Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

KÖLN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, ülkelerindeki demokrasinin savunulması çağrısında bulundu.

Steinmeier, Herrenchiemsee'de bulunan Yeni Saray'da düzenlenen Anayasa Kongresi'nin 75. yılı kutlamalarında konuştu.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Demokrasimizi hor görenleri yerlerine oturtmak hepimizin elinde. Hepimiz, her siyasetçi ama aynı zamanda her yurttaş demokrasimiz için ortak bir sorumluluğa sahibiz. Onu korumak zorundayız. Demokrasimizin diktatörlüğün, savaşın ve soykırımın gölgesinde ortaya çıktığını hatırlayalım. Bugün demokrasimiz için neyin tehlikede olduğunu anlayalım." ifadelerini kullandı.

 

Demokrasinin korunmasının vatandaşlık görevi olduğunu belirten Steinmeier, demokrasinin savunulması çağrısında bulundu.

Steinmeier, anketlerde güçlü olan Almanya için Alternatif (AfD) partisini adını vermeden eleştirdi.

Özgür demokrasiyi erozyona uğratan siyasilerin güçlenmesinde seçmenlerin rolü ve sorumluluğu olduğuna işaret eden Steinmeier, "Anayasa düşmanları, siyasi muhaliflerini yok etmek istedi. Amaçları çelişkisiz hakimiyettir. Bu, Anayasa'nın demokrasisi değil." dedi.​​​​​​​

Steinmeier, aşırılıkla mücadelenin önemini vurgulayarak, özgürlük düşmanlarının oluşturduğu tehlikeyi görmezden gelemeyeceklerini söyledi.

 

Bavyera Başbakanı Markus Söder de demokratik partileri, anayasa ve demokrasi düşmanlarına karşı birlikte mücadele etmeye çağırdı.

Tüm demokratların demokrasi düşmanlarına bir "dur" işareti göstermesi gerektiğini ve Almanya'da demokrasinin uzun zamandır olmadığı kadar baskı altında olduğunu belirten Söder, "Özgürlük düşmanlarına özgürlük yok." dedi.

 

BERLİN (AA) - Almanya'da dün Rusya için casusluk yaptığı suçlamasıyla tutuklanan Alman Silahlı Kuvvetlerinin Ekipman ve Bilgi Teknolojileri Dairesinde çalışan Yüzbaşı Thomas H'nin, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin sempatizanı olduğu ileri sürüldü.

 

Alman basınında yer alan haberlere göre, Yüzbaşı Thomas H'nin çalıştığı kurumda AfD ve bu partinin Rusya politikasına sempati duyması dikkati çekti.

Rusya’nın Berlin Büyükelçiliği girişlerinin takip edildiği görüntüleri değerlendiren Alman güvenlik makamlarının, Thomas H’yi büyükelçiliğin çevresinde birçok kez "şüpheli olarak" tespit ettiği kaydedildi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yaptığı açıklamada, güvenlik birimlerinin çalışmalarını överek, "Bu olay, güvenlik makamlarımızın Almanya'daki Rus casusluğunu takip ettiğini ve buna karşı tedbirler aldığını gösteriyor." dedi.

 

Faeser, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşının Almanya'daki güvenlik durumunu da değiştirdiğini belirterek, "Casusluk, dezenformasyon kampanyaları ve siber saldırılardan kaynaklanan tehdit başka bir boyut kazandı." değerlendirmesinde bulundu.

İktidarın büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Dirk Wiese de Almanya'ya yönelik tüm tehditlerin ciddiye alınması gerektiğini söyledi.

Wiese, "AfD'ye açıkça sempati duyan ve ona yakın olan kişilerin, Almanya'ya kasten zarar vermek için Rusya'ya hassas bilgiler verdiklerinin not edilmesi" gerektiğini kaydetti.

 

Federal Başsavcılık, dün yabancı istihbarat servisi için çalışmakla suçlanan Thomas H'nin Koblenz kentinde gözaltına aldığını açıklamıştı.

