Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

İSTANBUL (AA) - Kaspersky, şirket birleşmeleri ve satın almalarındaki artışın, siber güvenlik uygulamalarına duyulan ihtiyacı da gündeme getirdiğini paylaştı.

Şirket yaptığı açıklamayla, bir işletmeyi satın alırken siber güvenlik risklerinin nasıl ortadan kaldırılacağına ilişkin bilgiler verdi.

Buna göre, küresel işletmelerin giderek daha fazla birbirine bağlı hale gelmesinin yanı sıra, şirketlerin büyüme, çeşitlendirme ve stratejik konumlanma arayışına girmesiyle birleşme ve satın almaların sayısı artıyor.

LexAfrica tarafından paylaşılan Dealmakers Africa'nın son verileri, Afrika'daki birleşme ve satın alma faaliyetlerinde güçlü bir artışa işaret ediyor ve kıtanın küresel iş dünyasında yükselen önemine ışık tutuyor. Kaspersky'nin de altını çizdiği üzere birleşme ve satın alma sayısındaki bu artış, siber güvenlik uygulamalarına duyulan ihtiyacı da gündeme getiriyor.

Rapor, Afrika'da 2022 yılının ilk çeyreğinde birleşme ve satın alma faaliyetlerinde önemli bir artış olduğunu vurguluyor. Güney Afrika hariç Afrika kıtasında 2022 yılında 9,7 milyar dolar değerinde anlaşma yapıldı. Bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre neredeyse üç kat artışa karşılık geliyor. Batı ve Kuzey Afrika gibi bölgeler birleşme ve satın almaların yoğunlaştığı yerler haline gelirken, bu bölgelerdeki potansiyel siber risklerin farkında olmak hayati önem taşıyor.

Kaspersky, bu nedenle birleşme ve satın alma faaliyetlerinin beraberinde getirdiği güvenlik açıkları konusuna özellikle dikkati çekiyor. Başka bir işletmeyi satın almak veya birleşmek beraberinde dijital sistemleri, ağları ve verileri entegre etmek anlamına geliyor. Bu entegrasyon süreci doğru yönetilmezse her iki tarafı da siber tehditlere maruz bırakma riski oldukça yüksek.

- "Bir şirketi satın aldığınızda bu onun risklerini ve sorumluluğunu da üstlendiğiniz anlamına gelir"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Bilgi Güvenliği Bölümü Başkanı Alexey Vovk, "Halihazırda kurulu bir işletmeyi satın almak, hızlı kazanç potansiyeli nedeniyle girişimciler veya işlerini genişletebilecek yenilikçi varlıklar veya istihbaratlar elde etmek isteyen büyük şirketler için cazip bir seçenek sunuyor. Ancak bu süreçte yasal, finansal ve yönetişimsel durum tespitlerinin yanı sıra güvenlik de odak noktası olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Vovk, tüm tavsiyelerin ötesinde, çalışan hatalarının da bir endişe kaynağı olduğunu ve bunun önemli veri ihlallerine yol açabileceğini vurgulayarak, bu durumun, Kaspersky'nin Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki çalışanlar arasında gerçekleştirdiği son araştırmasında da kanıtlandığını anımsattı.

Kaspersky Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu'nda (KASAP) yerleşik olarak bulunan kimlik avı simülatörü ile yapılan testinin, çalışanların yüzde 20'sinin kötü amaçlı bağlantılara tıkladığını ve kurumsal duyurular içerdiği iddia edilen dolandırıcılık e-postalarına aldanma eğiliminde olduğunu gösterdiğine işaret eden Vovk, şu bilgileri verdi:

"Bir işletmeyi satın alırken, satın alan kuruluş, çalışanlar ve hassas verileri işleyen üçüncü taraflar söz konusu olduğunda, personele daha önce verilen siber güvenlik eğitimlerinin yanı sıra gizlilik anlaşmaları da dikkate alınmalıdır. Temel olarak, veri erişiminin sınırlandırılmasını ve çalışanlar ayrıldığında uygun şekilde iptal edilmesini sağlamak için yeni kuruluşta şirket kaynaklarına yönelik gerekli erişim kontrolleri uygulanmalıdır. Bunların yanı sıra birleşme veya satın alma süreçlerinde veri koruma ve siber güvenlikle ilgili yasalar konusunda bilgi sahibi olmak da büyük önem taşıyor.

