Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Almanya'da darbe planı iddialarının ardından dünya çapında aşırı sağcı terör konusunda uyarıda bulundu.

 

Guterres, Almanya'da darbe planı hazırladıkları iddiasıyla operasyon düzenlenen İmparatorluk Vatandaşlarına (Reichsbürger) yönelik soru üzerine yaptığı açıklamada, "Bugün Batı ülkelerindeki en büyük terör tehdidinin aşırı sağdan, Neonazi ve beyazların üstünlüğüne inananlardan geldiği açıkça ortaya çıkmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

 

Neonazizm, antisemitizm ve Müslüman karşıtı nefretin her türüne açık ve kararlı bir şekilde karşı çıkılması gerektiğini vurgulayan Guterres, "Bu açıkça bir tehdittir ve bu tehditle büyük bir kararlılıkla mücadele etmeliyiz." dedi.

BM Genel Sekreteri, Almanya'daki olayların dünya genelinde demokratik toplumlara yönelik tehdidin sadece bir örneği olduğunu sözlerine ekledi.

 

- Reichsbürger nedir?

Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak görenlerin sayısı iç istihbarat raporuna göre, 23 bin civarında bulunuyor.

2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken bazıları da Nazi taraftarı.

 

Bazı üyeler de Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

 

BERLİN (AA) - Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Sözcüsü Robert Saverin, Rusya'nın Rus petrolüne tavan fiyat uygulamasına katılanlara petrol ve petrol ürünü satışı yasaklamasının, Alman ekonomisi üzerinde "pratikte bir önemi" olmayacağını bildirdi.

 

Saverin, hükümetin haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, ilkbahardan bu yana Almanya'nın Rus petrolünden vazgeçmeye hazırlandığını hatırlattı.

Sözcü Saverin, Rusya'nın tavan fiyat uygulamasına katılanlara petrol ve petrol ürünü satışı yasağına yönelik, "Alakasız olduğunu söylemek istemem ama pratikte bir önemi yok." değerlendirmesinde bulundu.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından dün imzalanan kararnameyle Rus petrolüne tavan fiyat uygulamasına katılanlara petrol ve petrol ürünü satışı yasaklanmıştı.

 

Avrupa Birliği ülkeleri, 2 Aralık'ta Rusya'dan deniz yoluyla taşınan petrole varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulanması konusunda anlaşmaya varmıştı.

 

MOSKOVA (AA) - Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Karabağ’a uluslararası barış gücü gönderilmesi talebiyle ilgili, “Azerbaycan’ın da onayı gerekiyor.” dedi.

 

Peskov, başkent Moskova’da Azerbaycanlı sivil toplum kuruluşlarının (STK) Laçın Koridoru'ndaki maden protestosuna ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Rusya’nın taraflar arasında arabuluculuk çabalarını sürdüreceğini kaydeden Peskov, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Paşinyan, (27 Aralık’ta) St. Petersburg’da Laçın Koridoru'ndaki gelişmeleri detaylıca istişare etti. Putin ve Paşinyan’ın bu konudaki temasları sürecek.” diye konuştu.

 

Peskov, Laçın Koridoru'nda artan tansiyondan ötürü endişe duyduklarını belirterek, “Artan tansiyondan ötürü gerçekten endişeliyiz, çalışmalarımızı ve gayretlerimizi hem Erivan hem de Bakü ile üçlü anlaşmalar kapsamında sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

Paşinyan’ın Karabağ’a uluslararası barış gücü gönderilmesine yönelik talebini değerlendiren Peskov, “Uluslararası barış gücü, çatışmanın iki tarafının da onayı olursa dahil olabilir ve bu durumda sadece Ermenistan’ın değil, Azerbaycan’ın da onayı gerekiyor. Ermenistan, bizim en yakın müttefiklerimizden birisi ve Azerbaycan da bizim değerli bir ortağımız.” şeklinde konuştu.

