Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İran'ın İsrail'e saldırısının ardından herkesin tüm bölge için gerilimin azaltılması yönünde katkıda bulunması çağrısı yaptı.

Baerbock, başkent Berlin'de Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile yaptığı görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

 

Orta Doğu'da aylardan beri kalıcı barış için çalıştıklarını dile getiren Baerbock, "Bölgedeki tüm devletlerin sakin ve kararlı tepkisi Tahran'daki rejimin daha fazla şiddet görme hesabının işe yaramadığını gösteriyor. Kimse yangına körükle gitmemeli. Bu özellikle İran ve onun, Hizbullah ve Husiler gibi yardımcıları ve vekilleri için de geçerlidir." ifadelerini kullandı.

Baerbock, İsrail'in savunmasının güçlü ve başarılı olduğunu belirterek, "İsrail'in müttefikleri, kesin bir şekilde onun yanındadır." dedi.

Söz konusu müttefiklerin önemli olduğunda eyleme geçmeye de hazır olduğunu ifade eden Baerbock, bu yüzden sağduyulu ve sorumlu hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.

 

- İsrail'e gidecek

Baerbock, özellikle üçüncü ülkelerin bu şiddet sarmalına dahil edilmemesi gerektiğini kaydederek, "Alman hükümeti olarak bizim için de bu kırılgan dönemde tüm bölge için gerilimin azaltılmasına hep birlikte katkıda bulunulması son derece önemlidir. Bu yüzden tekrar bugün İsrail'e gideceğim." diye konuştu.

İsrailli ortaklara Almanya'nın dayanışma içinde olduğu güvencesini vereceğini aktaran Baerbock, şiddetin daha da artmasının nasıl önlenebileceğini konuşacaklarını ifade etti.

- Baerbock, İran'a karşı yaptırımları genişletmek istiyor

Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, gerilimi tırmandırmadan İran'ın durdurulmasının önemli olduğunu söyledi.

Daha önce insansız hava araçlarına ilişkin İran'a yaptırım kararı alındığına işaret eden Baerbock, sonbaharda Fransa ve diğer partnerle bu yaptırımların daha da genişletilmesini istediklerini, bu adımın şimdi Avrupa Birliği'nde atılmasını umut ettiklerini belirtti.

 

- "Gazze'nin kuzeyine çok az yardım gidiyor"

Gazze'deki duruma da değinen Baerbock, burada insanların hayatta kalmaları için her şeye ihtiyaç duyduklarını vurguladı.

Gazze'ye daha fazla insani yardım girmesi için çaba harcadıklarını ifade eden Barbock, "Özellikle Gazze'nin kuzeyine çok az yardım gidiyor." dedi.

Gazze'ye kara yoluyla çok az yardım gittiğine dikkati çeken Baerbock, havadan yapılan yardımların oradaki büyük acil durumu hafifletmediğini kaydetti.

 

Baerobck, "Gazze'ye hala çok az insani yardım ulaştırılmasının önündeki engelleri, bahaneleri ya da adına ne derseniz deyin, pragmatik bir şekilde aşmak hepimizin ortak uluslararası sorumluluğudur." ifadesini kullandı.

Bu konuda somut tedbirler üzerinde çalıştıklarını anlatan Baerbock, Ürdün koridoruyla İsrail’in güvenliğini etkilemeden yardımın Gazze’ye ulaşmasını ümit ettiğini belirtti.

Baerbock bu yolla günde 100 tırın doğrudan Gazze’ye ulaşmasını hedeflediklerini, bunun ön şartının İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) ile yardımların dağıtılması konusunu uygulamaya koyması olduğunu kaydetti.

Bu konuda BM ile somut öneriler sunacaklarını belirten Baerbock, yarın İsrail'de yapacağı görüşmelerde buna da değineceğini ifade etti.

 

Baerbock Gazze'nin kuzeyinde daha fazla sınır kapısının açılmasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek her tırın insanların hayatını kurtarabileceğini söyledi.