Bu, kişisel verilerin sorumlu bir şekilde işlenmesi için öngörülen koşulları düzenleyen bölgesel regülasyonları ve yasaları da kapsıyor. Bir şirketi satın aldığınızda bu onun risklerini ve sorumluluğunu da üstlendiğiniz anlamına gelir. İşletmelerin siber dayanıklılığının en iyi şekilde sağlanması ve sürdürülmesi devamlılık gerektiren bir süreçtir. Tehdit aktörlerinin yeni teknik ve taktiklerinden korunmak için dijital iş çözümlerine, araçlarına ve becerilerine ek yatırımlar yapmak, yasalara uygun kuralları belirlemek ve siber güvenlik politikalarını ve koruma sistemlerini gözden geçirmek gerekir. Siber güvenlik seviyenizi en başından itibaren kontrol etmek, olaylara dair olasılığını azaltmanıza, gelişim için net bir yol belirlemenize ve yeni hedeflere ulaşmanıza yardımcı olacaktır."

- "Şirketin geçmişte yapmış olabileceği siber güvenlik denetimlerini araştırın"

Açıklamada, yeni bir işletmeyi satın almadan önce dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin şu uyarılarda da bulunuldu:

"Mevcut siber güvenlik önlemleri, şirketin geçmişte yapmış olabileceği siber güvenlik denetimlerini araştırın. Değerli varlıklar, işletmenin en değerli dijital varlıklarını belirleyin. Bir e-ticaret platformu için örneğin bu web sitesi olabilir. Bunları kapsamlı güvenlik açığı kontrolünden geçirin. Barındırma ve veri yönetimi; şirketin web barındırma sağlayıcısı ve sağlayıcının itibarı hakkında bilgi edinin. Geçmişte yaşanan güvenlik olayları, barındırma hizmetinin değiştirilmesini gerektirebilir. Güvenlik standartları, işletmenin niteliğine bağlı olarak uyması gereken belirli siber güvenlik standartları olabilir. Kritik varlıkları olmayan işletmeler bile fidye yazılımı gibi yaygın tehditleri engellemek için temel güvenliğe sahip olmalıdır. Şirket itibarı ve veri ihlalleri; geçmişteki veri ihlallerini ve sonraki düzeltme adımlarını araştırın. Veri sızıntıları bir şirketin itibarını zedeleyebilir ve yasal sorunlara davetiye çıkarabilir. "

ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Türkiye'de ortalama 4 milyon kişi uykuda solunumun belli bir süre durmasına yol açan uyku apnesiyle mücadele ederken, uykuda hareket bozukluğu ve gün içinde bir anda uyuyakalmaya neden olan "narkolepsi" hastalığı ciddi uyku bozuklukları arasında gösteriliyor.

Yatak kapasitesi ve fiziki imkanlarıyla alanında en donanımlı merkezlerden biri olan Ankara Etlik Şehir Hastanesi bünyesindeki Uyku Bozuklukları Merkezi, her gün çok sayıda hastanın teşhis ve tedavi süreçlerini yürütüyor.

Merkezin Sorumlusu, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Fırat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezde yürütülen çalışmalar ve en sık görülen uyku bozukluklarına ilişkin bilgileri paylaştı.

