıldığı Fas'ın Marakeş kentinde Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ile düzenlenen basın toplantısında konuşan Nagel, enflasyonun hala çok yüksek olduğunu ancak ECB'yi enflasyonla mücadelede doğru yolda gördüğünü ifade etti.

ECB'nin faiz artırımlarının enflasyonla mücadelede etkili olduğunu belirten Nagel, genel olarak ECB para politikasının işleyişinden memnun olduğunu ve Almanya'da enflasyonun düşüş eğiliminde bulunduğunu kaydetti.

Nagel, " ECB açısından çok önemli 10 faiz artırımı etkisini gösteriyor. Görünüşe göre enflasyonun zirvesini gördük." ifadelerini kullandı.

Güçlü ücret artışları görüldüğünü ifade eden Nagel, enflasyon oranı düştükçe özel tüketimin de yeniden toparlanacağına işaret etti.

- "Almanya, Avrupa'nın hasta adamı değil"

Bundesbank Başkanı olarak ECB Konseyi Üyesi de olan Nagel, ECB'nin Avro Bölgesi'ndeki enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirme konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak, yüksek enflasyonun üstesinden gelene kadar "dinlenilmeyeceğini" belirtti.

Şimdi para politikasının ekonomi üzerindeki etkisine bakmanın önemli olduğuna işaret eden Nagel, ekonomistlerin öne sürdüğü gibi "Almanya'nın Avrupa'nın hasta adamı olmadığını" savundu.

Öte yandan, ECB'nin, ekonomideki resesyon beklentisine karşın Temmuz 2022'den bu yana faiz oranlarını toplam 450 baz puan artırarak tarihin en hızlı sıkılaştırma adımını atmış olması dikkati çekmişti.

Bu arada, Avro Bölgesi'nde ağustosta yüzde 5,2 olan yıllık enflasyon, eylülde yüzde 4,3'e geriledi. Almanya'da ise ağustosta yüzde 6,1 olan yıllık enflasyon, eylülde beklentilere paralel olarak yüzde 4,5'e geriledi.

Alman hükümeti, 2022'de ortalama yüzde 6,9 olan enflasyonun bu yıl yüzde 6,1'e, 2024'te de yüzde 2,6'ya düşeceğini tahmin ediyor.

ECB'nin bir sonraki faiz toplantısı, 26 Ekim'de yapılacak.

 

BERLİN (AA) - Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Türkiye'nin, İsrail-Filistin çatışmasında muhtemel arabuluculuk rolüne ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgede önemli bir figür ve etkili bir Cumhurbaşkanı olduğunu söyledi.

AA muhabirinin bu konudaki sorusunu yanıtlayan Hebestreit, "Türkiye Cumhurbaşkanı (Erdoğan) da elbette bölgede önemli bir figür, etkili bir Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile düzenli temaslardan da bahsediyoruz ve böyle bir durumda, böylesine büyük ve önemli bir ülke ile temas halinde olmak, birbirimizle konuşmak ve ayrıca Türkiye'yi bölgede sahip olduğu nüfuzu kullanmaya teşvik etmek elbette doğaldır." dedi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'ün dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüştüğüne anımsatan Hebestreit, "Mümkün olan her yönde temaslar devam ediyor ve herkes yoğun şekilde çaba sarf ediyor. Elbette Orta Doğu'da uzun yıllardır bildiğimiz bu durum, şu an mevcut gelişmelerle bir meydan okumadır. Ve bir yangını önlemek için mümkün olan her şeyi yapmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christian Wagner de İsrail'in fosfor bombası kullandığına ilişkin olarak, "Bu raporu İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden biliyorum, ancak burada sizinle paylaşacak bizim kendi bir bulgumuz yok." ifadelerini kullandı.

UNICEF'in ateşkes ve insani koridor çağrısına desteklemekten kaçınan Wagner, İsrail'in, Hamas'ın saldırısına karşı kendini ve halkını savunma hakkı olduğunu savunarak şöyle devam etti:

"Bu çerçevede alınan tüm tedbirler elbette uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka uygun olmalıdır ve tekrarlamak istediğim bu bilgi, meşru müdafaa hakkının özellikle saldırıların devam ettiği zamanlarda geçerli olduğu anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda bu saldırılara son vermeyi amaçlayan tüm tedbirleri de kapsamaktadır."

