Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Almanya’nın Duisburg kentindeki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Merkez Camisi’ne İslamofobik içerikli mektup gönderildi.

Cuma günü sahte isim ve adresle Münih kentinden posta yoluyla gönderilen üç sayfalık mektupta, İslam dinine ve Müslümanlara yönelik hakaret içeren ifadelerin yanı sıra çeşitli gazete kupürleri ve görseller de yer aldı. Duisburg DİTİB Merkez Camisi Dernek Başkanı Yusuf Aydın, camilerine gönderilen İslamofobik içerikli mektubun polise bildirildiğini söyledi. Salgın sürecinde, yaklaşık bir yıl içinde camilerine 10 İslamofobik ve tehdit içerikli mektup gönderildiğini belirten Aydın, cami derneği olarak bulundukları şehre toplumsal ve sosyal sorumluluk bilinciyle olumlu katkı yapmalarına rağmen bu tür olayların kendilerini çok üzdüğünü dile getirdi. Aydın, mektubu gönderenlerin bir an önce bulunup adalete teslim edilmesini talep ederken, Duisburg polisinin konuyla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi.

Birinci Dünya savaşı içerisindeki en önemli cephelerden biri olan Sarıkamış Harekatı’nda şehit olan onbinlerce Mehmetçiğin mücadelesi Almanya’daki işadamlarımız tarafından hatırlandı. Osmanlı Devleti’nin son büyük kaybı olan Kafkasya Cephesi içindeki Sarıkamış Harekatında yazlık elbiseleri ile güçlerinin çok üstündeki düşmana karşı cepheyi tutmak için gönderilen kahramanların eksi 37 derecede donarak ölmesi 100 yıldır dualar ve anma törenleri ile anılıyor.
 
Almanya’da yaşayan ve tarihi konulara gösterdiği ilgi ile tanınan IG Holding Ceo’su Hakan İnoğlu yaptığı açıklamada, “Tarihi iyi bilmek ve hiç unutmamak gerekir. Müttefikimiz Almanya ile birlikte kaybettiğimiz Birinci Dünya savaşı yenilgisi bizim için çok ağır oldu. Ağır kış şartlarında Allahuekber Dağına “Yürü” emri alan Mehmetlerden bir teki sağ kalmayıp hepsi donarak öldü. Ama düşman da daha ileri gelemedi ve Anadolu Coğrafyası Türklerin elinde kaldı. Bu tarihi iyi bilen Türk Gençleri’in Alman arkadaşlarına anlatması da bu ülkedeki entegrasyon için çok önemlidir” şeklinde konuştu.
Bir kısım Ulusal ve Uluslararası Basında, 09.12.2020 tarihinde Hamzabeyli Gümrük Kapısından yurt dışına çıkmakta iken otomobilinde yüklü miktarda
yasa dışı uyuşturucu madde (eroin) yakalandığı iddia edilen *Veysel FİLİZ ‘in, sözde ‘’Avrupa Yozgatlılar Federasyonu Başkanı’’ olduğu şeklinde
tanıtılarak yayılan haberler Konfederasyonumuz ve bağlı Federasyonlar, Dernekler ile diğer STK yönetimleri ve üyeleri arasında rahatsızlıklar
yarattığı gibi, anılan STK’ lar üzerinde olumsuz etki yarattığından kamuoyunun bilgilendirilmesi zorunlu olmuştur.
 
