Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

MADRİD (AA) - İspanya'nın güneyindeki Cadiz kentinin Algeciras ilçesinde 25 Ocak akşamı iki kiliseye saldıran ve 1 rahibi öldürüp, 4 kişiyi yaralayan Yassine Kanjaa adlı Fas vatandaşı, çıkarıldığı mahkemede "terörizm" suçuyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

Algeciras'daki saldırıların zanlısı Kanjaa, İspanya'daki en uzun gözaltı süresi olan 5 günün sonunda Madrid'deki Ulusal Mahkemeye çıkarıldı.

Mahkeme hakimi Joaquin Gadea, 25 yaşındaki Kanjaa'nın, savcılığın da talep ettiği gibi "terör amaçlı cinayet ve yaralama" suçlarından kefaletsiz tutuklanarak, cezaevine gönderilmesine karar verdi.

 

EFE haber ajansından, mahkeme kaynaklarına dayandırılarak verilen bilgiye göre, hakim Gadea, mevcut kanıtların, Fas vatandaşı Kanjaa tarafından gerçekleştirilen saldırının "hem Katolik Kilisesi'nin inancını savunan rahiplere hem de Müslüman olmasına rağmen laik olanlara karşı olduğunu gösterdiğine" kanaat getirdi.

Mahkeme kaynakları, "gizli" olduğu için Kanjaa'nın ifadesine ilişkin bilgi paylaşmadı.

 

Algeciras'da iki kiliseye saldıran ve elindeki palayla 1 rahibi öldürüp, biri rahip 4 kişiyi yaralayan 25 yaşındaki Kanjaa'nın 2019'da düzensiz göçmen olarak İspanya'ya giriş yaptığı ve sınır dışı edilmeyi beklediği açıklanmıştı.

 

MADRİD (AA) - Turizm sektöründe dünyada lider ülkelerden İspanya, 2022 yılında 71,6 milyon turist ağırladığını açıkladı.

 

İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsünün (INE) turist girişini kontrol eden "Frontur" ve turist harcamalarını kaydeden "Egatur"un raporlarını temel alarak hazırladığı 2022 sonu bülteninde, ülkeye gelen turist sayısının 71,6 milyon olduğu belirtildi.

Kovid-19 öncesi rekorların kırıldığı turizm verilerine yaklaşmaya başlayan İspanya'nın, 2019'a kıyasla geçen yıl turist sayısında yüzde 14,3'lük düşüş yaşandığı kaydedildi.

 

Turizmden elde edilen gelir ise 2019'a göre yüzde 5,3 düşüşle 2022'de 87 milyar 61 milyon avro olarak duyuruldu.

Turist harcamalarının 2021'e göre yüzde 17,8 oranında arttığı ve günlük ortalama 162 avroya çıktığı, İspanya'da ortalama kalış süresinin 8,2'den 7,5 güne gerilemesine rağmen turist başına ortalama harcamanın 1217 olduğu bildirildi.

 

İspanya'ya gelen turistlerde 15,1 milyon ile İngilizlerin ilk sırada olduğu, bunu Fransızlar (10,1 milyon) ve Almanların (9,76 milyon) izlediği ifade edildi.

 
- "ABD iki devletli çözüme ulaşmayı engelleyecek, yerleşimlerin genişletilmesi, kaçak yerleşimlerin yasallaştırılması, Batı Şeria'nın ilhakına doğru hamleler, Kudüs'teki kutsal mekanlarda statükonun bozulması, yıkımlar ve zorla evden çıkarmalar, tahrik ve şiddete göz yumma dahil tüm adımlara kesin olarak karşı çıkıyor"
 
 

KUDÜS (AA) - ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesine yönelik adımlarla ilgili İsrail'i uyardı ve bölgede artan şiddetin yatışması için tek taraflı girişimlerden uzak durulması çağrısı yaptı.