İnsani durumun ve insani yardımın Almanya için çok önemli olduğunu kaydeden Wagner, bu konuyu bölgedeki partnerleriyle istişare ettiklerini belirtti.

DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanlığı tarafından düzenlenen bir proğramla, “Camiler ve Din Görevliler Haftası”kutlandı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, Nürnberg Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Necmettin Saydan, DİTİB Kuzey Bavyera Briliğine bağlı Camilerde görev yapan din görevlileri katıldı.

 

DİTİB Kuzzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt, “Birliğimize bağlı olarak çalışma yapan 62 camide görev yapan hocalarımızın yaptıkları başarılı çalışmaladan dolayı kutluyorum.Her zaman din görevlilerimizin yanında olduğumuzu belirtiyorum” dedi. Cankurt “Milletimizin, nesillerimizin, inancını ve irtibatını güçlendirmek için minber, kürsü, televizyon ve diğer yayın araçları vasıtasıyla, sahih bilgiler ışığında ibadetten eğitime, aileden sosyal hayata kadar, milletimizin geleceğine yönelik yaptığımız hizmetlerimizi insanî bir sorumluluk duygusuyla yapıyoruz” dedi.


Din Hizmetleri Ataşesi Necmettin Saydan da, “Diyanet İşleri Başkanlığının, milletimizin birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma duygularını güçlendirmek için azami gayret gösterdiğini, fitne ve tefrika odaklarıyla yılmadan mücadele ettiğini belirtti. Saydan “En zor şartlarda bile güven, samimiyet,adalet,ve güzel ahlak gibi değerleriyle buluşturmak olmuştur. Camilerimiz, zenginle fakirin, köylüyle şehirlinin aynı safta buluşturan merkezleridir”dedi.

 

Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, “Camilerimiz İslamî düşüncenin, aynı zamanda edep, ahlak, ilim ve irfanın aşılandığı birer yaygın eğitim merkezleridir. Sevgi, saygı ve kardeşlik ekseninde ibadetin yapıldığı, hüzünlerin ve sevinçlerin paylaşıldığı; toplumsal dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma ve huzurun yaşandığı adreslerdir. Konsolosluk olarak başarılı çalışmalar yapan din görevlilerinin yanındayız. Camiler ve Din Görevliler Haftası nedeniyle düzenlenen kutlamanın gerçekleşmesini sağlayan Kuzey Bavyera Eyalet Birliğine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Dokur Catering firmasında düzenlenen yemekli program sonunda, Kuzey Bavyra Eyalet Birliği yönetim kurulu üyeleri tarafından özel hazırlanan hediyeler din görevlilerine taktim edildi”dedi.

Haber ve resimler: İlhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Hükümeti Sözcü Yardımcısı Christiane Hoffmann, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı topyekun ablukanın uluslararası hukuka uygun olup olmadığı yönündeki soruları yanıtlamaktan kaçındı.

Hoffmann, Berlin'deki rutin basın brifinginde kendisine yöneltilen İsrail'in Gazze'ye uyguladığı askeri kıskacın uluslararası hukuka uygun olup olmadığı sorusu üzerine, "Şu anda önemli olan İsrail'e dayanışma mesajı vermek." diye konuştu.

"Önemli olan İsrail'in bu saldırıya karşı kendini savunma hakkına sahip olmasıdır" diyen Hoffmann, İsrail'in "diğer önlemleri" hakkında yorum yapmak istemediğini de sözlerine ekledi.

 

- İsrail-Filistin çatışması

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Gazze'den düzenlenen saldırılarda 1200 İsraillinin hayatını kaybettiği aktarılmıştı.

