Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Federal Meclisinde Uygur Türkleriyle dayanışma amacıyla dostluk grubu kuruldu.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyeleri Peter Heidt, Derya Türk-Nachbaur, Norbert Altenkamp, Ullrich Lechte, Michael Brandt ve Boris Mijatovic, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayanlara destek olmak amacıyla bir dostluk grubu kurdu.

Grubun başkanı Hür Demokrat Partili (FDP) Heidt, geçen yıl Tayvan ve Japonya'ya parlamenterler olarak yaptıkları ziyarette, sürgündeki Uygurlarla görüşme imkanı bulduklarına işaret ederek böyle bir grup kurma fikrinin doğduğunu ifade etti.

 

"Sincan bölgesinde zorla çalıştırılma, işkence ve cinsel tacizlerin günlük yaşamın bir parçası olduğunu" belirten Heidt, "Çin oradaki kampların eğitim amaçlı olduğunu belirtiyor ama oradan kurtulanlar yaşadıkları işkence ve tacizlerden bahsediyorlar. Almanya'da hür olarak seçilmiş vekiller olarak bir sorumluluğumuz var. Oradaki insanların hürriyetlerine kavuşabilmeleri için çabalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

Oradaki uygulamaların "soykırım" olup olmadığı konusuyla da ilgilenmeleri gerektiğini anlatan Heidt, "Bu mesele biraz karmaşık. Bu konuda uzun süreli bir çalışma yapıp konuyu meclis genel kuruluna da getirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Sosyal Demokrat Partili Derya Türk-Nachbaur de kurulan dostluk grubuyla artık Uygurların Alman parlamentosunda da bir sesi olacağını belirtti.

Türk-Nachbaur, dostluk grubunun kurulmasının kendisi için de çok anlamlı olduğunu belirterek tüm dünyanın gözü önünde Çin'in Müslüman azınlığa karşı işlediği insan hakları ihlallerine sessiz kalamayacaklarını kaydetti.

 

İnsan hakları konusunun partiler üstü olduğunu anlatan Türk-Nachbaur bu nedenle farklı partilerin dostluk grubuna destek olduğunun altını çizdi.

Türk-Nachbaur, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde ekilen pamuğun Çin tarafından dünyaya pazarlandığına işaret ederek "Bugün herkesin giydiği kıyafette belki de orada yetişen pamuktan mevcut. Ancak yapılan insan hakları ihlali nedeniyle bu pamuğa kan bulaşmış durumda." dedi.

 

 

 

- Ülkede sanayi üretimi, temmuzda yüzde 0,8 ile beklentilerin üzerinde geriledi
- ING Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski:
- "Kovid-19'un başlangıcından bu yana üç yıl geçmesine rağmen sanayi üretimi şu anda pandemi öncesi seviyenin yüzde 7'den fazla altında"
 

BERLİN (AA) - Almanya'da sanayi üretimi, tüketim malları üretimindeki gerileme nedeniyle temmuzda yüzde 0,8 ile beklentilerin üzerinde azalış kaydederek, düşüşünü art arda üçüncü aya taşıdı.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), sanayi üretimine ilişkin temmuz ayı geçici verilerini açıkladı.

Buna göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, temmuzda bir önceki aya kıyasla yüzde 0,8 düştü. Piyasalarda sanayi üretimine ilişkin beklenti yüzde 0,5 düşmesi yönündeydi. Böylece ülkede sanayi üretimi aylık art arda düşüşünü üçüncü aya taşıdı.

 

Aylık yüzde 1,5 düşüş olarak açıklanan haziran ayı sanayi üretimi verisi de yüzde 1,4 düşüş olarak revize edildi.

Veriler, temmuzda hazirana göre enerji ve inşaat hariç sanayi üretiminin yüzde 1,8 azaldığını ortaya koydu.

Söz konusu dönemde ara malı üretimi yüzde 0,7, sermaye malı üretimi yüzde 2,9 ve tüketim malları üretimi yüzde 1 düştü.

Buna karşın, enerji üretiminde yüzde 2,2 ve inşaatta ise yüzde 2,6 artış kaydedildi.

Destatis açıklamasında, enerji yoğun sanayi kollarında da temmuzda üretimin haziran ayına göre yüzde 6 ve Temmuz 2022’ye göre ise yüzde 11,4 azaldığı belirtildi.

 

- "Toparlanma henüz ufukta görünmüyor."

