Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, T.C. Sayıştay Başkanı Sayın Metin Yener ile 29 Ocak 2024 tarihinde İstanbul'da TDT Sekretaryası binasında bir araya geldi.

Görüşmede taraflar, Üye Devletlerin denetim kurumları arasında bir işbirliği platformunun kurulması da dâhil olmak üzere, ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Sayıştayların Teşkilat çatısı altında muhtemel işbirliğini ele aldılar.

 

 

Türk Devletleri Teşkilatı heyeti, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BM UNECE) Sürdürülebilir Enerji Bölümü ile teknik toplantı düzenledi.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ömer Kocaman başkanlığındaki TDT heyeti, 24 Ocak 2024 tarihinde Cenevre'de düzenlenen UNECE Sürdürülebilir Enerji Bölümü Direktörü Dario Liguti ile bir görüşme gerçekleştirdi. 



Toplantıda enerji bağlantısının önemine vurgu yapan Dr. Ömer Kocaman, “Elektronik TIR sistemi” (eTIR) ve eCMR uluslararası taşımacılık sistemleri gibi somut projelerle 2024 yılında sürdürülebilir enerji, ticaret ve ulaştırma alanlarında ortak faaliyetler gerçekleştirmek istediklerini dile getirdi.

Sayın Dario Liguti, UNECE'nin Türk bölgesindeki enerji bağlantısının geliştirilmesine katkıda bulunmanın yanı sıra TDT ile güçlü bir işbirliği kurmak istediğinin altını çizdi. 



Taraflar, önümüzdeki dönemde kabul edilecek yıllık bir Eylem Planı aracılığıyla ortak çabalarını koordine etmeye hazır olduklarını ifade ettiler.

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, aşırı sağcıların, milyonlarca yabancının ülkeden sınır dışı edilmesine ilişkin planlarına tepki göstererek, aşırılık yanlılarının ideolojisinin Almanya için tehlike olduğunu söyledi.

 

Steinmeier, sendika ve iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, iş dünyası ve sendika temsilcilerine demokrasiye sahip çıktıkları ve aşırı sağa karşı durdukları için teşekkür etti.

Aşırı sağcıların, milyonlarca kişiyi sınır dışı etme planlarıyla ilgili çıkan haberlerin insanları sarsarak uyandırdığını vurgulayan Steinmeier, Almanya'da yüzbinlerce kişinin aşırı sağcılara karşı sokaklara çıktığını, bu şekilde aşırı sağcıların ülkede istenmediğinin ve bunlara tahammül edilmeyeceğinin gösterildiğini ifade etti.

Steinmeier, toplumda endişe ve belirsizlik yaşandığına, aşırı sağcıların da toplumdaki bu korkuları istismar ettiğine işaret etti.

 

- "Aşırılık yanlılarının bu ideolojisi ekonomimiz için zehirdir"

Avrupa Birliği'nden (AB) çıkma söylemlerine ve göçmenlere yönelik duyulan nefrete tepki gösteren Steinmeier, "Aşırılık yanlılarının bu ideolojisi ekonomimiz için zehirdir, istihdam ve refah için zehirdir. Ülkemiz için tehlikedir." değerlendirmesinde bulundu.

Aşırı sağcıların, ülkeden göndermek istedikleri insanların süpermarketlerdeki kasalarda çalıştığını, otobüs ve tramvay sürdüğünü, otellerde ve restoranlarda çalıştığını, ev ve konut yaptıklarını, araştırma kurumlarında ve üniversitelerde aşı geliştirdiğini ve şirketler yönettiğini anlatan Steinemeier, "Onlar olmasaydı ne yapardık?" dedi.

Steinmeier, topumda aşırılığa karşı ve demokrasiden yana olan geniş bir ittifaka ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, böyle bir ittifakın birlikte sorumluluk gösterme konusunda toplumu cesaretlendirebileceğini kaydetti.

 

- Yabancı kökenlilerin zorla sınır dışı edilmesini öngören plan üzerinde gizlice görüşülmesi

Almanya'nın Postdam şehrinde, Kasım 2023'te aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisinden politikacıların ve birkaç Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) üyelerinin de yer aldığı toplantıda, milyonlarca yabancı kökenlinin Almanya'dan zorla sınır dışı edilmesini öngören plan üzerinde gizlice görüştükleri ortaya çıkmıştı.

