Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya’da Deutsche Post şirketinin çalışanları, taleplerinin hükümetin çıkarmak istediği yeni posta yasasında yer alması amacıyla gösteri düzenledi.
Verdi Sendikasının çağrısıyla ülkenin çeşitli bölgelerinden başkent Berlin'e gelen binlerce Deutsche Post çalışanı, Brandenburg Kapısı’nın önünde toplandı.
Çalışanlar, “Sesimizi duyurmanın zamanı geldi”, “Daha iyi bir gelecek için gösteri yapıyoruz”, “İş yerlerimizin geleceği için paket başı 20 kilogram sınırı istiyoruz”, “Var olmamız için mücadele ediyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
Verdi Sendikası Başkan Yardımcısı Andrea Kocsis, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin yeni posta yasasını çıkarmayı planladığını belirterek, “Bunu hükümet daha önce de çıkarmak istedi ancak başaramadı.” dedi.
Şimdi bu yasanın gerçekten çıkarılmasının planlandığını dile getiren Kocsis, “Konu, çalışma şartlarıyla da ilgili. Şimdiye kadar sadece teorik olarak tartışıldığı için bu konunun postacıların iş yerleri ve gelecekleriyle ilgili olduğunu göstermek istedik.” ifadelerini kullandı.
Kocsis, yeni yasada sektördeki tüm mektup ve paket hizmeti sağlayan şirketlere lisans zorunluluğu ve paketler için 20 kilogram sınırı getirilmesini talep ettiklerini anlattı.
Mektup ve paketlerin halka ulaştırılmasının yeterli şekilde finanse edilmesi gerektiğini vurgulayan Kocsis, "Çünkü mektuplar gittikçe azalıyor ancak mektupların her yere ulaşması gerekiyor." dedi.
- "Rekabet, bizim açımızdan çalışanların zarar görmesine yol açar"
Deutsche Post İşçi Temsilcisi Thomas Held de çıkarılması planlanan yeni yasa konusunda iyi bir his taşımadıklarına işaret ederek, bu yılın başında Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığının çalışanların çıkarına olmayan yeni posta yasası taslağı için çerçeve planı hazırladığını söyledi.
Bununla sektörde daha fazla rekabetin teşvik edilmek istendiğini belirten Held, “Örneğin, Avrupa'ya baktığınızda ne tür bir rekabet olduğunu görürsünüz. Almanya, burada ayrı bir yol izliyor ve biz bunun kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyoruz çünkü rekabet, bizim açımızdan çalışanların zarar görmesine yol açar." ifadelerini kullandı.
Held, her hafta pazartesiden cumartesiye kadar Almanya genelinde her haneye ulaşan posta şirketinin olması için çalışanların çalışma koşullarını kapsayan yeni bir posta yasasının çıkarılmasını talep ettiklerini, bunun sağlanmaması durumunda on binlerce kişinin işinin tehlikede olduğunu kaydetti.
Bu gösterilerin bir başlangıç olduğu uyarısında bulunan Held, “Bugün burada 40 bin kişi olacak. Bu, çalışanların dörtte biri anlamına geliyor. Posta yasası, sonunda bizim çıkarımıza göre olmazsa bu sayıyı daha da yükseltebiliriz.” diye konuştu.
BERLİN (AA) - Avro Bölgesi'nde yatırımcı güveni, ekimde beklenenden az düşmesine rağmen, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından Kasım 2022'deki enerji krizinden bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Piyasalara ilişkin araştırmalar yapan ve merkezi Frankfurt'ta bulunan Sentix'ten yapılan açıklamaya göre, eylülde eksi 21,5 puan olan Avro Bölgesi Genel Yatırımcı Güven Endeksi, bu ay 0,4 puanlık düşüşle eksi 21,9 puana geriledi.
Kasım 2022'deki enerji krizinden (eksi 27) bu yana en düşük seviyeye gerileyen endekse ilişkin beklenti, eksi 22,8 puana gerilemesi yönündeydi.
Yatırımcıların gelecek 6 aya ilişkin beklentilerini ölçen Beklentiler Endeksi de eksi 21 puandan eksi 16,8 puana yükseldi. Beklentilerin Nisan 2023'ten beri en yüksek seviyesine yükselmesi dikkati çekti.