Alman Silahlı Kuvvetlerinin Ekipman ve Bilgi Teknolojileri Dairesinde çalıştığı belirtilen Thomas H'nin ev ve iş yerinde arama yapıldığı bildirilmişti.

 

Açıklamada zanlının, mayıstan sonra birkaç kez Rusya'nın Bonn Başkonsolosluğu ve Berlin Büyükelçiliği'ne başvurarak işbirliği teklif ettiği ve Rus istihbarat servisine iletilmek üzere mesleki faaliyetleri sırasında elde ettiği bilgileri paylaştığı kaydedilmişti.

Thomas H, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

Almanya'da Aralık 2022'de Dış İstihbarat Teşkilatında (BND) çalışan Alman vatandaşı Carsten L. de Rusya için casusluk yapmaktan tutuklanmış ve vatana ihanetle suçlanmıştı.

Bu yıl 10. yılını kutlayan Sevinç Coşkun-Roth Ayhaber e yaptığı açıklamalarda, “Her kadın güzeldir. Kimse bunun aksini iddia edemez. 

Buradan şuna gelmek istiyorum, 10. yıl kutlamalarımızda çok sayıda bayan müşterimizin ve ilgi gösterenlerin bize gösterdiği yakınlıktan da kadınların gerçekten çok güzel olduğuna inanıyorum.

Bazı kadınların bizzat bana gelip “Senin gibi güzel olmak istiyorum” şeklindeki konuşmalarından ise elbette biz de çok mutlu olduk.

10. yıl kutlamalarımızın videolarını aşağıdan izleyebilirsiniz.

 

https://www.facebook.com/watch/?v=867365178392028

 

 

Bilindiği gibi Bauty Oase Güzellik Merkezi'nin CEO'su Sevinç Coskun-Roh Türk, Alman ve diğer ülke kadınlarının severek geldiği en önemli güzellik merkezlerinden biri konumuna geldi.

 

 

Konu ile ilgili bilgi;

 

Zernstraße 1, Karbach, Germany
 
09391 988923
 
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Auch in diesem Jahr radelt der Würzburger Jörg Richter wieder für den guten Zweck, dieses Mal führt ihn der Weg durch Österreich, 1.200 Kilometer weit und über 12.000 Höhenmeter. Unterstützt wird er von einer Vielzahl österreichischer und bayerischer Feuerwehrstationen. An jeder Station wird er für Seltene Erkrankungen und in diesem Jahr ganz besonders für den Verein „Hand in Hand gegen Tay-Sachs und Sandhoff in Deutschland“ um Spenden und Aufmerksamkeit werben. Der Verein „Hand in Hand gegen Tay-Sachs und Sandhoff in Deutschland e.V.“ hat seinen Sitz in Höchberg. Vor dem Start der Österreichtour holte er sich die guten Wünsche der Stadt Würzburg bei einem Treffen mit Oberbürgermeister Christian Schuchardt.

Schuchardt wertschätzt Richters Engagement: „Seltene Erkrankungen sind für Betroffene und deren Familien oftmals eine schwere Bürde. Sie beginnen häufig im Kindesalter und sind gerade wegen ihrer Seltenheit auch nur selten heilbar“, so Schuchardt. „Jörg Richter lenkt mit seinen langen Spendenradtouren den Blick der Öffentlichkeit auf solche Seltenen Erkrankungen.“ Gerade Tay-Sachs- und Sandhoff-Erkrankungen, für die Richter dieses Jahr auf das Rad steigt, sind tückisch. An Tay-Sachs und Sandhoff erkranken am häufigsten Kinder ab dem sechsten Lebensmonat. Nachdem sie sich zuvor normal entwickelt hatten, beginnen die Kinder aufgrund des Gendefekts alle bereits erworbenen motorischen Fähigkeiten wieder zu verlernen. Im weiteren Verlauf erblinden viele Kinder, verlieren ihr Gehör und bekommen Schluckprobleme. Die frühe Form der Erkrankung verläuft tödlich, die meisten sterben im Alter von fünf Jahren. Bei der juvenilen Form bricht die Erkrankung zwischen dem 2. und 5. Lebensjahr aus, je später, desto milder verläuft sie. Dennoch versterben auch diese Kinder sehr früh, in der Regel nach dem 5. und vor dem 20. Lebensjahr. Selten erkranken Erwachsene, sie leiden in erster Linie an zunehmender Gangunsicherheit aufgrund von Muskelschwäche, an Zittern, Muskelzuckungen, die Aussprache verändert sich, etwa 30 Prozent der Patienten entwickeln psychische Probleme bis zur Depression. Mit Fortschreiten der Erkrankung werden Hilfsmittel wie Rollatoren oder Rollstühle benötigt. Im Gegensatz zu den anderen Formen verläuft die spät einsetzende Tay-Sachs-Erkrankung in der Regel nicht tödlich.

