Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Alman otomotiv üreticisi Volkswagen, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik insan hakları ihlali iddiaları nedeniyle bölgedeki fabrikasının bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesinin planlandığını bildirdi.

 

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Volkwagen Grup Üst Yöneticisi (CEO) Oliver Blume, Hockenheim'daki bir yatırımcı etkinliğinde yaptığı açıklamada, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik insan hakları ihlali iddiaları ve şikayetleri olduğunu belirterek, bu endişeleri ele almanın Volkswagen'in sorumluluğu olduğunu kaydetti.

"Kamuoyuna tam şeffaflık sağlamak için şeffaf ve bağımsız bir dış denetim planlıyoruz" diyen Blume, Alman üreticinin şu anda Çin'deki ortaklarıyla söz konusu denetim konusunda görüşmeler yaptığını bildirdi.

Çin, Volkswagen'in en büyük satış pazarı olurken, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin sıklıkla insan hakları ihlalleri nedeniyle gündeme gelmesi sonucu Alman şirketin buradaki fabrikasının operasyonlarına devam etmesi uzun süredir eleştiriliyordu.

 

Volkswagen'in Urumçi'deki fabrikası, 2013'te açıldı ve Volkwagen'in Çinli ortağıyla oluşturduğu SAIC ortak girişimi tarafından yönetiliyor.

Volkswagen ise bölgedeki fabrikanın insanların durumunu iyileştirmeye yardımcı olduğunu savunarak, defalarca operasyonlarını sonlandırmayı reddetti. Alman şirket, yaklaşık 240 kişinin çalıştığı fabrikadaki operasyonlar üzerinde çok az etkisi olduğunu ve burada insan hakları ihlallerine dair herhangi bir kanıt bulunmadığını açıklamıştı.

 

Almanya'da çelik işçilerinin örgütlü olduğu IG Metall Sendikası'nın başkanı Jörg Hofmann, Haziran 2022'de Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik insan hakları ihlali iddiaları nedeniyle Volkswagen'e bölgedeki fabrikasını kapatması çağrısı yapmıştı.

Başta Ukrayna olmak üzere yurt dışından göçün etkisiyle ülkenin 2022'deki nüfusu 1, milyon 122 bin kişi artarak 84,4 milyonla rekor seviyeye ulaştı
 

BERLİN (AA) – Almanya’nın nüfusu göçmenlerin etkisiyle 2022'de bir önceki yıla göre 1 milyon 122 bin kişi artarak, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinden beri en yüksek yılık artışı kaydetti.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) nüfus artışına ilişkin 2022 nihai verilerini açıkladı.

 

Buna göre, başta Ukrayna olmak üzere yurt dışından göçün etkisiyle ülkenin 2022'deki nüfusu 1, milyon 122 bin kişi artarak 84,4 milyonla rekor seviyeye ulaştı. Böylece, ülkenin nüfusunda, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinden beri en yüksek yılık artış gerçekleşti.

Destatis, nüfustaki geçen yılki artışın Almanya'ya taşınan yabancılardan kaynaklandığını vurguladı

2021’de 329 bin olan net göç geçen yıl 1,46 milyona yükseldi. Geçen yıl, Almanya'ya gelen Ukraynalıların sayısı ise 915 bin oldu.

 

Önceki yıllarda olduğu gibi geçen yıl doğanlardan daha fazla insan öldü.

Doğumları aşan ölüm sayısı 327 bine yükseldi. Bu sayı 2021 için 228 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Yaşlanan nüfus nedeniyle Alman ekonomisi her yıl yüz binlerce nitelikli göçmene ihtiyaç duyarken, geçen yıl çalışma çağındaki göçmenlerin gelişi, nüfusun yaşlanmasını telafi etti.

Nürnberg’de 1989 yılında kurulan ve en eski köklü Türk spor kulüplerimizden Kreisliga’da oynayan Vatanspor Nürnberg, Bezirksliga’ya yükselmeye yönelik terfi maçında, SV Viktoria Weigenheim takımını 2-1 yenerek Bezirksliga’ya çıktı. Vatanspor Nürnberg, Bezirksliga’ya yükselmekle kulüp tarihinin en büyük başarısını yakaladı, hem de Nürnberg ve çevresinde en yüksek ligde oynayan Türk takımı olma başarısını göstermiş oldu.