 

- Azerbaycanlı STK'lerin Laçın Koridoru'ndaki protestosu

Azerbaycan, Ermeni nüfusun yaşadığı ve geçici olarak Rus güçlerin konuşlandırıldığı Azerbaycan topraklarında madenlerin yasa dışı işletilmesi ve bunun sonucunda çevreye verilen zararın araştırılması ve denetimi amacıyla 10 Aralık'ta bölgeye uzman ekipler göndermiş, bu ekiplerin bölgeye girişi Ermenilerce engellenmişti.

Bu durum üzerine Azerbaycanlı çevreci sivil toplum kuruluşları üyeleri ile aktivistler, Azerbaycan topraklarındaki madenlerin yasa dışı işletilmesinin önlenmesi talebiyle 12 Aralık'ta Laçın Koridoru'nda protesto başlatmıştı.

 

Ermeni yetkililerin, Laçın Koridoru'ndan sivillerin geçişine izin verilmediği yönündeki iddiaları Azerbaycan Dışişleri Bakanlığınca yalanlanmış ve Bakanlık, yolun Rus güçlerinin barikatları nedeniyle kapalı olduğunu, sivil geçişler için herhangi bir engelin bulunmadığını belirtmişti.

Göstericiler, Azerbaycan topraklarındaki Ermeni nüfusun Ermenistan'a gidiş gelişlerde kullandığı tek güzergah olan ve Laçın Koridoru diye bilinen yolda "ekolojik teröre son verilmesi" sloganları ve pankartlarla taleplerini dile getiriyor.

 

MOSKOVA (AA) – Ukrayna'dan Belarus topraklarına, S-300 hava savunma füze sistemine ait roket parçalarının düştüğü bildirildi.

 

Belta haber ajansına göre, saat 10.00 ile 11.00 arasında Belarus topraklarına Ukrayna ordusuna ait olduğu öne sürülen S-300 sistemine ait roket parçaları düştü.

Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, konuyla ilgili hemen bilgilendirilirken Belarus Savunma Bakanlığı ve Belarus Soruşturma Komitesi mensubu uzmanlardan oluşan bir grup, olay yerinde çalışmalara başladı.

 

Herhangi bir can kaybının yaşanmadığı olayla ilgili eldeki verilere göre, roketin yanlış yere uçtuğu veya uçan bir roketin Belarus hava savunma sistemlerince vurulmuş olabileceği kaydedildi.

 

Olay yerinin tam olarak hangi bölge olduğuna dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı.

 

23 Kasım 1992’de Mölln’de ırkçı bir terör eylemi gerçekleştirilmiş, korkunç saldırıda Ayşe Yılmaz, Yeliz ve Bahide Arslan yaşamını yitirmiş, dokuz kişi ise ağır yaralanmıştı. Irkçı saldırı kurbanları uykuda yakaladı. Bu vahşet büyük bir insan düşmanlığı örneği olarak tarihe geçti. Aynı durum, "Taziye turizmine girmek istemiyoruz" açıklamasıyla mağdurlara empati ve dayanışmayı reddeden hükümetin o zamanki tavrı için de geçerliydi.

 

Rostock-Lichtenhagen (08/92), Hoyerswerda (09/92) ve diğer şehirlerde, azınlıklara yönelik şiddet eylemleri 1992'de korkunç bir zirveye ulaştı ve ırkçı terörle sonuçlandı. Kasım 1992'de Mölln ve altı ay sonra Mayıs 1993'te Solingen'de, ırkçı terör, insan düşmanlığıyla başa çıkmada hükümetin ve siyasetin başarısızlığı kolektif bilince işlendi. Hükümetin başarısız olduğu alanlarda, yaraları hafifletmek ve acılı aileleri desteklemek adına sivil yardım kuruluşları devreye girdi.

