Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Anlaşma, yeni nesil savaş uçağı için Ar-Ge, teknoloji, kullanım hakları ve Almanya'nın azami mali katkısı ile ilgili düzenlemeleri içeriyor
 
BERLİN (AA) – Almanya, Fransa ve İspanya, Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltmak için ortak üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağında atılacak adımlar konusunda anlaşmaya vardı.
 
Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Almanya Savunma Bakanlığı, Federal Meclis Savunma Komitesi milletvekillerine üç ülkenin ortak savaş uçağı üretimi için atılacak adımlar konusunda temel bir anlaşmaya varıldığına ilişkin bilgi verdi.
 
Söz konusu anlaşmanın, yeni nesil savaş uçağı için Ar-Ge, teknoloji, kullanım hakları ve Almanya'nın azami mali katkısı ile ilgili düzenlemeleri içerdiği belirtildi.
 
İspanya, Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltmak için Almanya ve Fransa'nın ortak projesi kapsamında üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağı projesine Haziran 2019’da katılmıştı.
 
Proje kapsamındaki jetlerin, Avrupalı havacılık şirketi Airbus ve Fransız şirketi Dassault Aviation tarafından üretilmesi planlanıyor. Jetler, Alman Eurofighter ve Dassault'un ürettiği Rafale savaş uçaklarının yerini alacak.
 
Droneların ve uyduların da yer aldığı hava muharebe sistemine yönelik gerekenler 2027'de karara bağlanacak ve geliştirme aşaması 2030'da başlayacak.
 
Sistemin 2040 yılına kadar hizmet vermesi beklenmiyor.
 
Yetkililer projenin ne kadara mal olacağı konusunda açıklama yapmazken, Avrupa basınına göre söz konusu proje 100 milyar avroyu geçecek. Uçağın geliştirilmesinin 100 milyar avroyu aşmasının Almanya, Fransa ve İspanya'yı bir araya getirdiği de değerlendiriliyor.
 
Küresel mücadelede temel bir aktör olmayı başaramayan Avrupa'nın savunmada ABD'ye bağımlı kalması ve kilit teknolojik gelişmelerde ABD-Çin merkezli şirketlerle rekabet edememesi Avrupa kamuoyunda uzun süredir tartışılıyordu.
Dünyanın bilinen en eski ve en büyük inanç merkezi Göbeklitepe Birleşmiş Milletler’de görücüye çıkacak.
 
Şanlıurfa’da 12 bin yıllık geçmişiyle “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Göbeklitepe’den bir eserin kopyası New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde sergilenecek. 
 
Dünya kültür mirası Göbeklitepe’nin D yapısı olarak adlandırılan bölümünde bulunan 5,5 metre yüksekliğindeki “P18” numaralı dikilitaşın (stel) sert kireçtaşından yapılacak kopyası Birleşmiş Milletler’e resmi bir sanat hediyesi olarak sunulacak. 
 
 
BM’de Sergilenen İkinci Eser Olacak
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında açılışını yaptığı ve o yılın “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesiyle birlikte yerli ve yabancı ziyaretçilerin odak noktası haline gelen Göbeklitepe’nin P18 Steli New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde sergilenen ikinci Anadolu eseri olacak.
 
Hititler ile Mısır arasında M.Ö. 1280’li yıllarda gerçekleşen Kadeş Savaşı sonrası imzalanan ve tarihte diplomatik metinlerin en eski örneklerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki Kadeş Barış Antlaşması metninin bakırdan yapılan büyütülmüş kopyası, 1970 yılında BM Genel Sekreteri U Thant’a sunulmuştu.
 
Türkiye’den ikinci eser olarak Göbeklitepe’ye ait bir eserin kopyasının BM’de sergiye sunulması için de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yetkililerince 2019 yılında ön temaslarda bulunulmuştu.
 
New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde kalıcı olarak sergilenecek eser Göbeklitepe’nin evrensel bir kültür mirası olma özelliğini göstererek önemli bir tanıtım fırsatı sunacak.  
BİŞKEK (AA) - Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a güven mektubunu sundu.
 
