Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Macaristan Fahri Konsolosu ve Türk Macar İş adamları Derneği (TÜMİŞAD) Başkanı Osman Şahbaz Budapeşte Teknik Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Emilia Csiszár'ı ziyaret etti.
 
Macaristan Fahri Konsolosu ve Türk Macar İş adamları Derneği (TÜMİŞAD) Başkanı Osman Şahbaz, Macaristan’ın başkenti Budapeşte'de dünyada önemli bir yere haiz, 1782 yılında József Nádor Teknik Üniversite (Műszaki és Gazdaságtudományi Egyeteme) olarak kurulup, 1949 yılından sonra adı Budapeşte Teknik Üniversitesi (BME)'nin  Rektör Vekili Prof. Dr. Emilia Csiszár üniversite senato salonunda ziyaret etti.
Macaristan Türkiye akademik çalışmaları gelişmesi ve iş birliğinin oluşması adına, Budapeşte Teknoloji ve Ekonomi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Emilia Csiszár, Yabancı Diller Eğitim Müdürü Prof. Dr. Vigh László Gergely, Uluslararası Koordinatör Bánfiné dr Klekner Bíbor, Uluslararası öğrenci sorumlu koordinatörü Lesetár Zsolt Macaristan Fahri Konsolosu Osman Şahbaz’ı kabulünde T.C Budapeşte Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Dr. Hilal Akarkamçı, Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü YEE Müdürü Mustafa Aydoğdu, TİKA Budapeşte Koordinatörü Elif Türkislamoğlu, Budapeşte Büyükelçiliği Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Koordinatörü Mehmet Karakoyun, TÜMİŞAD Basın Danışmanı Gazeteci Czuk János eşlik etti. Rektör Vekili Prof. Dr. Emilia Csiszár Türk misafirlerini kapıda karşıladı.
 
 
Üniversitemiz Avrupa'nın en yüksek standartlı üniversiteleri arasındadır
 
Rektör Vekili Prof. Dr. Emilia Csiszár, '' Değerli Konsolos ve kıymetli heyetinizi üniversitemizde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi ile iş birliğimizi desteklediğiniz ve geliştirme adına atılacak her türlü girişime açığız. Üniversitelerimize verdiğiniz fedakârca desteğiniz için şahsınıza ayrıca çok teşekkür ediyoruz.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu'dan getirdiğiniz iyi niyet davet mektubu için teşekkür ederiz. Rektörümüz Prof. Dr. Tibor Czigány'ye ileteceğiz.
Üniversitemizde eğitim gören 24.000'den fazla öğrencimizin 2.500'ü dış ülkelerden gelenler oluşturuyor. Fransa'dan 140'dan fazla, Çin'den 130'dan fazla Amerika Birleşik Devletleri'nden 30'dan fazla Almanya, Avusturya, Hollanda, Romanya, İngiltere, Yunanistan ve birçok ülkeyi sayabiliriz. Türkiye'den ise 80 gayretli öğrencimiz bulunuyor. Türk öğrencileri çok başarılı ve memnunuz. Bu sayıyı daha da artırmak istiyoruz'' dedi.
 
 
İstanbul'dan İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu'dan size selam getirdim
 
Prof. Dr. Emilia Csiszár'ı ziyaret eden Konsolos Şahbaz, “Sayın rektör vekili bu imkânı bize verdiğiniz için size teşekkür ederiz. Macaristan’ın doğuya açılan kapısı Türkiye’nin incisi İstanbul’dan, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu'dan size selam getirdim. Dünyanın en eski teknik üniversitelerinden biri olarak görülen İstanbul Teknik Üniversitesi 1773 senesinde Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, tersane ve donanmanın geliştirilmesi ve askeri personelin eğitilmesi amacıyla III. Mustafa tarafından kurulmuş, bugün 37.092 öğrencisi, 2277 hocası, 13 fakültesi ve 6 enstitüsü bulunan teknik okuldur. Bu yıl Azerbaycan'dan iki devlet üniversitesi ile aynı zamanda mezuniyet töreni gerçekleştirdiler, bu sürece önümüzdeki sene Macaristan'ı da dahil etmeyi planlıyorlar. İki köklü eğitim kurumunun üreteceği eğitim ve teknik alanda var olan iş birliğini desteklemekten bahtiyarlık duyacağım. İş birliği ve projelerle taçlandırmak iki ülkeye de gurur verecektir. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu'dan size iyi niyet davet mektubu getirdik. Bu sürecin başlamasına vesile olan İstanbul'dan Yıldız Üniversitesi Mezunlar Derneği (YMD) Başkanı İsmail Hakkı Ulutaş'a da ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum'' dedi.
 
Fahri Konsolos Dr. Osman Şahbaz ve Rektör Prof. Dr. Emilia Csiszár karşılıklı birbirlerine hediye sundular ve Türk heyet hatıra fotoğrafı çektirip rektörlükten ayrıldılar.
 
 
 
 
- İslamabad Yüksek Mahkemesi, itiraz üzerine duruşmanın mahkemede yapılmasına karar verdi
 

İSLAMABAD (AA) - Pakistan'da eski Başbakan İmran Han'ın avukatları, "devlet sırlarını ifşa etmek" suçundan yargılanan Han'ın duruşmasının tutuklu bulunduğu cezaevinde yapılmasına karşı çıktı.