Avusturya'daki aşırı sağcı "Kimlikçi Hareketi"nin eski lideri Martin Sellner'in de katıldığı toplantıda, sığınmacıların, ülkede kalma hakkı bulunan yabancıların ve Avrupa kültürünü benimsemeyen Alman vatandaşlarının sınır dışı edilmesini öngören planın görüşüldüğünü belirtmişti.

 

Gizli görüşmenin ortaya çıkması üzerine ülkede, AfD'nin kapatılmasına ilişkin tartışmalar başlamış, halk da son dönemde aşırı sağa ve AfD'ye tepki göstermek için sokaklara çıkmıştı.

AfD Partisi Eş Genel Başkanı Alice Weidel de iktidara gelmeleri halinde AB'de reform yapmaya çalışacaklarını, olmazsa AB'den çıkmak için referandum yapacaklarını söylemişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya'da kamunun 130 yerel toplu taşıma şirketinde çalışanların, koşulların iyileştirilmesi talebiyle 2 Şubat'ta ülkenin birçok eyaletinde greve gideceği bildirildi.

Birleşik Hizmet Sektörü Sendikasınca (Ver.di) yapılan açıklamaya göre, toplu taşıma şirketleriyle gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde başarı sağlanamaması nedeniyle 130 şirketteki yaklaşık 90 bin çalışana, 2 Şubat Cuma günü iş bırakma eyleminde bulunması çağrısı yapıldı.

 

Ver.di Başkan Yardımcısı Christine Behle, hemen hemen tüm eyaletlerde toplu sözleşme görüşmelerinin yapıldığını ve bir sonuç alınamadığını belirterek, "İşverenler üzerinde baskıyı artırmanın zamanı geldi." ifadesini kullandı.

Toplu taşımadaki çalışanların üzerinde büyük baskı olduğunu aktaran Behle, "Tüm bölgelerde yeterli personel bulunmadığından ötürü her gün otobüs ve tren seferleri iptal ediliyor. Çalışanların üzerindeki yükün hafifletilmesi için acilen bir şeyler yapılmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Behle, görüşmelerde, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için taleplerde bulunulduğunu ancak işverenlerin bu talepleri yerine getirmek istemediğini kaydetti.

 

- Çalışanların talepleri

Sendikanın temel talepleri arasında ücretlerde kesinti yapılmadan haftalık çalışma saatlerinin kısaltılması, izin günlerinin artırılması, vardiyalı ve gece çalışanlar için dinlenme sürelerinin uzatılması gibi çalışma koşullarının iyileştirilmesi yer alırken; Brandenburg, Saarland, Saksonya-Anhlat ve Thüringen eyaletlerindeki çalışanlar çalışma şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra ücretlerin artırılmasını da istiyor.

Bavyera eyaletinde ise henüz toplu sözleşme görüşmeleri yapılmadığından bu eyaletteki çalışanlar greve gitmeyecek.

 

Mehr Bewegung! Die Stadt Würzburg unterstützt nach dem großen Erfolg in 2023 auch in diesem Jahr den SpoSiTo-Bewegungspass an Grundschulen, der zu mehr Gesundheit und Klimaschutz beitragen soll.

 

Ab sofort können sich die Würzburger Grundschulen für die kostenlose Teilnahme an dem SpoSpiTo-Bewegungs-Pass anmelden. Gefördert von der Stadt Würzburg geht die Aktion für mehr Gesundheit, Sicherheit und Umweltschutz auf dem Schulweg nach dem Erfolg in 2023 mit über 110.000 teilnehmenden Kindern bundesweit in die fünfte Runde. Die Abkürzung SpoSpiTo steht für Sporteln-Spielen-Toben.