Yaklaşık 10 ay önce faaliyete geçen merkezin 15 yatak kapasitesine sahip olduğunu anlatan Fırat, "Merkezimizde 84 farklı uyku bozukluğunu tespit etmeye çalışıyoruz. En sık gece uykuda nefes durması, horlama, gündüz aşırı uyku hali gibi şikayetleri bulunan, uykuda solunum bozukluğu olan hastalarla karşılaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

- Uyku hastalıklarının yüzde 60'ını solunum bozuklukları oluşturuyor

Hastaları gerektiğinde bir gece merkezde yatırarak, uykudaki hareketlerinin, solunumlarının izlendiğini ve tanıya göre uyurken düzenli solunum için cihaz kullanma, ağız içi silikon plak veya ilaç tedavisi gibi yöntemlerin uygulandığını belirten Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genel olarak uyku bozukluklarının yüzde 60'ını uykuda solunum bozuklukları oluşturuyor. İkinci sırada ise uykuda hareket bozukluklarıyla karşılaşıyoruz. Huzursuz bacak, periyodik bacak sendromu gibi rahatsızlıkları içine alan bu hastalıklar da kişinin sağlıklı şekilde uyumasını engellediği için sabahları uyanamamaya, gün içinde uykulu olmaya sebep oluyor."

Uykuda hareket bozukluğunun demir eksikliği, antidepresan ilaç kullanımı veya farklı sebeplerle ortaya çıkabildiğini aktaran Fırat, gece uykuda aşırı hareket, sabahları birbirine dolaşmış nevresimle uyanma, akşam üstü bacaklarda huzursuzluk, ağrı, karıncalanmanın hastalığın en önemli belirtileri arasında yer aldığını dile getirdi.

- "Narkolepsi ciddi sonuçları olan bir hastalık"

Bazı uyku hastalıklarının da ciddi hayati riskleri ortaya çıkardığına işaret eden Fırat, şunları kaydetti:

"Narkolepsi' dediğimiz uyku bozukluğu, nadir görülse de çok ciddi sonuçları olan bir hastalık. Hastalar gün içinde oturdukları yerde, otobüs beklerken veya sohbet ederken dahi bir anda saniyeler içinde uyuyakalıyor. Özellikle dikkat gerektiren işleri yapanlar için çok ciddi durumları ortaya çıkarıyor. Bu hastalığın teşhisi için hem gece hem de gündüz uyku testleri yapıyoruz ve buna göre tanı koyuyoruz. Hastalığın tek bir nedeni yok, genetik bir hastalık, tedavisinde de aşırı uyku halini ortadan kaldıran ilaçlar kullanılıyor. Hastaların sürekli ilaç kullanması gerekiyor."

- "Türkiye'de uyku apnesinin görülme sıklığı yüzde 4"

Prof. Dr. Hikmet Fırat, uykuda solunum bozukluklarının en çok karşılaşılan türü "obstrüktif (tıkayıcı) uyku apnesinin" dünyadaki görülme sıklığının yüzde 2-4 arasında olduğunu anlatarak, "Türkiye'de de uyku apnesinin görülme sıklığı yüzde 4 civarında. Bu elbette tüm nüfus içerisindeki görülme sıklığı oranı. 40 yaş üzeri, erkek nüfus veya sadece kilolu kişileri ele aldığımızda bu sıklık çok daha fazla oluyor. Bu çerçevede ülkemizde ortalama 4 milyon civarında uyku apnesi hastası bulunuyor." dedi.

Uykuda solunum bozukluğu hastalıklarının çocuklarda da görüldüğüne ama genellikle geniz etinin alınmasıyla kolayca tedavi edilebildiğine değinen Fırat, "Horlama, uykuda nefes durması, gün içinde uykulu olma hali gibi şikayetleri bulunan hastalar mutlaka uyku bozuklukları merkezlerine başvurmalı. Merkezlerde yapılan uyku testiyle hastalığın tanısı ve derecesi belirleniyor. Buna göre de tedavi yöntemleri uygulanıyor." şeklinde konuştu.

ANKARA (AA) - A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın kaptanı Eda Erdem Dündar, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası finalinde Sırbistan'ı 3-2 yenerek şampiyon olmalarına ilişkin, "Cumhuriyetimizin 100. yılında Milletler Ligi'nden sonra Avrupa şampiyonluğunu da ülkemize getiren takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum." dedi.

Eda Erdem Dündar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müsabakayı kazandıkları için mutlu ve gururlu olduklarını söyledi.