Blinken, iki günlük İsrail-Filistin temaslarını tamamladıktan sonra düzenlediği basın toplantısında, "İki taraf da kısa vadede ateşe benzin dökecek uzun vadedeyse iki devletli çözüm vizyonunu baltalayacak adımlardan kaçınmalı." dedi.

 

İsrail ve Filistinli muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde mevcut gelişmeler karşısında iki tarafın da endişesini dile getirdiğini kaydeden Blinken, iki taraftan da gerilimin düşürülmesi için birtakım yapıcı teklifler geldiğini, ekibinden üst düzey isimlerin bölgede kalarak "somut adımlar için görüşmelerini sürdüreceğini" söyledi.

Filistinliler ve İsraillilerin, "eşit özgürlük, güvenlik, adalet ve onura kavuşması için yolun ABD'nin kalıcı hedefi iki devletli çözümden geçtiğini" belirten Blinken, İsrail'in yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik adımlarına işaret ederek şunları söyledi:

"ABD iki devletli çözüme ulaşmayı engelleyecek yerleşimlerin genişletilmesi, kaçak yerleşimlerin yasallaştırılması, Batı Şeria'nın ilhakına doğru hamleler, Kudüs'teki kutsal mekanlarda statükonun bozulması, yıkımlar ve zorla evden çıkarmalar, tahrik ve şiddete göz yumma dahil tüm bu yöndeki adımlara karşı çıkıyor."

 

ABD Dışişleri Bakanı, bölgede yükselen şiddetin yatıştırılması için tüm taraflara gerekli adımları atması çağrısında bulundu.

ABD'nin BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) yaklaşık 50 milyon dolar değerinde bağış yapacağını aktaran Blinken, işgal altındaki Batı Şeria'da mobil internette 4G'ye geçilmesini sağlayacak bir anlaşma için çalıştıklarını dile getirdi.

Blinken, İsrail'in bölgedeki Arap ülkeleriyle imzaladığı barış anlaşmalarının genişletilmesi için de çalışacaklarını ifade etti.

 

- İran'la ilgili değerlendirmeler

İran konusunda İsrail ile aynı görüşleri paylaştıklarını aktaran Blinken, "Öncelikle İran nükleer silah elde etmemeli. İkinci olarak bölgedeki ülkelerle birlikte İran'ın bölge ve geniş coğrafyada istikrarı bozucu tehlikeli adımlarının engellenmeli. İran'ın Rusya'ya Ukrayna saldırısında gelişmiş teknoloji sağlaması bunlardan birisi. Bunu İsrailli ortaklarımızla da tartıştık. Bu iki yönlü, sadece İran, Rusya'ya silah sağlamıyor; Moskova da Tahran'a askeri ekipman gönderiyor." diye konuştu.

 

Blinken, İsrailli yetkililerle İran'ın "kötücül adımlarına karşı bölge ülkeleriyle yapabilecekleri işbirliklerini ve yöntemleri ele aldıklarını" vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Mısır'daki temaslarının ardından iki günlük ziyaret için dün İsrail'e gelmiş, bugün de Batı Şeria'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmüştü.

 

- İsrail'in Cenin saldırısı gerilimi tırmandırdı

İsrail'in geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskın bölgede gerilimi tırmandırdı.

Cenin'de 10 Filistinlinin öldürüldüğü baskını Doğu Kudüs’teki bir yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde 7 İsraillinin hayatını kaybettiği saldırı izlemişti.

 

İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan Mahallesi'nde de 28 Ocak Cumartesi günü 13 yaşında bir Filistinlinin düzenlediği silahlı saldırıda biri ağır 2 İsraillinin yaralanması bölgedeki şiddeti artırmıştı. Fanatik Yahudi yerleşimciler de Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere, mülklerine ve araçlarına saldırmıştı.

İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin açtığı ateş sonucu 2023'ün başından bu yana aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 35 Filistinli öldürüldü.

BAKÜ (AA) - Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın, İran'ın Hoy kentinde meydana gelen depremde zarar görenler için yardım önerisini geri çevirdi.
 

