Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) – Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa Birliği'nin (AB), kendisini genişlemeye hazırlaması gerektiğini söyledi.

Scholz, Alman Haber Ajansına verdiği röportajda, AB'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcından beri Ukrayna'yı birlikte ve kararlı bir şekilde desteklediğini belirterek, AB'nin bu birlik ruhu içinde hareket etmeye devam etmesini istedi.

Ukrayna'ya AB'ye adaylık statüsü verilmesine ilişkin bir soruya cevaben Scholz, AB'ye giden yolun kolay olmadığını, bu yola çıkmak isteyen her adayın birçok şartı yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Scholz, AB tarafından adaylara ilerleme olduğuna dair somut şeyler sunulmasının da önemli olduğunu belirterek, "Aksi takdirde adaylık statüsünün hiçbir şeye götürmediği duygusu ortaya çıkar. Batı Balkanlardaki ülkelere ciddi olduğumuzu göstermeliyiz. Arnavutluk ve Kuzey Makedonya, AB üyeliğine ilişkin somut müzakerelere başlamak için tüm şartları yerine getiriyor. Bu (müzakereler) şimdi başlamalı." diye konuştu.

AB'nin de kendisini yenilemesi gerektiğini söyleyen Scholz, "AB, genişlemeye kendisini hazırlamalı. Bunun için yapılarını ve karar alma süreçlerini modernize etmeli." dedi.

Scholz, bugün oy birliğiyle karar alınan her şey için her zaman oy birliği gerekmediğini, bunu, AB Liderler Zirvesi'nde başka konuların yanında ele alacaklarını kaydetti.

AB'ye katılım şartlarının çabuk yerine getirilmesinin, ülkelerin ve bu ülkelerin vatandaşlarının elinde olduğunu dile getiren Scholz, "Eski Makedonya, Yunanistan ile bir anlaşmazlığı çözmek için adını Kuzey Makedonya olarak değiştirdi ve bunu yaptığı için ödüllendirilmedi. Böyle bir şey bir daha olmamalı. Adaylık statüsü ile umut yaratmak ve umudun hayal kırıklığına yol açmasını istemiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "BM Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorları açma çabalarını destekliyoruz"

Başbakan Scholz, dünyadaki gıda krizine ilişkin olarak da değerlendirmede bulundu. Scholz, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın tüm dünya için sonuçları olduğunu belirtti.

Bu konuda küresel dayanışmaya ihtiyaç olduğuna işaret eden Scholz, "Gıda güvenliği sağlamak için küresel bir girişim başlattık. Ukrayna'daki tahıl ambarları dolu. Milyonlarca ton tahıl ihraç edilmeyi bekliyor." dedi.

Ukrayna'nın Karadeniz'den gelen Rus saldırılarına karşı korunmak için limanlarını mayınlamak zorunda kaldığını belirten Scholz, "Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Müzakereler uzun süredir devam ediyor ve gidip geliyor. Bir anlaşma sağlanmasını dünya için ümit etmek lazım. Rusya, güvenli nakliyata imkan vermesi ve aynı zamanda inandırıcı bir şekilde böyle bir koridoru işgal için kullanmayacağı güvencesi vermelidir." değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, Ukrayna limanlarına ulaşım için Birleşmiş Milletler misyonunun görev almasının düşünülüp düşünülmeyeceği sorusuna, bu konuların tümünün şu anda müzakere edildiği, ancak bunlar hakkında kamuoyu önünde spekülasyon yapmanın bu zorlu müzakereleri olduğundan daha da karmaşık hale getireceği yanıtını verdi.

- G7 Zirvesi

Şansölye Scholz, Almanya'nın dönem başkanlığında 26-28 Haziran'da Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı'nda yapılacak G7 Zirvesi'nde ele alınacak konular arasında iklim değişikliği, dijitalleşme ve demokrasinin olacağını ifade etti.

Bu zirveden bir birlik sinyali çıkmasından çok memnun olacağını belirten Scholz, "Zirve demokrasi dünyasına yeni bir bakış getirmek için bir başlangıç ​​noktası olabilirse bu, özel bir başarı olur." diye konuştu.

Dünyanın 30 yıl sonra bugün olduğundan daha fazla çok kutuplu olacağını söyleyen Scholz, "Birçok güç merkezi olacak. Sadece iki veya üç değil. Buna rağmen bu dünyanın birlikte çalışmasını ve burada demokrasilerin merkezi rol oynamasını başarırsak bu, ileriye doğru büyük bir adım olur." dedi.

Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile Ukrayna'nın başkenti Kiev'e yaptığı ziyarete de değinerek, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın korkunç yıkımları geride bıraktığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya saldırma kararıyla korkunç bir suçu üzerine aldığını kaydetti.

Bavyera Türk Toplumu’nun önde gelen isimlerinden TGMN- Nürnberg Metropol Bölgesi Başkanı Bülent Bayraktar Erlangen Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi gören annesi Ümmiye Bayraktar‘ın vefat haberinin acısı ile sarsıldı.

 

Nürnberg Türk Toplumu’nun sosyo-kültürel sorunlarına gösterdiği ilgi, ürettiği çözümler ve iki toplum arasındaki başarılı entegrasyon çalışmaları ile tanınan Bülent Bayraktar dün saat 10.45’de aldığı annesinin vefat haberine derinden üzüldü. Aileye yakın çevrelerden alınan bilgiye göre 6 yıl önce babasını kaybeden Bayraktar‘ın 18 Haziran Pazar günü saat 16.00-18.00 Fürth şehrindeki DİTİB Mevlana Camiinde taziyeleri kabul edeceği belirtildi.

 

Çevresinde yardımsever - kişiliği ile tanınan ve Almanya‘da 52 yıl yaşayan Yozgat Boğazlıyan asıllı Merhume Ümmiye Bayraktar‘ın cenaze namazı ise 19 Haziran Pazartesi günü öğle namazını müteakiben Fürth DİTİB Mevlana Camiinde kılındıktan sonra, aynı gün Türkiye‘ye götürülerek ertesi Ankara‘da Karşıyaka Aile Mezarlığında toprağa verilecek.

 

 

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann hat zum Tag der Verkehrssicherheit am 18. Juni an alle Bürgerinnen und Bürger appelliert, sich im Straßenverkehr rücksichtsvoller zu verhalten. „Wir müssen uns immer wieder aufs Neue bewusstmachen, dass wir alle im Straßenverkehr Verantwortung tragen. Jeder einzelne trägt zur Sicherheit im Straßenverkehr bei.“ Die meisten schweren Unfälle wären zu vermeiden, wenn sich die Beteiligten an die Verkehrsregeln wie Geschwindigkeitsbegrenzungen, Überholverbote oder Stoppschilder hielten. „Regeln im Straßenverkehr werden nicht aufgestellt, um Verkehrsteilnehmer zu ärgern. Sie sind die Spielregeln für den sicheren Umgang miteinander und letztlich profitieren wir alle davon“, so Herrmann. 

Herrmann dankte zum Tag der Verkehrssicherheit allen, die sich beruflich oder sogar in ihrer Freizeit für die Verkehrssicherheit einsetzen, von den Polizeibeamtinnen und Polizeibeamten auf der Straße bis hin zu den freiwilligen Schulweghelfern, die sich tagtäglich für die Sicherheit auf dem Schulweg engagieren.

Herrmann: „Wir alle sind Verkehrsteilnehmer und sollten daher versuchen, bei konfliktträchtigen Situationen auf das Verhalten unserer Mitmenschen mit Empathie, Respekt und Verständnis zu reagieren.“ Darum geht es auch im bayerischen Verkehrssicherheitsprogramm 2030. Unter dem Motto "Verkehrssicherheit Bayern mobil 2030 – und alle machen mit" kann dabei jeder Einzelne einen entscheidenden Beitrag zu diesem Programm und zur Verkehrssicherheit leisten. Herrmann: „Unsere Verkehrssicherheitsarbeit ist nur dann erfolgreich, wenn alle mitmachen – öffentliche, private und ehrenamtliche Akteure. Diesen Grundgedanken verfolgen wir auch in Zukunft auf allen Ebenen, indem wir möglichst viele Bürgerinnen und Bürger, öffentliche und private Akteure mit einbeziehen.“

Weitere Informationen zum Bayerischen Verkehrssicherheitsprogramm 'Bayern mobil – sicher ans Ziel' sind unter www.sichermobil.bayern.de abrufbar.