Jörg Richter wird radeln von Passau nach Linz, Melk, Wien, Wiener Neustadt, Mürzzuschlag, Graz, Wolfsberg, Klagenfurt, Villach, Spittal, Lienz, Heiligenblut, St. Johann im Pongau, Salzburg, Traunstein, Rosenheim und über Marktl am Inn wieder nach Passau. Start ist am 26. August in Passau. Wenn alles gut läuft, plant Jörg Richter nach 18 bis 22 Tagen die Tour in Passau wieder zu beenden. Seit 2015 radelt der gebürtige Kölner, der heute in Würzburg lebt, regelmäßig für einen guten Zweck, dreimal bereits durch die USA, durch Europa und rund um Deutschland.

Mehr Infos: https://tay-sachs-sandhoff.de/

 

 

 

Der Bau von Radwegen liegt in der Zuständigkeit der jeweiligen Kommune. Seit 2009 unterstützt der Landkreis Würzburg seine Städte, Märkte und Gemeinden jedoch mit einem Radwegeförderprogramm. Da der Freistaat Bayern nach einer Änderung des Gemeindeverkehrsfinanzierungsgesetzes (BayGVFG) seit diesem Frühjahr seine Fördermöglichkeiten ausgeweitet hat, hat der Kreistag seine eigenen Förderrichtlinien nun an die neue Förderkulisse angepasst. Kommunen im Landkreis Würzburg haben künftig zwei Möglichkeiten, eine Förderung für den Bau von Radwegen durch den Landkreis zu erhalten.

 

Zwei mögliche Förderkulissen für Gemeinden beim Radwegebau

 

Bislang erfolgten Förderungen von Radwegen häufig dreigleisig durch das Amt für Ländliche Entwicklung (ALE), den Zweckverband Erholungs- und Wandergebiet Würzburg und den Landkreis Würzburg. Anstelle einer bis zu 45-prozentigen Förderung durch das ALE, wobei die Baukosten und anteilig die Planungskosten berücksichtigt wurden, können Gemeinden künftig auch eine Förderung von 50 bis zu 80 Prozent der reinen Baukosten durch den Freistaat Bayern beantragen. Die Planungskosten werden vom Freistaat Bayern allerdings nicht berücksichtigt.

 

Zuschuss nun auch für reine Planungskosten und Machbarkeitsstudien

 

Um diese Lücke zu schließen, fördert der Landkreis Würzburg die Planung von Radwegen nun mit einem höheren Fördersatz in diesem Szenario. Förderfähig sind demnach Planungskosten in Höhe von bis zu 15 Prozent der Herstellungskosten, gewährt wird dabei ein Fördersatz von 80 Prozent durch den Landkreis, der Zweckverband Erholungs- und Wandergebiet zusätzlich weitere 10 Prozent. Bei den Planungskosten verbleiben für die Gemeinden also letztlich ein Rest von 10 Prozent Eigenanteil.

 

Sollten bei der Planung mindestens drei Landkreisgemeinden involviert sein oder eine geplante Radtrasse über gemeindefreies Gebiet im Landkreis Würzburg führen, werden künftig auch Machbarkeitsstudien finanziell mit einem Fördersatz von 25 Prozent gefördert. Sind angrenzende Landkreise oder die Stadt Würzburg betroffen, beträgt der Fördersatz 20 Prozent.