 

Die Herausforderung: Innerhalb von sechs Wochen mindestens 20 Mal ohne Elterntaxi in die Schule zu kommen. Ob mit dem Rad, dem Tretroller oder zu Fuß – Hauptsache das Auto bleibt in der Garage. Kinder, die diese Aufgabe meistern, erhalten als Anerkennung für so viel Bewegung und Klimaschutz eine SpoSpiTo-Urkunde. Doch der eigentliche Lohn ist eine tägliche Bewegungs-Einheit noch vor Unterrichtsbeginn – und der Stolz, den Weg zur Schule selbst zurückgelegt zu haben. Vielleicht spart das morgens sogar Zeit. Denn Stau und Verkehrschaos vor der Schule entfallen. Für die Eltern endet stattdessen der morgendliche Stress an der eigenen Haustür. Wer will, darf seinen Sprössling aber natürlich zur Schule begleiten. Und ganz nebenbei: Unter allen erfolgreich teilnehmenden Kindern werden hochwertige Preise verlost wie ein Scooter Up 200 von Hudora, Gutscheine von Decathlon oder für Kinderrucksäcke von Vaude.

Anmeldefrist für Grundschulen ist Freitag, 2. Februar 2024 unter www.spospito-bewegungspass.de/.

 

Stadt Würzburg ruft auch dieses Jahr Grundschulen zur Teilnahme am SpoSpiTo-Bewegungspass auf

 

In Folge der Proteste der Speditionsunternehmen am 18. und 19. Januar in Berlin besuchten der Bundestagsabgeordnete Markus Hümpfer und der Landtagsabgeordnete Volkmar Halbleib die "Beständig Transport & Logistik GmbH" in Gochsheim. Im Gespräch mit dem Unternehmensinhaber Daniel Beständig tauschten sie sich über die Herausforderungen und Zukunftsaussichten der Branche aus.
Ein zentrales Anliegen von Daniel Beständig ist die unzureichende Kontrolle von Sozialvorschriften und Mindestlöhne von gebietsfremden Speditionsunternehmen in Deutschland. Er betonte, dass illegale Praktiken dazu führen, dass Unternehmen, die legal arbeiten, durch Dumpingpreise benachteiligt werden. Insbesondere die Überprüfung der Kabotageregelungen für Spediteure aus dem EU-Ausland könnte durch die Nutzung von Mautdaten zur Überwachung optimiert werden, so seine Forderung.


Daniel Beständig ist Sprecher des Bundesverbandes für Logistik und Verkehr-pro e.V. (BLV) und setzt sich für mittelständische Logistikunternehmen und Kraftfahrer ein. In dieser Funktion fordert er, die Einnahmen aus der Maut nicht dem Schienenverkehr, sondern der Verbesserung der Straßen, Ladeinfrastruktur für Nutzfahrzeuge, Autobahnraststätten und ihrer Infrastruktur zukommen zu lassen.
Markus Hümpfer und Volkmar Halbleib bewerteten das Gespräch als sehr konstruktiv und sprechen sich für eine Fortführung der Gespräche aus. "Ich kann sehr gut verstehen, dass es für Unmut sorgt, wenn legal arbeitende Firmen einen Wettbewerbsnachteil haben. Die Forderung nach stärken Kontrollen und somit einer funktionierenden Durchführung des bereits bestehenden Rechts kriegt meine volle Unterstützung. Jetzt gilt es in Berlin dieses Problem anzugehen", so Hümpfer.


Landtagsabgeordneter Volkmar Halbleib versprach, die Forderungen nach verstärkten Kontrollen in Bayern auch in den Landtag mitzunehmen.

Almanya’nın Pforzheim şehrinde ilk yapılan minareli kubbeli camilerimizden olan DİTİB Fatih Camii'nde hizmetler aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen kültür etkinliğine öğretmenler, velilerle birlikte çok sayıda vatandaşımız iştirak ettiler.


Baden Württemberg Eğitim bölgesi rehber öğretmeni Feyza Dinçer tarafından "Aile İçi Etkili İletişim" semineri düzenlendi. Seminerde Feyza Dinçer,yaptığı konuşmasında,
“Şiddet olgusu şiddete maruz kalan tarafı etkilediği kadar şiddete şahit olan tarafı da etkilemektedir. Fiziksel, cinsel, duygusal ya da ekonomik anlamda aile içi şiddete maruz kalan kadınların çocukları bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı annelerinin aile içi şiddete maruz kaldığına şahit olan çocukların gösterdikleri duygusal, bilişsel, davranışsal tepkileri anlamak; aile içi şiddete şahit olan çocuklara yönelik koruma ve müdahale yöntemlerini ortaya koymak ve dünyada bu konu üzerinde yapılan uygulamalardan örnekler sunmaktır. Türkiye’de aile içi şiddete şahit olan çocuklar için koruyucu çalışmalar yapılmasına öncülük etmesi beklenmektedir” dedi.