Bu yüzden normalde dışişleri bakanlarının çalıştığı alan olmayan teknik, ulaşım ve yerinde dağıtıma ilişkin somut tedbirler konusuyla ilgilendiklerini belirten Baerbock, şöyle konuştu:

"Geçmişte benim ülkem Birleşmiş Milletlere sadece çek yazardı ancak para sağlamak yeterli olmuyor. Şimdi yapmamız gereken, meslektaşımın az önce açıkça ifade ettiği hususlarda Birleşmiş Milletler ile birlikte çalışmaktır. Yerinde ihtilafı önlemeye, tırların Gazze'ye gitmesi için güvenli yollara ihtiyaç var. World Kitchen'na ya da yakın zamanda UNICEF'te yaşandığı gibi, yardım nakillerinin saldırıya uğramaması ve insanlara güvenli bir şekilde ulaşabilmesi için güvenlik garantilerine ihtiyaç var. Tırlar için şoförlere ihtiyaç var ve daha sonra bunların İsrail makamları tarafından hızlı bir şekilde yetkilendirilmeleri gerekiyor. Bu önümüzdeki birkaç gün boyunca her ikimiz için de ana görevlerden biri olacak.”

 

KÖLN (AA) - Almanya'daki ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinin geçen yıl Aralık ayında açıklanan temel program taslağında yer alan ve Müslümanların tepkisini çeken bir maddede değişikliğe gidildiği bildirildi.

 

Kamu televizyonu ARD'de yer alan haberde, taslakta yer alan "Değerlerimizi paylaşan Müslümanlar Almanya'ya aittir." ifadesinin ülkede tartışmalara neden olduğu hatırlatıldı.

Bu ifadenin, "Değerlerimizi paylaşmayan ve liberal toplumumuzu reddeden bir İslam Almanya'ya ait değildir." olarak değiştirildiği belirtildi.

CDU'nun 6-8 Mayıs tarihlerinde Berlin'de düzenlenecek konferansında, temel parti programının oylanacağı kaydedildi.

 

Temel program taslağında, birçok Müslümanın, onlarca yıldır Almanya'da yeni bir yuva bulduğuna dikkat çekilerek, bunların çok azının büyük İslami derneklerde örgütlendiği belirtildi.

Taslakta, ülkedeki Müslümanların kendilerini organize etmelerinin desteklendiği ifade edildi.

 

CDU'nun Aralık 2023'te açıkladığı taslaktaki Müslümanlarla ilgili kısım, özellikle ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından tepki çekmiş ve "CDU'nun Almanya'da Müslümanlar için artık bir merkez partisi olmadığı" yorumlarına neden olmuştu.

Im Rahmen eines durch die gesetzlichen Krankenkassen und deren Verbände in Bayern geförderten Projektes, möchte das Aktivbüro der Stadt Würzburg die Selbsthilfe wieder sichtbarer machen. Die Fotomodels sollten aus der hiesigen Selbsthilfelandschaft stammen, so dass Ende letzten Jahres die rund 250 Würzburger Selbsthilfegruppen angeschrieben und ein entsprechender Aufruf gestartet wurde. Ergänzend konnte für das Projekt der Würzburger Fotograf Benjamin Brückner gewonnen werden, welcher vier Personen aus der Selbsthilfe ehrenamtlich ablichtete. Die Plakate wurden von der städtischen Grafikabteilung entwickelt und für den Druck an den Straßenbahn- und Bushaltestellen vorbereitet. „Ein solch großes, öffentlichkeitswirksames Projekt benötigt viel Planungs- und Vorlaufszeit“, erläutert die Sozialreferentin, Dr. Hülya Düber. Zeitgleich ist es ihr sehr wichtig, die Selbsthilfe in die Erinnerungen der Würzburger Bürger und Bürgerinnen zurück zu holen. Denn dass Selbsthilfe wirkt, hat die Sozialreferentin auch schon selber erfahren dürfen. „Der Austausch mit Gleichgesinnten, Menschen die ähnliches erlebt und erfahren haben, ist eine ungemeine Bereicherung in unserer Stadtgesellschaft. Ich möchte mich an dieser Stelle noch sehr herzlich bei unseren Modellen und deren Mut sich veröffentlichen zu lassen, bedanken. Ebenso bei Herrn Brückner, der die Fotoshootings mit viel Einfühlungsvermögen begleitet hat. Dass wir auf echte und hiesige Personen zurückgreifen konnten, macht unser Projekt lebensnah, was mir besonders wichtig ist.“