Adı geçen şahıs,  kişisel ve örgütsel faaliyetlerinde şüphe edilen olumsuzluklar nedeniyle 25.02.2020 tarihinde, Konfederasyonumuzun 2020/2
Sayılı, Yönetim Kurulu kararı ile resmi olarak ihraç edilmiş olup,  gerek Konfederasyonumuzda gerekse,  bağlı yurt içi ve yurt dışı Federasyonlarımızda kendisinin her hangi bir görevi, yetkisi ve temsili bulunmamaktadır. Hiç kimse Yozgat Adını resmi statüsü olmadan Sahte Kartvizit basarak,
Sosyal Medya hesapları açarak kendi menfaati ve çıkarları için kılıf olarak kullanamaz kendi kendini başkan atayamaz. Resmi STK’ların başkan ve
yönetimleri, tüzüğüne bağlı olarak yapılan genel kurullara bağlı seçimlerle oluşturulur. 2018 yılında onlarca Federasyon ve yüzlerce hemşeri derneğinin kabulü ile oluşan Dünya Yozgatlılar Konfederasyonu ve yönetim kadrosu yalnızca resmi seçimlerle belirlenmektedir. Herhangi bir resmiyeti,
bulunduğu ülke tarafından onaylı karar defteri, yönetim kurulu tarafından onaylanmış, bağlı bulunduğu bir tüzüğü olmayan gayri resmi oluşumlar kurum ve kuruluşlarımızla ilişkili değildir. Bu nedenle; son günlerde ulusal, yerel ve sosyal medyada ismi olumsuzluklarla anılan şahsın ve sözde kurumunun Konfederasyon, Vakıf, Federasyon, Dernek ve Temsilciliklerimiz ile hiçbir bağı ya da ilişkisi bulunmadığı gibi ‘’Avrupa Yozgatlılar Federasyonu’’ adında ne Avrupa’da ne de Türkiye’ de herhangi resmi bir kuruluş bulunmamaktadır. Sosyal Medya hesapları dışında bir yeri ve adresi bulunmayan sözde toplulukların kişisel çıkar ve menfaatler adına var olmaya çalıştıklarını bundan duyduğumuz kuşku ve rahatsızlığı daha önce de Şubat 2020 tarihinde de kamuoyu bildirisi ile duyurmuştuk. Sonuç olarak Yozgat isminin, kişilerin şahsi olumsuzlukları ile ilişkilendirilmesi hem Yozgat şehrinin marka değerine, hem de Yozgatlı olmaktan her şartta gurur duyan Dünya genelinde yaşayan kıymetli Hemşehrilerimize derinden zarar  ermektedir.
 
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.                 
 
DUYKON
Dünya Yozgatlılar Konfederasyonu
Ahmet Yılmaz /Genel Başkan

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), dünyanın dört bir yanından Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitim alan uluslararası öğrenciler ile geçmiş yıllarda eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen Türkiye Mezunlarının kariyer hedeflerine katkı sunmak ve başarılı çalışmalarını desteklemek için 2020 yılında onlarca proje hayata geçirdi. Bu kapsamda uluslararası öğrencilerin pandemi döneminde akademik, kültürel ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi amacıyla online eğitimler düzenleyen YTB, Türkiye Mezunlarının hem başarılı çalışmalarına katkı sunmak hem de aralarındaki bağı güçlendirmek için buluşma toplantıları ve destek programları gerçekleştirdi.

 

TÜRKİYE MEZUNLARI MALİ DESTEK PROGRAMLARI

2020 yılında, Mezun Ağı Geliştirme (MAG) ile Kurumsal Görünürlük ve İletişim (KGİ) proje  destek programları kapsamında Türkiye’den mezun olan uluslararası öğrencilerin kurduğu Türkiye Mezun Derneklerine 54 proje için çeşitli destekler sağlandı. Bu destekler çerçevesinde; Türkiye Bursları Tanıtımı ve Oryantasyonu, İş Dünyası Buluşmaları, Türkçe Dil Kursları, Türk Kültür Günleri gibi faaliyetler hayata geçirildi. Bunların yanında ise derneklerin kapasitelerinin arttırılması amacıyla; kurumsal kimlik inşası, web sayfası ve yönetimi, sosyal medya yönetimi ve kurumsal standardizasyon konulu proje çalışmaları yapıldı.

 

2020 TÜRKİYE MEZUNLARI ÖDÜLLERİ

2020 yılında YTB tarafından, farklı ülkelerden gelerek yüksek öğrenimlerini Türkiye’de tamamlayan ve faaliyet gösterdikleri alanlarda üstün başarı elde eden Türkiye Mezunlarının ödüllendirilmesi amacıyla 2020 Türkiye Mezunları Ödülleri programı çalışmaları yürütüldü. Beş kategoride yürütülen program 489 başvuru aldı.