 

 

 

 

Landrat Eberth: Passgenaue Angebote für Gemeinden

 

Landrat Thomas Eberth freut sich über die neue Förderkulisse des Freistaats und die sich dadurch ergebenden Möglichkeiten für Gemeinden. „Das Fahrrad ist neben einem funktionierenden ÖPNV und dem Schienenverkehr ganz klar ein wichtiger Baustein für die Mobilität der Zukunft. Dazu gehört natürlich auch ein gut ausgebautes Radwegenetz“, betont Thomas Eberth. „Mit den neuen Förderrichtlinien zum Radwegebau von Freistaat und Landkreis können die Gemeinden ihre Finanzierung nun passgenau und flexibel an ihre Bedürfnisse anpassen und ihren Beitrag zur Verkehrswende leisten. Auch die Förderung von Planung und Machbarkeitsstudien ist nun möglich“, freut sich der Landrat.

 

Weitere Details zu den Richtlinien des Landkreises Würzburg zur Förderung von Radwegen, die zum 1. August 2023 in Kraft getreten sind, sind unter www.landkreis-wuerzbuerg.de/kämmerei zu finden.

 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararına göre, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na Prof. Dr. Yüksel Özgen atandı. 1971 yılında Çorum’da doğan Prof. Dr. Yüksel, ilk, orta ve lise öğrenimlerini burada tamamladı.

 

1993 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi’nde yüksek lisansını, 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. 2009 yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. Aynı yıl üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Başkanlığı’na, 2023 Ocak ayında Kırıkkale Üniversitesi’nde profesörlük kadrosuna atandı.

 

 

Prof. Yüksel Özgen kimdir?

1971 yılında Çorum’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Çorum’da tamamladı. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı. 1995 yılında Selçuk Üniversitesinde yüksek lisansını; 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde doktorasını tamamladı.

1999 yılında Başbakanlık Cumhuriyet Arşivinde arşiv uzmanı olarak görev yaptı. 2000 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde bir süre arşiv uzmanı olarak görevlendirildi. 2005 yılında TİKA Türkoloji Projesi kapsamında Arnavutluk Tiran Üniversitesinde; 2006 yılında yine aynı proje kapsamında Bosna-Hersek Tuzla Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2009 yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne öğretim üyesi olarak göreve başladı. Aynı yıl Üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Başkanlığına atandı. 2014-2018 yılları arasında Çankırı Belediyesi Dr. Rıfkı Kamil Urga Çankırı Araştırmaları Merkezi Koordinatörlüğü; 2016-2019 yılları arasında Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 2017 yılında doçent unvanını aldı ve 2023 Ocak ayında Kırıkkale Üniversitesinde Profesör kadrosuna atandı. 

2018 yılında Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı Bilim Kurulu Asli Üyeliğine seçildi. 2019 yılında Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcılığına atandı. 2021 Eylül ayında Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı olarak görevlendirildi. 4 Ocak 2023 tarihinde Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığına atandı. 4 Ağustos 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türk Tarih Kurumu Başkanlığına getirildi. 

 

Yayımlanmış kitapları

Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Çankırı Gezisi (Çankırı Belediyesi Yayını 2011), Bir Milletin Atasına Vedası (Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları 2013, İkinci Baskı 2022), Çankırı Belediyesi Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırma Merkezi Arşiv Kataloğu (2015), 21 Kasım 1938’in Sessiz Tanıkları (Türk Tarih Kurumu Yayınları 2020), Selanik’ten Anıtkabir’e Gazi Mustafa Kemal Atatürk-Sergi Kataloğu (Türk Tarih Kurumu Yayınları 2022).

 

 

Almanya’nın Bonn şehrinde, bir otomobil okula giden öğrenciye çarparak olay yerinden kaçtı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Bonn Merkez Camii’nde din görevlisi olarak görev yapan Mehmet Uslu’nun dördüncü sınıf öğrencisi 9 yaşındaki oğlu Yusuf’a bir otomobil çarptı. Öğrenciye çarpan otomobil olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.