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Temmuz ayında önemli bir sektör olan motorlu taşıtlar ve yedek parçaları alanında üretim yüzde 9,4 ile önemli oranda düşerken, yine ekonomi için önemli olan makine mühendisliği sektöründe de üretim yüzde 1,6 geriledi.” denildi.

Bu nedenle sanayi üretiminde zayıflığın yılın üçüncü çeyreğinin başında devam ettiği belirtilen açıklamada, “Şirketlerin iş ve ihracat beklentilerinin ciddi biçimde bulanık olması ve siparişlerdeki zayıf ilerleme göz önüne alındığında, sanayi üretiminde gözle görülür bir toparlanma henüz ufukta görünmüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

 

- "Sanayi üretimi şu anda pandemi öncesi seviyenin yüzde 7'den fazla altında"

ING Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, Almanya’da sanayi üretiminin temmuzda art arda üçüncü kez düştüğünü belirterek, “Bu da Alman ekonomisi için resesyon riskinin arttığına dair daha fazla kanıt sağlıyor. Kovid-19'un başlangıcından bu yana üç yıl geçmesine rağmen sanayi üretimi şu anda pandemi öncesi seviyenin yüzde 7'den fazla altında.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Alman ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösterememişti.

Son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.

Yavaşlayan küresel büyüme, ihracattaki düşüş, yüksek enerji fiyatları sanayi üretimdeki düşüş, tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası da Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 0,5 oranında daralmasını bekliyor.

 
Ekonomi Araştırma Enstitüsü, alışılmışın dışında yüksek enflasyon nedeniyle özel tüketimin bu yıl yüzde 0,5 azalacağını öngördü.

BERLİN (AA) - Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Alman ekonomisinde bu yıl yüzde 0,4’lük düşüş, yüzde 6 enflasyon ve yaklaşık 2,6 milyon işsiz beklediğini bildirdi.

 

Merkezi Münih'te bulunan Ifo, Almanya ekonomisine ilişkin haziran ayında paylaştığı 2023-2024'ü kapsayan büyüme tahminlerinde güncelleme yaptı.

Ifo, bu yıl için gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde eksi 0,4 olarak korunurken, 2024 büyüme beklentisini yüzde 1,5’den 1,4’e düşürdü.

Ifo, ülkede geçen yıl yüzde 6,9 ve ağustosta yüzde 6,1 olan enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 6 olmasını, 2024'te de yüzde 2,6’ya kadar düşmesini bekliyor.

Alışılmışın dışında yüksek enflasyon nedeniyle özel tüketimin bu yıl yüzde 0,5 azalacağı öngörüsüne yer verilen Ifo raporunda, özel tüketimin 2024'te ise yüzde 1,8 artacağı öngörüldü.

Raporda, ülkede işsiz sayısının bu yıl geçen yıla göre 100 binden fazla artarak 2 milyon 418 binden 2 milyon 591 bine yükseleceği ve gelecek yıl tekrar 2 milyon 582 bine düşeceği tahmin edildi.

İşsizlik oranının 2023'te yüzde 5,6 ve 2024'te ise yine yüzde 5,6 olacağı öngörüsüne yer verilen raporda, istihdam edilen kişi sayısının da bu yıl 45,59 milyondan 45,92 milyona ve 2024'te de 46,04 milyona yükseleceği tahmin edildi.

 

Ifo, Alman kamu sektörünün geçen yıl 96,9 milyar avro olan bütçe açığının, bu yıl 91,5 milyar avroya ve gelecek yıl 79,6 milyar avroya gerilemesini bekliyor.

Raporda, geçen yıl 145 milyar avro olan ülkenin cari işlemler fazlasının bu yıl 263,8 milyar avroya yükseleceği öngörülürken, söz konusu fazlanın 2024'te 301,5 milyar avroya ulaşması beklendiği kaydedildi.

Ifo’nun sonbahar tahminlerinde, hem bu yıl hem de gelecek yıl için enflasyon ve işsizlik konusunda haziran ayına göre biraz daha kötümser olması dikkati çekti.

Ifo İş Döngüsü Araştırma ve Ekonomik Tahmin Müdürü Timo Wollmershaeuser, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Şimdiye kadarki beklentilerin aksine, ekonomide toparlanma muhtemelen yılın ikinci yarısında gerçekleşmeyecek. Ekonomide yavaşlama devam ediyor ve bu eğilim neredeyse tüm sektörlerde görülüyor.” dedi.