 

BALKANLAR TÜRKİYE MEZUN DERNEKLERİ EĞİTİM PROGRAMI

Karadağ’ın başkenti Podgoritsa’da düzenlenen “Balkanlar Türkiye Mezun Dernekleri Eğitim Programı” ile Balkanlar’daki Mezun Derneklerinin yönetim kurullarına yönelik olarak eğitimler verildi. Toplantıya Arnavutluk, Bosna – Hersek, Karadağ, Kosova-Priştine, Kosova-Prizren, Sırbistan ve Ukrayna Türkiye Mezun Dernekleri katıldı. Eğitim toplantılarında STK’larda kurumsallaşma, proje döngüsü, sosyal medya yönetimi, iletişim ve savunuculuk konularında alanında uzman eğitmenler tarafından dersler verildi.

 

TÜRKİYE MEZUNLARI İLE BÖLGESEL PANDEMİ SONRASI EKONOMİK GÖRÜNÜM TOPLANTILARI

YTB, COVID-19 kaynaklı pandemi sonrası küresel ekonominin görünümünün değerlendirilmesi amacıyla Türkiye ile kendi ülkesiyle ikili ticaret hacmine önemli katkı sağlayan şirket ve girişimlerin üst düzey yöneticisi konumundaki Türkiye Mezunlarıyla, Türk iş adamlarını bir araya getirdi. Online gerçekleştirilen toplantılara Türkiye Mezunlarının yanı sıra DEİK, TİM ve MÜSİAD temsilcileri katıldı.

NUR SULTAN (AA) - Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Mohammed Bin Abdulrahman Al-Thani, Kazakistan ile ekonomik alanda iş birliğini güçlendirmek için sağlam bir temel oluşturmak istediklerini söyledi.
 
Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'a resmi ziyaret gerçekleştiren Al-Thani, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev tarafından kabul edildi.
 
Tokayev, iki ülkenin müşterek menfaat alanlarında ilişkileri güçlendirmek için önemli fırsatlar bulunduğunu ifade etti.
 
Al-Thani de Kazakistan ile ekonomik alanda iş birliğini güçlendirmek için sağlam bir temel oluşturmak istediklerini söyledi. Bunun yanı sıra yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı yerli aşı QazVak'ı geliştirmelerinden dolayı Kazak lidere Katar Emiri'nin tebriklerini ileten Al-Thani, bu konuda her türlü desteği sağlamaya niyetli olduklarını kaydetti.
 
Ziyaret çerçevesinde Kazak mevkidaşı Muhtar Tileuberdi ile de ikili ve heyetler arası görüşmede bir araya gelen Al-Thani, tarım, madencilik, ulaştırma, lojistik, finans ve bankacılık alanlarında müşterek projeleri ele aldı.
 
Görüşmelerin ardından Katar Kalkınma Fonu tarafından Kazakistan'ın Almatı bölgesinde yer alan Ötegen Batır köyünde perinatal merkezinin inşa edilmesine ilişkin mutabakat zaptı imzalandı.
BERLİN (AA) - Almanya Federal Kartel Dairesi (Bundeskartellamt), Apple hakkında pazar hakimiyetini kötüye kullanıp kullanmadığına yönelik soruşturma başlattı.
 
Federal Kartel Dairesi tarafından yapılan açıklamada, Apple'ın iOS 14.5 işletim sistemindeki kullanıcı takibinin kısıtlamasıyla ilgi şikayetlerden sonra ABD’li şirketin pazar hakimiyetinde durumunu kötüye kullanıp kullanmadığına yönelik soruşturma başlatıldığı belirtildi.
 
Apple'ın yerleşik uygulamaları ve uygulama içi satın alma sistemine ilişkin diğer şikayetlerin de incelemeye tabi tutulacağı belirtilen açıklamada, 28 Ocak’ta Facebook, 18 Mayıs’ta Amazon ve 25 Mayıs’ta Google hakkında pazar hakimiyetini kötüye kullanıp kullanmadığına yönelik soruşturma başlatıldığı da hatırlatıldı.
 