 

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 1055 kişinin hayatını kaybettiğini, 5 bin 184 kişinin yaralandığını duyurmuştu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da ise İsrail askerlerinin saldırılarında 24 kişinin yaşamını yitirdiği, yaklaşık 130 kişinin de yaralandığı bildirilmişti. Ayrıca İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan beldesinde çıkan olaylarda 2 Filistinliyi öldürmüştü.

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk ve gerilimi azaltma konusunda önemli rol oynayabileceğini söyledi.

Scholz, Federal Meclis'te İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarla ilgili konuşma yaptı.

 

Bölgedeki herkesi İsrail'e karşı daha fazla düşmanca eylemlerden kaçınmaya çağıran Scholz, "Mesajımız açık; İsrail'e saldırmak affedilmez bir hata olur." dedi.

Gazze ile de görüşme kanalları bulunan Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi ile yakın temasta olduğunu, bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğini, bunun yanı sıra ülkesinin önemli arabulucu rolü bulunan ve bunu kullanan Katar Emiri'ni (Berlin'de) kabul edeceğini aktaran Scholz, "Her üçü de mevcut durumda arabuluculuk etme ve gerilimi azaltmada önemli bir rol oynayabilir." dedi.

Scholz, bu dramatik durumda, yardımcı olabilecek tüm kanalları kullanmamanın sorumsuzluk olacağını ifade ederek, "Bunu İsrail ile yakın koordinasyon içinde ve Hamas'ın kaçırdığı kişiler için yapıyoruz." diye konuştu.

Gelecek hafta Ürdün Kralı ile de bir araya geleceğini ifade den Schlolz, Hamas'ın İsrail'e saldırısının Almanya'nın Filistinlilerle yaptığı işbirliği için sonuçları bulunduğunu belirtti.

 

- Filistinlilere kalkınma yardımları

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Hamas'ın saldırılarını kınamadığı için eleştiren Scholz, "Şunu söylüyorum; Sizin sessizliğiniz utanç verici ve Filistin bölgelerine yönelik tüm kalkınma işbirliklerimizi incelemeye alacağız. Kriterimiz projelerimizin bölgedeki barışı destekleyip desteklemediği ve İsrail'in güvenliğine en iyi şekilde hizmet etmesi olacak." dedi.

Scholz, bu inceleme tamamlanana kadar yeni kalkınma işbirliği fonları sağlayamayacaklarını kaydetti.

Başbakan Scholz, Almanya'nın İsrail ile dayanışma içinde olduğunu belirterek, ülkesinin İsrail'in yanında durduğunu ve İsrail'in güvenliğinin Almanya'nın devlet meselesi olduğunu yineledi.

İsrail'in uluslararası hukuka göre kendisini ve vatandaşlarını "barbar saldırıya karşı savunma hakkı bulunduğunu" ifade eden Scholz, "İsrail'de güvenlik yeniden tesis edilmeli. İşte bu yüzden İsrail kendini savunabilmeli." ifadelerini kullandı.

Scholz, bölgedeki sayısız ihtilafa çözüm bulmak için diplomatik yolları kullanmaya devam edeceklerini aktardı.

 

- İran'a eleştiri

Scholz, İran'ın desteği olmadan Hamas'ın İsrail'e saldıramayacağını savunarak, "İran'ın Hamas'ın bu alçakça saldırısına somut ve operasyonel destek verdiğine dair elimizde henüz somut bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak İran rejimi ve bölgedeki diğer bazı hükümet yetkililerinden gelen sevinçli açıklamalar tiksindiricidir. Tahran'daki liderlik utanmadan gerçek yüzünü göstermektedir ve böylece Gazze'deki rolünü teyit etmektedir." dedi.

İran'ın Hamas gibi Hizbullah ile yakın bağlarını sürdürdüğünü aktaran Scholz, "O da İsrail'in var olma hakkını sorguluyor. Hizbullah çatışmalara müdahale etmemelidir. Bu sadece İsrail'in haklı ve sert bir tepki vermesine neden olmaz. İstikrara kavuşan Lübnan da Hizbullah'ın eylemleriyle uçurumun eşiğine gelecektir. Daha da önemlisi, Kuzey Afrika ve Yemen'e kadar uzanacak olası yansımaları olan yangının yayılması tehlikesiyle karşı karşıya kalınacaktır." diye konuştu.