AA muhabirinin diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Azerbaycan hükümeti, Tahran Büyükelçiliğine yapılan saldırı nedeniyle iki ülke arasında son günlerde yaşanan krize rağmen Hoy depremi sonrasında İran'a yardım önerdi. Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın yardım önerisini kabul etmedi.

Deprem bölgesinde on binlerce Azerbaycanlı kış şartlarında dışarıda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Depremzedelere yardım etmeyen İran hükümeti, başkalarının da yardım etmesine izin vermiyor.

 

İran'ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 28 Ocak'ta 5,8 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

Azerbaycan Türklerinin yoğun olarak yaşadığı bölgede deprem nedeniyle resmi kayıtlara göre 1500 ev hasar görmüştü.

 

Sosyal şebekelerde depremzedelerin İran devletinden hiçbir yardım almadıkları ve soğuk havada dışarıda kaldıklarına ilişkin görüntüler paylaşılmıştı.

Geldautomatensprenger-Bande ausgehoben - Bayerns Innenminister Joachim Herrmann und Justizminister Georg Eisenreich zum Ermittlungserfolg von Staatsanwaltschaft und Polizei: Hervorragende internationale Zusammenarbeit - Geldautomaten müssen besser gesichert werden

 

In einer groß angelegten Festnahme- und Durchsuchungsaktion der Staatsanwaltschaft Bamberg, des Bayerischen Landeskriminalamts und des Landeskriminalamts Baden-Württemberg konnte am 30. Januar 2023 in den Niederlanden und in Belgien eine Geldautomatensprenger-Bande ausgehoben werden, der mehr als 50 Straftaten in Deutschland mit einem Gesamtschaden von mehr als zehn Millionen Euro zugerechnet werden. Darüber haben heute Ermittler von Staatsanwaltschaft und Polizei im Bayerischen Landeskriminalamt informiert. Bayerns Innenminister Joachim Herrmann und Justizminister Georg Eisenreich sprachen von einem "großen Ermittlungserfolg" und einer "hervorragenden internationalen Zusammenarbeit". Herrmann: "Wir müssen solche skrupellosen Verbrecherbanden und deren Hintermänner konsequent hinter Gitter bringen." Eisenreich: "Bayern ist gut aufgestellt. Die Justiz arbeitet hervorragend mit der Polizei – auch über die Ländergrenzen hinweg – zusammen."

 

Nach Herrmanns Worten hat sich die Problematik mit gesprengten Geldautomaten im vergangenen Jahr deutlich verschärft. Mit 37 Geldautomatensprengungen musste 2022 in Bayern ein Rekordwert verzeichnet werden (2020: 24 Sprengungen, 2021: 17 Sprengungen). Auch bundesweit gab es vergangenes Jahr einen Rekordstand (493). "Das müssen wir sehr ernst nehmen", erklärte der Innenminister.

 

Justizminister Eisenreich: "Geldautomatensprengungen sind die Banküberfälle der Moderne. Während die Zahl der traditionellen Banküberfälle deutschlandweit laut BKA von mehr als 1.600 im Jahr 1993 auf 28 im Jahr 2021 stark gesunken ist, nimmt das Sprengen von Geldautomaten erheblich zu. Zwischen 2006 und 2021 hat sich die Zahl von 30 auf knapp 400 mehr als verzehnfacht." Grund hierfür ist auch die Veränderung des Bankensektors: Seit 1995 gibt es laut Bundesbank etwa 70 Prozent weniger Bankniederlassungen, bedingt durch die fortschreitende Digitalisierung. Die Zahl der Geldautomaten hat laut Bundesverband der Deutschen Volksbanken und Raiffeisenbanken seit 1995 um mehr als 50 Prozent zugenommen (1995: 35.700; 2021: 56.097).

