Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Eğitim Bakanlığı’nın Türkçe derslerine katılım ile ilgili yayınladığı son raporda 2018-2022 yılları arasında Duisburg’da Türkçe derslerine katılım, pandemiye rağmen yaklaşık %5,7 oranında artarken, Duisburg’a 20 km mesafedeki Essen kentinde aynı yıllar arasında derse katılımda %37,1 oranında azalmış olması tepkilere yol açtı. Birbirine komşu olan iki şehir arasında Türkçe derslerine katılım sayılarındaki bu küçümsenmeyecek farkın nasıl yorumlanması gerektiğini konunun paydaşlarına sorarak paydaşların bu konudaki görüşlerini okurlarımız için derledik.

 

BİR AN ÖNCE GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Özellikle Essen şehrinde faal olan ve basında haklarında düzenli olarak olumlu çalışmalar yaptıklarına dair haberler yayınlanan veli yapılanmasının ve diğer paydaşların aktivitelerine rağmen, Türkçe derslerine kayıtlarda yaşanan bu dramatik düşüşün ciddi olarak sorgulanması gerektiğinin altını çizen paydaşlar, gerekli önlemlerin bir an önce alınmaması durumunda, sonucun daha tehlikeli ve önü alınamayacak boyutlara ulaşabileceğini belittiler. Özellikle Essen şehrindeki konunun paydaşlarının bu dramatik tablo hakkındaki görüşleri bölgede yaşayan Türk toplumu tarafından merakla beklenirken, gazetemize bu konuda açıklama yapan paydaşların görüşünü yorumsuz olarak okurlarımızla paylaşıyoruz.

 


BU SONUÇ CİDDİ OLARAK SORGULANMALI VE ÖZELEŞTİRİ VERİLMELİ


ZÜLFÜ GÜRBÜZ
NRW TÖB (Türkiyeli Öğretmenler Birliği Başkanı)

Bilindiği gibi eyaletimizdeki Türkçe ve diğer Anadili Dersleri seçmeli ek ders olarak verilmektedir. Bu derslere katılımı etkileyen bir çok etken söz konusudur. Dersin statüsü, öğretmen, veli ve öğrencilerin derslere bakış açısı ve katılımdaki motivasyonları, okulların, eğitim müdürlüklerinin bu derslere yaklaşımı vb. gibi, Türkçe Anadili Derslerine katılımı etkileyen bir çok etkenden bahsedebiliriz. Ancak belirttiğim bu etkenler şu anda Türkçe Derslerimizin eyalet çapında içinde bulunduğu durumu, biz ortak paydaşların sorumluluğundan çıkarmaz. Nitekim Türkçe Derslerinden çok daha olumsuz koşullarda verilen İtalyanca, Yunanca gibi diğer bazı Anadili Derslerine katılım oranı olarak Türkçe'den daha fazla olması bizlere bunu açıkça göstermektedir.


Bu bağlamda Türkçe Derslerine katılımda bölgesel olarak ciddi farklar olabilmektedir. Bu sayı ve oranları doğru okuyup değerlendirmek önemlidir. Herhangi bir bölgede Türkçe derslerine katılımda bir artış varsa, bu başarı yukarıda belirttiğim diğer etkenlerin yanında, o bölgede tüm paydaşların başarısı olarak da kabul edilebilir. Yine herhangi bir bölgede Türkçe derslerine katılımda gözle görülür bir azalma olmuşsa, bu konunun o bölgedeki ve eyalet çapında örgütlü olan paydaşlar tarafından doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bütün paydaşların yapıcı bir şekilde eleştiri ve özeleştiriyi yapması bu konuda başarıyı da beraberinde getirecektir. Başta biz NRW TÖB olmak üzere ve diğer tüm paydaşların bu sonuçları acilen ciddi bir şekilde analiz yaparak gerekli önlemlerin alınması gerektiğine inanıyorum. Çok geç olmadan bu alandaki bütün paydaşlar olarak hep birlikte somut ve pratik çözüm önerilerini üretip uyglamaya koymamız gerekmektedir.

 


EĞİTİM ATAŞELİKLERİ VE BAŞKONSOLOSLUKLAR NELER YAPMALI?



 CELAL AYDEMİR (Ruhr Öğretmenler Derneği Başkanı – Türkçe ve Eğitim Çalışma Grubu Üyesi)
Bakanlık verilerine bakınca Türkçe‘nin geleceği hiç de iç açıcı değil. Özellikle de bölgelerinde olumsuz gelişmeler görülen dernek ve kurumlar hiç alınganlık yapmadan özeleştiri yapmalı.

 


DURUMU DEĞİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
- Türkçe öğretmenleri, görev yaptığı her okulda veli temsilcisi seçmelidir. Şu an Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti‘nde yaklaşık 1400 okulda Türkçe dersi verilmektedir. Yılda iki defa; ilki ders yılı başında, ikincisi şubat ayında olmak üzere, veli toplantıları düzenleyerek, Türkçe dersinin önemi anlatılmalı.
- Eğitim Ataşelikleri bu işi gönülsüz yapmaktadır! Sadece görülsün diye 10-15 kişinin katıldığı toplantılara katılarak yüzeysel bilgiler vermektedirler. Bu iş için yeni göreve başlayan Eğitim ataşeleri uzmanlık kursu almalıdır.
- Veli dernekleri, salon toplantıları yerine, sahaya inmelidir. Okullarda uzun vadeli ilişki ağı kurulmalıdır.
- Öğretmen dernekleri, eğitim konusunda fikir üretmeli, muhatap kurumların önüne görevler koymalıdır.
- Başkonsolosluklar her yıl, bulundakları bölgelerdeki insanlarımızı bilgilendirici (eMail, WhatsApp...) Türkçe derslerine katılım için teşvik edici yazılar göndermeli.
- DİTİB, Alevi dernekleri, hemşehri dernekleri kendi üyelerine yönelik her yıl toplantılar düzenlemeli.

 


YAPILMASI GEREKENLER YAPILIRSA, BU OLUMSUZ TABLO DÜZELEBİLİR

TURGUT ŞİMŞEK (Gelsenkirchen Türk Öğretmenler Derneği Başkanı)

Çeşitli kurum ve kuruluşların yanında veli dernekleri, öğretmen dernekleri, cami dernekleri zamanında velilerle gerekli iletişim kurarark olayın önemini anlatırlarsa, görevli öğretmenler, okul ve eğitim müdürlükleri (Schulamt) konuyla ilgili gerekli hassasiyeti gösterirlerse, ve bütün bunlar okullara kayıtlar başlamadan yapılırsa, Türkçe derslerine katılım sayıları mutlaka artar. Bunlar yapılmaz ve konunun özünden uzak meşguliyetlerle uğraşılırsa, Türkçe dersine katılım azalmaya devam eder. Bir an önce Essen şehrindeki Türkçe derslerine katılımdaki %37,1 oranındaki düşüşün çaresini tüm paydaşlar ciddi bir şekilde sorgulayarak ortak bir çözüm yolu bulmak için birlikte çalışmalı.

