Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

„Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçim, parti liderlerinin ve bir grup partililer tarafından SEÇİLMİŞLERİN seçimidir.  Avrupalı Türklerin SEÇİMİ değildir ve olamaz!..“ 

 

Ülkemizde 14 Mayıs 2023 günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri için geriye sayım başladı. Hareketli bir aday, adaylığı dönemi yaşandı. Ardından kesin aday listeleri açıklandı ve ortalık toz, duman oldu.

Ben Avrupalı bir Türk basın mensubu olarak olayı başka bir pencereden irdelemek istiyorum.

 

YURTDIŞINDA NE KADAR SEÇMEN VAR

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK)  yaptığı açıklamaya göre yurtdışında 4 bin 969 seçim sandığı kurulacak. Bu sandıklarda 3 milyon 286 bin 786  kişi oy kullanma hakkına sahip. Ama seçme hakkına sahip olanların yüzde kaçının sandığa gideceğini de kimse tahmin edemiyor.

 

ALMANYA LOKOMOTİF ÜLKE

Her alanda olduğu gibi Türk vatandaşlarının yoğun olduğu ve en fazla Türk seçmenin yaşadığı ülke de elbetteki yine ALMANYA. Yaklaşık 1 buçuk milyon kişi 13 başkonsolosluk bölgelerinde oy kullanmaya gidecek ya da bir çoğu taşımalı sistemle, sandıklara taşınacaklar.

Daha sonra oy pusulaları ağzı mühürlü çuvallarla, sayım için Türkiye'ye gönderilecek. Oysa ki en doğrusu kullanılan oyların yine YURTDIŞI'nda sayılmasıdır.

Galiba hükümet yetkilileri, oy kullanırken güvendikleri görevlilere, sayım için GÜVENMİYORLAR!..  Ya da bizim sayı, saymasından bihaber olduğumuzu düşünüyorlar.

Çok garip bir uygulama. Garip olduğu kadar PAHALI bir uygulama.

Elbette böyüklerimizin bir bildiği veya düşündükleri vardır...

 

ADAY ADAYLIĞI İÇİN YARIŞTILAR AMA...

Öncelikle; AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP, Memleket Partisi, Saadet Partisi, DEVA, GELECEK, HDP, Yeniden Refah Partisi, Zafer Partisi vs vs için yurtdışından da önemli ölçüde aday, adaylığı başvuruları oldu.

Hem de belli bir ÜCRET ödeyerek başvurular yapıldı.  Bazı partilerin ücreti oldukça da ASTRONOMİK'ti.

Ancaak kesin listeler açıklandıktan sonra anlaşıldı ki;

YURTDIŞI TÜRKLERİ  adeta „KERİZ“ yerine konuldu.

 AK Partili ve MHP'li birkaç adayın haricinde yurtdışı Türkleri YOK SAYILDI!..

Tıpkı İzmir gibi 28 milletvekili çıkaracak kadar seçmeni olmasına rağmen 3 veya 4 kişiyle Yurdışındaki insanımıza; „size değil,  sadece oyunuza ihtiyacımız var“ mesajı verildi.

Yazık!..

Gerçekten çok yazık!..

 

ÖNCELERİ DÖVİZ AĞACI, ŞİMDİ REY AĞACI

1970'ten itibaren Avrupalı Türkler, Türkiye'dekiler için bir „DÖVİZ AĞACI“ muamelesi gördüler. Son 10 yıldan beri buna „OY AĞACI“ ünvanı da eklendi ve işlem tamamlandı!..

Düşünün kii;

Seçiyorsunuz ama seçtikleriniz sizi temsil etmiyor. Sizden birileri değil!.. Seçeceğiniz kişiler, Avrupalı Türkler değil, Türkiye'de yaşayanlar. İşte bu yüzden diyorum ki;

BU SEÇİM BİZİM SEÇİMİMİZ DEĞİL!..

