Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Am 20. März 2023, pünktlich zum Beginn der Internationalen Wochen gegen Rassismus, startete meine “Kinotour mit Mo Asumang” und ihrem Film “Die Arier” in meiner oberfränkischen Heimat.

In ihrem vielfach ausgezeichneten Film begibt sich die Filmregisseurin Mo Asumang (u.a. bekannt aus der 6-teiligen Reportagereihe „Mo Asumang und …“ auf 3sat) auf die Suche nach den Ursprüngen von Rassismus, dem Missbrauch des Begriffs „Arier“ und nach den heute noch existierenden, echten Ariern.

Die Doku wurde in den jeweils vollbesetzten Kinos in Hollfeld und Pegnitz vor Schulklassen gezeigt, die im Anschluss mit Mo Asumang angeregt diskutierten. Die Jugendlichen waren sichtlich beeindruckt vom Mut der nach Antworten suchenden Mo Asumang, die Begegnung mit ihr bleibt sicherlich vielen der Schülerinnen und Schüler lange im Gedächtnis. 

Weiter geht es am 26. April in München und Weilheim, weitere Stationen in Passau, Viechtach, Neumarkt, Nürnberg, Fürth, Schweinfurt, Dillingen und Bad Wörishofen folgen. 

Die Kinotour mit Mo Asumang flankiert mein neues Maßnahmenpaket „Vereint in Vielfalt – geschlossen gegen Rassismus“, das sich gezielt an Jugendliche richtet. Mit dem Film „Die Arier“, Podcasts, Videos und Expertengesprächen sollen Jugendliche an Themen wie Alltagsrassismus und Diskriminierung herangeführt und dafür sensibilisiert werden.

Ich freue mich sehr darüber, dass wir Frau Asumang für dieses Projekt gewinnen konnten und bin gespannt auf die weiteren Vorstellungen!

 

 
 
Almanya'nın Köln kentinde Türkler ve Almanlar, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Merkezi'ndeki iftar programında bir araya geldi. DİTİB Genel Merkezi bünyesindeki Köln Merkez Camisi'ndeki iftara sivil toplum kuruluşları ve dernek temsilcilerinin yanı sıra diğer dinlerin temsilcileri, iş, sanat, siyaset ve bilim dünyasından davetliler katıldı.
 
 
 
 
 
 
 
Avro Bölgesi'nde şubatta 48,5 olan imalat sanayi PMI, martta 47,3'e gerileyerek 9 aydır daralmaya işaret eden 50 puanın altında kalmaya devam etti.
 

BERLİN (AA) - Avro Bölgesi'nde martta imalat sanayi faaliyetlerinde, artan yaşam maliyetlerinin tüketicileri satın alma konusunda temkinli davranmaya zorlamasının etkisiyle düşüş görüldü.

S&P Global, Avro Bölgesi'nin mart ayı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) nihai verisini açıkladı.

 

Buna göre, Avro Bölgesi'ndeki fabrika faaliyetleri, alışılmışın dışında yüksek enflasyonun ardından artan yaşam maliyetleriyle tüketicilerin satın alma konusunda temkinli davranmasından olumsuz etkilendi.

Avro Bölgesi'nde şubatta 48,5 olan imalat sanayi PMI, martta 47,3'e gerileyerek 9 aydır daralmaya işaret eden 50 puanın altında kalmaya devam etti.

S&P Global, öncü verilerde mart ayı imalat PMI'yı 47,1 puan olarak açıklamıştı.

 

- "Avro Bölgesi'nde imalat sanayinin üretimi dalgalı sularda olmaya devam ediyor"

S&P Global Baş Ekonomisti Chris Williamson, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Fabrikaların, artan yaşam maliyeti, merkez bankalarının daha sıkı para politikası, şirketlerin stoklarını boşaltmaya başlaması ve düşük tüketici güveninin ortasında mal talebindeki azalışın 11 aydır art arda düştüğünü bildirmesiyle Avro Bölgesi'nde imalat sanayinin üretimi dalgalı sularda olmaya devam ediyor." ifadesini kullandı.

Daha düşük enerji maliyetleri ve iyileşen tedarik zincirleriyle üreticilerin üretim maliyetlerinin Temmuz 2020'den bu yana ilk kez düştüğünü belirten Williamson, "Bu düşük maliyetler, satış fiyatlarındaki daha yavaş artışları desteklerken, bu da tüketici fiyatlarının düşmesine yardımcı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

Öte yandan, Avro Bölgesi'nde şubatta yüzde 8,5 olan yıllık enflasyon, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) tarihindeki en agresif para politikası sıkılaştırmasına rağmen martta enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 6,9 seviyesinde belirlendi.