1989 yılında kurulan ve ilk defa 2019 senesinde Kreisliga’ya çıkma başarısını gösteren Vatanspor Nürnberg, bu sene de Bezirksliga’ya yükselmenin mutluluğunu maçı seyretmeye gelen bin beşyüze yakın taraftarlarıyla birlikte yaşadı.

Nürnberg’e yakın Dietenhofen kentinde yapılan Bezirksliga’ya yükselme maçında Vatanspor Nürnberg’in golleri, birinci yarının son dakikasında Joel Teukam Noumessi’den ve ikinci golde Necati Güler’den geldi. Rakip takımının tek golü ise, ilk yarıda Michael Stark attı.

Vatanspor Nürnberg, SV Viktoria Weigenheim karşısına şu kadro ile sahaya çıktı: Bechloul Memet - Mustafa Köseoğlu, Mehmet Bilici, Volkan Akbulut, Valmir Mjeshtri - Petrit Gjonbalaj (81. Timotei Pintoiu), Necati Güler, Celal Ünal - Deniz Arıcı (90. Jermaine Anderson), Joel Teukam Noumessi, Ismail Yüce.

Yönetim kurulu başkanlığını Mücahit Gündoğdu, Asbaşkanlığını Yusuf Yılmaz ve Vatanspor futbol şube başkanlığını da Fatih Köseoğlu’nun yaptığı Vatanspor Nürnberg, Bezirksliga’ya yükselmenin sevincini bin beşyüze yakın taraftarları ile coşkulu şekilde kutladı.


Maç sonunda Vatanspor Nürnberg Asbaşkanı Yusuf Yılmaz şunları söyledi: "Uzun yıllardır Vatanspor Nürnberg’i, daha ileri liglere taşımak için mücadele ettik. Bütün sezon boyunca, takımımızı bir üst klasseye çıkartmak için yöneticilerimiz, kaliteli ve iyi karekterli futbolcularımız gerçek bir aile olarak kenetlendik. Bu sene Bezirkliga’ya çıkmanın mutluluğunu yaşadık. Artık Bezirksliga için iddialı bir takım kurup gelecek yıllarda bir üst liglere çıkmak hedeflerimiz arasında olacaktır"dedi.
Yılmaz “Emeğimizin karşılığını boşa çıkarmayan Vatanspor yöneticilerimize, Hocamız Michael Green'e, futbolcularımıza ve maçlarımızda bizleri yalnız bırakmayan taraftarlarımıza çok teşekkür ediyoruz”dedi.

 

Haber: İlhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

 

Der Landrat des Landkreises Kelheim, Martin Neumeyer, begrüßte vor kurzem die leitenden Vertreter der Landes-, Kreis und Bezirksverwaltungen der Europaregion Donau-Moldau im Kloster Weltenburg. In seinem Grußwort betonte Landrat Neumeyer die Bedeutung der Europaregion Donau-Moldau (EDM) als Plattform für grenzüberschreitende Zusammenarbeit insbesondere in den Bereichen Industrie 4.0, Tourismus und Gesundheit. Die Europaregion Donau-Moldau ist ein herausragendes Beispiel für die enge Zusammenarbeit über nationale Grenzen hinweg. Durch den regelmäßigen Austausch und geografische Nähe ergeben sich gute Chancen für nutzbringende Kooperationen und trilaterale Projekte. Wir profitieren gemeinsam von der kulturellen Vielfalt der deutschen, tschechischen und österreichischen Grenzregionen. 

 

Landrat Neumeyer hob zudem die Bedeutung des Klosters Weltenburg als Veranstaltungsort hervor. Das Kloster, das zu den ältesten Klosteranlagen in Bayern zählt und malerisch am Nationalen Naturdenkmal Donaudurchbruch liegt, symbolisiere die historische Verbundenheit der Regionen zwischen Donau und Moldau. 

 

"Es freut mich, dass wir unsere Gäste in diesem beeindruckenden Kloster begrüßen dürfen. Es ist ein Ort, der Geschichte und Kultur, der Zusammenarbeit verkörpert und somit perfekt zu den Zielen der Europaregion Donau-Moldau passt."