 

Selbsthilfe wird von den Krankenkassen als eine Säule der Gesundheitsförderung angesehen. Somit können sich krankheitsbezogene Selbsthilfegruppen über den Runden Tisch der Krankenkassen finanzieren lassen. Die Wirksamkeit wird beispielsweise durch die SHILD-Studie untermauert. Besonders positiven Einfluss hat die Selbsthilfe auf das eigene emotionale Erleben, den Wissenserwerb zur Erkrankung sowie zu sozial-, pflege- und arbeitsrechtlichen Regelungen. Die einzelnen Gruppen haben für sich verschiedene Rituale festgelegt, die meisten beginnen jedoch mit einer kurzen Einstiegsrunde, in der das tagesaktuelle Gesprächsthema festgelegt wird. Darüber hinaus können auch Referenten und Referentinnen für einzelne Gruppentreffen angefragt werden, welche zu den entsprechenden Themen informieren. Gegen Ende des Treffens findet oftmals eine kurze Abschlussrunde statt, die individuell gestaltet wird. Selbsthilfe ist grundsätzlich kostenfrei, je nach dem wo sich Gruppen treffen, können Kosten für Räumlichkeiten anfallen. Der Turnus der Gruppentreffen ist von Gruppe zu Gruppe unterschiedlich. Wichtig ist ebenfalls, dass die Teilnahme anonym stattfinden kann. „Viele Menschen haben den Eindruck, dass Selbsthilfegruppen lediglich Kreisgespräche bedeuten und sich ältere Menschen zusammentun. Dies ist jedoch nicht der Fall“, betont Kristin Funk, Leiterin des Aktivbüros. „Insbesondere die Junge Selbsthilfe nimmt an Fahrt auf. Nach der Corona Pandemie ist hier ein Anstieg an Gruppen und Teilnehmenden zu erkennen. Selbsthilfe kann vieles, beispielsweise auch hybride Treffen ermöglichen, so dass mobil eingeschränkte Personen oder chronisch erkrankte Menschen zueinander finden können.“

 

Das Würzburger Universitätsklinikum sowie das Klinikum Würzburg Mitte haben die Wirksamkeit von Selbsthilfe anerkannt und sind bereits seit einigen Jahren bzw. derzeit auf dem Weg zum Selbsthilfefreundlichen Krankenhaus. Die Selbsthilfebeauftragten vor Ort stellen eine Schneise zwischen medizinischen Fachkräften und Patienten sowie der entsprechenden Selbsthilfekontaktstelle dar. Ziel ist es, dass Patienten und Patientinnen neben der medizinischen Behandlung möglichst schnell von der Option der Selbsthilfe erfahren. Denn auch während eines aktuellen Behandlungsprozesses kann die Stärkung der eigenen Wirksamkeit dazu beitragen, sich umfassender mit der eigenen Situation auseinanderzusetzen und hilfreiche Informationen zu erhalten.

 

Um die Selbsthilfe wieder in die Köpfe der Würzburger und Würzburgerinnen zurück zu holen, plant das Aktivbüro, welche als Selbsthilfekontaktstelle gilt, mehrere Plakataktionen in diesem Jahr. Den Auftakt machen die großen Poster an den Bus- und Straßenbahnhaltestellen, welche in den Kalenderwochen 15 und 16 aushängen. Anschließend sollen sie noch in der Stadt und in den öffentlichen Verkehrsmitteln anzutreffen sein. Wer sich über die Selbsthilfe und entsprechende Gruppen informieren möchte, kann dies unter www.wuerzburg.de/aktivbuero oder während der Sprechzeiten des Aktivbüros telefonisch unter 0931-37 3468 tun.

 

 

BU: Hingucker an Haltestellen – Plakataktion macht Selbsthilfe in der Stadt sichtbar! V.l.n.r: Kristin Funk (Leiterin Aktivbüro), Benjamin Brückner (Benjamin Brückner Photography), Sozialreferentin Dr. Hülya Düber

Foto: Kerstin Dittmann

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Bölge Veliler Birliği tarafından Ramazan ayı münasebetiyle düzenlenen yarışmada dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Bölge Veliler Birliği tarafından Kur’an kurslarına devam eden öğrenciler arasında ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu şiir, resim ve maket dallarında yarışma düzenledi.