PMI verilerinde 50 puanın üstü büyümeye işaret ederken, 50 puanın altı daralmayı gösteriyor.

 
BERLİN (AA) - Alman Ticari Fuar Sanayi Birliği (AUMA) Genel Müdürü Jörn Holtmeier, Kovid-19 salgını döneminde Almanya'da 670 ticari fuarın iptal edilmesinin ekonomide şimdiye kadar 60 milyar avroluk kayba neden olduğunu bildirdi.
 

Holtmeier, Alman basınına yaptığı değerlendirmede, sektörün Kovid-19 salgını sırasında Alman bürokrasisinin etkisiyle önemli kayıplar yaşadığını belirtti.

Salgında Alman hükümeti yardımlarının ve kısa süreli çalışmanın, Alman fuarcılık sektörünün en kötüsünü yaşamasını önlemeye yardımcı olduğunu aktaran Holtmeier, salgında kısıtlamaların en aza indirilebileceğini savundu.

 

Alman bürokrasisini eleştiren Holtmeier, "Almanya'dakinden 3 kat daha fazla Kovid-19 vaka sayısının görüldüğü Madrid'de denenmiş ve test edilmiş hijyen konseptleri altında ticaret fuarları düzenlendi. Amsterdam'daki sergi alanları kilitlenmelerden muaf tutuldu." ifadelerini kullandı.

Kovid-19 kısıtlamalarının devam ettiği dönemde Paris, Londra ve Dubai'de ticaret fuarları olduğunu belirten Holtmeier, 2022 baharının sonlarında ticaret fuarları yeniden başladığında aşıların tanınması gibi Almanya'da yeni engellerin ortaya çıktığını, bu nedenle fuar katılımcılarının ülkeye giremediğini kaydetti.

 

Holtmeier, Kovid-19 salgını döneminde Almanya'da 670 ticari fuarın iptal edilmesinin ekonomide şimdiye kadar 60 milyar avroluk kayba neden olduğunu bildirdi.

Fuar şirketlerinin satışlarının hala Kovid-19 öncesi seviyenin altında olduğunu belirten Holtmeier, geçen yıl normal zamanlarda fuara katılan şirketlerin sadece yüzde 70'inin geri döndüğünü ve ziyaretçilerin yüzde 65'inin fuarları ziyaret ettiğini kaydetti.

 

Dünyanın en önemli fuar alanlarından birisi olan Almanya'da, sektörler üstü en önemli fuarların üçte ikisi gerçekleştiriliyor. Ülkede her yıl neredeyse 10 milyon kişi tarafından ziyaret edilen yaklaşık 200 uluslararası fuar ve sergide, 180 binden fazla şirket temsil ediliyor.

 

BERLİN (AA) - Alman biyoteknoloji firması BioNTech ve Çin merkezli DualityBio'nun, iki kanser antikor ilaç adayını birlikte geliştirmek ve ticarileştirmek için iş birliği yapacağı bildirildi.

BioNTech ve OncoC4'ten yapılan ortak açıklamada, şirketlerin katı kanser tümörlerinin tedavisinde DualityBio'nun DB-1303 ve DB-1311 antikor adaylarını birlikte geliştirecekleri belirtildi.

 

Açıklamada, BioNTech'in, Çin merkezli DualityBio'ye 170 milyon dolar ön ödeme yapacağı, iş birliği döneminde şirkete 1,5 milyar doları aşan çeşitli ödemeler ve çift haneli kademeli telif ücretleri sağlayacağı kaydedildi..

DualityBio'nun DB-1303 antikor adayının, ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden (FDA) yeni ilaçların geliştirilmesini ve test edilmesini hızlandırmayı amaçlayan "Fast Track" iznini aldığı belirtilen açıklamada, "Şu anda klinik geliştirmenin faz 2 aşamasında bulunuyor." denildi.

 

DB-1303 ve DB-1311 antikor adayları, sağlıklı dokuya zarar vermekten kaçınırken kanser hücrelerini hedefli bir şekilde yok etmeyi amaçlıyor. Bu tedavinin kemoterapiden daha iyi tolere edildiği belirtiliyor.