Almanya’nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te ırkçı saldırganlar tarafından evleri kundaklanan ve çıkan yangında 5 aile bireyini yitiren Mevlüde Genç için Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle hazırlanan “Bilge Ana Mevlüde Genç” isimli prestij kitabın galası Köln’de yapıldı.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile çekilen “Bilge Ana Mevlüde Genç” belgeseli ve bu belgeselde yer alan röportajların deşifrelerinden hazırlanan kitabın tanıtım toplantısı Almanya’nın Köln şehrinde gerçekleştirildi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle; Türkçe, Almanca ve İngilizce olarak okuyucuya sunulan ve belgeselle aynı adı taşıyan kitap, Mevlüde Genç’in; hayatını, aldığı ödülleri ve vasiyetini içeriyor.

 

Kitabın ve belgeselin gala programında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, belgesel ve kitap çalışmasıyla Mevlüde anneyi hem Türk hem de Alman toplumuna daha iyi tanıtmak istediklerini ifade etti.

 

MEVLÜDE GENÇ AFFETME ERDEMİNİ HATIRLATTI

 

Mevlüde ve Durmuş Genç’in bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük acılardan birini yaşağını belirten Eren, “İki evlatlarını, iki torunlarını bir de yeğenlerini ırkçı bir saldırıda kaybettiler. Gencecik fidanları toprağa verdiler. Fakat Mevlüde teyzemiz bu elim hadise yaşandıktan sonra vakur davranışıyla, bilgeliğiyle bizlere bir şey öğretti, bir ders verdi, affetme erdemini hatırlattı. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü düsturunu kendi hayatında yaşayarak bizlere gösterdi. Mevlüde Teyze aynı zamanda bu tutum ve dayranışıyla geçen sene 60’ıncı yılını kutladığımız Almanya Türk toplumunun da bu topraklarda kalıcı olduğunu gösterdi" dedi.

 

Mevlüde Genç’i bu tutum ve davranışa iten unsurların; Anadolu irfanı temeline dayanan kendi kültür ve geleneklerimizden gelen anlayış olduğunu söyleyen Eren, bu anlaşın Almanya Türk toplumuna önderlik etmesini dilediğini belirtti.

Eren konuşmasında Mölln ve Solingen saldırıları, NSU cinayetleri ile Hanau terör saldırılarını da  hatırlattı. 

 

İYİ OLALIM HER ZAMAN KARDEŞ OLARAK YAŞAYALIM

 

Mevlüde Genç ise programda yaptığı konuşmasında şunları kaydetti; “Sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, beraberlik içinde acı ve tatlı günümüzde hepimiz bir arada yaşıyoruz. Birbirimize olan sevgi ve saygımızı hep kalbimizde taşıyalım. Bu ülkede yaşıyoruz, torunlarımız burada, burada insanlarımız çoğalsın, her zaman için birbirimize hoşgörülü davranalım. İyi olalım her zaman kardeş olarak yaşayalım.” dedi.

Galaya ırkçı saldırıda 5 evlatlarını yitiren Mevlüde Genç, Durmuş Genç, ailenin fertleri ve YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Münster Başkonsolosu Ahmet Davaz, eski Köln Belediye Başkanı Fritz Schramma ile davetliler katıldı.

 

 

 

 

 

 

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann zur aktuell sehr hohen Waldbrandgefahr: Bayern bestens gerüstet durch dichtes Netz von örtlichen Feuerwehren und regelmäßige Überwachungsflüge - Unterstützung durch Löschhubschrauber und Flughelfergruppen

 "Bayern ist sowohl für die frühzeitige Erkennung als auch für die Bekämpfung von Waldbränden bestens gerüstet," betonte Bayerns Innenminister Joachim Herrmann heute mit Blick auf die derzeit in weiten Teilen Bayern wetterbedingt sehr hohe Wald- und Wiesenbrandgefahr. Zugleich appellierte der Innenminister, sich in den Wäldern vorsichtig zu verhalten und keinesfalls mit offenem Feuer zu hantieren oder zu rauchen. Das flächendeckende Netz von örtlichen Feuerwehren mit rund 320.000 Kräften sei für die effektive Brandbekämpfung gut ausgestattet. Neben dem Einsatz von wasserführenden Löschfahrzeugen könne die Brandbekämpfung auch aus der Luft erfolgen, wofür Bayern keine Flugzeuge, sondern Hubschrauber einsetze: "Hubschrauber haben den Vorteil, dass sie Löschwasser sehr exakt ausbringen oder Bodenmannschaften punktgenau mit Löschwasser versorgen können. Anders als Löschflugzeuge sind sie auch in der Lage, Wasser auch aus vergleichsweise kleinen Gewässern aufzunehmen." Neben den Hubschraubern der Bayerischen Polizei kommen hierfür etwa auch Hubschrauber der Bundespolizei und der Bundeswehr in Betracht, so der Innenminister. +++

