Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Profesyonel Tahminciler Anketi katılımcıları, Avro Bölgesi enflasyonunun ancak 2025’te ECB'nin yüzde 2'lik hedefine yaklaşacağını öngördü.

ECB, Profesyonel Tahminciler Anketi 2023 son çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Avro Bölgesi'nde yıllık harmonize enflasyon beklentisi 2023, 2024 ve 2025 yılları için sırasıyla yüzde 5,6, yüzde 2,7 ve yüzde 2,1 oldu.

 

Üçüncü çeyrek anket sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, son çeyrekte enflasyon tahmininde bu yıl için 0,1 puan yükseliş görülürken gelecek için değişiklik olmadı. 2025 için ise 0,1 puan düşüş oldu. Ankette ortalama uzun vadeli enflasyon tahminleri (5 yıllık) yüzde 2,1 olarak değişmedi.

Ankete katılanların, Avro Bölgesi için gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminleri 2023, 2024 ve 2025 yılları için sırasıyla yüzde 0,5 yüzde 0,9 ve yüzde 1,5 oldu. Bu çeyrekte, geçen çeyreğe göre 2023 büyüme tahmininde 0,1 puan, gelecek yılın tahmininde de 0,2 puanlık aşağı yönlü değişim görüldü. 2025 için ise büyüme beklentileri sabit kaldı. Ortalama uzun vadeli GSYH büyüme tahmini ise değişmeyerek yüzde 1,3’te kaldı.

 

Ortalama işsizlik oranı tahminleri 2023, 2024 ve 2025 yılları için 0,1 puan aşağı yönlü revize edilerek sırasıyla yüzde 6,5, 6,7 ve yüzde 6,6 oldu. Uzun vadeli işsizlik tahmini ise yüzde 6,5 oldu.

ECB'nin Profesyonel Tahminciler Anketi 29 Eylül-5 Ekim tarihlerinde yapıldı ve araştırmaya 63 profesyonel katıldı.

 

BERLİN (AA) - Alman hava yolu şirketi Lufthansa, artan ihtiyaç nedeniyle 2 bin pilotu daha işe almayı planladığını duyurdu.

Lufthansa'dan yapılan açıklamada, şirketin büyüyen uçak filosu için 2025 yılı sonuna kadar 2 binden fazla yeni pilota ihtiyaç olacağı belirtildi.

 

Genç yeteneklerin "kokpite" alınması kampanyasının başlatıldığı kaydedilen açıklamada, "Pilot-hayalinizdeki iş, sadece daha iyisi" sloganıyla başlatılan kampanyanın eğitim almış ve Lufthansa Grubuna geçmek isteyen pilotları da hedeflediği aktarıldı.

Bu kapsamda Lufthansa'nın uçuş okulu Avrupa Uçuş Akademisi tarafından 24 aylık eğitim gerçekleştirileceği, eğitimin sonunda şirkette pilot olarak kabul edilmenin garantisi olmadığı ancak mezunlara öncelik verileceği ifade edildi. Söz konusu eğitimin piyasada 110 bin dolara mal olduğu vurgulandı.

 

Öte yandan, Kovid-19 döneminde Lufthansa, gönüllü emeklilik yoluyla birçok pilotla yollarını ayırmıştı. Gelecek yıllarda pek çok pilotun emekliye ayrılacak olması ise personel ihtiyacının artmasına neden oluyor.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail-Filistin çatışmasında gerilimin büyümemesi için her şeyin yapılmasını istedi.

Scholz, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenledi.

 

Zirvede, İsrail-Filistin ihtilafına ilişkin ortak bir tutum bulduklarını ve bunun AB kararlarında yer aldığını belirten Scholz, bunların çok değerli olduğunu söyledi.

Scholz, bu kararlardan ortak önceliklerin ortaya çıktığını işaret ederek "İsrail'in kendisini savunma hakkını desteklemenin yanında gerilimin büyümemesi için her şeyin yapılmasını istiyoruz." dedi.

 

Bu bağlamda zirvede birçok konunun ele alındığını aktaran Scholz, “Daha sonra rehineler serbest bırakılmalıdır. Acil gerekli insani yardım, su, gıda, tıbbi malzeme; tüm bunların Gazze'ye ulaşması gerekiyor, yeterli ve gerekli miktarda. Bugünkünden daha fazla (Gazze'ye) ulaşmasına ihtiyaç var." diye konuştu.