 

 

PAYDAŞLAR BU TABLONUN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMELİDİR


 GÜNER CEBİR (Öğretmen)
Arif Şentürk tarafından sosyal medya üzerinden yayınlanan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 2018-2022 yılları arasında Türkçe derslerinde (HSU) katılımda yüzde 13,2’lik bir düşüş kayıtlara geçmiş durumda. Yine bu sayılara göre Essen kentinde 2018-2022 yılları arasında Türkçe derslerine katılımda %37,1 oranındaki düşüşün olduğu görülmektedir. Bu konunun bir paydaşı Güner Cebir olarak düşüncem şu şekildedir: Konuyla ilgili çalışmalar yürüten tüm paydaşlar bu tablonun sorumluluğunu üstlenmelidir. Bir yerde başarı veya başarısızlık varsa, bu tüm paydaşlarındır. Bu sorumluluğun gereği olarak tüm paydaşlar tarafından yapılacak sağlıklı bir değerlendirmeyle bu tablo olumlu bir seviyeye getirilmeli ve tüm paydaşlar bir an önce asgari müştereğimiz olan ANA DİLİMİZDE buluşmalıdırlar.

Ancak bana göre bu azalmanın bölgede yaşayan Türklerin demografik yapısı, okul yönetimlerinin ve eğitim müdürlüklerinin yanlış tutumları, öğretmen, anne babaların duyarsızlığı ve öğretmen atamalarındaki eksikliklerden kaynaklanıyor olabilir. Bu sayıları doğru okumakta fayda vardır. Azalma neye göre? Neden? Niçin? Sebepleri araştırılmalıdır.

 

 

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ TÜRKÇE VE EĞİTİM ALANINDAKİ ÇALIŞMALAR AĞIRLIK VERMELİ


ERDAL ERSİN (Gelsenkirchen Veliler Derneği Başkanı)
Önümüzde Türkçe derslerine katılımla ilgili olumlu ve malesef oldukça olumsuz sonuçların alındığı aynı bölgeden iki şehir var. Türk toplumu olarak pozitif bir enerjiyle bu olumsuz tablo pek tabi ki düzeltilebilir. Bana göre konuyla ilgili çalışmalar yürüten paydaşlar bölgemizdeki olumlu sonucun alındığı Duisburg şehrindeki veli derneğiyle yakın iletişim ve ortak çalışma içerisinde olmalı. Bunun haricinde önemli bulduğum bir konuyu da belirtmeliyim. Türkçe ve eğitim konusunda çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları sadece eğitim ve Türkçe derslerine katılımı arttırmaya yönelik çalışmalara ağırlık vermeli. Bu sonuçlar doğru analiz edilir, ve sağlıklı bir öz eleştiri yapılırsa, bu olumsuz tablo en yakın zamanda olumlu bir tablo halini alır.

 

 

VELİ DERNEKLERİ TOPLUMUN GENELİNE HİTAP ETMELİ


İSMAİL HAKKAKUL (Öğretmen)
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde 50 yıldır Türkçe dersi verilmektedir. Uzunca zamandır Türkçe dersine ilgi yıldan yıla azalma eğlimi göstermektedir. Bu derslere ilginin arttırılması için Türk toplumu olarak yapılması gereken önlemlerin başında velilerimizin Türkçe dersine kayıt süreci ve şartları konusunda bilgilendirilmesi geliyor. Bu bilgilendirme işi ise başta veli dernekleri olmak üzere tüm paydaşların asli görevi olmalı. Bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları Türkçe dersleri ve eğitim konularında hedef odaklı ve sadece velileri bu konuda bilgilendirme amacıyla çalışmalar yürütmeli. Türkçe ve eğitim gündemli çalışmaların dışındaki faaliyetler maalesef faydadan çok zarar veren çalışmalar olarak önümüze çıkıyor. Veli dernekleri ayrıca hiç bir ayrım yapmaksızın toplumun tamamını kapsayan bir anlayışla çalışmalarını yürütmelidir. Pandemiye rağmen Duisburg’daki yaklaşık yüzde 5 oranındaki artışın en önemli sebebi ise, toplumun tamamını kucaklayan bir anlayışla hizmet veren ve diğer paydaşlarla uyum içerisinde çalışmalar yürüten veli derneğinin olmasıdır. Marjinal anlayışla kendince bir şeyler yapan kurluşlar Türkçe derslerine faydadan çok zarar vermektedirler. Çocuklarımız bu derse kayıt yaptırdıktan sonra, bu öğrencilerin öğrenimleri süresince Türkçe derslerine yüksek bir motivasyonla katılmalarını temin etmede öğretmen arkadaşlara çok önemli bir görev düşüyor.

 


KİMSEYİ KÜÇÜMSEMEDEN ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞMAK GEREKİYOR


 ALİ YAĞIZ
Duisburg Veliler Derneği’ eski Eşbaşkanı

Genelde Avrupa’da, özelde ise Almanya’daki geleceğimizin yarınlarını yakından ilgilendiren Türkçe Anadili ve Türk Kültürü Derslerinin okullarda devamı noktasında bu güne kadar kimler gayret göstermişse, onlara müteşekkiriz. Ancak ilgili bakanlığın 24.01.2023 tarihli verilerine bakıldığında karnemizin çok kötü olduğu ortada. Bu sonuçtan tüm paydaşlar sorumludur. Bu sonuca bakıldığında bir yerde yanlış yapıldığı aşikar. Tüm paydaşlar alınganlık yapmadan öz eleştiri mekanizmasını devreye sokmalı ve ortak bir çıkış yolu bulunmalıdır. Zira eğri yolda düz yürüyemeyiz.
Bakanlığın açıklamasında yer alan zaman aralığında pandemiye rağmen Türkçe derslerine kayıtlarda yaklaşık %5,7 oranında bir artış kaydedilen Duisburg’da biz faklı bir strateji uyguladık. 2018 yılında kurulan derneğimizin aktif ve toplumun tamamını kapsayıcı ve sahada aktif çalışması sonucunda bu başarı elde edildi. Bu başarı bölgedeki tüm paydaşların başarısıdır. Bu dönemde ‘az laf, çok iş’ düsturyla hiç kimseyi, derneği ve oluşumu küçümsemeden ve devre dışı bırakmadan farklı dünya ve siyasi görüşlerden STK’larımızla beraber çözüm odaklı çalıştık ve netice itbariyle Almanya’nın diğer şehirlerine oranla başarılı bir karne elde ettik. Eğer bu bir başarıysa; bu başarının arkasında az ama azimli profesyonel bir ekiple yürüme, mütemadiyen yazılı ve görsel medyada/sosyal medyadaki mesajlarla yetinme yerine, vatandaşlarla birebir görüşme/markaja alma ve ikna yöntemini kullanmamız etkili olmuştur. Öyle ki, an gelmiş tek kişinin ayağına gidilmiş ve an gelmiş ‘veli bilgilendirme toplantıları’ şeklinde yüzlerce kişiye konunun ehemmiyeti anlatılmış ve veliler ikna edilmiştir.
Sonuç olarak şunu ifade etmek durumundayım. Farklı düşünmemiz beraber yürümemize engel değildir. Komşumuz olan Essen şehrindeki bu hepimizi üzen tablo ciddi bir öz eleştiriyle pek tabi ki düzeltilebilir. Bunu düzeltirken de „bir şey olmak“ yerine „bir şey yapmak“ anlayışıyla çalışmalarımızı yürütmeliyiz.

