BERLİN (AA) - Alman otomotiv üreticisi Volkswagen Grubu'nun araç teslimatları yılın üçüncü çeyreğinde Kuzey Amerika'daki güçlü talebin ana pazar Çin'deki düşüşü telafi etmesiyle yüzde 7,4 artarak 2,34 milyona yükseldi.

Audi, Bugatti, Seat, Skoda ve Porsche markalarını bünyesinde bulunduran Volkswagen Grubu, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin araç teslimat rakamlarını duyurdu.

Buna göre, Volkswagen’in araç teslimatları, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 artarak 2,34 milyona yükseldi.

Alman üreticinin tamamen elektrikli araç satışları ise üçüncü çeyrekte yüzde 40,5 artarak 209 bin bine ulaştı. Elektrikli araçlar grubun toplam satışlarının yüzde 9’una denk geldi.

Şirketin ana pazarı Çin’de satışlar yüzde 5,8 düşerek 837 bin 200’ine gerilerken, Kuzey Amerika’da satışlar yüzde 12,2 arttı.

Bu arada, diğer Alman otomobil üreticileri Mercedes-Benz ve BMW’de bu hafta başında Çin'deki üçüncü çeyrek satışlarının düştüğünü bildirmişti.

Alman medyasındaki haberlere göre, Günther-Wünsch, okul idarelerine gönderdiği mektupta Filistin'i karakterize eden sembollerin yasaklandığını belirtti.

Mektubunda İsrail-Filistin çatışmasının Berlin'deki okullarda barış içinde bir arada yaşamayı da etkilediğini ifade eden Katharina Günther-Wünsch, okul barışına tehdit oluşturduğu gerekçesiyle söz konusu yasağın konulduğunu ifade etti.

BERLİN (AA) - Uluslararası Para Fonuna (IMF) üye ülkelerin, yıl sonuna kadar fonun kredi kaynaklarında "anlamlı bir artış" yapılması konusunda anlaşmaya vardığı bildirildi.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva ile Uluslararası Para ve Finans Komitesine (IMFC) başkanlık eden İspanya Ekonomi ve Dijitalleşme Bakanı Nadia Calvino, Fas'ın Marakeş kentindeki IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında basın toplantısı düzenledi.

Nadia Calvino, basın toplantısında, üyeler arasında IMF'de kotaların artırılması yoluyla finansman seviyelerinin yükseltilmesine ilişkin temel olarak anlaşmaya varıldığını söyledi.

Kota artışının koşullarına ilişkin bilgi vermeyen Calvino, söz konusu artışın IMF'nin küresel finansal istikrarı korumasını sağlayacağını vurguladı.

- IMF'yi harekete geçmesi için finansal açıdan güçlü kılacak

IMF Başkanı Kristalina Georgieva da İsrail-Filistin çatışmasının küresel ekonomi için bir başka belirsizlik kaynağı olduğunu belirterek, çatışmanın küresel ekonomi üzerindeki etkisini ölçmek için henüz çok erken olduğunu söyledi.

Kotaların artırılmasından sonra IMF'nin üyelerinin oy haklarının değiştirilmesinin "bir sonraki adım" olması konusunda anlaştıklarını bildiren Georgieva, bunun için net bir plan olması konusunda mutabık kalındığını aktardı.

Georgieva, kota artırımının, Kovid-19 salgını gibi "başka bir ekonomik şokla karşı karşıya kalınması durumunda IMF'yi harekete geçmesi için finansal açıdan güçlü kılacağını" vurguladı.

- Yoksul ülkeler için 3 milyar dolarlık ek kredi

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, yazılı açıklamasında ise Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Vakıf Fonunun (PRGT) 3 milyar dolar artırılması hedefine ulaşıldığını bildirdi.

Düşük gelirli ülkelerin imtiyazlı koşullarda kullandıkları PRGT kredilerinin, Kovid-19 salgınından beri beş kat artarak 30 milyar dolara çıktığını belirten Georgieva, yaklaşık 30 ülkenin kredileri kullandığını ifade etti.

- IMF kotaları

Ülke ekonomisinin büyüklüğüne göre ayarlanan IMF kotaları, bir ülkenin IMF'ye ne kadar fon sağlaması gerektiğini, oy gücünü ve alabileceği azami kredi miktarını belirliyor.

Ekonomileri Batılı gelişmiş ülkelere göre önemli ölçüde daha hızlı büyüyen Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler, artan ekonomik ağırlıklarını yansıtacak şekilde uzun süredir kotaların yeniden ayarlanması konusunda çağrı yapıyordu.

ABD yaklaşık yüzde 17,43 ile IMF kotalarının en büyük payına sahip bulunurken, küresel ekonomik üretimin yaklaşık yüzde 18'i oluşturan Çin'in payının yalnızca yüzde 6,40 olması dikkati çekiyordu.

Kota artışında anlaşma sağlanmasıyla IMF üyelerinin ekonomik ağırlığını daha iyi yansıtacak şekilde gelecekte oy haklarının da güncellenmesi bekleniyor.

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, Filistinlilerle dayanışma gösterisine polis izin vermedi.

Aralarında Filistinlilerin de bulunduğu bir grup, polise "Orta Doğu'da barış-Orta Doğu'da ateşkes-İki devletli çözüm" sloganıyla bir gösteri yapmak için başvurduktan sonra kent merkezindeki tarihi Brandenburg Kapısı'nın önündeki meydanda toplandı.

