Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Batılı ülkelerin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına ve Ukrayna'daki savaş ne- deniyle birçok şirketin faaliyetlerini askıya almasına rağmen aralarında büyük markaların da bulunduğu Alman şirketlerinin çoğu, Rusya'da faaliyete devam  ediyor. Almanya bir yandan Ukrayna'ya askeri destek sağlarken diğer yandan büyük Alman firmalarının Rusya’daki işine devam etmesi anlaşılır gibi değil.

 

İsviçre'deki St. Gallen Üniversitesinin yayımladığı rapor, 1 milyon doların üzerinde gelir elde eden AB ve G-7 şirketlerinin yalnızca yüzde 8,5'inin Rusya'dan çekildiğini ortaya koydu. Rusya'da hala aktif öz sermaye yatırımları bulunan 1284 G7 ve AB'li şirket arasında en büyük payı yüzde 19,5 ile (250 şirket) Almanya merkezli şirketler oluşturu-yor. Bunu %12,4 ile ABD, %7 ile Japonya ve %6,3 ile İtalya merkezli şirketler takip ediyor.

 

Yale Üniversitesince yapılan araştırma da 19 Alman şirketinin, Rusya'da her zamanki gibi işlerine devam ettiğini, 18 firmanın önemli iş faaliyetlerini yürütürken gelecekteki planlı yatırımlarını ertelediğini ve 20'sinin bazı önemli ticari faaliyetlerini küçülttüğünü ancak diğerlerini sürdürdüğünü gösterdi.

31 şirketin ülkeden ayrıldığı, 39 Alman firmasının geri dönme seçeneklerini açık tutarken operasyonların çoğunu veya neredeyse tamamını geçici olarak kısıtladığı kaydedildi.

 

 

Birçok sektörden Alman firma, Rusya'daki işlerine devam ediyor

 

Alman perakende devi Metro, savaşın başlamasından kısa süre sonra Mart 2022'de "Rus-ya'nın Ukrayna'ya saldırısını" kınayan açıklama yapmış ancak bu ülkedeki faaliyetlerine devam edeceğini belirtmişti. Metro, "Karar kolayca alınmadı, dikkatli bir iç incelemeden sonra alındı. Şirket, oradaki 10 bin çalışanından sorumlu ve birçok kişi yiyeceklerini bizden alıyor" ifadeleri kullanılmıştı.

Fren sistemleri, iç elektronik ürünleri ve lastik üreten Alman otomotiv firması Continental da Rusya'daki faaliyetlerini durdurmuş ancak ertesi ay yerel personelini korumak istediğini iddia ederek yeniden faaliyete geçtiğini duyurmuştu. Şirketin açıklamasında, "Rusya'daki çalışanlarımı zı kovuşturmadan korumak için gerekirse Kaluga'daki lastik fabrikamızda yerel pazar için binek lastiği üretimine geçici olarak yeniden başlıyoruz" bilgisi paylaşılmıştı.

Alman teknoloji devi Bosch da Rusya'da hala faaliyet gösterirken Alman makamlarının firma hakkında soruşturma baş-latması nedeniyle Rusya'daki varlıklarını satmaya çalışıyor. Ekonomi Bakanlığı, Bosch'un hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılabilecek mallara yönelik ihracat yasağını ihlal edip etmediğine ilişkin soruşturma başlatmıştı.

 

Almanya'nın ünlü çikolata markası Ritter Sport da Rusya'daki faaliyetlerine devam ediyor. Şirket, daha önce Rusya'daki faaliyetlerinden elde edeceği karı, Ukrayna'ya bağışlayacağını açıklamıştı.

Uzaktan destek yazılımı geliştiren AnyDesk Software de Ukrayna'daki savaşa rağmen Rusya'da her zamanki gibi iş yapmayı sürdürüyor.

Alman tıbbi şirketi B. Braun ise Rusya'daki faaliyetlerini azaltmak veya askıya almak için herhangi bir adım atmazken Alman- ya'nın en büyük kimya ve ilaç şirketi Bayer, Rusya ve Belarus'ta "temel sağlık ve tarım ürünleri hariç" ticari faaliyetlerini askıya almasına rağmen ülkede hala aktif durumda bulunuyor.