Martin Neumeyer, Landrat

 

Im Rahmen der Sitzung des Trilateralen Koordinierungsgremiums mit Vertretern aus Niederösterreich, Oberösterreich, Niederbayern, der Oberpfalz und den drei tschechischen Regionen Pilsen, Südböhmen und Vysocina wurden Projekt- und Netzwerkaktivitäten besprochen, die in Zukunft durchgeführt werden sollen. Unter anderem ist im September ein Kongress zum Thema Medizincampus Niederbayern geplant, ein großer grenzübergreifender Unternehmehrtag kommendes Jahr in Deggendorf.

 

Die Sitzung der Europaregion Donau-Moldau im Kloster Weltenburg zeigte erneut die Bedeutung der grenzüberschreitenden Zusammenarbeit über unsere unmittelbaren Landesgrenzen hinaus auf. Landrat Neumeyer betonte abschließend, dass der Dreiländerraum Ostbayern, die südlichen Regionen Tschechiens und Ober- und Niederösterreich zu den wirtschaftlich stärksten Region Europas zählen und er sich sehr dafür ausspreche die Zusammenarbeit noch mehr zu intensivieren. 

 

 

 

Türkiye dışına ihraç edilen kuru gıdanın önemli bir bölümünün Avrupa ülkelerindeki ithalatçısı olan SUNTAT Grubu Avrupa ülkelerindeki onbinlerce markette çeşitli milletlerden tüketicilere ulaşıyor. Her gün Avrupa|nın değişik şehirlerinde binlerce ev hanımının marketlerden seçerek aldığı bulgurdan, zevkle alışveriş arabasına koyduğu zeytin çeşitlerine ve sucuk lezzetlerinden damak tadı Türk lokumlarına kadar Türkiye de üretilen binlerce ürün Türk damak tadı olarak tercih edilirken, Türkiye’ye döviz girdisi olarak dönüyor.

 

Çorumlu bir işçi ailesinin ikinci nesil çocukları olan Baklan kardeşler tarafından 1986 yılında hayata geçirilen Avrupa’daki en büyük gıda toptancısı modern tesislerde ürettiği ürünlerini Avrupa’nın değişik ülkelerinde tüketiciye sunarak ülke dışında Türkiye ve Türk ürünlerinin tanıtımını yaparken, Türkiye içinde çok sayıda istihdam sağlayararak ülkemize ayrı bir katkı sağlıyorlar.

 

Türkiye’nin bir çok şehir ve Avrupa’nin değişik ülkelerinde yatırımları olan SUNTAT Grubu CEO’su Mustafa Baklan grubun faliyetleri hakkında Ayhaber’e yaptığı açıklamalarda, “Öcelikle ürünlerimizin önemli bir bölünü ülkemizde üretilenlerdir. Kuru gıda konusunda ülkemiz önemeli bir potansiyeldir. Türkiye’de üretilip ülkemizden ihraç yolu ile çıkan ürünlerin bizim için önemli olduğunu ve grubun bu politikası ile zaman içinde ülkemize milyonlarca euro değerinde döviz girdisi ve istihdam sağladığını belirtmek isterim” şeklinde konuşarak şirket politikasındaki önemli bir konuya dikkat çekti.

 

Avrupa ülkelerinde çok sayıda Alman gıda zincirlerinde SUNTAT Grubu’nun kendi rafları olduğunu belirten Mustafa Baklan, “Ürünlerimizdeki Türk Bayrakları ile bu ürünlerin Türkiye çıkışlı veya Türk damak tadı SUNTAT firması’na ait olduğunu söylemek istiyoruz. Artık Almanya’nın en önemli gıda zincirlerinde Türk Bayraklı ürünlerin SUNTAT’ı, SUNTAT markalı ürünlerin ise Türkiye’yi işaret ettiğini artık her Avrupalı bilmektedir. Tadımız da, adımız da Türkiye’dir” şeklinde konuştu.

 

Bilindiği gibi SUNTAT Grubu her yıl çok sayıda ürünü Türkiye’de Avrupa ülkelerine ihtal ederek  ülkemize milyonlarca euro döviz girdisi sağlıyor.