Scholz, bu savaşın büyümemesi için her şeyin yapılmasının ve söylemlerde açık olunmasının önemli olduğunu dile getirerek "Şu an yaptığım tüm görüşmelerde ele aldığım konu budur." dedi.

 

İsrail tarafının yanı sıra Türkiye, Katar, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır liderleriyle görüştüğünü işaret eden Scholz, "Bunları sürdüreceğim. Gerginliğin daha fazla artmamasına katkıda bulunmak için herkesin burada etki oluşturması gerektiğine inanıyorum. Bu görüşmeler, birbirimize ihtiyaç duyduğumuz güven için de bir temeldir.” değerlendirmesinde bulundu.

"Belki bu, doğru zamanda doğru bir sinyaldir." diyen Scholz, söz konusu konferansın, önemli ülkelerin katılması durumunda işe yarayacağını kaydetti.

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Profesyonel Tahminciler Anketi katılımcıları, Avro Bölgesi enflasyonunun ancak 2025’te ECB'nin yüzde 2'lik hedefine yaklaşacağını öngördü.

ECB, Profesyonel Tahminciler Anketi 2023 son çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Avro Bölgesi'nde yıllık harmonize enflasyon beklentisi 2023, 2024 ve 2025 yılları için sırasıyla yüzde 5,6, yüzde 2,7 ve yüzde 2,1 oldu.

Üçüncü çeyrek anket sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, son çeyrekte enflasyon tahmininde bu yıl için 0,1 puan yükseliş görülürken gelecek için değişiklik olmadı. 2025 için ise 0,1 puan düşüş oldu. Ankette ortalama uzun vadeli enflasyon tahminleri (5 yıllık) yüzde 2,1 olarak değişmedi.

Ankete katılanların, Avro Bölgesi için gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminleri 2023, 2024 ve 2025 yılları için sırasıyla yüzde 0,5 yüzde 0,9 ve yüzde 1,5 oldu. Bu çeyrekte, geçen çeyreğe göre 2023 büyüme tahmininde 0,1 puan, gelecek yılın tahmininde de 0,2 puanlık aşağı yönlü değişim görüldü. 2025 için ise büyüme beklentileri sabit kaldı. Ortalama uzun vadeli GSYH büyüme tahmini ise değişmeyerek yüzde 1,3’te kaldı.

Ortalama işsizlik oranı tahminleri 2023, 2024 ve 2025 yılları için 0,1 puan aşağı yönlü revize edilerek sırasıyla yüzde 6,5, 6,7 ve yüzde 6,6 oldu. Uzun vadeli işsizlik tahmini ise yüzde 6,5 oldu.

ECB'nin Profesyonel Tahminciler Anketi 29 Eylül-5 Ekim tarihlerinde yapıldı ve araştırmaya 63 profesyonel katıldı.

Zum Vorsitzenden des Umweltausschusses des Bayerischen Städtetages
wurde der Würzburger Bürgermeister Martin Heilig gewählt. „Ich freue
mich über das Vertrauen der Kolleginnen und Kollegen im Bayerischen
Städtetag und auf diese neue Aufgabe“, so Heilig. Der Umweltausschuss
beschäftigt sich mit allen Themen rund um Umwelt- und Klimaschutz. „Es
ist eine verantwortungsvolle, aber auch spannende Aufgabe, die
bayerischen Kommunen im Städtetag im Bereich des Klimaschutzes und der
Umweltpolitik zu unterstützen und zu begleiten“, so der 48-jährige
Heilig, der mit dem Vorsitz die Nachfolge von Rainer Erben aus Augsburg
antritt.

Türk Macar İşadamları Derneği ( TÜMİŞAD ) Başkanı ve Macaristan Fahri Konsolosu Osman Şahbaz Buda Sırp Ortodoks Vakfı Piskoposu Büyükelçi Exc.Pantelic Lukijan'ın davetine Macaristan'ın başkenti Budapeşte'den 22 km mesafedeki Szentendre kentindeki Vakıf merkezinde ziyarette bulun. Buda Sırp Ortodoks Vakfı Piskoposu Büyükelçi Exc.Pantelic Lukijan'ı ziyarette, Milisavic Stefán, Buda Sırp Ortodoks Piskoposluğu Yönetici Genel Sekreteri Varnava Knezevic'de hazır bulundu.
 
Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette Konsolos Osman Şahbaz ” Sayın Piskopos Pantelic Lukijan nazik davetinize ve Türkiye'nin unutamayacağı çok acı 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkür ederiz'' dedi.
Buda Sırp Ortodoks Vakfı Piskoposu Exc.Pantelic Lukijan ''Güzel nazik ziyaretiniz için teşekkür ederim.
 
Uzun yıllar Türk hakimiyetinde kalan Sırbistan topraklarında Müslümanlar ve Hristiyanlar çok iyi komşuluk ilişkileriyle birlikte barış içinde yaşadılar. 
Bizim dinlerimiz Tanrı'ya ve insana saygıyı öğütleyen dinler. Biz din önderleri olarak bu kıymetli öğütleri halklarımıza anlatıyoruz. 
Bizde Isa 'ya ve Musa'ya inanıyoruz, Cebrail'e inanıyoruz, Arapların içinden çıkan büyük insan Muhammed'e saygı duyuyoruz.
Din için birbirimiz ile savaşmaya neden olacak hiçbir sebep yok. 
 
Dünyada din savaşından ziyade politik savaşlar var. Bugün yapılan savaşlar böyle. Ölen bebekler, çocuklar, kadınlar masum insanlar için vicdanlarımız sızlıyor. Her gün onlar için dua ediyorum.
Kudüs Sultan Selahaddin tarafından fethedildiğinde hristiyanlar Kudüs'te barış içinde yaşamak için buraya göç ediyordu. Bugünkü durum iyi bir yöne gitmiyor. İnsanların barıştan umudu kesilmemeli. 
 
Arkadaşlarım ve cemaatimiz sürekli barış için dua ediyoruz. 
Bir olan Tanrı'ya iman edenler olarak sizleri bugün burada ağırlamaktan bahtiyarım. Türkler Sırplar ve Macarlar birbirine benzeyen halklar. Ben her gün sabah Türk kahvemi yudumlarken eski Osmanlı dönemi şarkılarını dinliyorum. Özellikle ''Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur ve Ege türküsü İzmir'in kavakları dökülür yaprakları'' ezgilerini çok seviyorum.
Macaristan'da Ortodokslar olarak 40 kilisemiz ve iki manastırımız var.
 
Son 2023 nüfus sayımı ile birlikte yapılan istatistiklere göre yaklaşık 12.000 kişilik cemaatimiz var.
Komünizm zamanında elimizden alınan mülklerimizi Macar hükumeti sırasıyla bize geri veriyor.
Cemaatimizin ihtiyaçlarını Macar hükumeti ve Sırbistan'ın yardımları ile gideriliyor. 
Türkiye'ye hiç gitmedim, gitmeyi çok istiyorum. Gittiğimde muhakkak İznik'i ve Üsküdar'ı ziyaret edeceğim.
Dünyada birçok Ortodoks Hristiyan cemaati bulunmaktadır. 
 
İstanbul - Konstantinopolis Patriği Ekümenik - veya Evrensel - Patrik olarak kabul edilir. Pirumus inter pares, yani "eşitler arasında birincidir''. Özel bir saygıya sahiptir ancak diğer Sırp Ortodoksları, Rus Ortodoksları ve Rum Ortodoksları, Romanya, Gürcistan gibi 13 Ortodoks alt kilisesinin işlerine Konstantinopolis piskoposu Ortodoks inancına göre karışamaz'' dedi.
 
Türkiye yüzyıllardır birçok toplumun barış içinde yaşadığı bir ülkedir
Konsolos Şahbaz sözlerini söyle sürdürdü, ''Türk baklavası getirdim, tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye. Sizleri medeniyetlerin buluştuğu tarih, kültür başkenti İstanbul Üsküdar'a ve memleketim kadim şehir Kayseri’ye davet ediyorum. Hristiyanların, Yahudilerin ülkemizde tüm cemaatlerin bir arada yaşamasından mutluluk duyuyoruz. Bugün dünyada pek çok sorun var. Türkiye yüzyıllardır birçok toplumun barış içinde yaşadığı bir ülkedir. Son yirmi yılda yirmi kilise restore edilip yenilendi, İki hafta önce İstanbul Yeşilköy'de inşası yapılan Ortodoks Kilisesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıldı. Bize göre hangi inançtan olursa olsun, hiç kimsenin kutsal değerine el uzatılamaz'' dedi.
 