Bu arada, Ocak 2021’de Almanya’da dijital şirketlerle ilgili antitröst yasasında yapılan değişikliklerin yürürlüğe girmesiyle şirketlerin pazar hakimiyetini belirleme ve rekabete karşı bazı uygulamaları yasaklama konusunda Federal Kartel Ofisi’ne daha fazla yetki verilmişti.
Seit Februar 2021 hat die Franchise-Abteilung von Vergölst ein neues Gesicht: Michael Krikken kehrt nach sechs Auslandsjahren, in denen er für Continental in den Bereichen Vertrieb, Industrie und Franchise aktiv war, zu seinen Wurzeln zurück. Als Franchise-Chef steht für ihn vor allem die individuelle Förderung der Franchise-Partner im Fokus.
 
Gemeinsam Lösungen und Ideen für die Herausforderungen von morgen zu finden – mit dieser Vision tritt Michael Krikken seine neue Funktion als Leiter der Franchise-Abteilung bei Vergölst an. Er bringt viele Jahre Franchise-Erfahrung mit – so baute er unter anderem die Franchise-Systeme für die Continental Handelsgesellschaften in Italien und Südafrika auf. Schon damals diente das Franchise-Netzwerk von Vergölst als Benchmark. Mit seiner neuen Funktion in der Vergölst Zentrale in Hannover kehrt Krikken nach sechs Auslandsjahren nicht nur wieder zurück nach Deutschland, sondern auch zu seinen beruflichen Wurzeln: In Hannover begann vor zehn Jahren sein Werdegang innerhalb des Konzerns im Bereich Franchise und Expansion im Continental-Geschäftsbereich ContiTrade, in dem auch Vergölst als vollwertige Continental Tochter angesiedelt ist. Nach seiner Zeit als Head and Expansion bei ContiTrade folgten Tätigkeiten als Head of Sales in Dubai und als Senior Key Account Manager in den USA. Vor seiner Karriere bei Continental arbeitete Krikken mehrere Jahre für zwei große Autovermietungen – erst als Management Trainee in Großbritannien und später als Franchise-Manager in München.
 
 
 
 
„Ich habe in meinem Berufsleben bereits die Seite des Handels und die des Franchisegebers kennengelernt. Dabei habe ich auch viel Wissen über das Reifen-Geschäft und wertvolle Erfahrung in der direkten Kundenbetreuung sammeln können. Zudem konnte ich als Franchise-Manager feststellen, worauf es bei der Betreuung von Franchise-Partnern ankommt“, sagt Krikken. „Dieses gesammelte Wissen möchte ich nun in meine neue Funktion einfließen lassen und somit gemeinsam mit meinem Team die Vergölst Partner bestmöglich dabei unterstützen, den zukünftigen Herausforderungen des Handels erfolgreich die Stirn zu bieten. Besonders in Krisenzeiten, wie wir sie aktuell weltweit erleben, liegt dabei der Fokus klar auf der individuellen Förderung der Stärken eines jeden einzelnen Partners“, so Krikken weiter. Weitere Fokusthemen seien in den kommenden Jahren die Digitalisierung sowie der Ausbau des Autoservice-Bereichs und der E-Mobilität. „Das sind Themen, die von unseren Partnern stark nachgefragt werden“, so der neue Franchise-Chef.
 
 
Zu dem am Dienstag veröffentlichten Umsetzungsbericht der Nationalen Weiterbildungsstrategie erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
 
"Der Umsetzungsbericht der Nationalen Weiterbildungsstrategie muss das Startsignal für noch mehr politischen Schwung beim Zukunftsthema Weiterbildung sein. Handwerksbetriebe setzen mit großem Engagement und hohem Einsatz auf die Weiterqualifizierung ihrer Fachkräfte. Denn nur mit Weiterbildung können die Betriebe im Handwerk die anstehenden Transformationen und die damit verbundenen neuen Anforderungen der Digitalisierung, der Energiewende oder des nachhaltigen Bauens bewältigen.
 
Es ist gut, dass die Bundesregierung mit der Nationalen Weiterbildungsstrategie jetzt auch in diesem Bereich die notwendigen und richtigen Impulse setzt. Positiv ist insbesondere, dass die Rolle der Sozialpartner bei der Entwicklung von Fortbildungsprofilen gestärkt und das Fachkräftemonitoring ausgebaut werden sollen und dass beabsichtigt ist, bestehende Förderlücken zu schließen.
 