Bölgede 50 cami derneğinin temel dini bilgiler kursunda eğitim gören öğrenciler, düzenlenen bu yarışmada birbirinden güzel eserler ortaya koydular. Kendi el emeklerini ve hayal güçlerini ortaya koydukları bu güzel etkinlikte, öğrenciler hem eğlendi, hem de öğrendi.

 

Ailelerin çocukları ile birlikte olmalarına ve birbirlerine vakit ayırmalarına vesile olmak amacıyla her yıl farklı alanlarda ve farklı konularda yarışmalar düzenlediklerini söyleyen DİTİB Köln Bölge Veliler Birliği Başkanı Kader Durmuş, “Veliler Birliği olarak ‘Medeniyetlerin Yaşadığı Anadolu Resim Yarışması’, ‘İslami Semboller Maket Yarışması’, Hayalimdeki Camii Resim Yarışması’ ve ‘Çevrimiçi Bilgi Yarışması’, ‘Valizler Dolusu Umut Röportaj Yarışması’nın ardından bu yıl da ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu şiir, resim ve maket dallarında yarışma düzenledik” dedi.

 

450'den fazla eser yarışmaya katıldı

Çocuklar, Ramazan'ın manevi atmosferini ve dini açıdan önemini resim, maket ve şiir gibi alanlarla ifade etme fırsatı bulduklarını dile getiren Durmuş, “Ramazan ayı, dini ve manevi değeri yüksek olan önemli bir zaman dilimidir. Aileler, arkadaşlar ve komşular arasındaki muhabbet, birlik ve beraberliğin hat safhaya çıktığı dönemdir. Çocuklar dört gözle oruç tutmak için Ramazan’ın gelmesini beklerler. Biz de bu yıl çocuklarımız için ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu 6-9 yaş arası resim, 10-12 yaş arası maket ve 13-15 yaş arası şiir yarışmaları düzenledik. Toplam 450'den fazla eser yarışmaya katıldı. En zor kısım ise Köln Dini Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Sinan Kara ve Veliler Birliği yönetimi ile birlikte bu eserleri seçmek oldu. Bir sıralama yaptık, çocuklarımız güzel eserleriyle başarı sağlamışlardır. Bu vesileyle yarışmaya katkı sonun derneklerimizin başkan ve yöneticilerine, hocalarımıza, velilerimize ve yarışmaya katılan öğrencilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

Hürth DİTİB Camii’nde düzenlenen ödül törenine; Köln Veliler Birliği yönetim kurulunun yanı sıra yarışmada dereceye giren öğrenciler ve velileri katıldı.

Konuşmaların ardından ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu 6-9 yaş arası resim, 10-12 yaş arası maket ve 13-15 yaş arası şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Ödül töreni sonrası yarışmaya dair duygularını ifade eden öğrenci velileri, etkinlik vesilesiyle evlerinde büyük bir heyecan yaşandıklarını dile getirdiler, bu anlamlı yarışmayı düzenleyen veliler birliğine ve hocalarına teşekkür ettiler.

 

 

 

 

MÜSİAD Nürnberg/Kuzey Bavyera Başkanı Haluk Dokur, Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, Din Hizmetler Ataşesi Necmettin Saydan, DİTİb Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt ve STK temsilcilerinin katıldığı bir kahvaltı programı düzenlendi. Nürnberg Catering firmasının yemek salonunda düzenlenen Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantıda konuşan MÜSİAD Nürnberg/Kuzey Bavyera Başkanı Haluk Dokur şunları söyledi: “Topluma faydalı projelerin hazırlanıp uygulamaya konulması konusunda birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız. ‘Ben’ kelimesinden uzak durup ‘Biz’ kelimesine ağırlık veren kişi ve kuruluşlarla bir araya gelerek, güçlerimizi birleştirip lobi oluşturmalıyız. Böylece Alman makamları tarafından daha dikkate alınırız”dedi.

