Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Lesung und Gespräch mit Laura Cwiertnia in der Stadtbücherei

 

Nach dem Start von „Literatur Live im Falkenhaus“ mit der Autorin Haija Haruna-Oelker und der Würzburger Lesebühne gastiert am Donnerstag, 12. Mai die Politikwissenschaftlerin und stellvertretende Leiterin des Ressort Green der „Zeit“ mit ihrem Roman „Auf der Straße heißen wir anders“ in der Stadtbücherei.

Vergangenheit ist nie endgültig vorbei. Sie holt sogar die Generationen ein, die jene Zeit nicht selbst erlebt haben. So lässt sich die Reise erklären, die Karla mit ihrem Vater Avi antritt. Die Großmutter, aufgewachsen in Istanbul, hat armenische Wurzeln. Einer ihrer letzten Wünsche war es, dass ihr Sohn und die Enkeltochter in das Land am Ararat reisen. Diese familiäre Spurensuche ist das gelungene Debüt von Laura Cwiertnia. Die Journalistin lässt ihre eigene Biografie in den Roman einfließen. Eindrücklich und bewegend gibt sie einen Einblick in Vergangenes, das über vier Generationen das Leben der Menschen prägt.

Die Lesung beginnt um 19.30 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei (Einlass ab 19.00 Uhr). Der Eintritt beträgt 10 €, ermäßigt 7 €. Eintrittskarten sind im Vorverkauf im Falkenhaus sowie an der Abendkasse erhältlich.

Weitere Informationen unter www.stadtbuecherei-wuerzburg.de. Telefonisch steht das Team der Stadtbücherei unter Tel. 0931 - 37 2444 für Fragen zur Verfügung.

 

 

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kuruluşun 50. yılı anısına Rektör Prof. Dr. Meryem Tuncel’in katılımıyla fidan dikme etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında 300 adet fidan Balcalı Kampüsü’nde toprakla buluştu.

 

Kongre Merkezi civarında gerçekleştirilen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Meryem Tuncel’in yanı sıra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Gümürdülü, Genel Sekreter Dr. Mehmet Cingöz, Tıp Fakültesi Mezunlar Derneği Başkanı Dr. Hatice Canataroğlu, akademik ve idari personeller ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2022’de mezun olacak “50. Yıl Mezunları” katıldı.

 

Tıp Fakültesi’nin kuruluşun 50. yılı anısına oluşturulan hatıra ormanına ilk fidanı Rektör Prof. Dr. Tuncel 50. yıl mezunlarıyla birlikte dikerek ilk can suyunu verdi.

 

Prof. Dr. Tuncel: “Yeni Orman Alanları Yaratmak Kadar Bunları Korumak da Önemli”

Çukurova Üniversitesinin bünyesinde barındırdığı bitki türleriyle Türkiye’nin yeşili en bol kampüsüne sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncel, arması gibi kampüsün de yeşil kalması için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi. Yeni orman alanları yaratmak kadar bunları korumanın da önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncel, “Şehrimizin kentsel gelişim hızı ve betonlaşma süreci göz önüne alındığında kampüs alanımızın bu yeşil bitki dokusu gelecekte şehrimizin de akciğerleri olacak. Bunun için yeşil alanlarımızı daha fazla artırmalı ve onların gelişim sürecini hep birlikte yakından takip ederek yaşamalarını sağlamalıyız” dedi.

 

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Gümürdülü de, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinin kuruluş süreci hakkında bilgi verdi. 2022 yılında mezun olacak öğrencilerinin, fakültelerinin 50 kuruluş yıldönümüne denk gelmesinin bir ayrıcalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gümürdülü, ÇÜ Tıp Fakültesi 50. Yıl Hatıra Ormanı’nın yaşaması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

 

300 Fidan Toprakla Buluştu

‘ÇÜ Tıp Fakültesi 50. Yıl Hatıra Ormanı’nın oluşturulması etkinliği kapsamında Çınar, Dişbudak, Fıstık Çamı, Dut ve Erguvan’dan oluşan 300 fidan toprakla buluştu.