Polis, gösterinin yasaklandığı gerekçesiyle eylemcilerin meydandan ayrılmasını istedi. İnternetten gösterinin yasaklandığına dair kararın yayınlanmadığını belirten eylemciler, kararın yazılı halini görmek istedi.

Bu arada göstericiler polise, barışçıl bir gösteri yapacaklarını, sadece seslerini duyurmak istediklerini anlattı.

Söz konusu yazılı karar gelene kadar eylem yapan göstericiler, "Bombardımanları durdurun", "Filistin'e özgürlük", "Çocuklarımız ölüyor, herkes başka tarafa bakıyor", "Medya nerede?", "(Almanya Başbakan Olaf) Scholz neden sessizsin?" şeklinde sloganlar attı.

Göstericiler, Gazze'de öldürülen çocukların fotoğraflarını da yere koydu.

Bir süre sonra polis aracından gösterinin yasaklandığı ve eylemcilerin bölgeden ayrılması gerektiği anonsu yapıldı.

Ardından polis, çok sayıda göstericiyi gözaltında alırken, eyleme katılan diğer kişiler bölgeden ayrıldı.

İsmini vermek istemeyen bir kadın gösterici AA muhabirine yaptığı açıklamada, gösteri yapmak için başvurduklarını belirterek, "İki dakika önce güncelledikleri polisin internet sayfasına baktık ve başvurunun yapıldığını gördük. Polis bunun yasak olduğunu, gösteri başvurusunun geri çekildiğini veya iptal edildiğini iddia etti. Tam olarak bilmiyorum. Biz burada sadece sesimizi duyurmak ve barışçıl bir şekilde gösteri yapmak istedik. Görünüşe göre şu anda Almanya’da ifade özgürlüğü yok." diye konuştu.

Berlin'de bugün yapılması planlanan başka bir gösteri de yasaklanmıştı.

"Filistin'le dayanışma amacıyla Berlin'in farklı ilçelerinde düzenlenecek miting ve aynı konudaki yürüyüş ile bunların yerine geçecek tüm etkinlikler, kamu güvenliği ve düzeni açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle yasaklanmıştır." açıklaması yapan Berlin polisi, 11 Ekim'den beri Filistinlilerle dayanışma gösterilerine izin vermiyor.

BERLİN (AA) - Almanya'nın güneyindeki A 94 numaralı otoyolda insan kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen aracın polisten kaçarken yaptığı kazada 7 kişi hayatını kaybetti, birçok kişi yaralandı.

Polisten yapılan açıklamada, 20'den fazla kişinin bulunduğu minibüsün, polis kontrol noktasından uzaklaşmaya çalışırken devrildiği bildirildi.

Açıklamada, aralarında bir çocuğun da bulunduğu 7 kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Birçoğunun durumu ağır olan yaralıların çevredeki hastanelere kaldırıldığı, kazaya karışanların kimlik tespit sürecinin devam ettiği belirtildi.

Kaza nedeniyle Münih istikametine giden yol tamamen kapatıldı.

Ülkede, geçen hafta da polisten kaçan bir sürücünün neden olduğu kazada iki kişi ağır yaralanmıştı.

BERLİN (AA) - Almanya'da, ekonomideki durgunluk ve artan faiz maliyetlerinin etkisiyle, eylül ayında iflas eden şirket sayısı yüzde 19,5 arttı.

Almanya Federal İstatistik Ofisinden (Destatis) yapılan açıklamaya göre, eylül ayındaki iflas başvuruları bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 19,5 yükseldi. Ülkede iflaslarda ağustosta ise bir önceki yıla göre yüzde 13,8 artış görülmüştü.

Destatis, iflasların mahkemelerin ilk kararından sonra istatistiklere dahil olduğunu bildirdi.

Ofis, ülkede şirket ve şahıs iflaslarında temmuz ayına ilişkin nihai verilerini de açıkladı. Buna göre, temmuzda iflas eden işletme sayısı Temmuz 2022'ye göre yüzde 37,4 artarak 1.586'ya yükseldi.

- İflas eden şirketler 3,1 milyar avroluk borç bıraktı

Temmuz 2023'de en çok iflas, her 10 bin şirkette 8 vaka ile taşımacılık ve depolama sektöründe görüldü. Bunu her 10 bin şirkette 7,1 vaka ile inşaat sektörü takip etti. Enerji tedarik sektörü ise her 10 bin şirkette 2,4 vaka ile iflasların en az görüldüğü sektör oldu.

Şirketlerin iflas talepleriyle ilgili alacaklılara ödenmesi öngörülen borç ise 3,1milyar avro olarak kaydedildi. Söz konusu borç, Temmuz 2022’de yaklaşık 800 milyon avroydu.

Kurumsal iflaslar dışında 5 bin 668 borçlu da temmuzda iflas başvurusunda bulundu. Söz konusu rakam, 2022'in aynı dönemine kıyasla yüzde 6,9 arttı.

Kovid-19 krizi nedeniyle birçok sektörde önemli iş kayıplar yaşayan Alman ekonomisi, son aylarda da enerji krizi, nitelikli çalışan ve malzeme eksikliği sorunu ve yüksek enflasyondan olumsuz etkileniyor.

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikası sıkılaştırması da Alman şirketlerinin finansman maliyetlerini artırıyor.