Ulusal basındaki haberlere göre, Özel Mahkeme Yargıcı Abul Hasnat Zülkarneyn, Han'ın tutuklu bulunduğu Ravalpindi'deki Adiala Hapishanesi'nde yapılan duruşmaya başkanlık etti.

Ancak Han'ın avukatlarından Salman Safdar, Adiala Haspishanesi'nin önünde yaptığı açıklamada, Han'ın duruşmasının bu şekilde yapılmasına karşı çıktıklarını belirtti.

Safdar, Han'ın duruşmasının normal şekilde mahkemede yapılması gerektiğini vurguladı.

İslamabad Yüksek Mahkemesi ise Han'ın avukatlarının yaptığı itirazın ardından eski Başbakan'ın duruşmasının mahkemede yapılmasına ancak hassas bilgilerin tartışılması halinde "kamera önünde" devam etmesine karar verdi.

 

- Duruşma 9 Ekim'e ertelendi

Öte yandan Özel Mahkeme Yargıcı Zülkarneyn, Han'ın ve aynı suçlamayla yargılanan eski Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi'nin duruşmasını, 9 Ekim'e erteledi.

Pakistan polisi, mahkeme kararıyla yolsuzluk davasından hüküm giyen İmran Han'ı, Lahor şehrindeki evinde 5 Ağustos'ta tutuklamıştı.

Han hakkında yargılandığı yolsuzluk davası kapsamında verilen 3 yıl hapis cezası 29 Ağustos'ta ertelenerek eski Başbakan'ın kefaletle serbest bırakılmasına hükmedilmişti. Ancak 30 Ağustos'ta hakim Abul Hasnat, savcılığın talebi üzerine "devlet sırlarını ifşa etmek"le suçlanan Han'ın tutukluluk süresini uzatmıştı.

Eski Dışişleri Bakanı Kureyşi de benzer sebeple 19 Ağustos'ta İslamabad'daki evinde gözaltına alınmıştı.

Federal Soruşturma Ajansı (FIA), eski Başbakan Han ve yardımcılarına Devlet Sırları Yasası'nı ihlal etmekten dava açmıştı.

 

- İddialar

ABD'de yayın yapan haber sitesi The Intercept, Pakistan'ın eski ABD Büyükelçisi Esad Mecid Han ile iki ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi arasında 7 Mart 2022'de gerçekleştirildiği ileri sürülen gizli görüşmeye ait belgeye ulaştığını iddia etmişti.

Pakistan hükümetine ait olduğu ve görüşmenin içeriğinin yer aldığı öne sürülen belgeye dayandırılan habere göre, ABD tarafı, eski Pakistan Başbakanı Han'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tarafsız tutumundan dolayı duyduğu rahatsızlığı eski Büyükelçi Mecid Han'a iletmişti.

Görüşmede yer alan Güney ve Orta Asya İşleri Bürosu'ndan sorumlu Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Donald Lu, Han hakkındaki güven oylamasının kabul edilmesi halinde Washington ile İslamabad arasında daha sıcak ilişkiler kurulması vaadinde bulunarak "Bence Başbakan'a karşı güven oylaması başarılı olursa Washington'da her şey affedilecek çünkü Rusya ziyareti, Başbakan'ın kararı olarak görülüyor. Dürüst olmak gerekirse (görevde kalması halinde) Başbakan'ın ABD ve Avrupa'dan izolasyonunun güçlü olacağını düşünüyorum." görüşünü paylaşmıştı.

 

Görüşmenin yapıldığı söylenen 7 Mart 2022'den bir gün sonra Pakistan’daki muhalefet partileri, eski Başbakan İmran Han'a karşı güven oyu önergesini Ulusal Meclis Başkanı Sekreterliğine sunmuştu.

Söz konusu görüşmeden bir ay sonra, 10 Nisan 2022'de Pakistan Parlamentosunda yapılan güven oylamasında 174 "hayır" oyu alan İmran Han hükümeti düşmüştü.

IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik: “Almanya integrasyon çabalarına daha fazla kaynak ayırmalı”

Başkan Çelik açıklamasında, “Almanya, uzun yıllar boyunca farklı kültürlerden gelen göçmenleri ağırlayan bir ülke olmuştur. Bu nedenle Almanya'da entegrasyon, toplumsal uyum ve farklı kültürlerin bir arada yaşaması önemli bir konudur. Ancak ülkedeki göçmenleri görmezden gelererek yeni göçler için yol açılması ülkenin geleceğini karanlığa götürür. Oysa Almanya yıllardır kendi şehir ve kasabalarında yaşayan göçmenlere dönüp onların ülkeye ve topluma daha iyi intibakını hedefleyen çalışmaları desteklemelidir.” dedi. 

 

IKG Enstsitiüsü Başkanı Dr. Latif Çelik açıklamasında devamla, “Almanya'da entegrasyon için yapılması gerekenler şunlar olabilir:

Dil Öğrenimi: Göçmenlerin Almanca öğrenmeleri, iletişim kurmalarını ve iş bulmalarını kolaylaştırır. Alman hükümeti, dil kursları ve destek programları sunar.

