Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

ANKARA (AA) - GÖKSEL YILDIRIM - Türk savunma sanayisi, ABD'den de taliplileri olan ve birçok sektör için teknik seramik ham maddeler üreten Alman şirketi bünyesine kattı.

Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen ileri teknik balistik seramik üretici ve zırh tedarikçilerinden Nurol Teknoloji, Alman seramik ham madde üreticisi Industriekeramik Hochrhein (IKH) firmasının çoğunluk hissesini satın alarak ileri teknik seramik teknolojileri alanında önemli bir hamle yaptı.

Yenilikçi seramik tozlar geliştiren ve üreten şirket, otomobil endüstrisi, makine mühendisliği, havacılık, çelik işleme, döküm, kağıt ve tekstil endüstrisi, cam endüstrisi, çevre ve enerji mühendisliği ile sağlık sektörü alanında faaliyet gösteriyor.

Nurol Teknoloji Genel Müdürü Selim Baybaş, AA muhabirine, şirket olarak faaliyetlerini seramik ve kompozit üretimi olmak üzere iki ana alanda sürdürdüklerini söyledi. Bu alanlarda dikey genişleme ve yeni kabiliyetler kazanma üzerine stratejik plan yaptıklarını dile getiren Baybaş, Nurol Holding Yönetim Kurulu'nun onayı ve destekleriyle dünyanın en büyük, en iyi, en ileri balistik ürün ve balistik seramik üreticisi olmak istediklerini vurguladı. Bu kapsamda Almanya'da yaklaşık 30 yıldan beri seramik ve toz metalürjisi alanında kabiliyetlere sahip bir şirketin çoğunluk hisselerini alarak bünyelerine kattıklarını ifade eden Baybaş, şöyle konuştu:

"Bunu çok önemsiyoruz. Birincisi bir Türk şirketi olarak Almanya'da şirket satın alabilmek ve teknoloji transferi yapabilmek büyük fayda getirecek. İkincisi Türk savunma sanayisinin gelişimi açısından çok önemli. Endüstriyel birikim zamanla kazanılan, farklar zamanla kapanan bir alan. Bu tarz inorganik büyümelerle farkı hızlı şekilde kapatma imkanına sahip olacağız. Bu tesis sadece balistik seramikler değil, diğer alanlardaki seramik üretimi noktasında da bize önemli bir itme sağlıyor olacak. Özellikle elektronik, farklı medikal alanlarda toz üretimi ve seramik malzeme üretimi hedefimizde olan bir konuydu ve şu an radarımıza girmiş durumda."

- Türk sanayisine önemli kapılar açacak

Ürettikleri ürünlerin ana ham maddesinin toz olduğuna işaret eden Baybaş, toz metalürjisinin Türkiye'de son dönemde parladığını ve bilgi birikiminin arttığını vurguladı. Baybaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aldığımız şirketin bilgi birikimi bu anlamda samimi söylemek gerekirse bizlerden çok daha önde. O yüzden öncelikle ürettiğimiz ürünleri çok daha iyi üretmeyi sağlamakla birlikte hiç üretmediğimiz, bilmediğimiz alanlarda, bilmediğimiz tozları kullanmak suretiyle yeni ürünler üretmemize fayda sağlayacak. Elektronik alanı bizim açımızdan bilmediğimiz, öğrenmeye çalıştığımız ve genişlemek istediğimiz bir alan. Aldığımız şirketin elektronik seramikleri konusunda da önemli girişimleri, projeleri var. Alman hükümeti ve enstitüler tarafından desteklenen önemli projeleri var. Bunların içinde yer alıyor olmak, yer alacak olmak bizi çok heyecanlandırıyor. Bize ve şüphesiz ki ülkemiz sanayisine önemli kapılar açıyor olacak."

- Büyümeyi ve ihracatı destekleyecek

Bu satın almanın ihracat faaliyetlerine katkısına da değinen Selim Baybaş, tedarik zinciri yönetimi açısından en iyi tozu Almanya'da üretmenin ve Türkiye'ye transfer etmenin öncelikleri olduğunu söyledi. Ayrıca önemli bir kapasite artışının gündeme geleceğine işaret eden Baybaş, şöyle konuştu:

"Amerika'da yeni kurulmuş bir şirketimiz var. Amerikan pazarına girmek üzereyiz. Önemli oyuncularla önemli ilişkiler kurmuş durumdayız. Amerikan pazarı bizim alanımızda dünyanın çok önemli, büyük bir pazarı. Avrupa'da geçenlerde imzaladığımız önemli bir proje var. Bütün bunlar önemli bir kapasite ihtiyacı getiriyor. Bu noktada adımız şirketin bize toz üretimi, büyüme noktasında çok büyük itmesi olacak. İhracat tarafında bize çok büyük yeni kapılar açacağına da inanıyoruz."

