Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
MÜNİH (AA) - Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili, 59. Münih Güvenlik Konferansı kapsamında düzenlenen bir panele konuşmacı olarak katıldı.
Aliyev, "Dağları Devirmek? Güney Kafkasya'da Güvenlik İnşa Etmek" başlıklı panelde, yaklaşık bir yıldır devam Rusya-Ukrayna savaşının ülkesi üzerinde doğrudan etkisi olmamasına rağmen, genel olarak jeopolitik durumun değiştiğini, muhtemelen de savaş öncesi duruma dönemeyeceğini söyledi.
Savaş dolayısıyla ticari olarak bazı dezavantajlar ve avantajlarla karşılaştıklarını belirten Aliyev, kendilerinin de yaklaşık 2 yıl kadar önce bir savaş (İkinci Karabağ Savaşı) yaşadıklarını ve bunun 44 gün sürdüğünü ifade etti.
Savaşın ne olduğunu, halklara ne tür acı ve yıkım getirdiğini bildiklerini dile getiren Aliyev, şunları kaydetti:
"Bu yüzden, Avrasya'da barışın sağlanmasını elbette istiyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan'ın bunu, uzun süredir devam eden açmazdan bir geçiş olarak göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Karşılıklı nefret ve düşmanlık sona ermelidir. Azerbaycan ve Ermenistan olarak şu an bir barış anlaşması üzerinde çalışıyoruz. Umarım bunu en yakın zamanda gerçekleştireceğiz. Bence bu, ciddi tarihsel anlaşmazlıkları olan ülkelerin bir araya gelerek, düşmanlık sayfasını kapatabileceğine güzel bir örnek olabilir."
Aliyev, Ermenistan ile barış görüşmelerine ilişkin bugün Münih'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Paşinyan'ın da katıldığı 3'lü görüşmeye değinerek, bölgede "Azerbaycan ile Ermenistan'ın barış görüşmeleri" ve "Azerbaycan'ın, Karabağ'daki Ermeni nüfusuyla görüşmesi" gibi iki istikametli yaklaşım yönünde ortak bir anlayışın olduğunu ifade etti.
Buna hazır olduklarının altını çizen Aliyev, bunu bölgede yaşayan Ermeni toplumunun temsilcileriyle gerçekleştirebileceklerini, Rusya'dan gelen kişilerle yapmayacaklarını ifade etti.
Aliyev, Karabağ ve çevresindeki illerin 30 yıl Ermenistan işgali altında kaldığını hatırlatarak, bu konuda Ermenistan'a da bir yaptırım olmadığını sözlerine ekledi.
- "Barıştan başka alternatifimiz yok"
Gürcistan Başbakanı Garibaşvili de böyle bir panelin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, Rusya-Ukrayna savaşının herkes için zorluklar getirdiğini belirtti.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'nın ve dünyanın genel olarak böyle bir zorluk yaşamadığını kaydeden Garibaşvili, 2008'de kendilerinin de Rusya ile savaştığını ve Rusya'nın Gürcistan toprakları olan Abhazya ile Güney Osetya'yı işgal ettiğini kaydetti.
Garibaşvili, Rusya'nın Gürcistan topraklarında askeri üsleri olduğunu anımsatarak, 2008'den beri çok fazla problemlerle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Rusya'nın şu anda Ukrayna üzerinde yoğunlaştığını söyleyen Garibaşvili, "Bu yıkıcı bir savaş. Bu savaşı bitirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Barıştan başka alternatifimiz yok." dedi.
Garibaşvili, Rusya'nın 2008'de Gürcistan'a saldırmasından bu yana Rusya üzerinde uygulanan herhangi bir yaptırım göremediğini ve ülkelerin Rusya ile ticaretlerinin normal bir şekilde devam ettiğini gördüklerini belirterek, bunun ise çok kötü bir işaret olduğunu söyledi.
- "Bölgemizde yönetilmesi gereken birçok risk var"
Paşinyan ise üç ülke liderinin böyle bir formatta ilk kez buluşmasının tarihi görüşme olabileceği fikrine katıldığını söyledi.