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Caparov Türkiye, Pakistan, Özbekistan, Kazakistan ve Afganistan büyükelçilerini kabul etti.
 
Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Daire Başkanı Dastan Düşekeyev'in de hazır bulunduğu kabulde, Büyükelçi Doğan, Kırgızca yaptığı sunumla güven mektubunu sundu.
 
Caparov, büyükelçilerle ayrı ayrı yaptığı görüşmede, siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve insani alanlarda iş birliği konusunda görüş alışverişinde bulundu. Diplomatik misyonlarında büyükelçilere başarı dileyen Caparov, diplomatik görevlerinde kendilerine her türlü yardımı yapmaya ve çabalarını desteklemeye hazır olduğunu ifade etti.

Piyasa beklentisi ekonominin yüzde 1,1 büyümesi yönündeydi

BERLİN (AA) - Polonya ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 büyüyerek beklentilerin altında kalsa da büyüme sürecine geri döndü.

Polonya İstatistik Dairesi’nin (GUS) öncü verilerine göre, ülkede mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,9'luk büyüme kaydetti.

Ekonominin birinci çeyrekteki bu büyümesi geçen yılın son çeyreğinde 0,5'lik küçülmeden sonra geldi. Böylece ekonomi tekrar büyüme sürecine geri dönmüş oldu.

Polonya ekonomisi geçen yılın ilk çeyreğine göre ise yüzde 1,2 daraldı.

Ülke ekonomisi 2020'nin son çeyreğinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında kısıtlamalar nedeniyle yıllık yüzde 2,7 küçülme kaydetmişti.

Polonya ekonomisi geçen yıl Kovid-19 nedeniyle yıllık bazda yüzde 2,6'lık küçülme yaşamıştı.

Polonya hükümeti, ekonominin bu yıl yüzde 3,8'lir bir büyüme göstereceğini öngörüyor.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren Ramazan Bayramı dolayısıyla tebrik mesajı yayımladı.
 
YTB Başkanı Abdullah Eren Ramazan Bayramı dolayısıyla yurt dışındaki vatandaşlarımızın, soydaş ve akraba topluluklarımızın ve uluslararası öğrencilerin bayramını kutladığı bir mesaj yayımladı. Mesajında bu Ramazan'ın da Pandemi gölgesinde geçtiğini belirten Abdullah Eren, buna rağmen kurumun faaliyet alanlarında durmaksızın çalışmalarını sürdürdüğünü vurguladı.
 
''Pandemi, etkisini hâlâ tüm dünyada sürdürüyor. Maalesef bu Ramazan ayını da gereği gibi coşkuyla yaşamamızı kısıtladı. Buna rağmen bu mübarek ayın bereketinden de nasiplenmeye çalıştık.  YTB yurt dışındaki vatandaşlarımıza, gönül coğrafyamız diye tabir ettiğimiz soydaş ve akraba topluluklarımız ile uluslararası öğrencilerimize yönelik hizmet üretmeye devam etti. '' diyen Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Afganistan gibi Kazan gibi gönül coğrafyamızın farklı noktalarında iftar programlarımız oldu. Filistin, Irak, Ukrayna, Kosova, Nijer, Somali, Sırbistan, Tanzanya gibi dünyanın farklı yerlerinde mezun derneklerimizle beraber hem iftarlar düzenledik hem buralardaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize destekler ulaştırdık. Yurt dışındaki vatandaşlarımızı ve uluslararası öğrencilerimizi de unutmadık bu süreçte.''
 
YTB'nin Ramazan çalışmaları kapsamında KKTC'de de gün gün gerçekleşen özel bir proje hayata geçirdiğini belirten YTB Başkanı Abdullah Eren, ''YTB Ramazan hediyeleriyle her gün KKTC'nin farklı farklı yerlerinde kardeşlerimizi ve minik yavrularımızı ziyaret etti. Bu ziyaret, hediye ve destek dağıtımlarında görevli sahadaki arkadaşlarımıza KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar'ın da güzel bir sürpriz yaparak eşlik etmesi bizleri ayrıca onurlandırdı.'' dedi. 
 