 

Ve yine 30 yıl sonra göçmenlere, Müslümanlara, onların teşkilatlarına ve ibadethanelerine yönelik saldırılar siyasi ve sosyal iklimin kötüye gittiğine işaret ediyor. Sebeplerin listesi uzun olmasına rağmen, insan düşmanı, İslam ve Türk karşıtı eylemlerin soruşturulmasındaki başarıların listesi ne yazık ki kısadır.

 

Mölln faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize, tüm ırkçı ve terör kurbanlarına Allah’tan rahmet ve aile fertlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Bu vesileyle Cuma namazında Mölln ve Solingen kurbanlarını anacağız ve dualarımıza dahil edeceğiz. Tüm kurbanların ruhları şad olsun.

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

 

MOSKOVA (AA) – Türkiye’nin yılbaşı döneminde de Rus turistlerin bir numaralı seyahat noktası olduğu bildirildi.

 

Rus haber ajansı RİA Novosti’nin, Kupibilet adlı seyahat sitesinin verilerine dayandırdığı haberinde, Rusya’da yılbaşı döneminde vatandaşların seyahat için en çok bilet aldığı ülkelere ilişkin bilgilere yer verildi.

 

Yılbaşı döneminde vatandaşların tatil tercihini çoğunlukla Türkiye’den yana kullandıkları belirtilen haberde, bilet satışlarında Türkiye'nin payının yüzde 28'i aştığı kaydedildi.

Haberde, Türkiye’nin ardından Ermenistan’ın yüzde 16 payla ikinci sırada olduğu, İsrail ve Azerbaycan’ın ise yüzde 7'şer ile üçüncü sırayı paylaştığı aktarıldı.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığınca açıklanan turizm istatistiklerine göre, Türkiye'ye 2022'nin 11 ayında 42 milyon 164 bin 954 yabancı ziyaretçi gelirken en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında 4 milyon 945 bin 198 kişi ile Rusya Federasyonu Almanya'nın ardından ikinci sırada yer aldı.

 
Ülkede 2022 verilerine göre, 9 milyon 656 bin kişi olarak tahmin edilen nüfusun 7 milyon 106 binini (yüzde 73,6) Yahudiler, 2 milyon 37 binini ise (yüzde 21.1) Araplar oluşturuyor
 

KUDÜS (AA) – İsrail nüfusu, 2022 sonu itibariyle 9 milyon 656 bin kişi olarak kaydedildi.

İsrail Merkezi İstatistik Bürosu, ülkenin 2022’deki demografik ve sosyal dağılımına ilişkin verileri yayınladı.

 

Buna göre, 9 milyon 656 bin kişi olarak tahmin edilen nüfusun 7 milyon 106 binini (yüzde 73,6) Yahudiler, 2 milyon 37 binini (yüzde 21.1) Araplar, 513 binini ise Arap olmayan Hristiyanlar ile başka dini azınlıkların bulunduğu “diğer” kategorisi oluşturdu.

2022’de yaklaşık 178 bin bebek doğumu gerçekleşirken, bunların yüzde 74,8’i Yahudi anneden, yüzde 23,8’i ise Arap anneden doğdu.

 

- İsrail'e Yahudi göçü 2022'de rekor kırdı

Öte yandan 2022’de, dünyanın farklı ülkelerinden İsrail'e göçen Yahudilerinin sayısında rekor rakama ulaşıldı.

İsrail'e yıl boyunca yaklaşık 73 bin Yahudi'nin göç ettiği, bu rakamın son 23 yılın en yükseği olduğu belirtildi. 2021’de bu rakam, 2022 kıyasla yaklaşık üçte biri oranında, 25 bin olarak kaydedildi.

 

Rusya-Ukrayna savaşının doğrudan etkisi sonucu, 2022’de en fazla göç, yüzde 58,1 ile Rusya’dan, ardından yüzde 21,3 ile de Ukrayna’dan gerçekleşti.