 

İş makineleri tedarikçisi Zeppelin Group'un daha önce Rus-ya'dan çıkmak zorunda kalabile- ceğini açıklamasına rağmen şu ana kadar herhangi bir çekilme kararı açıklamaması dikkati çekiyor.

Almanya merkezli tarım makineleri üreticisi Claas, BPW, Fresenius, Siemens Healthineers, Storck, Ukrayna'daki sava şa rağmen normal zamanlardaki gibi Rusya'da faaliyetlerine devam ediyor.

Alman yapı malzelemeri üreticisi Knauf da Rusya'daki faliyetlerine devam ederken sağlık sektöründe faaliyet gösteren Merck'in de Rusya'da aktif olması oldukça dikkat çekici. Bütün bu bilgilerden sonra Alman şirketleri Rusya’da gerçekten çok mutlu.

 

Kaynak: AA, St. Gallen Üniv., Yale Üniv.

 

BERLIN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyona karşı ECB'nin faizleri istikrarlı bir şekilde artırma patikasına devam edeceğini belirterek, "Henüz işimizin bitmediğini biliyoruz." dedi.

Lagarde, ECB Yönetim Konseyi Toplantısı'nın "tarihi" faiz artırımı kararının ardından Frankfurt'ta düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

 

Lagarde, konuşmasına, 1 Ocak'ta Avro Bölgesi'ne katılan 20. ülke olan Hırvatistan'ı kutlayarak başladı.

ECB Yönetim Konseyi'nin bugün bankanın üç temel politika faizini 50 baz puan artırdığını hatırlatan Lagarde, bunun enflasyonu orta vadeli hedef olan yüzde 2'ye indirmeyi hedeflediğini söyledi.

Yüksek enflasyonun harcamaları ve üretimi azalttığını belirten Lagarde, tedarik zincirindeki dar boğazların kademeli olarak gevşediğini ve ekonominin beklenenden daha dirençli kalarak gelecek çeyreklerde toparlanacağını ifade etti.

 

- "Ekonomik büyüme görünümüne yönelik riskler daha dengeli hale geldi"

Christine Lagarde, Avro Bölgesi'ndeki ekonomik büyümenin yakın vadede zayıf kalmasını beklediklerini aktararak, "Kısmen, yüksek enerji maliyetlerinin ekonominin geneline yayılmasından dolayı fiyat baskıları güçlü olmaya devam ediyor." dedi.

Bununla birlikte Avrupa'da gaz arzının daha güvenli olduğunu, arz baskılarının hafiflediğini, tüketici güveninin iyileştiğini ve artan ücretler ile düşük enerji fiyatlarının tüketimi artıracağını vurgulayan Lagarde, ekonomik büyüme görünümüne yönelik risklerin daha dengeli hale geldiğini söyledi.

Lagarde, işsizlik oranının hala tarihi düşük seviyelerde kalmaya devam ettiğini ancak oranın gelecek çeyreklerde artabileceğini belirtti.

 

- "Yüzde 2'lik enflasyon hedefimize ulaşana kadar elimizdeki tüm araçları kullanacağız"

ECB'nin enflasyona karşı faiz artırım rotasına bağlı kalacağına ve martta 50 baz puanlık faiz artırımına işaret eden Lagarde, "Fiyat baskısı göz önüne alındığında, şubat ve mart aylarında 50 baz puanlık bir faiz artışı konusunda ECB Yönetim Konseyi'nde genel mutabakat var." dedi.

ECB Yönetim Konseyi'nde gelecek dönemlerde faiz artırımları konusunda nasıl iletişim kurulacağına ilişkin değerlendirmeler olduğunu ancak fikir birliğine varılmadığını aktaran Lagarde, faiz artırımı konusunda devamlılığın çok önemli olduğunu ve ECB'nin faizleri istikrarlı bir şekilde artırma patikasına devam edeceğini bildirdi.

Lagarde, "Yüzde 2'lik enflasyon hedefimize ulaşana kadar elimizdeki tüm araçları kullanacağız. Henüz işimizin bitmediğini biliyoruz. Enflasyonda yüzde 2'ye ulaşma kararlılığımızdan şüphe edilmemeli." diye konuştu.