YTB'nin tüm bu Ramazan çalışmalarıyla binlerce insana ulaştığını ve Ramazan'ın bereketini Pandemiye rağmen dünyayla paylaşmaya gayret ettiğini söyleyen Abdullah Eren, Pandeminin etkisinin azalması ve normalleşme adımlarının hayata geçirilmesiyle beraber proje ve çalışmaların da artacağına dikkat çekti.
 
''Manen bizleri sürura gark eden; huzuru, sükunu, mağfiret ve rahmeti ile inananları kuşatan bir Ramazan ayını daha geride bırakıp bayrama erişiyoruz.'' ifadelerini kullanan Eren, ''Aziz milletimizin, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, kalbi ve duasıyla her daim Türkiye'nin yanında olan gönül coğrafyamızın ve ailelerinin, ülkelerinin bizlere en kıymetli emaneti olan Türkiye'de okuyan uluslararası öğrencilerimizin mübarek Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum. Tüm insanlık için hayra, huzura ve felaha vesile olsun inşallah.'' dedi.

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, katıldığı bir toplantıda Cenevre görüşmelerinde Rum lider Nikos Anastasiadis ile diyaloğunu masaya vura vura anlattı. Tatar, “Sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var” dediğini açıkladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Gençlik Topluluğu tarafından düzenlenen “Bugün günlerden Kıbrıs: Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm vizyonu” konulu çevrimiçi toplantıya konuk oldu.
 
"İLK KEZ BU İKİ DEVLETİ MASAYA GETİRMENİN GURURUNU YAŞADIM"
Cenevre toplantısından bahseden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Her ne kadar gayri resmi deseler de orada ciddi anlamda bir toplantı oldu. Ve Kıbrıs tarihinde 3. kere hem Rumlar hem Türkler hem de garantör ülkeler bir araya geldi. Ve ben orada ilk kez bu iki devleti masaya getirmenin gururunu yaşadım. Çünkü şimdiye kadar oraya gidenler hep Denktaş Bey dahi federasyon için gittiler. Çünkü o şekildeydi beklenti, o şekildeydi süreç. Bana nasip oldu. Ben oraya tabii ki Türkiye’nin de desteğiyle gidip de dedim ki, ‘Federasyon defteri kapanmıştır’. Çünkü Annan planında dünyayı kandırdınız” ifadelerini kullandı.
 
"ARTIK BİR KERE DAHA KANDIRILMAMAK LAZIM"
Federasyon için geçmişte yapılan çabayı 'kandırmaca' olarak nitelendiren Ersin Tatar, “Dünyanın her yetkilisi o zaman Kıbrıs’a geldi. Sayın Denktaş’a ve Türkiye liderine dediler ki ‘yeter ki Kıbrıs Türkleri evet desin, Kıbrıs Türklerinin izolasyonları kalkacak, direkt uçuşlar açılacak, şu ambargo kalkacak’ hep yalan dolan. Bizler ‘evet’ dedik, karşı taraf ‘hayır’ dedi. Onlar Avrupa Birliği’ne alındı. Bizlere ne ambargo kalktı ne izolasyon kalktı ne de direkt uçuş başladı. Aynı şekilde yaşamaya devam ettik. Dolayısıyla artık bir kere daha kandırılmamak lazım. 2017’de de benzer süreçler yaşandı, yine Rumlarla bir anlaşmaya varılamadı. Dolayısıyla ben zaten bütün seçim propagandamda 'iki devletli'yi savundum. Ona göre seçildik. Ondan sonra da bütün dünyaya gelen gidene ben neden iki eşit egemen devlet ısrarında olduğumu söyledim” açıklamasında bulundu.
 
"ÇAVUŞOĞLU YALANLARINI YÜZLERİNE SÖYLEDİ"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cenevre toplantısındaki çabasını överek, “Dolayısıyla ben oraya gittim. Bütün dünyaya kayda geçirttim. Sayın Çavuşoğlu Dışişleri Bakanımız, orada gerçekten olağanüstü bir hitap gücüyle ve konuşmalarıyla bana destek verdi. 2017’de Anastasiadis’le zaten o kendisi çok tartışmalar içinde olmuştu. Ben orada yoktum. Ama Sayın Çavuşoğlu 2017 görüşmelerinde oradaydı. Kendisine oradaki 2017 belgeleriyle ‘işte sen şunu dedin’, ‘sen bunu dedin’, dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini yalan söylediğini hepsini yüzüne Sayın Çavuşoğlu söyledi” bilgilerini verdi.
 