 

CHP VE İYİ PARTİ İÇİN BİR HİÇİZ

Önce AK PARTİ: Avrupalı Türklerin en çok tercih ettiği parti kuşkusuz ki AK Parti. Geçen dönem Avrupalı Türkleri temsil eden Zafer Sırakaya, yine İstanbul'dan aday. Seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Avrupalı Türk kadınlarını temsilen, Meryem Göka, AK Parti'den Konya milletvekili adayı. Sıralamadaki yeri 4. Seçilmesi garanti gibi. İGMG eski Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, AK Parti'den İstanbul 3. Bölge 7. sıra adayı. O da kesin seçilir. Etti size: ÜÇ VEKİL...

CHP'nin yurtdışında yaklaşık yüzde 20 civarında bir oyu var. Ama yurtdışından maalesef ADAYI yok!..

Adam mı bulamadılar yoksa Avrupalı Türkleri ADAM YERİNE'mi koymadılar hala düşünüp duruyorum!..

MHP'den yine geçen dönem olduğu gibi eski Türk Federasyon Genel Başkanı Cemal Çetin, İstanbul 2. Bölgeden 2. sıra adayı ve seçilmesi garanti gibi gözüküyor. Oldu; DÖRT VEKİL..

 

Gelelim İYİ Parti'ye; 2018'den beri Avrupa'da yapılanmaya gayret eden, ancak bunu bir türlü beceremeyen İYİ Parti, Malatya'dan Selçuk Han'ı 4. sıraya koymuş. Seçilme şansı var mı derseniz maalesef yok!..

İYİ Parti'nin Avrupa'da  başka bir adayı'da  yok. Aday adaylığı başvurusu yapılanları da elemişler. Zaten 5 seneden beri Genel Başkanlarının yolu da bir türlü Avrupa'ya düşmedi. Bu da gösteriyor ki, İYİ Parti için yurtdışı oylarının önemi yok ya da ümidi kesmişler. Ancak düşünmeden edemiyorum;

Önce Ahmet Kamil Erozan sonra meşhur Yavuz Ağıralioğlu ve en son olarak ta Akşener'in yardımcılarından Çanakkaleli Rıdvan UZ buralarda turistik gezimi yaptılar yoksa çalışıyoruz diye genel merkezi mi oyaladılar?

Uzun yıllar İGMG Genel Başkanlığını yürüten Ali Yüksel'in de Yeniden Refah Partisinden Konya için aday gösterildiğini öğrendik.

 

DİĞERLERİNDEN HABERİMİZ YOK

Peki seçime girecek diğer partilerden ADAY olan yok mu? Elbette vardır ancak şu ana kadar bize ulaşan bilgiler bunlar. Bu konuda bilgi eksiğimiz varsa lütfen kusurumuzu bağışlasınlar.

 

KEŞKE DİYORUM

Keşkeleri pek sevmem ve pekte kullanmayı tercih etmem. Ancak 14 Mayıs'taki  seçim için çeşitli siyasi partilerden  aday adayı olanlar, listelere giremeyeceklerini bildikleri halde ADAY ADAYI  olmak için adeta yarıştılar.
Aday adayı olmak için belli bir ÜCRET ödemek zorunda kaldılar.

İlaveten bir sürü MASRAF yaptılar!
Bu arkadaşlara; "GELİN bu parayı DEPREMZEDELERE veya bir hayır kurumuna bağışlayın da işe yarasın!.."deseydik, cevapları kesin olarak; „biz gereken YARDIMI yaptık“ ya da „PARAMIZ YOK" diyeceklerdi.
Merak ediyorum: Ödedikleri ücretle ÜLKE EKONOMİSİ'ne mi
Yoksa PARTİ EKONOMİSİ'ne mi faydaları dokundu?..

 

TÜRKİYE'NİN TEK KURTULUŞ YOLU

Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin tek KURTULUŞ YOLU vardır. O da tıpkı FUTBOL'da olduğu gibi;

Hem SİYASET'te hem BÜROKRASİ'de hem de EKONOMİ'de yönetimi/idareyi ya da yetkiyi AVRUPALI TÜRK GENÇLERİ'ne vermesidir!..

Buna da Türkiye'deki BARONLAR razı olmayacağına göre GEÇMİŞ OLSUN!..