 

- "Bilanço küçültülmesi ECB'nin ana aracı değil"

ECB Başkanı Lagarde, enflasyon oranının beklenenden daha hızlı düşüşe geçtiğini ifade ederek, enflasyonu yüzde 2 hedefine getirmek için faiz artırımlarını kullanacaklarını bildirdi.

Lagarde, dezenflasyonist sürecin başlamadığına işaret ederek, manşet enflasyon düşse bile fiyat baskısının son derece yüksek olmaya devam ettiğini vurguladı. Lagarde, "Bilanço küçültülmesi ECB'nin ana aracı değil." dedi.

 

Faiz artırımında her şeyden önce hedefin, enflasyonu yüzde 2'nin altına düşürmek olduğunu belirten Lagarde, mart ayında 50 baz puanlık faiz artırımının neden önceden belirlendiğine ilişkin bir soru üzerine, bu kararın, Aralık 2022'de yapılan toplantıda enflasyon hedefine ulaşmak için istikrarlı duruş söyleminin devamlılığı açısından alındığını söyledi.

ECB, bugün üç temel politika faizini 50 baz puan artırarak 2008'den bu yana en yüksek seviyesine çıkardı. Banka, refinansman faizini yüzde 3'e, mevduat faizini yüzde 2,5'e ve marjinal fonlama faizini yüzde 3,25'e yükseltti.

 

Yüksek ikinci faiz artırımı kararıyla Avro Bölgesi'nde geçen ay yüzde 8,5 olan enflasyonun daha da artmasına tepki veren ECB, daha fazla faiz artışının da masada olduğuna işaret etti.

 

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Profesyonel Tahminciler Anketi katılımcıları bu yıl için enflasyon beklentilerini yeniden yükseltti.

 

ECB, Profesyonel Tahminciler Anketi 2023 ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Avro Bölgesi'nde yıllık harmonize enflasyon beklentisi 2023 ve 2024 yılları için sırasıyla yüzde 5,9 ve yüzde 2,7 oldu.

Geçen yılın son çeyrek anket sonuçları ile karşılaştırıldığında, birinci çeyrekte enflasyon tahmininde bu yıl 0,1 puan ve gelecek yıl için 0,3 puan artış oldu. Ankette ortalama uzun vadeli enflasyon tahminleri de 0,1 puan azalarak yüzde 2,1 olarak açıklandı.

 

Ankete katılanların, Avro Bölgesi için gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminleri 2023, 2024 ve 2025 yılları için sırasıyla yüzde 0,2, yüzde 1,4 ve yüzde 1,7 oldu. Bu çeyrekte, geçen çeyreğe göre 2023 büyüme tahmininde 0,1 puan yukarı yönlü revizyon olurken, gelecek yılın tahmininde 0,2 puanlık aşağı yönlü değişim görüldü. Ortalama uzun vadeli GSYH büyüme tahmini ise değişmeyerek yüzde 1,4’te kaldı.

 

Ortalama işsizlik oranı tahminleri 2023 ve 2024 yılları için sırasıyla 0,1 ve 0,1 puan aşağı yönlü revize edilerek, sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 6,9 oldu. 2025’de ise işsizlik oranının yüzde 6,7’ye düşmesi bekleniyor. Uzun vadeli işsizlik tahmini ise 0,2 puan aşağı yönlü revize edilerek yüzde 6,4'e geriledi.

ECB'nin Profesyonel Tahminciler Anketi 6-12 Ocak tarihlerinde yapıldı ve araştırmaya 58 profesyonel katıldı.

 

Bu arada, Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) öncü verilerine göre, Avro Bölgesi'nde aralıkta yüzde 9,2 olan yıllık enflasyon, ocakta yüzde 8,5 seviyesine geriledi.

 

BERLİN (AA) - Alman biyoteknoloji firması BioNTech, Marburg'daki fabrikasında mRNA tabanlı aşıların önemi bileşeni olan plazmid DNA’nın üretileceği tesisin inşaatının tamamlandığını duyurdu.

