Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Eğitimci -yazar Bahattin Gemici’nin yirminci kitabı, “Bana Seni Gerek Seni - Yunus Emre Destanı” Ankara’da, Ürün Yayınları arasında çıktı.
Gemici, “Bu kitabın Yunus Emre’ye, onun şiirlerine ilgiyi artıracağına; toplumumuzda sevgi, saygı, barış ve hoşgörü kültürünün yeşermesine katkıda bulunacağına inanıyorum.” dedi.
Herten- Almanya
Eğitimci- yazar Bahattin Gemici, Dede Korkut’tan başlayarak Anadolu’nun sosyo - kültürel tarihine; erenlerine, ozanlarına ve yiğitlerine değinerek giriş yaptığı “Bana Seni Gerek Seni- Yunus Emre Destanı” nda Hacı Bektaş Veli’yi, Mevlâna’yı, Tabduk Emre’yi ve onun yanında pişen tasavvuf ve halk şairi Yunus’un yaşamını, onun geçtiği dikenli yolları akıcı, duru bir dille anlatıyor.
Gemici, Yunus’un, “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” dizeleriyle insanları sevgiye, barışa, kardeşliğe ve birliğe davet ettiğini, bu yüzden yüzyıllar ötesinden günümüze geldiğini ve güncelliğini koruduğunu söyledi. Yunus’un, çağının kültürünü, düşünüş biçimini konuşulan Oğuz Türkçesiyle söylediği şiirlerinde insanın kendisiyle, varlıklarla ve Allah ile olan ilişkilerini; doğum, ölüm, yaşam ve adalet konularını ele aldığını ifade etti.
YARADILANI HOŞ GÖRDÜK
“Yunus Emre, yüreği aşkla, insan ve doğa sevgisiyle dolu; cümle yaratılmışa bir göz ile bakan, kin ve nefretten uzak; “Hakk’ı gerçek sevenlere / Cümle alem kardaş gelir”, “Yaradılanı hoş gördük / Yaradandan ötürü” diyen ulu bir ozandır.” dedi. Gemici, kitabının adını Yunus’un “Aşkın aldı benden beni / Bana seni gerek seni / Ben yanarım dünü günü / Bana seni gerek seni” dizelerinden aldığını söyledi.
Yunus’un 700 yıl önce Anadolu’da iç karışıklıklar ve Moğol baskınları döneminde yaşadığını, Ankara’nın Nallıhan- Emremsultan köyünde türbesi olan Tabduk Emre’nin dergâhında yetiştiğini ve tekkeye kırk yıl odun taşıdığını, mezarının Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinin Sarıköy’ünde bulunduğunu belirten Gemici, “Onun şiirleri manevi dünyamızı zenginleştirmektedir.” dedi.
ANADOLU’DAN DÜNYAYA BİR SEVGİ SELAMI
Şair- yazar Ahmet Özer, kitaba yazdığı önsözde şu görüşlere yer verdi: “İnsanlık, onca teknolojiyle tanışıp onu içselleştirse de insani özünü eğitemediği için bu alanda yeterli yol alamadı. Savaşların, yıkımların, ölümlerin, bozgunların biri öbürünü hazırladı. İnsanlık bu karmaşa içinde barışı, sevgiyi, huzuru, dostluğu, güzelliği aradı durdu. Bulamadı da… Yunus Emre, bu değerleri yaşamında, varlığında, sözünde, özünde şiirinde taşıdığı için salt ülkemizin dört bir yanında değil dünyaca da seviliyor, sayılıyor, önemseniyor, benimseniyor.
Bahattin Gemici, Bana Seni Gerek Seni - Yunus Emre Destanı yapıtıyla çağımız insanının barışa ne denli gereksiniminin olduğu düşüncesini önde tutarak Anadolu’dan dünyaya bir sevgi selamı göndermeyi amaçlıyor. Yunus Emre’yi aramızda yaşayan, bizi ardına takarak sonsuz güzelliğe götüren bir değer olarak yorumluyor.”
YUNUS EVRENSELDİR
Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 1991 yılını “Yunus Emre Sevgi Yılı” ilan etmiş, onu dünya geneline tanıtmak için etkinlikler düzenlemişti. 2021 yılı da vefatının 700. Yıldönümü dolayısıyla UNESCO tarafından anma ve kutlama yıldönümleri izlencesine alınmıştı. 2021 yılı da ülkemizde “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanmıştı.
İlgi duyanlar kitabı Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! adresinden ısmarlayabilir. 146 sayfa, 9.80 Euro.
ANKARA (AA) - Fransa'daki İsrailli yedek askerlerin, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik operasyonlarına katılmak için bölgeye gittiği belirtildi.