- Olumlu referanslar süreci hızlandırdı

Seramik alanında dünyanın en iyisi olma idealinin peşinde koşarken buna destek verebilecek şirketleri mercek altına aldıklarını anlatan Baybaş, bunların birçoğuyla da görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi.

IKH'nin zaten önemli referans tedarikçilerinden biri olduğunu ifade eden Baybaş, şunları kaydetti:

"İlişkilerimiz zaten çok çok iyiydi ve ilişkileri başka bir noktaya getirmeyi konuşmaya başladık. Bu aylar sürdü. Bu şirketi satın alma masasına getirme sürecinde farklı rakiplerimiz vardı. Amerikalı şirketler, büyükler de vardı. IKH firmasının kurucu sahibi bizimle olan ilişkisini çok kıymetli buldu ve bizle devam etti. Değerleme sürecini bitirdikten sonra her şey bitmedi. Sonrasında da Alman hükümetinin şirketin satışına onayını bekledik. Bunun için de Almanya'ya defalarca gittik. İlgili bakanlıklarla görüşmelerimiz oldu. Kendimizi, grubumuzu, niyetlerimizi anlattık. Bunun sonucunda da beklediğimizden nispeten kısa bir sürede Alman hükümetinden onayı almış olduk. Onlara şirketin devamlılığıyla alakalı yapılması çok kolay bazı sözler verdik.

Nurol Teknoloji, Nurol Grubu ve grup şirketlerinin küresel anlamdaki faaliyetleri, savunma sanayisi tarafımızın NATO ülkelerine olan faaliyetleri ve çok çok temiz bir geçmişe sahip olmamız. Bu satın alma faaliyetinin onaylanmasını çabucak sağladı. Aileye yeni bir üye katmış olduk."

 

MERSİN (AA) - Avrupa Triatlon Kupası'nın ikinci yarışı olan Mersin'deki Yenişehir Triatlonu, elitler kategorisindeki müsabakalarla devam ediyor.

Türkiye Triatlon Federasyonunun desteğiyle, Yenişehir Belediyesi ev sahipliğinde 25 ülkeden 280 sporcunun katılımıyla dün başlayan organizasyon, ikinci gününde sürüyor.

Adnan Menderes Bulvarı ve sahil bandında bugün elitler kategorisinde yapılan müsabakalara katılan sporcular, ilk olarak Fenerbahçe Meydanı'ndan denize girip 750 metre yüzecek.

Parkuru tamamlayan katılımcılar, denizden çıkarak değişim istasyonunda bisiklete binip, Arkeoloji Müzesi ile Mersin Marina kavşağı arasında 3 tur halinde 20 kilometre bisiklet sürecek.

Etabı bitiren katılımcılar, son olarak 2 turda 5 kilometre koşacak.

Yarışın ardından düzenlenecek törende dereceye giren sporculara ödülleri verilecek.

 

KUDÜS (AA) - İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda 1756'sı çocuk 4 bin 385 Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in saldırılarında Gazze'de 248 kişinin daha hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin de yaralandığı belirtildi.

Buna göre, 7 Ekim'den bu yana aralıksız süren yoğun bombardımanın 15'inci gününde Gazze'deki toplam can kaybı 1756'sı çocuk, 967'si kadın olmak üzere 4 bin 385'e, yaralı sayısı da 13 bin 561'e yükseldi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki 550 aileye yönelik katliam gerçekleştirdi. Bu saldırılarda 3 bin 353 kişi hayatını kaybetti. Enkaz altında olup henüz çıkarılmamış çok sayıda kurban var. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 70'i çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor."

İsrail'in saldırılarında sağlık ekiplerini de doğrudan hedef aldığı belirtilen açıklamada, "Şu ana kadar sağlık ekiplerinden 51 kişi hayatını kaybetti, 87 kişi yaralandı." bilgisi verildi.