  1. Eğitim Fırsatları: Çocukların eğitimine önem verilmelidir. Entegrasyon için okullarda farklı kültürleri ve değerleri anlatan programlar geliştirilmelidir.
  2. İş Fırsatları: Göçmenlere iş bulmaları konusunda yardımcı olunmalıdır. İşsizlik sorununu çözmek için eğitim ve iş becerileri kazandıran programlar sunulmalıdır.
  3. Toplumsal Katılım: Göçmenlerin toplumsal etkinliklere katılmaları teşvik edilmelidir. Sivil toplum kuruluşları ve yerel etkinlikler bu konuda önemli rol oynar.
  4. Kültürel Farklılıkların Saygı Gösterilmesi: Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir toplumda, kültürel çeşitliliğe saygı göstermek önemlidir.
  5. Yasal Destek: Entegrasyon sürecini kolaylaştırmak için göçmenlere yasal destek ve bilgilendirme sağlanmalıdır.
  6. İletişim ve Diyalog: Alman yerlileri ile göçmenler arasında açık iletişim ve diyalog teşvik edilmelidir. Bu, anlayış ve uyumu artırabilir.
  7. Eşit Haklar: Göçmenlere eşit haklar tanınmalı ve ayrımcılıkla mücadele edilmelidir.

 

Almanya'da entegrasyon, hem göçmenlerin hem de Alman toplumunun ortak bir sorumluluğudur.

Bu süreç, farklı kültürlerin bir arada yaşayarak bir zenginlik yaratmasını sağlayabilir. Ancak bu, çaba, anlayış, işbirliği ve maddi kaynaklar ile devlet tarafından desteklenmesi gerektiren bir süreçtir.” şeklinde açıklama yaptı.

 

Pforzheim Belediye Başkanı Peter Boch ile Pforzheim ve Çevresi Türk Veliler Derneği Başkanı Mümin Karaca miniklerle birlikte fidan dikti

Almanya'nın Pforzheim kenti'nde, fidanlar toprakla buluşmaya devam ediyor. 29 Eylül Ağaçlandırma Günü kapsamında Pforzheim '' Hohberg'te '' düzenlenen etkinlikte Pforzhemli minik çocuklar, hem fidan dikti hem de gönüllerince eğlendi.
Başkan Peter Boch, minik öğrencilerle birlikte meşe fidanını toprakla buluşturdu. Fidanların can suyunu veren çocuklar ve aileleri, daha sonra ormanlık alanda kurulan hep birlikte keyifli vakit geçirdi. 


Etkinliğe Pforzheim Belediye Başkanı Peter Boch, Pforzheim ve Çevresi Türk Veliler Derneği Başkanı Mümin Karaca, Şehir Koordinasyon Ofisi'nden Emine Akyüz, Şehir ormanı eğitmeni Saskia Burgdorf minikler ve aileleri katıldı.
Başkan Peter Boch ve Pforzheim Şehri Orman İdaresi, Pforzheim ailelerini macera dolu bir gün için ormana davet etti. Hohberg Orman Bölgesi'nde geçen yıldan beri 2021 doğumlu çocuklar için "Doğum Ormanı" olarak adlandırılan bir alan bulunmaktadır. Orman İdaresi, 2021 yılında doğan 1.418 Pforzheim çocuğu için birer ağaç dikti. "Her Çocuk Bir Ağaç" etkinliği fikri, Peter Boch'un 2019 yılında tatilinden dönerken Pforzheim doğum hızı ve iklim koruma konularıyla ilgilendiği zaman ortaya çıktı. "Bu artık genç ama çok güzel bir gelenek haline geldi. aynı zamanda Orman İdaresi'nin de hemen heyecanlandığı ve fikri hayata geçirme konusunda çaba sarf ettiği için," diye açıklıyor Belediye Başkanı. Bu, çocukları memleketleriyle bağlar ve aynı zamanda doğaya yakınlık oluşturur. Bu, çocuklara aileleriyle birlikte ormanı ve sakinlerini oyunla daha yakından tanıtmak için yeterince iyi bir neden olarak kabul ediliyor. "Doğum Ormanı"nı geçen sonbaharda bir aile günüyle kutlamak istedik. Ne yazık ki, kötü hava nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık. Bu nedenle bugün çocukları ve ailelerini ormanımızda ağırlamaktan daha fazla memnuniyet duyuyorum," diyor Boch.


Çeşitli orman eğitim programı
Şehir ormanı eğitmeni Saskia Burgdorf ile birlikte küçük maceracılar ormanda gizli hayvan figürlerini arayarak "avlanmaya" çıktılar. Ayrıca, ebeveynleriyle birlikte çocuklar bir kütüğün üzerinden tahtalar kesip renklendirebildiler. Ardından bu tahtaları günün anısına evlerine götürebildiler. "Her aile ayrıca Doğum Ormanı'na bir genç meşe ağacı dikme fırsatına sahipti. Ağaçları doğal malzemelerle istedikleri gibi süsleyebildiler," diye açıklıyor Burgdorf. Ayrıca, Aile Dostu Şehir Koordinasyon Ofisi'nden Emine Akyüz de oradaydı. Çocuklara peluş geyikler dağıttı ve ailelerin yoğun katılımından memnuniyet duydu: "Orman, bölgemizde önemli bir rol oynuyor. Burada keşfedilecek, araştırılacak ve öğrenilecek çok şey var. Bu tür bir etkinlik günü ile en küçük Pforzheimli çocukları yaşam alanı olarak ormana duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz."