8 Ağustos tarihinde öğretim yılının ilk gününde baba Mehmet Uslu oğlu Yusuf ile okula giderken, yaya geçidi üzerinde bir otomobil çarptı. Olay, ana cadde üzerindeki yaya geçidinde yeşil ışık yandığı esnada gerçekleşti.

Aracın ön lastiklerinin Yusuf’un üzerinden geçtiğini gören baba Uslu, can havliyle çocuğunu aracın altından çektiğini ifade etti.

 

Çarpma anında çocuğuyla ilgilendiği için aracın plakasını alamadığını ancak gri renkte bir otomobil olduğunu dile getiren baba Uslu, araç sahibinin otoparka girerek kendileriyle ilgileneceği zannetti. Ancak araç sahibi olay yerinden kaçtı.

Yaşanılan kazanın ardından hastanede tedavi altına alınan Yusuf’un tedavisinin devam ettiğini söyleyen baba Uslu, “Çarpma sonucunda oğlumun bacağı kırıldı ve kalçaya kadar alçıya alındı. Baş ağrısı sebebiyle çekilen tomografide de kafatasında çatlaklık tespit edildiği için Bonn’daki araştırma hastanesine sevk edildi. Eğitim yılının ilk gününde okula sevinçle giderken, yaşadığımız bu talihsiz kazadan büyük üzüntü duyduk. Oğlumuzun hayati tehlikeyi atlatmış olmasından Rabbimize hamd ediyoruz. Başımıza gelen hadiseyi diğer aileler yaşamaması için sürücülerin bilhassa okul çevresinde daha dikkatli ve daha hassas araç kullanmalarını, trafik kurallarına uymalarını diliyorum” dedi.

 

Yaşanılan kazadan keyifsiz olduklarını dile getiren Bonn DİTİB Merkez Camii dernek yöneticileri ile cemaati, Yusuf’un hayati tehlikesinin olmadığını, ancak kazaya sebebiyet veren vicdansız araç sahibinin biran evvel bulunmasını dilediler. 

Otomobili ile olay yerinden geçen cami cemaatinden birisinin aracı takip ederek, plakasıyla birlikte fotoğrafını çekerek polise ifade verdiği belirtildiği olayla ilgili, polis kaçan otomobil ile sürücüsünün bulunması için çalışma başlatıldığı kaydedildi. 

 

 

 

 

 

Der Landkreis Würzburg investiert in den nächsten fünf Jahren über 40 Millionen Euro in seine Förderschulen 

 

Im Juni 2021 entschied sich der Kreistag des Landkreises Würzburg für eine Generalsanierung der Rupert-Egenberger-Schule (RES) in Höchberg. Gut zwei Jahre später fand nun der Spatenstich für das Großprojekt statt. Der Schulstandort soll in den kommenden Jahren im laufenden Betrieb saniert werden. Das Schulgebäude wird erweitert und soll dann ein optimales Lehr- und Lernumfeld bieten. Brandschutz, Barrierefreiheit sowie die energetische und technische Ausstattung werden im Zuge dessen auf den neuesten Stand gebracht. 

 

Zum Spatenstich fanden sich kürzlich mit Landrat Thomas Eberth, den Vertreterinnen und Vertretern des Marktes Höchberg und des Kreistags auch die künftigen Nutzer an der Südseite des Schulhauses ein: Schülerinnen und Schüler, das Lehrerkollegium sowie Vertreter des Elternbeirats kamen zu einer kleinen Feierstunde zusammen.

 

Große Wertschätzung für Kreispolitik und Schulfamilie

 

Der Gesamtleiter der Rupert-Egenberger-Schule Markus Fuchs bedankte sich bei Landrat Thomas Eberth, dem Kreistag als Entscheider-Gremium, den Planern und allen weiteren Beteiligten dafür, dass zur Verwirklichung der Maßnahme weder Geld noch Mühen gescheut wurden. Im Verlauf der Planung seien ihm besonders die große Wertschätzung aufgefallen, die der Arbeit der gesamten Schulfamilie entgegengebracht werde. Alle Beteiligten hätten stets zum Ziel gehabt, dass man mit den Schulgebäuden Orte vorhalte, an denen „junge Menschen stark werden können“. Die Entscheidung, die kleinen Standorte beizubehalten und dem aktuellen dezentralen Modell eben keinen großen zentralen Schulstandort vorzuziehen, sei dabei besonders wichtig gewesen. 

