Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
ANKARA (AA) - Tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında hayatını kaybeden eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı ve Başbakan, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut için Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde tören düzenlendi.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Akbulut'un ailesi ve yakınları katıldı.
Öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Akbulut için helallik istendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, namazın ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Yıldırım Akbulut Beyefendi'yi ebedi aleme, ahirete uğurlamak üzere cenaze namazını kılmış bulunuyoruz. Rabb'im taksiratını hasenata tebdil eylesin, cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Yıldırım Bey'in malum devletin bir çok kademelerinde değişik görevleri oldu. En son Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi'nde beraber çalıştık. Yıldırım Bey'in gerçekten en önemli, en büyük özelliği tevazu idi, mütevazıydı ve bu tevazudan hiçbir an sapmadı. Düşüncelerini, bütün tecrübelerini bizlerle İstişare Konseyi'nde de paylaştı, kendisinden gerçekten çok çok istifade ettik. Rabb'im yar, yardımcısı olsun. Ailesine sabırlar diliyorum, tüm milletimize bu noktada sabırlar temenni ediyorum."
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve törene katılanlar, Akbulut için Fatiha okudu. Erdoğan, tören sonunda Akbulut'un ailesine başsağlığı diledi.
Yıldırım Akbulut'un naaşı, defnedilmek üzere Devlet Mezarlığı'na götürüldü.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy yaptığı konuşmada ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirterek, Üniversite bünyesindeki uçuş akademisi ve ilgili akademilerde gelişimin THK destekleriyle daha güçlü olacağını söyledi. THK Uçuş Akademisinin bilgi birikimi ve donanımlarının havacılık alanıyla yeni tanışan üniversitelerin yönlendirilmesi açısından oldukça önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aksoy, “Eğitimlerin sağlanması noktasında havaalanlarının kullanıma açtırılmasına yönelik destekleriniz, bizler için oldukça önemli. Bizler bu alanda yeni başlıyoruz. Türkiye’de de yeni bir trend olarak yavaş yavaş ön plana çıkmaya başladı. Bireysel uçak ve sivil havacılığın yaygınlaştığı Avrupa ve Amerika’nın ardından, Türkiye’de de yavaş yavaş sivil havacılık alanına ilgi arttı. Üniversite olarak bu alana da destek vermeye çalışıyoruz. Pilotaj eğitimleri ve sertifikasyona oldukça talep var. Selçuk Üniversitesinde de bu konuda bir merkeze dönüşmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
THK Uçuş Akademisi Genel Müdürü Özgür Hayatoğlu ise bir şehir açısından çok sayıda havaalanına sahip olma ve bu alandaki kabiliyetleri kazanabilmenin önemli değerler olduğunu aktardı. Türkiye’de sivil havacılığın gelişimi için çalıştıklarını dile getiren Hayatoğlu, “Yurt dışında 8-10 milde bir sportif havaalanı, küçük havaalanı, büyük havaalanı, kapasiteleri, küçük uçak kategorisindeki uçak sayılarının inanılmaz dereceye ulaştığını söylemek mümkün. Türkiye adım adım bu anlamda gelişiyor. Havacılık alanında biraz zorlanıyoruz. Bazı sistemin önünü açabilmek için gerçekten çok mücadele etmeniz gerekiyor. Havacılık da bunlardan bir tanesi. Biz havacılar yılmadan bu mücadeleyi vereceğiz. Biz bu işe aşığız. Ülkemizin geleceğinin de burada olduğunu görüyoruz. Umarım hep birlikte iyi işler yaparız. Selçuk Üniversitesinin böyle bir alanda var olmasından, faaliyete geçiyor olmasından çok mutluyuz. THK adına bizleri çok sevindirdi. Elimizden de ne geliyorsa destek olmaya tamamıyla hazırız.” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, "Terör örgütleri, beyinlerini yıkadıkları zavallı tetikçiler üzerinden Mehmet Selim Kiraz gibi müstesna değerlerimizi hedef alarak amaçlarına kısa yoldan ulaşmayı planlamışlardı. Asla başaramadılar, başaramayacaklar." dedi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, 46 yaşında, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki makam odasında, görevi başında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edilmesinin üzerinden 6 yıl geçti.
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın görev yaptığı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda, koronavirüs salgını için tedbirlerin alındığı, mesafe kurallarına uyulduğu bir anma töreni düzenlendi.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana avucunu açmış duruyor peygamber" sözlerinin yazılı olduğu dev bir pankartın asıldığı c kapısı atrium alanında düzenlenen törene, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak ile adliyede görevli cumhuriyet başsavcı vekilleri, savcı ve hakimler katıldı. İstanbul 1 ve 2 nolu Baro Başkanları ile adliye personelinin de yer aldığı törende, şehit savcının babası Hakkı Kiraz da her sene olduğu gibi hazır bulundu.