 

Wollmershaeuser, harcanabilir hane halkı gelirindeki artışın güçlü kalacağını belirterek, “Enflasyon oranının yavaş yavaş düşmesi de satın alma gücünde de artışa yol açacak.” dedi.

Öte yandan, Alman ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösterememişti.

Son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.

Yavaşlayan küresel büyüme, ihracattaki düşüş, yüksek enerji fiyatları sanayi üretimdeki düşüş, tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası da Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 0,5 oranında daralmasını bekliyor.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, otomotiv pazarında oyunun kurallarının yeniden yazıldığını belirterek, Alman otomobil üreticilerini belli pazarlara "bağımlılığın azaltılması" konusunda uyardı.

Almanya’nın Münih kentindeki Münih Uluslararası Otomobil Fuarı’nda (IAA Mobility 2023) yaptığı konuşmada tüm sektörlerde olduğu gibi teknoloji ve küresel ekonomide son gelişmelerin Alman otomotiv sektörünün gelecekte küresel bir rol oynayıp oynayamayacağı ve nasıl oynayacağı sorusunu ortaya çıkardığını söyledi.

 

Otomotiv pazarında oyunun kurallarının yeniden yazıldığını belirten Baerbock, "Bu aynı zamanda eski hatalardan ders çıkarmak, bireysel pazarlara olan bağımlılığı azaltmak ve iklim nötr hareketlilikte lider olmak için de bir fırsat. Katma değerin büyük bir kısmını otomotiv sektörünün oluşturduğu ülkemiz için bu sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda bir güvenlik sorunudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada, Almanya'da 1 milyondan fazla istihdam, otomobil sektörüyle ilgili işlerden sağlanıyor.

Çin, son 7 yıldır Almanya'nın en büyük ticaret ortağı olurken, Alman kamuoyu son dönemde Rusya'ya olan enerji bağımlılığının "enerji kriziyle" sonuçlanması nedeniyle Çin'e olan ekonomik bağımlılığı tartışıyor.

Almanya'nın Çin'e bağımlılığı, dış ticaret, tedarik zincirleri veya "büyük pazar" konusunda dikkati çekiyor. Elektrikli otomobiller için önemi giderek artan lityum bataryalar ve nadir toprak elementler gibi ham maddelerde Almanya'nın Çin'e "güçlü bir ithalat bağımlılığı" olduğu görülüyor.

 

Çin, başta Alman otomobil üreticileri olmak üzere Alman şirketleri için hem satış hem de büyüme açısından büyük önem taşıyor. Alman şirketleri, küresel pazar için Çin'deki en son teknolojileri geliştiriyor ve test ediyor.

Alman Sanayi Federasyonu’nun (BDI) analizine göre, Almanya’ya ithal edilen tüm nadir elementlerin yaklaşık yüzde 94'ün Çin’den geliyor. Diğer kritik ham maddeler için de benzer şekilde Almanya Çin’e büyük bağımlılık yaşıyor.

Bazı Alman şirketlerinin kazançlarının büyük bir bölümünün Çin’den gelmesi de dikkati çekiyor. Alman otomobil üreticileri VW, Mercedes ve BMW'nin gelirlerinin yüzde 30’dan fazlası Çin’den geliyor.

 

BERLİN (AA) - Japonya ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde beklenenden zayıf sermaye harcamaları nedeniyle tahminlerden daha az büyüme gösterdi.

Japonya Kabine Ofisi verilerine göre, ülke ekonomisi, nisan-haziran döneminde yurt dışından talebin artışıyla bir önceki çeyreğe kıyasla yıllık yüzde 4,8 büyüdü.

 

Temmuzda öncü verilerle Japon ekonomisinin yüzde 6'lık büyüdüğü öngörülmüştü. Nihai veri, ekonomistlerin yüzde 5,6'lık büyüme tahmininin oldukça altında gerçekleşti.

ABD ve Çin'den sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin büyümesine, kısmen yenin dolara karşı zayıflığı nedeniyle güçlü otomobil ihracatı ve turizmde Kovid-19 pandemi sonrası yaşanan toparlanma katkı sundu.

 

İç talebin zayıf kalarak yüzde 2,2 oranında düşmesi nedeniyle özel tüketim ikinci çeyrekte yavaşladı.

Revize edilen rakamlar, sermaye harcamalarının ikinci çeyrekte yüzde 1 düştüğünü gösterdi.