- 7 hastane ve 25 sağlık merkezi hizmet dışı

Bakanlık, hava saldırıları ve yakıtın tükenmesinden dolayı Gazze Şeridi'nde 7 hastane ve 25 sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını aktardı.

Hastanelerde doluluk oranı yüzde 150'yi aşarken, gelen yaralı ve hastalara hizmet verebilmek için çok sayıda çadır kurulmak zorunda kalındığı vurgulandı.

İsrail güçlerinin, son olarak, El-Ehli Baptist Hastanesinde yaptığı gibi Kudüs Hastanesine de saldırı tehdidinde bulunduğunu hatırlatan Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin, buna karşı koymakta aciz kalan dünyanın gözü önünde ölüme olan açgözlülüğünü ortaya koyduğunu kaydetti.

Açıklamada ayrıca, "Sürekli tekrar eden tehditlere rağmen bizler, son anımıza kadar hastalarımızın ve yaralılarımızın yanında kalacağımızı ve çalışma alanlarımızı terk etmeyeceğimiz konusunda kararlı olduğumuzu vurguluyoruz." ifadeleri kullanıldı.

İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine 17 Ekim'de düzenlediği saldırıda 471 kişi hayatını kaybetmiş, 28'i ağır 342 kişi yaralanmıştı.

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin’deki Bergama (Pergamon) Müzesi'nin güney kanadındaki geniş çaplı restorasyon nedeniyle 2037 yılına kadar kapalı kalacağı bildirildi.

Prusya Kültür Varlıkları Mirası Vakfından yapılan açıklamada, müzenin kuzey kanadında 2012 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının bu kez güney kanadında başlayacağı ve güney kanadının 14 yıl boyunca kapalı kalacağı belirtildi.

Açıklamada, müzede temel onarımların planlandığı gibi devamı için bu adımın gerekli olduğu ve müzenin kuzey kanadında daha önceden başlayan çalışmaların 2027 yılında bitirilip tekrar açılmasının planlandığı kaydedildi

 

 

BREDA (AA) - Türkiye'nin yerli otomobili Togg, Hollanda'da Breda kentinde organize edilen "Fuarım" etkinliğinde 3 gün boyunca sergilendi.

Etkinlikte Togg'a yoğun ilgi gösteren Türk vatandaşları, hatıra fotoğrafı çektirdi.

Türkiye'ye 6 yıl önce kesin dönüş yapan ve Togg ile Almanya'ya tatile gelen Emre Köksüz, AA muhabirine, etkinliği organize edenlerin talebiyle ücret almadan kendi arabasını sergilediğini söyledi.

Köksüz, sahip olduğu Togg aracı ile gurur duyduğunu ve etkinliğe gelenlerin araca yoğun ilgi gösterdiğini dile getirdi.

Togg'u daha önce sadece televizyonda gördüğünü söyleyen Yahya Canel, "Togg umduğumdan çok daha güzel. Gerçekten dizaynı çok güzel olmuş. Dışından görünüşü de güzel. Türkiye yapması gerekeni yapmış. Bundan sonra halk olarak bizim destekleyip Togg'u almamız lazım. Türkiye'nin gururu." dedi.

Yasin Altıntaç da Togg'un gurur verici olduğunu belirterek, "Vatana ve millete hayırlı uğurlu olsun. Yakın zamanda Avrupa'da satışa çıkmasını bekliyoruz. Daha önce gördüm ama içine binmemiştim. Çok süper." ifadesini kullandı.

Togg'u ilk defa gördüğünü ifade eden İbrahim Kütük de "Yapanlardan Allah razı olsun. Bu araba bizim gerçekten gururumuz. Görmeye de almaya da değer. Nasip olursa biz de alırız inşallah. Bu bizim hayalimiz ve temennimiz." diye konuştu.

Keziban Albayrak Kılıç da "Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çok güzel, çok heyecanlı ve sevinçliyim." dedi.

Haktan Aydın ise Togg'un içini ve dışını görmek için çok sabırsızlıkla ve heyecanla bugünü beklediğini anlattı.

 

 

ROMA (AA) - İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İsrail ve Filistin arasındaki krizin tırmanmasını önlemek için her şeyi yapmaları gerektiğini, bu konudaki en ciddi yolun "iki halk-iki devlet" perspektifine dayanan çözüm olduğunu söyledi.