Die berufliche Weiterbildung verdient hohen politischen Stellenwert und muss noch stärker in der öffentlichen Wahrnehmung verankert werden. Dazu zählt, die Fortbildungsabschlüsse der Höheren Berufsbildung nun rasch den Abschlussstufen Bachelor Professional und Master Professional des Berufsbildungsgesetzes bzw. der Handwerksordnung zuzuordnen. Das stärkt die Höhere Berufsbildung und erhöht die Transparenz über die guten Karriere- und Entwicklungswege im Handwerk.
 
Zudem sollten Fortbildungsabsolventen von den Kurs- und Prüfungsgebühren im Aufstiegs-Bafög vollständig entlastet werden. Besonders bei Fachkräften im Handwerk, die sich bei der Weiterbildung oftmals bereits in der Familienphase befinden, kann damit die Fortbildungsbereitschaft positiv beeinflusst werden."
 
Foto: ZDH/Boris Trenkel
- İstanbul Medipol Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Doğan:
- "Çip krizinin son kullanıcıya en belirgin etkisi, arz talep dengesinin bozulması nedeniyle fiyatların artacak olmasıdır ve bu artış çoktan başlamıştır"
- "Çip krizi, teknoloji firmalarını krize sokmaktan çok talep patlaması sayesinde önlerini açacaktır"
 

İSTANBUL (AA) - ABDULKADİR GÜNYOL - İstanbul Medipol Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Doğan, "Çip krizinin son kullanıcıya en belirgin etkisi, arz talep dengesinin bozulması nedeniyle fiyatların artacak olmasıdır ve bu artış çoktan başlamıştır." dedi.

Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çip krizinin her ne kadar otomotiv endüstrisi gibi spesifik alanlarda daha yoğun hissedilse de aslında oto endüstriden akıllı telefonlara, oyun konsollarından elektrik enerjisi çeviricilerine kadar tüm elektronik alanlarda etkili olduğunu söyledi.

Krizin, sadece spesifik bir ürün gamı veya elektronik alan ile sınırlı olmadığını belirten Doğan, "Oto endüstrisinde daha fazla hissedilmesinin temel sebebi pandemi başlangıcında araba üreticilerinin talebin azalacağını düşünerek siparişleri azaltması ve iptal etmesi sonucu üretimin yavaşlaması ancak gerçek hayatta talebin yüksek kalmasıdır. Çip krizinin son kullanıcıya en belirgin etkisi, arz talep dengesinin bozulması nedeniyle fiyatların artacak olmasıdır ve bu artış çoktan başlamıştır. Bunun yanı sıra ürünlerin bulunmaması veya uzun tedarik süreleri gibi sonuçlar oluşacaktır. Firmalar, ürünlerinin daha gelişmiş versiyonlarını geciktirmekte, envanterlerinde bulunan ürünler ve çipler ile idare edecektir." diye konuştu.

Çip krizinin birçok sebebi bulunduğuna işaret eden Doğan, bu önemli nedenlerden bir tanesinin, salgından dolayı evden çalışmanın yaygınlaşması ve bunun sağlanabilmesi için bilgisayar ve diğer tüketici elektroniği çözümlerinin daha çok talep edilmesi olduğunu belirtti.

ABD ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlıklara da değinen Doğan, "ABD ve Çin arasındaki politik kriz ve ABD'nin SMIC gibi Çin menşeli üreticileri yasaklaması nedeniyle TSMC ve Samsung gibi Tayvan ve Güney Kore üreticilerine yönelme ve bu üreticilerin halihazırda doluluklarının yüksek olması arzın talebi karşılayamamasına neden olmuştur. Aynı politik sebeplerden Çin bazlı teknoloji firmaları, yasaklar başlamadan taleplerini artırmış ve çip envanterlerini doldurmaya çalışmıştır. Bu da yine çip arzının talebi karşılayamamasını sağlamıştır. Son yıllarda Tayvan'da olan kuraklık ve çip üretiminde çok fazla miktarda su kullanılması da üretimin yavaşlamasına sebep olmuştur." ifadelerini kullandı.

- "Bu kriz doğru planlama ile çözülecektir"

Doç. Dr. Hakan Doğan, çip krizinin çözülmesi için söz konusu sebeplerin ortadan kalkmasının yanı sıra arzı karşılamak için yeni yatırımların yapılması gerektiğini belirterek, bu sebeplerin birçoğunun 1-2 yıl gibi bir zaman diliminde çözüleceğini söyledi.