İsrail'in Orta Doğu ülkeleriyle olan normalleşme sürecine de değinen Scholz, "Terörün bu olumlu gelişmeleri yok etmesine izin vermemeliyiz ve terörün amacı da bu olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

 

- Hamas'ın Almanya'da faaliyetlerde bulunması yasaklanacak

Almanya'da Hamas'ın saldırılarını kutlayanlara değinen Şansölye Scholz, "Ülkemizde utanç verici başka görüntüler de vardı. Sokaklarımızda Hamas terörünü kutlayan kadın ve erkeklerin görüntüleri. İsrail'e, Yahudi dostlarımıza ve yurttaşlarımıza karşı duydukları nefreti serbest bırakıyorlardı. Bu alçaklıktır. İnsanlık dışıdır. Ülke olarak bağlı olduğumuz tüm değerlerle çelişmektedir." açıklamasında bulundu.

Antisemitizme Almanya'da asla müsamaha göstermeyeceklerini dile getiren Scholz, bu nedenle Hamas'ı övenler hakkında soruşturma açılabileceğini belirtti.

İçişleri Bakanlığının Hamas'ın Almanya'daki faaliyetlerde bulunmasını yasaklayacağını açıklayan Scholz, Samidoun gibi, üyeleri sokaklarda vahşi terör eylemlerini kutlayan bir derneğin de Almanya'da yasaklanacağını kaydetti.

 

Scholz, "Dernekler yasamız keskin bir kılıçtır. Biz bu kılıcı burada güçlü bir hukuk devleti olarak çekeceğiz. Hamas'ın suçlarını yücelten ya da sembollerini kullanan herkes Almanya'da kovuşturmaya tabi tutulabilir. Cinayet ve adam öldürmeye göz yuman ya da suç işlemeye çağıran herkes kovuşturmaya tabi tutulacaktır. İsrail bayraklarını yakan herkes kovuşturmaya tabi tutulabilir. Hamas gibi bir terör örgütünü destekleyen herkes kovuşturmaya tabi tutulabilir. Federal ve eyalet kolluk kuvvetleri, savunmasız anayasal devletimizin sunduğu tüm araçları kullanarak böyle bir şey yapan herkesi sorumlu tutacaktır." ifadelerini kullandı.

İsrail'in yerleşim politikası ya da iki devletli çözüm ihtimalinin azalması gibi kritik konuları her zaman gündeme getirdiğine işaret eden Scholz, hiçbir şeyin masum kadın ve erkeklere yönelik şiddeti uzaktan bile olsa haklı gösteremeyeceğini belirtti.

Ülkesinde yaşayan Yahudileri korumaya devam edeceklerini vurgulayan Scholz, "Bunu tarihimize karşı duyduğumuz sorumlulukla ve İsrail Yahudi devletiyle derin bir dayanışma ve dostluk içinde yapıyoruz." dedi.

 

BERLİN (AA) - Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, İsrail'in, Hamas'ın saldırılarından dolayı Almanya'dan savaş gemileri için mühimmat talep ettiğini bildirdi.

Pistorius, Brüksel'deki NATO toplantısı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in varoluş mücadelesi verdiğini savunarak, "İsraillilerin yanındayız." dedi.

İsrail'in Almanya'dan savaş gemileri için mühimmat talep ettiğini, gelen taleplerin İsraillilerle görüşüleceğini ifade eden Pistorius, talep edilen 2 insansız hava aracını sağlayacaklarını, ayrıca sıhhi malzeme desteği konusunda çalışmaların sürdüğünü aktardı.

 

- NATO için 35 bin asker hazır tutulacak

Pistorius, ayrıca ülkesinin NATO'nun gelecekteki yeni caydırıcılık ve savunma stratejisi için 35 bin askeri çok yüksek hazırlık seviyesinde tutacağını vurgulayarak, "Bu, bölgesel savunma planlarının somut güçlerle desteklenmesi meselesidir. Fiilen her şeyimizi ortaya koyuyoruz." diye konuştu.