Seyir zevki yüksek ve tempolu bir maçı geride bıraktıklarını belirten Eda Erdem Dündar, "Cumhuriyetimizin 100. yılında Milletler Ligi'nden sonra Avrupa şampiyonluğunu da ülkemize getiren takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum. Herkesin eline sağlık." ifadelerini kullandı.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinde nükleer enerjiye dönüş tartışmalarına ilişkin Almanya'da nükleer enerjinin artık kullanılmayacağını belirtti.

Scholz, Deutschlandfunk Radyosu'na yaptığı açıklamada, nükleer enerjiye dönüş konusuna değinerek, "Nükleer enerji bitmiştir. Almanya'da artık kullanılmayacak." ifadesini kullandı.

Nükleer enerjinin sonlandırılması kararının yıllar önce alındığını hatırlatan Scholz, "Kanunen aşamalı olarak kaldırıldı. Eğer yeni nükleer santraller inşa etmek isterseniz, bu 15 yıl sürer ve her biri için 15 ila 20 milyar avro harcamanız gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, söz konusu enerjinin kullanımının sona ermesiyle nükleer santrallerin sökümünün de başladığını belirterek, "Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, hidroelektrik ve biyokütle enerjisine dayalı bir enerji arzı ile yenilenebilir enerjilerin genişletilmesiyle elektrik ihtiyacımızın yüzde 80'ini ve kısa bir süre sonra da gerekli olanın tamamını karşılamak istiyoruz. Şu anda izlediğimiz yol da budur." diye konuştu.

Almanya'da muhalefet partileri ve koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), bir süredir nükleer enerjinin kullanılmaya devam edilmesi çağrısında bulunuyor.

 

PARİS (AA) - Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, ülkesinin Gabon'la askeri işbirliğini askıya aldığını belirtti.

Lecornu, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, Gabon ve Nijer'deki durumu değerlendirdi.

Nijer ve Gabon'daki durumun farklı olduğu yorumunda bulunan Lecornu, Nijer'de "gayrimeşru askerlerin" meşru bir cumhurbaşkanını görevden aldığını ifade etti.

Lecornu, "Gabon'daki askerlerin ise ülkelerindeki seçim kanununa ve anayasaya uyulmadığını ileri sürdüklerine" değindi.

Gabon'daki seçimlerin güvenilirliği konusunda soru işaretleri bulunduğunu belirten Lecornu, ülkesinin Gabon'la askeri işbirliğini askıya aldığını ifade etti.

Lecornu, Nijer'de askeri müdahaleyle görevden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'la iletişimde olduklarını kaydetti.

Bazum'un demokratik meşruiyeti olduğunu savunan Lecornu, Nijer'de anayasal düzene geri dönülmesinden yana olduklarını belirtti.

Lecornu, Niamey yönetiminin Nijer'deki bin 500 Fransız askerinin pazartesi gününe kadar ülkeyi terk etmesi için verdiği ültimatomu reddederek, "Neden bu ülkede askerlerimiz var? Bazen duyduğumun aksine, Fransız vergi mükelleflerinin parasını sembolik veya nostaljik nedenlerle harcamıyoruz. (Nijer'deyiz) Çünkü maalesef Sahel'in bu bölgesinde uzun yıllardır ciddi terör faaliyeti var." ifadelerini kullandı.

Fransız Savunma Bakanı Lecornu, ne olursa olsun, Nijer'in Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Sylvain Itte'nin güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu vurguladı.

- Nijer'deki darbe

Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker, yönetime el koyduğunu duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane Tchiani, 28 Temmuz'da CNSP isimli geçiş hükümetinin başına geçmişti.

CNSP, 7 Ağustos'ta Lamine Zeine'yi başbakan olarak atamış, 10 Ağustos'ta asker ve sivillerden oluşan 21 üyeli kabineyi açıklamıştı.

- Gabon'da darbe

Gabon'da 30 Ağustos'ta ulusal televizyon binasına giren bir grup asker, yönetimi ele geçirdiklerini duyurmuştu.