Meloni, Mısır'ın başkenti Kahire'de devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla düzenlenen Gazze'deki gelişmelerin ele alındığı "Kahire Barış Zirvesi"ne katıldı.

Hamas'ın, İsrail'e yönelik saldırılarını kınadıklarını vurgulayan Meloni, rehineler için de endişeli olduklarını ve bütün rehinelerin bir an önce serbest bırakılmasını istediklerini dile getirdi.

Meloni, bir devletin ne kadar tahrik edilse de "intikam alma" hissiyle yaklaşmaması gerektiğini, bununla beraber bir devletin, vatandaşlarının ve sınırlarının güvenliğini sağlamasının meşru olduğunu belirtti.

Başbakan Meloni, "Krizin tırmanmasını önlemek ve bu krizin kontrolünü kaybetmekten kaçınmak için imkansızı yapmalıyız çünkü sonuçları hayal bile edilemez. Bunu yapmanın en ciddi yolu, 'iki halk-iki devlet' perspektifine dayanan, somut ve belirli bir zaman çerçevesine sahip olması gereken yapısal bir çözüme yönelik siyasi girişimdir." ifadesini kullandı.

Acil önceliğin, sivil halkın daha fazla acı çekmesini önlemek için gerekli olan insani yardım erişiminin sağlanması olduğunu vurgulayan Meloni, "Kitlesel göç de bu bölgenin istikrarsızlaşmasına yol açabilir. Bu ihtiyacımız olan bir şey değil." dedi.

Meloni, krizin yatışması için yapılan girişimlere ve Gazze’ye yönelik yardımlara da değinerek, "Bu konferansta hazır bulunan birçok aktörün yaptığı arabuluculuk çalışmasını bu anlamda çok önemli buluyorum. AB Komisyonu'nun Gazze'ye insani yardımlarını 3 katına çıkarma kararının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. İtalya da bu konuda çalışıyor." diye konuştu.

- Meloni, Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüştü

İtalyan ANSA ajansının haberine göre Meloni, Kahire'deki temasları sırasında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile de görüştü.

Meloni'nin, Kahire'deki temaslarını tamamladıktan sonra İsrail'e geçmesi ve burada Başbakan Binyamin Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesi bekleniyor.

- İsrail-Filistin çatışması

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 4 bin 834 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1756'sı çocuk, 4 bin 385 kişinin öldüğünü, 13 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 84 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.

İsrail'in saldırılarında 16 gazeteci yaşamını yitirmişti.

İsrail'in Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ise 12 Hizbullah, 2 İslami Cihad üyesi, biri gazeteci 3 sivil hayatını kaybetmişti.

Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirmişti.

İSTANBUL (AA) - Küresel piyasalar Orta Doğu'daki çatışmaların daha da şiddetlenebileceği endişesiyle negatif seyrederken, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell dünkü açıklamalarında para politikasının daha da sıkılaştırılmasının gerekebileceğini söyledi.

İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin haber akışı piyasaların yönü üzerinde etkili olmaya devam ediyor.

Dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik kara operasyonunun yakın olduğu mesajını verdi. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ise İsrail'in Gazze'ye yönelik süren saldırılarının bölgesel bir savaşa dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Gelişmeler, Orta Doğu'daki çatışmaların daha geniş bir alana yayılabileceği endişesiyle risk iştahının azalmasına neden olurken, Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları da yatırımcı davranışları üzerinde etkili oldu.

Powell, ekonomik büyümenin ve iş gücü talebinin dayanıklılığını gösteren son verileri dikkatle izlediklerini belirterek, büyümenin sürekli olarak trendin üzerinde olduğuna veya iş gücü piyasasındaki sıkılığın azalmadığına dair ek kanıtların para politikasının daha da sıkılaştırılmasını gerektirebileceğini ifade etti.

Sıkılaştırmanın hızlı temposu göz önüne alındığında hala anlamlı bir sıkılaştırma olabileceğine işaret eden Powell, enflasyonu zaman içinde sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye indirecek kadar kısıtlayıcı bir politika duruşu elde etmeye ve enflasyonun bu hedefe doğru gittiğinden emin olana kadar politikayı kısıtlayıcı tutmaya kararlı olduklarını bildirdi.