 

 

 

Uzun yıllardan bu yana Türk-Alman ilişkilerine katkı sağlayan KONAD Başkanı Sait Özcan Giesen şehrinde Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’i ziyaret etti.

 

Beraberinde Kahramanmaraş Çağlayancerit Derneği Başkanı Salman Yavuz  ile birlikte Giesen‘e gelen Sait Özcan, “Türk entellektüellerin birbiri ile kurduğu diylaoglar Türk Milleti’nin  moral hanesine yazılır. Bu bağlamda çalışmalarındam büyük haz duyarak gururlandığımız Dr. Yaşar Bilgin ile milletimiz adına yeni projeler üretip beyin jimnastiği yapmak amacıyla kendisini ziyaret ettik. Almanya Türkleri kendi için den gelen entellektüel, yazar, sosyal bilimci, tarihçi, işadamı ve bilim insanları yanında toplumsal karşılığı olan insanlar ile mesafe alırlar. Bu bağlamda biraraya gelmekten mutluyuz” dedi.

 

Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin ise yaptığı açıklamada, “Sait Bey motivasyonu ile Almanya Türklerine önderlik şahsiyeti taşıyan başarılı bir arkadaşımızdır. Öncelikle heyecanına hayranım. Kendisine özgü başarılı çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Dolayısı ile Almanya Türkleri ile ilgili yapılabilecek yeni proje taslaklarını heyecanla dinledik” şeklinde konuştu.

 

KONAD Başkanı Sait Özcan görüşme sonunda Dr. Yaşar Bilgin'e “Avrupalı Türkler” adlı kitabını hediye etti. 

Bilindiği gibi her iki isim de Almanya Türklerine olumlu anlamda sürekli katkı sağlamaktadır.

 

 

Passend zum Deutschen Evangelischen Kirchentag gibt es im Tiergarten der Stadt Nürnberg am Samstag, 10. Juni 2023, um 14 Uhr eine Sonderführung zum Thema „Tiere der Bibel“. Rund 130 verschiedene Tierarten erwähnt die Bibel – vom Adler bis zur Ziege. Die Führung dauert etwa eineinhalb Stunden. Eine Teilnahme ist nur mit Voranmeldung bis Mittwoch, 7. Juni, über das Zootouren-Büro unter Telefon 0911 / 5454 833 möglich. Das Büro ist Montag, Mittwoch und Freitag von 10 bis 14 Uhr und Dienstag und Donnerstag von 12 bis 16 Uhr zu erreichen.

Die Schlange, in die sich der Stab des Moses verwandelt. Die Heuschrecken, die in Ägypten als Plage einfallen. Die Schafe, die der gute Hirte schützt, oder die Taube als Symbol für den Heiligen Geist. Bei dem Rundgang stehen Tiere im Fokus, die in den biblischen Schriften auftauchen oder allgemein im religiösen Kontext eine Rolle spielen. Dabei geht es auch um die Symbolik, die sich hinter vielen Tieren wie Schlange, Wolf oder Lamm verbirgt. Außerdem erfahren die Teilnehmenden, was die Bibel über die Biologie, die früheren Lebensräume und die Verbreitungsgebiete bestimmter Arten verrät.

Die Führung kostet 5 Euro (zuzüglich ermäßigtem Tiergarteneintritt) und steht allen Interessierten offen – unabhängig davon, ob sie ein Ticket für den Kirchentag besitzen. Am Veranstaltungstag können die gebuchten Tickets an der Hauptkasse des Tiergartens abgeholt und bezahlt werden. Treffpunkt ist an der Holzstatue direkt hinter dem Tiergarteneingang.

 

 

Als achte Plage fielen die Heuschrecken damals in Ägypten ein. Im Tiergarten sorgt die Riesenheuschrecke heute bei vielen Besucherinnen und Besuchern für Staunen.

  

 

Ihren ersten großen Auftritt hat die Schlange in der Paradiesgeschichte im Alten Testament. Aber auch im Neuen Testament kommt das Reptil an vielen Stellen vor. Hier ein Foto einer Abgottschlange im Tiergarten.

 
ABTTF Başkanı: “Ülkemizde bize karşı sistematik bir ayrımcılık politikası uygulanıyor. Bu mu “Trakya’daki Müslüman azınlığın” gelişmesi? Dil ne söylerse söylesin, gerçekler apaçık ortada!”
 