Davosweg'deki Yıllık Ağaç Sırası
"Ne yazık ki, 2022 doğumları için Doğum Ormanı geleneğini alışıldığı gibi sürdüremeyiz. Bu çok üzücü, ancak sevindirici bir nedeni var," diye açıklıyor Belediye Başkanı Boch. Doğum Ormanı için Orman İdaresi genellikle ağaçların aşırı kuraklık veya kabuk böceği saldırısına kurban gittiği alanları kullanır. Bu yıl böyle bir alan mevcut değil. Bunun yerine Davosweg'de 38 ağaçlık bir Yıllık Ağaç Sırası oluşturulması planlanıyor. Son yıllarda sürekli olarak ölen ağaçlar burada meşe ve yabani meyve ağaçlarıyla değiştirilmelidir. Yıllık ağaçlar gelecek yılın ilkbaharında dikilecek. "Çocukları ve ağaçlarıyla bir işaret koymak istiyoruz: Pforzheim'da çocuklar kök salar, burada büyürler," diye ekliyor Boch.
Program Başkan Boch’un çocuklara ve ailelerine öğrencilere meyve ve meyve suyundan oluşan ikramları vermesi ve ardından hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.

 

 

 

PRAG (AA) - Çekya, Polonya'nın da desteğiyle düzensiz göçe karşı yarından itibaren Slovakya sınırında yeniden kontrollere başlayacak.

Çekya Başbakanı Petr Fiala, sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, kayıt yaptırmamış göçmen sayısındaki ciddi artış nedeniyle Slovakya sınırında kontrollere başlanacağını duyurdu.

 

İçişleri Bakanı Vit Rakusan, şimdilik kontrollerin rastgele yapılacağını ve ilk etapta 13 Ekim'e kadar süreceğini kaydetti.

Rakusan, söz konusu önlemin Polonya ile alındığını belirterek bu ülkeden emniyet güçlerinin 10 gün boyunca Slovak sınırında düzensiz göçe karşı kendileriyle işbirliği yapacağını ifade etti.

Çekya, daha önce de düzensiz göçe karşı komşu ülke sınırlarında kontroller yapmış, Eylül 2022-Şubat 2023 arasındaki kontroller sayesinde düzensiz göçmen sayısında düşüş kaydedilmesi üzerine uygulama sonlandırılmıştı.

Wenn der Weltklimarat (Intergovernmental Panel on Climate Change, IPCC) seine Berichte zum Klimawandel veröffentlicht, stößt das regelmäßig auf großes öffentliches Interesse. Sie gelten als Grundlage der weltweiten Klimapolitik. Einer der Hauptautoren des letzten Weltklimaberichts ist Prof. Dr. Wolfgang Kießling vom Lehrstuhl für Paläoumwelt an der Friedrich-Alexander-Universität Erlangen-Nürnberg (FAU). Am Donnerstag, 5. Oktober 2023, kommt er für einen Abendvortrag in den Tiergarten der Stadt Nürnberg und erklärt unter anderem, welche Rolle naturbasierte Lösungen wie Korallenriffe für Biodiversität und Klima spielen. Der Vortrag startet um 19.30 Uhr im Naturkundehaus des Tiergartens und ist kostenlos. Eine Anmeldung ist nicht erforderlich.

Prof. Dr. Kießling erforscht als Paläontologe die Umweltbedingungen vergangener Erdzeitalter. Dabei beschäftigt er sich unter anderem mit geologisch kurzzeitigen Erwärmungsphasen und untersucht, wie sich der Klimawandel auf Tier- und Pflanzenarten und ihre Verteilung auswirkt. Dieses Wissen hat er auch in den Weltklimabericht 2022 eingebracht, für den er als einer der Hauptautoren berufen wurde.

 

Klimawandel sorgt für Artensterben

Ein Fazit des letzten Berichts ist, dass diese Dekade entscheidend sein wird für die Chancen, den Planeten lebenswert zu erhalten. Die Expertinnen und Experten betonen ein weiteres Mal, dass der Klimawandel die Lebensgrundlage von Milliarden von Menschen bedroht. Und ihre Zahlen zeigen zum ersten Mal, dass Arten durch den Klimawandel aussterben: „Bei einer Erwärmung von beispielsweise drei Grad haben wir in Biodiversitäts-Hotspots eine zehn Mal höhere Aussterbewahrscheinlichkeit von Arten als bei einer Erwärmung von 1,5 Grad“, sagt Prof. Dr. Kießling. „Durch das Artensterben sind auch ganze Ökosysteme bedroht, die wiederum als Lebensgrundlage für Millionen von Menschen dienen. Das macht die Situation so dramatisch.“

„Der Klimawandel und der Verlust der Biodiversität gehören zu den großen globalen Krisen unserer Zeit. Sie verstärken sich gegenseitig und betreffen jeden von uns. Wir freuen uns, dass wir mit Prof. Dr. Wolfgang Kießling einen so herausragenden und international renommierten Experten auf diesem Gebiet für unsere Vortragsreihe gewinnen konnten“, sagt Jörg Beckmann, Biologischer Leiter und stellvertretender Direktor des Tiergartens.