Tahvil faizlerindeki yükselişe de değinen Powell, "Yüksek tahvil faizlerinin, yüksek enflasyon beklentisi veya beklenen faiz artışı konusundan kaynaklanmadığı görüşündeyim." dedi. Powell, tahvil faizlerindeki yükselişin finansal koşulları sıkılaştırdığını da hatırlattı.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay politika faizini değiştirmeyeceğine kesin gözüyle bakılırken, kasım toplantısından sonraki süreç için belirsizlikler devam ediyor.

ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi Powell'ın yorumlarının ardından yüzde 4,99'la 19 Temmuz 2007'den bu yana en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.

Brent petrolün varil fiyatı arz endişeleriyle dün yüzde 1,9 yükselişle 92,1 dolara çıkarken, yükseliş eğilimini üst üste dördüncü iş gününe taşıyan altının ons fiyatı da şu sıralarda önceki kapanışın yüzde 0,2 üzerinde 1.979 dolardan alıcı buluyor.

Öte yandan, ABD'de bilanço sezonu güçlü şekilde devam ederken, bugün American Expres'in şirket finansal sonuçları takip edilecek.

Söz konusu gelişmelerle dün New York borsasında Dow Jones endeksi yüzde 0,75, S&P 500 endeksi yüzde 0,85 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,96 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli kontratlar, yeni güne de satış ağırlıklı bir seyirle başladı.

Avrupa borsalarında da dün satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, Orta Doğu'daki gelişmeler ve makroekonomik veriler yakından takip ediliyor.

Artan petrol fiyatlarının Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratabileceği endişesi varlık fiyatları üzerinde etkili oluyor.

Öte yandan, bugün açıklanan verilere göre, İngiltere'de eylülde perakende satışlar aylık yüzde 0,9 düşüşle ve aynı dönemde Almanya'da ÜFE aylık yüzde 0,2 azalışla beklentilerin altında kaldı.

Dün, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,33, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,64, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,17 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,38 değer kaybetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni güne de düşüşle başladı.

ABD ve Avrupa borsalarındaki düşüş yeni günde Asya piyasalarına da taşınırken, Çin hükümetinin ekonomiye rekor seviyede likidite sağlaması da satış baskısını azaltamadı.

Analistler, Çin'de gayrimenkul sektöründe devam eden sıkıntıların risk iştahını oldukça olumsuz etkilediğini kaydederek, dünya genelinde artan tahvil faizlerinin de pay piyasalarının baskılanmasında önemli rol oynadığını bildirdi.

Öte yandan, bugün Japonya'da açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) eylülde yüzde 3 artışla beklentilere paralel gerçekleşirken, çekirdek TÜFE yüzde 2,8 yükselişle öngörüleri geride bıraktı.

Çin Merkez Bankası (PBoC) ise bugün 1 ve 5 yıllık borçlanma faizini sırasıyla yüzde 3,45 ve 4,20'de sabit bıraktı.

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,7, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,7 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,6 geriledi.

Yurt içinde, dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,94 değer kaybıyla günü 7.769,03 puandan tamamladı.

Dolar/TL, dün yüzde 0,1 azalışla günü 27,9717'den tamamlamasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 28,0240 seviyesinden işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi, yurt dışında ise İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin haber akışının takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 7.650 ve 7.500 seviyelerinin destek, 7.840 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti.

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

10.00 Türkiye, ekim ayı TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi

KÖLN (AA) - Almanya'nın Batı Şeria ve Lübnan'daki vatandaşlarından bölgeyi terk etmesini istedi.

Alman Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesinden yayımladığı açıklamada, Alman vatandaşlarını bölgede şiddetin artması nedeniyle İsrail ve Filistin topraklarına seyahat edilmemesi yönünde uyardı.

Bölgedeki durumun oldukça değişken olduğu belirtilen açıklamada, çatışmaların genişlemesinin göz ardı edilemeyeceği ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne hava saldırılarını sürdürdüğü belirtilerek, Gazze Şeridi'nde geniş çaplı bir askeri operasyona hazırlandığı ifade edildi.

Açıklamada, seyahat uyarısının yanı sıra bölgedeki Alman vatandaşlarına kendi güvenlikleri için maddeler halinde bazı uyarılarda bulunuldu.

BRÜKSEL (AA) - Belçika'nın başkenti Brüksel'de yaşayan Araplar ve Yahudiler, Filistin-İsrail çatışmasına karşı barış mesajı vermek için bir araya geldi.