Kapodistrian Üniversitesi ve Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELIAMEP)’nın Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla düzenlediği konferansta Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, Lozan’ın statüsü ve haklarını tanımladığı Batı Trakya’daki azınlık için “Müslüman”, İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki azınlık için “Yunan Ortodoks Hristiyan” tanımını kullandı.
 
Cumhurbaşkanı Lozan Antlaşması’nın her iki azınlığın da haklarının korunmasına yönelik çerçeveyi açıkça tanımladığını ifade ettiği konuşmasında “Trakya’daki Müslüman azınlığın” geliştiğini ancak “Türkiye’deki Yunan azınlığın” sürekli olarak azaldığını söyledi.
 
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “Konferansta yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanımız yanıltıcı ve gerçekleri çarpıtan bir dil kullanıyor. Zira Lozan Antlaşması’na göre Azınlığımız “Müslüman azınlık” ise Türkiye’deki Ortodoks Rum azınlığı da “gayri-Müslim azınlıktır”. Ancak bizim için Müslüman ifadesini kullanırken Türkiye’deki azınlık için Yunan azınlık ifadesini kullanmakla yine Batı Trakya Türk toplumunun varlığı inkar edilmektedir. Ayrıca Azınlık toplumu olarak bizim geliştiğimiz söylemi de gerçeği yansıtmamaktadır. Evet, Türkiye’deki Rum azınlığa kıyasla nüfusumuz fazla, ancak bu hak ve özgürlükler bakımından Türkiye’deki azınlıktan daha iyi olduğumuz anlamına gelmiyor. Zira 2013 yılında yalnızca 4 öğrenci ile açılan Gökçeada Özel Rum Anaokulu ve İlkokulu’nda bugün 21 öğrenci öğrenim görüyor. 2015’te açılan Gökçeada Özel Rum Ortaokulu ve Lisesi’nde ise bugün  46 öğrenci öğrenim görüyor. Öte yandan Batı Trakya Türk toplumu olarak Lozan ile kendi okullarımızı kurma ve yönetme hakkımız olmasına rağmen ilkokullarımızın sayısı her gün gittikçe azalıyor, zira devlet ekonomik tedbirleri gerekçe göstererek 2010’dan bu yana öğrenci sayısı 9’dan az olan tüm okulları kapatıyor. 2011 yılında 188 olan ilkokul sayımız bugün 99’a düştü. Eskiden Türk okulları olarak adlandırılan okullarımızın adı bugün Azınlık okulu. Neden? Çünkü ülkemiz Türk kimliğimizi tanımıyor! İsminde Türk kelimesi geçen derneklerimiz kapatıldı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden üç derneğimiz hakkında 2008’de mahkeme ülkemizin dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetti. Ama ülkemiz 15 yıldır mahkeme kararlarını da uygulamıyor. 21 Mayıs seçimlerinden sonra yaşadıklarımız biz karşı agresif ve hedef gösteren yaklaşımı da ortaya koydu. Nüfusun çoğunluğunu oluşturduğumuz Rodop’ta bir Türk milletvekili adayının aldığı oy sayısı deyim yerindeyse kıyameti kopardı. Dora Bakoyanni bir Türk köyünde yaptığı konuşmayla bize aba altından sopa gösterdi. Ülkemizde bize karşı sistematik bir ayrımcılık politikası uygulanıyor. Bu mu “Trakya’daki Müslüman azınlığın” gelişmesi? Dil ne söylerse söylesin, gerçekler apaçık ortada!” dedi.
 
Haber: Doğan Tufan
 
Banka'nın son raporunda, Almanya için bu yıla ilişkin GSYH tahmini 2 baz puan artırılsa da yine eksi değerde kaldı
Bundesbank, Aralık 2022’de bu yıl için yüzde 7,2 olarak açıkladığı enflasyon öngörüsünü son raporunda yüzde 6’ya düşürdü
 

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), alışılmışın dışında yüksek enflasyon nedeniyle Alman ekonomisinin bu yıl küçüleceğini ve enflasyonun 2025’e kadar hedefin üzerinde kalacağını öngördü.