Für den Löscheinsatz per Hubschrauber stehen an 18 Standorten in Bayern jederzeit rund 50 staatlich beschaffte Löschwasser-Außenbehälter mit bis zu 5.000 Litern Fassungsvermögen bereit, die im Brandfall von Flughelfergruppen an einen Hubschrauber angehängt und am nächstgelegenen Gewässer befüllt werden können. Die Flughelfer, die diese komplexe Arbeit verrichten, werden hierfür an der Staatlichen Feuerwehrschule Würzburg speziell ausgebildet und können dadurch etwa die Leitung des Flugbetriebs oder das Anhängen von Lasten an Hubschrauber sicher bewerkstelligen. "Diese speziellen Einheiten sind in Deutschland einzigartig. Sie tragen dazu bei, dass Bayern bei der Waldbrandbekämpfung aus der Luft so gut aufgestellt ist", erklärte Herrmann.

Wichtig ist Herrmann aber auch die möglichst frühzeitige Erkennung von Waldbränden. Eine entscheidende Rolle komme daher der Luftbeobachtung durch die Pilotinnen und Piloten der – in dieser Form in Deutschland einmaligen – Luftrettungsstaffel Bayern zu. Mit rund 300 ehrenamtlichen Piloten, über 150 Flächenflugzeugen und fünf Hubschraubern sowie rund 250 aktiven Luftbeobachtern tragen sie dazu bei, dass Brände früh erkannt werden und verhindern dadurch Schlimmeres.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağılı Gladbeck Türkiye Camii Onursal Başkanı Nadir Kahraman son yolculuğuna dualarla uğurlandı.

Nadir Kahraman’ın, 25 yıla aşkın başkan ve yönetici olarak görev yaptığı Gladbeck DİTİB Türkiye Camii’nde düzenlenen cenaze merasimine; merhumun ailesi başta olmak üzere, Münster Başkonsolosu Ahmet Faik Davaz, DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, Gladbeck Belediye Başkanı Bettina Weist, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları (YTB) Başkanı Abdullah Eren ve Başkan Yardımcısı Hadi Turus, DİTİB Münster Dini Danışma Kurulu Başkanı Fatih Keskin, DİTİB Federal Veli Birliği Başkanı Muhammet Çatmak ve Özel Kalem Müdürü Alaattin Salçık, gençlik, kadın ve veli kollarının başkan ve yöneticileri, bölge cami dernek yöneticileri ve din görevlilerinin yanı sıra çok sayıda seveni katıldı.

 

Yoğun katılımın olduğu cenaze töreninde duygusal anlar yaşandı.

Cenaze namazına katılan Gladbeck Belediye Başkanı Bettina Weist, değerli bir insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını ifade ederek, ailesine ve DİTİB camiasına başsağlığı diledi.

Merhum başkanın ailesi başta olmak üzere yakınlarına, dostlarına başsağlığı ve sabırlar dileyen Münster Başkonsolosu Ahmet Faik Davaz ise, “Ömrünü yaşadığı topluma adamış ve rehberlik etmiş çok değerli bir şahsiyeti son yolculuğuna uğurluyoruz. Almanya’ya gelen ilk nesiller arasında yer alan ve caminin yapımında emeği geçen Nadir Kahraman başkanımıza Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere tüm cemaatimize ve toplumumuza başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Mekanı cennet olsun.” diye konuştu.

Gladbeck DİTİB Türkiye Camii Onursal Başkanı Nadir Kahraman’ın cenaze namazını DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen kıldırdı.

