Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Avrupa’nın değerlerini paylaştığını belirterek, Almanları kültürünü ve doğal güzelliklerini görmek için ülkesini ziyaret etmeye çağırdı.
 

Tatar, Almanya’nın başkenti Berlin de "Dünya Kardeş Kentler Turizm Forumu'nun (TCWTF)" düzenlediği Küresel Kentsel Destinasyon Değişim Zirvesi'nde konuştu.

5-7 Mart'ta düzenlenecek ITB Berlin Turizm Fuarı'nda, KKTC'yi tanıtacaklarını belirten Tatar, ülkesinin doğal güzelliklerini, kültürünü ve gastronomisini fuarda ziyaretçilere anlatacaklarını söyledi.

Tatar, dünyadaki problemlere rağmen turizmin gelişmesinin kültürlerin tanınması ve ekonomik refah için önemli olduğunu vurgulayarak, turizmin küresel barış için önemli rol oynadığını ifade etti.

 

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Barış ve ülkeler arasında etkileşimler, küresel refahın büyümesine katkıda bulunuyor." dedi.

KKTC ve Türkiye’nin doğal güzellikleriyle turizm için en iyi destinasyonlar içinde yer aldığına işaret eden Tatar, Türkiye’nin Avrupa'dan 3 saat ve Kıbrıs'ın da kıtadan 3,5 saat uçuş mesafesinde olduğunu aktardı.

Antalya Diplomasi Forumu'nun etkileşim bakımından çok verimli geçtiğine değinen Tatar, 4 bin 700 kişinin davet edildiği forumda küresel sorunlara yönelik tartışmaların yapıldığını dile getirdi.

KKTC'nin Avrupa’nın değerlerini paylaştığını vurgulayan Tatar, Almanları kültürünü ve doğal güzelliklerini görmek için Ada'yı ziyaret etmeye çağırdı.

 

Tatar, “KKTC, güzel havası, gastronomisi, sahilleri, güzel doğası ve cana yakın insanlarıyla turizmde yeni bir destinasyon olarak yeniden keşfediliyor." ifadesini kullandı.

 
 
 
 
 
 
 

 

Ozan Fedai’de sevdiğine kavuştu
 
Avrupa Türklüğünün medar-ı iftiharı Amasyalı Yiğit Oğuz evladı,Ozan Fedai  Koç, Rahmeti Rahmana kavuştu. Mevla rahmet eyleye. Ruhu Şâd, Mekânı Cennet olsun.
 
Almanyanın Darmstadt şehrinde ikamet ediyordu. 
Darmstadt şehri ATİB Emir Sultan Külliye Camiinde uzun yıllar yöneti kurulunda bulundu.
 
 
Gönül dostu, Kültür elçilerimiz.
 
Avrupa Türklerinin gururu olan Türkçemizin güzel sesi  kültür sanat elçimiz Ozan Arif’imiz, güler yüzlü Ozan Yusuf’umuz bu günde Ozan Fedai gönüldaşımız aramızdan birer, birer ayrılarak ebedi aleme göçtüler. Rabbim kendilerine rahmet eylesin.
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatçısı Halk Ozanı Aşık  Fedai Koç,
Türk şiirinde büyük bir yeri olan aşık tarzının  önemli temsilcilerinden olan Amasyalı Ozan Fedai dünya hayatını noktalayarak ebedi alem ahiret’e göçtü.
 
2010 yılında, ATİB teşkilatımızın bölge başkanı Abdülcelil Akyüz beyin isteği üzerine şehrimiz Göppingen Türk Kültür Merkezi yönetim kurulu başkanlığı görevini kabul ettim. Yapılan genel kurul sonucu başkanlığa seçildim.
2011 yılında Sanat Kültür proğramı yapmak için  Arkadaşım Ozan Fedai kardeşimi aradım. Kendisi o gün Kur tedavisinde olduğunu,’hafta sonu olursa sorunsuz gelirim’ demişti.
Gün tarihinde güler yüzüyle elinde sazıyla geldi. 
Ozan Fdai, Ferhat Kafkas, rahmetli Ozan Yusuf Polatoğlu ve Mehmet Borukçu sahne aldılar.
 