 

Die anstehende Generalsanierung der RES in Höchberg wird auch inhaltlich für Neues genutzt: Gesamtschulleiter Markus Fuchs (Mitte) stellte die neue Fahrradklasse seiner Schule vor. Diese soll im Zuge des Umbaus auch eine eigene Werkstatt mit direkter Zufahrt zum Außenbereich erhalten. Foto: Christian Schuster

 

„Wir starten heute nur mit der Herstellung von Parkplätzen“, erklärte Landrat Thomas Eberth. „Wir geben damit aber auch ein Signal: Der Landkreis Würzburg bekennt sich ganz klar zu den Standorten und dem Konzept der Rupert-Egenberger-Schule.“ Der Spatenstich in Höchberg sei also der Beginn einer Reihe von Maßnahmen, die sich über die nächsten fünf bis sechs Jahre erstrecken werden. 

 

Bauvorhaben von dieser Größenordnung seien natürlich anstrengend für die Anwohner, aber auch für die Schulfamilie selbst. Mit der längst überfälligen Sanierung der Schulen werde der Landkreis aber seiner Aufgabe gerecht, den Schülerinnen und Schülern einen guten Start in eine erfüllte und glückliche Zukunft zu ermöglichen.

 

Landkreis Würzburg investiert rund 40 Millionen Euro in Förderschule

 

Bis Ende 2023 sollen in Höchberg also die Parkflächen südlich des Schulgebäudes ertüchtigt werden. Sobald die Regierung von Unterfranken die Förderung der Sanierung bewilligt hat, sollen die Ausschreibung der weiteren Gewerke beginnen. Während der Sanierung soll die Klassen zeitweise in Container-Klassenzimmer auf den Schulhof ausgelagert werden.

 

Die Generalsanierung des Standorts Höchberg ist aber nur ein Teil der großen Modernisierung der Rupert-Egenberger-Schule, die in den kommenden Jahren stattfinden soll. Als Ersatz für die Standorte in Sommerhausen und Gelchsheim wird ein Neubau in Gaukönigshofen entstehen – die vorbereitenden Arbeiten zum Bau des Gebäudes sind für Anfang 2024 geplant. Die Schülerinnen und Schüler am Standort Veitshöchheim sollen im Jahr 2025 in die Räume der Grundschule Rimpar umziehen. Ende 2022 hatte der Kreistag den Kauf der 2011 energetisch sanierten Matthias-Ehrenfried-Grundschule von der Marktgemeinde Rimpar beschlossen. Insgesamt wird der Landkreis Würzburg mehr als 40 Millionen Euro in seine Förderschul-Standorte investieren.

 

„Wir investieren in die Bildung unsere Kinder und Enkel, also investieren wir in die Zukunft“, zeigte sich Landrat Thomas Eberth zufrieden nach dem obligatorischen Spatenstich und überbrachte die besten Wünschen für eine erfolgreiche Baumaßnahme. 

6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde gerçekleşen deprem nedeniyle Almanya’da yerleşik Türk toplumunun deprem bölgesindeki yakınlarını geçici süreliğine Almanya’ya davet etmelerine yönelik Alman makamları tarafından özel bir vize düzenlemesi yapılmış, bu kapsamda depremden etkilenen 12.000 vatandaşımız vizeden yararlanarak Almanya’ya gelmiştir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi, depremden etkilenerek Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza psikososyal destek sunarak depremin insanlarımız üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını amaçlıyor. Bununla beraber proje Almanya’da yerleşik olan ve deprem bölgesinden yakınları gelen Türk aileleri, depremden etkilenen yakınlarına nasıl yaklaşmaları ve nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirmeyi de amaç ediniyor.