"Kurumların Geçişi ve Restorasyonu Komitesi (CTRI)" isimli askeri yönetim, 26 Ağustos'ta yapılan seçimlerin iptal edildiğini ve ülke sınırlarının kapatıldığını açıklamıştı.

CTRI liderliğine de Cumhuriyet Muhafızları Komutanı General Brice Oligui Nguema'nın getirildiği bildirilmişti.

ANKARA (AA) - Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın 2023 CEV Avrupa Şampiyonası finalinde Sırbistan'ı 3-2 yenerek şampiyon olmasına ilişkin, "Hem İtalya maçında hem de Sırbistan maçında 2-1 geriden gelerek kazandılar. Gerçekten savaştılar. Herkesi tebrik ediyorum." dedi.

Bak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa şampiyonu olan Filenin Sultanları'nı tebrik etti.

İtalya maçının ardından bu başarının geleceğine inandıklarını vurgulayan Bak, şu ifadeleri kullandı:

"Hem İtalya maçında hem de Sırbistan maçında 2-1 geriden gelerek kazandılar. Gerçekten savaştılar. Herkesi tebrik ediyorum. Federasyon ve yönetimini tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hem maç öncesi arayıp başarı diledi hem de maç sonrası arayarak tebrik etti. Türk sporuna yapılan yatırımlar var. Salonlarıyla tesisleriyle muhteşem bir Türkiye var. Türkiye artık voleybol ülkesi. Efsane bir takım ortaya çıktı. İnşallah ilk kez kazandığımız Avrupa şampiyonluğunu taçlandıracağız. Olimpiyatta madalya için savaşacağız. Bu takım başarır. Hayırlı olsun bu güzel ülkeye."

 

Nürnberg Halk Meydanı’ndaki Sonbahar Halk Festivali’nde, Nürnberg-Antalya Kardeş Şehir Ofisi, Güney Almanya Gezici Göstericiler Derneği ve Nürnberg Halk Festivali yönetim kurulu üyeleri tarafından ‘Frankonya Antalya ile Buluşuyor, 1001 Gece Masalları Türk Akşamı’ gecesi düzenlendi.


Etkinliğe, Nürnberg Konsolosu Ülker Erçetin, Nürnberg Uluslararası İlişkiler Daire Müdürü Christine Schüssler, Bavyera SPD Milletvekili Arif Taşdelen, Nürnberg Belediye Meclis Üyesi aynı zamanda 8 Ekimde yapılacak seçimlerde SPD’nin tek Türk kadın milletvekili adayı Aynur Kır, Almanya Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Liyakat Nişan ile Nürnberg’in Şeref Madalyasını alan Dr.İsmail Baloğlu, Türk-Alman Tabipler Birliği Başkanı Dr. Reşit Demir, Nürnberg Kuzey Bölgesi SPD Başkanı Abdurrahman Gümrükçü, Nürnberg Volkfest (HalkBayramı) tanıtım müdürü Barbara Lauterbach, Bu seneki festival güzeli seçilen Christina Spett ile çok sayıda davetli ve Türk vatandaşları katıldı.
Nürnberg-Antalya İnsiyatif Derneği (İN:SAN) Başkanı Rıza Özlek’in de onur konuğu olarak katıldığı etkinlik kapsamında, Quanten Sprung ve grup Aspera’nın müzikleri, Türk Halk Oyunlar Topluluğunun folklor gösterileri, Türk dansları ve Türk mutfağı ziyaretçilerle buluştu.