 

Gesunde Ökosysteme als naturbasierte Lösung

Der Mensch ist nicht nur für den Klimawandel und den Biodiversitätsverlust verantwortlich, er ist auch Teil der Lösung: Künftig werden Ökosysteme immer öfter durch menschliche Eingriffe stabilisiert werden müssen. Hierbei können naturbasierte Lösungen helfen, zum Beispiel der Schutz von Küsten durch Korallenriffe und Feuchtgebiete. Gesunde Ökosysteme können den Klimawandel mindern und Klimaschäden minimieren. Prof. Dr. Kießling zeigt in seinem Vortrag die Möglichkeiten und Grenzen naturbasierter Lösungen auf und geht auf noch bestehende Wissens- und Handlungslücken ein.

Prof. Dr. Wolfgang Kießling ist in Coburg geboren und studierte Geologie/ Paläontologie an der FAU Erlangen-Nürnberg. 1995 promovierte er dort in Paläontologie. Anschließend folgten Stationen am Museum für Naturkunde in Berlin und an der University of Chicago, bevor er 2005 an der Freien Universität Berlin habilitierte und zum Professor für Evolutionäre Paläoökologie an der Humboldt-Universität ernannt wurde. Seit 2012 ist er Inhaber des Lehrstuhls für Paläoumwelt an der FAU.

 

Vortragsreihe zu Artenschutz, Forschung, Bildung und Tierhaltung

Der Tiergarten bietet mit der Vortragsreihe im Naturkundehaus einen Lernort, der die Vielfalt der Natur erlebbar macht. Ein bis zweimal im Monat teilen Expertinnen und Experten ihr Wissen über Tierarten, erklären Zusammenhänge im Arten- und Klimaschutz und geben Einblicke in aktuelle Forschungsprojekte oder die tägliche Arbeit im Tiergarten. Am Ende nehmen sich die Referierenden Zeit für Fragen und Diskussionen.

 

 
Türk profesyolen boks tarihinin ilk ve tek Dünya Şampiyonu Fırat Arslan, WBA ‘Altın Dünya Şampiyonluğu’ Kemer krarşılaşmasıyla ringlere veda etmek için son kez eldiven giymeye hazırlanıyor 
 
Türk profesyonel boksunun gelmiş geçmiş en başarılı sporcusu olarak dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran Fırat Arslan, 21 Ekim Cumartesi gecesi Almanya'nın Göppingen kentinde bulunan EWS arenada jübile maçı için Avrupa Şampiyonu boksör Edin Puhalo’ya karşı yumruk sallayacak. Sporcumuzun menajeri Deniz Gemici Serrano, güçlü bir rakibe karşı ringe çıktıklarını belirterek, ‘35 yaşındaki Bosnalı rakip Puhalo, tam bir nakavt canavarı olarak ringlere nam salmış. Bugüne kadar çıktığı 24 maçın 23’ünü kazanırken, bunlardan 22’sini nakavtla sonlandırmış olan tehlikeli bir boksör. Şu an için dünya sıralamasında beşinciliğini koruyan Bosnalı Puhalo, memleketinde ise bir numarada yer alıyor. Başarılı boksörümüz Fırat Arslan, dünya sıralamasında 4 numarada bulunuyor’ dedi. 
 
 
Fırat Arslan, ‘Çekişmeli bir maç olacak’
 
WBA (Dünya Boks Birliği) klasmanında Altın Dünya Şampyionluğu Kemer maçına çıkacak olan boksörümüz Fırat Arslan, hazırlıklarına Erzurum Palandöken Dağında başladığını belirterek, ‘Eski menajerim Avusturya‘nın dağlarında hazırlıklarımızı yaptırırken, biz eşim Dilek Arslan ile birlikte hem fikir olarak ülkemizin bu konuda çok üstün yerleri olduğuna karar verdik. Erzurum’a giderek sekiz haftalık bir süre burada antrenmanlarımı sürdürmeyi uygun bulduk. Şu an yedi haftadır Erzurum’da yoğun bir şekilde antrenman yapıyoruz’ şeklinde konuştu. 
 
Promotör Dilek Arslan, ‘Elimizden gelen her şeyi yapacağız’
Uzun yıllardan beri Fırat Arslan’ın karşılaşmalarını organize eden eşi Dilek Arslan, şimdi bu görevlerinin arasına promotörlüğü de ekleyerek, (Her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır) sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha ispatladı. Bir hafta sonra eşinin Almanya’ya dönerek çalışmalarının kalan bölümünü sürdüreceğini vurgulayarak, ‘Rakip çok güçlü ve tehlikeli bir sporcu fakat Fırat, izleyenlerine gerçek bir zafer yaşatmak için gözünü budaktan sakınmadı. Mümkün olan en güçlü ve tehlikeli boksörle ringe çıkarak, hak ettiği bir şampiyonluğu yaşamak istedi. Bu doğrultuda ekibimizle birlikte ülkemize bir şampiyonluk daha yaşatmak için var gücüyle çalışıyor’ şeklinde düşüncelerini ifade etti.
 