Katılımcılar fidanları toprakla buluşturarak can suyu verdi. Etkinlik hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

Hükümet, ülkede enflasyonun bu yıl yüzde 6,3 ve 2023'te yüzde 2,8 olarak gerçekleşmesini bekliyor
 

BERLİN (AA) - Alman hükümeti, 2022 için daha önce yüzde 3,6 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerinden dolayı bu yıl ikinci kez aşağı yönlü revize ederek yüzde 2,2'ye çekti.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, Alman hükümetinin ekonomik büyümeye ilişkin ilkbahar dönemi tahminlerini açıkladı.

Buna göre, bu yıl için ocakta Alman hükümetinin yüzde 3,2 olarak açıkladığı resmi büyüme beklentisi yüzde 2,2'ye düşürüldü. Alman hükümeti, 2023'te ise yüzde 2,5 büyüme bekliyor.

Alman hükümeti, ülkede enflasyonun bu yıl yüzde 6,3 ve 2023'te yüzde 2,8 olarak gerçekleşmesini öngörüyor.

- "Savaş ekonomi için yeni bir yük oluşturuyor"

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Habeck, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "2 yıldır devam eden Kovid-19 salgınının etkilerinin ardından Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş ekonomi için yeni bir yük oluşturuyor." dedi.

Alman hükümetinin zor zamanlarda bile ekonominin temellerini korumak için her şeyi yaptığını ifade eden Habeck, savaş nedeniyle şirketleri desteklediklerini belirtti.

Rusya'ya karşı AB tarafından enerji ambargosu uygulanmaması halinde bu yıl Alman ekonomisinde yüzde 2,2'lik bir büyüme beklediklerini aktaran Habeck, Moskova'ya karşı söz konusu ambargonun uygulanması halinde Alman ekonomisinin resesyona gireceğine işaret etti.

Habeck, Rusya'dan gelen doğal gazın kesintiye uğrama ihtimaline karşı Almanya'nın Gaz Acil Durum Planı'nda "uyarı" seviyesini etkinleştirmeye gerek olmadığını vurguladı.

Almanya'nın Gaz Acil Durum Planı, "erken uyarı", "uyarı" ve "acil durum" olmak üzere 3 seviyeden oluşuyor. Alman hükümeti, 30 Mart'ta Gaz Acil Durum Planı'nda "erken uyarı" seviyesini etkinleştirmişti.

Teknik olarak resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.

Alman ekonomisi, Kovid-19 salgını ve tedarik sıkıntılarına rağmen öncü verilerle 2021'de yüzde 2,7 büyüme kaydetmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna savaşını kazanamayacağını, Ukrayna'nın hayatta kalacağını söyledi.

Scholz, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 77. yıl dönümü nedeniyle televizyondan halka hitap ettiği konuşmasında, Rusya'nın başlattığı savaşın ne zaman ve nasıl sona ereceğini söyleyemeyeceğini belirterek şunları kaydetti:

"Ancak bir şey açık; Rusya'nın dikte ettiği bir barış olmayacak. Ukrayna ve biz bunu kabul etmeyeceğiz. Putin savaşı kazanamayacak. Ukrayna hayatta kalacak. Özgürlük ve güvenlik galip gelecek." ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı boyunduruk altına almak istediğini savunan Scholz, Putin'in, Ukraynalıların "kültürlerini ve kimliklerini yok etmek istediğini" söyledi.

Scholz, savaş nedeniyle yapılan açıklamaların birçoğunda ciddi endişeler gördüğünü ifade ederek "Korku bizi felç etmemeli." diye konuştu.

İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkardıkları en önemli sonucun, "bir daha asla savaş ve soykırım yaşanmaması" olduğunu belirten Scholz, ancak Avrupa'da tekrar bir savaşın yaşandığını ve ülkesinin şiddetin sona ermesi için mücadele ettiğini vurguladı.

Rusya'ya karşı benzeri görülmemiş yaptırımların uygulandığına dikkati çeken Scholz, ülkesinin Ukrayna'ya her türlü desteğinin süreceğini belirtti.

Alman halkının Ukraynalılara kapılarını açtığına işaret eden Scholz, yardım eden herkese teşekkür etti.

Şansölye Scholz, saldırıya uğrayan Ukrayna ile dayanışma göstermenin aynı zamanda Almanya'nın ve ittifakın güvenliği için tarihi sorumluluk olduğunun altını çizdi.