Yaklaşık 2 milyon kişinin ziyaret etmesi beklenen etkinlikle ilgili Nürnberg Uluslararası Daire Müdürü Christine Schüsler şunları söyledi: “Festivaller, kültürün geleneksel bir parçasıdır. Bu seneki halk festivalinde bir ilke imza atılarak, ‘Frankonya-Antalya ile Buluşuyor,1001 Gece Masalları Türk Akşamı’ düzenlendi. Festival alanında tüm yaş gruplarının eğlenceli güzel vakit geçireceği yerler hazırlandı. Büyük ilgi gösterilen festivale gelenler geç saatlere kadar doyasıya eğleniyor. Festivalin kapanış günü 09 Eylül akşamı gününde şehrin güneyini aydınlatan devasa havai fişek gösterisi gerçekleşecek dedi.
Onur konuğu olarak programa katılan Nürnberg-Antalya İnsiyatif (İN: SAN) Başkanı Rıza Özlek’de, iki hafta süren festivalin her tarafı Türk bayraklarla donatılması, festivalin her bölümünde Türk etkinliklerin bulunması sevindirici. Bavyera Eyaletinde yaşayan çok sayıda vatandaşımız tatilde olmasına rağmen festivale Kuzey Bavyera’daki kentlerden gelerek ilgi gösterilmesinden memnun olduk. Bu tür etkinliklerin düzenlenmesiyle tarihe dayanan Türk-Alman dostluğu pekişmekte, Türk ve Alman kültürleri birbirleriyle kaynaşmakta” dedi.

 

Haber ve resimler: İlhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

ANKARA (AA) - Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te sahne alan Türk Yıldızları, gösterileriyle etkinliğe gelenlerin gözlerini gökyüzüne odakladı.

Anadolu Ajansının 8. kez global iletişim ortağı olduğu, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen TEKNOFEST, ikinci gününde Etimesgut Havaalanı'nda devam ediyor.

Etkinlik kapsamında, Türk Hava Kuvvetlerinin akrobasi timi Türk Yıldızları da gösteri uçuşu yaparken havaalanında heyecan arttı.

Gösteriye gökyüzüne "ay yıldız' imzası atarak başlayan Türk Yıldızları, ardından 6 uçakla akrotim dünyasında başka bir ekibin yapamadığı hareketleri sergiledi.

- SOLOTÜRK heyecanı

Türk Hava Kuvvetlerinin bir başka gösteri timi SOLOTÜRK de çok sayıda farklı manevrayla gösterisini sundu.

TEKNOFEST'te diğer hava gösterilerinde ise İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı hava ekipleri soluk kesici gösterilerle başkentlilerden alkış aldı.

Festivalde hava gösterileri 3 Eylül'e kadar sürecek.

BRÜKSEL/TOLEDO (AA) - Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, Komisyon olarak genişleme planı konusunda teklifler sunmak için hazır olduklarını, 26-27 Ekim'deki AB Liderler Zirvesi'ne tekliflerini sunacaklarını söyledi.

Varhelyi, AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının İspanya'nın Toledo kentinde düzenlenen gayriresmi toplantısı öncesinde AB Komisyonu Başkanı Charles Michel'in özellikle Batı Balkanlar'ı işaret ederek "AB'nin 2030'a kadar genişleme için hazır olması gerektiği" yönündeki sözlerine ilişkin soruyu yanıtladı.

Bu sözlerin AB ülkelerinin liderlerinin oluşturduğu Konsey'in bir mesajı olması halinde memnuniyet verici olduğunu belirten Varhelyi, "AB Komisyonu, bizi buraya götürecek herhangi bir teklifi yapmak için her zaman hazırdır." dedi.

2030 tarihinin belirlenmesini doğru bulup bulmadığı sorulan Varhelyi, şöyle devam etti:

"Bence bu tarih meselesi değil daha çok irade ve (yükümlülükleri) yerine getirme meselesidir. Hem AB'nin yerine getirmesi hem de Balkanlar'daki ortaklarımızın ve diğer 3 aday ülkenin yerine getirmesidir. AB Komisyonu, buraya (genişleme) varmak için her teklifi yapmaya hazırdır. Bunu ekimde göreceksiniz. Büyüme planı dahil olmak üzere ciddi teklifleri ortaya koyduğumuzda bunları göreceksiniz. Bunlar sadece kurumsal değil, halkların ve ekonomilerin AB'ye gerçek entegrasyonunu hızlandıracak."