Öte yandan, BioNTech, Kovid-19 aşısından elde ettiği milyarlarca avroluk gelir sayesinde kanser gibi hastalıklar için üretim hattını daha fazla ortaklıkla genişletmek istediğini duyurmuştu.

 

Alman şirket, 20 Mart'ta, ABD merkezli OncoC4'ün, kanser ilaç adayını birlikte geliştirmek ve ticarileştirmek için iş birliği yaptığını da açıklamıştı.

 

BERLİN (AA) - Alman hükümetinin Kişisel Verilerin Korumasından ve Bilgi Özgürlüğünden Sorumlu Görevlisi Ulrich Kelber, veri güvenliği endişeleri nedeniyle prensip olarak gerekirse yapay zekaya dayalı sohbet robotu ChatGPT'yi engelleyebileceklerini bildirdi.

 

Kelber, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’a yaptığı açıklamada, Almanya’nın veri güvenliği endişeleriyle Microsoft tarafından mali açıdan desteklenen ChatGPT'yi engelleyerek İtalya'nın izinden gidebileceğine işaret etti.

Ulrich Kelber, "Prensip olarak Almanya'da da böyle bir eylem mümkün." ifadesini kullanarak, ABD merkezli OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT'yi engellemenin eyaletlerin yetki alanına gireceğini belirtti.

Almanya'nın yasağı konusunda İtalya'dan daha fazla bilgi talep ettiğini bildiren Kelber, Almanya’nın olası ChatGPT’ı engelleme planı hakkında ayrıntılı bilgi vermedi.

 

İtalya Verileri Koruma Ajansı, 1 Nisan’da, İtalyan kullanıcıların kişisel verilerini yasa dışı şekilde topladığını belirterek, ChatGPT'ye İtalya'nın gizlilik standart ve düzenlemelerindeki gereklilikleri karşılayana dek erişimin geçici olarak engellendiğini bildirmişti.

ChatGPT'ye yönelik soruşturma başlatan İtalyan ajansı ayrıca, verilerin toplanma usulüne yönelik kullanıcılara bilgi verilmemesini de ihlaller arasında göstermişti.

 

Böylece İtalya, yapay zeka tarafından desteklenen bir chatbot'a karşı harekete geçen ilk Batılı ülke olmuştu.

Öte yandan, Fransa ve İrlanda'daki verilerin korunmasından sorumlu yetkililer, bulgularını tartışmak için İtalya Verileri Koruma Ajansı ile iletişime geçtiklerini açıkladılar.

BERLİN (AA) - Alman Rheinmetall şirketi, Ukrayna'nın savunması için Batı tarafından tedarik edilen tanklar, obüsler ve askeri araçlar için Romanya'da bir bakım ve lojistik merkezi kurdu.
 

Alman medyasına konuşan şirket sözcüsü, söz konusu merkezin Romanya-Ukrayna sınırı yakınlarındaki Satu Mare'de kurulduğunu ve bu ay faaliyete geçeceğini belirtti.

Bakım merkezi, Ukrayna'da kullanılan Batılı savaş sistemlerinin operasyonel hazırlığının sürdürülmesinde ve lojistik desteklerinin sağlanmasında merkezi bir rol oynayacak.

Bakım merkezinde Leopard 2 ve İngiliz Challenger gibi ana muharebe tanklarının yanı sıra kundağı motorlu obüsler, piyade savaş araçları, zırhlı nakliye araçları veya askeri kamyonların da bakımı yapılabilecek.

Ayrıca NATO kuvvetlerinin savaş araçlarının yanı sıra lojistik araçlarına da gelecekte Satu Mare'de bakım yapılması planlanıyor.

 

Rheinmetall Üst Yöneticisi (CEO) Armin Papperger, NATO kuvvetlerine ve Ukrayna'ya mümkün olan en iyi desteği sağlamanın Rheinmetall olarak kendileri için büyük önem taşıdığını ifade etti.

Haziran 2022'de Rheinmetall ve ortak şirketi KMW, Litvanya'nın Rukla kasabası yakınlarındaki Jonava'da, Litvanya ve Baltık Ülkelerinde konuşlu diğer NATO güçlerinin savaş araçlarına kapsamlı lojistik destek sağlamak üzere benzer bir bakım merkezi kurmuştu.