 

SONUÇ

İşte bu tüm bu olumsuzluklardan sonra diyorum kii;

BU SEÇİM AVRUPALI TÜRKLERİN  SEÇİMİ DEĞİLDİR!..

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) Üsküp'te düzenlediği iftarda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Sadece kendimizle, kendi toplumumuzla yetinmek bize yakışmaz. İnsanlığa el uzatmak, vicdanları harekete geçirmek sorumluluğunu hep beraber taşıyoruz” dedi
 
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Kuzey Makedonya’da düzenlenen iftar programına katıldı. Programa Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) da destek verdi.
 
Bakan Ersoy konuşmasına Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in, “Sizden biriniz kendisi için arzu edip istediği şeyi din kardeşi için de arzu edip istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz” hadisini hatırlatarak başladı.  Ersoy konuşmasının devamında ise, “Bu öyle bir öğüt ve uyarı ki en şahsi ihtiyaçlarımızda, arayışlarımızda, beklenti, istek ve arzularımızda dahi benliğimizden sıyrılmamızın, daima bizim dışımızdaki insanları göz önünde bulundurmamızı ve onları kendimizden ayrı görmeyip değer vermemizin ne denli gerekli ve hatta zorunlu olduğunu göstermektedir. İnanıyorum ki, iftar sofraları Peygamber Efendimizin bu hadisiyle işaret ettiği, İslam'ın ben değil biz olma, ayrı ayrı değil bir ve beraber durma düsturunun en sade ama bir o kadar da eksiksiz uygulamasıdır” dedi. 
 
 
Bugün Dünyada Ayrımcılığı Görev Edinenler Var

Sadece kendi toplumumuzla yetinmemek gerektiğine dikkat çeken Bakan Ersoy, “Sadece kendimizle, kendi toplumumuzla yetinmek bize yakışmaz. İnsanlığa el uzatmak, vicdanları harekete geçirmek sorumluluğunu hep beraber taşıyoruz. Zira bugün dünyada ayrımcılığı görev edinenler, bunu bir fazilet, üstün bir erdem görecek kadar vicdanları körelenler var. Bunun karşısında birlikte duracak, insana ve insanlığa hizmet etmek için birlikte çalışacağız. Değil mi ki Peygamber Efendimiz, 'İnsanları en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır' diye buyuruyor. Onun gösterdiği yönde ve yolda ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
Bugün kendilerini bu iftar sofrasında ağırlayan bu toprakların farklı inanç ve kültürden insanların birlikte yaşadığı bir coğrafya olduğunun altını çizen Ersoy, bu değerli mirasa sahip çıkıp onu yaşatmanın huzurlu yarınların güvencesi olacağını vurguladı.
Ersoy, iftar sofralarını kendileriyle paylaşan farklı inanç ve kültürden misafirlerin düşüncelerinin kendileriyle bir ve beraber olduğunu anlattı. 
 
YTB çalışanlarına düzenledikleri bu güzel organizasyon için tebrik eden Ersoy, “Sizlerin şahsında Türkiye'nin yaşadığı ağır afetler sonrası bizlere yardım eli uzatan Kuzey Makedonya devletine ve halkına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
 

YTB Gönül Köprülerini Kurmaya Devam Ediyor
 
İftar programı hakkında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren ise şunları kaydetti; “YTB gönül köprülerini kurmaya, kardeşlik sofralarında birleştirmeye devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un da katılımlarıyla Üsküp’teki kardeşlerimizi iftarda ağırladık.”
 
 
 
 
 
 
Almanya'da Maastricht kriterlerine göre tanımlanan genel kamu borcu, 2022’de 71 milyar avro artarak yaklaşık 2,57 trilyon avro seviyesine yükseldi.
 

BERLİN (AA) - Almanya’nın genel kamu borcunun gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı geçen yıl yüzde 66,4’ye düşmesine rağmen Maastricht kriterlerini karşılayamadı.

Almanya Merkez Bankasından (Bundesbank) yapılan açıklamaya göre, Almanya'da Maastricht kriterlerine göre tanımlanan genel kamu borcu, 2022’de 71 milyar avro artarak yaklaşık 2,57 trilyon avro seviyesine yükseldi.