Piskopos Exc.Pantelic Lukijan ziyarette özel bohça içinde korunan 1770 yılından önce Osmanlı Padişahının Belgrad Sırp Ortodoks cemaatine verdiği fermanı da gösterdi, sonrasında vakıf merkezi içerisinde bulunan kütüphane ve arşiv salonunu da gezdirdi. Türk heyet Szentendre'den ayrılarak Budapeşte'ye döndü.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Münih Dini Danışma Kurulu Başkanlığı ve Güney Bavyera Eyalet Birliği koordinesinde cami derneklerinde görev yapmaya hak kazanan fahri öğreticilere "Yeterlilik Belgeleri" düzenlenen törenle takdim edildi.

Münih DİTİB Miraç Camii Konferans Salonu’nda düzenlenen programa; Münih Dini Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Tanış, Güney Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Recep Bal’ın yanı sıra dernek başkan ve yöneticileri, din görevlileri ile derneklerde görev yapan fahri öğreticiler katıldı.

Yoğun katılımın olduğu törende Münih DİTİB Dini Danışma Kurulu tarafından yapılan sınavda başarılı olan 180 fahri öğreticiye yeterlilik belgesi verildi.

 

Cami dernekleri, toplumun önemli bir parçasıdır

Program ev sahibi Münih DİTİB Miraç Camii dernek başkanı Ayhan Gök’ün selamlama konuşmasının ardından, Güney Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Recep Bal, cami derneklerinde sunulan eğitim faaliyetlerinin önemine değindi. Bal, “Cami dernekleri, toplumun önemli bir parçasıdır ve sadece ibadet mekanları olarak değil, aynı zamanda eğitim ve toplumsal gelişim merkezleri olarak da büyük bir rol oynamaktadır. Cami derneklerinin bu önemli işlevini desteklemeye devam etmek, toplumumuzun daha iyi bir geleceğe doğru ilerlemesine katkı sağlayacaktır” dedi.

 

İslam medeniyeti cami merkezli medeniyettir

İslam medeniyetinin cami merkezli bir medeniyet olduğuna vurgu yapan Münih Dini Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Tanış da, “Camiler, İslam medeniyetinin ruhunu ve temel taşlarını oluşturan en önemli yapılardır. İslam medeniyeti, sadece dini ibadetlerin yapıldığı mekân olarak değil, aynı zamanda toplumun bilgi, eğitim, kültür ve sosyal yaşamın merkezi olarak işlev gören camilerin inşa edilmesi ve sürdürülmesiyle büyümüş ve gelişmiştir” dedi.

 

Camiler, ilim ve bilim merkezleri olarak hizmet verir

Cami merkezli İslam medeniyetinin, eğitim faaliyetleri ile öne çıktığına dikkat çeken Tanış, “Camiler, ilim ve bilim merkezleri olarak hizmet verir, kütüphaneler ve okuma salonları barındırır. Bu alanlar, düşünce, fikir ve bilgi üretiminin yanı sıra, öğrencilerin yetiştiği yerlerdir. Bu sebeple eğitim ve öğretimin ancak nitelikli öğreticiler tarafından verilmesi gerekmektedir. Bu vesilesiyle gayretleri sebebiyle başta eğitimciler olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Program sonunda fahri öğreticilik yapmaya hak kazanan 180 kursiyere yeterlilik belgesi verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Değerli arkadaşlar,  sevgili vatandaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıl dönümü hepimiz için büyük bir anlam ve çok önemli bir  değer taşıyor. Bu tarih, Türk milletinin tarihi ve kültürel mirasını daha da derinlemesine anlamamız ve Cumhuriyet'in önemini vurgulamamız için bir fırsat sunuyor. 29 Ekim 1923, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu tarihtir. Bu önemli dönüm noktası, Türkiye'nin modern bir devlet olarak yolculuğunun başlangıcıdır. Bu tarihte emperyalistler Türkiye’den ayrılacaklarını kabul ederek sadece ateşkes rica ederek ayrılma hazırlığına başlamışlardır.

 

Türkiye’yi işgal ederek kendi sınırları içerisine katmak isteyenler yanıldıklarını anlayarak Türkiye’den ayrılmaya bile zaman bulamayarak rezil bir şekilde kaçmaya başlamışlardır. Afyon’dan İzmir’e kadar kaçan işgal güçleri kendileri için sonun geldiğini anlayıp denize atlayacak kadar da korkak olduklarınıgöstermişlerdir. Türk vatanının sahipleri ve bu coğrafyanın evlatları hiç bir zaman bir düşman istilasına imkan vermeyeceklerini bütün dünyaya göstermiılerdir.