 

- Başbakan Scholz, bakım merkezinin kurulmasını memnuniyetle karşıladı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise Romanya'da yaptığı açıklamada, bakım merkezi kurulmasını memnuniyetle karşılayarak, Ukrayna'da konuşlandırılan teçhizatın da sürekli olarak tamir edilmesinin ve kullanılabilir durumda olmasının önemli olduğunu söyledi.

Scholz, bu savaşın özel niteliği nedeniyle onarım tesislerinin sadece tek bir yerde değil, Ukrayna dışında ama sınıra yakın yerlerde bulunduğunu belirterek, "Bu kadar çok Avrupa ülkesinin bu konuda bizimle birlikte hareket etmeye istekli olmasından dolayı çok mutluyum." dedi.

BERLİN (AA) - Almanya'nın Ludwigsburg kentinde Müslümanlar ve Almanlar şehir merkezinde verilen iftar programında bir araya geldi.

 

Ludwigsburg kentindeki İslam Toplumu tarafından gerçekleştirilen iftar programına Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, Ludwigsburg Belediye Başkan Yardımcıları Renate Schmetz ve Sebastian Mannl, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus ve çok sayıda STK temsilcileri katıldı.

Havanın soğuk olmasına rağmen 3 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen iftar programında Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı, ilahiler söylendi ve ramazana özel müzikler sunuldu.

 

Program, Almanlar ve Müslümanlar tarafından beğeniyle izlendi.

Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, ramazan ayının Müslümanların dini yaşamının beş temelinden biri olduğunu ve özel bir anlamı bulunduğunu belirterek "Oruç, kendi içimize döndüğümüz ve bizim için neyin önemli olduğunu düşündüğümüz bir zamandır. Oruç açmak, paylaşılan bir yemekten daha fazlasıdır. Sosyal grupların birbirleriyle konuşmaları için fırsatlar sunar ve önyargılardan uzak, barış içinde bir arada yaşamayı teşvik eder." dedi.

 

Koçak, iftarların ortak değerleri keşfetme, pekiştirme ve birbirini tanıma fırsatı sunduğunu vurgulayarak, "Saygı ve hoşgörü, yardımseverlik ve merhamet dinlerin ortak temelidir. Toplumsal barışın temeli hiç kuşkusuz hoşgörüdür. Bir toplumda ya da farklı toplumlar arasında hoşgörü, diğerini kabul etmek ve ona saygı duymaktır. Farklılıklarımız bizi zayıflatmaz, tam tersine zenginleştirir ve güçlendirir." ifadelerini kullandı.

IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de orucun insanlık tarihi kadar eski bir ibadet olduğuna işaret ederek "Efendimiz Hz. Muhammed orucu tarif ederken 'oruç kalkandır' buyurmaktadır. Şüphesiz oruç yemeden, içmeden, bir kısım nefsi arzulardan uzaklaşmaktan ibaret değildir. Oruç bizi dönüştürebilmelidir, oruç zulme karşılık kalkan olabilmeli, oruç haksızlığa karşı kalkan olabilmeli, oruç insan hakları ihlallerine karşı kalkan olabilmeli, oruç çevremize karşı, dünyamıza karşı, dünyayı adeta yaşanmaz bir yere getirmeye çalışanlara karşı kalkan olabilmelidir." diye konuştu.

 

Ergün, "Yaşamış olduğumuz bu topraklarda özellikle vatan edinmiş olduğumuz bu şehirlerdeki tüm insanları bir araya getirmek ramazanın mana ve ruhuna uygun olan bir çalışma. Bu çalışmaların tüm şubelerde yapılmasını tavsiye ediyorum." dedi.

 

 

 

Genel merkezi Ankarada olan,1980 öncesi Ülkü Ocakları ve 1980 sonrası Almanya Türk Federasyon genel başkanlarımızdan, Avrupa Türk İslam  Birliği teşkilatınin kurucularından Dr. Ali Batman, Başbuğ Alparslan Türkeş'in 26. ölüm yıl dönümü munasebetiyle düşünce ve görüşlerini bize anlattı. Dr. Ali Batman Ülküdaşlarımıza cağrıda da bulunarak şöyle konuştu;
 
"Kıymetli ülküdaşlarım! Bugün malum olduğu üzere Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in 26. Ahirete irtihal yıl dönümüdür. Her ülkücü  ve ülkücü olmasa da vicdan sahibi her insanımız gibi ben de Allah'tan rahmet diliyor,minnet,şükran,hayır ve dua ile anıyorum. Mekanı Cennet Olsun (âmin).
 