Fransız televizyon kanalı BFMTV'nin haberine göre, Fransız-İsrail vatandaşı çok sayıda yedek asker, İsrail Silahlı Kuvvetlerine katılmak için ülkeden ayrılmaya başladı.
İsrail'e gidecek yedek askerlere uçuşlarda öncelik verildiği ifade edildi.
Paris'teki Charles-de-Gaulle Havalimanı'na gelen İsrailli yedek asker Mickael Alhadeff, orduya katılmak için bölgeye hareket edecek ilk uçakla gideceğini söyledi.
Öte yandan sosyal medyada Fransız hükümetine, Filistin'e destek için gidenlere izin vermediği ama İsrail'e gidenlere "ses çıkarmadığı" yönünde çok sayıda eleştiri yöneltildi.
- Ne olmuştu?
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.
İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
VARŞOVA (AA) - Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak, İsrail'den tahliye edilen 120'den fazla kişinin Varşova'ya ulaştığını kaydetti.
Blaszczak, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail'e gönderilen iki Hercules uçağının Varşova'ya indiğini belirtti.
Bir askeri Boeing uçağının da tahliye için İsrail'e doğru yola çıktığını bildiren Blaszczak, "İsrail'den tahliye edilen 120'den fazla kişi halihazırda Polonya'da bulunuyor. Bir kez daha askeri pilotlara ve operasyonda görev alan herkese, tüm yurttaşlarımızın ülkelerine sağ salim dönmelerini sağladıkları için teşekkür etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
- Ne olmuştu?
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.
İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
GAZZE (AA) - Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 74 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'ndeki okullarına sığındığını açıkladı.
UNRWA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarından etkilenenlere ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Olayların başladığı 7 Ekim'den itibaren evlerini terk eden yaklaşık 74 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerindeki 64 okula sığındığı belirtilen açıklamada, bu sayının artabileceğine işaret edildi.
Açıklamada, Gazze Şeridi'nde yerlerinden edilmiş ailelerin barındığı bir okulun da İsrail tarafından doğrudan bombalandığı kaydedildi.
Gazze Şeridi'nin sınır bölgelerine yakın veya İsrail'in yoğun saldırılarının hedefindeki bölgelerde yaşayan Filistinler, evlerini terk ediyor.
- Ne olmuştu?
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.
İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700’den fazla İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
Türkmenistan halkının milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştirmek, bağımsızlık mücadelesini anmak ve ülkenin bağımsızlık kazanmasını kutlamak amacıyla ulusal televizyon kanallarında bağımsızlık yolunda mücadele eden tarihi şahsiyetler hakkında filmler yayımlanıyor ve ülke genelinde havai fişek gösterileri yapılıyor.
Türkmenistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılmasının ardından 26 Ekim 1991'de "Türkmenistan'ın Devlet Egemenliği" adıyla bir referandum düzenledi.
Referandum sonucunda, ülke nüfusunun yüzde 94'ü bağımsızlık lehine oy kullandı. Bu sonuçlar doğrultusunda, 27 Ekim 1991'de "Türkmenistan'ın Bağımsızlığının ve Devlet Yapısının Temelleri Hakkında" yasa kabul edildi ve bu tarih Türkmenistan'ın Bağımsızlık Günü olarak belirlendi.
Daha sonra 9 Ekim 2017'de Türkmenistan Anayasası'nda değişikliğe gidilerek Bağımsızlık Günü'nün kutlanmasına ilişkin yasada düzenleme yapıldı. Bu değişiklikle 2018'den itibaren Bağımsızlık Günü, 27 Eylül olarak belirlendi ve bu tarih ülke genelinde kutlanmaya başlandı.
Bağımsız devlet olarak kuruluşunun 32. yılını kutlayan Türkmenistan, yeşil zemin üzerinde bulunan Türkmen boylarını simgeleyen halı motifleri ve ülkenin beş vilayetini simgeleyen beş yıldızlı hilal ile betimlenen Türkmen bayrağı, halkın birlik ve beraberliğini sembolize eden devlet arması ve milli marşı ile temsil ediliyor.
7 milyon nüfusa sahip Türkmenistan batıda Hazar Denizi'ne kıyısı olan ve yaklaşık 491 bin kilometrekare alana sahip. Türkmenistan'ın, kuzeyde Kazakistan, doğuda Özbekistan, güneyde Afganistan ve güneybatıda İran'la komşuluk ilişkileri bulunuyor.
Türkmenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra ülkenin askeri doktrininde, diğer devletlerin iç işlerine karışmamak ve toprak bütünlüklerine saygı politikası yer aldı.