Türkmen, cenaze namazı öncesi başta kederli ailesi olmak üzere Gladbeck cemiyetine, cemaatine ve şehrine, DİTİB teşkilatına ve sevenlerine başsağlığı dileklerini iletti. Türkmen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ölüm her insanın başına gelecek olan bir hakikat. Bugün DİTİB ailesinin çok kıymetli bir üyesini, güler yüzüyle, çalışkanlığıyla, babacanlılığıyla, akil adam rolüyle Nadir başkanı Rahmet-i Rahman’a uğurlamak için burada toplanmış bulunuyoruz. Ayrıca arkasından hatıralar bırakarak, anılacak bir değerimizi kendisinin emeğinin olduğu camiden son yolculuğuna uğurluyoruz. Bizler de onun sevenleri olarak arkasından dualar ediyoruz. Yüce Rabbimizden kendisini cennetiyle, cemaliyle şereflendirmesi niyazında bulunuyoruz. İnşallah başkanımızın emanetini en güzel şekilde sahiplenerek, koruyarak daha güzel yerlere taşıyacağız.”

Türkmen, konuşmasının ardından merhum Nadir Kahraman için helallik istedi ve cenaze namazını kıldırdı.

Münster DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Fatih Keskin yaptığı duanın ardından, merhum Nadir Kahraman’ın ailesi taziyeleri kabul etti.

Merhumun cenazesi memleketi Zonguldak İlinin Çaycuma ilçesine bağlı Güzeloğlu köyündeki aile kabristanlığına defnedilmek üzere nakledildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MÜNCHEN/ZEIL AM MAIN. Erkundigt man sich bei Schülerinnen und Schülern nach dem Lieblingsfach, ist eines (fast) immer ganz vorne mit dabei: Der Sportunterricht. Ob in der Halle, auf dem Trainingsgelände oder in der freien Natur: Sport und Bewegung sind gesund. Für Kultusstaatssekretärin Anna Stolz ist Sport

„mehr als nur ein Unterrichtsfach. Junge Menschen brauchen den Schulsport. Er steht für Gesundheit, Spaß und Lebensfreude. Unser Ziel muss es sein, so früh wie nur möglich unsere Schülerinnen und Schüler nachhaltig für den Sport zu begeistern. Gerade in der Grundschule können wir dabei ganz bewusst den Bewegungsdrang und die Neugierde der Kinder nutzen.“

Sportunterricht aus der Lehrerperspektive

Auch für Anna Stolz zählte Sport zu den Fächern, die ihr zu Schulzeiten immer am meisten Freude bereiteten. Doch wie erleben Sportlehrerinnen und -lehrer eigentlich die gezielt actionreichen Unterrichtsstunden, wie bereiten sie ihre Einheiten vor und woher nehmen sie ihre Ideen?

Die sportbegeisterte Staatssekretärin war neugierig und besuchte deshalb am heutigen Montag die rund 20 Grundschullehrerinnen und -lehrer, die sich derzeit in Zeil am Main im Rahmen der Lehrgangsreihe „Fit für den Sportunterricht in der Grundschule“ der staatlichen Lehrerfortbildung für den Sportunterricht fortbilden. Kultusstaatssekretärin Anna Stolz erhielt einen Einblick in den Lehrgangsteil zum Handlungsfeld „Turnen an Geräten/Bewegungslandschaften“ und hatte sichtlich Freude an den Übungen mit Matte, Rollbrett, Langbank und Barren: „Ich war in den letzten beiden Jahren ganz besonders angetan, mit wieviel Fachkompetenz, Engagement und kreativen Ideen unsere Lehrkräfte überall in Bayern auch im Distanz- und Wechselunterricht Sportangebote ermöglicht haben. Das war auch heute greifbar. Deutlich wurde einmal mehr, wie wertvoll neue Impulse sind und wieviel man voneinander auch im gegenseitigen Austausch lernen kann. Sport lebt auch von Kreativität, von Abwechslung und Enthusiasmus. Dafür ist eine ständige Weiterentwicklung enorm wichtig. Ich freue mich daher sehr, dass unsere Lehrerfortbildung für ganz junge ebenso wie für erfahrene Lehrkräfte ein so umfangreiches, vielfältiges und praxisbezogenes Angebot bereithält.“

Zur Fortbildungsreihe „Fit für den Sportunterricht“:

Die Fortbildungsreihe „Fit für den Sportunterricht“ hat in der staatlichen Lehrerfortbildung eine lange Tradition und einen hohen Stellenwert. Seit vielen Jahren bekommen bayerische Lehrkräfte aus verschiedenen Schularten hier nützliche Hilfestellungen und wertvolle Impulse für ihren Sportunterricht. Grundschullehrerinnen und -lehrer widmen sich in der Fortbildungsreihe „Fit für den Sportunterricht in der Grundschule“ der Behandlung der Grundsportarten des Sportunterrichts, der Organisation, dem Umgang mit entwicklungsbedingten Lernvoraussetzungen, rechtlichen Grundlagen des Schulsports sowie Aspekten der Inklusion. Die zweigeteilten Lehrgänge erstrecken sich über insgesamt 2 Schulwochen und werden in allen bayerischen Regierungsbezirken angeboten.