 

Şekillenen coğrafyada yesyeni bir Türk devleti modern bir Cumhuriyet olarak ortaya çıkarken, ulus devlet modeli ile kendi varlığını dünyaya kabul ettirmiştir. Hayalci olmayan reel politikalar ile Türk vatanında Türk milletinin menfaatinin dışında hiç bir emeli olmadığını “Yurtta sulh, Cihanda sulh” ilkesi ile uluslararası dengelere de kendisinin varlığını kabul ettirmiştir. Yıllarca süren savaşlarda uzak coğrafyalarda hayatlarını kaybeden aziz şehitlerini hiç bir zaman unutmayan Türk milleti, vatanın birliği ve milletinin selametine kendini adamıştır. 

 

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir ülkenin yöneticisi değil, aynı zamanda büyük bir vizyonerdi. Atatürk, Türkiye'yi çağdaş, laik ve demokratik bir devlet olarak inşa etmeye kararlıydı. Bu amaçla bir dizi devrim gerçekleştirdi. Alfabe değişikliği, laiklik ilkesinin benimsenmesi, kadın haklarına verilen değer, eğitimdeki büyük gelişmeler ve ekonomik reformlar, Türkiye'yi daha adil bir toplum haline getirmek için atılan adımlardı.

 

Türkiye, Cumhuriyet'in ilanından bu yana büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadı. Ancak bu süreçte karşılaşılan zorluklar da göz ardı edilemez. İkinci Dünya Savaşı, soğuk savaş dönemi ve son zamanlardaki ekonomik dalgalanmalar gibi ulusal ve uluslararası zorluklara rağmen, Türkiye Cumhuriyeti ayakta kalmayı ve gelişmeyi başardı. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi temel değerlere olan bağlılık, Türkiye'nin temel taşlarından biri haline geldi.

 

Bugün, Türkiye'nin 100. kuruluş yıl dönümü, hem geçmişi anma hem de geleceğe dönük bir vizyon oluşturma fırsatı sunuyor. Bu özel gün, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde daha aydınlık bir yarın inşa etme taahhüdünü yansıtmalıdır. Ülkenin içinde bulunduğu zorluklara rağmen, Türkiye, bu dönüm noktasında birlik ve dayanışma içinde olmalıdır.

 

100. kuruluş yıl dönümü, Türkiye'nin geçmişte elde ettiği başarıları kutlamak ve gelecekteki hedeflere odaklanmak için bir fırsattır. Eğitim, ekonomi, kültür ve bilim gibi alanlarda daha fazla ilerleme kaydetmek için çalışmalıyız. Aynı zamanda, hoşgörü, çoğulculuk ve demokrasi gibi temel değerlere bağlı kalarak Türkiye'nin ulusal birliği ve refahı için birlikte çalışmalıyız. Gençlerimizin yurt dışına gitmesini önleyip, yetişmiş değerli uzmanlarımızı başka ülkelere üç kuruş maaş uğruna hediye etmemenin yollarını bulmalıyız. Bizim gençlerimiz de öncelikle kendi ülkesine ve milletine hizmeti önemseyip, geleceğini ülkemizde aramalıdır.

 

Türkiye'nin 100. kuruluş yıl dönümü, Cumhuriyet'in değerlerini daha da yücelterek ve bu mirası gelecek nesillere aktarıp kalbinin bir köşesinde bundan mutluluk duyarak kutlanmalıdır. Türk milleti, bu önemli tarihi anma vesilesiyle geçmişi hatırlamalı ve geleceğe umutla bakmalıdır. Türkiye'nin 100 yıllık Cumhuriyet serüveni, ülkenin gücünü ve dayanıklılığını göstermektedir. Türkiye, 100. kuruluş yıl dönümünde, daha aydınlık bir yarın için bir araya gelmelidir. Hepimiz ve hep beraber aydınlık geleceğe yürüyerek dünya barışına teminat olan bir milletin evlatları olmaktan mutluluk duymalıyız. 