 

Die hochprofessionellen Täterbanden würden laut Herrmann nicht nur hohe wirtschaftliche Schäden verursachen. Besonders problematisch sei auch, dass mit den Sprengungen eine rücksichtslose Gefährdung von unbeteiligten Dritten, Anwohnern und Einsatzkräften einhergehe. Eisenreich: "Die bayerische Justiz verfolgt Geldautomatensprenger konsequent. Das Strafgesetzbuch sieht für Fälle der Geldautomatensprengung regelmäßig eine Freiheitsstrafe von einem Jahr bis zu 15 Jahren vor." Der Justizminister weiter: "Organisierte Kriminalität steckt hinter unterschiedlichen Kriminalitätsphänomenen. Das können Zwangsprostitution, Drogenhandel, Cybertrading oder Geldautomatensprengungen sein. Wir setzen deshalb auf Experten bei den bayerischen Staatsanwaltschaften. Daneben arbeiten wir im Bereich der OK – wie im aktuellen Fall – eng mit den Nachbarländern sowie Europol und Eurojust zusammen."

 

Laut Herrmann sind auch die Bankenwirtschaft und die Automatenhersteller in der Verantwortung, es den Tätern so schwer wie nur möglich zu machen. Die Maßnahmen im benachbarten Ausland und der dortige Rückgang der Sprengungen zeige, wie wichtig stärkere Vorkehrungen auch in Deutschland seien. Deutlich weniger Bargeldbestand in den Automaten würde das Aufsprengen weniger lukrativ machen. "Ein großes Potential sehe ich auch beim Einsatz von speziellen Einfärbe- und Klebesystemen, die die Geldnoten unbrauchbar machen", so Herrmann weiter. "Dadurch würde sich eine Sprengung nicht mehr lohnen."

 

Details zur Festnahme- und Durchsuchungsaktion von Staatsanwaltschaft und Polizei können der beiliegenden Pressemeldung des Bayerischen Landeskriminalamts entnommen werden.

 

Frei verwendbare Fotos und Videostatements zur Pressekonferenz können ab 14 Uhr im Medienportal des bayerischen Innenministeriums abgerufen werden (https://medien.innenministerium.bayern.de/).

 
BERLİN (AA) - Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, küresel piyasalarda enerji fiyatlarında düşüşün beklenmediğini söyledi.
 

Habeck, Alman kabine toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bu kış sonunda Almanya'nın doğal gaz depolarında yeterli gaz olması durumunda ülkenin enerjide geçen yılki rekor fiyat artışlarını görmeyeceğini belirtti.

Küresel piyasalarda enerji fiyatlarında düşüşün beklenmediğini dile getiren Habeck, "Daha iyiye doğru kalıcı bir değişiklik olup olmayacağına kimse gerçekten emin olamaz veya tahmin edemez. Ancak bir şans var." ifadesini kullandı.

 

Robert Habeck, Almanya'nın elektrik arzının, ülkenin kademeli olarak kömürden çıkışına ve gelecek yıllarda beklenen tüketim artışına rağmen 2031 yılına kadar garantili olduğunu savundu.

Alman hükümetinin raporuna göre, ülkede 2025-2031 yıllarında fosil yakıtla çalışan santrallerden uzaklaşılarak yenilenebilir kapasite ve ulaşım ağlarının genişletilmesiyle elektrik arzı güvenli olacak.

Alman hükümetinin, Haziran 2023’e kadar elektrik santrallerine ilişkin stratejisini yayınlaması bekleniyor.

 

-AB'nin yeşil sanayiye destek planı

Habeck, Avrupa Birliği'nin (AB), ABD ve Çin gibi ülkelerin yeşil sanayiye yoğun teşvikleri karşısında kendi şirketlerini korumaya yönelik planını ise memnuniyetle karşıladı.