Almanya, NATO'nun savunma stratejisi için 35 bin askerin yanı sıra 200'e yakın uçak, fırkateyn ve korvet sağlayacak.

Bu askerler 2025 yılından itibaren Avrupa'daki NATO kuvvetleri için hazır duruma getirilecek.

 

BERLİN (AA) - Almanya hükümeti düzensiz göç ile daha güçlü bir şekilde mücadele etmek amacıyla yasa tasarısı hazırladı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Berlin’de yaptığı açıklamada, ülkeye gelen düzensiz göçmenlerin sayısının yüksek olduğuna işaret ederek, "Düzensiz göçü sınırlamamız gerekiyor. Son hafta ve aylarda aldığımız çok sayıdaki kararla bu konuda hazırlıklar yaptık." dedi.

 

Almanya’da kalma hakkı olmayanların daha hızlı ve daha kolay sınır dışı edilmeleri konusunda şimdiye kadar önemli kararlar alınmadığını belirten Scholz, İçişleri Bakanlığının şimdi buna ilişkin hazırladığı yasa tasarısının bakanlıklar arasında istişare edildikten sonra Federal Meclise iletilmesinin planlandığı bilgisini paylaştı.

İçişleri Bakanlığının hazırladığı tasarıya göre, iltica başvurusu reddedilen ve sınır dışı kararı alınan düzensiz göçmenlerin gözaltına alınma süresi Avrupa Birliği (AB) hukukuna uygun bir şekilde 10 günden 28 güne çıkarılacak.

İnsan kaçakçılığı yapanların ve suç örgütüne üye olanların sınır dışı edilmesi hızlandırılacak. Buna göre insan kaçaklığından en az 1 yıl hapis cezası alanlar ve suç örgütüne üyelikten hüküm giyenlerin sınır dışı edilmesi kolaylaşacak.

 

Kimliklerin tespit edilebilmesi için düzensiz göçmenlerin ikamet ettikleri yerlerde aramalar yapılabilecek.

Sınır dışı edilme kararı alınarak tutuklu durumda olan kişilere ne zaman sınır dışı edileceklerine ilişkin bilgi verilmeyecek. Müsamaha belgesiyle (Duldung) en az bir yıl ülkede bulunanlara, sınır dışı edilmeden bir ay önce haber verilmesini öngören düzenleme kaldırılacak. 12 yaşından küçük çocukları bulunan aileler bunun dışında tutulacak.

Yurtlarda kalan sığınmacılara daha az sosyal yardım sağlanacak.

 

Almanya düzensiz göç ile mücadelede Polonya, Çekya ve Avusturya sınırlarında kontrolleri artırma kararı almıştı.

Başbakan Scholz, düzensiz göç ile mücadeleyi ele almak için yarın ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, Hessen Eyaleti Başbakanı Boris Rhein ve Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ile bir araya gelecek.

 

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB) eylül ayı para politikası toplantı tutanakları, ECB Yönetim Konseyi üyelerinin, ekonomik büyüme endişelerinin arttığını ve büyük çoğunluğunun 25 baz puanlık faiz artışını desteklediğini ortaya koydu.

 

ECB Yönetim Konseyi'nin 13-14 Temmuz’da Frankfurt’ta gerçekleştirdiği para politikası toplantısının tutanakları yayımlandı.

Konsey üyelerinin değerlendirmelerinin yer aldığı tutanaklar, üyelerin son toplantıdaki geniş görüş farklılıklarını ortaya koydu.

ECB eylül toplantısında üyelerin ekonomik büyüme konusunda daha endişeli hale geldiği ortaya konulan tutanaklarda üyelerin büyük çoğunluğunun 25 baz puanlık faiz artışını desteklediği görüldü.

Tutanaklarda, “Genel olarak, hazirandaki tahminlerin 2023'teki ekonomik toparlanmanın gücü konusunda fazla iyimser olduğu görüşü yaygındı. İleriye bakıldığında, yıllık kredi büyümesinde uzun süreli bir yavaşlama göz önüne alındığında, 2023'ün ötesinde özel tüketimde bir toparlanmaya ilişkin iyimserlik sorgulanabilir.” denildi.