Fürstenfeldbruck, 21. Oktober 2023 (stmi). Die Sportplakette des Bundespräsidenten ist ein wichtiges Zeichen der Anerkennung für Vereine, die 100 Jahre oder länger bestehen und sich große Verdienste um den Sport erworben haben. „Solche Vereine zeigen: Aktive Turn-, Sport- und Schützenvereine sind fester Bestandteil unserer Gesellschaft – und das über Generationen hinweg.“ Das sagte Bayerns Innen- und Sportminister Joachim Herrmann in Fürstenfeldbruck bei der Aushändigung der Sportplakette des Bundespräsidenten an siebzehn bayerische Schützen-, Turn- und Sportvereine.

„Orte der Begegnung und der Gemeinschaft, der Integration und Inklusion“

Laut Herrmann sind die Pflege unseres sportlichen Erbes und die besondere Begeisterung von Menschen, die zu jeder Zeit bereit sind, sich unentgeltlich für ihre Mitmenschen einzusetzen, ein überaus kostbares Geschenk für unser Land. „Unsere Sportvereine sind dabei nicht nur im wahrsten Sinne des Wortes Stätten der Bewegung, sondern auch Orte der Begegnung und der Gemeinschaft, der Integration und Inklusion“, so der Sportminister.

Rekordsumme von 146,3 Millionen Euro für Breiten- und Nachwuchsleistungssport

Der Freistaat fördert den organisierten Sport auch deshalb finanziell nach Kräften. „In diesem Jahr steht für den Breiten- und den Nachwuchsleistungssport in Bayern insgesamt die bisherige Rekordsumme von insgesamt 146,3 Millionen Euro zur Verfügung.“ Davon entfallen allein rund 51,4 Millionen Euro auf Hilfsleistungen in der Energiekrise.

Neben der erneuten Verdoppelung der Vereinspauschale mit über 20 Millionen Euro wird Vereinen mit Energiekostensteigerungen ein allgemeiner Energiepreiszuschuss in Höhe von 80 Prozent einer einfachen Vereinspauschale gewährt. Hierfür wurden bis zu 18 Millionen Euro bereitgestellt. Darüber hinaus werden Vereine mit besonders energieintensiven Sportstätten, wie beispielsweise Eissportflächen und Schwimmbäder, zusätzlich gezielt mit einem Volumen von bis zu sieben Millionen Euro unterstützt.

Herrmann fordert steuerliche Erleichterungen für freiwilliges Engagement

Als Vorsitzender der Sportministerkonferenz hat sich Herrmann dafür eingesetzt, freiwilliges Engagement im Sport steuerlich besser zu stellen. „Konkret fordern wir von der Bundesregierung und der Finanzministerkonferenz, den Übungsleiterfreibetrag von derzeit jährlich 3.000 Euro auf rund 3.500 Euro zu erhöhen. Die Ehrenamtspauschale soll ebenso von derzeit 840 Euro auf rund 1.000 Euro pro Jahr erhöht werden“, erklärte Herrmann.

Ziel müsse sein, die Rahmenbedingungen für die Ausübung eines Ehrenamtes attraktiv zu gestalten, damit die Vereine durch das Engagement von vielen Freiwilligen gestärkt werden. „Dazu gehört auch, Dienstleistungen von Sportvereinen möglichst von der Umsatzbesteuerung zu befreien – wie zum Beispiel die Überlassung von vereinseigenen Sportanlagen und Sportgeräten.“

Aushändigung der Sportplakette

Die Sportplakette des Bundespräsidenten wurde ausgehändigt an:

  • Schützengesellschaft Schützenlisl e. V. (Oberbayern)
  • Kreisschützenverband Oberpfalz und Donaugau e. V. (Oberpfalz)
  • Eisenbahnsportverein Sportfreunde München-Neuaubing e. V.
  • Eislaufverein Berchtesgaden e. V.
  • FC Langengeisling 1920 e. V.
  • FC Sportfreunde Eitting 1922 e. V.
  • Männerturnverein Berg am Würmsee
  • Spielvereinigung Vohenstrauß e. V.
  • SpVgg Schirmitz 1921 e. V.
  • Allgemeiner Sportverein 1921 Oberpreuschwitz e. V.
  • DJK/FC 1922 Seßlach e. V.
  • Radfahrverein Concordia Stetten e. V.
  • Turnverein Längenau 1896 e. V.
  • Sportclub Uttenreuth 1923 e. V.
  • Fußballclub Oberstdorf 21 e. V.
  • Sportverein Oberthingau e. V.
  • Turn- und Sportverein e. V. 1897 Bad Wörishofen

BRÜKSEL (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Son 21 yılda ülkemizde 194 milyar dolarlık ulaştırma altyapısı yatırımı yaptık. Bundan sonra da 2053'e kadar yaklaşık 168 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyoruz." dedi.