 

Kamu borcunun nominal gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı da yıllık bazda 2,9 puanlık azalışla yüzde 69,3'den yüzde 66,4’e indi. Kamu borcunun GSYH'ye oranın gerilemesine en büyük katkıyı ekonomik büyüme verdi. Büyümenin, borcun GSYH'ye oranın düşmesine etkisi 5 puan oldu.

 

Böylece borç oranı, 2010 yılındaki en yüksek oran olan yüzde 82,4'lik seviyenin oldukça altında gerçekleşmesine rağmen Maastricht kriterlerinde öngörülen yüzde 60'lık tavan değerinin üstünde kaldı.

2019'da Kovid-19 salgını öncesi Almanya yüzde 59,6'lık borç oranıyla bu sınırın altında kalmıştı.

 

Bundesbank açıklamasında, ülkenin borcunun geçen yıl 2020 ve 2021’e göre daha yavaş arttığı belirtilerek, enerji kriziyle yeni borçların sona eren Kovid-19 salgınınından kaynaklanan düşük taleple dengelendiği ifade edildi.

Geçen ay Almanya'da şirketlerin ve ortaklıkların iflas başvuruları, 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 24 artarak 959'a yükseldi
 

BERLİN (AA) - Almanya'da Halle Ekonomik Araştırma Enstitüsü (IWH), iyileşen ekonomik beklentilere rağmen ülkede iflas eden şirket sayısının martta yaklaşık son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını bildirdi.

IWH, ülkede mart ayına ilişkin şirket iflas trendleri raporunu açıkladı.

Rapora göre, geçen ay Almanya'da şirketlerin ve ortaklıkların iflas başvuruları, Mart 2022'ye göre yüzde 24 artarak 959'a yükseldi. Böylece iflaslar, Mayıs 2020'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

İflaslardaki artış, şubat ayına göre de yüzde 15 oldu.

- "Olağanüstü düşük iflas sayılarının olduğu zamanlar şimdilik geride kaldı"

IWH Yapısal Değişim ve Verimlilik Bölümü Başkanı Steffen Müller, konuya ilişkin değerlendirmesinde, olağanüstü düşük iflas sayılarının olduğu zamanların şimdilik geride kaldığını belirterek, "Pahalı enerji ve malzemeler nedeniyle artan üretim maliyetleri, artan personel giderleri ve faiz oranlarındaki önemli artış şu anda birçok şirkete yük oluyor." ifadesini kullandı.

Müller, öncü göstergelerin Avrupa'nın en büyük ekonomisinde, iflas sayısında önümüzdeki aylarda daha fazla artışa işaret etmediğini kaydetti.

Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya'da daha yüksek enerji maliyetlerine yol açarken, uluslararası tedarik zincirlerindeki aksaklıkların devam etmesi ülkede üretim için ithal edilen birçok ara malını daha pahalı hale getiriyor.

Kovid-19 krizi, birçok sektör için önemli iş kayıplarına neden olduktan sonra enerji krizi, malzeme eksikliği ve yüksek enflasyon aylardır Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikası sıkılaştırması da Alman şirketlerinin finansman maliyetlerini artırıyor.

Bu arada, Alman sendikalar da alışılmışın dışında yüksek enflasyon karşısında çalışanlar için enflasyon üzerinde ücret artışları talep ediyor.

KÖLN (AA) - Almanya'nın Kassel kentinde, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen 8 Türkten biri olan Halit Yozgat, ölümünün 17. yılında anıldı.

 

Halit Yozgat'ın isminin verildiği "Halit Meydanı"nda gerçekleştirilen anma törenine katılan yetkililer, Yozgat'ın ailesi ve sevenleri meydandaki anıta çiçekler bırakıp dua etti.

Olayın meydana geldiği yerde bir sergi açan Kassel Belediyesi, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, "6 Nisan 2006'da Kassel'de ırkçı NSU'lu teröristler tarafından katledilen Halit Yozgat'ı bugün saygıyla anıyoruz." ifadesine yer verdi.