 

 

DUİSBURG’DAKİ BAŞARILI SONUÇ ÖRNEK ALINMALI
 

AYLİN KELLER (Yayıncı/Eğitimci)
“Neler yapılmalı?” diye soracaksak kendimize, -zamanı boşa harcamadan- bir bir neler yaptığımızı değil de, neler yapMAdığımızı konuşmalıyız! STK’ların sarfettiği enerjinin boyutları ile Türkçe eğitiminde yıllaryılı ıskaladığımız hedefi yanyana koyduğumuzda, Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti’nde önümüze serilen bu en son rakamlar, yapılagelen ve medyada rengarenk paylaşılan çalışmaların “nitelik ve nicelik” yönünün araştırılmasını zorunlu kılıyor. Duisburg, sessiz sedasız her yıl başarısını arttırarak hedefe nasıl ulaşıyor? Nasıl çalışıyorlar, amaçlarını ve önceliklerini nasıl belirlemişler? Elimizde böyle eşsiz bir başarı öyküsü varken, aslında yapılması gereken; sadece ve sadece bu değerli aktörlerin mentorluğundan faydalanmaktır.

 


OLAĞANÜSTÜ DÜŞÜŞÜN GÖZLENDİĞİ ESSEN’DEKİ PAYDAŞLARIN CEVABI MERAKLA BEKLENİYOR

 


Essen şehrinde Türkçe derslerine kayıtlarda kayıtlara geçen %37,1 oranındaki azalmanın ardından bölgedeki paydaşların bu dramatik tablo hakkında nasıl bir açıklama yapacakları ve bu tablonun düzeltilebilmesi için nasıl bir öneride bulunacakları kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.
 

 

" src="blob:https://ayturk.de/99adf100-0184-4e5e-bf71-144e5537570f" alt="ismail_hakkakul.jpg" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">" src="blob:https://ayturk.de/958cff1e-3290-460f-9bf3-aa69d44fa75f" alt="okul_ogrenci_masasi1 (1)2 .jpg" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">" src="blob:https://ayturk.de/b2a4e9f5-1fc6-4b52-9176-52013a64c729" alt="stat 2 .jpg" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">" src="blob:https://ayturk.de/c6a4322e-e385-48bb-aa98-fe8db60f9af1" alt="turgut şimşek.png" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">" src="blob:https://ayturk.de/d4e50d72-5c85-415b-bae7-c1836c22bc72" alt="turkce_ders_kitaplari 3 ,.jpg" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">" src="blob:https://ayturk.de/a83a7d11-734c-4984-9738-b33bd6629e04" alt="Zülfü Gürbüz.jpg" type="application/x-apple-msg-attachment" class="Apple-web-attachment Singleton" style="font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration: none; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: rgb(0, 0, 0); font-family: Helvetica; font-size: 14px; opacity: 1;">

Batı Trakya Türk toplumu dimdik ayakta: "Türk doğduk, Türk öleceğiz!” 
 
Batı Trakya Türk toplumu olarak demokrasi ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlı bir şekilde hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz.
 
 
Batı Trakya Türk toplumu, 29 Ocak 1988’de “Yeter artık! Türk doğduk, Türk öleceğiz!” dediği günün 35. yıldönümü ile 29 Ocak 1990 tarihinde kendisine karşı yapılan saldırıların yıldönümünü anıyor. Yunanistan’ın 1980’lerin ortalarında Batı Trakya Türk toplumuna yönelik siyasi, sosyal ve kültürel baskılarını iyice artırması, isminde “Türk” kelimesi geçen dernekleri yasaklamasının sonucu olarak “Biz Türk’üz!” diye haykıran Batı Trakya Türkleri 29 Ocak 1988 tarihinde Gümülcine’de geniş katılımlı bir protesto yürüyüşü düzenlemiş, yürüyüş polisin sert müdahalesiyle olaylara dönüşmüş ve çok sayıda Batı Trakya Türk’ü yaralanmıştır. O gün yaşanan olayları unutturmamak için 29 Ocak 1990 tarihinde yine Gümülcine meydanında toplanan genç, yaşlı ve çocuk binlerce Batı Trakya Türk’ü saldırıya uğramış, Batı Trakya Türk toplumu mensuplarına ait ev ve dükkanlar tahrip edilmiştir. O tarihten sonra Batı Trakya Türk toplumunun “Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü” haline gelen 29 Ocak, Batı Trakya, Anavatan Türkiye ve Avrupa’da her yıl düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Anma etkinliklerinde Batı Trakya Türkleri bir araya gelerek Yunanistan’ın baskı ve yıldırma politikalarına karşı tepkilerini dile getiriyor. 
 
 
29 Ocak 1988 ve 1990’da yaşanan olay ve saldırıların üzerinden on yıllar geçmesine rağmen Yunanistan Batı Trakya Türk toplumuna yönelik baskı ve sindirme politikalarına devam etmektedir. 10 Ekim 2017 tarihinde Yunan Parlamentosu’nda kabul edilen yasa ise Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerini halen bir tehdit olarak algılamaya devam ettiğini gösteren son örnek oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği ile ilgili örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmesi nedeniyle Yunanistan aleyhine verdiği kararların Yunan ulusal mahkemeleri tarafından uygulanmasına olanak sağlaması için çıkarılan yasaya “milli güvenlik ve kamu güvenliğinin tehdit edilmemesi” ibaresi dahil edildi. Neden? Batı Trakya’da “Türk” isminde resmi dernek kurulmasının önüne set çekmek için.
 
 
Batı Trakya Türk toplumu Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’a bırakıldığı 1923’ten bugüne her zaman demokrasi ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlı bir şekilde mücadelesini yürütmüş ve yürütmektedir. 29 Ocak 1988 olaylarının hemen ardından 28 Şubat 1988 tarihinde kurulan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) olarak Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun antlaşmalarla garanti altına alınmış olan eğitim ve dini özerkliğini topyekun ortadan kaldırmayı hedefleyen uygulamalarına ve Batı Trakya Türklerini ötekileştirerek tehdit olarak gören politikasına derhal son vermeye çağırıyoruz.
 
 
Batı Trakya Türk toplumunun hak arama mücadelesinde bir dönüm noktası olan “29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü”müz kutlu olsun.
Haber: Dogan Tufan
 

HEİLİGENHAUS (AA) - Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya'nın Heiligenhaus şehrinde dün Alman komşularının saldırısı sonucu yaralanan Trabzonlu Aktaş ailesini ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundu.