Gazze’de yaşanan insanlık dramına da değinen Dokur, “İslam alemi kırımızı bir ateş çizgisin içinde olmasına rağmen, bizler bir olamadığımızdan maalesef ateş çizgisine seyirci kalıyoruz ”diye konuştu.

 


‘TEŞKİLATLANMA ÖNEMLİ’


Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, “Nürnberg’de göreve başladığım ilk günden itibaren birlik, beraberliğin ne kadar önemli olduğunu vurguluyorum. Düşünmeye, üretmeye ve hanımları faaliyetlerde ortak etmeye ve gençlerimize de el uzatmaya devam edelim. Gençlerimizi doğru yönlendirirsek başarıları artar. Gençlerimizin önemli kurumların çatısı altında yer alıp faaliyeet göstermeleri önemli. Dünya her yerde de herkese aynı güzellikleri sunmayabiliyor. Gözyaşı, acı, şiddet olabiliyor. Birlik beraberlik içinde olursa yapamayacağım şey yok. Teşkilatlanma konusunda sorun yaşadığımız doğru. Ekonomik yönden çok güzel yerlere gelmiş olan vatandaşlarımız bu ülkeye pek çok alanda katkıda bulundular.”


İlhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

Anlässlich des 50. Geburtstages der BUND Naturschutz (BN) Kreisgruppe Würzburg spendete die BN-Kreisgruppe zwei Zukunftsbäume für den Würzburger Ringpark. BN-Kreisgruppenvorsitzender Armin Amrehn (3.v.re.) und die BN-Umweltstationsleiterin Dr. Martina Alsheimer (re.) legten selbst Hand an den Spaten und setzten gemeinsam mit Bürgermeister Martin Heilig (2.v.li.), Gartenamtsleiter Dr. Helge Bert Grob (li.), Paul Weißenberger (M.) und Laura Hautsch (2.v.re.) vom Gartenamt eine Platane und eine Silberlinde. Bürgermeister Martin Heilig freut sich sehr über die zukunftsträchtige Spende und wünscht den Würzburgern schattige Stunden im Sommer unter den beiden hoffentlich bald hochwachsenden Bäumen. Armin Amrehn spricht über die Spende von einer Herzensangelegenheit des BUND Naturschutz: „Die Bäume sollen dabei helfen, den Klimawandel in der Innenstadt erträglicher zu gestalten.“
 
Die Würzburger Kreisgruppe des BN wurde 1973 gegründet und engagiert sich vor allem im praktischen Naturschutz, in der umweltpolitischen Arbeit und in der Umweltbildung. Die BN-Umweltstation und -Kreisgruppengeschäftsstelle befindet sich im Ökohaus im Landesgartenschaupark von 1990.

Bayerisches Polizeisportkuratorium - Innen- und Sportminister Joachim Herrmann gratuliert zum 75jährigen Jubiläum und lobt erfolgreiche Arbeit - Sport unverzichtbarer Bestandteil des Polizeiberufs

 

Bayerns Innen- und Sportminister Joachim Herrmann hat bei der heutigen Feierstunde in Schönau am Königssee dem Polizeisportkuratorium zum 75jährigen Bestehen gratuliert: "Herzlichen Glückwunsch zu einem Dreivierteljahrhundert hoch engagierter und erfolgreicher Arbeit – sei es für den Leistungssport, den Dienstsport oder zur Erhaltung der Gesundheit unserer Polizistinnen und Polizisten". Das bayerische Kuratorium habe schon früh die Zeichen der Zeit erkannt und auch erheblichen Einfluss auf die Gestaltung des Dienstsportes in ganz Deutschland genommen: "Die ersten Ansätze zum Präventionsgedanken stammen von der Bayerischen Polizei", betonte Herrmann. "Unsere Polizei übernahm mit der Einführung neuer Sportangebote sowie Gesundheits-  und Präventionsangeboten schon früh eine Vorreiterrolle."  Der Polizeisport sei wichtige Grundlage für die hervorragende Leistungsfähigkeit der Polizeibeamten und damit auch ein unverzichtbarer Bestandteil des Polizeiberufs. "Sicherheit braucht Fitness! Ich danke allen Polizeikräften, die sich durch regelmäßiges Training fit halten, um im Ernstfall den längeren Atem zu haben", so Herrmann. 