 
- Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO):
-"Bu yıl küresel tahıl üretimi bir önceki tahmin olan 2,819 milyar tondan hafif bir düşüşle 2,815 milyar tona ulaşacak"
 

BERLİN (AA) - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının, bitkisel yağlar, et, tahıl ve süt ürünlerindeki düşüşün etkisiyle ağustosta Mart 2021'den beri en düşük seviyesine indiğini duyurdu.

FAO'dan yapılan açıklamaya göre, gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ağustosta bir önceki aya kıyasla yüzde 1,2 düşerek 121,4 puan oldu. Endeks, Mart 2021'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından Mart 2022'deki rekor seviyesinden yaklaşık yüzde 24 gerileyen endeks, savaşla birlikte 159,7 puana ulaşarak rekor kırmıştı.

Bu arada, yüzde 123,9 puan olarak açıklanan temmuz ayı FAO Gıda Fiyat Endeksi verisi de 124 puan olarak revize edildi.

 

FAO, dünyanın en büyük pirinç ihracatçısı Hindistan'ın bazı yurt dışı tahıl satışlarını yasaklamasının ardından küresel pirinç fiyatlarının ağustosta 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını duyurdu.

Küresel gıda fiyatlarının ağustosta hafiflemesine karşın, pirinç fiyatlarının önceki aya göre yüzde 9,8 arttığını bildiren FAO, bu durumun "Hindistan'ın Indica beyaz pirinç ihracatına getirdiği yasağın ardından ticari aksaklıkları yansıttığını" vurguladı.

Küresel gıda fiyatlarının ağustosta bitkisel yağlar, süt ürünleri ve tahıllar öncülüğünde düşüş göstermesi dikkati çekti. Bu ürünlerdeki düşüş pirinç ve şekerdeki artışları dengeledi.

Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, aylık ayçiçeği yağlarının küresel fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 3,1 geriledi. Ayçiçek yağı fiyatları, küresel ithalat talebinin zayıflaması ve büyük ihracatçılardan gelen bol arzın etkisiyle ağustosta yaklaşık yüzde 8 düştü.

Tahıl Fiyat Endeksi, buğday fiyatlarının kuzey yarımküredeki hasat nedeniyle düşmesiyle temmuza göre yüzde 0,7 geriledi.

 

Şeker endeksi ağustos ayında aylık bazda yüzde 1,3 artarak El Nino hava koşullarının küresel üretim üzerindeki etkisine dair endişelerin desteğiyle bir önceki yılın yüzde 34 üzerine çıktı.

Aynı dönemde FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan arz bolluğu etkisiyle yüzde 4 gerileyerek düşüşünü sekizinci aya taşıdı.

Et Fiyat Endeksi de ağustosta yüzde 3 düştü.

FAO, küresel üretim, tüketim, ticaret ve stok eğilimlerine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Tahıl Arz ve Talep Özeti Raporu'nu da yayımladı. FAO, bu yıl küresel tahıl üretiminin bir önceki tahmin olan 2,819 milyar tondan hafif bir düşüşle 2,815 milyar tona ulaşacağını tahmininde bulundu.

KÖLN (AA) - Almanya'da kundaklama sonucu çıktığından şüphelenilen yangın sebebiyle başkent Berlin ile Hamburg arasındaki çok sayıda hızlı tren seferinin iptal edildiği bildirildi.

Alman Demiryollarından (DB) yapılan açıklamada, dün gece Hamburg bölgesinde bulunan rayların kablo şaftlarındaki yangın nedeniyle Berlin-Hamburg seferlerinin gerçekleştirilemediği, olayın kundaklama sonucu yaşandığından yola çıkılarak incelemenin sürdürüldüğü belirtildi.

 

Açıklamada, hatta uzun mesafeli hızlı tren seferlerinin yapılamaması nedeniyle bazılarının alternatif güzergahlara kaydırıldığı, bunun da ulaşımda ciddi aksamalara yol açtığı kaydedildi.

Hamburg İtfaiye Teşkilatı, kundaklama sonucu çıktığı tahmin edilen yangın sonrası DB altyapısının sinyalizasyon ve iletişim teknolojilerinin zarar gördüğünü, detaylı incelemenin sürdüğünü bildirdi.