“Birlikte İyileşelim” projesi pilot bölge olarak Berlin’de gerçekleştirilecek ve ardından Almanya’nın diğer şehirlerinde de hayata geçirilebilecek. Proje kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, alanında uzman psikolog ve pedagoglar tarafından aile seminerleri, bilgilendirme toplantıları ile yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere tarihi-kültürel geziler gibi sosyal uyum etkinlikleri hayata geçirilecek. Ailelerle yapılan görüşmelerde psikososyal anlamda ihtiyaçlar tespit edilerek ileriye dönük takipleri yapılabilecek.

Başvuruların hızlı ve kolay bir şekilde alınabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından online bir sayfa hazırlandı ve https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim adresi üzerinden vatandaşlarımızın başvurusuna açıldı.

Sosyal Medya İçerik Örnekleri

  • Deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek, tematik seminerler ile çocuklar ve yetişkinler için sosyal etkinliklerin düzenleneceği "Birlikte İyileşelim" projesine başvurular başladı. Berlin'de düzenlenecek ilk programa vatandaşlarımız online olarak başvurubilir: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek sunuluyor. Berlin’de başlayacak proje için başvurular başladı. Başvuru adresi: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesine deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız ve onları evlerinde ağırlayan Almanya'da yerleşik ailelerimiz başvurabilirler. Online olarak hemen başvurmak için: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız için yetişkinler ve çocuklara yönelik psikososyal destek, tematik etkinlikler ve sosyal programlar düzenlenmektedir.  Online olarak hemen başvurabilirsiniz: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim

 

 

 

 

 

 

Almanya’da 2023-2024 öğretim yılının başlamasıyla birlikte Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cami derneklerinde okula başlayan öğrenciler için “Bed-i Besmele” merasimi geleneği bu yıl da devam etti.

2023-2024 öğretim yılına önce başlayan Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Ahaus, Altenessen, Attendorn, Bad Salzuflen, Bielefeld, Duisburg-Hüttenheim, Duisburg-Rumeln, Duisburg-Untermeiderich, Essen, Essen-Kray, Gelsenkirchen-Horst, Gronau, Halle, Heiligenhaus, Herford, Kreuztal, Lüdenscheid, Mettmann, Monheim, Oberhausen, Oberhausen-Osterfeld, Oberhausen-Tackenberg, Remscheid, Rheinberg, Siegen, Sindorf, Voerde-Möllen, Werdohl ve Wuppertal  şehirlerindeki DİTİB‘e bağlı cami derneklerinde “Bed-i Besmele” merasimleri düzenlendi.

Camilerde düzenlenen “Bed-i Besmele” merasimlerinde Kur’an-ı Kerim ve ilahiler okundu, çocukların başarıları için dualar edildi.

 

Camilerde “Bed-i Besmele” merasimlerinin gelenek haline geldiğini ifade eden DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Camilerde çocukların büyüdüğünde bugünü hatırlayacakları güzel bir geleneği devam ettiriyoruz. Çocuklar kadar ailelerinin de düzenlenen bu merasimlerden mutlu olduklarına şahit oluyoruz. Örnek toplum oluşturma gayesi, İslam’ın en temel gayelerinden birisidir. Hz. Peygamber’e nazil olan ilk beş ayette, okumanın iki kez emredilmesi, bilginin kalemle kayıt altına alınmasından söz edilmesi ve insanın bilinmediklerini öğrenmesinin Allah’ın en büyük ikramı olduğunun vurgulanması, İslam eğitim anlayışının bilgi odaklı olduğunun en önemli göstergesi olmuştur. Bu duygularla yeni eğitim yılının tüm öğrenci, öğretmen ve aileler için hayırlı ve mübarek olmasını temenni ediyor; sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde verimli bir eğitim dönemi nasip etmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” diye konuştu.

 

Bed-i Besmele merasiminde ailelerinin karşılarına geçen öğrenciler, heyecanlı anlar yaşadı. Aileler de bu özel anı cep telefonlarına kaydetti. Merasim öğrencilere dernek tarafından kırtasiye malzemelerinden oluşan hediye paketlerinin takdim edilmesiyle sona erdi.