Habeck, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından bugün tanıtılan "Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı" konusunda, "Bu çok iyi bir plan. Ortak bir hedefimiz var. iklim nötr hale gelmek ve AB’yi yatırım ve yenilik için çekici, rekabetçi bir yer olarak güçlendirmek için yeşil ekonominin gelişmesini sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

BRÜKSEL (AA) - Belçika'da Avrupa Parlamentosu (AP) bağlantılı yürütülen yolsuzluk soruşturmasında dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen iki milletvekili Andrea Cozzolino ile Marc Tarabella hakkındaki suçlamalar parlamentonun raporuna yansıdı.

 

İtalyan Cozzolino ve Belçika Tarabella'nın dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda hazırlanan ve yarın AP Genel Kurulu'nda oylanacak rapor yayımlandı.

Rapora göre Belçikalı savcılar, Cozzolino'yu, AB üyesi olmayan ülkelerin çıkarları doğrultusunda AP kararlarının engellenmesi karşılığında para almakla suçluyor.

 

Savcılar, Cozzolino'nun 2019'dan sonra yabancı devletlerin çıkarlarını korumak için parlamentoda başka kişilerle işbirliğini içeren anlaşmanın parçası olduğunu iddia ediyor.

Tarabella hakkında ise nakit para karşılığında üçüncü bir ülkenin yararına AP'de belli pozisyonları alma suçlaması bulunuyor.

Raporda şüphelilerin ifadelerine atfen Tarabella'nın bu çerçevede birkaç seferde toplam 120 bin ila 140 bin avro nakit para aldığı suçlamasına yer veriliyor.

Her iki milletvekili de suçlamaları reddediyor.

 

Belçika yargısının talebi üzerine Cozzolino ve Tarabella'nın dokunulmazlıklarının kaldırılması süreci geçen ay başlatılmıştı. AP Yasal İşler Komitesi, dün oy birliğiyle dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde karar almıştı. Yarın AP Genel Kurulu'nda da aynı kararın alınması bekleniyor.

Dokunulmazlıkların kaldırılması kararı alınırsa AP Başkanı Roberta Metsola'nın, kararı, her iki milletvekiline ve talepte bulunan yargı makamlarına iletmesi gerekiyor. Sonraki süreci ise Belçikalı savcıların yürütmesi bekleniyor.

 

- Yolsuzluk soruşturması

Belçikalı makamların yürüttüğü yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama soruşturması kapsamında, geçen yıl aralık ayında çok sayıda noktada aramalar yapılmış, 1,5 milyon avro nakit para ele geçirilmiş ve 4 kişi gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınan kişilerin AP Başkan Yardımcılığı görevi sona erdirilen Yunan milletvekili Eva Kaili, eski İtalyan AP Milletvekili Pier Antonio Panzeri, AP'de asistan olarak çalışan Kaili'nin erkek arkadaşı Francesco Giorgi ve hukukun üstünlüğü konularında çalışan sivil toplum kuruluşunun yöneticisi Niccolo Figa-Talamanca olduğu açıklanmıştı.

Giorgi'nin, ifadesinde iki AP milletvekili Andrea Cozzolino ile Marc Tarabella'nın Panzeri'den para aldığını söylediği ileri sürülmüştü. AP Başkanı Roberta Metsola, Cozzolino ile Tarabella'nın dokunulmazlıklarının kaldırılması için süreç başlatmıştı.

 

Bu kişilerin, AP'nin ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek üzere bir Körfez ülkesinden rüşvet aldıkları iddia edilmişti. Konuyla ilgili haberlerde adı geçen Katar, iddiaları reddetmişti.

Daha sonraki haberlerde Fas'ın da bu kişilere rüşvet verdiği iddia edilmiş, Fas istihbaratı ile Fas'ın Varşova Büyükelçisi Abderrahim Atmoun'un şüphelilerle görüştüğü ileri sürülmüştü.

- AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Komisyonu üyelerinin çoğu, Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve hükümet üyeleriyle bir araya gelecek
- Güvenlik gerekçesiyle detayları gizli tutulan zirvede, Ukrayna'nın AB süreci, Rusya'ya yaptırımlar, Ukrayna'ya yardımlar, muhtemel barış süreci gibi konular görüşülecek
 
 

BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) ile Ukrayna yönetimi, 3 Şubat'ta düzenlenecek zirve toplantısında, Ukrayna'nın AB üyelik süreci, Rusya'ya karşı savaşında AB'nin Ukrayna'ya desteği ve olası barış süreci gibi başlıklarda birçok konu görüşülecek.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Komisyonu üyelerinin çoğu, cuma günü Ukrayna'ya giderek Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve hükümet üyeleriyle bir araya gelecek.

Toplantının yeri ve zamanı hakkında detaylı bilgiler güvenlik gerekçesiyle paylaşılmıyor.

 

Zirvenin sonunda Michel, von der Leyen ve Zelenskiy'in katılması beklenen basın toplantısı da yine aynı gerekçeyle canlı yayımlanmayacak.

24 Şubat 2022'de Rusya'nın saldırısıyla savaşın başlamasından sonra ilk kez düzenlenecek AB-Ukrayna Zirvesi'nin bitiminde sonuç bildirisi yayımlanacak.

 

- Ukrayna'nın AB süreci

Zirve iki oturumdan oluşacak. Oturumların ilkinde Ukrayna'nın AB adaylığı, üyelik ve entegrasyon süreçleri ele alınacak.

Savaşın başlamasından 4 ay sonra 23 Haziran 2022'de "AB adayı" statüsü verilen Ukrayna'nın kısa sürede üye olması beklenmiyor.

 

AB yetkilileri, bir ülkenin AB üyesi olabilmesi için Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Üst düzey bir AB yetkilisi, gazetecilere zirveyle ilgili yaptığı açıklamada, "Kopenhag kriterleri, bir ülkenin üyeliğe kabul edilmesi için hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi, işleyen demokratik kurumların bulunması, iç pazarda rekabet baskısına dayanabilmesi ve AB müktesebatına uyması gerekliliğini ortaya koyuyor. Üyelik için gerekli şartlara uyulduğunu görmemiz önemli." dedi.

 

- Yaptırımlar, yardımlar, dondurulan Rus varlıkları

Diğer oturumda ise Rusya ile savaşan Ukrayna'ya AB'nin desteği ele alınacak. Bu kapsamda AB'nin 9 yaptırım paketinden sonra muhtemel yeni yaptırım paketi, bu çerçevede Kiev'in talepleri görüşülecek.

Ayrıca AB'nin askeri, mali, insani ve ekonomik yardımları da gündeme gelecek. AB'nin şu ana kadar doğrudan ve dolaylı yardımlarının 60 milyar avroyu bulduğu belirtiliyor.

 

Bunun dışında AB ve G7 ülkelerinin dondurduğu Rusya Merkez Bankasına ait 300 milyar avroluk varlıkların Ukrayna'nın yeniden inşasında kullanılması meselesi de değerlendirilecek.

AB'nin eğitmeyi planladığı Ukrayna askeri sayısı da 15 binden 30 bine çıkarılacak. Zirve sonunda bunun ayrıntıları da paylaşılacak. 30 bin askerin eğitiminin bu yıl içinde tamamlanması planlanıyor.

 

- Zelenskiy'in barış planı gündeme geliyor

AB-Ukrayna Zirvesi'nde masadaki konulardan biri de olası barış süreci olacak.

AB yönetimi, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'in Kasım 2022'de açıkladığı 10 maddelik barış planını destekliyor.

AB yetkilileri, Ukrayna ile bu barış planı üzerinde aktif olarak çalışacaklarını, uluslararası camianın desteğini almak için uğraşacaklarını ifade ediyor.

 

Üst düzey AB yetkilisi, bununla ilgili, "Kısa vadede bir barış formülü zirvesi düzenlenmesi fikrini destekliyoruz. Bu konuda ortak hedef bu girişime mümkün olan en geniş küresel desteği sağlamak amacıyla diplomatik erişimimizi kullanmak için birlikte çalışmak olacak." dedi.