 

Enflasyon üzerindeki risklerin hala yukarı yönlü olduğu vurgulanan tutanaklarda, “Üyeler, enerji ve gıda maliyetleri üzerindeki potansiyel yukarı yönlü baskılar nedeniyle enflasyon üzerinde yukarı yönlü risklerin devam ettiğini değerlendirdi. Olumsuz hava koşulları ve daha geniş anlamda iklim krizinin ortaya çıkması gıda fiyatlarını beklenenden daha fazla artırabilir." ifadesine yer verildi.

ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, konuya ilişkin değerlendirmesinde, son gelişmelerin ECB’yi daha da zor bir duruma soktuğunu belirtti.

Brzeski, “Her ne kadar ECB eylül faiz kararından bu yana faiz artırımlarına kapıyı açık tutmaya çalışsa da son gelişmeler pozisyonunu açıkça karmaşık hale getirmiştir. Petrol fiyatlarındaki artış enflasyon üzerinde yeni bir yukarı yönlü baskı oluşturarak, 2025 sonunda yüzde 2'lik hedefe ulaşılmasını daha da zorlaştırırken, İsrail-Filistin çatışması ve tahvil getirilerindeki yükseliş Avro Bölgesi'nin büyüme beklentilerini daha da zayıflatacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Son gelişmelerin ECB'nin iki hafta sonraki toplantısında faiz artırımına ara vermesinin daha kesin hale geldiği anlamına geldiğini vurgulayan Brzeski, “Ancak aralık toplantısı için faiz artırımı hala masada.” görüşünü paylaştı.

Bu arada, Avro Bölgesi'nde eylülde yıllık enflasyon yüzde 4,3 olarak açıklanmıştı.

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un, Hamas'ın elinde bulunan rehinelerin durumları konusunda tüm sorumluluğun Hamas'a ait olduğunu belirterek, aralarında Alman vatandaşlarının da bulunduğu tüm rehinlerin, en kısa sürede serbest bırakılmasını talep ettiği bildirildi.

Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından yapılan yazılı açıklamada, Şansölye Scholz'un, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir görüşme yaptığı ve Hamas tarafından İsrail'e düzenlenen saldırının ardından Orta Doğu'daki durumun ele alındığı ifade edildi.

Görüşmede Hamas tarafından kaçırılan ve aralarında Alman vatandaşlarının da bulunduğu rehinelerin akıbetinin değerlendirildiğine işaret edilerek, "Şansölye Scholz rehinelerin refahı konusunda tüm sorumluluğun Hamas'a ait olduğunu vurguladı. Rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını talep etti." açıklamasında bulunuldu.

Açıklamada, Scholz'un, Hamas'ın saldırısını mümkün olan en güçlü şekilde kınadığı vurgulandı.

Alman Başbakan'ın ayrıca Katar'ın insani yardım çabalarını takdirle karşıladığı kaydedildi.

Negative Auswirkungen der Krisen seit 2020 und eine Zunahme des Wettbewerbsdrucks belasten die Weiterbildungsbranche. Dies zeigen Ergebnisse der wbmonitor-Umfrage 2022 des Bundesinstituts für Berufsbildung (BIBB) und des Deutschen Instituts für Erwachsenenbildung – Leibniz-Zentrum für Lebenslanges Lernen e.V. (DIE). Das Wirtschaftsklima in der Weiterbildungsbranche stellte sich demnach nur verhalten dar, wobei zwischen verschiedenen Anbietersegmenten deutliche Unterschiede bestanden. Überwiegend für betriebliche Kunden tätige Anbieter wiesen trotz der schwierigen konjunkturellen Rahmenbedingungen eine positive wirtschaftliche Stimmung auf. Am schlechtesten war sie bei Einrichtungen, die auf Arbeitsmarktdienstleistungen für die Arbeitsagenturen und Jobcenter ausgerichtet sind.