Pforzheim Türkçe ve Türk Kültürü dersi öğretmeni Dr. Bayram Tamtürk tarafından "Bilim Dili Olarak Türkçe'nin Tarihi" semineri verildi. Dr. Tamtürk Türkçe üzerinden Türk kimliğinin inşa edilmesinin önemi üzerinde durdu. Tarih boyunca Türkler kurdukları devletlerde zaman zaman başka dilleri kullanmış olsalar da Türkçe’nin her zaman önemini koruduğunu bilim ve felsefi dil olarak görüldüğünü ifade ederek Almanya’da yetişen öğrencilerimizin milli kimliğini anadilimiz Türkçe ile inşa edip koruyabileceğini belirtmiştir. Programın sonunda öğretmenimiz birey ve toplum ilişkilerine dair yazdığı kitabı kadın kolları Başkanı Zeliha Okumuş’a günün hatırası olarak hediye etti. Kadın kolları başkanı da hem öğretmenlere hem de kendilerine her zaman destek veren Pforzheim Türk okul aile birliği Başkanı Mümin Karaca’ya çiçek takdim ettiler.

 

 

Almanya'da aile şirketlerinin yarısı pes etmek üzere

 

ALMAN ekonomisini önümüzdeki yıllarda çok zorlu bir süreç bekliyor. Münih merkezli Ifo Enstitüsünün yaptığı araştırmaya göre 250'den fazla çalışanı olan aile şirketlerinin yarısını devam ettirecek insan bulunamayacak. 2026 yılına ulaşıldığında 38 bin işletme el değiştirmiş olacak.

Ifo Enstitüsü yetkililerinin araştırmasına göre; şu anda mevcut aile şirketlerinin yönetimi ikinci ve üçüncü nesilden oluşuyor. Bu işletlemelerin yüzde beşi 1900'den önce kuruldu. 250 kişiden fazla çalışanı olan aile şirketlerini aynı aile içinden gelecek yıllara taşıyacak nesil yok.  Talibi olmayan işletme sayısı yüzde 42.

2026 yılına gelindiğinde 38 bin aile işletmesi el değiştirecek. Ekonomi uzmanı Rainer Kirchdörfer: „ yeni yetişen Z kuşağının aile şirketlerine ilgi duymamasının başlıca sebepleri artan bürokrasi, enerji fiyatları, vasıflı işçi eksikliği ve vergi yükü. Tüm bu zorluklarla başedemeyeceğini anlayan genç nesil aile şirketini sürdürmek yerine yeni işler yapmayı tercih ediyor” dedi.

 

Tevfik KARA / DÜSSELDORF (TR Haber)

 

 

 

ALMANYA'nın Hagen kentinde Konuşma Danışmanı ve Terapisti olarak hizmet veren Begüm Sayman (30) bebek yaştaki çocukların ellerine cep telefonu ve tablet gibi elektronik aletler verilerek, farkında olmadan konuşma gelişiminin engellendiğini açıkladı.

Altı yıl bir Alman işletmesinde konuşma terapisti olarak çalıştıktan sonra kendi muayenehanesini açan Begüm Sayman: „ Logopedi, çocuk, genç ve yetişkinlerde görülen her türlü konuşma problemlerini tedavi eden bilim dalıdır. Bu bozukluklarla ilgili teşhis ve tedavi dışında bu tür bozukluklarla ilgili danışmanlığı kapsar. Bochum'da üç yıl eğitim gördükten sonra çalışmaya başladım. Bir yıl önce de kendi işyerimi açtım.  Dil gelişim bozukluğu olan çocuklar dili bir iletişim aracı olarak kullanamadıkları için konuşma ve dil terapisine ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar genellikle nesneler, diğer kişiler ve kendileri arasında bir ilişki kurmakta sorun yaşarlar. İşte bu aşama biz devreye giriyoruz. Yaptığımızı tedavilerin ücretini hastalık kasaları karşılıyor. En fazla bir yıllık bir tedaviden sonra çocuklar rahatlıkla konuşmaya başlıyorlar. Türk aileler daha bebeklikten itibaren çocukların eline cep telefonu ve tablet tutuşturuyorlar. Bu tür eylemler çocukların geç konuşmasını ya da bazı harfleri tam olarak telaffuz etmelerini engeller. Bunlardan kesinlikle kaçınmalıyız“ dedi.