Yeni yatırımların başladığını ifade eden Doğan, Intel'in, 20 milyar dolar harcayarak iki üretim tesisi yapmayı planladığını ve yatırıma başladığını anlattı. Doğan, "Bu kriz doğru planlama ile çözülecektir. Tek sorun, ne kadar kısa sürede bu çözümün olgunlaşacağıdır. Çip krizi, teknoloji firmalarını krize sokmaktan çok talep patlaması sayesinde önlerini açacaktır. Ayrıca bu, sektörün ne kadar önemli ve önünün açık olduğunun kanıtıdır." dedi.

Çip krizinin akademik bilim dünyasına etkisinin dolaylı yoldan olabileceğine dikkati çeken Doğan, "Akademik çalışmalarda, seri üretimden çok prototip üretimi veya fikrin kanıtlanması asıl olduğu için küçük sayılarda üretimler yapılmaktadır, bu yönden etki az olacaktır. Ancak akademik çalışmalarda firmaların katkısı ve desteği büyük olduğundan firma gelir giderlerinde oluşan dalgalanmalar akademik faaliyetlere yansıyabilecektir." diye konuştu.

- Küresel çip krizi

Küresel Kovid-19 salgını nedeniyle çip arz-talep dengesindeki değişim ve çiplerin ham maddesi olan silisyumun en büyük üreticisi olan Çin'de yaşanan kuraklık, teknoloji ile ilgili birçok sektörde çip krizini gündeme getirmişti.

ABD'li danışmanlık firması AlixPartners'ın son verilerine göre, çip krizinin otomotiv sektöründe neden olacağı hasarın bu yıl için 110 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Araç üretiminde çip krizinden kaynaklı yaklaşık 4 milyonluk bir kayıp yaşanacağı da belirtiliyor.

BERLİN (AA) - ABD'li elektrikli araç üreticisi Tesla'nın Brandenburg eyaletinin Grünheide bölgesinde yaklaşık 92 hektarlık ormanlık bölgeyi de kapsayacak şekilde büyük bir fabrika inşa etmesine çevreci örgütler tepki gösteriyor.
 
Doğal Alanı Koruma Birliği (NABU) Brandenburg Eyalet Müdürü Christiane Schröder, yaklaşık 130 adet futbol sahası büyüklüğündeki ağaçlık alanda fabrika inşa edilmesini eleştirerek, "Bölgede çevreye karşı yapılan somut muameleye karşıyız. Bu yatırımı daha iyi yapabilirsiniz ve özellikle Tesla çevreci bir şirket olduğunu söylüyor ve çözümün bir parçası olacağını söylüyor. Ama şimdi onlar daha çok sorunların bir parçası." dedi.
 
Berlin'in 50 kilometre doğusunda yer alan Tesla fabrikasının durdurulması için mahkemeye de başvurduklarını kaydeden Schröder, "NABU olarak çoğunlukla finansal çıkarlara karşı canlı türlerinin bir tür avukatı olmaya çalışıyoruz. Almanya’da Tesla fabrikası için farklı bir yol izlendi. Aslında sadece birkaç ağaç değil, 300 hektarlık devasa bir alan bunun 92 hektarı ormanlık alan. Geçen yıl şubat ayında ilk adımda bu alanın Tesla’ya satışı için başka bir çevreci örgüt ile mahkemeye başvurduk. Bu fabrikayı kurmak için yasal bir izin yoktu. Yani sadece ön izinler vardı, nihai izin değildi. Süreç devam ediyor" şeklinde konuştu.
 
- "Tesla amacına ulaşması için başka yollar denemeli"
Almanya’da endüstriyel kalkınma için çevre üzerinde değişiklik yapılan birkaç vaka olduğunu anlatan Schröder ancak şimdiye kadar Tesla’ya ayrılan alan kadar bu denli devasa bir ormanlık alanın kimse için ayrılmadığını belirtti.
 
Uluslararası yatırıma karşı olmadıklarının altını çizen Schröder, Tesla ve Eyalet Bakanlığı'na seslenerek "Amacınıza ulaşmak için başka yollar denemelisiniz" ifadesini kullandı.
 