Vedat Alyaz, ‘Dünya starları da galada yer alacak’
Sporcunun basın danışmanı Vedat Alyaz, haftaya Almanya’ya dönecek olan Fırat Arslan, kendisine ait özel salon ve ayrıca ‘Fırat Arslan Boks Okulunda’ çalışmalarına devam edeceğini vurgulayarak, ‘İzleyicilere unutulmaz bir boks galası sunmak için yoğun çalışmalar devam ediyor. Ayrıca maç biletleri satışa sunulmuştur. Easy Ticket ve tüm bilinen bilet satış siteleri, Fırat Arslan Boks Boks  Oklu ve gece salona giriş gişelerinden temin edebilirsiniz. Ayrıca galaya dünyaca ünlü isimler de iştirak edecekler. Dünyanın en iyi antrenörleri arasında yer alan Uli Wegner, ağır sıklette çok sayıda şampiyonluklar yaşamış olan Luan Qrasiniqi ve birçok ünlü isim de galada olacak. Boks yaşantısı başarılarla dolu olan Fırat Arslan, dünya şampiyonlukları dahil tüm şampiyonlukları defalarca kazanmış olan bir sporcumuz olarak tarihe geçmiştir’ dedi.
 
 
 
 
 
 

Es geht los mit den Bauarbeiten für den Erweiterungsbau der Kita an der Löwenbrücke!

Bisher konnte der 1970 durch eine Elterninitiative gegründete und den Verein „Studentische Kindertagesstätte e.V.“ geleitete Kindergarten 24 Kindergartenkinder und in der angeschlossenen Kinderkrippe 13 Krippenkinder aufnehmen. Nach dem Grundsatz „Bildung durch Bewegung“ werden die geistigen und sozialen Entwicklungsbereiche der Kinder durch Bewegung und Spiel gezielt gefördert.

 

Nun soll es hierfür deutlich mehr Platz geben. Der bisher eingruppig geführte Kindergarten wird ab 2025 Platz für eine weitere Gruppe mit 25 Kindergartenkindern bieten. Realisiert wird dies durch einen Anbau, der neben dem Gruppen- und Gruppennebenraum auch einen Personalraum, das Leitungsbüro sowie Funktions- und Technikräume aufnimmt. Alt- und Neubau werden über einen Verbindungsbau als vermittelnder Baukörper erschlossen, was die Eingangssituation für die gesamte Einrichtung erheblich verbessert.

Als Eigentümerin von Grundstück und Bestandsgebäude ist die Stadt Würzburg für die Architektur und Umsetzung des Vorhabens verantwortlich. Die Projektleitung hat der Fachbereich Hochbau inne. Den symbolischen Spatenstich nahmen nun Oberbürgermeister Christian Schuchardt, Sozialreferentin Dr. Hülya Düber, Baureferent Benjamin Schneider, Fachbereichsleiter Hochbau Michael Altrock und Projektleiterin Theresa Baumeister im Beisein von Christian Gründling, dem Leiter der Kita an der Löwenbrücke, vor. „Mehr Kinder bedeuten mehr Verantwortung und ich freue mich, dass wir mit diesem Erweiterungsbau dafür mehr Raum schaffen können,“ so der Oberbürgermeister. Auch Sozialreferentin Düber zeigte sich sehr zufrieden mit der anstehenden Erweiterung der Kita auf dann 49 Kindergarten- und 13 Krippenplätze.

 

Die Gesamtprojektkosten der durch die Regierung von Unterfranken geförderten Maßnahme liegen bei ca. 2,3 Mio. €. „Hierin ist sowohl die Erschließung als auch eine Neugestaltung der angrenzenden Freiflächen enthalten. Notwendige Rodungen von Gehölzen und Bäumen werden durch Neupflanzungen ausgeglichen“, betont Baureferent Schneider.

Aufgrund des notwendigen Hochwasserschutzes wird das Mauerwerk auf eine wasserundurchlässige Stahlbetonkonstruktion, eine sogenannte Weiße Wanne, gebaut. Eine Dämmung ist nur im Sockelbereich notwendig. Die Wärmeerzeugung erfolgt durch eine Sole-Wärmepumpe mit Erdkollektoren. Zudem wird der Anbau mit einer Photovoltaikanlage, integriert auf dem begrünten Flachdach, ausgerüstet. Die Ausführung des Anbaus erfolgt nach den Kriterien des Würzburger Energiestandards.

 

Als angenehmer Nebeneffekt des Neubaus kann der Anschluss an das städtische Kanalsystem betrachtet werden. So kann auf die bisher notwendige Entsorgungsgrube verzichtet werden.