Hangi ülkelerin ilk olarak AB'ye katılabileceği sorulan Varhelyi, "Bence gereksinimleri yerine getirenler daha yakın. Bu nedenle bu ülkelere çalışmalarını hızlandırmaları tavsiyesinde bulunuyorum. Ekim ayında her şey masada olacak." diye konuştu.

- AB liderleri ekimde genişlemeyi konuşacak

AB'nin uzun yıllardır rafa kaldırdığı genişleme meselesi Ukrayna'daki savaştan sonra yeniden gündeme geldi. AB ülkelerinin liderleri, 26-27 Ekim'de Brüksel'de düzenlenecek zirve toplantısında genişleme konusunu masaya yatıracak.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in 28 Ağustos'ta özellikle Batı Balkanlar'a değinerek 27 üyeli AB'nin 2030 yılına kadar genişleme için kendisini hazırlaması gerektiğini söylemesi üzerine genişleme yeniden Brüksel'in gündem maddelerinden biri oldu.

AB, 2003'te Batı Balkanlar'a genişleme perspektifi sunmuş, 20 yılda bu konuda ilerleme olmamıştı. Rusya'nın saldırısının ardından Ukrayna'ya ve komşu ülke Moldova'ya da Haziran 2022'de "aday ülke" statüsü verilmişti.

Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafından 1951'de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu olarak kurulan ve 1957'de Avrupa Ekonomik Topluluğuna dönüşen, daha sonra yıllar içinde katılımlarda Avrupa Birliği halini alan Avrupalı ülkeler grubunun son genişleme dalgası 2004'te 10 ülkenin katılımıyla yaşanmıştı.

AB'nin tarihindeki en büyük genişleme dalgasında Çek Cumhuriyeti, Estonya, GKRY, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya, Birliğe katılmıştı. 2007'de, Bulgaristan ve Romanya'nın katılımıyla AB'nin üye sayısı 27'ye çıktı. 2013 yılında Hırvatistan'ın katılımıyla AB üye sayısı 28'e ulaştı. İngiltere'nin 2020'de ayrılmasıyla sayı 27'ye düştü.

Şu anda AB adayı ülkeler ise Batı Balkanlar'dan Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan'ın yanı sıra 1999'dan beri Türkiye ve 2022'den bu yana Ukrayna ile Moldova. Bosna Hersek, Gürcistan ve Kosova ise potansiyel aday ülkeleri oluşturuyor.

BERLİN (AA) – Almanya'da işsiz sayısı, durgun ekonominin iş gücü piyasasını olumsuz etkilemeye devam etmesiyle ağustosta bir önceki aya göre 18 bin kişi arttı.

Almanya Federal İş Ajansı (BA), işsizlik rakamlarına ilişkin ağustos ayı verilerini yayımladı.

Buna göre, ülkede mevsimsellikten arındırılmış işsiz sayısı, ağustosta bir önceki aya göre 18 bin artarak 2,63 milyona yükseldi.

Ülkede yüzde 5,7'lik mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı değişmedi. Piyasalarda işsiz sayısının 10 bin artması bekleniyordu.

Federal İş Ajansı Başkanı Andrea Nahles, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Yaz tatili ve zayıf ekonomi iş piyasasına damgasını vuruyor. Buna rağmen, işgücü piyasasının temeli genel olarak istikrarlı.” ifadesini kullandı.

Almanya'da hükümet, işsizlik oranının 2023 ve 2024'te sırasıyla yüzde 5,4 ve 5,2 olacağını tahmin ediyor.

BA verilerine göre, Almanya’da temmuzda istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 15 bin kişi artarak 45,92 milyon kişiye ulaştı. Temmuz 2022’ye göre artış 339 bin kişi oldu.

Ağustos ayında Almanya Federal İş Ajansı'nda 771 bin iş ilanı kaydı bulunurken, bu sayının bir yıl öncesine göre 116 bin daha az olması dikkati çekti.

Alman ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösterememişti.

Son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.

Yavaşlayan küresel büyüme, sanayi üretimdeki düşüş, tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası da Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.