 

- Olay

NSU terör örgütü tarafından 6 Nisan 2006'da sahibi olduğu internet kafede kurşunlanarak öldürüldüğünde 21 yaşında olan Halit Yozgat'ın kafesinde 6 müşteriden birinin Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı muhbiri Andreas Temme olduğu tespit edilmiş, söz konusu muhbir hariç tüm müşterilerin görgü tanığı olarak ifade vermek üzere polise başvurduğu ortaya çıkmıştı.

Temme'nin olay günü orada olduğu ise ancak internet kafedeki bilgisayarlarda yapılan incelemeler sonucu belirlenmişti.

Cinayetin işlendiği sırada olay yerinde olduğu tespit edilen Temme verdiği ifadede o gün tesadüf olarak orada bulunduğunu ne bir silah sesi duyduğunu ne de tezgaha para koyup çıkarken yerde kanlar içinde yatan Halit Yozgat’ı gördüğünü belirtmişti.

Doğup büyüdüğü kasabada “Küçük Adolf” lakabıyla tanınan ve bazı aşırı sağcı çevrelerle yakın ilişkisi olduğu öne sürülen Temme polise tanıklık için başvurmaması ile ilgili olarak, olay günü internette arkadaşlık sayfalarında gezinip başka kadınlarla sohbet ettiğini ve bunu eşinin öğrenmesini istemediği için polise ifade vermeye gitmediğini ileri sürmüştü.

Münih’te 2016'dagörülen NSU davasının 296. duruşmasında mahkeme Halit Yozgat’ın NSU terör örgütü tarafından canice öldürüldüğüne kanaat getirirken, Andreas Temme’nin olay yerinde olup bunu kişisel nedenler ve görevi gereği saklamış olmasının mantıklı ve inandırıcı olduğuna hükmetti.

Mektupta, "Şimdi harekete geçmek bizim görevimiz. Bizi tehdit eden şeyi durdurabilecek son nesle ait." ifadelerine yer verildi.
 

BERLİN (AA) – Almanya’da siyasi partilerden ve bilim insanlarından yüzlerce üst düzey temsilciler, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a “Açık Mektup" göndererek iklimi korumak için daha fazlasını yapmaya çağırdı.

Mektupta, insan kaynaklı iklim krizi konusunda “Şimdi harekete geçmek bizim görevimiz. Bizi tehdit eden şeyi durdurabilecek son nesle aitiz.” denilerek, “Ne kadar uzun süre tereddüt edersek, beklememizin sonuçları o kadar ağır olur.” ifadesine yer verildi.

 

İklimin korunmasının tarihsel olarak benzeri görülmemiş bir görev olduğuna vurgu yapılan mektupta, bunun partiler üstü bir görev olduğuna işaret edildi.

Dini temsilcilerinin de imza attığı mektupta, bu görev için şimdi hızı muazzam ölçüde arttırmanın önemi ifade edilerek, iklimin korunmasında söz konusu olan enerji arzının değiştirilmesi, binaların yalıtılması, fosil yakıtlar olmadan hareketliliğin sağlanması ve enerji tasarrufu olduğu kaydedildi.

 

Bu arada, Alman koalisyon hükümetini oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller Partisi 29 Mart’ta 30 saat süren maraton görüşmelerinin ardından otoyolların genişletilmesinin hızlandırılması, demir yolu ağına milyarlarca yatırım yapılması, yenilenebilir enerjili ısıtma sistemi ve iklim koruma kurallarının gevşetilmesi gibi 144 konuda anlaşmaya varmıştı.

Ülkede yeni otoyollar yapılmasına ve bazı sektörler için katı iklim hedeflerinin yumuşatılmasına yönelik planlar çevreciler tarafından eleştirilmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya’da birçok eyalette devlet kurumlarının resmi internet sitelerine siber saldırı düzenlendiği bildirildi.

 

Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin haberinde, hackerlerin gerçekleştirdiği saldırılar sebebiyle Schleswig-Hostein eyaletinin resmi internet sitesine geçici süre ulaşılamadığı belirtildi.