Ülkenin dış politikada daimi tarafsızlık yolunu seçmesinin ana nedenlerinden biri de jeopolitik durumundan kaynaklanıyor. Doğu ve Batı arasında ticaret, ulaşım ve lojistik alanlarında köprü rolünü üstlenmesi ve ülkenin çok büyük doğal kaynaklarının bulunması dış politikada tarafsızlık statüsünü almaya yönelik girişimleri başlattı.
Türkmenistan, 12 Aralık 1995'te, BM Genel Kurulunda 185 ülkenin desteğini alarak daimi tarafsız ülke ilan edildi.
Doğal gaz rezervi sıralamasında dünyada dördüncü sırada bulunan Türkmenistan, 2021'de ülkenin bağımsızlığından bu yana en yüksek doğal gaz üretim seviyesine ulaşarak 83 milyar metreküp doğal gaz üretti. Halihazırda Çin'in en büyük doğal gaz tedarikçisi olan Türkmenistan, Rusya'nın yanı sıra 2021'den itibaren Azerbaycan'a da gaz ihraç etmeye başladı.
Türkmenistan, doğal gaz ticaretinde alternatif boru hattı projelerinin üzerinde çalışmalar yaparken halihazırda inşaatı devam eden Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPH) doğal gaz boru hattı üzerinden gelecekte yıllık 33 milyar metreküp doğal gaz satışı yapılması planlanıyor.
Türkiye, 1991'de Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu.
İki ülke arasında diplomatik ilişkiler 29 Şubat 1992'de kuruldu ve Aşkabat'ta ilk büyükelçilik açan ülke Türkiye oldu.
Türkiye ile Türkmenistan arasında ticari ilişkiler hızla artarken 2021'de 2 milyar doları aşan ticaret hacminin kısa vadede 5 milyar dolara, uzun vadede ise 10 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.
Türkmenistan, Türk şirketlerinin Rusya'dan sonra en fazla faaliyet gösterdiği ikinci ülke olarak dikkati çekiyor.
İki kardeş ülke, bölgesel ve uluslararası örgütler çerçevesinde kapsamlı iş birliği yürütüyor.
AŞKABAT (AA) - Türkmenistan, ikili para takası (swap) anlaşmasıyla İran üzerinden Irak'a yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp doğal gaz ihraç etmeyi planlıyor.
Türkmenistan Altın Asır televizyon kanalının haberine göre, Türkmengaz Devlet Kurumu Başkanı Maksat Babayev ve beraberindeki heyet, Bağdat'ta Irak Elektrik Bakanı Ziyad Ali Fadel ile görüştü.
Görüşmede iki ülke arasında enerji sektöründeki işbirliği konusu ele alındı ve Türkmengaz Devlet Kurumu ile Irak Elektrik Bakanlığı arasında gaz sektöründe işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı imzalandı.
Anlaşma çerçevesinde İran üzerinden swap yöntemiyle yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp Türkmen doğal gazının Irak’a gönderilmesi planlanıyor ve aktarım için İran Ulusal Gaz Şirketi ile görüşmeler yapılıyor.
PEKİN (AA) - Çin, Hamas'ın saldırılarının ardından Filistin ve İsrail arasında tırmanan gerilime ilişkin, taraflara, "ateşkes ve sivillerin korunması" çağrısı yaptı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Çin'in Filistin ile İsrail arasında gerilimin ve şiddetin artmasından "derin endişe duyduğu" belirtilerek, "Tüm ilgili tarafları sükunet ve itidalle hareket etmeye, sivillerin korunması için çatışmalara derhal son vererek durumu daha kötüye götürmekten kaçınmaya çağırıyoruz." ifadesine yer verildi.
Filistin ve İsrail arasındaki tekrar eden çatışmaların, bir kez daha barış sürecinin askıya alınmasının uzun vadede sürdürülemeyeceğini kanıtladığına işaret edilen açıklamada, "Filistin-İsrail çatışmasını önlemenin temel yolu, 'iki devleti çözümün' uygulanması ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır." değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, uluslararası toplumun acil harekete geçmesi, Filistin sorununun çözümüne desteğini artırması, Filistin ile İsrail arasında barış görüşmelerinin en kısa süre yeniden başlatılması ve kalıcı barışı sağlayacak bir yol bulunmasını teşvik etmesi gerektiği vurgulanarak, Çin'in bu hedef doğrultusunda uluslararası toplum ile yılmadan birlikte çalışmayı sürdüreceği kaydedildi.
Çin ile egemenlik içindeki Tayvan'ın Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, "Hamas'ın İsraillilere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarının güçlü şekilde kınandığı" vurgulandı.