 

BioNTech'ten yapılan açıklamada, inşaatı tamamlanan tesise 40 milyon avro yatırım yapılacağı belirtildi.

Açıklamada, kanser ve bulaşıcı hastalıklara yönelik mRNA bazlı ilaçları için ihtiyaç duyulan plazmit DNA bileşenlerinin çoğunun bu tesiste üretileceği aktarıldı.

 

- Almanya Başbakanı Scholz, ilaç şirketlerine yardım sözü verdi

Frankfurt'un yaklaşık 90 kilometre kuzeyindeki Marburg'daki tesisi ziyaret eden Almanya Başbakanı Olaf Scholz, BioNTech’in söz konusu yatırımını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Scholz, "Tıbbi biyoteknoloji, 21. yüzyılın kilit teknolojisidir. Kovid-19 salgını Almanya'nın inovasyon ve ilaç üretimi yeri olma yeteneğini kanıtladı. Almanya ve Avrupa, yerel değer zincirleri oluşturarak daha esnek hale geliyor. BioNTech'in bu yatırımı çok iyi haber. Buranın gerçekten gelecek olduğunu görebilir ve hissedebilirsiniz." ifadesini kullandı.

 

Almanya'nın biyoteknoloji şirketlerinin bu tür fabrikaları daha hızlı açmasına, yeni tedaviler geliştirmesine ve geliştirdikleri ürünleri piyasaya sürmesine yardımcı olmak için daha fazlasının yapılması gerektiğini vurgulayan Scholz, araştırma amacıyla verilere daha iyi erişim sağlamak da dahil olmak üzere sağlık şirketleri için yasal çerçeveyi iyileştirmeye çalışacağının sözünü verdi.

Türk bilim insanı Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu BioNTech, Marburg tesisini merkezi İsviçre'de bulunan ilaç şirketi Novartis'ten 2020’de satın almıştı.

FAO Gıda Fiyat Endeksi, ocakta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,8 gerileyerek 131,2 puan oldu
 
 

BERLİN (AA) - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının, bitkisel yağ ve şeker fiyatlarındaki gerilemenin etkisiyle ocakta düşüşünü art arda 10. aya taşıdığını duyurdu.

FAO'dan yapılan açıklamaya göre, gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ocakta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,8 düşerek 131,2 puan oldu. Böylece, endeks art arda düşüşünü 10. aya taşıdı.

FAO açıklamasında, endeksin Rusya-Ukrayna savaşı başlamasının ardından geçen yılın mart ayındaki rekor seviyesinden yaklaşık yüzde 18 (28,5 puan) düştüğü belirtti.

 

Endeks, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra Mart 2022’de 159,7 puana ulaşarak rekor kırmıştı.

Küresel gıda fiyatlarının ocakta bitkisel yağlar, süt ürünleri ve şeker kaynaklı düşüş göstermesi dikkati çekti.

 

Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, ayçiceği tohumu ve koza yağı fiyatlarının düşmesi nedeniyle aylık bazda yüzde 2,9 azaldı. Endeks bir yıl önceki seviyesinin yaklaşık yüzde 25 altına inerek 140,4 puan oldu.

Tahıl Fiyat Endeksi, aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda ise yüzde 4,8 artış gösterdi. Uluslararası buğday fiyatları, Avustralya ve Rusya’da üretim beklentilerinin aşılmasıyla küresel arzın artmasıyla ocakta yüzde 2,5 düştü. Buna karşın pirinç fiyatları tedarikin sıkı olması, Asya’da güçlü yerel talep ve döviz kuru hareketlerinin etkisiyle aylık bazda yüzde 6,2 arttı.

 

Şeker Fiyat Endeksi, dünyanın en büyük şeker ihracatçısı olan Brezilya'da uygun hava koşullarının verimli üretim beklentilerini artırması nedeniyle aylık bazda yüzde 1,1 geriledi.

Aynı dönemde FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi yüzde 1,4 ve Et Fiyat Endeksi de yüzde 0,1 düşüş gösterdi.