Proğrama renk kattılar. Bizi mutlu etmişlerdi. Zaman telefonla konuşur haksızlıklarda şikayet ederdi. Uzunda olsa şiir okur bize dinletirdi.
İyi bir şair ve söz yazarıydı.Çok sayıda yayınlanmış kaset ve CD’leri mevcuttur.
Uzun zamandır yakalandığı hastalıkla mücadele ediyordu. Nihayet emir baki oldu. Ruhunu sevdiği rabbime teslim etti. Ruhun şad mekanın cennet olsun inşallah Fedai kardeşim. Rabbim cümlemize sabır ve metanetler versin. Seni unutmayacağız.
 
ANLAYANA
 
Gurbete benzemez gurbet bildiğim
Ana kucağından inmekmiş gurbet
Diyar diyar dolaşıpda bulduğum 
Yalan dolanlara kanmakmış gurbet
 
Kavim gardaş diye bakmayın yola
Münafıklar halay çeker kol kola
Allah yardım etsin çaresiz kula
Ağustos ayında donmakmış gurbet 
 
Çile kahır bunca verilen çaba
Altmış yıllık ömür  edildi heba
Yadelin zulmeti konmaz hesaba
Garagış zemheri yanmakmış gurbet 
 
Gün öğleyi geçti akşam oldu bak
Fikir şükür karanlığa kaldı bak
Karanlıkta ummanlara daldı bak
Şu geçen yılları anmakmış gurbet
 
Hakka ram olanda tükenmez azim
Gelmişim dünyaya olacak mazim
Yadellerde  kızım elimde sazım
Ölmeden mezara konmakmış gurbet
 
Suçlu aramak mı düşünmem asla
İşim olmaz hinlikle ihtirasla
Fedai  özünü  Allah'a yasla
Ekmeği ağuya banmakmış gurbet
Ozan Fedai 
 
10 Nisan 2023 Amasya
 
 
 

BERLİN (AA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Avrupa’nın değerlerini paylaştığını belirterek, Almanları kültürünü ve doğal güzelliklerini görmek için ülkesini ziyaret etmeye çağırdı.

Tatar, Almanya’nın başkenti Berlin de "Dünya Kardeş Kentler Turizm Forumu'nun (TCWTF)" düzenlediği Küresel Kentsel Destinasyon Değişim Zirvesi'nde konuştu.

5-7 Mart'ta düzenlenecek ITB Berlin Turizm Fuarı'nda, KKTC'yi tanıtacaklarını belirten Tatar, ülkesinin doğal güzelliklerini, kültürünü ve gastronomisini fuarda ziyaretçilere anlatacaklarını söyledi.

Tatar, dünyadaki problemlere rağmen turizmin gelişmesinin kültürlerin tanınması ve ekonomik refah için önemli olduğunu vurgulayarak, turizmin küresel barış için önemli rol oynadığını ifade etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Barış ve ülkeler arasında etkileşimler, küresel refahın b

üyümesine katkıda bulunuyor." dedi.

KKTC ve Türkiye’nin doğal güzellikleriyle turizm için en iyi destinasyonlar içinde yer aldığına işaret eden Tatar, Türkiye’nin Avrupa'dan 3 saat ve Kıbrıs'ın da kıtadan 3,5 saat uçuş mesafesinde olduğunu aktardı.

Antalya Diplomasi Forumu'nun etkileşim bakımından çok verimli geçtiğine değinen Tatar, 4 bin 700 kişinin davet edildiği forumda küresel sorunlara yönelik tartışmaların yapıldığını dile getirdi.

KKTC'nin Avrupa’nın değerlerini paylaştığını vurgulayan Tatar, Almanları kültürünü ve doğal güzelliklerini görmek için Ada'yı ziyaret etmeye çağırdı.

 

Tatar, “KKTC, güzel havası, gastronomisi, sahilleri, güzel doğası ve cana yakın insanlarıyla turizmde yeni bir destinasyon olarak yeniden keşfediliyor." ifadesini kullandı.