 

MÜLTECİLER DAHA FAZLA

Konuşma Terapisti Begüm Sayman: „konuşma problemi yaşayan yaşayanlar arasında Türkler de var. Ancak birçok vatandaşımız çevre baskısı nedeniyle tedavi olmaktan çekiniyor. Bence hiç aldırmadan ve çekinmeden destek almalıdırlar. Son yıllarda Ortadoğu'dan gelen mülteci çocuklarında bu tür konuşma problemi patlama yaptı. Mülteci aileler çocuk hekimleri ve eğitimcilerin tevsiyesiyle bizden destek alıyorlar“ dedi.

 

GELECEK VAAT EDEN MESLEK

Hagen'deki muayenehanesinde altı kişilik bir ekiple hizmet veren Begüm Sayman: „bu meslek dalı Türkler arasında pek tanınmıyor. Bu yüzden de pek rağbet yok. Aylardan beri hem Türkçe hem de Almancayı konuşabilen çift dilli bir eleman arıyorum fakat bulamıyorum. Tavsiyem  gençlerimiz bilhassa da genç kızlarımız bu mesleği okusunlar ve icraa etsinler“ dedi.

 

Haber ve Resimler: İslam KARAOSMANOĞLU - HAGEN

 

 

 

 

 

 

Bizler; ve BGSAM olarak kuruluş amaçlarımız doğrultusunda, Bulgaristan’dan göçmüş soydaşlarımızın siyasi, kültürel ve sosyal konularda problemlerini çözme gayretinin yanı sıra duygu ve düşüncelerine tercüman olarak, seslerini daha gür duyurmaya, dertlerine derman olmaya çalışan Sivil Toplum Kuruluşlarıyız.
 
Bu bildirinin temel amacı; Bulgaristanlı soydaşlarımızın yaklaşan yerel seçimlerde seçmen olarak beklentilerinin bilinmesi konusunda özellikle siyasetin mekanizmalarında farkındalık yaratmaktır.
 
Çünkü soydaşlarımızın varlıklarını sadece seçimlerde hatırlayan, siyaset tellalı ve Oy avcılarından! Gerçekleşmeyen vaatlerden! Karanfille gelen siyasilerin, seçimin ertesi gün buharlaşmalarından! Kısacası soydaşlarımız artık bu siyasi tiyatrodan sıkılmışlar ve gerçek samimiyet beklemektedir.
Karşılıksız! OY deposu olarak görülmekten rahatsızdırlar.
 
Ülkemizde sosyal hayattan ekonomiye, kültürden sanata ve benzer her konuda sağladıkları katma değere karşın siyasette ve karar mekanizmalarında kendilerini temsil eden soydaş yetkilileri görme arzu ve talepleri vardır.
 
Bu nedenle İstanbul’daki nüfusu 1 milyonu aşan Bulgaristan Türküne rağmen nerdeyse her seçimde, aday belirlemelerinde soydaşlarımızın görmezden gelinmesi sandığa ilgiyi her geçen gün azaltmaktadır.
 
Oysa vatan sevdası şüphesiz, sadakati tartışılmaz, çalışkanlığı örnek olan Balkanların Türkleştirilmesinde İslam’ın yayılmasında hep ön saflarda olan BULGARİSTAN TÜRKLERİ, ARTIK SİYASETTE BİR OY’DAN DAHA FAZLASI OLDUKLARININ BİLİNCİ VE SORUMLULUĞUNDADIR.
 
Seçimlerle ilgili yaptığımız istişare toplantılarımızda; Son yıllardaki jeopolitik hareketlilikler, mülteci göçleri, siyasetin merkezileşmesi, siyasetteki güç zehirlenmeleri ele alınmış ve soydaşlarımızda oluşan genel kanaatinin Bulgaristan göçmenlerinin siyasetin dışına itildikleri kanaati dile getirilmiştir.
 