Das Bayerische Polizeisportkuratorium gehe mit der Zeit und reagiere auf geänderte Anforderungen im Polizeidienst. "Hier achten wir stets auch auf neueste sportwissenschaftliche und polizeiliche Erkenntnisse. Die entsprechenden Richtlinien werden regelmäßig angepasst."

Nach außen hin sichtbar wird der Polizeisport vor allem durch die vielen erfolgreichen sportlichen Repräsentantinnen und Repräsentanten. Herrmann:  "Sie sind nicht nur Vorbilder, sondern auch Botschafter unserer Polizei. Die Liste der vielen sportlichen Erfolge ist ein eindrucksvoller Beleg, dass unsere Bayerischen Polizistinnen und Polizisten mit glänzenden Leistungen aufwarten." Zu den vielen Erfolgen zählt laut Herrmann vor allem die seit 2012 an­ge­botene Spitzensport­förderung bei der Bayer­ischen Polizei. "Hoffnungsvolle junge Sportlerinnen und Sportler können Sport und Beruf optimal mitei­nander verbinden. Sie genießen eine praxisnahe Polizeiaus­bildung mit mo­dernsten Metho­den und zugleich wird es ihnen ermöglicht, ihr Hochleistungs­training zu absolvieren", so der Minister.

Auch das Polizeisportkuratorium ist im Wettkampfbereich aktiv. In den letzten 75 Jahren hat es mehr als 260 Meisterschaften – national wie international – ausgerichtet. "Die hohe Qualität seiner Meisterschaften ist daher überall bekannt", so Herrmann.

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenmesi planlanan Filistin Kongresi'nin, Alman hükümeti tarafından engellenmeye çalışıldığı öne sürüldü.

Kongreyi organize edenlerin avukatı Nadija Samour, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kongrenin, toplanma özgürlüğü yasasından dolayı yasaklanamadığı ve bu yüzden polisin mümkün olan her türlü engellemeye başvurduğunu belirtti.

 

Kongrenin düzenleneceği salonun yangın koruma sistemi, işletme sahibinin ruhsatı, salonun hazır olmadığı gibi bahaneler öne sürüldüğünü kaydeden Samour, "Ayrıca şimdi de Gazze'de bir süre halkın sağlığı için Şifa Hastanesi'nde doktor olarak çalışan ana konuşmacı Gassan Ebu Sitte'nin havaalanında tutulduğunu duyduk, ülkeye girişinin engellendiği belirtiliyor. Bunun için hiçbir yasal temel ve sebep yok. Ebu Sitte, Glasgow Üniversitesi'nde dekan. Tehlikeli bir insan olduğunu ya da şiddeti teşvik eden bir kişi olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi." ifadesini kullandı.

Ebu Sitte'nin ülkeye girmesi için acil başvuru yaptıklarını dile getiren Samour, burada kongrenin yapılmaması için bürokratik engeller getirilmek istediğini ve "en üstten baskı yapıldığını" ileri sürdü.

 

Avukat Samour, "(Bu baskı) Alman hükümetinden, Berlin eyalet hükümetinden, sivil toplumdan geliyor." dedi.

Berlin'de çok sayıda Filistinlinin yaşadığından ve Almanya'nın başkenti olduğu için kongrenin bu kentte düzenlendiğini aktaran Samour, "Kongrede ateşkes, (İsrail’e) silah sağlanmasının hemen durdurulması, sadece İsrail'in değil Gazze'deki suçlara katıldığı için Almanya'nın da hesap vermesi talep ediliyor." ifadesini kullandı.

Filistin Kongresi, polisin salonda yaptığı incemeler nedeniyle öngörüldüğü saatte başlamadı.

 

Salonun bulunduğu binanın önünde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı ve çok sayıda Filistin yanlısının toplandığı görüldü. Burada yapılan gösteride Filistin yanlısı sloganlar atıldı.