Şu anda oluşturulmakta olan tarihin içeriğini belirlemenin önemine değinen Paşinyan, farklı çıktı ve sonuçlar elde etseler de sonuç odaklı olmaları gerektiğine değindi.
Paşinyan, "Küresel istikrarsızlık bölgemizde işleri daha iyi hale getiremez. Uzun bir süredir tüm uluslararası dikkatler Ukrayna üzerinde yoğunlaştı ve bu, bölgemiz için yeni riskler oluşturuyor. Uluslararası ilgiyi bölgemizde tutmak da çok önemli çünkü bölgemizde yönetilmesi gereken birçok risk var." diye konuştu.
Demokratik reform gündemine bağlı kaldıklarına işaret eden Paşinyan, demokratik reformlar, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve bağımsız yargı gibi demokratik kurumların geliştirilmesinin bölgelerindeki genel durumu daha iyi hale getireceğine inandıklarını söyledi.
Paşinyan, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Türkiye'ye, yardım ile arama ve kurtarma ekiplerini sadece insani motivasyonlarla gönderdiklerini kaydetti.
Bu süreçte Türk hükümetinden çok olumlu tepkiler aldıklarını da belirten Paşinyan, "Bu adımın siyasi sonuçları da olacaksa daha iyi ancak insani yardım ilk motivasyonumuzdu." diye konuştu.
Paşinyan, depremlerden önce de Türkiye ile özel elçiler aracılığıyla diyalogları olduğunu belirterek, "Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılması, sadece bölgesel durum açısından değil, uluslararası durum açısından da çok olumlu olacaktır." dedi.
BERLİN (AA) - Avrupa'da doğal gaz fiyatı, ılıman hava koşulları dolayısıyla birçok ülkede gaz depolarının yeniden doldurulması ve daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatıyla 17 ayın en düşük seviyesine geriledi.
Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF'de işlem gören mart vadeli gaz kontrat fiyatı, bugün megavatsaat başına 51,55 avrodan işleme açıldı. Gaz kontrat fiyatı, gün içinde megavatsaat başına 48,77'e düşerek Ağustos 2021'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.
Söz konusu fiyat, Türkiye saatiyle 14.30'da dünkü kapanışa göre yüzde 4,47 azalışla 49,71 avroya indi.
Gaz fiyatının 17 ay sonra 50 avronun altına düşmesi dikkati çekti.
Fiyatlardaki düşüşte, doğal gaz tüketimini nispeten düşük tutan hava şartları ve bu nedenle birçok ülkede gaz depolarının yeniden doldurulması ve daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı etkili oldu.
Ayrıca, özellikle maliyet nedenleriyle daha az üretim yapan sanayide doğal gazda tasarruf sağlanması da fiyatların düşüşünde etkili oldu.
Öte yandan, TTF'de işlem gören vadeli kontratların fiyatı uzun süre 20 avro seviyesinin ardından 26 Ağustos 2022’de 348,8 avroya kadar çıkmıştı. Bu da Rus gazına olan yüksek bağımlılıkla Avrupa’da bir enerji krizine yol açmıştı.
Bu arada, Avrupa'nın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı, geçen yıl önceki yıla göre yüzde 60 artış gösterdi.
Shell tarafından hazırlanan LNG Görünümü 2023 raporuna göre, İngiltere'nin de dahil edildiği Avrupa ülkeleri, geçen yıl 121 milyon ton LNG ithal etti.
Analistler, kış sezonu sona ermeden uzun süreli bir soğuk hava dalgası olması durumunda veya arz kesintileri yaşanması durumunda Avrupa'da doğal gazın fiyatının tekrar yükselebileceğine işaret etti.
MÜNİH (AA) - Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Ukrayna'nın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "kişisel saplantısı" olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Kuleba, Almanya'da 59. Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, ancak ve ancak Rusya'da bir değişim olması durumunda Ukrayna’ya barışın geleceğini ve bunun da uzun bir yol olacağını belirtti.