- Başsavcı Yılmaz: "Hakim-savcı cübbesi ateşten bir gömlek"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende bir konuşma yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, "Öyle bir meslek icra ediyoruz ki, hakim-savcı cübbesinin ateşten bir gömlek olduğunu her an hissedebiliyoruz. Sorumluluğu ağır, yükü büyük. Adalet savaşçısı, hem masumun hakkını koruyacak ve hem de suçlunun hak ettiği şekilde cezalandırılmasını sağlayacak. Bu yük hepimizin omuzlarında. Ben bu vesileyle ülke genelinde özveriyle çalışan, meslek onurunu taşıyarak milletimize adalet hizmeti götüren, tüm yargı mensuplarını saygıyla selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın her zaman onur duyacakları mesleklerinin en şerefli mensuplarından biri olduğunu ve burada her an onun anılarıyla yaşadıklarını kaydeden Yılmaz, "Göreve başlar başlamaz savcımızın şehit edildiği odasını ziyaret ettik. Koltuğu, çalışma masası, ajandası, çok sevdiği 56 numaralı forması...Odadaki her bir parça eşyası onun hatırasını bugüne taşıyordu. Zamanın durduğu bu mekanda Selim kardeşimizin bizleri gördüğünden, duyduğundan, duygularımızı hissettiğinden şüphe etmiyoruz." diye konuştu.
Başsavcı Yılmaz, Kiraz'ın şehit edilmemesi halinde 23 yıllık mesleki tecrübesiyle aralarında olacağını ve 2015 yılı Mart ayının son günü evinden çıkıp Adliye'ye geldikten sonra sabah çıktığı yuvasına bir daha dönemediğini anlatarak, şöyle devam etti:
"O sabah evden çıkarken, eşi ve çocuklarıyla son kez vedalaşmıştı. Kendisi başta olmak üzere, ailesi de arkadaşları da hain terör örgütünün kendisini hedef alan alçak planından haberdar değillerdi. Kendisi de Allah'ın takdir ettiği ömrü yaşadı. Ne bir nefes az, ne bir nefes fazla. Biz buna inanıyoruz.
Mehmet Selim Savcımız, buraya gelene kadar, Erzincan Çayırlı, Karaman Kazımkarabekir, Iğdır, Osmaniye ve Gaziosmanpaşa adliyelerinde çalıştı. Elinden gelenin en iyisini yapan, bilgi ve tecrübesiyle herkese örnek bir hukuk adamıydı. Bunun yanında başka meziyetlerinin de olduğunu biliyoruz. Selim kardeşimiz daha ilkokul 5. sınıfa giderken, okuldan fırsat buldukça evlerinin karşısındaki terziye gidip yardım ediyor, kendi harçlığını çıkarıyormuş."
Şehit savcının aynı zamanda iyi bir hattat olduğunu ve baba evi Mersin'de kurduğu bir ahşap atölyede çalışmalar yaptığını da anımsatan Yılmaz, "Şehit savcımızın işindeki disiplini, nizam ve intizamı, örnek iddianameleri sanırım onun böylesi sanatçı ruhu ve zarafetinin eseriydi. 'Samimi, temiz, kusursuz' gibi anlamları taşıyan 'Selim', sadece onun adı değil, kişiliğini, davranışlarını yansıtan bir vasıf idi." dedi.
-"Asla başaramadılar, başaramayacaklar..."
Mehmet Selim Kiraz ile birlikte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduklarını ve sınıf arkadaşı olduklarını da aktaran Yılmaz, terör örgütleriyle ilgili de şunları dile getirdi:
"Hangi ad altında faaliyet gösterirse göstersinler, terör örgütleri en nihayetinde korku ve panik oluşturarak, nefret ve düşmanlığı körükleyerek birliğimize ve kardeşliğimize zarar verdikleri ölçüde başarılı olurlar. Terör örgütleri, beyinlerini yıkadıkları zavallı tetikçiler üzerinden Selim Kiraz gibi müstesna değerlerimizi hedef alarak amaçlarına kısa yoldan ulaşmayı planlamışlardı. Asla başaramadılar, başaramayacaklar. İşte görüyorsunuz, burada İstanbul Adalet Sarayında hep birlikte, bir ve beraberiz. Bizler bugün burada toplandık ve el ele vererek daha da kenetlendik. Onların hain planlarına asla alet olmadık, kardeşliğimizi bozmalarına izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz."
Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetine yol açan olayın adli süreci hakkında da bilgi veren Yılmaz, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda iki sanığın müebbet hapse, diğer üç sanığın da çeşitli hapis cezalarına mahkum edildiğini, cezaların kesinleştiğini ve dokuz firari sanık hakkında yargılamanın devam ettiğini hatırlattı.
Bir adalet şehidi olarak Kiraz'ın kendilerine bıraktığı emaneti hiçbir zaman unutmayacaklarını ve adaletin tecellisi için güçleri yettiği kadar gayret edeceklerini de vurgulayan Yılmaz, "Kendisinin biz meslektaşlarına bıraktığı en büyük miras budur. Bu vesileyle, başta Selim kardeşimiz olmak üzere, tüm adalet şehitlerimize Allah'tan rahmet, geride bıraktıklarına sabırlar diliyorum." ifadelerini kullandı.