ANASTASIADIS'İN YÜZÜNE TOKAT GİBİ CEVAP
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Nikos Anastasiadis’e Cenevre’de şunları söylediğini açıkladı: “Ve dolayısıyla o müzakere masasında, o tartışmalar içerisinde bana da çeşitli tabii ki yanlış yanlış konuşmaları oldu. Ben de kendisine bütün dünyanın önünde, ‘sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var. Buradan sadece 40 mil uzaklıkta. Dolayısıyla Türkiye’nin bize olan yakınlığını, bizim bağlarımızı, muhabbetimizi, Türkiye’nin bir garantör ülke, anavatan olmasını hiçbir zaman unutmayınız. Çünkü siz Avrupa Birliği’ne girmek suretiyle zaten bizlere en büyük yanlışı yaptınız. Bizim onayımız olmadan, Türkiye Cumhuriyeti’nin onayı olmadan bir defa kılıf uydurarak AB’ye girmeniz dolayısıyla ‘Biz AB’yi arkamıza aldık, AB kanallarına tabisiniz’, o bakımdan 'Türkiye buradan gidecek, çekilecek, garantörlüğü de son bulacak çünkü garantörlüğünde modası geçti' gibi laflarla bizi öyle bir oyuna getiremezsiniz’ dedim”
 
"ADAM DİYOR RUM CUMHURİYETİ'NE YAMA OLALIM"
Bazı Kıbrıslı Türklerin yanılgı içinde olduğunu dile getiren Ersin Tatar şöyle devam etti:
“Pazartesi Meclis’e gidip bu konuşma yapacağım. Tabii, bin bir laf da duyacağım. Onun içerisindeki bazısı, benden çok farklı düşünüyorlar. İnanamazsınız yani bir Kıbrıslı Türk, buralarda doğup büyüyen, bu mahallelerden; biri benim gibi düşünecek, öbürü diyecek ‘Tatar yanlış yoldadır’, ‘Tatar bizi felakete götürüyor’, ‘Tatar bizi dünyadan kopartıyor’, ‘Biz ne yapıp yapıp bu Rumlarla anlaşmak durumundayız’. Yani adam diyor ki sana, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, git ve bu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adını değiştirelim. Ad olarak Kıbrıs Federal Cumhuriyeti. Avrupa Birliği’ne girelim. Ve Avrupa Birliği’nde tabii ki bey paşa yaşayalım. Buyurun. Adam diyor 'Rum Cumhuriyeti’ne yama olalım ve en sonunda burası Yunan adası olacak. Burası ENOSIS’cilerin, EOKA’cıların o kahramanların ana yurdudur' diyor adam. 'Birer birer Türkiye de buradan gidecek. Türk askeri gidecek’ diyor.”
 
"FÜZELERİ DİLECEKLER BURADA 'DOĞU AKDENİZ BİZİMDİR DİYECEKLER"
Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek üzere oynanan oyunu anlatan Tatar şunları söyledi:
“Kimse zannetmesin ki 1963’ten 74’e kadar bizi bunun içerisinde canlı canlı mezara gömerlerken Türkiye seyretti de gelemedi. Johnson mektubu geldi, Amerikan filosu geldi. O geldi bu geldi engellediler ve gelemedi. Seyrettiler bizi burada ve her gün ağladılar. Biz de ağladık, onlar da ağladı. Biz et ve tırnak, hepimiz Türk evladıyız netice itibarıyla. Dolayısıyla böyle bir anlaşma yapılırsa ve Türkiye buradan giderse, Türkiye bir kere daha gelemez. Sizler Türk evlatları olarak, Türk gençleri olarak bunu sizle samimiyetle paylaşmak istiyorum. Gelemez. Burası şimdi Avrupa Birliği olacak, burada Yunanistan’ı, Rumları, Fransa’sı da burada. Bilmem o da, bu da hepsi burada. Türkiye’ye füzeleri dikecekler burada, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsettiler, 'Doğu Akdeniz’de çoğu bizimdir' diyecekler ve bir takım oyunlar ve masallar... Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz diyorum. Seçimle geldim, seçimle kaybedersem giderim. Ama asla bu duruşumdan vazgeçmem. Bu heyecanımdan, bu doğru yoldan vazgeçmem.”
ABD Başkanı Biden'ın sözde 'soykırım' tanımlamasına ise, "Şimdi onu orada seçtiler. O seçenlerin içerisinde herhalde o gruplardan insanlar var. Onları memnun ediyor. Yani aklı başında kimse bu kadar büyük bir ülkeye Türkiye Cumhuriyeti öyledir, bu kadar hakaret etmez, aklı başında olsa. Trump zamanında tweet yazar bilmem ne yapardı bilirsiniz" şeklinde konuştu.
Zum Europatag am 9. Mai erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
 