Ukrayna'nın kendisini savunmaya devam ettiğini dile getiren Kuleba, "Ukrayna, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kişisel saplantısı oldu." dedi.
Putin'in başkanlıktan gitmesi durumunda bunun kendileri için bir fırsat dönemi olabileceğine işaret eden Kuleba, “Putin iktidarda olduğu sürece sorunlarımız olacak. Şimdilik savaşta mücadeleye odaklanmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Rusya’ya karşı tank, mühimmat ve savaş uçaklarına ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Kuleba, şu an için en iyi güvenlik garantilerinin para, silah ve Rusya'ya yaptırımların sürmesi olacağını vurguladı.
Çin’in Rusya-Ukrayna savaşında bir barış planı önermesi konusuna da değinen Kuleba, Çin'in önereceği planı görmeden bir değerlendirme yapmanın faydası olmayacağını vurguladı.
Kuleba, "Planlarınız ne olursa olsun birine odaklanmalısınız, hepimiz çok yorgun olsak bile özgürlük mücadelesinde yorulmamalıyız." diye konuştu.
- Alman silah üreticisi ile görüştü
Kuleba ayrıca Twitter hesabından, Alman savunma sanayisinde üretim yapan Rheinmetall'in genel müdürü ile Ukrayna'ya gelecekteki tank ve zırhlı araç tedarikini görüşmek üzere bir araya geldiğini belirtti.
Kuleba paylaşımında, "Ukrayna ve müttefikleri için üretimi artırma imkanlarına odaklanmak üzere Rheinmetall Genel Müdürü Armin Papperger ile görüştüm. Ukrayna'nın hem kısa hem de uzun vadeli tank ve zırhlı araç kabiliyetlerini artırmaya yönelik büyük projeleri de görüştük." ifadelerini kullandı.
Kosova devletindeki Müslüman kardeşlerimizle birlikde kadim Türk şehri olan Mamuşa belediyesi ve Camiler yardım kampanyası başlattılar.
Balkan devletlerimizden Kosovalı müslüman Türkler Türkiye’mizin Güney doğu Anadolu bölgesinde üst üste 7,7 ile 7,6 şidetinde 10 ilimizde meydana gelen depremde binlerce can kayıbımız oldu. Hastahanelerde yüzbinlerce yaralılarımız tedavi görmekteler. Rabbim acil şifalar versin, ahirete irtihal eden deprem şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun.
Asrın felaketi olarak bilinen bu depreme yurt dışından dindaşlarımız, soydaşlarımız yardım kampanyası başlatılar. Kosovalı Türkler ilk edapta 2 Tır giyim ve ihtiyaç malzemelerini Türkiye’ye gönderdiler. Kosova ve Mamuşa’lı kardeşlerimiz üzüntülerini dile getirdiler ve şöyle konuştular,
“Anavatanımız Türkiye'de yaşanan deprem hadisesiyleile birlikte bizlerde sarsıldık nasıl yardım edebiliriz diye;
Anavatanına bağlı Mamuşa’lı soydaşlarımız ile kadını erkeği, genci yaşlısı, öğrencisi öğretmeni tüm kalpler bir olup Canım TÜRKİYEM diye sızladı yüreklerimiz...” dediler. Kendi aramızda organize olduk Para topladık Kıyafet, battaniye, yorgan Isıtıcı, çorap-patik, ayakkabı İlk etapta duyarlı halkımızın imkânlarıyla 2 Tır giyim eşyası ve battaniye doldurulup Türktemsil Heyeti Sultan Murat Kışlasına tesim ettik” dediler. Öte yandan Mamuşa Belediyesi, Mamuşa Camileri ve Müteveli heyeti ve Yardım Vakfımızın yönetim üyeleri ile Anavatanımız Türkiye'de yaşanan deprem için Toplamda 85.500 €’u topladıkları bu deprem yardım parayı hesaplara yatırdılar. Yardım eden kardeşlerimizden ALLAH (c.c.) herbirinizden binlerce kez razı olsun. Birliğimiz, dirliğimiz hiç bozulmasın. TEŞEKKÜRLER MAMUŞA
Haber: Dogan Tufan
Bayerns Innenminister Joachim Herrmann ist mit der Einsatzbilanz der Polizei zur 59. Münchner Sicherheitskonferenz sehr zufrieden. Er hatte sich selbst ein Bild vor Ort von der Einsatzlage gemacht und die Sicherheitskonferenz auch in diesem Jahr zum Austausch mit internationalen Experten für Sicherheitspolitik genutzt. "Unsere insgesamt rund 4.800 Einsatzkräfte der Bayerischen Polizei sowie der Polizeien der Länder und des Bundes haben in und um München während der Sicherheitskonferenz einen tollen Job geleistet", lobte der Innenminister.
Nach Herrmanns Worten konnte die Münchner Sicherheitskonferenz aufgrund der ausgefeilten Einsatzkonzeption der Münchner Polizei und der professionellen Polizeiarbeit sicher und wie geplant ablaufen. "Wichtig war auch, dass die vielen Versammlungen weitestgehend friedlich und ohne größere Vorfälle stattgefunden haben", betonte Herrmann. Nachdem die Münchner Sicherheitskonferenz aufgrund der Themen zur Außen-, Sicherheits- und Verteidigungspolitik und des anhaltenden Ukrainekriegs besonders im Fokus vieler Protestgruppierungen stand, sei das eine besondere Herausforderung gewesen. Für den Innenminister ebenfalls lobenswert: "Die Einschränkungen für die Bevölkerung wurden trotz des Großeinsatzes möglichst gering gehalten." Auch das für den Flughafen München zuständige Polizeipräsidium Oberbayern Nord zog in Bezug auf die An- und Abreise hochrangiger Teilnehmer eine positive Bilanz.
Völlig klar ist für Herrmann, dass gerade in internationalen Krisenzeiten wie derzeit die Münchner Sicherheitskonferenz wichtiger denn je ist. "Konflikte löst man nicht, wenn man übereinander redet, sondern miteinander spricht." Herrmann ist überzeugt: "Auch wenn sie nicht alle Weltprobleme lösen kann: Die Münchner Sicherheitskonferenz ist ein wichtiger Beitrag für mehr Frieden und mehr Sicherheit!"
BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Çin'in Rusya-Ukrayna Savaşı'na barışçıl bir çözüm için sunacağını açıkladığı inisiyatifi memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Baerbock, 59. Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı açıklamada, adil bir barışın, toprak bütünlüğünü ihlal eden tarafın, yani Rusya'nın işgal ettiği ülkeden askerlerini çekmesini gerektirdiğini ifade etti.
Çin'in Rusya-Ukrayna Savaşı'na barışçıl bir çözüm için sunacağını açıkladığı plana ilişkin Baerbock, "Eğer bütün yıl barış için çalışıyorsanız, her fırsatı barış için kullanmanız gerekir. O nedenle bu girişimi memnuniyetle karşılarım." dedi.
Barış için her fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Baerbock, "Tüm Rus birlikleri Ukrayna'dan tamamen çekilmeden savaşın sona erme şansı bulunmuyor." diye konuştu.
Rusya'ya toprak bırakarak savaşı sona erdirmeye yönelik tüm taleplerin kabul edilemez olduğunu belirten Alman Dışişleri Bakanı, "Bu, insanları Rusya'nın avı haline getirmek anlamına gelir. Biz bunu yapmayacağız." ifadesini kullandı.
Baerbock, Ukraynalı bir milletvekilin Ukrayna'ya tank gibi ağır silahların ulaşması konusunda zaman sürecine yönelik sorusuna, "Açık sözlü ve dürüst olarak söylüyorum, bunun cevabını bilmiyorum. Ukrayna halkına bu savaşın ne zaman biteceğinin sözünü veremeyiz çünkü bilmiyoruz. Ancak söz verebileceğimiz şey, Ukrayna halkına ihtiyacınız olduğu kadar yardım sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımızdır." yanıtını verdi.
Çin'in en kıdemli diplomatı, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Direktörü Vang Yi, 59. Münih Güvenlik Konferansı'nın "Çin'in dünyadaki yeri" konulu oturumunda, Ukrayna krizinin siyasi çözümü konusunda Çin'in bir plan sunacağını açıklamıştı.
"Barış ve diyalogdan yana olacağız." ifadesini kullanan Çinli diplomat Vang'ın, Münih'teki konferanstan sonra doğrudan Moskova'ya gideceği öğrenildi.
MÜNİH (AA) - ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Rusya'nın, Ukrayna'da insanlığa karşı suç işlediğini belirtti.
Harris, Almanya'da 59. Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "ABD, Rusya'nın (Ukrayna’da) insanlığa karşı suç işlediğini resmen belirledi." dedi.
Washington’ın Rusya’nın söz konusu insanlık suçlarıyla ilgili soruşturmasında Ukrayna'ya yardım edeceğini dile getiren Harris, "faillerden" ve bu suçların emrini veren "ilgililerden" hesap sorulacağını vurguladı.
Harris, "Hepimiz burada hemfikir olmalıyız, bilinen ve bilinmeyen tüm hayatını kaybedenler için adalet yerini bulmalıdır." diye konuştu.
Rusya'nın Ukrayna'daki sivil nüfusa yönelik yaygın suçlardan sorumlu olduğunu vurgulayan Harris, bu suçları cinayet, tecavüz, işkence ve zorla sınır dışı etme olarak sıraladı.
Harris, ABD'nin Ukrayna'ya desteğinin gerektiği sürece devam edeceğine de işaret etti.
- Çin-Rusya ilişkileri
Çin'in Rusya ile ilişkilerine değinen Harris, Moskova’nın Rusya-Ukrayna savaşının ardından Pekin ile ilişkilerini derinleştirmesinden endişe duyduklarını söyledi.
Çin'e, Rusya'yı silah sevkiyatıyla desteklememesi çağrısında bulunan Harris, Pekin’in bu yöndeki herhangi bir adımının uluslararası hukuka dayalı düzeni daha da baltalayacağını vurguladı.
- ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası
ABD Başkan Yardımcısı Harris, ülkesi ile Avrupa’nın ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) konusundaki müzakerelerde “bazı ilerlemeler görüldüğünü” aktardı.
Harris, ABD’nin IRA ile yeşil teknoloji teşviklerinin Avrupa sanayisine etkilerini, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile 59. Münih Güvenlik Konferansı'nda dün görüştüklerini de sözlerine ekledi.
MÜNİH (AA) - Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, NATO ittifakı bölgesinin her santimetresini savunacaklarını söyledi.
Pistorius, 59. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Rusya’nın Ukrayna'ya karşı acımasız bir saldırganlık ve fethetme savaşı yürüttüğünü belirterek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin burada istediğini elde etmesi durumunda bunun bir başlangıç olacağını savundu.
Rusya’nın başarılı olmaması gerektiğini vurgulayan Pistorius, diplomasi ve sert ekonomik yaptırımlara rağmen "Putin’in yönünü değiştirmediğini" ifade etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmede Almanya’nın Avrupa Birliği (AB) ve transatlantik partnerle Ukrayna’yı gerektiği sürece destekleyeceği güvencesini verdiğini aktaran Pistorius, açık bir şekilde (savaşı) Ukrayna’nın kazanması gerektiğini de söylediğini kaydetti.
Almanya Savunma Bakanı, Rusya’nın Ukrayna'ya saldırmasının ardından NATO ittifakının hızlı ve kararlı tepki verdiğini belirterek, "İttifak bölgesinin her santimetresini savunabiliriz ve savunacağız." dedi.