 
 
Schröder, siyasetçilerin kesilen ağaçların bölgelerindeki insanlar için ne anlama geldiği konusunda yeterince derin düşünmediklerini belirterek, "Çünkü bu sadece bir doğa sorunu değil, aynı zamanda herkes için bir sorun. Yani insanlar bu bölgede yaşayacak, çünkü çok büyük bir fabrika var. Oraya çok sayıda yeni insan gelecek. Aslında şu anda geleceklere hizmet vermesi için doğru dürüst altyapıya bile sahip değiliz." değerlendirmesinde bulundu.
 
Schröder, içme suyu koruma bölgesindeki fabrikaya izin veren Brandenburg Çevre Bakanlığı'na da sitem ederek şunları söyledi: "Şu anda betonla kaplanmış devasa bir alan var. Yağmur toprağa gidiyor ve yeni yeraltı suları oluşturuyor. Söz konusu alanda bu döngünün olmaması bir sorun olabilir. Diğer nokta, fabrikanın kendisinin çok fazla suya ihtiyacı var ve özellikle o bölgede o kadar su kaynağına sahip değiliz. Kimyasallar bulaşmış suları içmek için kullanamazsınız. Bu nedenle, neler yapabileceğinizi ve ne kadar su alabileceğinizi yakından incelemelisiniz ve bu büyük bir sorun olabilir ve fabrikaya çok yakın bir Avrupa koruma alanı var. Flora Fauna habitat alanı ve bu kritik derecede tehlikede, çok fazla suya ve yüksek bir yeraltı suyu seviyesine ihtiyacı var. Fabrika bunları engelliyor" ifadelerini kullandı.
 
Yeşil Lig ve Grünheide vatandaşları girişimi de Eyalet Çevre Dairesine Tesla'ya şu ana kadar verilen izinlerin kaldırılmasını talep ediyor.
Çevre örgütleri, fabrikanın doğal ortamı bozmayacak başka yere taşınmasını istiyor.
 
- "Kesilen ağaçlar yerine fidan dikme zorunluluğu yok"
ABD'li elektrikli araç üreticisi Tesla, Berlin'in komşu eyaleti Brandenburg'un Grünheide bölgesinde 300 hektar alanda yaklaşık 92 hektarlık bir ormanlık bölgeyi de kapsayacak şekilde büyük bir fabrika (Gigafactory) inşa ediyor. Çam ormanı ile kaplı fabrika alanı 41 milyon avroya Tesla’ya satıldı.
Eyaletten alınan inşaat iznine göre kesilen ağaçlar yerine yeni fidan dikme zorunluluğu bulunmuyor.
 
Bir yıldır süren fabrika inşaatının yıl sonuna kadar tamamlanması ve 12 bin kişinin istihdamına katkı sağlaması bekleniyor. Fabrikanın yılda 500 bin araç ve batarya üretmesi öngörülüyor.
 
Fabrikanın, özellikle arabalar için üretilecek büyük aküler için, yıllık yaklaşık 1,5 milyon metreküp su miktarına ihtiyaç duyacağı bunun da açılacak kuyularla karşılanması planlanıyor.
 
Tesla çevreye daha duyarlı olduğu değerlendirilen elektrikli otomobiller üretiyor fakat Berlin’deki fabrika inşaatı, ağaçların kesilmesi, daha çok su kullanımı ve çevre sorunlarını beraberinde getiriyor.
Tesla'nın halihazırda biri ABD'de biri de Çin'de olmak üzere iki Gigafactory'si bulunuyor.
 
 
 
- Dava süreci
Tesla’nın Avrupa’daki ilk fabrikasını Almanya’da açarak ekosistem oluşturmasından memnuniyet duyan Alman yetkililer gereken onayları resmen vermese de, Brandenburg Eyalet Çevre Bakanlığı riski kendilerine ait olmak üzere hazırlıklara başlama izni vermişti.
 
Bu kapsamda 92 hektarlık alanda ağaç kesimine başlanmış, bu hamle de çevreciler arasında ve Alman kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.

Brandenburg Eyalet Çevre Bakanlığı ve Tesla, AA muhabirinin konu ile ilgili sorularına cevap vermedi.