Bu arada, Avro Bölgesi'nin en büyük ekonomisine sahip Almanya'da Genel Yatırımcı Güven Endeksi, ekimde 2,1 puanlık artışla eksi 31,1 puana yükseldi.
Sentix Genel Müdürü Manfred Hübner, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Ancak bu (beklentilerde) iyileşme henüz trendin tersine döndüğünü göstermiyor." ifadesini kullandı.
Yatırımcı güveni anketi, 5-7 Ekim'de 1.222 yatırımcının katılımıyla gerçekleştirildi.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Almanya ve Fransa'nın, güçlü şekilde İsrail’in yanında durduğunu söyledi.
Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bugün başlayacak ve 2 gün sürecek "Almanya-Fransa Hükümetler Arası Ortak Bakanlar Kurulu Toplantısı" öncesinde Airbus şirketinin Hamburg’daki tesisini ziyaret etti ve burada incelemelerde bulundu.
Ziyaretin ardından açıklama yapan Scholz, büyük bir endişeyle İsrail’e baktıklarını belirterek, "Hamas'ın İsrail'e yönelik bu saldırısı korkunç ve barbarcadır. Yahudi devleti için bu karanlık saatlerinde biz, Almanya ve Fransa güçlü bir şekilde İsrail'in yanında duruyoruz. Bu konuda Başbakan Netanyahu’ya güvence verdim." ifadesini kullandı.
Scholz, terörün ve nefretin kazanamayacağını, şiddetin zafere ulaşamayacağını vurgulayarak, İsrail’in kendisini ve halkını savunacağını, koruyacağını kaydetti.
- "Bölgedeki ortaklarla görüşmeler yapacağız"
Macron ile bu akşam ABD Başkanı Joe Biden ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile telefonda görüşeceklerini ve durumu değerlendireceklerini aktaran Scholz, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın bu durumdan ötürü bölgede ateşin yayılmaması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını söyledi. "Bundan dolayı kimse bu durumda terörü daha fazla körüklememeli" diyen Scholz, bu konuda bölgedeki ortaklarla görüşmeler yapacaklarını bildirdi.
Scholz ayrıca, Almanya-Fransa Hükümetler Arası Ortak Bakanlar Kurulu Toplantısıyla Almanya-Fransa dostluğunda yeni bir başlık açmak istediklerini vurguladı.
Yarın öğlene kadar iki ülke bakanlarıyla çeşitli formatlarda görüşmeler yapılacağını aktaran Scholz, “Ülkelerimiz ve tüm Avrupa için, temel öneme sahip konuları ele almak için Almanya-Fransa dostluğunun özel güven ilişkisini kullanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıda, toplumsal uyumun nasıl şekillendirileceği ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerin hayatı nasıl etkilediğine ilişkin iki temel meselenin ağırlıklı olarak görüşüleceği bilgisini paylaşan Scholz, “Birlik içinde, güçlü ve egemen bir Avrupa istiyoruz. Aynı zamanda teknolojik olarak dünyanın zirvesinde oynayan bir Avrupa.” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron da dünya genelinde yaşanan krizlere işaret ederek, iki ülkenin birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.
Macron, İsrail’deki gelişmelere değinerek, terörle mücadelenin ortak bir görev olduğunu kaydetti.
KÖLN (AA) - Almanya'da darbe planı yaptıkları iddia edilen "İmparatorluk Vatandaşları"na (Reichsbürger) yönelik baskınlarda bazı şüphelilerin gözaltına alındığı bildirildi.
Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Münih Başsavcılığı, Wolfratshausen'de tutuklanan bir şüphelinin, Federal Sağlık Bakanı Karl Lauterbach'ın kaçırılması amacıyla Hırvatistan'dan ateşli silah almayı planladığını itiraf ettiğini duyurdu.
Çok sayıda eyaletteki baskınlarda, şüphelilerin kaldıkları ev ve dairelerde aramalar yapıldığı, zanlıların gözaltına alındığı ifade edildi.