 
Kabul etmeliyiz ki O sadece yıldönümünde kısaca hatırlanıp birkaç cümlelik dua etmekle anılıp geçilecek birisi değildir. O'nun bıraktığı dâvâyı resmi temsil durumunda olanlar bana göre 26 yıldır O'na layık ve hakettiği  "Anma Proğramları"düzenlemekte hep yetersiz kalmaktalar. Bunda Türkeş isminin büyüklüğü ve ağırlığı karşısında kendi pozisyonlarının belki arka planda kalacağı gibi kişisel kaygıların rolü olacağı gibi,her konuda olduğu gibi bu konuda da, birebir hatıraları, bilgi ve birikimleri  olan arkadaşlarımızı çevrelerine yaklaştırmak istemeyişlerinin de şüphesiz rolü vardır. Burda maksadım polemik yapmak değildir. Başbuğ'umuza layık anmaların yapılmadığı,kendisinin ve bayraklaştırdığı dâvânın yeni kuşaklara yeteri kadar ulaştırılmadığından duyduğum üzüntüdür.
 
 
Her fâni gibi şüphesiz Başbuğ'un da zaman zaman yanlışları,hareketi yönetirken yer yer hatalı karar ve uygulamaları da olmuştur. Bu hususlar da O'na layık her yönüyle tanıtıldığı,anlatıldığı,her türlü sosyal bilim dallarının devreye konarak incelendiği durumlarda iyi niyetli ve dâvâya fayda maksatlı kritikler de yapılabilir. 
 
Ama bunlar O'nu Türk Milletine (ve dolaylı olarak İslam âlemine ve insanlığa)sağladığı hizmetleri bakımından en yüksek sevgi,saygı ve şükran dolu duygu ve düşüncelerle anmamıza engel teşkil etmez.
 
 
Genç nesiller 60 lı 70 li yılların dünya ve Türkiyesini yaşayarak öğrenmediler. 
 
Yazılanları okuyarak  ve anlatılanları dinleyerek öğreniyorlar.İşte sorun da burda. O dönemlerin en önemli ideolojik ve siyasi aktörü Alparslan Türkeş ve O'nun liderliğinde yürütülen dâvâ ve verilen mücadelelere hiçbir zaman hakettiği şekilde yer verilmemektedir. Kaç kitap ,kaç akademik araştırma var,kaç  film yapıldı-bırakın başkalarını-  o kadar okumuş ve eli kalem tutan her bölümden yetişmiş o kadar insanımıza rağmen kendi içimizden kaçımız yazdık,yorum yaptık,şerh yazdık..?
 
 
Gerçekten esef verici.
 
40 'larda dünya artık çoktan kamplaşmıştı.
Ortada Komünizm ve Kapitalizm varken Avrupa ve paralelinde Türkiye 60 'larda derin ideolojik savrulmaları yaşarken Türkeş ve ortaya koyduğu  milli,islami ve insani esaslara dayalı Türk Milliyetçiligi Dünya Görüşü ve ondan esinlenerek hazırlanmış Dokuz Işık Doktrini Türkiye için Üçüncü Yol olarak milletin huzuruna çıktı. İyi ki çıktı. Ve bizler Can Simiti gibi bu milli ve yerli fikirlere sarıldık. 
 
Bunun için Türkeş sadece bir parti genel başķanı değildi. Bunun için sadece Ülkücüler değil sağıyla soluyla tüm toplum O'nun ve fikirlerinin  kıymetini bugün de anlayıp takdir etmeyi bilmelidir. Zira Türkeş ortaya çıkmakla bugün sayıları milyonlara ulaşan,bilhassa da okumuş ağırlıklı millet evlatlarını yanlış yollara yönelmekten kurtarmıştır. Bu bile Türkeş'i hayırla anmaya yeter.
 
O yıllar için insanlıģı ve tabiiki Türkiye'yi de doğrudan ,dıştan ve içten tehdit eden komünizme karşı verdiģi haklı,şanlı şerefli ve milli mücadeleye yaptığı liderliğiyle tarihte bu millete hizmet eden en büyük kahramanlardan olarak tarihe kaydedilmelidir. Resmi tarihçiler savsaklamak istese de O'nun millet vicdanında ve tarihteki yerini alacağına inanıyorum.
 