 

Yan dairedeki komşuları tarafından havalı tabanca ile yaralanan Aleyna Aktaş ile eşi Mehmet Aktaş'ı hastanede ziyaret eden Büyükelçi Şen, ayrıca yoğun bakımda tedavi edilen Mehmet Aktaş'ın babası Mustafa Aktaş ile telefonda görüştü.

 

Büyükelçi Şen, burada yaptığı açıklamada, "Dün sabah yaşadıkları evde komşularının saldırısına uğrayan Aktaş çiftini iki ayrı hastanede ziyaret edip hem kendileri hem aileleriyle görüştük. Böyle bir saldırının gerçekleşmesi çok üzücü, hepimizi şok etti. Aile kendi evlerinde saldırgan tarafından havalı tabancayla yaralanmış, 7 aylık çocukları da tehlikeye atılmış, orada o da yaralanabilirdi. Saldırgan daha sonra evi ateşe vermiş ve kısmen de yaktığı anlaşılıyor." dedi.

 

Olayda balta kullanıldığı gibi detaylar anlatıldığını, bunların yerel polis tarafından açıklığa kavuşturulması gerektiğini ifade eden Şen, "Bizim vatandaşımıza yönelik böyle bir saldırı bizleri çok üzdü. Düsseldorf ve Essen Başkonsoloslarımız yaralıların durumlarıyla yakından ilgileniyorlar. Özellikle Mehmet beyin durumu biraz daha ağır ancak hayati bir tehlikeleri yok. Bilgileri Dışişleri Bakanı'mıza da ilettik ve Bakanı'mızı ailenin babasıyla da görüştürerek, telefonla geçmiş olsun dileklerini iletmesini sağladık." diye konuştu.

 

Büyükelçi Şen, şunları kaydetti:

"Durum kontrol altında, saldırgan polis tarafından yakalanmış. Olayın aydınlatılıp saldırganın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Hangi saikle bu olayı yaptığının açıklığa kavuşturulması, aşırı sağ, yabancı düşmanlığı, Türk düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi saiklerin olayın içinde olup olmadığının araştırılması gerek. Yoksa bu ağır yaralama olayının da aynı zamanda nefret suçuysa bunun da açığa çıkarılarak bütüncül olarak mahkeme tarafından değerlendirilip olabilecek en ağır cezaya çarptırılması bizim için önemli. Olayın yakın takipçisiyiz."

 

 

 

 

- Havalı tüfek saçmalarıyla yaralanan Aleyna ve Mehmet Aktaş'ın evinin saldırgan tarafından kundaklanmak istendiği iddia edildi
 

HEİLİGENHAUS (AA) - Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Heiligenhaus şehrinde Trabzonlu Aktaş ailesi Alman komşularının havalı tüfekli saldırısında yaralandı.

 

Trabzon'un Sürmene ilçesinden olan Aleyna Aktaş (25) ile eşi Mehmet Aktaş (30) yan dairede bulunan komşularının havalı tüfek saldırısıyla yaralanarak tedavi altına alındı. Saldırganın daha sonra Aktaş ailesinin oturduğu evin kapısını baltayla kırp içeriye yanıcı madde dökerek daireyi yakmak istediği iddia edildi.

 

Aleyna Aktaş'ın dayısı Ahmet Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailenin yanmaktan şans eseri kurtulduğunu söyledi.

Ahmet Karataş, "Alman komşuları yaklaşık 4 ay önce uyuşturucu madde içtikleri için yeğenimin eşi tarafından, 'evlerine duman geldiği ve küçük bebekleri olduğu' gerekçesiyle uyarılmış. Bunun üzerine aralarında bir tartışma yaşanmış. Aradan zaman geçmesine rağmen bu kişi yeğenim ve ailesine kin tutmuş olacak ki bugün bu inanması güç saldırıyı gerçekleştirmiş." dedi.

 

Karataş, sabah erken saatlerde yaşanan saldırıyı şöyle anlattı:

"Sabah erken saatte yeğenim Aleyna işe giderken daha önce tartıştıkları Alman komşuları yeğenime saçma atan havalı tüfekle ateş etmiş. Ne olduğunu anlamayan Aleyna yaralanıp dairelerine geri koşmuş. Olayı gören eşi Mehmet dışarı fırlamış ve komşu ona da aynı yöntemle ateş edip bacağından yaralamış. Daha sonra hazırlıklıymış ki bu saldırgan komşu eline balta alıp kapıya dayanmış ve kapıyı kırarak içeri girmiş. Eve yanıcı madde döküp ateşe vermiş. Yeğenim ve eşi ve 6 aylık çocuklarını alıp balkona kaçmışlar. Polisi aramışlar, onları balkondan itfaiye ve polis alıp kurtarmış."

 

Ahmet Karataş, "Aleyna 6-7 yerinden, eşi de birkaç yerinden yaralanmış ve halen ameliyatta saçmaları çıkarmaya çalışıyorlar. Komşuları onları evleriyle beraber yakmak istemiş. Saldırganın gözaltına alındığını öğrendik." şeklinde konuştu.

 

İtfaiyeden yapılan açıklamada, sabah saatlerinde yangın ihbarı aldıklarını, olay yerinde "bir tehdit durumu olduğu" gerekçesiyle polisten yardım istediklerini ve evdekileri tahliye edip yangını kontrol altına aldıkları bilgisi paylaşıldı.

Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

 

BERLİN (AA) – Almanya, İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'te bir Yahudi yerleşim birimindeki sinagoga düzenlenen saldırıyı kınadı.

 

Almanya Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, İsrailli mevkidaşı Isaac Herzog ile telefonda görüştü ve Kudüs'te meydana gelen terör şiddetinden dolayı başsağlığı diledi.

Steinmeier görüşmede, "Kudüs'te bir sinagoga düzenlenen ve 7 kişinin öldüğü korkunç terör saldırısı bizi derinden sarstı. Bu acımasız terör şiddetini en sert biçimde kınıyoruz. Düşüncelerim kurbanların aileleri ve İsrail'de yas tutanlarla birlikte." ifadesini kullandı.

 

Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Doğu Kudüs'teki korkunç terör saldırısının şiddetle kınandığı belirtilerek, "Uluslararası Holokost Anma Günü'nde Şabat'ı kutlarken bir sinagogun önünde Yahudilere saldırmak çirkindir ve bu suç hiçbir şekilde haklı çıkarılamaz." değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, teröristlerin nefret tohumları ekmeye ve barışı imkansız kılmaya yönelik acımasız hesaplarının tutmaması, bu yıl her iki tarafta da çok sayıda kişinin öldüğü şiddet sarmalının devam etmemesi gerektiği ifade edildi.

 

Diyalog çağrısı yapılan açıklamada, terörün sona ermesi için İsrail ve Filistinli makamlar arasındaki işbirliğine ve diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.