Aralık 2022'de operasyonla yakalanan ve halen tutuklu bulunan "İmparatorluk Vatandaşları" üyelerinin, terör örgütü mensubu olmak suçlamasıyla yargılanacakları açıklanmıştı.
- Reichsbürger nedir?
Kendilerini "Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger)" olarak görenlerin sayısı, iç istihbarat raporuna göre 23 bin civarında bulunuyor. 2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır grup, Almanya'yı meşru devlet olarak tanımıyor.
Üyelerden bazıları, monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler ise Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.
BERLİN (AA) - Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin halkına doğrudan fayda sağlayan yardımların askıya alınmasından yana olmadıklarını söyledi.
Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Hamburg'ta düzenlenen ortak basın toplantısında, Avrupa ülkelerinin Filistin topraklarındaki yardımlarını gözden geçirmelerine ilişkin, "Filistin halkına doğrudan fayda sağlayan yardımların askıya alınmasından yana değiliz. Bu yardımın Hamas'ı finanse edemeyeceğini garanti altına almak için kendi prosedürlerimizi uygulamaya koyduk." dedi.
Fransa olarak 2022 yılında sivillere su, sağlık, gıda güvenliği ve eğitim için 95 milyon avro yardım yaptıklarına işaret eden Macron, "Bu yardım esas olarak Birleşmiş Milletler aracılığıyla dağıtılacak, Batı Şeria ve Gazze'nin yanı sıra komşu ülkelerdeki Filistinli nüfusa doğrudan fayda sağlıyor ve Fransa'nın taahhütleriyle de uyumludur. Ben gerçekten de Avrupa'dan sağlanan tüm yardımların gözden geçirilmesinden yanayım ancak tamamen askıya alınmasından yana değilim." diye konuştu.
Söz konusu prosedürlerin zaten gözden geçirildiğini anlatan Macron, vatandaşların temel insani ihtiyaçları ve sivillerin korunması konularının terör ile karıştırılmamasını isteyerek aksi takdirde terörizmin bölgede daha da yayılma riskinin ortaya çıkacağı uyarısında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Hamas'ın elinde ne kadar Fransız vatandaşı olduğu ya da ne kadar Fransız'ın bölgedeki saldırılarda hayatını kaybettiği sorusuna ilişkin, Hamas'ın şantajının kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı. Macron, kayıp Fransız vatandaşları veya potansiyel rehineler konusunda ise hala temkinli davrandığını ve sayı veremeyeceğini aktardı.
Macron, İsrail yetkilileriyle bu konuda istişarede bulunduklarını ve kendileri gibi aynı durumda olan tüm ülkelerle işbirliği içinde hareket ettiklerini kaydetti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Hamas'ın saldırılarının arkasında İran'ın olduğu yönündeki iddialara ilişkin de "Hamas'ın saldırılarını tebrik eden tüm ülkeleri de kınıyorum. Şu anda tüm bilgileri ortaklarımızla birlikte karşılaştırma sürecindeyiz. İran'ın doğrudan müdahalesi konusunda burada yapacak bir yorumum yok. Ayrıca İranlı yetkililerin kabul edilemez ve değerlerimizi yansıtmayan açıklamaları da oldu. Hamas'a yardım edilmiş olması mümkün ya da muhtemeldir ancak elimizdeki tüm bilgileri tam olarak sağlamlaştırmadan ve konsolide etmeden önce gerçekten yorum yapma konusunda dikkatli davranmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Almanya'daki eyalet seçimlerinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oy oranının artmasını da değerlendiren Macron, "Milliyetçiliğin her yerde güçlendiğini görüyorsunuz. Bu elbette göç sorununa da bir cevap. Çünkü Avrupa şu anda bunu yaşıyor. Düzenli göç sorunlarına etkili bir yanıta ihtiyacımız var, dolayısıyla Avrupa işbirliğinin artmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
Göç konusunda Avrupa'da işbirliğinin arttırılmasına ihtiyaç olduğunu kaydeden Macron, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin olası göç krizine karşı yeni kurallar üzerinde anlaştığına dikkati çekti. Macron, "Bu aynı zamanda ister transit, ister menşe ülke olsun, üçüncü ülkelere yönelik açık mesajımızdır." dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Alman-Fransız ortak bakanlar kurulu toplantısında çok teknik konuları da görüştüklerini dile getirerek, "Ama bu aslında bizim günlük deneyimimiz ve gördüğümüz gibi burada gerçekten ortak bir nokta vardı; Alman-Fransız yakınlaşması yoluyla daha güçlü, daha egemen ve giderek kafa karıştırıcı bir ortamda rahatsız edici olan şeylere tepki verebilecek bir Avrupa inşa etme irademiz. Avrupa'nın gerçekten hızlı bir şekilde ilerlemesi, iyi yatırımlar yapması, rekabet gücünü koruması ve gerçekten egemen bir kıta olması için nüfusumuz açısından ekonomik veya başka açılardan gelişmeleri ele aldık." değerlendirmesinde bulundu.