Scholz, bir daha dünya savaşı yaşanmaması için 8 Mayıs 1945'ten alınan dersler olduğunu belirterek ülkesinin bu amaçla tek başına hareket etmeyeceğini, Almanya'nın kendisini savunma kabiliyetini koruyacağını, NATO'nun savaşın tarafı olmasına yönelik hiçbir karar almayacaklarını sözlerine ekledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarını Tespit ve Değerlendirme Kurulu’nun bu yılki çalışmaları tamamlandı: 345 kişi “Sanatçı Tanıtma Kartı” almaya hak kazandı. 

Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen kurul toplantılarının temel amacı Türkiye’deki geleneksel sanatları ve sanatçıları desteklemek, yeni ustalar yetiştirmek, geleneksel sanatların üretimini ve görünürlüğünü artırarak geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak. Bu doğrultuda Kurula icra ettiği sanatla ilgili geleneksel ve tarihi bilgiye sahip, bu alanda belli bir olgunluğa erişmiş, geleneksel el sanatlarının geleneğinden kopmadan, bu sanata ilişkin yeni teknikleri de uygulayabilen ustalar başvuruda bulunabiliyor.

2019 yılı ikinci dönem Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarını Tespit ve Değerlendirme Kurulu’nun çalışmalarını tamamlamasının ardından Geleneksel El Sanatları ve Türk Süsleme Sanatları alanında 78, Halk Ozanları-Aşıkları/Şairleri ve Zakirlik alanında 47, Mahalli Sanatçı ve Çalgı Yapımcısı alanında 61 ve Geleneksel Tiyatro alanında 17 sanatçı “Sanatçı Tanıtma Kartı” almaya hak kazandı. 

Sanayileşme, modernleşme, küreselleşme, tüketim kültürü ve teknoloji çağının getirmiş olduğu köklü ve hızlı değişimlerle yok olma tehlikesi altında olan geleneksel sanatları icra eden tanıtma kartı sahibi sanatçılar, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen sergi, festival ve kültür günleri gibi etkinliklere gönderilerek destekleniyor, böylelikle geleneksel sanatların tanıtılmasını sağlanıyor. 

Bakanlık bu çalışmayla geleneksel sanatları; yurt çapında yapılan alan araştırmaları, tespit, arşivleme ve yayın çalışmaları ile “Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi”ne kaydederek toplumsal hafıza alanında önemli bir hizmet veriyor.

Kurul bu yıl ilk dönem 142 kişiye “Sanatçı Tanıtma Kartı” vermişti, ikinci dönem bu sayıya 203 kişinin daha eklenmesiyle 2019 yılında toplam 345 kişiye Sanatçı Tanıtma Kartı verilmiş oldu.  Bu rakamlarla Türkiye genelinde bugüne dek Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi’ne kayıtlı sanatçı sayısı 4 bin 381’e yükseldi.

Kaynak: Kültür Bakanligi

KÖLN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen Rusya yanlısı konvoya, aralarında motosikletlilerin de bulunduğu yaklaşık 1000 araç katıldı.

"2. Dünya Savaşı Kurbanlarını Anma Günü" adı altında düzenlenen konvoyla savaşın sona ermesi ve Nazi Almanyası'nın savaşı kaybetmesi kutlandı.

Ukrayna'yı işgalin sembolü haline gelen "Z" ve "V" harflerinin kullanılmasının yasak olduğu konvoyda, Rusya, SSCB ve Alman bayrakları dalgalandı.

Yaklaşık 15 motosikletli ve 1000 aracın katıldığı konvoyun geçişi esnasında Alman polisi geniş güvenlik tedbiri alırken, konvoyu durduran polis yaklaşık yarım saat bekletti.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle konvoy bazı kesimlerce zaman zaman ıslık ve sloganlarla protesto edildi.

Bu arada, Köln'de bugün akşamüstü Ukrayna yanlısı ayrı bir grup tarafından düzenlenecek gösteriyle Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi protesto edilecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin'de, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 77. yıl dönümü kapsamında düzenlenen anma töreninde açılan Ukrayna bayrağı, güvenlik güçleri tarafından toplandı. 

Berlin Emniyet Müdürlüğü, anıtların bulunduğu mekanlarda Rus ve Ukrayna bayraklarının taşınması ve üniformaların giyilmesinin yasaklandığını açıklamıştı.

Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrij Melnyk de Ukrayna bayrağının taşınmasına yasak getirilmesini eleştirerek, Berlin polisinin bu düzenlemelerini "skandal karar" olarak nitelemiş ve bu yöndeki yasakların kaldırılmasını istemişti.

 

Anma töreni

 

Başkent Berlin’de, Sovyet Anıtında düzenlenen anma törenine Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnyk, Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, Aile Bakanı Lisa Paus, siyasi parti temsilcileri ve başka ülkelerin temsilcileri katıldı.

 
 

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 77. yıl dönümünde anma etkinliği düzenlendi.

Berlin'de 17 Haziran Caddesi'ndeki Sovyet Anıtı'ndaki anma etkinliğine, Ukrayna'nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnyk, Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, Aile Bakanı Lisa Paus, siyasi partilerin ve diğer ülkelerin temsilcileri katılarak anıta çelenk koydu.

İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 77. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinliğinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı anma alanlarında, Ukrayna ve Rus bayraklarının açılması yasak olmasına rağmen bir grup, yaklaşık 25 metre büyüklüğünde bir Ukrayna bayrağı açtı.

Anma alanında açılan bu bayrak polis tarafından toplandı.

Anıt alanı dışında ise Rusya yanlısı bir grup gösteri yaptı. Göstericiler, Ukrayna Büyükelçisi Melnyk'i tören alanına giderken protesto etti. 

Polis, Rus ve eski Sovyetler Birliği'ni temsil eden sembol ve bayraklar ile Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşı onaylayan veya yücelten pankart ve dövizlere de izin vermedi.

Emniyet Müdürlüğü dün anıtların bulunduğu mekanlarda Rus ve Ukrayna bayraklarının taşınmasının ve üniformaların giyilmesinin yasaklandığını açıklamıştı.

Ukrayna'nın Berlin Büyükelçisi Melnyk ise Ukrayna bayrağının taşınmasına yasak getirilmesini eleştirerek, Berlin polisinin bu düzenlemelerini "skandal karar" olarak nitelemiş ve bu yöndeki yasakların kaldırılmasını istemişti.

 

 

 

 

 

 

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde bir araya gelen, aralarında Rusların da olduğu yaklaşık 2 bin kişi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarını protesto ederek "savaşa hayır" dedi.

Mavi-Sarı Haç (Blau-Gelbes Kreuz) Derneği tarafından, İkinci Dünya Savaşı'nın 8 Mayıs 1945'teki bitişini anmak için Deutz Tersanesi'nde düzenlenen mitingde, ellerinde Ukrayna bayrakları olan protestocular, Rusya ve lideri Vladimir Putin aleyhine sloganlar yazılı dövizler taşıdı.

Gösteriye, Ukraynalılar ve Almanların yanı sıra "Gerçek Rus düşmanları Kremlin'de" yazılı pankart taşıyan Rus kökenliler de katıldı.

Yapılan konuşmalarda, Putin yönetimindeki Rusya, Avrupa'da "saldırgan ve emperyalist tavır sergilediği" ifade edilerek eleştirildi.

Göstericiler daha sonra Neumarkt üzerinden Köln Katedrali'ne ve Heumarkt'a yürüdü.

Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı ve barışçıl geçen gösteriye katılanlar, yürüyüş sonunda olaysız dağıldı.

 

 

 

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çetin, “Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’daki büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.” dedi.

 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Başkanlık binasında “Uluslararası Hukuk Ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı” düzenlendi.

 

Burada konuşan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Türk Tarih Kurumu olarak 1915 olaylarına ilişkin birçok çalışma yaptıklarını ancak işin bilimsel çalışma yerine siyasetin bir parçası haline geldiğini söyledi.

Sürekli propaganda ile bir yerlere varılmaya çalışıldığını belirten Çetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır.” dediğini hatırlattı.

Bugüne kadar kurum olarak hakikatin ortaya çıkması için çalışma yaptıklarının altını çizen Çetin, 1915 olaylarına ilişkin karşı tarafın tezlerinin daha çok görünür olduğunu ancak hakikatin her zaman kazanacağını vurguladı.