Kultusminister Michael Piazolo und Staatssekretärin Anna Stolz wünschen viel Erfolg bei den diesjährigen Abschlussprüfungen der FOSBOS

MÜNCHEN. Vom 30. Mai bis 3. Juni 2022 treten rund 30.000 bayerische Schülerinnen und Schüler zu den schriftlichen Fachabitur- und Abiturprüfungen an den Fachoberschulen (FOS) und Berufsoberschulen (BOS) an. Kultusminister Michael Piazolo wünscht den Prüflingen alles Gute: „Sie haben gemeinsam mit Ihren Lehrkräften die Zeit intensiv genutzt und sind optimal vorbereitet für die Prüfungen. Ich drücke Ihnen die Daumen und wünsche Ihnen Gesundheit, gute Nerven und Vertrauen in Ihr Können. So meistern Sie auch die letzte Hürde Ihrer Schullaufbahn!“ Piazolo dankt besonders den Lehrkräften und Schulleitungen, die in den vergangenen beiden Jahren ihre Schülerinnen und Schüler auf dem Weg zum Fachabitur und Abitur bestmöglich unterstützt und begleitet haben.

Auch Staatssekretärin Anna Stolz drückt den Prüflingen die Daumen: „Ich wünsche Ihnen viel Kraft, Erfolg und alles Gute für die letzte Herausforderung dieses Lebensabschnitts! Darauf haben Sie lang hingearbeitet. Ich hoffe, Sie werden nun mit guten Prüfungsergebnissen für Ihren Einsatz belohnt!“

Hier ein Überblick über die Termine des Prüfungszeitraums vom 30. Mai bis 3. Juni:

Deutsch: 30. Mai 2022 – Mathematik: 31. Mai 2022 – Profilfach: 2. Juni 2022 – Englisch 3. Juni 2022.

Die mündliche Gruppenprüfung im Fach Englisch wird im Zeitraum vom 9.05. bis 27.05.2022 durchgeführt.

Die Ergänzungsprüfung zum Erwerb der allgemeinen Hochschulreife fand am 25. Mai 2022 statt.

Rund 23.000 junge Menschen in Bayern streben in diesem Jahr die Fachhochschulreife an. Auf das Ziel der fachgebundenen oder allgemeinen Hochschulreife bereiten sich 2022 rund 7.000 bayerische Schülerinnen und Schüler vor. Bei erfolgreichem Abschluss der Prüfungen erhalten die Absolventinnen und Absolventen am 8. Juli 2022 ihr Zeugnis der Fachhochschulreife bzw. der Hochschulreife.

Um ein hohes Maß an Schutz zu gewährleisten, finden die Prüfungen unter erhöhten Sicherheitsvorkehrungen und Hygienestandards statt.

Berufliche Oberschulen eröffnen gleichwertigen Weg zum Abitur

Die Beruflichen Oberschulen in Bayern, die die Fach- (FOS) und Berufsoberschulen (BOS) umfassen, ermöglichen neben den Gymnasien einen zweiten, gleichwertigen Weg zu einem Studium an den Hochschulen und Universitäten. Die Fachoberschule baut auf einem mittleren Schulabschluss auf, die Berufsoberschule zusätzlich auf einer abgeschlossenen Berufsausbildung bzw. mehrjährigen Berufserfahrung. Beide Schularten verleihen nach der Jahrgangsstufe 12 die Fachhochschulreife. An der Fachoberschule und der Berufsoberschule können die Schülerinnen und Schüler nach erfolgreichem Abschluss der Jahrgangsstufe 13 zusätzlich die Fachgebundene oder die Allgemeine Hochschulreife erlangen.

BERLİN (AA) - Almanya'da çelik işçilerinin örgütlü olduğu IG Metall Sendikası Başkanı Jörg Hofmann, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik insan hakları ihlali iddiaları nedeniyle Alman otomotiv üreticisi Volkswagen’e (VW) bölgedeki fabrikasını kapatması çağrısı yaptı.