KÖLN (AA) - Almanya'nın Karlsruhe kentindeki Federal Savcılığın, İsrail'deki Alman vatandaşlarının Hamas tarafından kaçırıldığı ve öldürüldüğü şüphesiyle soruşturma başlattığı bildirildi.
Bild gazetesinin, Federal Savcılık Sözcüsü'nün açıklamasına dayandırdığı haberine göre, Savcılık, kimlikleri henüz bilinmeyen Hamas üyelerine yönelik, "terör örgütüne üyelik" şüphesiyle soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla başlattığı saldırının ardından bölgede bulunan Alman vatandaşlarının kaçırılması ve öldürülmesine ilişkin şüphelerin araştırılacağı ifade edildi.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hessen ve Bayera eyaletlerinde düzenlenen eyalet meclisi seçimlerinde aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) aldığı oy oranlarından endişe duyulması gerektiğini söyledi.
Scholz, Hamburg kentinde 2 gün süren "Almanya-Fransa Hükümetler Arası Ortak Bakanlar Kurulu Toplantısı" sonrası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Batı'daki ülkelerde toplumlarda birlikteliğin azaldığının gözlemlendiği ifade eden Scholz, ayrışmaları vurgulayan ve toplumu parçalamayı amaçlayan aşırı sağcı popülist güçlerin rağbet gördüğünü anlattı.
Scholz, liberal demokrasinin temsilcileri olarak buna kayıtsız kalamayacaklarını vurgulayarak bu konunun toplantıda bakanlarla açık şekilde ele alındığını belirtti.
AfD'nin yüksek oy oranları aldığı Hessen ve Bavyera eyaletlerinde düzenlenen eyalet meclisi seçimlerindeki sonuçların ülkenin sağa kayıp kaymadığına ilişkin bir soruya Scholz, "Almanya'da aşırı sağcı popülist bir partinin aldığı oylar bizi endişelendirmeli. Bu demokrasinin savunulmasıyla ilgili bir durum." yanıtını verdi.
Başbakan Scholz, savunulan siyasi görüşlerin özgürlük, demokrasi, hukuk devleti ve ortak Avrupa perspektifi gibi düşüncelerle bağdaşmadığını belirterek "Refahımızın ve aynı zamanda güvenliğimizin büyük bir bölümü Avrupa Birliği'ndeki (AB) birlikte çalışmamıza dayanıyor. Bu özellikle iki ülkemiz için de geçerli." değerlendirmesinde bulundu.
Göç politikasında değişikliğe gidip gidilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Scholz, sorunlar olduğunda bununla ilgilenmek gerektiğini ancak bunun seçimlerle ilgili bir durum olmadığını, Alman hükümetinin düzensiz göçün azalması için çalışmalar yaptığını söyledi.
- Filistinlilere yapılan yardımlar
Toplantıda İsrail'deki durumun da ele alındığını aktaran Scholz, Macron ile dün akşam ABD Başkanı Joe Biden, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile telefon görüşmesi yaptıklarını anımsattı.
Scholz, İsrail'in tarafında yer aldıklarını ve "İsrail'in saldırılara karşı kendini savunma hakkı bulunduğu konusunda" hemfikir olduklarını belirterek aynı zamanda bölgedeki gerilimin artmasının engellenmesi gerektiğini, bu konuda bölgedeki ülkelerle yoğun temas halinde olduklarını kaydetti.