 
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni (arka solda), resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Libya'nın başkenti Trablus'ta, Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (arka sağda) ile heyetler arası görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından İtalya merkezli bir petrol ve doğalgaz şirketi olan Eni ile Libya Ulusal Petrol Kurumu arasında anlaşma imzalandı. Anlaşmayı Eni CEO'su Claudio Descalzi (solda) ve Libya Ulusal Petrol Kurumu Başkanı Farahat Bin Kadare (sağ 2) imzaladı.
 
 
MÜNCHEN (AA) - Almanya’da 8'i Türk 10 kişiyi katleden Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün faaliyetlerini ve bağlantılarını araştıran Bavyera Eyalet Meclisi NSU Araştırma Komisyonunun örgütün elebaşlarından Beate Zschaepe’yi dinlemek istediği bildirildi.
 

Komisyon Başkanı Toni Schuberl, Alman Haber Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, Zschaepe’nin dinlenmesi kararının komisyonda oy birliğiyle alındığını ancak henüz bunun için bir tarih belirlenmediğini söyledi.

Üyelerin sorularına cevap verecek herkesi komisyonda dinlemek istediklerini ifade eden Schuberl, “NSU çok sayıda insana sonsuz acılar yaşattı. Bu telafi edilemez ancak Zschaepe’nin şimdi en azından kurbanların akrabalarına acı veren sorulara yanıtlar verme fırsatı var." dedi.

 

Schuberl, Zschaepe’nin mahkum olduğunu ve komisyonda beyanda bulunması durumunda kendisi için endişe duyacak bir şeyin olmayacağını kaydetti.

Bavyera Eyalet Meclisi’nde Mayıs 2022’de NSU’nun faaliyetlerini ve bağlantılarını araştırmak için ikinci kez bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Meclis’teki ilk araştırma komisyonu 2012’de "Bavyera’da Aşırı Sağcı Terör-NSU" adıyla kurulmuş ve 2013’te çalışmalarını tamamlamıştı.

 

- NSU’nun geçmişi

Almanya'da, 2000-2007'de, 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, en az iki bombalı saldırı düzenleyen ve 15 banka soygunu gerçekleştiren NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

Neonazi terör örgütünün, uzun yıllar boyunca Alman güvenlik birimlerince tespit edilememiş olması, NSU üyelerinin geçmişte bazı istihbarat muhbirleriyle ilişki kurduklarının ortaya çıkması, Almanya’da büyük tartışmalara yol açmıştı.

Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 4 Kasım 2011'den birkaç gün sonra imha edilmesi de büyük kuşku yaratmıştı.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, intihar ettikleri öne sürülmüştü.

 

- Yargı süreci

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 2013’te başlayan NSU terör örgütü davasında karar 11 Temmuz 2018’de açıklanmış, baş sanık Beate Zschaepe ömür boyu hapse çarptırılmış, örgüte yardım ve yataklık yapan 4 sanık da 2,5 ile 10 yıl arasında hapis cezası almıştı.

- "İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi bir ülke, BMGK daimi üyesi olmalıdır. Bu ülkeyi İİT üyeleri, kendi aralarında istişare ederek belirlemelidir"
- "Bağlantısızlar Hareketi'ne de BMGK'de daimi koltuk verilmeli, bu ülke Bağlantısızlar Hareketi'nin dönem başkanı olmalıdır"
 

BAKÜ (AA) - Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) reform yapılması gerektiğini, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Bağlantısızlar Hareketi üyesi birer ülkeye daimi üyelik verilmesi gerektiğini söyledi.

Aliyev, Azerbaycan'ı ziyaret eden Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.

 

Konuşmasında BMGK'nin işlevselliğine değinen Aliyev, "Daha önceki konuşmalarımdan birinde BMGK'de reformlar yapılması gerektiğini söylemiştim. BMGK'nin yapısının genişletilmesi gerektiğine inanıyorum. İİT üyesi bir ülke, BMGK daimi üyesi olmalıdır. Bu ülkeyi İİT üyeleri, kendi aralarında istişare ederek belirlemelidir. Bağlantısızlar Hareketi'ne de BMGK'de daimi koltuk verilmeli, bu ülke Bağlantısızlar Hareketi'nin dönem başkanı olmalıdır. Bunun adaletli olacağını düşünüyorum." dedi.

Aliyev, İkinci Dünya Savaşı'nın üzerinden yaklaşık 80 yıl geçtiğini, dünyanın değiştiği ve bu değişimlerin hızla devam ettiğini belirterek, "Bu reformların daha adil ve güvenli bir dünya yaratmaya hizmet edeceğine inanıyorum." diye konuştu.

 

Azerbaycan'ın yaklaşık 30 yıl süren işgalin ardından savaşarak işgale son verdiğini ve toprak bütünlüğünü temin ettiğini vurgulayan Aliyev, "Azerbaycan, BM'nin dört kararını (Ermenistan'ın kayıtsız şartsız Azerbaycan toprağından çıkmasını öngören kararlar) kendisi hayata geçirdi. Oysa bunları BM yapmalıydı. BMGK'de reformların gerekliliği buna dayanmaktadır." ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

1964 tarihinde Yozgat merkez Gevrek köyünde doğdu.  ilkokulu köyünde bitiren Tufan İstiklal orta okulu ve Yozgat lisesinden  1979, 1980 yılında mezun oldu. Yozgat Lisesinde okurken Ilhami Adıbelli"nin hazırladığı Duvar gazetesine yazı ve şiirler yazdı. 1980'de Hergün gazetesinde muhabir'liğe başladı.
 
 
Almanyanın Stuttgart ili Göppingen ilçesine 1980 Ağustosunda işçi ailesi olarak göç etti. Almanyanın Göppingen şehrinde, Eğitim-öğretim yılı boyunca Almanca dil ve meslek eğitimi aldı. 
 
Bine yakın işci çalıştıran metal fabrikasında makine işçisi olarak işe başladı. Çalıştığı iş yerinde  İşci temsilciliğine seçildi. 16 yıl IG metal sendikasına bağlı olarak işci temsilciliğinde bulundu. Halen İG Metal sendikası üyesi.
 
İkamet ettiği  Almanyanın Göppingen şehrinde, arkadaşlarıyla birlikde Türk Federasyon üyesi Göppingen Türk Milli Kültür Cemiyetinin kuruluşunda bulundu ve yönetim kurulu üyesi başkan yardımcısı olarak 8 sene hizmet etti. 
 
Daha sonra  Kısa adı ATİB olan Avrupa Türk Islam Kültür Dernekleri Birliğine üye olarak katıldı. 2. yılında genel yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Bu dernekte Güney Almanya bölge başkanı olarak  uzun yıllar hizmet etti.  
 
ATİB teşkilatına bağlı olarak Göppingen Türk Kültür Merkezinin kurulmasına öncülük etti. Uzun yıllar ATIB Göppingen Türk Kültür Merkezinin başkanlığınıda yaptı. Türk Federasyon zamanında yayınlanan Anayurt, Vatana Hasret dergilerinin ATIB  teşkilatının yayınladığı Yenigün ve Anayurt dergilerinin muhabirliğinde bulundu.
 