Zelenskiy'in planı Ukrayna'ya güvenlik garantileri verilmesini, toprak bütünlüğünün yeniden tesisini, Rus askerlerinin tamamının Ukrayna'dan çekilmesini içeriyor.

 

Planda ayrıca nükleer güvenlik ve gıda güvenliğinin sağlanması, Rus enerji kaynaklarına fiyat kısıtlaması da dahil olmak üzere enerji güvenliğinin temini, savaş esirlerinin bırakılması, Rusya'nın savaş suçlarının soruşturulması, mayın temizleme dahil çevrenin korunması çalışmaları gibi maddeler de bulunuyor.

 

BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB), 18 aydır boş olan Müslüman karşıtı nefret ve ayrımcılıkla mücadele koordinatörlüğüne Marion Lalisse'nin atanmasına karar verdi.

 

Lalisse, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, göreve atanmasından gurur duyduğunu belirterek, "Ortak çaba ve kararlılığımızı gerektiren önemli bir konu." ifadesini kullandı.

AB Komisyonundan atamaya ilişkin yapılan yazılı açıklamada da Lalisse'nin AB'ye üye ülkeler, Avrupa kurumları, sivil toplum ve akademi ile birlikte çalışacağı, koordinatörün AB'de bu alanda çalışan kuruluşlar için ana irtibat noktası olacağı aktarıldı.

 

Açıklamada ifadelerine yer verilen AB Komisyonunun eşitlikten sorumlu üyesi Helena Dalli de eğitim, istihdam ve sosyal politika dahil hayatın her alanında Müslüman karşıtlığıyla mücadele edilmesi, bu alandaki tüm vakalar hakkında veri toplanması gerektiğini kaydetti.

Daha önce AB'nin Yemen, Fas, Gana, Moritanya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki diplomatik misyonlarında görev alan Fransız Koordinatör Lalisse, Arapça biliyor.

 

AB, Avrupa'da Müslüman karşıtlığının arttığı bir dönemde bu pozisyonu boş bıraktığı için eleştiriliyordu.

 

T.C.Düsseldorf Başkonsolosluğu "Dünya dili Türkçe" için Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları, çocuk babaları ve annelerine çağrıda bulunarak çocuklarının Türk kültür ve eğitim dersleri almaları için okullara mutlaka gönderilmesini istedi.

 

"Türk dilini seviniz! Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük geleceği olacak ve bu gelecek o geçmişe dayanacaktır." Nihad Sâmi Banarlı

"Türk milletinin dili Türkçedir. Türk Dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir"Mustafa Kemal Atatürk

Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. “Türk milletindenim.” diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz.

 

Türkçe konuşup Türkçe yazmalıyız.

"Dili korumak ve sevmek, vatanı korumak ve sevmekle birdir" dersek asla mübalağa etmiş olmayız, dilini kaybeden dinini de kaybeder. Toplum, bunun örnekleri ile doludur. 

Bu arada, tanınmış ilim ve fikir adamlarımızın dilin önemi konusundaki düşüncelerinden de örnekler vermek isterim. Bunlar sadece dille ilgili düşünceler değil, en güzel kullanılan Türkçenin de çarpıcı örnekleridir. Merhum Prof. Dr. Muharrem Ergin şöyle der:

"Dil bir milletin diğer millerden farklı olan terennümü ve konuşmasıdır. Dil bir milletin ses dünyasıdır." 

"Dil düşüncenin aynasidir. Onun için dil bir milletin düşünce sistemini gösterir. Bir dil, onu kullanan milletin kafa yapısını, nasıl düşündüğünü, o milletin zihnen nasıl çalıştığını ortaya koyar, milli düşünce tarzını aksettirir." 

"...Dil, milli hafızanın, milli hatıraların, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin, bütün buluş, ibda ve icadların müşterek hazinesidir." 