Filistinlilere yapılan yardımın kesilmesi konusundaki tartışmalara ilişkin bir soruya Scholz, "Elbette şimdi her şeye daha yakından bakma gerekliliği var. Bunu da yapacağız. Bir yandan, genellikle olay yerinden uzakta, insanların sadece su ve yiyecek bulabilmeleri için desteklendiği insani yardımlar var. Aynı zamanda, terörizmle ilgisi olan hiçbir şeyin gerçekleşmemesi, hiçbir yapının desteklenmemesi sağlanmalıdır. Böyle durumlarda tüm bunlara her zaman yeniden bakma gerekliliği bulunuyor." yanıtını verdi.
- "Güçlü ve egemen Avrupa" vurgusu
Scholz, toplantıda Avrupa'nın teknolojik egemenliğinin desteklenmesinin, özellikle yapay zeka konusunun ele alındığını ifade ederek Almanya ve Fransa’nın bu konudaki fırsatların kullanılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını söyledi.
Başbakan Scholz, "Güçlü ve egemen bir Avrupa, tüm küresel değişimlerde dünyadaki yerimizi korumanın önemli koşuludur." dedi.
Almanya'da 13 milyon çalışanın 60 yaş civarında olduğuna ve bu kişilerin gelecek yıllarda emekliye ayrılacaklarına dikkati çeken Scholz, ülkesinin bu kişilerin yerine çalışacak insanlara ihtiyaç duyduğunu belirtti.
- Enerji
Scholz, iki ülke arasında enerji alanında görüş ayrılığı bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine, bu yüzyılın ortasına kadar karbon nötr olma hedefinde hemfikir olduklarını söyledi.
Buraya giden yolların farklı olduğunu dile getiren Scholz, "Ancak bunlar birbiriyle uyum içinde. Her ne kadar ülkeler bu hedefe ulaşmak için farklı yollar seçmiş olsa da bunu hep birlikte başaramayacağımız anlamına gelmiyor." diye konuştu.
Scholz, Almanya’nın büyük ölüçüde yenilenebilir enerjiye yatırım yaptığını, aynı zamanda nükleer enerjinin büyük rol oynadığı Fransa gibi komşu ülkelerle elektrik ağları konusunda işbirliği yaptığını belirtti.
Gelecekte Avrupa elektrik piyasasının tasarımı konusunda Avrupa’da bir çözüm bulunduğunda başarılı olunabileceğini ifade eden Scholz, bunu Almanya ve Fransa’nın birlikte geliştirdiğinde gerçekleşme ihtimalinin yüksek olacağını vurguladı.
Buna ilişkin yoğun görüşmeler yapıldığını ve ilerleme sağlanacağı konusunda iyimser olduğunun altını çizen Scholz, AB'de bürokrasinin azaltılması konusunun da ele alındığını kaydetti.
Başbakan Scholz, Almanya ve Fransa'nın "Avrupa için önemli bir çift" olduğunu vurgulayarak bazen çiftlerin bazı konularda farklı yaklaşımlara sahip olduğunu ancak ortak bir tutumu geliştirmenin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
KÖLN (AA) - Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Hagen kentinde 50 yaşındaki bir kişi hakkında, camilere yönelik "aşırı sağcı" ifadelerin yer aldığı mektuplar gönderdiği şüphesiyle soruşturma başlatıldı.
Savcılık ve polis tarafından yapılan açıklamada, 50 yaşındaki şüphelinin tüm suçlarını itiraf ettiği belirtildi.
Şüphelinin çoğu aşırı sağcı içerikli ve İslam karşıtlığı içeren 41 mektubu, çeşitli eyaletlerdeki camiler başta olmak üzere çok sayıda kuruma gönderdiği ifade edildi.
Yetkililere göre tek başına hareket eden kişinin bilinen bir aşırı sağcı eyleminin bulunmadığı belirtildi.
Şüphelinin mektupları daha önce kişisel bir anlaşmazlık yaşadığı Osnabrück'te yaşayan bir aile adına gönderdiği ve bu eylemle onları lekelemek istediğinin tahmin edildiği ifade edildi.