“Eine handlungsfähige und zukunftsfähige Europäische Union ist von großer Bedeutung für unsere Handwerksbetriebe und ihre Beschäftigten. Deutschland liegt im Herzen Europas. Wir profitieren von der Sicherheit und dem Wohlstand, die Europa uns bringen. Die Mitgliedstaaten sind in individueller Vielfalt in einer Werte- und Zweckgemeinschaft verbunden. Die Europäische Union steht für 70 Jahre Frieden und Freiheit, für Demokratie, Wahrung der Menschenrechte und Rechtsstaatlichkeit. Sie trägt entscheidend zur Sicherheit, zum Wohlstand und zur Lebensqualität der Handwerksunternehmer bei: Das ist eine wesentliche Grundlage dafür, dass Handwerksbetriebe und ihre Beschäftigten erfolgreich arbeiten und wirtschaften können.
 
Die EU ist sicherlich nicht perfekt. Über ihre Weiterentwicklung sowie aktuelle und zukünftige Herausforderungen werden wird im Rahmen der an diesem Sonntag beginnenden Konferenz zur Zukunft Europas zu sprechen sein. Die gemeinsame Bewältigung der Corona-Pandemie und die anschließende wirtschaftliche Erholung, mehr Anstrengungen in den Bereichen Klimaschutz und Digitalisierung, die Schaffung einer widerstandsfähigeren und kreativeren europäischen Wirtschaft: Das sind historische Herausforderungen, aber auch große Chancen für unsere Betriebe und ihre Beschäftigten. Unsere Vision ist eine sichere, lebenswerte und verantwortungsvolle EU. In diesem Sinne werden wir uns in die Debatte zur Gestaltung der Zukunft Europas einbringen.
 
Europa ermöglicht unseren Betrieben und ihren Beschäftigten, sich im Binnenmarkt frei zu bewegen, grenzüberschreitend Aufträge anzunehmen, mit anderen Unternehmen zusammenzuarbeiten und den eigenen Kundenstamm zu erweitern. Zugleich ist das Handwerk regional verortet und verankert, Qualität und nachhaltiges Wirtschaften genießen hohes Ansehen. Wie schnell die als selbstverständlich angenommenen Grundfesten der Europäischen Union und das inzwischen nahezu selbstverständliche grenzüberschreitende Arbeiten und Zusammentreffen erschüttert werden können, haben wir in den vergangenen 15 Monaten angesichts der Corona-Pandemie allzu deutlich erlebt. Wir haben aber auch gesehen, wie gemeinsames Handeln dazu beigetragen hat, eine noch größere Katastrophe abzuwenden. Ein historisches Wiederaufbaupaket in Höhe von 750 Mrd. € wurde beschlossen. Die Mittel fließen direkt in den Wiederaufbau der europäischen Wirtschaft nach der Krise, auch in die Finanzierung vieler handwerksrelevanter EU-Programme wie Erasmus+ und InvestEU.“
Sevgili Kardeşlerim,
Aziz Müslümanlar,
 
Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamber Efendimiz’e vahyedilmeye başlanmasından dolayı “Kur’an Ayı” olarak da addettiğimiz bir mübarek Ramazan ayını daha tamamlayarak bayrama ulaşan bütün Müslümanlara selam olsun!
 