Ergin Hoca'ya göre dil, millet denilen cemiyetin en önemli sosyal varlığıdır. Kültürün ilk ve temel unsurudur. Kemal Tahir bir adım daha ileri giderek, dili kültürle bir tutar. 

 

Mehmet Kaplan Hoca da, Türkiye'nin en mühim kültür davası olarak dil davasını görür. Onu halletmeden hiçbir davayı halletmek mümkün değildir. Türkiye meselelerinin altında dil davası vardır. Ona göre de: 

"Düşünce ve duyguları nesilden nesile, insandan insana nakletme vasıtası olan dil, her türlü kültür faaliyetinin temelini teşkil eder... Milli ve ictimai tesanüt dille olur." 

Dünya üzerinde konuşulan "Adriyatik den Çin setine, kadar  Türkçe konuşulmaktadır. Güzel dilimiz, dünya üzerinde Türk devletlerinin ortak dili Türkçemiz Türk milletinin hislerini dile getiren İsmail Gaspıralı büyüğümüz

"Dilde, işte, fikirde birlik" sözleriyle Türk topluluklarının birleşebileceği fikrini savunan, basın ve eğitim çalışmalarıyla iz bırakan Gaspıralı'nın düşünceleri bugün de örnek oluyor.

 

T.C.Başkonsolosluğumuz'dan  velilere cağrı

T.C.DüsseldorfBaşkonsolosluğu "Dünya dili Türkçe" için Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları, çocuk babaları ve annelerine çağrıda bulunarak çocuklarının Türk kültür ve eğitim dersleri almaları için okullara mutlaka gönderilmesini istedi.

Gönderilen mektupta,

“Sayın veli

"Çocuğunuza bir iyilik yapın ve Türkçe anadil derslerine yazdırın."

Anadil ilk olarak ailede öğrenilir, ancak bu yeterli değildir. Türkçeyi doğru olarak ve tüm zenginliğiyle konuşabilmek ve yazabilmek için mutlaka okulda Türkçe dersleri alınmalıdır. Türkçe dersine katılan ve çift dilli yetişen çocuklar, hem eğitim ve iş hayatlarında daha başarılı olabilmekte, hem de özgüveni yüksek bireyler olarak kimlik sorunları yaşamamaktadır. Ayrıca, anadilimiz Türkçe, milli değerlerimizi, kültürümüzü yaşatmak için olmazsa olmaz bir şarttır. Bu nedenlerle, geleceğimize sahip çıkalım ve çocuklarımızı Türkçe anadil derslerine yazdıralım.

Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet okullarında anadil Türkçe dersleri açılabilmesi için ilkokullarda en az 15 velinin, ortaöğretim okullarında ise en az 18 velinin okul yönetimine yazılı olarak başvuruda bulunması gerekmektedir.

Tüm anne-babaları kayıtların başladığı bu dönemde (Şubat-Mart) çocuklarını Türkçe derslerine kaydettirmeye davet ediyoruz. Başvuru formu okul idarelerinde ve Eğitim Ataşeliklerimizin internet sayfalarında bulunmaktadır. 

Okulda Türkçe dersi mevcutsa çocuğunuzun bu derse katılması için, mevcut değilse okulda Türkçe dersi açılması için, kayıt formunu doldurup okul yönetimine teslim edebilirsiniz. 

Forma https://dusseldorf.meb.gov.tr adresinden, Türkçe dersleri seçmesinden ulaşabilirsiniz.”

Türkçe derslerine kayıtla ilgili herhangi bir sorun yaşamanız halinde, aşağıdaki temas bilgilerinden Eğitim Ataşeliğine başvurulabileceği vurgulandı.Tel: +492114547842

Web: http://dusseldorf.meb.gov.trE Posta: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!https://twitter.com/mebdusseldor

fhttps://www.instagram.com/mebdusseldorf/

https://www.facebook.com/egitimdus/

Düsseldorf Başkonsolosluğu