Karşı tarafın 1915 olaylarına ilişkin söylemlerini “köpük” olarak nitelendiren Çetin, şunları ifade etti:

“Büyük bir bölgesel kriz yaşıyoruz. Bu savaşın bitirilmesi, daha fazla insan kaybına yol açmaması için çabalar var. Burada şunu gördük ki böyle bir kriz döneminde herkes yine Türkiye’ye bakıyor. Doğru adres biziz. Antalya’da yapılan Diplomasi Forumu’nda da bunu gördük zaten. Hakikat böyle bir şey. Biz, tarihsel olarak da bugün de hep mazlumların sığındığı bir yeriz. Siz ne kadar propaganda yaparsanız yapın, dünya barışı söz konusu olduğunda bütün coğrafyalarda biz yapıcı rolümüzü oynamaya çalışıyoruz. Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’da olan büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.”

Çetin, 1915 olaylarının her sene gündeme getirilmesine, tartışılmasına gerek olmadığının altını çizerek, geleceğe yönelik yapılması gerekenlerin konuşulması gerektiğini söyledi.

Türk Tarih Kurumu olarak vazifelerinin gerçekleri genç nesillere aktarmak olduğunu belirten Çetin, “İçeride bütünlüğü sağlamamız gerekiyor. Dışarıda zaten diplomasimiz, Dışişleri Bakanlığımız yıllardan beri bu mücadeleyi veriyor.” dedi.

Çetin, dünyada Ermeni tezleriyle ilgili bütün arşivleri topladıklarını, bunların kurum arşivlerinde yer aldığını aktardı.

 

“Babam gördüklerini rapor olarak verdi”

Kazım Karabekir Vakfı Kurucusu Timsal Karabekir de konferansa video mesaj ile katıldı.

Birinci Dünya Savaşı içinde Osmanlı Ermenilerinin cephe ve cephe gerisinde düşmanla iş birliği yapması üzerine Osmanlı Hükümeti’nin 1915’te tehcir kararı aldığını hatırlatan Karabekir, tehcirin, Osmanlı sınırları içinde Ermenilerin toplu olarak yaşadığı yerlerden başka bölgelere gönderilmesi olduğunu söyledi.

Osmanlı arşivlerinde yer alan Tehcir Kanunu’nda, ‘Her kafileye doktor, her hamile kadına süt verilmesi, geride kalan mallarının, belge karşılığında döndükleri zaman iade edilmesinin” bulunduğunu aktaran Karabekir, şunları kaydetti:

“Bu tehcir sırasında tabi ki çeşitli nedenlerden bir kısım Ermeni vatandaş hayatlarını kaybetmiştir ancak bu bir soykırım değildir. Asıl soykırım diyebileceğimiz olaylar, 1918 yılında Rusların çekilirken işgal ettikleri topraklarda Ermenistan kurma çabası içinde bulunan Ermeni çetelerinin Türk ve Müslüman halka karşı yaptıkları katliamlardır. Babam Kazım Karabekir’in Birinci Kafkas Kolordu Komutanı olarak Erzincan ve Erzurum’u kurtardığı sırada gördükleri ve özellikle Alaca’da karşılaştığı katliam bugün bile canımızı yakmaktadır. Babam orada gördüklerini 1919’da Erzurum’a gelen General Harbord’a rapor olarak vermiştir. Bu raporda şunlar anlatılmıştır, ‘Alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir haldeydi. Bütün çocuklar süngülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup yakılmış, gençler baltalarla parçalanmıştı. Bütün bu acıklı görünüşler Erzurum’a atanmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mahkum etmişti.’ General Harbord bunu okudu zaman gözleri yerinden oynuyor, ‘Allah’a inanan, Hazreti İsa’nın evlatları olan Ermeniler bu canavarlığı nasıl yapabildi?’ diye şoka giriyor. “

Karabekir, Harbord’un 24 Nisan’da ABD senatosuna sunduğu raporda “Esas yok edilmek istenin öz yurtlarında Türklerdi, Türkler Ermenilere kötü davranmamıştır.” ifadelerini kullandığını, bunun ABD arşivlerinde olduğunu belirtti.

Konferansa, akademisyenler, araştırmacılar, gazeteciler, hukukçular ve bilim insanları da katıldı.

 

Kaynak : Anadolu Ajansı