Aynı zamanda VW Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı olan Hofmann, Alman Wolfsburger Nachrichten gazetesine verdiği röportajda insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Volkswagen fabrikasının devam eden operasyonlarına yönelik eleştirilerini dile getirdi.

Hofmann, "Olguları özel olarak incelemeli ve bu temelde, faaliyeti orada sonlandırmanın doğru olup olmayacağı sorusuna cevap vermeliyiz.” ifadesini kullandı.

"Volkswagen’in itibarı için orada yatırım yapmaya devam etmenin ne anlama geldiği sorusunun" sorulmasını isteyen Hofmann, VW’nin sadece kendi "ön bahçesinde" olup bitenlere bakmaması, aynı zamanda hangi "sokakta" yaşadığına da dikkat etmesi gerektiğini belirtti.

IG Metall Başkanı Hofmann, "Sağda ve solda insan hakları ihlalleri görüldüğünde harekete geçilmesini talep ediyorum.” ifadesini kullanarak, otomobil üreticisinin kendini insan hakları ihlallerine karşı görünür ve net bir şekilde konumlandırması gerektiğini vurguladı.

Bu arada, Çin, Volkswagen'in en büyük satış pazarı olurken, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin sıklıkla insan hakları ihlalleri nedeniyle gündeme gelmesi nedeniyle Alman şirketin buradaki fabrikasının operasyonlarına devam etmesi uzun süredir eleştiriliyordu.

Volkswagen ise oradaki fabrikanın insanların durumunu iyileştirmeye yardımcı olduğunu savunarak defalarca operasyonlarını sonlandırmayı reddetti.

Volkswagen sözcüsü de Alman basınına yaptığı açıklamada, Volkswagen’in dünya çapındaki ticari faaliyetleriyle bağlantılı olarak zorla çalıştırmaya karşı sağlam bir duruş sergilediğini belirterek, bunun şirketin üst düzey tedarikçiler için de geçerli olduğunu belirtti.

VW sözcüsü, "Burada (Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Volkswagen fabrikasında) hiçbir çalışan baskı altında çalışmıyor. Yeni çalışanlar, yaş, din ve etnik kökene bakılmaksızın yalnızca niteliklerine göre işe alınır.” ifadesini kullandı.

Almanya'nın ünlü otomobil uzmanı Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer de Volkswagen gibi üreticilerin Çin'de bir ikilem içinde olduğunu belirterek, “Pekin yönetimini çok fazla küçümsemeyi göze alamazlar. Çinliler çok hassas. Volkswagen tartışmalı fabrikayı işletmeye devam etmeli. Volkswagen fabrikayı kapatacak olsaydı, Çin'deki tüm işlerini kaybedilecekti.” değerlendirmesinde bulundu.

Volkswagen’in Urumçi’deki fabrikası 2013’te açıldı. 600 olan çalışan sayısı Kovid-19 salgını ve buna bağlı üretim kısıtlamaları nedeniyle, yakında zamanda yaklaşık 400'e düşürüldü. Bu nedenle yıllık 50 bin araç kapasitesinin oldukça altında üretim yapıyor.

KÖLN (AA) - Almanya'da yaşayan Türkler, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Bielefeld kentinde sokaklarda yaşayanlara gıda yardımında bulundu.

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Würzburg sagt „Nein“ zu Gewalt gegen Frauen

AOK unterstreicht Bedeutung der Früherkennung

Herrmann: Wechsel an der Spitze der Stiftung Juliusspital Würzburg

Für den guten Zweck: MdB Markus Hümpfer an der Kasse

350 Yıllık Asırlık  Camii Müze Olamaz

Bakımevinde Yapılan Çalıştay da Müslümanların Dini ve Kültürel Hassasiyetlerini Dikkate Alan Yaşlı Bakım Hizmetlerinin Geleceği Ele Alındı

AJet Avrupa’da hedef büyütüyor - Almanya’da 100 Türk acente ile stratejik toplantı

YTB Başkanı Eren Manastır’daki Yeni Cami’nin müze olarak hizmete açılmasına tepki gösterdi

YTB Başkanı Abdullah Eren: “Kerkük Türklerinin uyarıları dikkate alınmalı”