 

FAO, küresel üretim, tüketim, ticaret ve stok eğilimlerine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Tahıl Arz ve Talep Özeti Raporu'nu da yayımladı. Rapora göre, FAO, 2022'de küresel tahıl üretimi tahminini 2 miyar 756 milyon tondan 2 milyar 765 milyon tona çıkardı.

Raporda, Avustralya ve Rusya'nın buğday üretimini yukarı yönlü revize etmesi sayesinde 2022'de rekor bir küresel buğday üretimi beklendiği belirtildi.

 

FAO, küresel pirinç üretim tahminini ise Çin'deki üretimin beklenenden düşük olması nedeniyle aralık tahminine göre 1,2 milyon ton düşürerek 512 milyon tona çekti.

 

Raporda, 2022-2023'te küresel tahıl kullanımının 2021-2022 seviyesinin yüzde 0,7 altına inerek 2 milyar 779 milyon tona gerileyeceği öngörüldü.

 

BERLİN (AA) - Alman Anayasa Mahkemesi, Berlin eyaletinin başörtüsü konusundaki temyiz talebini kabul etmedi.

 

Anayasa Mahkemesi, Federal İş Mahkemesinin başörtüsü yasağına ilişkin kararına karşı Berlin eyaletinin yaptığı temyiz müracaatını kabul etmeyerek başörtüsü takmanın genel olarak yasaklanmaması gerektiğine karar verdi.

Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın sevindirici olduğunu söyledi.

Kesici, uzun zamandır Tarafsızlık Yasası'nın anayasaya aykırı olduğunu ifade ettiklerini belirterek, "Başörtülü öğretmenlerin çalışamamasının insan haklarına aykırı olduğunu söylüyorduk. Verilen karar sevindirici. İnşallah şimdi eyaletin yasayı düzenleyerek başörtülü öğretmenlere izin vermesini umut ediyoruz." dedi.

 

- Dava süreci

Berlin İş Mahkemesi 2018'de, bir öğretmenin başörtüsüyle ders verebilmek için Berlin eyaletine karşı açtığı davayı, eyaletin çıkardığı Tarafsızlık Yasası'nı gerekçe göstererek reddetmişti.

Öğretmenin buna itiraz etmesi üzerine bir üst mahkeme olan Eyalet İş Mahkemesi, yerel iş mahkemesinin kararını haksız bulmuş ve mağdur öğretmene 5 bin 159 avro tazminat ödenmesine karar vermişti.

Mahkeme, Tarafsızlık Yasası'nın öğretmeni dini inancından dolayı dezavantajlı duruma düşürdüğüne hükmetmişti.

Berlin Eyalet Yönetimi, bunun üzerine davayı Federal İş Mahkemesine temyize götürmüştü.

 

Erfurt kentindeki Federal İş Mahkemesinde görülen temyiz davasında, başörtüsü taktığı gerekçesiyle okulda çalışmasına izin verilmeyen öğretmenin dini inancı nedeniyle ayrımcılığa uğradığı belirtilerek, Eyalet İş Mahkemesinin kararı onamıştı.

Mahkeme, Berlin eyaletinde 2005'te yürürlüğe giren Tarafsızlık Yasası'nda yer alan genel başörtüsü yasağının da anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti.

Federal İş Mahkemesinin kararında, Anayasa Mahkemesinin 2015'te verdiği karara atıfta da bulunulmuştu.

 

Almanya Anayasa Mahkemesi, 2015'te iki kadın öğretmenin derslerinde başörtülü olabileceğine onay vermiş, bu kararda da "soyut bir tehlikeden" dolayı din özgürlüğünün kısıtlanamayacağına ancak okul huzurunun bozulmasında "yeterli somut tehlike" görülmesi durumunda başörtüsü yasağının getirilebileceğine hükmetmişti.

 

BONN (AA) - Almanya'daki Katolik Kilisesi'nde cinsel istismar ve tacize uğradığı gerekçesiyle son iki yılda başvuruda bulunanlara 40 milyon avrodan fazla tazminat ödeneceği bildirildi.

 

Bonn kentinde açıklama yapan Bağımsız Tanıma Hizmetleri Komisyonu (UKA), Katolik Kilisesi'nin, son iki yılda kiliselerde cinsel istismara uğradığı gerekçesiyle başvuran toplam 1839 kişiye 40 milyon avroyu aşan miktarda tazminat ödemesine onay verildiğini belirtti.