Ab Samstag, dem 9. März 2024, geht ́s auf der Würzburger Talavera wieder rund:

Das Frühjahrsvolksfest lockt Groß und Klein aus den Häusern und bietet bis zum 24. März pures Familienvergnügen. Auf dem Platz zwischen dem Talaveraschlößle und dem Fraun- hoferinstitut präsentieren 49 Schausteller und die Festwirtsfamilie Hahn ein attraktives und abwechslungsreiches Angebot. Modernste Fahrgeschäfte treffen auf beliebte Klassiker. Selbstverständlich ist auch für das leibliche Wohl bestens mit einer Auswahl an ver- schiedensten Leckereien und Spezialitäten gesorgt, die von herzhaft bis süß für jeden Gau- men etwas zu bieten haben.

 

 

 

Festprogramm-Highlights

Frühjahrsvolksfest 2024 (Änderungen vorbehalten! Stand: 26.02.2024)

Freitag, 15. März 2024

  • ab 18.30 Uhr

  • 22.00 Uhr

    Samstag, 16. März 2024

• ab 18.00 Uhr

Sonntag, 17. März 2024

  • ab 12.00 Uhr

  • 14.00 – 20.00 Uhr

  • ab 16.00 Uhr Montag, 18. März 2024

• ab 18.30 Uhr Dienstag, 19. März 2024

• ab 18.30 Uhr

Mittwoch, 20. März 2024

  • 14.00 – 20.00 Uhr

  • 14.00 – 17.00 Uhr

  • ab 18.00 Uhr

    Donnerstag, 21. März 2024

• ab 18.00 Uhr Freitag, 22. März 2024

• ab 18.00 Uhr

Samstag, 23. März 2024

• ab 18.30 Uhr

Die Party und Stimmungsband Members Brillant-Feuerwerk

Die Partyband Hally Gally

Jazz NCBrownBluesBand
Kostenfreies Kinderprogramm im Festzelt Ballontiere – Malecke – Baumkraxeln Gschmeidigs Blechle

Die Festles Musik

Childhood-Party mit DJ Ole Bott – zurück in die Kindheit - 2000er, Happy Hour von 18.00 – 20.00 Uhr, 1 Maß Festbier o- der alkoholfrei für nur 8,90 € an der Bühnenbar

Familientag mit „Halben Fahr- und Eintrittspreisen“ und Sonder- angeboten an allen anderen Geschäften
Sonderpreise im Festzelt – Ballontiere - Malecke – Baumkra- xeln

Torwandschießen und Autogrammstunde mit den Würzburger Kickers im Festzelt
Die Grumis

Aalbachtal Express

Stoapfälzer Spitzbuam – Pünktlich zum Ferienstart

I-Düpferl – die junge Band aus Bayern

Sonntag, 24. März 2024

  • ab 12.00 Uhr

  • 14.00 – 20.00 Uhr

  • ab 17.30 Uhr

    Baumkraxeln im Festzelt:

Gschmeidigs Blechle ... mitten im Publikum und ohne Verstär- ker
Kostenfreies Kinderprogramm im Festzelt
Ballontiere – Malecke – Baumkraxeln

Finale mit den Hettstadter Musikanten

Jeder der ́s schafft, gewinnt eine Freimaß!

Ihr Kontakt zum Festzelt Hahn:
Tel.: 0931/4607 9900 - Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! - www.hahnzelt.de

Öffnungszeiten Festplatz und Festzelt:

page10image16144384 page10image16147840

Montag bis Donnerstag Freitag und Samstag Sonntag

14.00 Uhr bis 23.00 Uhr 14.00 Uhr bis 24.00 Uhr 12.00 Uhr bis 22.30 Uhr

So geht ́s zum Festplatz Talavera:

Vom Hauptbahnhof zum Frühjahrsvolksfest können Sie bequem in 10 Minuten zu Fuß zum Volksfestplatz Talavera gehen oder bequem mit der Straßenbahn fahren. Die Linien 2 und 4 (Richtung Stadtteil Zellerau) bringen Sie direkt zur Haltestelle „Talavera“.

Allen Radfahrern und Radfahrerinnen empfehlen wir die kostenlosen und teilweise über- dachten, Fahrrad-Parkplätze direkt am Haupteingang der Talavera an der Luitpoldstraße.

Mit dem Auto folgen Sie der Beschilderung zum Park & Ride-Parkplatz Talavera. Rund um das Festgelände finden Sie Parkplätze (siehe rechts), wie der direkt gegenüberliegende Parkplatz „Friedensbrücke/Viehmarktparkplatz“ den Sie über die Dreikronenstraße anfahren sowie das Parkhaus „Alter Hafen“ an der Veitshöchheimer Straße.

Wir weisen darauf hin, dass das Parken mit Pkw auf der Talavera nur in begrenztem Umfang möglich ist. Insbesondere bei den Familientagen und am Wochenende wird es zu Engpäs- sen kommen. Bitte nutzen Sie soweit möglich die öffentlichen Verkehrsmittel. Parken mit Pkw ist auch möglich auf dem der Talavera gegenüberliegenden Parkplatz der SVG an der

Friedensbrücke/Viehmarktplatz (Einfahrt Dreikronenstraße) und im Parkhaus Alter Hafen (Einfahrt Veitshöchheimer Straße).

Kommen Sie, schauen Sie, staunen Sie, wir freuen uns auf Ihren Besuch!

Stadt Würzburg
Kommunalreferat
Fachbereich Allgemeine Bürgerdienste

page11image1470448

 

 

 

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), 40’ıncı kuruluş yıl dönümü için yeni ve özel logo çalışması yaptı.

 

858 cami derneği, 60 binden fazla aktif gönüllüsü, yüz binlerce üyesi ile 2024 yılında kuruluşunun 40. yılının kutlanacağı, aynı zamanda 40. kuruluş yıl dönümünü yansıtan yeni logo tasarımı tamamlandı.

2024 yılına özel logoda DİTİB’nin bu yılki kuruluş yılını ağaç halkalarından ilham alınarak beyaz zemin üzerine kuruluş yıl dönümünü hatırlatan altın renginde 40 rakamı ile tasarlandı.

 

40. kuruluş yıl dönümüne özgü tasarlandı

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, yaptığı açıklamada “DİTİB Federal Birliğimizin 40 yıllık bir maziyi geride bırakmış olmasının sevinç ve gururunu yaşıyoruz. Bu özel anı 40. Yıl dönümümüze özgü bir logo tasarladık.“ dedi.

2024 yılında gerek organizasyonlarda, gerek yazışma ve davetiyelerde 40’ıncı yılı içeren yeni logoyu kullanacaklarını ifade eden Kuzey, 2024 yılı DİTİB’in 40'ıncı kuruluş yıl dönümü olduğunu söyledi. 

 

40 yıllık tarihi simgeliyor

1984 yılından bu yana güçlü bir çınara dönüşen DİTİB Federal Birliği‘nin 40 yıllık tarihini simgelediğine vurgu yapan Kuzey şunları kaydetti: “Ağaç halkalarından ilham alan logomuz, kuruluşundan bu yana güçlü bir çınara dönüşen DİTİB Federal Birliği‘nin 40 yıllık tarihini simgeliyor. Bu çınarın kökleri zaman içinde sağlamlaştı; biriktirdiğimiz deneyimler, birlikte geçirdiğimiz yıllar ve inancımız bu kökleri besledi. Bu kökler, bizlere dik durmayı ve geleceğe güvenle bakmayı öğretti. Zaman içerisinde bu çınarın dalları genişledi, yaşamlara dokunarak insanlara daha fazla fayda sağladı. Logomuzdaki her ağaç halkası, DİTİB'in on yıllık bir dönemini temsil etmektedir. Bu halkaların birleşimi, kuruluşumuzun büyümesini ve gelişmesini yansıtmaktadır. Aynı zamanda bu halkalar, topluluğumuzu, derneklerimizi ve birliğimizi simgelemektedir.”

 

İnsanlara ve topluma her daim faydalı olma misyonunu yansıtıyor

DİTİB’in 40’ıncı kuruluş yıl dönümü logosunun altın rengi, ışık ve enerji kaynağımız olan güneşi temsil ettiğini de sözlerine ekleyen Kuzey, “Dini bir kuruluş olarak DİTİB'in, insanlara ve topluma her daim faydalı olma misyonunu yansıtmaktadır. 858 cami derneğimize, günde 60.000'den fazla aktif gönüllümüze, yüzbinlerce üyemize ve bunu mümkün kılan herkese teşekkür ederiz. Birlikte nice yıllara.” ifadelerini kullandı.

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, DİTİB’in 40. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle 2024 yılında bir çok etkinlik yapacaklarını belirtti.

 

 

Nürnberg Neşvegâh Türk Müziği Atölyesi tarafından hazırlanan ‘Mini Nihavend Faslı ve Hikâyeleriyle Şarkılar’ dinletisi büyük ilgi gördü.
Nürnberg Belediyesi’nin kültür evlerinden Ville Leon salonunda düzenlenen ve sunuculuğunu Gamze Heckmann’ın yaptığı konserde, tanınmış bestekârların eserlerinden oluşan Hüzzam ve Hicaz makamında şarkılar koro ve solo olarak seslendirildi. Neşvegâh Türk Müziği Atölyesi’nin kurucusu ve koro şefi Ömer Benli, müzik dinletisiyle ilgili şunları söyledi: “Binlerce yıllık geçmişiyle zengin enstrümasyonu ve derin anlamlar taşıyan, duygularımızı, sevinçlerimizi ve acılarımızı en içten şekilde ifade eden Klasik Türk Müziği, kültürümüzün en önemli taşıyıcılarından biridir. Nürnberg’de 2016 yılında halk korosu olarak kurulan ve 2018 yılında fasıl grubu olarak yoluna devam eden grubumuz keman, kanun, ut, gitar ve tef çalan 8 saz sanatçımız (Handanlar) ile fasıllar icra ediyor.”


‘AMACIMIZ, KÜLTÜRÜMÜZÜ TANITMAK’
“Daha önce farklı eserler ile gerçekleştirdiğimiz hikâyeleriyle şarkılar konseptimiz, mini nihavend faslı ile zenginleştirildi. Her şarkının bir hikâyesi vardır. Bu hikâyeler eşliğinde şarkılar gerçek anlamını kazanıyor. Bu nedenle öncesinde eserin hikâyesinin sunumu, ardından eserin icrası şeklinde konserimizi gerçekleştiriyoruz. 2023’ten itibaren kendi fasıl topluluğumuzun mekânında oda konserleri vermeye devam ediyoruz. Amacımız, verdiğimiz konserler aracılığıyla kültürümüzü tanıtmak, yaşatmak bu alanda ilgi yaratmak.”

 Haber ve resimler: İlhan BABA/NÜRNBERG

 

 

 

 

 

 

 

Altmış yıl evvel bugün Birleşmiş Milletler’de (BM) yapılan bir yanlış, alınan hatalı bir karar, maalesef Kıbrıs Türklerini dünyadan koparmaya ve olumsuz etkilemeye devam etmekte.

 

BM’nin Kıbrıs’a gelişini bir hatırlayalım; 21 Aralık 1963 Cumartesi günü sabahın erken saatlerinde, Kıbrıs Rumları, “Kıbrıs adasının egemenliği ile devleti ele geçirmek ve Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamak” için Kıbrıs Türklerine karşı silahlı saldırılar başlatırlar. Dönemin Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu Kıbrıs Türklerine saldırıları düzenleyen EOKA terör örgütüne, İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis’in milis kuvvetleri ile Makarios’un doktoru ve sonradan da EDEK’in kurucusu olan Dr. Vassos Lisarides’in milis kuvvetlerine destek olması için 1 Ocak 1964 sabahından başlamak üzere Kıbrıs adasına parti parti 20 bin tepeden tırnağa silahlı bir Komando Tümeni gönderir. Kıbrıs Türklerine karşı organize ve aynı anda başlayan silahlı saldırılar adanın tüm bölgelerinde devam eder. Lefkoşa’nın Küçük Kaymaklı bölgesine Nikos Sampson’un komutasında Yorgacis’in milis kuvvetleri, Çağlayan bölgesine de Lissaridis’in milisleri saldırmıştır.

 

Rumların saldırıları katliamlara, yağmaya, soyguna ve yaşlı kadın, erkek ve çoluk çocuk demeden soykırıma dönüşünce, Kıbrıs Türklerinin neredeyse dörtte biri evini barkını, malını mülkünü, hayvanını ve zahiresini arkada bırakıp güvenli Türk bölgelerine göç etmek zorunda kalır.

 

Türkiye Cumhuriyeti, katliamları, soygunu, yağmayı ve göçleri durdurmak için öncelikle “siyasi müdahale ve görüşme” yolunu tercih ederek BM’den “Acil Müdahale” talep eder.

 

Günümüzde olduğu gibi, 1964 yılında da yayılmacı (emperyalist) ülkelerin çıkarları doğrultusunda faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler Teşkilatı, adaya BM Barış Gücünü gönderebilmek için çalışmalar başlatır. Türkiye’nin talebi üzerine BM Güvenlik Konseyi toplanır ve daimi üye İngiltere’den karar taslağı hazırlamasını ister.

 

İngiltere Dışişleri Bakanlığı bir karar tasarısı hazırlar.

Bu karar taslağı, 1959 yılının Şubat ayında Zürih ve Londra’da -garantör devletler ile Kıbrıs Türkleri ve Rumlarından oluşan taraflar arasında- gerçekleştirilen toplantılarda mutabakata varılan ve 1 Ağustos 1960 günü bağımsızlığı ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM’ye tescilli Anayasasına tamamen aykırı bir şekilde, “Kıbrıs adasında sadece Kıbrıs Rumlarından oluşan mevcut Makarios yönetiminin adayı temsil eden hükümet” olarak tanınmasını içermektedir.

 

Kıbrıs Türklerini görüşmelerde ve toplantılarda temsil eden Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın dile getirdiği bütün itirazlar dikkate alınmaz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin itirazlarına da ABD ve İngiltere temsilcileri “Bu karar geçicidir. İzin verin BM Barış Gücü adaya ayak bassın, katliamları, soykırımı, yağmayı, soygunu ve göçleri durdursun” yanıtını verirler. Türkiye bu yanıtı, Kıbrıs’ta devam etmekte olan katliamları, soykırımı, yağmayı, soygunu ve göçleri durdurmak için ister istemez kabul eder. BM GK’nin insanlık dışı ve dünya siyasetinin yüz karası kararlarından bir tanesi olan 4 Mart 1964 tarihli ve 186 sayılı kararı kabul edilerek yürürlüğe konur. Bu karar doğrultusunda Kıbrıs Rumları “Kıbrıs Hükümeti” olarak tanımlanırken, Kıbrıs Türkleri de toplum seviyesine indirgenir.

BM Barış Gücü bu kararın alınmasında ancak 2 ay sonra adaya ayak basar. Bu gecikme, Makarios hükümetinin “Gereklilik Doktrini” adı altında kabul ettiği yasadışı kararlarla, Kıbrıs Türklerinin Anayasal haklarını, siyasi haklarını ve insani haklarını ellerinden almasının yolunu açar. 

 

Aradan geçen 60 yıl içinde Kıbrıs Türklerinin dünyadan izole edilmesinin, uluslararası ticaret yapamamasının, uluslararası siyasi platformlarda temsil edilememesinin, uluslararası etkinliklere ve spor müsabakalarına katılamamalarının, uluslararası posta ve telekomünikasyon bağlantıları kuramamasının kökeninde bu insanlığın yüz karası 4 Mart 1964 tarihli ve 186 sayılı karar yatmaktadır.    

       

BM Kıbrıs sorununa adil ve insan haklarına yaraşır bir şekilde müdahale etmek ve taraf olmak istiyorsa, öncelikle Kıbrıs’ta yasal hükümetleri tanımlayan yeni ve çağdaş bir karar almalıdır. Akdi takdirde, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için son 60 yıldır yaşanan olumsuzluklar, dünyadaki ve adadaki siyasi dengeler değişene kadar devam edecektir...  

 

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili

 

Insgesamt 1.223 € hat die Zulassungsstelle des Landratsamtes Kelheim kürzlich an MONA BRK Kreisverband Kelheim gespendet.

 

„Jedes Jahr sammeln die Mitarbeiter unserer Zulassungsbehörde zurückgegebene Kfz-Schilder. Der Erlös aus der Entsorgung des Altmetalls wird seit vielen Jahren an soziale Einrichtungen gespendet. Ein wunderbares Engagement, wie ich finde.“

Landrat Martin Neumeyer

 

 

Die Mobile Organisation für Notfallseelsorge und Anschlussdienste (Mona) des BRK-Kreisverbandes Kelheim MONA leistet als Kriseninterventionsteam äußerst wertvolle Dienste bei der Betreuung von Menschen bei Ausnahme- und Notsituationen.

Am Donnerstag sammelten rund 500 Freiwillige in der Zellerau achtlos in Gebüschen und auf Wegen hinterlassene Abfälle. Zur großen Reinigungsaktion aufgerufen hatte nach 2019 zum zweiten Mal die Umweltstation der Stadt Würzburg gemeinsam mit ihren Kooperationspartnern Caritas-Don Bosco gGmbH, Bürgerverein Zellerau und Quartiersmanagement Zellerau.
 
Die Sammlerinnen und Sammler insbesondere aus zahlreichen Schulen und Kindergärten brachten den aufgehobenen wilden Abfall schließlich zur Umweltstation, wo dieser mit Hilfe zweier Mitarbeiter der Stadtreiniger in bereitgestellte Abfalltonnen sortiert wurden. Selbst kuriose Fundstücke wie ein Sessel, zwei kleine Reifen mit Felge und ein toter Fisch wurden bis zur Umweltstation getragen. Das Gewicht des gesammelten Abfalls wird auf insgesamt etwa 250 Kilogramm geschätzt.
 
Als kleines Dankeschön wurden die Teilnehmenden an der Umweltstation mit einem warmen Essen aus der Don Bosco-Küche und Getränken versorgt und konnten den ereignisreichen Vormittag am Lagerfeuer bei Gitarrenmusik gemütlich ausklingen lassen. Oberbürgermeister Christian Schuchardt sowie Mitglieder der Würzburger Stadtratsfraktionen machten sich vor Ort ein Bild von der Aktion und sprachen den Abfallsammlerinnen und -sammlern ihren persönlichen Dank aus.
 
Anja Knieper, Leiterin der Umweltstation, freut sich über eine gelungene Veranstaltung: „Nach vielen sehr positiven Rückmeldungen von Teilnehmenden und aus dem Organisationsteam haben wir schon heute erste Gedanken darüber ausgetauscht, wie sich „Let’s Clean Up Zellerau“ als ein regelmäßig stattfindendes Ereignis im Stadtteil etablieren kann.“
 
Wild in der Umwelt entsorgte Abfälle stellen ein zunehmendes Problem sowohl für die Umwelt als auch für die kommunalen Entsorgungsunternehmen dar. So gehen von wilden Müllablagerungen zum einen zahlreiche gesundheitliche Gefahren für Mensch und Umwelt aus. Zum anderen entstehen durch den steigenden Entsorgungsaufwand erhebliche Kosten, die gedeckt werden müssen. Nicht zu vergessen sind darüber hinaus optische Beeinträchtigungen des Stadtbildes, die die Aufenthaltsqualität im öffentlichen Raum verringern.
 
 
Fragen zu dieser und weiteren geplanten Veranstaltungen beantwortet das Team der städtischen Umweltstation unter 0931/374400 oder Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Dort erhalten Sie zudem nähere Auskünfte zu Abfallvermeidung, Wiederverwendung und Recycling sowie zu Angeboten der Umweltstation aus dem Bereich der Bildung für nachhaltige Entwicklung.
 
YTB, öğrenim görmek için tercihini Türkiye’den yana kullanan uluslararası öğrencileri Ankara’da buluşturdu. Etkinlikte öğrencilere ülkemizin uluslararası öğrenci hareketliliğine bakış açısı anlatıldı.
 
Türkiye Burslusu olmaya 2023 yılında hak kazanan uluslararası öğrenciler, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen “hoş geldin” etkinliğinde bir araya geldi. YTB’nin etkinliğine, 2023 yılında Türkiye Burslusu olarak ülkemize gelip bir yıl süreli Türkçe dil eğitimini tamamlamalarının ardından öğrenim görecekleri üniversite ve bölümlere başlayacak olan öğrenciler ile akademisyenler katıldı.
 
Ankara’da gerçekleştirilen etkinlikte, geçtiğimiz sene gerekli aşamalardan geçerek Türkiye Burslusu olan, ülkemize geldikten sonra da Türkçeyi öğrenmek için 7 farklı üniversitenin Türkçe dil kurslarını tamamlayan uluslararası öğrenciler, 2024 yılından itibaren başlayacakları üniversite eğitimleri öncesinde merak ettikleri konular hakkında bilgilendirildiler. YTB yetkilileri Türkiye Burslusu öğrencilere, Türkiye Bursları programının işleyişinin yanı sıra, Türkiye’de geçirecekleri üniversite hayatı süresince ihtiyaç duyabilecekleri konular hakkında bilgiler verdi.
 
Öğrenim görmek için tercihini Türkiye’den yana kullanan Türkiye Burslusu öğrencilerin sordukları soruların da YTB uzmanları tarafından yanıtlandığı etkinlikte, öğrencilere ülkemizin uluslararası öğrenci hareketliliğine bakış açısı anlatıldı. Bunun yanı sıra, Afrika ve Güney Amerika kıtaları da dahil olmak üzere çok çeşitli coğrafyalardan gelen uluslararası öğrencilere, ülkemize uyum sağlamaları ve okudukları bölümlerden başarılı bir şekilde mezun olmaları için yönlendirme ve tavsiyelerde bulunuldu.
 
Etkinlikte konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, öncelikle Türkiye Bursları’nı kazanan uluslararası öğrencileri kutladı. Türkiye’de toplam 300 bin uluslararası öğrenci olduğunu ve Türkiye Bursları programına yalnızca geçen sene 120 bin kişinin başvurduğunu söyleyen Eren, Türkiye’deki uluslararası öğrencileri, ailelerinin ve ülkelerinin kendilerine bıraktıkları bir emanet olarak gördüklerine de değinerek, dinleyici sıralarında bulunan öğrencilere Türkiye’de geçirecekleri zamana yönelik motivasyon verdi.
 
Türkiye’ye birkaç ay önce gelmiş bulunan salondaki uluslararası öğrencilere yönelik hoş geldin programını neden yeni yaptıklarına da bir açıklama getiren Abdullah Eren, bunun nedeninin, uluslararası öğrencilere yönelik söz konusu etkinliği Türkçe olarak gerçekleştirmek istemeleri olduğunu söyledi. Türkiye’de okumalarının kendileri için büyük bir şans olduğunu dile getiren Eren, seslendiği öğrenciler arasından geçmişte de olduğu gibi çok başarılı mezunlar çıkacağına emin olduğunu ve üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye Mezunları Ailesine katılacaklarını kaydetti.
 
YTB Başkanı Eren sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizlerle çok fazla bir araya geleceğiz. Bundan sonra birbirimizi bolca göreceğiz. Gençlerle bir araya geldiğimde benim her zaman söylediğim bir şey var. Hayatınızın en güzel dönemindesiniz ve siz yeni bir maceraya atılarak, kendi ülkenizin dışında başka bir ülkeye geldiniz. İnşallah hepiniz başarılı olacaksınız.” Eğitimlerini Türkiye'de tamamladıktan sonra kendi ülkelerinde yüksek mevkilere gelen çok sayıda kişi olduğunu söyleyen Eren, buna örnek olarak Somali, İran, Afganistan, Makedonya gibi ülkeleri örnek gösterdi.
 
YTB’nin Ankara’da Hamamönü’nde bulunan ofisinin haftanın her günü uluslararası öğrencilere açık olduğunu da söyleyen Eren, öğrencilerin burayı ders çalışabilecekleri sosyal bir alan olarak kullanabileceklerini vurguladı. Eren, öğrencilerin her türlü sorununda kendi kapılarını çalabileceklerini de sözlerini ekledi.
Etkinlikte Türkçeyi çok iyi konuşup anladıkları gözlenen uluslararası öğrenciler ile YTB Başkanı Abdullah Eren arasında yer yer eğlenceli anlar da yaşandı.