 
Ayrıca her kim seçim sonunda koltuğuna oturmuşsa;
 
Güç zehirlenmesine tutulduğu,
Halkı politikaların pasif seyircisi gördüğü,
Makamları rant ve çıkar odağı olarak düşündüğü,
Toplumsal hassasiyetleri iç politika ve kendi istikballeri için suiistimal ettikleri,
Zenginleşip halktan uzaklaşırken! Vatandaşa kanaatkâr ve itaatkâr olmayı tavsiye ettikleri,
Konularında duygu ve düşünceler paylaşıldı.
 
Dünya standardında demokrasiyle yönetilmeyi hak ve talep eden halkın bu beklentisine rağmen çoğu zaman göstermelik ziyaretler haricinde gerçek veri ve analizlerle değerlendirilmeden maalesef STK’larla istişare bile edilmeden kararlar alınmaktadır.
 
Sonuçta halktan kopan siyaset, kapsayıcı politikalar üretmekten ziyade, belli kesimlerin menfaatine, sömürücü politika uygulamalarıyla, seçmenden iyice uzaklaşmaktadır.
 
Zirve artık sisli duruma gelmiş, halkla teması kesilmiştir. Halkın sesi yukarılara ulaşamamaktadır. Tutarsız politikalar, başarısızlıklara ve seçim kaybına sebep olmaktadır.
 
Gerçek’ten ziyade Algı’ya sığınan siyaset dünyası, halkın gerçeklerinde sandıklara gömülmeye mahkûm kalacaktır. Bulgaristan Türkleri siyaseti ve uygulanan politikaları hassasiyetle takip etmektedir.
 
İstişarelerimizde, bundan böyle soydaşlarımız kendilerini yok sayan, sorunlar ve taleplerini dikkate almayan, istişare etmeyenlerle işbirliği yapmayacağını “Partiye” değil “Kişiye” oy konusunda tercihler kullanılacağı kararını almışlardır.
 
Bulgaristanlı soydaşlarımız genel karakter olarak fanatik parti seçmeni olmamışlardır. STK’ların araştırma, analiz ve aydınlatmaları ışığında tercihlerini kullanmışlardır.
 
31 Mart 2024 Seçimlerinde siyasetin kendilerinin PASİF BİR SEÇMEN! BİR MÜŞTERİ gibi değil bir PARTNER olarak GÖRÜLMESİNİ ARZU ETMEKTEDİR.
 
Artık bize dayatılan sorunlarımızı bilmeyen adaylar değil bizden birinin temsil etmesinde özellikle kararlıyız demektedir.
 
Bu nedenle Bulgaristan Türkleri camiasını yok sayan, gurbetçi muamelesi yapan ya da çanta keklik görerek, çözümü, vaadi ve işbirliği olmayan siyasetçilere hak ettikleri dersin sandıkta verileceğinden kimsenin şüphesinin olmamasını istiyoruz.
 
 
Yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle;
 
Yerel seçimlerde BULTÜRK,BGSAM ve kanaat önderi soydaşlarımızla işbirliğiyle ortak anlayış içerisinde olan adayların seçimi kazanmaları için gereken her türlü destek ve yardım yapılacağı konusunda oy birliğiyle karar alınmıştır.
 
Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Bakımevinde Yapılan Çalıştay da Müslümanların Dini ve Kültürel Hassasiyetlerini Dikkate Alan Yaşlı Bakım Hizmetlerinin Geleceği Ele Alındı

AJet Avrupa’da hedef büyütüyor - Almanya’da 100 Türk acente ile stratejik toplantı

YTB Başkanı Eren Manastır’daki Yeni Cami’nin müze olarak hizmete açılmasına tepki gösterdi

YTB Başkanı Abdullah Eren: “Kerkük Türklerinin uyarıları dikkate alınmalı”

Murat ve Jonas, Würzburg Belediye Sarayını Türk müziğiyle coşturdu

Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu 30. Yılında

Avrupa Saadet ‘yabancı plakalı araçların için Türkiye'de TÜV muayenesi olabilmesini’ istedi

Almanya Türkleri'nin duayen gazetecisi Ahmet Külahçı Mocca dergisine konuştu; İslam düşmanlığı zehirdir

Gedenkveranstaltung 35 Jahre Mauerfall: Journalist Eberhard Schellenberger über seine Jahre im Visier der Stasi