 

 

Kinder sind von Natur aus neugierig und wissbegierig. So lernen sie oft auf spielerische Art wichtige Gesundheits- und Lebenskompetenzen. Das Präventionsprogramm Klasse2000 unterstützt Grundschulkinder in ihrer gesundheitlichen Entwicklung mit kindgerechten Inhalten und will so ein gesundes, starkes und selbstbewusstes Aufwachsen fördern. Die AOK übernimmt für Grundschulen und deren Schülerinnen und Schüler im Landkreis Kitzingen auch in diesem Schuljahr wieder Patenschaften für das Präventionsprogramm. Bis zum 27. Oktober können sich alle Grundschulen im Freistaat für eine Patenschaft unter www.klasse2000.de bewerben. Die AOK trägt für die vierjährige Patenschaft die Kosten pro Klasse und Schuljahr. „Die Kinder erfahren anschaulich, wie viel Spaß es macht, gesund zu leben“, so Niklas Schraud von der AOK in Würzburg. Das Programm vermittelt, wie sie gesund essen und trinken, sich bewegen und entspannen können, zudem aber auch, wie sich Probleme und Konflikte lösen lassen. Es integriert so Gesundheitsförderung aktiv in den Stundenplan und in den Schulalltag. Bei den rund 15 Unterrichtseinheiten pro Jahrgangsstufe unterstützen speziell geschulte Klasse2000-Gesundheitsförderer und -förderinnen die Lehrkräfte. Ergänzt werden die Unterrichtsinhalte digital durch die Lern-Website www.klaro-labor.de. Hier finden die Kinder und ihre Eltern Vorschläge für sportliche Aktivitäten, Entspannungsgeschichten und weitere Tipps aus dem Klasse2000-Programm, die sie interaktiv und spielerisch bearbeiten können.

 

Größter Einzelpate in Bayern

Klasse2000 ist das bundesweit größte Programm zur Gesundheitsförderung in der Grundschule. „Die AOK Bayern fördert zusammen mit den neuen 400 Patenschaften zukünftig mehr als 2.000 Grundschulklassen im Rahmen des Schulprogramms Klasse2000. Das Programm abgeschlossen haben im vergangenen Schuljahr 485 durch die AOK Bayern geförderte Klassen“, so Niklas Schraud. Es startet stets in der ersten und endet nach der vierten Klasse. Pro Grundschule fördert die AOK als größter Einzelpate in Bayern bis zu zwei weitere Klassen. Mit der Patenschaft werden der Einsatz von Gesundheitsförderer oder -förderin, die Entwicklung und Herstellung der Unterrichtsmaterialien plus interaktiven Lern-Website sowie die Organisation des Programms finanziert.

 

Die Ausschreibungsunterlagen der AOK Bayern gibt es unter www.klasse2000.de -> Aktuelles -> Fördermöglichkeit für Schulen 2023 -> AOK Bayern - Bewerbungsunterlagen.

 

Sürücülerin rüyalarını süsleyen bir otomobil, lüks, çevrecilik ve performansın mükemmel bir uyumunu yakaladı: Lexus RX 450h+. Bu göz alıcı araç, tasarım, teknoloji ve sürüş keyfini bir araya getirerek geleceğin otomobilini bugünden yaşamanızı sağlıyor. Lexus'un otomobil üretimindeki uzun ve sağlam geçmişi, RX 450h+'ı tasarlarken de kendini gösteriyor. Bu muhteşem araç, birçok açıdan rakiplerinden sıyrılıyor ve neden bu kadar özel olduğunu açıklamak için fazlasıyla kelimelere ihtiyaç duyuyoruz.

 

Estetik Şıklık ve Zarif

Tasarım Lexus RX 450h+, estetik açıdan göz alıcı bir tasarıma sahiptir. Elektrifikasyon odaklı tasarım ekibimiz, Yeni RX modeline özel olarak geliştirdiğimiz "uzatılmış gövde" tasarım anlayışını benimseyerek, otomobilin estetik kimliğini güçlendirdi. Bu modern tasarım anlayışı, elektrikli gücün vurgulanmasının yanı sıra yerden daha düşük ağırlık merkezini yansıtan özel bir Lexus ön panjur entegrasyonuyla desteklendi. Aynı zamanda daha kompakt ve zarif farlar, hava girişleri ve artırılmış iz genişliği (15 mm), otomobilin kararlı ve özgüven dolu görünümünü daha da pekiştirdi. Üstelik, BladeScan® Adaptif Uzun Hüzmeli Far Sistemi (AHS) ile donatılmış Üçlü LED farlar, sıradışı sofistike bir tasarımı ön plana çıkararak aracın dikkat çekici görünümünü vurguluyor. Tasarım, işçiliğin ve özenin zirvesini temsil ediyor.

 

Hibrit Teknolojisi ile Çevreci Güç

RX 450h+'ın en büyük özelliklerinden biri, hibrit teknolojisinin gücünü kullanmasıdır. Bu özelliği sayesinde, benzinli ve elektrikli motorların birleşimiyle daha düşük yakıt tüketimi elde ederken, çevresel etkiyi minimize eder. Bu, hem cebiniz için hem de gezegenimiz için büyük bir kazançtır.