Türkiye ve Tercüman gazetesinde uzun yıllar muhabirlikde yapan Tufan, Tercüman gazetesi Göppingen büro temsilciliğini uzun bir süre sürdürdü. Almanyaya göçün dünü bugünü konulu seri yazıları Tercüman gazetesinde yayımlandı. 
 
Gazeteci yazar Tufan, şiir yazmaya lise yıllarında başladı, baskıya hazır şiirleri bulunmaktadır. Gazeteci yazar Doğan Tufan Tercüman gazetesi Avrupa baskıları kapandıktan sonra Badenwürtemberg eyaletinde dağıtımı yapılan Aktüel gazetesini 15 yıl süreyle yayınladı, burada araştırma-yazılarını ve şiirlerini de yayınlandı.
 
2019 yılında genel başkan Ahmet Yılmaz tarafindan, Dünya Yozgatlılar  Konfederasyonu (DUYKON)  Avrupa basın temsilciliğine atandı. Daha sonra Almanya Yozgatlılar Federasyonu AYDEF'in kurucular arasında bulunan Yazar Dogan Tufan AYDEF genel başkan yardımcısı basından sorumlu olarak halen bu görevini sürdürmektedir. 
 
Dünya Yozgatlılar Konfederasyonu DUYKON adına. DUYKON Aktüel dergisi üç aylık olarak, iki sayı dergi yayınladı. Yayınlanan DUYKON Aktuel dergisinin yazı işleri müdürü olarak hizmet etmektedir.
Gazeteci yazar Dogan Tufan Basın kartı sahibi, Almanya basın sendikası olan İG Media üyesi. Gazeteci Tufan evli 3 Erkek 1 kız evladı babasıdır.
 
 
 
 
 
TUFAN OLDUM GELDİM
 
Yıllardır gurbeti vatan edindim,
Yüregime daş bastım bekledim. 
Bazen aç, yorgun,uykusuz kaldım,
Tufan oldum Yurdum sana geldim.
 
Belki yarın belki de yarından yakın,
Bitecek hasretlik kavuşma yakın,
Anama söyle üzülmesin sakın,
Tufan oldum Ülkem sana geldim.
 
Yoluma engeller çıkartılmış olsa
Fırtınalar yolumu karla kapatsa,
Yolumu tuzaklarla kesseler de,
Tufan oldum Vatanım sana geldim.
 
Tuzakları bozdum, engelleri aştım
Süleymaniyede namazımı kıldım,
Senin için Alp dağlarından uçtum
Tufan oldum Türkiyem sana geldim.
 
Yemyeşil yaylalı köyümdeyim
Sıcak kalplı dostlarımlayım
Akrabalarımla baba evindeyim
Tufan oldum, Köyüm sana geldim.
 
Şırıl, şırıl asırlardır akan suyun,
Verimli toprağın, bereketli tahılın,
Hatır kıymet bilen vefalı köyüm,
Tufan oldum Yozgat'ım sana geldim.
 
Doğan Tufan
 
ALMANYA VATAN 
 
Yarım asırdır, vatanımızdan uzakda
Dile kolay neler yaşadık nasıl anlatak,
Milli kimliğimizi korumakla uğraşta
Müslüman Türk kalma mücadelesinde.
 
Üzülerek söyleyelim eridik,eriyoruz.
Dev bir kültürün çarkında direniyoruz,
Kendi ocaklarımızda kimliğimizi koruyoruz,
Neslimizi Türk İslam kültürüyle eğitiyoruz.
 
Ne mutlu ki nazlı ülküye sevdalandık
Birlik olup, bu toplumda hayat bulduk
Batıdan güneş olup yurdumuza doğmak
Genç ilim adamlarıyla güneş olmak.
 
Özledik,hayalini kurduğum gençlik,
Bizlerin gurbeteki ümitleri,umutları 
Ebedi varlığımızın çiçekleri,dalları
Gurbet vatanda, övülen Türkler olmalı.
 
Doğan Tufan / GP 26/01/18
 
ŞİİRLER OKUNURDU 
 
Beyaz, tertemiz sayfa açtım
Duygularımı buraya yazdım 
Gidersem bir gün uzaklara,
Masanızda bulunsun, şiirler.
 
Bu garib neler yazmış, desinler
Düşüncesiyle okunsun şiirler
Yıllar evel şiir okuma günleri,
Severek okur,dinlerdik.
 
Gurbette yetişen gençlerimizle
Güzel Türkçe lisanıyla şiirleri
Duygulu  okurlardı bizlere.
Gençler yürekden okurdu
Deniz kızımızı dinleyenler,
Duygulu anlar yaşardı.
 
Bilge tarihi şiir okurdu,
Müjgan,Sümeyye,Hilal, Tuğba
Şeref kardeşimin yorumu
Dünya şampiyonumuz Fırat'ı
Annem şiirini dinlerdik, gözümüz yaşarırdı
Okuyanlar, dinleyenler serinledi.
Şiir sağınağının altında...
 
Şiir sağnağın da gözlerimiz nemli,
Yazılan yapraklar bir,bir ıslanırdı.
Şimdi bakıyorum,şiirler okunmuyor,
Edebi şairler hiç hatırlanmıyor,
Benim de sitem etme hakkım doğuyor.
 
Günler gelip geçiyor,hatta yıllar,
Unutma,bu bir vebaldir,
Geriye doğru bak,beni hatırla,
Yadigarım olsun, geçmiş yıllara
Yokluğumda unutturuyorsun şiirleri,
Bana değil, gençliğimize acımalısın
Gurbet vatanda yetişen gençliğin lisanını.
Allah rızası için neslimizi korumalısın.
 
Doğan Tufan/ Göppingen
 
DOĞRU OL
 
Dürüstlük olmalı senin idalin
Hak yol olsun senin hedefin,
Kötülüklere karşı olsun savaşın
Doğru ol ayrılma Hak yoldan
 
Doğruluk sözde değil özdedir,
Doğru söyle özün,sözün bir olsun,
Yalan için mazeret çok unutma,
Hak yoldan sakın ama sakın ayrılma.
 
Hal ve hareketin seni anlatır,
Konuşmanla, yaşantın bir olsun,
Iyilerden ol,Resulümüze ümet ol,
Doğru ol, hâk yoldan ayrılma.
 
Sözünüzle özünüzle doğru ol,
Olduğun gibi görün ve yaşa,
Girme hileli oyunlara doğru ol,
Seni senden iyibilen Rabbine kul ol.
 
Görevini hakkıyla yapanlardan ol,
Işlerinde,kul hakkını bilenlerden ol,
Helâl işine haram lokma katma,
Bizi bizden Iyi bilen Allaha kul ol.
 
 
 
 
 
Doğan Tufan
 
CENNET VATAN
 
Bülbülü kafese koymuşlar demiş  ille,"Vatan"
Seni çok özluyorum, mis kokulu cennet ülkem,
Sen benim yanımda yokken de  kiymetlisin.
Varlığınla öğünüyorum güzel cennet vatan.
 