Bundesbank, Almanya ekonomisine ilişkin ilk yarı yıla ait raporunda 2023-2024 ve 2025 yıllarını kapsayan büyüme ve enflasyon tahminlerini açıkladı.

Buna göre, Banka, Almanya’da bu yıl için takvim etkisinden arındırılmış Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde eksi 0,5'ten yüzde eksi 0,3'e yükseltirken, gelecek yıl için yüzde 1,7’den 1,2’ye indirdi. Banka, 2025 için GSYH tahminini de yüzde 1,4’ten yüzde 1,3’e revize etti.

 

Raporda, Aralık 2022’de yapılan tahmine kıyasla aşağı yönlü revizyonların, diğer unsurların yanı sıra, daha yüksek faiz oranları ve daha düşük rekabet gücünden kaynaklandığı belirtildi.

Bundesbank uzmanları, daha sıkı para politikasının daha yüksek finansman maliyetlerine yol açtığını, bunun da özellikle konut inşaatı başta olmak üzere özel yatırımları azalttığını vurguladı.

 

- Banka enflasyon tahminini düşürdü

Bundesbank raporunda, bir dizi faiz artırımı ve düşen enerji fiyatlarının ardından enflasyon tahminleri aşağı yönlü revize edilirken, yine de alışılmışın dışındaki yüksek enflasyonun tüketicilerin satın alma gücünün zayıflamasına yol açtığı vurgulandı.

Aralık 2022’de bu yıl için yüzde 7,2 enflasyon öngören Bundesbank, son raporunda söz konusu oranı yüzde 6’ya indirdi.

Banka, 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 4,1’den yüzde 3,1’e indirirken, 2024 yılı enflasyon beklentisini ise yüzde 2,7 olarak belirledi.

Bundesbank raporunda, “Enflasyon riskleri yukarı yöne eğimli.” denildi.

Bundesbank’ın bu yıl ve gelecek yıl için enflasyon tahminlerinin ECB'nin yüzde 2 hedefinin çok üstünde kalması dikkati çekti.

 

- Bundesbank Başkanı Nagel'den enflasyon uyarısı

Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Alman ekonomisi hala yüksek enflasyonun sonuçlarıyla mücadele ediyor. Bu, vatandaşların satın alma gücünü azaltıyor.” ifadesini kullandı.

Nagel, ücretler ve şirket karlarının daha da artması durumunda yüksek enflasyonun kalıcı hale gelebileceği uyarısında bulunarak, "Kararlı para politikası hareketi, daha kalıcı enflasyonun ekonomik ve sosyal risklerine karşı koymanın anahtarıdır." değerlendirmesinde bulundu.

BERLİN (AA) - Almanya’nın Bavyera eyaletinde arkeologlar, Donau-Ries Bölgesi’ndeki kazı çalışmalarında Tunç Çağı'ndan kalma kılıç buldu.

Bavyera Eyaleti Anıtların Korunması Dairesinden yapılan açıklamaya göre, Nördlingen kentindeki kazı çalışmalarında 3 bin yıl öncesine ait ve neredeyse parlaklığını koruyan bronz kılıç, gün ışığına çıkarıldı.

Sekizgen kabzası tamamen bronzdan yapılmış kılıcın MÖ 14. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor.

 

Arkeologlar, kılıcı bir erkek, bir kadın ve bir gencin art arda defnedildiği ve birçok ölü hediyesinin bulunduğu mezardan çıkardı. Aynı mezara gömülen 3 kişinin akrabalık bağının olup olmadığı bilinmiyor.

Sekizgen kılıçların üretiminin zahmetli olmasına ve üzerinde darbe izlerine rastlanmamasına rağmen yine de kılıcın gerçek bir silah olarak kullanıldığı sanılıyor.

Bavyera Sanat Eserlerini Koruma Sorumlusu Prof. Mathias Pfeil, arkeologların bu keşfi daha iyi şekilde sınıflandırabilmesi için kılıcın ve ölülerin incelenmesi gerektiğini belirtti.

 

Kılıcın bu şekilde bugüne kadar korunmasının olağanüstü bir durum olduğuna dikkati çeken Pfeil, “Bu şekildeki keşifler çok nadirdir.” değerlendirmesinde bulundu.