 

Yüksek Performans ve Sürüş Keyfi

RX 450h+, sürücülerine beklenenden fazlasını sunuyor. Hibrit motorun verdiği anlık tork, hızlanmayı bir zevk haline getiriyor. Aynı zamanda sessiz bir iç mekan ve üstün konfor, uzun yolculukları bile keyifli bir deneyime dönüştürüyor.

 

Lüks İç Mekan ve Konfor

Lexus, iç mekan kalitesiyle ün kazanmıştır ve RX 450h+ bu geleneği sürdürüyor. Yüksek kaliteli malzemeler, ergonomik koltuklar ve son teknoloji multimedya sistemleri, sürücülerin ve yolcuların rahatlıkla birinci sınıf bir deneyim yaşamasını sağlar. Güvenlik Standartları Üst Seviyede Sürücülerin ve yolcuların güvenliği, Lexus RX 450h+'ın önceliğidir. Gelişmiş sürücü destek sistemleri ve güvenlik teknolojileri sayesinde, bu otomobil kazaları önlüyor ve sürüş güvenliğini en üst düzeye çıkarıyor. Yeni RX, artırılmış güvenlik performansını sağlayan 3. Nesil Lexus Safety System +'daki gelişmiş aktif güvenlik ve sürücü yardım sistemlerinden yararlanıyor. Bu sistemler arasında, sürücülere destek sunan Proaktif Sürüş Asistanı ve sürücülerin yorgunluk veya dikkat dağınıklığı belirtileri açısından izlemesini sağlayan yeni Sürücü Kamerası bulunmaktadır. Ayrıca, Proaktif Sürüş Asistanı virajın açısını belirlemek için ön kamera kullanır ve sürücünün yaklaşan bir virajı dengeli bir şekilde geçmesine yardımcı olur.

 

Kişiselleştirme Seçenekleri

RX 450h+, farklı donanım seviyeleri ve ekstralarla kişiselleştirilebilir. Bu, sürücülere araçlarını kendi isteklerine göre özelleştirme özgürlüğü sağlar. Lexus RX 450h+, lüks, çevrecilik ve performansın muhteşem bir birleşimidir. Bu araç, geleceğin otomobillerinin nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Şimdi geleceğe bir adım atmak için mükemmel bir zaman.

 

Yakıt

RX 450h+ Plug-in Hybrid, son derece sessiz bir sürüş sunmanın yanı sıra, düşük birleşik CO2 emisyonu olan 25 g/km (WLTP)ile sınıfındaki standartları yeniden tanımlıyor. Bu muazzam otomobil, 227 kW (309 PS) gücünde dört silindirli 2.5 litrelik hibrit motoru, dışarıdan kabloyla şarj edilebilen ve sınıfının en yüksek kapasiteli bataryası olan 18.1 kWh ile birleştiriyor. RX 450h+, sınıf lideri elektrikli menzili ile 68 km (WLTP), şehir içinde ise 90 km'ye kadar sürücülere geniş bir elektrikli sürüş deneyimi sunarken, EV modunda 135 km/h hıza ulaşabilme kabiliyeti ile dikkat çekiyor. Bu özellikleriyle, RX 450h+ sürdürülebilir ve yüksek performanslı bir otomobilin mükemmel bir örneğini sunuyor. Sürücülerin Gözdesi RX 450h+, sürücüleri ve çevreyi düşünenler için mükemmel bir seçenek sunuyor. Sürücüler, bu otomobilin sunduğu lüks, performans ve çevrecilikle büyüleniyorlar. Bu otomobil, geleceğin otomobillerinin sadece taşıt araçları olmadığını, aynı zamanda birer yaşam tarzı ifadesi olduğunu hatırlatıyor.

 

Eğer geleceğin otomobili bugünün gerçekliğini yaşamak istiyorsanız, Lexus RX 450h+ sizin için doğru seçim olabilir. Bu harika araçla sürdüğünüzde, geleceğin otomobilinin ne kadar heyecan verici olduğunu kendi gözlerinizle göreceksiniz. Lexus RX 450h+, sürücülerin beklentilerini aşıyor ve geleceğin otomobilini bugünden deneyimlemenin ayrıcalığını sunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Würzburg sagt „Nein“ zu Gewalt gegen Frauen

AOK unterstreicht Bedeutung der Früherkennung

Herrmann: Wechsel an der Spitze der Stiftung Juliusspital Würzburg

Für den guten Zweck: MdB Markus Hümpfer an der Kasse

350 Yıllık Asırlık  Camii Müze Olamaz

Bakımevinde Yapılan Çalıştay da Müslümanların Dini ve Kültürel Hassasiyetlerini Dikkate Alan Yaşlı Bakım Hizmetlerinin Geleceği Ele Alındı

AJet Avrupa’da hedef büyütüyor - Almanya’da 100 Türk acente ile stratejik toplantı

YTB Başkanı Eren Manastır’daki Yeni Cami’nin müze olarak hizmete açılmasına tepki gösterdi

YTB Başkanı Abdullah Eren: “Kerkük Türklerinin uyarıları dikkate alınmalı”