Haberde, Brandenburg eyaletinde emniyet teşkilatının internet sitesinde aksaklıklar yaşandığı aktarılarak, Thüringen’de eyaletin İçişleri Bakanlığının ve emniyet teşkilatının internet sitelerinin hacker saldırılarına uğradığı ifade edildi.

 

Berlin'de de saldırılardan ötürü eyalet yönetiminin internet sitelerine erişimin uzun sürdüğü, Saarland eyalet hükümetinin resmi sayfasına da bir süre ulaşılamadığı bilgisi paylaşıldı.

Haberde, dün de Mecklenburg-Vopommern, Aşağı Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde bakanlıkların ve polisin internet sitelerine siber saldırı gerçekleştirildiği bildirildi.

 

- İnternet altyapısı etkilenmedi ve bilgiler çalınmadı

Berlin Eyaleti İçişleri Bakanlığı Dijitalleşmeden Sorumlu Müsteşarı Ralf Kleindiek, RBB Televizyon Kanalına yaptığı açıklamada, bu saldırının, "eyalet yönetiminin internet sayfalarına yapılan şimdiye kadarki en büyük saldırı" olduğunu söyledi.

Kleindeik, saldırı sebebiyle internet sayfalarının yavaşladığını, bu durumdan internet altyapısının etkilenmediğini ve bilgilerin çalınmadığını vurguladı.

 

Aşağı Saksonya Eyaleti Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada ise internet sayfalarına ülke dışından yoğun bir girişin görüldüğü, siber saldırılarla ilgili soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

Verden Savcılığından yapılan açıklamada da olayın her yönüyle soruşturulduğu belirtildi.

 

BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, ülkede bulunan mültecilerin barınması ve bakımı konusunda federal hükümetten para talep eden belediyelere ve yerel yönetimlere tepki gösterdi.

 

Faeser, Funke Medya Grubuna bağlı gazetelere yaptığı açıklamada, belediyelerin ve yerel yönetimlerin mültecilerin barınması için hükümetten para istemesine anlam veremediğini belirterek, "Şimdiden, bu yılında nisan başında, paranın yetmeyeceğini söylemek bana tuhaf geliyor.” dedi.

Federal hükümetin, 2022’de yerel yönetimlere 4,4 milyar avro verdiğini, ayrıca Ukraynalı mültecilere ödenen sosyal yardımları üstlendiğini ifade eden Faeser, hükümetin bu yıl da yerel yönetimleri 2,75 milyar avro ile destekleyeceği taahhüdünde bulunduğunu dile getirdi.

Feaser, yerel yönetimlerin zor durumda bulunduğunu kabul ederek bu durumun üstesinden birlikte gelinmesi gerektiğini söyledi.

 

- Mülteci sayısında üst sınır getirmeyi reddetti

Almanya'ya gelecek mülteciler konusunda üst sınırın getirilmesini reddeden İçişleri Bakanı Faeser, "Avrupa'nın ortasında korkunç bir savaş yaşıyoruz. 10 mülteciden 8’i Ukrayna'dan geliyor. İnsanlık için üst sınır olamaz." ifadesini kullandı.

Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hendrik Wüst ise Alman Haber Ajansı DPA'ya yaptığı açıklamada Faeser’i eleştirerek, yerel yönetimlerin mültecilerin barınması, entegrasyonu, bakımı ve eğitimi konularında olağanüstü işler yaptığını belirtti.

Wüst, belediyelerin yardım çağrılarının federal hükümet tarafından dikkate alınmamasına anlam veremediğini vurgulayarak, “Federal hükümet sorumluluğunu açıkça kabul etmelidir. Özellikle maliyetlerin adil bir şekilde dağıtılması söz konusu olduğunda." dedi.

 

- Yerel yönetimler 10 Mayıs'ta Başbakan Scholz ile bir araya gelecek

Eyaletler ve yerel yönetimlerin temsilcileri şubatta İçişleri Bakanı Faeser ile düzenlenen toplantıda federal hükümetten yerel yönetimlerin mülteciler konusunda üstelendiği yükün hafifletilmesini ve maddi destek sağlanmasını talep etmiş, ancak sonuç alınamamıştı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 10 Mayıs’ta mülteciler konusundaki maddi durumu görüşmek için yerel yönetimlerin temsilcileriyle bir araya gelecek.