- Şehit babası Kiraz: "Her birinizi birer Selim gibi görüyorum"
Şehit babası Hakkı Kiraz da, 6 yıl önce bugün yine burada beraber olduklarını ve ama o günün kendileri için, bütün Türkiye için çok karanlık bir gün olduğunu belirterek, "Fakat elhamdülillah o gün beraberdik, ondan sonra da beraber olduk, bugün de beraberiz. Ne mutlu bizim bu beraberliğimize. Bizler böyle beraber olduktan sonra ölüsüne ve dirisine saygılı bir milletin ferdi olduktan sonra inşallah sırtımız yere gelmez. Rabbim sizleri muhafaza etsin, Allah sizleri korusun, devletimize milletimize zeval vermesin." dedi.
Evlat acısının çok zor olduğunu ancak her şeyin bir bedeli olduğunu aktaran Kiraz, şöyle devam etti:
"Biz bu milletin bir ferdi isek, bu değerli vatanda yaşıyorsak, mutlaka bir bedeli vardır. Herkes bunu iyi bilmelidir ama bu vatanımızın da bir değeri ve bedeli vardır. Nedir o bedel? O bizim şu bedenimizdeki canımız ve damarımızdaki kanımızdır. Söz konusu vatanın bütünlüğüyse, bu milletin birlik ve beraberliğiyse eğer kasıt bunaysa, bizim bedenimizdeki canımızın ve damarımızdaki kanımızın ne değeri vardır? Bir tane Mehmet Selim gelir ama binlerce Mehmet Selim doğarız. Rabbim sizlere zeval vermesin. Ben her birinizi birer Selim gibi görüyorum. Hepinizi seviyorum. Sizler olduktan sonra elbette ki bu vatan için öleceğiz. Söz konusu vatansa ölün bizim için şereftir, gururdur, namustur, onurdur. Ama bu ülkenin birlik ve beraberliğine kast eden o hainler için de herkes bunu çok iyi bilsin ki ölümdür, korkudur, kabustur, namertliktir."
- Adalet Bakanı Gül'ün mesajı: "Terör, bu ülkenin yargısını asla yıldıramayacak"
Yapılan konuşmaların ardından törende Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün gönderdiği mesaj okundu.
Savcı Kiraz'ı, 6 yıl önce menfur bir terör saldırısında kaybetmenin acısını halen yüreklerinde derinden hissettiklerini belirten Gül, mesajında, "Merhum Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz, görevini her zaman hakkıyla yerine getirmiş, hukuku, adaleti canı pahasına savunmuştur. Ona kurşun sıkan teröristler, aslında ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve demokratik hukuk devletimizin ayrılmaz parçası olan yargıyı hedef almıştır. Adaletsizliği ve hukuksuzluğu hakim kılmak isteyenlere karşı tıpkı Mehmet Selim Kiraz savcımız gibi, canımız pahasına da olsa mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Gül, mesajında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Milletimizin aydınlık geleceğini, vatanımızın bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü, terör örgütlerine karşı hukuk çerçevesi içerisinde koruma azmimiz, direncimiz ve kararlılığımız her geçen gün daha da artmaktadır. Adı, amacı, hedefi ne olursa olsun terör örgütleri bu ülke üzerindeki kirli planlarını hiçbir zaman hayata geçiremeyecek, terör, bu ülkenin yargısını asla yıldıramayacak ve yolundan asla döndüremeyecektir. Terör örgütleri yok olmaya, lanetlenmeye mahkumdur. Onlarla kahramanca mücadele eden şehitlerimizin adı ve aziz hatırası ise her zaman kalbimizde yaşamaya devam edecektir.
Mehmet Selim Kiraz'ın adı da, hem kalbimizde hem de ülkemizin birçok kurum ve kuruluşunda yaşamaya devam edecek, şehit savcımızı her zaman hayırla, duayla ve rahmetle yad edeceğiz. Bu vesileyle, merhum Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'a ve görevi başında şehit edilen bütün adalet teşkilatı mensuplarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. "
- Çalışma masasına karanfiller bırakıldı
Yapılan konuşmaların ardından törendekiler, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın görevi başında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edildiği adliyenin 6. katındaki makam odasına geçti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve beraberindekiler, Kiraz'ın fotoğrafı ile isminin yer aldığı çalışma masasına çelenk ve karanfiller bıraktı. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak ve başsavcı vekilleri ile şehit babası Hakkı Kiraz da, çalışma masasına karanfil bıraktı.
Bu arada adliyedeki anma törenine katılanlar, şehit savcı Kiraz'ın Eyüp Sultan Mezarlığı'ndaki kabrini de ziyaret etti. Savcı ve hakimlerin hazır olduğu Kiraz'ın kabri başında Kur'an-ı Kerim okundu.