Allah’a hamd olsun ki Türk doğdum
Albayrağımla şeref ejdadımla gurur duydum.
Denizlerle çevrili cennet ülkemle mest oldum.
Kahramanlığınla  gururlanıyorum cennet vatan.
 
Ay yıldızım hep dalgalansın ufuklarda,
Ezanların hep okunsun minarelerinde,
Güneşim eksik olmasın semalarında
Yiğitliğinle ünlüsün  cennet vatan
 
Seni sevmeyenler def olup gitsinler,
Sana hainlik edenler, Allah'dan bulsunlar.
Ya sevsinler,ya da seni terk etsinler
Allahım bizi senden ayırmasın cennet  vatan.
 
Seni özlüyorum hasretinle yanıyorum.
Kavuşacağım günleri birer, birer sayıyorum.
Yazım geçti,sonbaharımda kavuştur Allahım.
Sana döneceğim günleri iple çekiyorum.
 
Doğan Tufan/ GP. 25/01/18
 
OĞUL
 
Kulağına küpe olsun anlatıklarım,
Gecmişini,hatırla defterine yaz,
Geleceğini teminat altına al,
Türklüğünü unutma oğul...
 
Hayata tamak eyleme,ahreti düşün,
Dürüst ol,insanlığa hizmeti düşün,
Oku, yaz milletine hayırlı  ol,
Müslümanlığını unutma oğul...
 
İmrenme ondaki,bundaki olana,
Tenüzül etme haram olan mala,
Rabbim nasib eylesin helal lokma,
Garib, guraba olanları Unutma ogul..
 
Helal kazancını, haram yolda harcama,
Yüz kızartıcı hiç bir olaya  karışma,
Sen birgün baba olacaksın unutma,
Helal kazancının zekatını unutma oğul...
 
Arkadaşlarını iyi seç bu zamanda,
Unutma seni tanırlar,arkadaşınla,
Yetimi,fakiri,yoksulu daima kolla,
Dinimizin direği olan namazı unutma oğul.
 
Öğüdü verenler,ekmek vermezler bilesin,
Başarılı genci kıskananlar çok olur bilesin,
Fitne,fesat çıkartırlar bunlara inanmayasın,
Bu gençliğin ihtiyarlığı var, Unutma ogul.
 
Gittiğin, gezdiğin mekanlara dikkat eyle,
Allahın rızası yoksa,oraları terkeyle,
Ana,baba rızası ve duasıyla çık yola,
Allah sevgisi yüreğinde olsun oğul.
 
Tufan sana reçete yazdı, oku oğul,
İtaatkar olursan mutlu olursun oğul,
Türk Islam kültürüyle yaşa oğul,
Örf ve adetlerini sakın unutma oğlu.
 
 Doğan TUFAN
 
DOST
 
Arkadaşımdan haber geldi,
Dosttum hızlıca içeri girdi,
Hemen acı haberi verdi,
Dost acı söyler doğru söyler.
 
Bu zamanda dostlar azaldı,
Dost bildiklerim beni aldatdı
Iýi gün dostları çoğaldı,
Dost acı söyler doğru söyler.
 
Haktan ayrılma istikameti şaşırma,
Dostun acı sözüne asla darılma,
Kim olduğunu asla unutma,
Dost acı söyler ama doğru söyler.
 
Arkadaşını söyle kim olduğunu biliyim,
Arkadaş seçimini iyi seç seni  tanıyım,
Yardan atlarken sizi kollayan,
Dost acı söyler ama doğru söyler.
 
Doğru sözlülerin sayısı artsın.
Dostlarımın dostluğu devamlı sürsün,
Garibanları kollayıp hep korusun,
Dost acı söyler ama doğru söyler.
 
Tufan iyi dostlarını hep hatırlar,
Kötü günde dostlarıyla onur duyar,
Kalleş dosttan hep nefret eder,
Dost acı söyler ama doğru  söyler.
 
Dogan Tufan/ Göppingen
 
GÖNÜL DAVASI
 
Mevla’m neler vermiş bizlere
Şükür etmek düşer biz kullara
Açlık varken,doldurma kasalara
Selam olsun Allahın emrini yaşayanlara.
 
Gönül deryamızda gezerken kalp kırma,
Gönüllü ol, gönülleri kıranlardan olma,
Gönül coğrafyamızda  duyarsız kalma ,
Selam olsun Allahın emrini bilenlere.
 
Sakın ha sahteci gözükenlerden olma,
Doğruluk yolu sıratı mustakimden ayrılma,
Bizi, bizden iyi bilen yaratıcımızı Unutma!
Selam olsun Allah yolunda yürüyenlere.
 
Davamız ilahi, Allahın rızasını kazanmak,
Allahın nizam terazisinde doğru tartılmak,
Hakkı bilip,hakkın huzurunda toplanmak,
Selam olsun Allahın emrine tabi olanlara.
 
Doğan Tufan / Göppingen
 
DAVA ADAMI
 
Hak yolda hakkın huzurunda durur, 
Kötülüğe set durur,iyiliğe deniz olur,
Yardıma koşar mazluma destek olur,
Türk Islam birliğini sever dava adamı.
 
Türk Islam kültürüyle bezenmiş
İmanlı yiğit büyük ülküye inanmış,
Türk Islâm kültür ilmiyle yetişmiş,
Hak yolunda yürür dava adamı.
 
İnsanını kucaklar birlik ister,
Ülkesini hep yükseltmek ister,
Tarihinden dersler alır,hizmet eder,
Türk Islam kültürünü yaşar dava adamı.
 
Vakarlı duruşu, yüzünde tebessümü,
Bitmeyen enerjisiyle hizmet elçisi
Az konuşur,ülküye koşar dava adamı
Edeple yaşar ülkücü dava adamı.
 
Omuzlarında tarihi yükü bilir,
Resulümüzü hayatında örnek alır,
Sıratı müstakim yolunda yürür,
Davasını yaşar ülkücü dava adamı.
 
Kendisinden bahsetmeyi sevmez
Gününü gün edip boş zaman geçirmez
Milletine hizmeti sever, yangelip yatmaz,
Ülküsüne sevdalıdır ülkücü dava adamı. 
 
Tarihimiz,mazimiz bize gurur verir,
Gençliğin önünde,ülkücü tavır alır,
Aldığı vazifeyi hakkıyla yapar, gider,
Türk Islam aşkıyla yanar dava adamı.
 
Dogan TUFAN
 
MERHABA
 
Uzakda olsada bir olanlar,
Duyguda düşüncede birler,
Dilde ülküde birleşen yiğitler,
Uzakları yakın edenler merhaba.
 
Kürşat olup Çin Seddini kuşatan,
Çin’in  korkulu rüyası kahraman,
Kırk ülküdaşıyla Çin seddini yıkan,
Kahraman Kürşatlarım merhaba.
 
Üflendi tozlar uçtu, kor göründü,
Hürriyet ataşi yandı yüreğe köz düşdü,
Doğu Türkistan  bağımsızlık antı içti
Gök bayrağı taşıyan Alpler merhaba.
 