Baltık ülkelerinin ve Polonya’nın güvenliğine işaret eden Pistorius, "Baltık devletlerinin, Polonya'nın ve tüm müttefiklerimizin güvenliği Almanya’nın güvenliğidir." ifadesini kullandı.
Avrupa’nın güvenliğine ABD’nin her zaman katkı sağladığını, bunun için müteşekkir olduğunu söyleyen Alman Bakan, “Ancak aynı zamanda Avrupa'nın da daha fazlasını yapması gerektiği açıktır. Buradaki denklem NATO veya AB değil, NATO ve AB olmalıdır. Ya da daha doğrusu, daha güçlü bir NATO için daha güçlü bir Avrupa." şeklinde konuştu.
Pistorius, bunun için Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olmaları gerektiğini ifade ederek, bunun, Finlandiya ve İsveç’in çıkarına olduğu kadar ittifakın da çıkarına olduğu değerlendirmesini yaptı.
Almanya’nın NATO kapsamında çeşitli görevler üstlendiğine işaret eden Pistorius, Alman ordusunun Avrupa’nın güvenliği için önemli olduğunu, bundan sonra da ittifakta sorumluluk alacaklarını belirtti.
Pistorius, bunun bir bedeli olduğunu da ifade ederek, Alman hükümetinin ordunun kullanımı için 100 milyar avroluk fon ayırdığını anımsattı.
Bakan Pistorius, Almanya’nın NATO hedeflerine de ulaşacağını kaydetti.
HANAU (AA) - Almanya'nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020'de düzenlenen ırkçı terör saldırısında hayatını kaybeden; aralarında Türklerin de bulunduğu 9 kişi, bu kentte düzenlenen etkinlikte anıldı.
Hanau ve Dietzenbach mezarlıklarında düzenlenen törende ırkçı terör saldırısında yaşamını yitirenler için Yasin-i Şerif okundu, dualar edildi.
Heumarkt Meydanı'nda düzenlenen resmi anma törenine Alman Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Hessen Eyalet Başbakanı Boris Rhein, Hanau Belediye Başkanı Claus Kaminsky, Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer ve şehir yöneticileri katıldı.
Federal İçişleri Bakanı Faeser, ırkçı saldırıda evlatlarını kaybeden ailelerin acısını paylaştığını ve ülkedeki aşırı sağcılığın toplumun barış içinde birlikte yaşamasını tehdit ettiğini söyledi.
Almanya’da pek çok kişinin aşırı sağcı kışkırtmayı, şiddeti, düşmanlığı ve dışlanmayı her gün yaşadığına işaret eden Faeser, "Aşırı sağcılık, toplumumuzun barış içinde birlikte yaşamasını tehdit etmeye devam ediyor." ifadesini kullandı.
Hanau Belediye Başkanı Kaminsky da burada yaptığı konuşmada, ırkçılık ve nefret söylemine karşı mücadele çağrısında bulundu.
Temel hakların değerli olduğunu vurgulayan Kaminsky, "Hepimizin paylaştığı sorumluluğu kabul edelim ve ülkemizdeki bireyler veya azınlıklar, onurlarından mahrum bırakıldığında ayağa kalkalım." dedi.
Irkçı saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınları ise yaptıkları konuşmalarda, olayın tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmasını isteyerek ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını kınadı.
- Şansölye Scholz, Hanau kurbanlarını andı
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, söz konusu terör saldırısının üçüncü yılı dolayısıyla Twitter hesabından paylaşımda bulundu.
Yaşamını yitiren 9 gencin isimlerini paylaşan Scholz, mesajında, "Şuna inanıyorum, toplumumuzdaki uyumu ancak kurbanların anısını görünür kılarak güçlendirebiliriz. Onların isimleri bizim siyasi mirasımızdır." ifadelerini kullandı.
- Irkçı terör saldırısı
Hanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen ırkçı terör saldırısında, aralarında 4 Türk'ün de bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetmişti.
Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı düzenleyen 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu.
Saldırgan Rathjen'in avcılık belgesi olduğu ve ardında bir mektupla video bıraktığı kaydedilmişti.