- Ne olmuştu?
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, dün sabah İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığını duyurmuştu.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 232 kişinin hayatını kaybettiğini, 1697 kişinin de yaralandığını açıklamıştı.
İsrail basını da Hamas'ın silahlı kanadının başlattığı saldırılarda şu ana kadar 300 İsraillinin öldüğünü, ülke genelinde yaralı sayısının 1590'a yükseldiği duyurmuştu.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - ABD'nin dün düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında, Hamas'ın kınanması çağrılarının karşılıksız kaldığı bildirildi.
BMGK, dün Hamas Hareketi'nin 7 Ekim Cumartesi günü başlattığı saldırılara ilişkin toplantı düzenledi.
Basına kapalı yapılan toplantının ardından, temsilciler gazetecilere açıklamalarda bulundu.
ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, toplantıda Hamas'ın saldırılarının birçok üye tarafından kınandığını ancak tüm Konsey üyelerinin bu kınamaya destek vermediğini kaydetti.
Wood, ABD'nin toplantıdaki odak noktasının Hamas'ın kınanması olduğunu belirterek Hamas'ın bir an önce "İsrail halkına yönelik terör saldırılarını durdurması" gerektiğini vurguladı.
İsrail ve Filistin arasında iki devletli çözümün önemli olup olmadığının sorulması üzerine Wood, "Bunun için zaman olacak. Şu anda rehin almalar ve Hamas'ın saldırılarıyla başa çıkmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
- Rusya ve Çin Hamas'ı doğrudan kınamadı
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise ABD'nin toplantı esnasında Rusya'nın saldırıları kınamadığını ima ettiğini belirterek "Bu doğru değil. Biz sivillere yönelik tüm saldırıları kınıyoruz." ifadesini kullandı.
Hiçbir ülkenin Konsey'in fikri konusunda bir açıklama önerisi sunmadığını vurgulayan Nebenzia, toplantıda Rusya'nın açık bir şekilde "çatışmaların hemen durdurulması, ateşkesin sağlanması ve anlamlı müzakerelerin yapılmasının önemli olduğu" mesajını verdiğini aktardı.
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jung da doğrudan Hamas'ı kınamazken, Pekin'in sivillere yönelik tüm saldırıları kınadığını belirtti.
İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise toplantı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Hamas'ı "savaş suçu işlemekle" itham etti.
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansour, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası ve sürekli saldırılarının Hamas'ın askeri kabiliyetini yok etme emeline ulaşamadığını belirterek "Şimdi şiddeti ve akan kanı durdurma zamanı. Şimdi ablukayı bitirme ve siyasi bir ufuk açma zamanı." ifadesini kullandı.
- Ne olmuştu?
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.
İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
Yeni Demokrasi lideri ve Başbakan Kiryakos Miçotakis, sandıklar açılmaya başlandıktan sonra yaptığı açıklamada, ilk turda seçilen adayları tebrik etti.
Miçotakis, "Kanımca sandıktan çıkan mesaj, vatandaşın Yeni Demokrasiye ve onun seçimlerine olan güvenini teyit ettiği oldu." dedi.
Daha ilk turda 13 bölgeden Yeni Demokrasinin desteklediği 7 bölge valisinin seçimi kazandığını belirten Miçotakis, ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifakın (SYRIZA) ve meclisteki üçüncü parti PASOK'un desteklediği adayların başarısızlığına dikkati çekti.
Başkent Atina'nın da bulunduğu Attiki Bölgesi'nde Yeni Demokrasinin desteklediği eski Savunma Bakan Yardımcısı Nikos Hardalias, bölge valiliğini ilk turda garantiledi.
Selanik'in de bulunduğu Orta Makedonya Bölgesi'nde eski Bölge Valisi Apostolos Cicikostas, bir kez daha seçilmeyi ilk turda başardı.
Yeni Demokrasinin desteklediği adaylardan Batı Yunanistan Bölgesi'nde Farmakis Nektarios, Epir Bölgesi'nde Aleksandros Kahrimanis, Güney Ege Bölgesi'nde Hacimarkos Yorgos ve Orta Yunanistan Bölgesi'nde Spanos Fanis, ilk turda bölge valisi seçildi.
Girit'te de hem Yeni Demokrasi hem de PASOK'un desteğini alan eski Bölge Valisi Stavros Arnautakis, yüzde 79'a yakın oyla yeniden bölge valisi seçildi.
Doğu Makedonya ve Trakya, Kuzey Ege, Batı Makedonya, Tesalya, İyon Adaları ve Mora bölgelerinde ise seçim ikinci tura kaldı.