Im Sommer 2022 lag der wbmonitor-Klimawert auf einer Skala von -100 bis +100 bei insgesamt +9, sechs Punkte weniger gegenüber dem Vorjahr. 2019, vor Beginn der Coronapandemie, war er mit +44 deutlich höher. Die anhaltend moderate wirtschaftliche Situation der Weiterbildungsanbieter steht somit in Zusammenhang mit den Krisen seit 2020. Neben Auswirkungen der Energiekrise wie Kostensteigerungen und sinkender Kaufkraft haben möglicherweise auch wirtschaftliche Einbußen durch die Pandemie die Einschätzungen weiterhin belastet. Zudem zeigen die Ergebnisse eine Zunahme des Wettbewerbsdrucks in der Weiterbildung.

Anbieter, die vorwiegend Qualifizierungsleistungen für Betriebe erbrachten, wiesen 2022 mit +40 den höchsten Klimawert auf. Ihr Wert ist gegenüber 2021 um neun Punkte gestiegen. Mögliche Gründe sind das Nachholen pandemiebedingt aufgeschobener Qualifizierungsvorhaben der Unternehmen sowie ein generell hoher Bedarf an betrieblicher Weiterbildung im Zuge digitaler und sozial-ökologischer Transformationsprozesse.

Demgegenüber war die Wirtschaftsstimmung von Anbietern, die sich mehrheitlich durch individuelle Teilnahmeentgelte finanzieren, 2022 eher gedämpft. Ihr Wert ist im Vergleich zum Vorjahr um vier Punkte auf +13 gesunken. Vermutlich bremste das zurückhaltende Ausgabeverhalten der Haushalte infolge der hohen Inflation auch die individuell getätigten Angebotsbuchungen.

Der Klimawert von Einrichtungen, die vor allem Weiterbildung für die Arbeitsagenturen und Jobcenter durchführen, verschlechterte sich deutlich um 19 Punkte. Mit -1 lag ihr Wert 2022 unter dem Gesamtdurchschnitt (+9). Anbieter dieses Segments nahmen zugleich die höchste Konkurrenzsituation wahr. Der negative wirtschaftliche Trend korrespondiert mit einer Abnahme an Förderfällen relevanter arbeitsmarktpolitischer Instrumente im Weiterbildungsbereich. Zudem scheinen neue, ortsunabhängige Online-Angebote besonders in diesem Segment den Wettbewerb zu verschärfen.

Auch Einrichtungen, die ihre Einnahmen mehrheitlich von Kommunen, Ländern, Bund und/oder Europäischer Union (EU) bezogen, wiesen 2022 mit einem Wert von +2 eine unterdurchschnittliche Wirtschaftsstimmung auf. Gegenüber 2021 verschlechterten sie sich um sieben Punkte.

 

Zum Hintergrund:

Der wbmonitor ist ein Kooperationsprojekt von BIBB und DIE, das mit einer jährlichen Umfrage bei Anbietern allgemeiner und beruflicher Weiterbildung zu mehr Transparenz über die Weiterbildungslandschaft und Anbieterstrukturen beiträgt und aktuelle Veränderungen aufzeigt. Der wbmonitor-Klimawert bildet die Einschätzung der wirtschaftlichen Situation durch die Weiterbildungsanbieter ab. Er berechnet sich in Anlehnung an das ifo-Geschäftsklima aus dem Mittel der Differenzen zwischen den positiven und negativen Urteilen über die gegenwärtige wirtschaftliche Lage sowie die Erwartung in einem Jahr. An der Umfrage 2022 „Weiterbildungsmarkt im Wandel“ beteiligten sich 1.805 Weiterbildungsanbieter.

Ausführlichere Informationen zum Wirtschaftsklima und weitere Ergebnisse der wbmonitor-Umfrage 2022 sind im aktuellen BIBB-Datenreport ab Seite 321 veröffentlicht. Der vollständige Ergebnisbericht der Umfrage erscheint voraussichtlich gegen Ende des Jahres.

 

Weitere Informationen: