Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Almanya'nın Hamburg ve Heilbronn kentlerinde düzenlenen anma programı ile Türkiye'de meydana gelen deprem felaketinden etkilenenler için dua edildi.
Anma ve dua etkinlikleri düzenlendi
Almanya'nın Hamburg kenti belediye sarayı önünde ve Baden-Württemberg eyaletinin Heilbronn kenti şehir meydanında Türkiye'deki deprem felaketinden etkilenenler için anma ve dua etkinliği düzenlendi.
Anma ve dua etkinliklerine, Türkiye'nin Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, Hamburg DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Osman Dikeç, DİTİB Genel Merkez yönetim kurulu üyesi ve Baden-Würtemberg DİTİB Üst Kurul Başkanı Erdinç Altuntaş, DİTİB Nord Eyalet Birilği Başkanı Mehmet Gök, bölgede faaliyet gösteren sivil toplum örgütü temsilcileri, cami din görevlileri, kilise papazları ile çok sayıda Türk ve Alman hayırseverler katıldı.
DİTİB Nord Eyalet Birilği, IGMG Hamburg, Schura, Suriye Cemaatinin ortaklaşa düzenlediği Hamburg etkinliği, okunan selanın ardından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Hamburg Başkonsolosu Emine Derya Kara’nın selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Hamburg DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Osman Dikeç, deprem felaketinin yaşandığı ilk günden itibaren yaraları sarmak amacıyla ayni ve nakdi yardımlarını esirgemeyen hayırseverlere, sivil toplum kuruluşlarına, Alman kuruluşlarına ve bilhassa Türkiye’ye gönüllü olarak giden Alman arama-kurtarma ekibine teşekkür etti.
Tüm insanlığın yanındayız
Sivil toplum kuruluşlarıyla, uluslararası yardım kuruluşlarıyla tüm imkanlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla, başla mücadele edildiğini belirten Dikeç, yaralar sarılıncaya kadar kardeşlerinin yanlarında olacaklarını söyledi. Deprem felaketinde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifa dileklerini ileten Dikeç, “Dünyanın neresinde olur ise olsun, dini, ırkı, mezhep ve meşrebine bakılmaksızın acı gününde tüm insanlığın yanındayız. Böyle bir günde de Türkiye’mizi asla yalnız bırakmayacağız. Ayrıca Hanau’daki faciada hayatını kaybedenleri de rahmetle anıyoruz.” dedi. Dikeç, anma programı organizesinde kendilerine yardımcı olan Hamburg belediyesine ve yerel yöneticilere teşekkür etti.
Heilbronn kenti Kiliansplatz Meydanı’nda depremde vefat edenler için düzenlenen anma programı, bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Sela ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Kilise Papazı Devid Terino, “Türkiye ve Suriye’deki depremde çok sayıda çocuklar ve aileleri uykuda öldü. Hepiniz huzur içinde uyuyun dualarımız sizlerle” diyerek dua etti.
Birlik ve dayanışma içerisindeyiz
Türkiye'de yaşanan deprem felaketlerinin ardından tüm sivil toplum örgütlerinin yardım için seferber olduklarını belirten Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, din, dil, ırk ve renk gözetmeksizin birlik ve dayanışma içinde olduklarını söyledi. Koçak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşlarımızın şehir meydanında düzenledikleri yardım kampanyasında yine çok duygulandık. Her gün elbirliğiyle çalışan hanımlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bir haftadır satış yapıyorlar ve burada elde ettikleri yardımları ülkemize gönderiyorlar. Burada toplanıp birlikte dua eden hem vatandaşlarımızdan ve birçok farklı milletten Heilbronn'da yaşayanlara teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Bu birliktelik ve beraberlikle inşallah zor süreçlerinde üstesinden geleceğiz. Heilbronn'a teşekkür ediyorum” dedi.
Heilbronn şehrinin merkezine 1 hafta boyunca kurulan yardım çadırında satışlardan ve bağışlardan toplanan 78 bin 577 Euro nakit yardım depremzedelere gönderildi.
Aziz Türk Devleti Aziz Türk Milleti,
Üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesinin sakıncaları Kovit-19 süresince görülmüştür. Bunu hem öğrenciler hem de öğretim elemanları bilmektedir. Depremzedelerimiz için öğrencilerimizin kaldığı “Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurtları” yerine Devletimizin sahip olduğu “Misafirhaneler” ve talep edildiğinde verileceğinden emin olduğunu düşündüğüm “Yatılı Kur'an Kursları” ve ücreti devlet tarafından ödenen “Oteller” ihtiyacı karşılayacaktır. Hükümetimiz ve yöneticilerimiz kararlarını yeniden gözden geçirmeleri uygun olacaktır.
Allah depremde hayatını kaybedenlere rahmet, hastalarımıza şifa, hayatta kalanlara sabırlar versin.
https://www.youtube.com/watch?v=fnmYwFmNwFA
Saygılarımla
Prof. Dr. Hilmi Özden
Bağımsız Cumhurbaşkanı Aday Adayı
Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki akrabalarını ziyarete geldiğinde depreme yakalanan gurbetçi Cemil Kimyacıoğlu, yardım çalışmalarına gönüllü olarak destek veriyor.
Türkiye Diyanet Vakfı‘ndan (TDV) yapılan açıklamaya göre, deprem bölgelerine gönderilen insani yardımların tasnifi, sevk ve idaresi için vakfın depo ve lojistik merkezlerinde yoğun çalışma sürüyor.
Çok sayıda görevli ve gönüllünün çalıştığı bu merkezlerde toplanan yardım malzemeleri, tasnif edildikten sonra ihtiyaç duyulan bölgelere kısa sürede ulaştırılıyor.
Depremden önce Almanya’dan Hatay Reyhanlı’daki akrabalarını ziyarete gelen Cemil Kimyacıoğlu da gönüllü olarak bu merkezlerde yürütülen yardım faaliyetlerinde çalışıyor.
“Ne görev verilirse buralardayız”
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği‘ne (DİTİB) bağlı Kuzey Bavyera Eyalet Birliği başkan yardımcısı olan Cemil Kimyacıoğlu, Almanya’dan geldiği Hatay’da depreme yakalandığını belirterek, “Depremi yaşadım. 181 saat sonra iki kuzenimin evlatlarını çıkarmak nasip oldu, elhamdülillah. Şu an Reyhanlı’da TDV’nin lojistik dağıtım merkezindeyiz. Bizlere de nasip oldu buranın ucundan tutmak. Şimdilik ne görev verilirse buralardayız. Bu şekilde faydalı olmaya çalışıyoruz. Bizimle beraber Diyanet İşleri Türk İslam Birliği cami başkanları da burada.” ifadesini kullandı.
SunExpress öncülüğünde Almanya ile Türkiye arasında kurulan hava köprüsü kapsamında ilk yardım malzemeleri Antalya Havalimanı’na indi. SunExpress kargo uçağı ilk seferde 10 ton yardım malzemesi taşıdı. Deprem bölgesine yardımların devamlılığını sağlamak amacıyla başlatılan ‘Birlikte destek oluyoruz’ inisiyatifiyle bölgeye toplam 1000 ton yardım ulaştırılması öngörülüyor.
Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress’in, ‘Birlikte Destek Oluyoruz’ inisiyatifi kapsamında Frankfurt’tan Antalya’ya gerçekleştirdiği ilk özel kargo uçağı, 10 ton yardım malzemesiyle dün gece Antalya'ya ulaştı. Deprem bölgesine yardımların devamlılığını sağlamak amacıyla başlatılan inisiyatifle deprem bölgesine battaniye, hijyen ve gıda gibi malzemelerin hızlı şekilde ulaştırılması amaçlanıyor.
SunExpress’in DPD, FIEGE, time:matters, CB Customs Broker GmbH ve Lufthansa Cargo iş birliğiyle 17 Şubat’ta hayata geçirdiği inisiyatifle bölgeye toplam 1000 ton yardım malzemesi ulaştırılması bekleniyor. Bu kapsamda, Almanya’dan bireysel olarak yapılan bağışlar Türkiye'ye düzenli ve hızlı bir şekilde ulaştırılıyor.
‘Birlikte Destek Oluyoruz’ inisiyatifi kapsamında deprem bölgesine yapılan bireysel bağışlar Almanya'daki 7.500 DPD mağazasına teslim edilebiliyor. Bağışların lojistik koordinasyonu, FIEGE Grubu'nun lojistik merkezleri ve time:matters aracılığıyla sağlanıyor. Bağışlar, SunExpress ve Lufthansa Cargo ile haftada birkaç kez düzenlenen özel seferler ile Frankfurt’tan Antalya’ya getiriliyor ve AFAD aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.
14 binden fazla kişinin bölgeden tahliyesini sağladı
SunExpress, arama-kurtarma ve sağlık ekiplerini deprem bölgesine ulaştırmak ve vatandaşların tahliyesi amacıyla bugüne kadar toplam 306 özel uçuş gerçekleştirdi. Düzenlediği özel uçuşlarda yaklaşık 6500 arama-kurtarma ve sağlık ekibini bölgeye taşıyan SunExpress, bu uçuşların dönüş seferlerinde de depremden etkilenen yaklaşık 14 binden fazla kişinin bölgeden tahliyesini sağladı.
Hava yolu, AFAD başta olmak üzere tüm resmi yetkili kuruluşlar aracılığıyla gelen 200 ton yardım malzemesini ücretsiz kargo hizmeti vererek deprem bölgesine ulaştırdı.
Ücretsiz tahliye uçuşlarını 1 Mart’a kadar uzattı
SunExpress, deprem bölgesinden ücretsiz olarak gerçekleştirdiği tahliye uçuşlarını 1 Mart’a kadar uzattığını duyurdu. Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Malatya, Hatay ve Mardin kalkışlı tüm yurt içi uçuşlar için SunExpress web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden ücretsiz rezervasyon yapılabiliyor.
SunExpress Hakkında
Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın eşit ortaklığında 1989 yılında Antalya’da kurulan SunExpress, havacılık sektöründeki 30 yıl üzerindeki tecrübesi ve tatil havayolu uzmanlığı ile Türkiye ile Avrupa arasında turizm elçisi görevini üstlenmiştir. 30 ülkede 175’ten fazla noktaya uçuş gerçekleştirmektedir. Avrupa’nın en genç filolarından birine sahip olan SunExpress, merkezleri Antalya, Frankfurt, İzmir ve Ankara’da bulunan 3500’den fazla çalışanı ve 67 uçaklık filosu ile her yıl 10 milyona yakın yolcu taşımaktadır. Skytrax tarafından 2022 yılında ‘Dünyanın En İyi Tatil Hava Yolu’ seçilmiştir. SunExpress ile ilgili detaylı bilgiye ve uygun fiyatlı kaliteli uçuşlara www.sunexpress.comüzerinden ulaşabilirsiniz.
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Kuzey Bavyera Bölge Teşkilatı, Türkiye ve Suriye’deki hayatlarını kaybeden depremzedeler için dua programı düzenledi. Nürnberg Kornmarkt meydanında düzenlenen programa T.C Nürnberg Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ateşesi Fuat Gökçebay, IGMG Kuzey Bavyera Teşkilatı Bölge Başkanı İsmail SATIR, UID Kuzey Bavyera Bölge Başkanı Yılmaz Deliduman, Müsiad Nürnberg/Kuzey Bavyera Başkanı Haluk Dokur, DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birlik Başkanı Uğur Cankurt, Ditib Fürth Mevlana Cami Başkanı Refet Avcı, IGMG Nürnberg Merkez Camii Başkanı Yusuf Güler, Nürnberg Metropol Türk Toplumu (tgmn) Başkanı Bülent Bayraktar, Islam Forum Nürnberg imamı Abdulrahman Alhout, Nürnberg ve çevresindeki Sivil Toplum Kuruluşların Başkan ve temsilcileri, İş insanları ve çok sayıda vatandaşlarımız katıldı.
Programda, İGMG Kuzey Bavyera Bölge Teşkilat Başkanı İsmail Satır Türkçe ve DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birlik Başkanı Uğur Cankurt’da Almanca olarak günün önemiyle ilgili konuşma yaptı. Din Hizmetleri Ataşesi Fuat Gökçebay, on binlerce insanımızın hayatını kaybettiği büyük depremde hayatlarını kaybeden ve depremden yaralı kurtulanlar için dua okudu.
Zaman, birlik olup acıları sarmak zamanıdır
Satır, “Merkez üssü Kahramanmaraş olan 10 ilde etkisini gösteren büyük deprem felaketinde on binlerce insan hayatlarını kaybetti ve çok sayıda vatandaşımız sevdiklerinden mahrum kaldı. İslam Toplumu Milli Görüş, Almanya İslam Konseyi ve Hasene İnsanı Yardım Derneğimiz felaketin ilk gününden itibaren Türkiye ve Suriye’deki depremzedelerin yaralarını sarmak için deprem bölgelerinde lojistik merkezleri oluşturduk.Günde 10 bin ekmek üreten mobil fabrikamız ile mobil kliniğimiz başta olmak üzere ısıtıcıdan termal battaniyeler, çadırdan tıbbı malzemeler, çocuk gıda maddelerinden temel gıda maddelerine kadar çok farklı sayıda malzemeyi afet bölgelerimizde hazırladığımız lojistik merkezlerime gönderdik ”dedi.
İnsanların yardım ve bağış konusunda hazır olduklarını görmek sevindirici olsa da deprem bölgesinde durumlar içler acısı bir halde ve giderek dayanılmaz bir hal aldığını belirten Satır, “İnsanlar her şeylerini kaybettiler, soğuk kötü hava şartlarında başlarında bir çatı olmadan kendi ölü ve yaralarının yasını tutuyorlar ve cenazelerin defnedilmesi için gün boyu bekliyorlar. Bu yaraları hep birlikte saracağız ve atlatacağız. Bizler bütün kalbimizle ve dualarımızla deprem mağdurlarının yanındayız. Bizde acı çekiyoruz ve dayanılmaz acının en kısa zamanda selamet kavuşmasını umut ediyoruz. Şimdi birlik ve dayanışma içinde olup kısa zamanda depremzedelerimizin acılarını sarmak zamanıdır” dedi.
Haber ve resimler: İlhan Baba-Nürnberg
Türkiye’deki Deprem zedeler için kampanya başlatılar. Bir hafta içerisinde 15 Tır Yardım toplanarak Türkiye’mize ulaştırdırlar ve yetkililere teslim ettiler.
Sırbistan Türkleri derneği genel başkanı mücahit Alija Sahovic yaptığı açıklamada, “Anavatanımız Türkiye’de olan deprem afetine çok üzüldük. Cennet Anavatanımıza geçmiş olsun. Allah Türkiyemizi korusun. Birdaha bu afetleri yaşatmasın. Türkiye bizim hayat damarımız, canımız gözümüzün nuru, biz Türkiye’yi çok seviyoruz. Sancak bölgesinde müslüman kardeşlerimiz bütün imkanlarını bağışladılar. Allah kabul eylesin” dedi.
Bir hatırasını ekledi Alija Sahovic, Hayır sever kardeşimiz,Yardım olarak topladığı elbisenin cebinden bulduğu bir miktar parayı görevlilere teslim ediyor, Paranın sahibi bulunuyor. Almaya gelmeden paranın tamamını depremzedelere bağışladığını söyledi.
Novi Pazar Belediyesi ve Sancak Bölgesinde bağış yapan kardeşlerime teşekkür ediyorum.Allah hepsinden razı olsun duasında da bulundu.
Haber ve resim: Dogan Tufan
Ehrenpräsident der Handwerkskammer für Oberfranken verstarb im Alter von 85 Jahren – Große Verdienste für das Handwerk und seine Heimatregion Oberfranken
Oberfranken. Das oberfränkische Handwerk trauert um einen seiner großen Vertreter: Der Ehrenpräsident der Handwerkskammer, Dipl.-Ing. (FH) Kurt Sellmann ist im Alter von 85 Jahren verstorben. „Wir verlieren mit Kurt Seelmann eine der ganz großen Persönlichkeiten des oberfränkischen Handwerks. Er hat sich nicht nur für das Handwerk in Bamberg und ganz Oberfranken, sondern auch für seine Heimatregion außerordentlich verdient gemacht hat“, würdigt HWK-Präsident Matthias Graßmann das Engagement Kurt Seelmanns.
Wie umfangreich das Wirken von Kurt Seelmann war, zeigen Ausschnitte seines Lebenslaufes. Kurt Seelmann wurde in Bamberg geboren und erlernte im väterlichen Betrieb das Maurerhandwerk. Nach seiner Gesellenprüfung besuchte er die Fachhochschule in Coburg und legte dort 1959 die Prüfung zum Dipl.-Ing. (FH) ab. Anschließend trat er wieder in den väterlichen Betrieb ein. 1967 wurde Kurt Seelmann geschäftsführender Gesellschafter der Konrad Seelmann GmbH & Co. KG. Seit 1981 war er dann Geschäftsführer und alleiniger Gesellschafter des Bauunternehmens Konrad Seelmann GmbH. Der renommierte Betrieb hat sich vor allem im Bereich der Restaurierung und Stadtsanierung einen hervorragenden Ruf erworben.
Von 1975 bis 1989 war Kurt Seelmann Obermeister der Bau-Innung Bamberg und von 1979 bis 1989 Kreishandwerksmeister der Kreishandwerkerschaft Bamberg. Der Vollversammlung der Handwerkskammer für Oberfranken gehörte er seit 1984 an. Von 1989 bis zu seiner Wahl zum Präsidenten der Handwerkskammer für Oberfranken am 17. Juni 1992 war er Vizepräsident der Kammer. Das Präsidentenamt führte er bis ins Jahr 2009. Seitdem gehörte er dem oberfränkischen Gewerberat an.
Als Präsident der Handwerkskammer für Oberfranken hat er sich große Verdienste um die Weiterentwicklung des oberfränkischen Handwerks erworben. In den Bildungszentren der Kammer in Bayreuth, Bamberg und Hof ist in seiner Amtszeit aus Mitteln der High-Tech-Offensive Bayern ein Kompetenzzentrum für Fertigungstechnik im Handwerk entstanden, das bundesweit den Ruf der HWK als Technologiekammer gestärkt hat. Daneben wurden auch die Beratungsdienste der Kammer weiter ausgebaut.
Besonders engagiert hat sich Präsident Kurt Seelmann bei der Hilfe zur Selbsthilfe für das Handwerk in den neuen Bundesländern, insbesondere in den Bezirken der Handwerkskammern Halle/Saale, Gera und Chemnitz, für die die Handwerkskammer für Oberfranken als Treuhandkammer eingesetzt war. Enge Kontakte pflegte er auch mit der Chambre de Métiers de l’Aude in Carcassonne, der französischen Partnerkammer der Handwerkskammer für Oberfranken.
Als Vorstandsmitglied der Regionalmarketinginitiative „Oberfranken-Offensiv“ setzte sich Kurt Seelmann zudem für die gesamtwirtschaftliche Entwicklung Oberfrankens ein. Daneben gehörte er dem Stiftungsrat der Oberfranken-Stiftung an. Im Bayerischen Senat vertrat der Ehren-Präsident die Interessen des bayerischen Handwerks. Im Landesverband bayerischer Bau-Innungen sowie im Zentralverband Deutsches Baugewerbe nahm er ehrenamtliche Aufgaben in verschiedenen Gremien wahr.
Die großen Verdienste von Kurt Seelmann um Handwerk und Wirtschaft in Oberfranken wurden durch die Verleihung des Bundesverdienstkreuzes 1. Klasse, den bayerischen Verdienstorden, die Staatsmedaille für besondere Verdienste um die bayerische Wirtschaft, die Ehrenmedaille des Bezirkes Oberfranken in Silber, den Ehrenmeisterbrief der HWK für Oberfranken, den Goldenen Ehrenring des Landesverbands Bayerischer Bauinnungen sowie das Handwerkszeichen in Gold des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks entsprechend gewürdigt.
Kurt Seelmann hat in seinen vielfältigen Funktionen viel erlebt. Eines der prägendsten Ereignisse dürfte aber sicher 1993 die Wiedereröffnung der Sixtinischen Kapelle im Vatikan gewesen sein, bei der Papst Johannes Paul II. dem Jubilar mit den Worten „So, ein Bamberger ist er“ begrüßte.
Der Karl-Ritter-von-Frisch-Weg heißt nun Barbara-Thein-Weg. Universitätspräsident Prof. Dr. Paul Pauli und Oberbürgermeister Christian Schuchardt enthüllten gemeinsam das Straßenschild an der östlichen Seite des universitären Sportzentrum auf dem Hubland-Campus. Der Weg, der zum Schönstattzentrum führt, ist öffentlich nicht gewidmet und befindet sich im Eigentum des Freistaates Bayern, die Universität ist Grundbesitzverwalterin.
In ihrem Abschlussbericht hatte die Straßennamenkommission eine Umbenennung oder zumindest Kontextualisierung des Karl-Ritter-von-Frisch-Weges empfohlen. Der Stadtrat hatte sich im März 2022 nach ausführlicher Diskussion in den politischen Gremien und in der Öffentlichkeit für eine Umbenennung des Weges ausgesprochen. Auch die Universität Würzburg teilte die Auffassung und der Präsident der Universität Würzburg, Prof. Dr. Paul Pauli, erklärte das Einverständnis mit der Umbenennung. Auf Vorschlag der Universität wurde Barbara Thein als neue Namensgeberin ausgewählt. Sowohl der Oberbürgermeister als auch der Universitätspräsident freuen sich über die neue Namensgebung. „Vor dem Hintergrund von Frischs Geschichte“, so Oberbürgermeister Christian Schuchardt, „war eine fortdauernde Ehrung von Frischs durch einen Straßennamen nicht mehr angemessen.“ Prof. Pauli dankte dafür, dass der Vorschlag Theins Berücksichtigung gefunden habe, denn „Barbara Thein kann wohl als erste angestellte Wissenschaftlerin der Universität Würzburg gelten und ist mit ihrer Tätigkeit seit 1796 die erste belegte Frau, die an unserer Universität beschäftigt war.“
Barbara Thein (1775-1842) aus Haßfurt war Schülerin und Gehilfin des Leiters des Naturalienkabinetts, Josef Bonavita Blank (1740-1827). Thein forschte zur Herstellung wirksamer Mittel, um ausgestopfte Tiere länger haltbar zu machen, auch Wasserlebewesen konservierte sie dauerhaft und verfügte über umfassende mineralogische Kenntnisse. Der Präsident der St. Petersburger Mineralogischen Gesellschaft versuchte, sie bei einem Besuch der Würzburger Sammlung für ein Jahresgehalt von 6.000 Rubel abzuwerben. Doch Barbara Thein blieb in Würzburg trotz des geringen Einkommens von 200 Gulden, die ihr Blank persönlich von seiner Leibrente zahlte. Blank wünschte sich Barbara Thein aufgrund ihrer Qualifikation als Lehrerin für die Erstellung von Mosaikbildern aus Naturalien und als Mitgehilfin im Kabinett nach seinem Ableben. Doch nach seinem Tod kam es ab 1829 zu größeren Auseinandersetzungen mit den Nachfolgern Blanks und der Universität über ihre Tätigkeit und ihr Gehalt. Sie war Ehrenmitglied in verschiedenen wissenschaftlichen bzw. geologischen Gesellschaften wie der Jenaer Mineralogischen Gesellschaft oder der Wetterauischen Naturforschenden Gesellschaft.
Zu Karl Ritter von Frisch (1886-1982):
Die Benennung des Karl-Ritter-von-Frisch-Wegs in der Nähe der damaligen Bienenstation wurde 1983 vorgenommen, um Karl Ritter von Frisch als bekannten Zoologen und Verhaltensforscher zu ehren, der 1973 mit dem Medizinnobelpreis ausgezeichnet worden war, insbesondere für seine Forschungen über die Sinneswahrnehmung und Kommunikation von Bienen. Die Straßennamenkommission kam jedoch zur Empfehlung, die Straße umzubenennen oder den Namen zumindest zu kontextualisieren, da von Frisch in seinem populärwissenschaftlichen Werk „Du und das Leben“ eindeutig mit rassistischen Gedanken hervortrat und die nationalsozialistischen „Rassegesetze“ lobte. Er stand dem Nationalsozialismus persönlich zwar offenbar zurückhaltend gegenüber, setzte sich sogar 1939/40 erfolgreich für die Freilassung polnischer Wissenschaftler aus dem KZ Dachau ein. Doch er traf in „Du und das Leben“ eindeutige Einordnungen, die als Unterstützung für die nationalsozialistischen Unrechtsmaßnahmen gegenüber Menschen mit Behinderungen begriffen werden konnten – und nutzte eine der NS-Propaganda sehr ähnliche Sprache. „Es ist davon auszugehen, dass er damit und durch die Verwendung des entsprechenden Vokabulars die rassistischen Maßnahmen des NS-Regimes und dessen Praxis der Zwangssterilisationen und des Krankenmords objektiv begünstigt hat“, so die Wertung der Straßennamenkommission.