Tufan elinde kalemi yazıyor caniyi,
Zalimin zulmü varsa mazlumun var Allahı,
Hür olmak tüm insanlığın hakkı değil mi ?
Albayrağı tutan elden Gökbayrağa merhaba.
 
Dogan TUFAN
 
SEVDA
 
Dutuldunmu kalpten
Bağlanırsın ta yürekden
Damarlardaki kan gibi
Akar sıcak,sıcak sevda.
 
Bu bir sevdadır, 
Güzeliklerin adı,
Çiçeklerin gülüdür,
Açar çiçekler gibi.
 
Sevdanın hedefi uzundur,
Bünyenin içinde girdimi,
Sarar,tedaviside bulunmaz,
Arar,Leyla ile Mecnun gibi 
 
Doğan Tufan
 
ÇIKARCILAR
 
Çıkarcıların dostluğu,çıkarı kadar,
Güvenilmez hemen adamı satar,
Iyi gününde olmazsa,kötü anında,
Menfaatlerin bittigi  gün seniı satar.
 
İnsanın merdi,adamın hasını sever
Sırdaşı, arkasında güçlü olanı sever
Dostluklar kalmalı hep mezara kadar,
Belirlenip atılmalı aradan menfaatçılar
 
Tercübelerim odur ki bilinsin isterim,
Bir toplulukda,sülük olup yapışıyorsa,
İnançlı dava adamlarını aşağılıyorsa,
Çıkarcıların korkuları dava adamları bilinsin.
 
Davası uğruna büyük fedakarlık yapanlar,
Yağ çekip makamlar için göz dikenler,
Menfaatleri için kılıkdan,kılığa girenler,
Iyi günde dost,zor zamanda yok olurlar.
 
Çıkarcılar hiç bir fedakarlık yapmazlar,
Allah rızası için, çalışmada  bulunmazlar,
Bu tür insanlar çıkarları için çalışırlar,
Menfaatleri bittiği an seni satarlar
 
Tufan'ın gözünü korkuttu çıkarcılar,
Toplumumuza vürüs olmuş yaratıklar,
Dava yükseliyor,inanmış fedakarlarla,
Lanet olsun size, iki yüzlü  münafıklar.
 
Doğan Tufan/ Göppingen
 
VAR MI ?
 
Dünyaya merhaba dedik,
Eğitimimizi okullarda aldık,
Hizmeti ülkemize yaptık,
Ömrümüzü bir,bir tükettik. 
 
Her gelen elbet gidecek,
Gelipde kalanl olmayacak
Toprağın bağrına girince,
Girip de çıkan hiç olmadı.
 
Kendine o kadar güvenme,
Asla,şan,şöhret ve rütbene 
Gençliğine hele hiç güvenme
Giden gençliği gelen var mı?
 
Her tohum toprağa düşer,
Toprak bağrında büyütür besler,
Ecel vakit bulunca ömrün biter. 
Azrailin almadığı can var mı?
 
Ne diye her gün telaşdasın,
Ahireti hiç mi düşünmezsin,
Geceyi,gündüzü,güneşi,ayı
İdare eden bir Allahı akledmezmisin.
 
Doğan Tufan/ Bad Herrenalp 2019
Kunst begeistert. Kunst verbindet und bringt Menschen zusammen. Und sie hat die Brücke für eine Kooperation der Stadtbücherei mit dem Sozialreferat im Rahmen ihres Ausstellungsformates „sichtbar. im Falkenhaus“ gebaut. Zeynep Sen, Bildungskoordinatorin für Zugewanderte beim Sozialreferat und Hanna Häußler, die als Bibliothekarin in der Stadtbücherei für das Ausstellungskonzept zuständig ist, haben sehr schnell einen Konsens für ein gemeinsame Projekt gefunden.
 
 
Im Rahmen der Veranstaltungsreihe „Glow – Global Würzburg“ des Ausländer- und Integrationsbeirats hat das Sozialreferat der Stadt Würzburg gemeinsam mit der Kolping Akademie und dem Kunstverein „Brückenbogen Kulturinsel e.V.“ einen interkulturellen Kunst-Begegnungstag gestaltet. Unter dem Motto „Mein Blick auf Würzburg“ haben sich rund zwanzig Frauen und Männer unterschiedlichen Alters aus neun verschiedenen Herkunftsländern an der Kolping-Akademie getroffen, um sich von passionierten Künstlerinnen und Künstlern unter der Leitung von Alexander Kopp zeigen zu lassen, wie man ganz individuell seine Motive sucht und gestaltet. Material und Technik konnten frei gewählt werden: Acrylfarben auf Leinwand, Aquarellfarben auf Papier, Zeichnen mit Pastellkreiden oder Stiften – Vorerfahrung wurde nicht benötigt. Auch den beiden Teilnehmern, die ihre Motive mit dem Smartphone einfangen wollten, stand mit  Dr. Dieter Mahsberg ein Fachmann zur Seite.
 
 
Fünf Stunden lang wurde intensiv gearbeitet, nur unterbrochen von einer gemeinsamen Mittagspause, in der Erfahrungen und Ideen ausgetauscht wurden. Dabei ging es immer um den künstlerischen Ausdruck, nie um Alltagsprobleme oder Tagespolitik. Auch Sprache und Herkunft spielten keine Rolle. Teilnehmerinnen und Teilnehmer aus der Ukraine holten sich Rat bei den Künstlern aus Russland (Maria Suppes, Dimintri Evtuchenko), Männer aus Syrien und Afghanistan ließen sich von der Zeichnerin Antonina Shesteriakova aus der Ukraine den Umgang mit Graphitstiften erklären. Kunst als eine universelle Sprache und Plattform für das gegenseitige Kennenlernen. Zeynep Sen und Dr. Sigrid Mahsberg, Integrationsbeauftragte der Kolping-Akademie, haben den Kunst-Begegnungstag gemeinsam organisiert. Das Projekt konnte mit Fördermitteln der Initiative „Demokratie leben“ des Bundesministeriums für Familie, Senioren, Frauen und Jugend finanziert werden. Damit diese vielseitigen und gelungenen Werke noch mehr Menschen zusammenbringen und begeistern können, werden sie vom 04. bis 28.02.2023  im Lesecafé  der Stadtbücherei ausgestellt.
 
 
Die Ausstellungseröffnung findet am Samstag, 4. Februar, um 16 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei statt. Alle interessierten Bürgerinnen und Bürger sind herzlich eingeladen. Dr. Hülya Düber, Sozialreferentin der Stadt Würzburg, wird die Ausstellung eröffnen, die solidarische Musikschule „Willkommen mit Musik“ (WiMu e.V.) begleitet die Vernissage musikalisch.
Die Ausstellung kann zu den regulären Öffnungszeiten der Stadtbücherei von Montag bis Freitag von 10 bis 18 Uhr und samstags von 10 bis 15 Uhr kostenlos besichtigt werden.