Sevgili Kardeşlerim, asırlardan beri alışık olduğumuz mübarek Ramazan ayına mahsus, topluca iftarlar gibi bazı adetlerimizi son iki yıldır Koronavirüs salgınından dolayı yerine getirememenin burukluğu içinde bir Ramazan Bayramı idrak ediyoruz.
 
 
Bu Ramazan’da da yardıma muhtaçları, “Ramazan Paylaşmaktır” şiarıyla kucakladık, onlara yardım elimizi uzattık.
 
Topluca bayramlaşmalar mevcut şartlardan dolayı mümkün olmasa da her aile kendi içinde bayram havasını en güzel bir şekilde yaşamaya özen göstermelidir.
 
Artık Ramazan ayının gelişi ve Müslümanların oruç tutmaya başlaması, Almanya gibi Müslüman göçmenlerin yoğun yaşadığı ülkelerin kamuoyunun gündemine girmiş olması, biz Müslümanlar için memnuniyet verici kayda değer bir gelişmedir.
 
Bir taraftan popülist politikacıların, diğer taraftan yabancı düşmanı mihrakların Müslümanlara yönelik hakaret ve dışlayıcı tavırları devam etse de, Avrupalı Müslümanlar olarak çokkültürlü hayata katkımız ve birlikte yaşamaya olan inancımız her Ramazan’da biraz daha güçlenmektedir.
 
Ramazan Bayramı vesilesiyle bütün Müslüman kardeşlerime ve insanlığa sağlık ve huzur dolu bir dünya temenni ediyor, özellikle farklı kültür ikliminde yaşayan Müslüman kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün İslam âleminin Ramazan Bayramını canı gönülden tebrik ediyorum.
 
Durmuş Yıldırım
ATİB Genel Başkanı
 

DİTİB’den Pakistan’daki 1500 öğrencili kız kolejine eğitim desteği

Düsseldorf DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Mustafa Akpınar, Eyalet Bölge Birliği Bakanı Ersin Özcan’dan oluşan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) gönüllü heyeti, Almanya’daki hayırseverlerin katkılarıyla 2008 yılında hizmete açılan Keşmir bölgesi Kharek şehrindeki Rawalakot Türkiye Kız Koleji’ni ziyarete etti.

 

 

DİTİB heyetinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren okul müdiresi Dr. Begum Uzma, okulun yapımında DİTİB’in büyük katkısını hiç unutmadıklarını söyleyerek, Almanya’daki hayırseverleri her zaman minnet, şükran ve dualarla andıklarını ifade etti.

 

Rawalakot Türkiye Kız Koleji hakkında kısa bilgi veren Uzma, konuşmasına şöyle devam etti: “1500 kişinin eğitim gördüğü kolejimiz yerleşkesinde 100 kişilik yurt, 10 yataklı hastane ve 10 adet lojman bulunuyor. Ayrıca tam donanımlı idari blokları, konferans salonu, spor kompleksi, 4 bloktan oluşan sınıfları, su deposu, 60 volt gücündeki jenaratörü ve Türk mimarisi tarzında inşa edilen minareli camisi ile Rawalakot Türkiye Kız Koleji bölgemizin en itibarlı okullarından bir tanesidir. Allah bu büyük hayra vesile olanlardan razı olsun.”

 

 

Düsseldorf DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Mustafa Akpınar ve Eyalet Bölge Birliği Bakanı Ersin Özcan, Ramazan ayı münasebetiyle okulun sorunlarını tespit etmek ve ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla okulu ziyaret ettiklerini söyledi.