Mağdurların alacağı miktarın kişi başına ortalama 22 bin 150 avro olarak belirlendiği açıklandı.

 

UKA'nın yayımladığı raporda, Katolik rahiplerce istismar edilen mağdurların dörtte üçünü erkek çocukların oluşturduğu kaydedildi.

Çocukken kiliselerde cinsel istismar ve tacize uğrayanların çoğu başvurularını Köln ve Münster kentlerinden yaptı.

 

2021 ve 2022 yıllarındaki başvuruların çoğunluğu kabul edilirken, 2023'teki 226 başvurunun da gelecek dönemde inceleneceği bilgisi paylaşıldı.

 

BERLİN (AA) - Alman hükümeti, üretici envanterinden Leopard 1 ana muharebe tanklarının Ukrayna'ya ihracatını onayladı.

 

Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, Berlin'de yaptığı açıklamada, ihracat onayını teyit ederek, "Bu aşamada daha fazla bir şey söylemek istemiyorum ancak önümüzdeki günlerde ve haftalarda daha somut hale gelecek." dedi.

Alman basınındaki haberlere göre, Rheinmetall şirketinin elindeki 88 adet atıl durumdaki Leopard 1 tankı tekrar bakımdan geçirerek kullanılır hale getirilecek ve ardından Ukrayna'ya teslim edilecek.

 

Leopard 1 ana muhabere tankı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Alman ordusu için üretilen ilk ana muharebe tankı olma özelliği taşıyor.

Alman ordusu Leopard 1 tanklarını 20 yıl önce hizmet dışı bırakmıştı ancak dünyanın farklı kıtalarındaki dokuz ülke bugün hala bu tankı kullanıyor.

 

1965'ten 1980'lerin ortasına kadar 4 bin 700 adet üretilen tank daha sonra yerini daha modern Leopard 2'lere bırakmıştı.

Almanya, 25 Ocak'ta Ukrayna'ya 14 Leopard tankı sağlayacağını açıklamıştı.

Uzun yıllardan bu yana siyaset - dernekçilik – iş dünyası üçgeninde faliyet gösteren Sait Özcan Almanya Türkleri’ni değişik açılardan ince

  

Kitap Dünyası yayıncılık tarafından basılan “Arupalı Türkler” adlı eser ile ilgili olarak Ayhaber’e açıklamalarda bulunan KONAD Başkanı Sait Özcan, “Türklerin Avrupa’ya göçü 60 yılı aştı. Ancak bu güne kadar tarihsel ve kültürel değişimi mercek altına alan eserlerin azlığı beni böyle bir çalışma yapmaya özendirdi. Benim alilem de ilk nesil Türklerdendir. Babamdan dinlediklerimi detaylı olarak kaleme alarak onların yaşadıklarının uzun yıllar GöçTürklerin kültürel kodlarında unutulmamasını istedim. Ayrıca dernekçilik faliyetlerimden çıkardığım dersler ile bu alandaki deneyimlerimin de Almanya Türkleri arasında bilinmesini istiyorum. Yine uzun yıllar Türk basınında muhabir, köşeyazarı ve araştırmacı olarak çalışmam da biriken kültürel birikimlerimin de toplumsal hafızada yerleşmesini istedim” şeklinde konuştu.

 

KONAD Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre Türkiye’de satış yapılmaya başlayan kitabın tanıtımının Almanya’da Türk Toplumu temsilcilerinin de geniş katılımı ile yapılacağı belirtildi.

 

Resim: KONAD

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Über einen stattlichen Scheck in Höhe von 10.000 Euro für das Lesecafé in der Gemeinschaftsunterkunft für Asylbewerber (GU) in der Veitshöchheimer Straße, den Geschäftsführer und Chief of Finance (CFO) Falk Pewestorf von FLYERALARM kürzlich überreichte, freuten sich die Schülerinnen und Schüler der Montessori Fachoberschule, die dieses Projekt ins Leben gerufen haben.