Alman İstatistik Dairesi, Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından Almanya’ya yaklaşık 1,1 milyon Ukraynalının geldiğini açıklamıştı.

İçişleri Bakanlığı da 2022’de 217 bin 774 kişinin Almanya’da ilk kez iltica talebinde bulunduğu bilgisini paylaştı.

 

BERLİN (AA) - Küresel bilgisayar satışlarının, bu yılın ilk çeyreğinde 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 29 düştüğü bildirildi.

 

Pazar araştırma şirketi International Data Corporation'ın (IDC) raporuna göre, 2023'ün ilk çeyreğinde bilgisayar satışları, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 29 düşerek 56,9 milyon adede geriledi.

Söz konusu azalışın, 2022'nin son çeyreğindeki yüzde 28,1'lik düşüşün ardından gelmesi dikkati çekti.

 

İlk 5 bilgisayar üreticisinin analizlerinin yapıldığı raporda, "Zayıf talep, stok fazlası ve kötüleşen makroekonomik ortam, 2023'ün ilk çeyreğinde geleneksel bilgisayarların sevkiyatındaki keskin düşüşe katkıda bulunan faktörler oldu." denildi.

İlk çeyrekte en fazla düşüş, yüzde 40,5 ile Apple'ın bilgisayar satışlarında yaşandı. Apple'ı yüzde 31 ile Dell Technologies izledi.

Lenovo Group ve ASUS satışlarında yüzde 30,3, HP Inc'nin satışlarında da yüzde 24,2 düşüş oldu.

Almanya Türkleri’nin sorunları ile yakından ilgilenen Almanya kökenli AK Parti milletvekili Zafer Sırakaya İstanbul 2. Bölgeden tekrar aday gösterildi.

Ayhaber üzerinden Almanya Türklerine yönelik açıklamalarda bulunan Zafer Sırakaya, “Siyasette deneyim çok önemli. İlk dönemde edindiğim tecrübeler ile bir kez daha yurtdışında yaşayan insanımızın hizmetine talip oldum. Partim de böyle değerlendirmiş olacakki Cumhuriyetin 100. yılında milli birlik ve bütünlüğümüzün yegane garantisi olan AK Parti listesinden İstanbul 2. Bölge, 7. sıra adayı gösterildim. Durmak yok, Avrupali Türklerin sorun ve isteklerine çözüm aramaya devam” şeklinde konuştu.

 

Zafer Sırakaya Hakkında:

 

1974 yılında Almanya’nın Herne şehrinde doğan Zafer Sırakaya 1998 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Londra University of Wales İşletme Yönetimi bölümünde yüksek lisans yaptı.

2004 – 2014 yılları arasında kurucu üyesi olduğu Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Genel Koordinatörlüğü, Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Ekonomi İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yaptı. MÜSİAD Kuzey-Ren Vestfalya Yönetim Kurulu Üyeliği, Avrupa Tokatlılar Yardımlaşma Derneği Başkanlığı, Türk Alman Liberaller Birliği Başkan Yardımcılığı, Almanya Divanı Kurucu Üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü.

2014 – 2016 yılları arasında AK Parti Brüksel Temsilciliği’nde başkanlık görevi yaptı. 2015 yılından itibaren Avrupa Parlamentosu’nda AK Parti’nin üyesi olduğu Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler İttifakı’nın (AECR) Yönetim Kurulu üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı vazifelerinde bulundu.

2016 – 2018 yılları arasında da UETD Genel Başkanı olarak görev yaptı.

24 Haziran 2018’de 27. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili olarak seçildi.

21 Eylül 2018’den itibaren AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı görevini yürütmektedir.

Zafer Sırakaya aynı zamanda 10 Ekim 2019 tarihinde kurulan TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonu`na 16 Ekim 2019 tarihinde başkan olarak seçilmiş bu görevini de halen TBMM`de aktif olarak yürütmektedir.

Çok iyi derecede Almanca ve İngilizce bilen Zafer Sırakaya evli ve 3 çocuk babasıdır.