Uraloğlu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ev sahipliğinde Brüksel'de düzenlenen Küresel Geçit Forumu'nun Ulaşım Koridorları Paneli'nde konuştu.

"Türkiye'nin gerçekten stratejik bir konumu var." diyen Uraloğlu, Türkiye'nin hava yolu, kara yolu, deniz yolu, demir yolu gibi bütün ulaşım alanlarında faaliyet gösteren önemli bir ülke konumunda olduğunu vurguladı.

Uraloğlu, Türkiye'den sadece 4 saatlik uçuşla 67 ülkeye seyahat edilebildiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin 2053 vizyonu çalışmaları yaptığını da anımsatan Uraloğlu, "Son 21 yılda ülkemizde 194 milyar dolarlık ulaştırma altyapısı yatırımı yaptık. Bundan sonra da 2053'e kadar yaklaşık 168 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyoruz." ifadesini kullandı.

Uraloğlu, son dönemde özellikle net sıfır emisyon yaklaşımı nedeniyle demir yollarının çok daha kıymetli bir hal aldığına dikkati çekerek, Türkiye'nin de bu alana odaklandığını anlattı.

Özellikle Orta Koridor'da bulunan ülkelerin demir yolu bağlantısını Türkiye'ye ulaştırdıklarına işaret eden Uraloğlu, bu bağlantının İstanbul Boğazı'ndan Marmaray'dan geçişle bütün Avrupa demir yoluna ulaştırıldığını dile getirdi.

- Demir yolu kapasitesi geliştirilecek

Uraloğlu, "Demir yollarının kapasitesini geliştirmemiz lazım. Özellikle Kars'la Sivas arasındaki yaklaşık 300 kilometrelik demir yolunu mutlaka iyileştirmeliyiz." diye konuştu.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden yük taşımacılığına yönelik yaklaşık 122 kilometrelik bir demir yolu ağını daha hayata geçirmek için çalışmaların sürdüğünü ifade eden Uraloğlu, Orta Koridor'daki kapasitenin artırılması için çalışmalara başladıklarını söyledi.

Bakan Uraloğlu, "Genel anlamda Doğu Batı aksını konuşuyoruz. Ticaretin yoğun olduğu aks burası. Bütün bahsettiğimiz koridorlar da Doğu Batı güzergahında. Artık Kuzey Güney güzergahları da ciddi bir şekilde değerli olmaya başladı. Doğu Batı güzergahlarını Kuzey Güney'le desteklememiz gerekir." dedi.

Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile Basra Körfezi'nden Türkiye'ye yaklaşık 1200 kilometrelik bir demir yolu ve otoyol projesi üzerinde çalıştıklarını belirten Uraloğlu, bu projenin finansmanını ve inşaatını görüştüklerini anlattı.

- Doğudaki komşularımız kıymetli

"Bölgesel işbirlikleri önemli. AB ile ülkemiz arasındaki ilişkiler her ne kadar kıymetliyse de bizim doğudaki komşularımızla ilişkilerimiz de kıymetli. Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan hepsiyle iyi ilişkilerimiz var. Bir araya geliyor ve anlaşmalar yapıyoruz." ifadesini kullanan Uraloğlu, yapılan bu anlaşmaların hem bölgesel işbirliğine katkı sağladığını hem de Avrupa'nın başlangıç noktası olan Türkiye'nin önemine dikkati çektiğini vurguladı.

Sorunların oturarak, konuşarak, anlaşarak çözülebileceğine işaret eden Uraloğlu, "Bazı siyasi yaklaşımlarla bu süreçleri bizim gerçekten aksatmamamız lazım." dedi.

Açılışını AB Komisyonu Ulaştırmadan Sorumlu Üyesi Adina Valean'ın gerçekleştirdiği panelde, Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Odile Renaud-Basso, Kazakistan Ulaştırma Bakanı Marat Karabayev ve Türkmenistan Maliye Bakanı Serdar Jorayev de konuştu.

Bakan Uraloğlu, Brüksel temasları çerçevesinde AB Komisyonu Ulaştırmadan Sorumlu Üyesi Valean ve AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi ile ayrı ayrı toplantılar da yaptı.