Die fünf Schülerinnen und Schüler der 12. Klasse hatten sich bereits im Schuljahr zuvor ehrenamtlich engagiert und ein Lesecafé in der GU in der Veitshöchheimer Straße geplant und umgesetzt. Mittlerweile vermitteln sie den Kindern dort zweimal wöchentlich für je zwei Stunden Spaß am Lesen und Lernen. Ziel ist es, den Kindern das Lernen in der Schule zu erleichtern und ihnen durch die gemeinsame Zeit Freude zu bereiten. Dies gelingt offensichtlich ganz wunderbar, denn die Kinder im Alter zwischen 2 und 11 Jahren erwarten die Lesecafé-Termine mit großer Vorfreude und erscheinen hierzu stets pünktlichst. Das Projekt Lesecafé wird in Kooperation mit dem Sozialreferat der Stadt Würzburg Fachbereich Integration, Inklusion und Senioren und der Regierung von Unterfranken als Betreiberin der Gemeinschaftsunterkunft durchgeführt.

 

Im Gespräch mit Sozialreferentin Dr. Hülya Düber, der Sachgebietsleiterin Flüchtlingsunterbringung und Integration der Regierung von Unterfranken Maria-Antonette Graber sowie Geschäftsführer und CFO Falk Pewestorf und Communication Managerin Joana Kraus von FLYERALARM schilderten die beteiligten Schülerinnen und Schüler die Erfahrungen aus ihrem Projekt. Mit welcher Begeisterung die Kinder in der GU dieses Angebot annehmen, wie sehr sie es genießen, dass sich Zeit für sie genommen wird. „Der Mittwoch ist immer der ruhigere Tag, hier werden gemeinsam Bücher angeschaut, es wird vorgelesen und bei Hausaufgaben unterstützt“, so Joelle Kurz, eine mitwirkende Schülerin. „Am Samstag gehen wir mit den Kindern dann meist nach draußen, es ist der action-Tag, wir spielen Fangen oder Fußball, oft unter Beteiligung der Eltern.“ Zum einen sei es schön, zu sehen, wie sehr sich die Kinder über diese Zuwendung freuen und sie davon profitieren, zum anderen sei es auch für die mitwirkenden Schülerinnen und Schüler des Projekts eine Hoffnung stiftende Erfahrung, dass man auch als „kleiner Mensch“ gesellschaftliche Veränderungen anstoßen kann, erläutert Ida Hock ihre Gedanken zum Projekt Lesecafé.

Dr. Hülya Düber bedankte sich herzlich für das Engagement der mitwirkenden Schülerinnen und Schüler. Man höre so oft, dass die jungen Menschen heutzutage kein Interesse mehr an gesellschaftlichen Entwicklungen haben, nicht mehr bereit seien, sich ehrenamtlich einzubringen. Das Lesecafé sei ein großartiges Gegenbeispiel. Auch Maria-Antonette Graber fand nur lobende und dankende Worte für das Engagement der Projektteilnehmer. Frank Pewestorf betonte, dass es Geschäftsführer Thorsten Fischer und ihm sehr wichtig gewesen sei, mit ihrer Spende der GU etwas Gutes zu tun. Er zeigte sich erfreut über das engagierte und unbefangene Herangehen der Jugendlichen an das Projekt – einfach mal machen.

 

Die Räumlichkeiten des Lesecafés haben Schülerinnen und Schüler aus dem Gestaltungszweig des FOS durch sechs bemalte Leinwände verschönert und für die Kinder einen ansprechenden Lern- und Leseraum gestaltet, in dem sie sich wohlfühlen. Fünf Leinwände befinden sich bereits im Lesecafé, die sechste, vor der sich alle beteiligten zur Scheckübergabe versammelten, wird in Kürze dort ihren Platz finden.

Eigentlich endet das Projekt Lesecafé im Februar 2023, da die beteiligten Schülerinnen und Schüler dieses Schuljahr ihr Fachabitur schreiben. Da natürlich alle Beteiligten großes Interesse an einer Weiterführung haben, haben sie bereits begonnen, Mitschülerinnen und -schüler der 11. Klasse für das Projekt zu begeistern und zu gewinnen, es also an die nächste Generation weiterzugeben.