Ve bunların sonucu ve devamı olarak;yetiştirdiği milyonlar -şimdilik kendi siyasi partileri çatısında toplanıp hakettikleri siyasi gücü teşkil edemeseler,ve gerektiği gibi soyasi etkinlik oluşturamasalar bile-Türk Milletinin gelecek onyıllarında varolmaya;fikir  ve politik hayatında,akademik ve kültür calışmalarında varolup fikri renklerini vurmaya devam edeceklerdir inşaallah.Böyle bir hareket bugünkü dağınıklığı asla haketmiyor.Toparlanabilmek için şuan bir formül gösteremiyebiliriz.Ama politik olarak hangimiz nerede duruyor olsak bile ileride Ülkücülerin Birlik ve Beraberliģini sağlama idealini sürekli içimizde taşıyalım.Fırsat buldukça bunu konuşalım,yazalım...(Mealini şu an yaklaşık olarak hatırlayabildiğim  Ra'd Suresinde bir àyet var; bir kavim kendi gidişatını değiştirmedikçe biz onu deģiştirmeyiz.)Hareketimizin gidişatını olması gereken yöne değiştirebilmek için kişisel çabaları küçümsemeyip çabalamalıyız.
 
Bu yolda şüphesizki en büyük ortak değerimiz Başbuğ Türkeş'tir.Vefat yıldönümü münasebetiyle kısaca bunları söylemek istedim. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.Ruhu şad mekanı cennet olsun".
Haber ve Resim: Doğan Tufan

Kinder wachsen mit Tablets, Smartphones und Co auf. Fast die Hälfte der vier- bis sechsjährigen Kinder in Bayern verbringen mehr als 30 Minuten täglich vor digitalen Geräten. Am Wochenende sind es sogar 69 Prozent. Das geht aus einer Elternbefragung im Rahmen der aktuellen AOK-Familienstudie hervor. In dieser Altersgruppe sollten Eltern jedoch nach maximal 30 Minuten den Stecker ziehen. Dazu raten die Experten der Initiative „SCHAU HIN! Was Dein Kind mit Medien macht“. Die AOK ist bereits seit 2020 Partner der Initiative und hat vor kurzem die Kooperation bis mindestens Ende 2024 verlängert. „Die Gesundheitskasse trägt so dazu bei, dass insbesondere Kinder lernen, Medien mit Freude und vor allem gefahrlos zu nutzen“, so Walter Heußlein, Beiratsvorsitzender bei der AOK in Würzburg. Ein zu hoher und falscher Medienkonsum kann der Gesundheit von Kindern schaden. Computerspiele, Surfen im Internet, Chatten und Fernsehen verhindern Bewegung und ersetzen bei vielen Kindern soziale Kontakte. Zudem können sich Ängste entwickeln, wenn Kinder nicht altersgerechte Inhalten anschauen. Eltern sollten auch dafür sorgen, dass ihre Kinder sicher im Internet unterwegs sind. „Helfen kann dabei die Initiative SCHAU HIN!, die Eltern unterstützt, ihre Kinder im Umgang mit Medien zu stärken“, so Walter Heußlein. Expertinnen und Experten beantworten Fragen, geben Orientierung und konkrete alltagstaugliche Tipps für kompetente Mediennutzung.

 

Ab diesem Frühjahr ist der Bereich Medienkompetenz auch fester Bestandteil des AOK-Präventionsprogramms „JolinchenKids – fit und gesund in der KiTa“. „Im Mittelpunkt standen bislang Ernährung, Bewegung, seelisches Wohlbefinden und Nachhaltigkeit, ergänzt wird das Programm jetzt um das Modul Medienkompetenz“, freut sich Walter Heußlein. Seit der Einführung von JolinchenKids im Jahr 2014 beteiligten sich in der Region Stadt und Landkreis Würzburg (inkl. Kitzingen und Spessart) mehr als 50 KiTas, rund 3.200 Kinder und deren Familien konnten damit erreicht werden. Aktiv betreut werden derzeit 11 KiTas der Region Stadt und Landkreis Würzburg (inkl. Kitzingen und Spessart). In diesem Kindergartenjahr werden rund 700 Kinder von dem Gesundheitsprogramm profitieren.

 

Weitere Informationen zur Initiative SCHAU HIN! gibt es unter www.schau-hin.info und zum Gesundheitsprogramm JolinchenKids unter www.aok.de/bayern/jolinchenkids.