Osnabrück savcılığı şüpheli hakkında hakaret, iftira, anayasaya aykırı örgütlerin sembollerini kullanma ve telif hakları yasasını ihlal etme suçlamalarından soruşturma başlattı.
Şüphelinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı bilgisi paylaşıldı.
Pistorius, ABD öncülüğünde oluşturulan Ukrayna Savunma Temas Grubu’nun 11 Ekim’de Brüksel’de düzenleneceği toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Almanya’nın Ukrayna'ya hava savunması, mühimmat ve tanklarla destek vermeye devam edeceğini belirtti.
Yardım paketinin kış başında kritik altyapıyı korumak ve daha fazla askeri destek sağlamak amacıyla yapıldığını belirten Pistorius, paketin toplamda 1 milyar avro değerinde olacağını vurguladı.
Bakan Pistorius, 20 milyon avroyu aşan araç, silah ve kişisel teçhizattan oluşan kapsamlı bir destek paketiyle Ukrayna özel kuvvetlerinin daha da güçlü hale getirileceğini bildirdi.
Ukrayna'ya verdiği askeri desteği önemli ölçüde devam ettiren Almanya, ABD'den sonra Ukrayna'ya en çok destek sağlayan ikinci ülke konumunda bulunuyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 5 Ekim’de Ukrayna'ya bir Patroit hava savunma sistemi daha vereceklerini açıklamıştı.
Buna ek olarak Almanya Savunma Bakanlığı, Almanya'nın gelecek haftalarda 1 kısa ve orta menzilli hava savunma sistemi IRIS-T, 10 LEOPARD 1A5 ana muharebe tankı, 3 Gepard tipi uçaksavar tankı, 15 adet korumalı nakliye aracı ve 20'ye yakın korumalı tıbbi aracı da Ukrayna'ya teslim edileceğini açıkladı.
Urkundenübergabe an verdiente Ausbilder im Handwerk
Im unterfränkischen Handwerk engagieren sich zahlreiche Menschen für die duale Ausbildung und unterstützen so junge Menschen bei ihrem Start ins Berufsleben. Ende September ehrte die Handwerkskammer für Unterfranken insgesamt 13 verdiente Ausbilderinnen und Ausbilder im Rahmen einer Feierstunde in Würzburg. Sie haben in ihren Unternehmen bereits zahlreiche junge Menschen erfolgreich ausgebildet und setzen sich zum großen Teil auch ehrenamtlich für die berufliche Ausbildung ein.
Handwerksmeisterinnen und Handwerksmeister sowie engagierte Ausbilderinnen und Ausbilder, die ihr Wissen und Können an nachfolgende Generationen weitergeben, leisten einen unverzichtbaren Beitrag zur Sicherung des Fachkräftenachwuchses der regionalen Wirtschaft. Dieses Engagement würdigt die Handwerkskammer für Unterfranken mit der Auszeichnung für verdiente Ausbilderinnen und Ausbilder, die Ende September im Rahmen einer Feierstunde an insgesamt 13 Personen vergeben wurde. „Die duale Ausbildung in Deutschland ist ein Erfolgsmodell und wird weltweit geschätzt. Ohne den Einsatz engagierter Handwerkerinnen und Handwerker, die ihr Wissen und ihre Erfahrungen an die nächste Generation weitergeben, würde sie nicht funktionieren“, betonte Michael Bissert, Präsident der Handwerkskammer für Unterfranken. Die geehrten Ausbilderinnen und Ausbilder haben über die Jahre zahlreiche junge Menschen beim Start ins Berufsleben begleitet. Dabei haben sich in vielen Fällen auch für schwächere Jugendliche eingesetzt und sich nicht nur im Rahmen der betrieblichen Ausbildung, sondern auch im Ehrenamt um die Ausbildung junger Menschen verdient gemacht.
Die Auszeichnung als „Verdienter Ausbilder“ mit der Ehrenurkunde des Bayerischen Staatsministeriums für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie ist eine besondere Würdigung ihrer Verdienste um die Ausbildung. Die Geehrten wurden von den unterfränkischen Innungen und Kreishandwerkerschaften sowie der Handwerkskammer für Unterfranken für die Auszeichnung vorgeschlagen.