Bu arada en az bir kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Bereket ayı Ramazan finali olan Ramazan Bayramı sevinci başladı. DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt yaptığı açıklamada, “Bu aydan daha güzel bir ay olmadığını belirtir hocalarımız ve misafir konuşmacılarımız. Bu vesile ile tuttuğumuz oruçlarımızın sevabının yazılacağı bir dönemin sonunda savaş bölgelerinden gelen heberlerin burukluğu içerisinde bir bayram kutluyoruz. Çocukların ölmediği, sivil insanların zarar gömediği mümkün ise hiç çatışmanın. Olmadığı bir dönemin özlemi içerisinde bayramı kutlamak istiyoruz.” dedi.

 

Başkan Cankurt özellikle gençlerimizin yaşadığımız Almanya’nın kültürel sorunları ile de ilgilenmesini isteyerek, “Gençlerimizin Türk – Alman İlişkileri konusundaki bilgilerini artırması çok önemlidir. Bu konuya birinci derece de önem vermelerini istiyoruz. Alman arkadaşlarıündan bile ileri d[zeyde bilgilenecek gençlerimzin bu özelliği bizim için önemli bir zenginliktir. İsteyen şube, dernek veya ve derneklerimize bu alanda konuşmacılar tahsis edip proğramlar yapabilmelerine katkı sağlayacağız. Çünkü iki milletin yaşanmış tarihlerinin ortak hikayeleri ileride derneklerimizde yöneticilik yapacak gençlerimize öğretilmesinin önemi tartışılmayacak kadar zaruret arzetmektedir.” şeklinde konuştu.

 

Birlindiği gibi kuruluşundan bu yana DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği, kültürel programlara büyük önem veriyor ve bu alanda ilginç kültür tarihi proğramları düzenliyor.

 

 

Nürnberg kentinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Merkez Eyüp Sultan Camii’ni ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König cemaatle bayramlaştı.

Sabahın erken saatlerinde DİTİB Merkez Eyüp Sultan Camii’ne akın eden binlerce Müslüman, bayram namazı eda etmek için aynı anda saf tuttu.

 

Camiyi ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König’i, Nürnberg DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Necmettin Saydan, dernek başkanı Hasan Arslan ve yöneticiler karşıladı.

Cemaatin bayramını kutlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, “Bugün aranızda olmaktan çok mutluyum. Hepiniz Nürnberg’in bir parçasısınız. Biz hep birlikte köprü vazifesi görerek özellikle kriz ve savaş zamanlarında birbirimizle iletişim içerisinde olmalıyız” dedi.

 

İnançların birleştirici ve dayanışmayı sağlayıcı bir özelliği olduğunu vurgulayan König, “Oruç, tüm semavi dinlerde olan bir ibadet ve bizi birleştiren bir unsurdur. Özellikle Ramazan ayında zor durumda olan tüm insanları düşünmeli ve desteklemeliyiz. Bugün bayram gününde dünya genelindeki savaşlarda hayatını kaybeden insanları düşünmemiz gerekiyor. Savaşın kazananı olmaz, her iki taraf da kaybeder. Acı ve gözyaşı son bulmalıdır” şeklinde konuştu.

Nürnberg DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Necmettin Saydan ve dernek başkanı Hasan Arslan da, Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König'in ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek teşekkür etti.

 

Bayramlaşmanın ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, dernek yönetimi tarafından Ramazan çadırına davet edildi ve burada ağırlanarak ikramda bulunuldu.

 

Haber ve resimler: Ercüment Aydın / Köln

 

 

 

 

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

AJet Avrupa’da hedef büyütüyor - Almanya’da 100 Türk acente ile stratejik toplantı

YTB Başkanı Eren Manastır’daki Yeni Cami’nin müze olarak hizmete açılmasına tepki gösterdi

YTB Başkanı Abdullah Eren: “Kerkük Türklerinin uyarıları dikkate alınmalı”

Murat ve Jonas, Würzburg Belediye Sarayını Türk müziğiyle coşturdu

Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu 30. Yılında

Avrupa Saadet ‘yabancı plakalı araçların için Türkiye'de TÜV muayenesi olabilmesini’ istedi

Almanya Türkleri'nin duayen gazetecisi Ahmet Külahçı Mocca dergisine konuştu; İslam düşmanlığı zehirdir

Gedenkveranstaltung 35 Jahre Mauerfall: Journalist Eberhard Schellenberger über seine Jahre im Visier der Stasi

„Gewalt kommt nicht in die Tüte“