Dönemin Başbakanı Angela Merkel saldırıyla ilgili "Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır." ifadelerini kullanmıştı.
Federal Savcılık tarafından Aralık 2021'de yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında başka kişilerin suç ortağı, azmettirici veya yardımcı olduğuna ya da failin bir sırdaşı bulunduğuna dair yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği bildirilmişti.
KOCAELİ (AA) - 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'ni yaşayan Sakaryaspor ile Kocaelispor'un kulüp başkanları, geliri "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelere gönderilmek üzere hazırlık maçı oynayacaklarını duyurdu.
Kocaeli Stadyumu'nda 22 Şubat Çarşamba günü saat 20.00'de oynanacak maçla ilgili Kocaeli'nin İzmit ilçesindeki bir restoranda düzenlenen basın toplantısında konuşan Kocaelispor Kulübü Başkanı Engin Koyun, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
Deprem bölgesindeki insanlara destek olmak istediklerini ifade eden Koyun, Türkiye'nin önemli camialarından Sakaryaspor ile Kocaelispor'un bu birlikteliğinin herkese örnek olacağını kaydetti.
Koyun, ebedi dostluğu ve rekabeti olan 2 kulübün, zor günde de kol kola, omuz omuza ülkesi için elinden geleni yaptığını vurgulayarak, "22 Şubat'taki maçta tribünleri tıklım tıklım doldurup, Türkiye'ye bir mesaj vermek istiyoruz. Depremzedelerin yalnız olmadığı, Kocaeli ve Sakarya'yla beraber, birlikte olduğumuzun mesajını vermek istiyoruz. Buradan toplanacak kaynağın tamamı deprem bölgesine gönderilecek. Sakarya ve Kocaeli sanayi kenti. Buradaki kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere herkesten önemli destek bekliyoruz." diye konuştu.
Deprem bölgesindeki insanların yaralarına derman olmayı hedeflediklerini aktaran Koyun, "İki şehir, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde büyük acı yaşadı. O yüzden Türkiye'de ilk biz başlatıyoruz. Neden? Çünkü onları en iyi biz anlıyoruz. Onların derdiyle en iyi dertlenecek bu 2 camiayı görüyoruz." dedi.
Koyun, deprem bölgesinden Sakarya ve Kocaeli'ye getirilen depremzedelerin ücretsiz olarak maça gireceğini sözlerine ekledi.
- Genç: "Depremde yaşadığımız acılarımız aynı"
Sakaryaspor Kulübü Başkanı Cumhur Genç, büyük millet ve ülke olarak depremin yaralarını sarıp, en kısa zamanda bu süreci atlatacaklarına inandıklarını söyledi.
Bu yardım organizasyonunun parçası olmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Genç, "Bizim yeşilimiz aynı, siyahımız aynı, depremde yaşadığımız acılarımız aynı. Arada 40 kilometre olan 2 farklı şehir gibi gözüken ama ticaretleri ortak, akrabalıkları ortak olan tek bir şehiriz. Kocaelispor her zaman bizim ezeli dostumuz, ebedi rakibimizdir. İnşallah bu rekabetimiz ve dostluğumuz, kulüpler yaşadığı sürece devam edecektir." şeklinde konuştu.
Genç, Kocaelispor ve Sakaryaspor'un kentlerinin en büyük sivil toplum kuruluşları (STK) olduğunu dile getirerek, "Bu organizasyonu yapmak da kentlerin en büyük STK'ları olan biz kulüplere düşerdi. Biz bunu yaptık. Bundan sonraki beklentimiz; inşallah bir tane boş koltuk olmadan alnımızın akıyla bu maça çıkacağız. Dostluk içinde, sevgi içinde, komşuluk ilişkileri içinde, en ufak münferit bir olay olmadan, dostluğun, kardeşliğin nasıl olduğunu, yaraların nasıl sarılacağını Türkiye'ye göstermek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından katılımcılar, birlikte fotoğraf çektirdi.