 

İsrail'in sözde "Geri Dönüş" yasası uyarınca bu ülkeye göç etmek için başvuran Yahudiler, "diaspora Yahudilerinin İsrail'e göçü" anlamına gelen "Aliya" yaparak İsrail vatandaşlığı elde edebiliyor.​​​​​​​

 
 İSTANBUL (AA) - Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, uzun süredir gıda kriziyle mücadele eden Somali'ye 25 bin ton buğday gönderdiklerini bildirdi.
 

Yermak, yaptığı yazılı açıklamada, Somali'ye gıda sorununa karşı destek olduklarını belirtti.

Tarım programının bir parçası olarak Somali'ye gönderilen 25 bin ton buğdayın Berbera Limanı'na ulaştığını kaydeden Yermak, "Bu, açlığın eşiğinde olan Afrika halkına Ukrayna'nın bir yardımıdır." ifadesini kullandı.

 

Açıklamada, Dünya Gıda Programı (WFP) işbirliğinde gönderilen buğdayın lojistik desteğinin Finlandiya, Japonya ve Fransa tarafından karşılandığı bilgisi paylaşıldı.

Ukrayna, eylülde de Somali ve Etiyopya'ya 50 bin ton buğday desteğinde bulunmuştu.

 

TOKYO (AA) - Japon hükümeti, Alzheimer hastalığının belirtilerini teşhis edebilen kan testi kiti için kullanım onayı verdi.

 

Japonya Sağlık Çalışma ve Refah Bakanlığı (MHLW), Alzheimer hastalığının belirtilerini saptayabilen kan testine onay verdi.

Kobe kenti merkezli Sysmex firması üretimi tanı kiti, Alzheimer hastalarının beyinlerindeki "amyloid beta" proteinini ölçebiliyor.

 

Test kiti, hastadan alınan az miktarda kan içerisinde "amyloid beta" protein miktarını ölçerek, erken tanı ve tedavi imkanı sunacak.

Beyindeki sinir hücrelerinde tıkanıklığa yol açan anormal bir protein olarak bilinen "amyloid beta" Alzheimer hastalığının semptomu olarak biliniyor.

 

Sysmex firması açıklamasında "Ürünün, hem piyasaya ivedilikle sürülmesi için hem de Japon ulusal sağlık sigortasının kapsamına alınması için hazırlık yapıyoruz." denildi.

 

 

TOKYO (AA) - Japonya, Kovid-19 vakalarının yeniden yükselişe geçtiği Çin ana karasından gelen yolcular için sınır kapısı önlemleri uygulamaya başlayacak.

 

Japon hükümeti, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) Çin'de Kovid-19 vakalarının yeniden artışa geçtiğine yönelik açıklaması sonrası önlem alıyor.

Başbakan Kişida Fumio, gazetecilere yaptığı açıklamada, virüs vakalarının Çin ana karasında artmasına yönelik endişe taşıdıklarını belirtti.

 

Çin'e ait kamu ve özel kuruluşların açıkladığı vaka sayılarındaki farklılığa dikkati çeken Kişida, "Detaylı durumun anlaşılması zor ve Japonya'da endişe artıyor." dedi.

Japon Başbakan, Kovid-19 hastalarının "ülkesine hızlı akışını" önlemek amacıyla, Çin ana karasından gelecek yolculardan Kovid-19 testi isteneceğini kaydetti.

Yeni karar doğrultusunda 30 Aralık'tan itibaren gelen yolcularda testi pozitif sonuçlananlar 7, virüs belirtisi taşımayanlar 5 gün süreli karantinaya girecek.

 

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçen haftaki açıklamasında, Çin'de artan vakalar için "Bu ciddi hastalığa dair artan vakalardan endişe duyuyoruz." demişti.

 

Japon hükümeti, Kovid-19 nedeniyle 2 yıldan fazla süre ülke sınır kapılarında uyguladığı sınır önlemlerini ekim ayında kaldırmıştı.