Avrupa Birliği (AB) kurumlarının bulunduğu Schuman Meydanı'nda yerel saatle 17.30 civarında bir araya gelen Araplar ve Yahudilerden oluşan bir grup, "Barış şimdi", "Arap-Yahudi dayanışması", "Seçimimiz birlik olmak", "Siyasi çözüm, askeri değil" yazılı pankartlar taşıdı.

AA muhabirine konuşan 23 yaşındaki Fas asıllı Wassim Allouka, birbirlerinin bakış açısını anlayarak Arap ve Yahudi toplulukların birlikte yaşaması gerektiğini söyledi.

Yahudi toplumundan Avi Tawil de birlikte barış içinde yaşamanın önemine işaret ederek, "Ben kipamı giyerken, Müslüman bir kadın başörtüsüyle rahatça dolaşabilmeli. Kimse dini nedeniyle ayrımcılığa uğramamalı." diye konuştu.

Tawil, İsrail ve Filistinlilerin bölgede barış içinde yaşadığı, çocukların bombalar yerine parlak geleceklerine odaklı olduğu günlerin geleceğine inandığını dile getirdi.

Belçika vatandaşı Yahudi Patrick Menache da ailesinin Türkiye'den geldiğini belirterek, kısa süre önce İzmir'de anneannesinin doğduğu mahalledeki sinagogu ziyaret ettiğini ve bundan büyük mutluluk duyduğunu anlattı.

Menache, Arap-Yahudi gerginliğinin siyasi temelli olduğunu, halklar arasında barış içinde yaşamanın mümkün olduğunu kaydetti.

ROTTERDAM (AA) - Hollanda'daki İslami kurumlar İsrail'in el-Ehli Baptist Hastanesi başta olmak üzere, Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıları kınadı ve ülkedeki medyanın ve siyasetçilerin çifte standart uygulamasını eleştirdi.

Rijnmond İslami Kuruluşlar Platformunca (SPIOR) yayımlanan basın bildirisinde, ülkede 250'den fazla camiyi ve İslami kurumu temsil eden camilerin çatı kuruluşlarının, medya ve siyasetteki tek taraflı habercilik ve açıklamalardan kaygı duydukları aktarıldı.

Bildiride, Müslümanların İsrail lehine açıklamalar yapmasına yönelik her taraftan büyük baskı uygulandığı ve İslamofobi'nin bunda rol oynadığı ifade edildi.

Ülkede Filistin yanlısı gösterilerin "şiddet" ve "terörü destek" ile çerçevelendiği ifade edilen bildiride, İsrail yanlısı gösterilerin ise "üzüntü" ve "destek" içeren eylem olarak gösterildiği kaydedildi.

Bildiride, bunun çifte standart olup Müslümanlara duyulan korku ve nefretten kaynaklandığı vurgulandı.

- "Uluslararası toplumu acilen müdahale etmeye ve gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz"

Hollanda İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları tarafından yayımlanan bildiride de İsrail'in Gazze'de el-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısını büyük şaşkınlık ve dehşet içerisinde seyrettikleri belirtildi.

Sivillere ve özellikle bir hastaneye yönelik yapılan kasıtlı saldırıların, uluslararası hukukun ve temel insani ilkelerin açık bir ihlali olduğu bildirildi.

Bildiride, "İnsan onuruna yönelik bu bariz ihlallere karşı uluslararası toplumu acilen müdahale etmeye ve gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz." denildi.

"Gazze için Acil Yardım" kampanyası başlatan Hollanda Diyanet Vakfının basın bildirisinde ise "Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivillere karşı yapılan menfur saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyor ve lanetliyoruz." ifadelerine yer verildi.

- İsrail-Filistin çatışması

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Gazze'den düzenlenen saldırılarda 304'ü asker 1405 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 3 bin 478 kişinin öldüğünü, 12 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 66 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1300 kişinin yaralandığı belirtilmişti.

İsrail'in saldırılarında 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.

Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ise 10 Hizbullah, 2 İslami Cihad üyesi, 1 gazeteci, 2 sivil hayatını kaybetmişti.

Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 2 İsrail askeri ve 1 İsrailli sivil ölmüştü.

Son olarak, İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine 17 Ekim’de düzenlediği saldırıda 471 kişi hayatını kaybetmiş, 28'i ağır 342 kişi yaralanmıştı.