- Belediye başkanlıkları
Miçotakis'in ablası eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'nin oğlu Kostas Bakoyannis, tekrar aday olduğu Atina Belediye Başkanlığı seçimlerinde yüzde 41'in üzerinde oy alsa da ilk turda gerekli yüzde 43'lük oy oranına ulaşamadı.
Atina Belediye Başkanı adaylarından, Yunan yargısının suç örgütü kabul ettiği Neonazist ırkçı Altın Şafak Partisinin cezaevindeki eski milletvekili İlias Kasidiaris ise seçmenlerin yaklaşık yüzde 8'inin desteğini aldı.
Eylüldeki sel felaketinde afetzedeye tokat atmasıyla dikkati çeken Volos Belediye Başkanı Ahileas Beos, bağımsız aday olarak girdiği seçimi ilk turda kazandı.
Seçime katılım oranı yüzde 52,45'le sınırlı kaldı.
- Batı Trakya
Dün yapılan yerel seçimlerde Batı Trakya Türk azınlığının yoğun yaşadığı İskeçe ve Rodop illerindeki 8 belediyeden birinde Türk başkan seçildi.
Caner İmam, Türk nüfusun çoğunlukta bulunduğu Rodop ilindeki Yassıköy (Iasmos) Belediye Başkanlığını ilk turda kazandı.
Sadece Türk adayların yarıştığı Kozlukebir (Ariana) ve İskeçe'deki Mustafçova (Miki) Belediyesindeki başkanlık seçiminde kazanan aday ise 15 Ekim Pazar günü yapılacak ikinci turda belli olacak.
Diğer yandan, Gümülcine'de Yannis Garanis, ilk turda belediye başkanı seçilirken İskeçe'de kazanan taraf ilk turda belirlenemedi.
- Seçim sistemi
Yunanistan'daki yerel seçim sistemine göre, seçime partiler değil aday listeleri katılıyor. Partiler ise belli aday listelerini desteklediklerini açıklayabiliyor. Bu nedenle bazı bölgelerde birkaç partinin birden desteklediği adaylar bulunabiliyor.
Bir aday listesinin seçimi kazanabilmesi için oyların yüzde 43'ünden fazlasını alması gerekiyor. Bu oy oranına ulaşılamaması halinde o bölgede en başarılı ilk iki adayın 15 Ekim'de tekrar seçime gitmesi öngörülüyor.
Seçilen adaylar, 1 Ocak 2024'ten itibaren göreve başlayacak ve 5 yıl boyunca hizmet verecek.
BOGOTA (AA) - Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybeden Filistinli çocukların fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaştı.
Cumhurbaşkanı Petro, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail saldırılarında yaşamını yitiren çocukların fotoğraflarına yer vererek, şu ifadeleri kullandı:
"Filistinli çocukların huzur içinde uyumasının tek yolu İsrailli çocukların huzur içinde uyumasıdır. İsrailli çocukların huzur içinde uyumasının tek yolu Filistinli çocukların huzur içinde uyumasıdır. Savaş bunu asla başaramayacak, bu ancak uluslararası hukuka ve iki halkın özgür yaşama hakkına saygı duyan bir barış anlaşmasıyla başarılabilir. Bu fotoğraflar, toprakları yasa dışı işgal sonucu katledilen Filistinlilere aittir."
Petro, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın abluka altındaki Gazze Şeridi'nden İsrail'e başlattığı saldırılardan bu yana yaptığı paylaşımlarla Filistin'in maruz kaldığı haksızlıklara dikkati çekiyor.
Büyük felaket Nakba'nın arşiv fotoğrafı ile Filistin topraklarının yıllar içerisinde nasıl işgal edildiğini gösteren haritaya da yer veren Petro, İsrail destekli hesapların hakaretlerine rağmen paylaşımlarına devam ediyor.
Gustavo Petro, sosyal medya hesabından gün içindeki paylaşımında da İsrail'in Filistin'e yönelik işgalinin son bulmasını istemişti.
Petro, "Birleşmiş Milletler (BM), dünya milletlerinin ezici çoğunluğunun oylarıyla İsrail'in Filistin'deki işgalinin sona ermesini ve bugün bilinmeyen barış anlaşmalarının yürürlükte kalmasını talep eden kararlar almıştır. Kolombiya hükümeti olarak bizim tutumumuz da bu yöndedir." demişti.
Petro, 19 Eylül'de BM Vesayet Konseyi'ndeki konuşmasında da Ukrayna ve Filistin'de devam eden sorunların çözümü için dünyaya iki barış zirvesi yapılması önerisinde bulunmuştu.