 

 

Mazluma ve mağdura uzanan el olmaya ve yedi kıtaya ulaşmaya çalışıyoruz

Bu güzel ülkenin, 2005 yılında yaşanan depremin ardından geleceği olan gencecik insanlarını bir anda kaybettiğini belirten Akpınar, “Gönüllü DİTİB heyeti olarak bugün Kharek şehrinde inşa edilen Rawalakot Türkiye Kız Koleji’ndeyiz. Okulun ihtiyaçlarını yerinde görmek ve durum tespitinde bulunmak maksadıyla geldik. Almanya’da yaşayan hayırseverler kardeşlerimiz 2005 yılında Pakistan halkına güzel bir eser, güzel bir eğitim yuvası kazandırmışlar. Böyle güzel bir müesseseyi inşa etmekle ne kadar doğru ve hayırlı bir iş yapıldığını okulu yerinde görerek müşahade ettik. Öğretmeni, öğrencisi ve yöneticileriyle bu güzel insanların mutlululuklarına şahit olduk. Almanya’daki kardeşlerimizin zekat ve fitre bağışları ile burada eğitim gören öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacağız. Teşkilatımıza gönül veren hayırseverlerin katkılarıyla mazluma ve mağdura uzanan el olmaya çalışıyoruz. Bu vesileyle emanetlerini teşkilatımıza teslim eden cemaatimize ve hayırsever insanlarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi.

 

Pakistan’da 2005 yılında yaşanan depremin ardından Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) tarafından inşa edilen Rawalakot Türkiye Kız Koleji 2008 yılında dönemin genel başkanı merhum Rıdvan Çakır ve Sadi Arslan’ın katılımlarıyla hizmete açılmıştı.

 

 

DİTİB heyeti, iki gün süren temasları sırasında Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi İhsan Mustafa Yurdakul ile eski Düsseldorf Din Hizmetleri Ataşesi olan Eğitim Müşaviri Dr. İlhami Ayrancı’yı da ziyaret etti.

 

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Ramazan ayı dolayısıyla Balkan ülkelerinde ihtiyaç sahibi ailelere ramazan paketi ulaştırdı.

 

 

 

Organizasyon kapsamında Eitorf DİTİB Merkez Camii Başkan Yardımcısı Anıl Miraç Arslan ve Lemgo DİTİB Ahmet Yesevi Camii Başkanı Ahmet Emin Yılmaz, Almanya’daki hayırseverlerlerin zekat ve fitre bağışlarını ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmak üzere Kosova, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’ya gitti.

 

 

 

DİTİB heyeti ve Türkiye Diyanet Vakfı yetkililerinin katıldığı dağıtım organizasyonu çerçevesinde, üç gün boyunca Kosova, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ülkelerinde ihtiyaç sahibi ailelere gıda paketi dağıtıldı.

 

 

 

DİTİB heyeti, organizasyon kapsamında ilk olarak Kosova’nın başkenti Priştine, Prizren ve Mamuşa’da 1000, ardından Arnavutluk’un başkenti Tiran ve Mal Viles köyünde 550 ihtiyaç sahibi aileye ramazan yardım paketi ve alışveriş kuponu dağıttı. Heyet daha sonra Kuzey Makedonya'ya geçerek buradaki 500 ihtiyaç sahibi aileye ramazan alışveriş kuponu dağıttı. Ayrıca ilk, orta ve lisans eğitimi gören 80 öğrenciye bir yıllık burs desteği sağladı ve Kul Oğuzlar köyünde de nafile kurbanlar keserek et dağıtımı gerçekleştirdi.

 

 

 

İhtiyaç sahibi ailelerin hayır dualarını aldık

Almanya DİTİB teşkilatı olarak bu yıl ilk kez zekat ve fitre kampanyası kapsamında Balkan ülkelerindeki ihtiyaç sahibi ailelere ulaştıklarını belirten Eitorf DİTİB Merkez Camii Başkan Yardımcısı Anıl Miraç Arslan, Lemgo DİTİB Ahmet Yesevi Camii Başkanı Ahmet Emin Yılmaz, “Hayırsever insanlarımızın gönülden bağışladığı yardımları, gönüllülerimizle birlikte ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırarak gönül köprüleri kuruyoruz. Hayırseverlerimizin destekleriyle temin ettiğimiz gıda yardımlarını Kosova, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya olmak üzere toplam 2050 ihtiyaç sahibi aileye ulaştırarak hayır dualarını aldık. Balkan ülkelerinde yolumuzu ümit ve hasretle bekleyen gönüllere umut olmak için emanetlerini teşkilatımıza teslim eden cemaatimize ve hayırsever insanlarımıza teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.