 
Türkiye ve Suriye’deki depremin ardından yetim kalan çocuklara dikkati çekmek amacıyla Almanya Federal Meclis önünde 75 metrelik sembolik sofra kuruldu. Islamic Relief yardım kuruluşu sözcüsü Sevgi Kulanoğlu, organizasyona ilişkin bilgiler verdi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sağlık sektörü çalışanları, Almanya'nın başkenti Berlin'de ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle protesto gösterisi düzenledi. Sağlık Bakanı Karl Lauterbach'ı, hükümetin sağlık reformu planlarını ve kemer sıkma önlemlerini eleştiren pankartlar taşıdılar.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BERLİN (AA) - Almanya’da "Son Kuşak" (Letzte Genration) adlı çevre grubu 13 Eylül Çarşamba gününden itibaren sürekli eylemler düzenleyeceği bildirildi.

Çevre grubunun sözcülerinden Clara Hinrichs, Berlin'deki Başbakanlık Binası’nın önünde grup üyeleriyle basın toplantısı düzenledi.

Hinrichs, Almanya’da fosil enerjiye yatırımın sürdüğünü, yenilenebilir enerjiye yatırımın ise ertelendiğini belirtti.

Hükümetin yenilenebilir enerjiye yatırım konusunda dürüst olmadığını savunan Hinrichs, “Biz hükümetten gerekli olan şeyleri yapmasını talep ediyoruz." dedi.

Hinrichs, Almanya'da fosil hammadde kullanımının 2030 yılına kadar sona ermesini beklediklerini ifade etti.

 

 

- Değişim olana kadar Berlin'den ayrılmayacağız

Bu talebe dikkati çekmek için “Son Kuşak” grubunun 13 Eylül’den itibaren Berlin’de sürekli eylemler düzenleyeceğini aktaran Hinrichs, “Buraya bir dönüm noktası başlatmak için geliyoruz." dedi.

13 Eylül’de Almanya genelinden grup üyelerinin protesto yürüyüşü yapmak için Berlin’e geleceğini ifade eden Hinrichs, “Planımız, Berlin'de olduğumuzu göstermek. Hükümetin kapısının önünde, bu şehirde bir şeyleri harekete geçirmek için yola çıktığımızı kimse görmezden gelemeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Hinrichs, 15 Eylül’de başka bir çevre grubu “Fridays for Future” hareketinin düzenleyeceği gösteriye katılacakları, 18 Eylül’den itibaren de Berlin'de caddeleri trafiğe kapatmaya başlayacakları bilgisini paylaşarak, “Değişim başladığında protestomuz sona erecek.” ifadesini kullandı.

Almanya’da meydana gelen çevre olaylarına da işaret eden Hinrichs, “Sel, fırtına, tenis topu büyüklüğünde dolunun Bavyera'da yere düştüğü aşırı hava olaylarının yaşandığı bir yazın ardından protestomuz daha yoğun ve hiç olmadığı kadar güçlü olacak. Siyasi değişim gelene kadar Berlin'den ayrılmayacağız.” şeklinde konuştu.

Toplantıya katılan "Son Kuşak" üyesi jeolog Prof. Dr. Nikolaus Froitzheim ise siyasetçilerin sürekli olarak gerçekleri reddettiğini belirterek, “Saldığımız her ton karbondioksit ile iklim sisteminin çökme olasılığı artıyor. Acil olarak petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtlardan ayrılmalıyız.” dedi.

Froitzheim, bu fosil yakıtların kullanımının 2045’e kadar değil 2030’a kadar sonlandırılması gerektiğini ifade ederek, Başbakan Olaf Scholz’un kapsamlı bir değişime gidilmesine ihtiyaç duyulduğunu bildiğini ancak popüler olmayan bu gerçeği söylemeye cesaret edemediğini savundu.

 

- Gruba yönelik operasyon düzenlenmişti

Almanya'da hükümetin iklim değişimine karşı yeteri kadar mücadele etmediğini savunan "Son Kuşak" adlı çevre hareketi, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla ülkenin çeşitli kentlerinde ellerini caddelere yapıştırarak protesto gösterileri düzenliyor.

Bu şekilde trafiği engelleyen grup üyelerine araç sürücüleri tepki gösteriyor. Bazı bölgelerde sürücüler çevrecilere şiddet uyguluyor.

Bavyera polisi 24 Mayıs'ta çevreci gruba operasyon düzenlemiş ve 7 eyalette, 15 mekanda arama yapmıştı. 22 ila 28 yaşları arasında 7 çevreci grup üyesi hakkında soruşturma başlatılmış, bu kişiler "suç örgütü kurmak ve suç örgütüne yardım etmek", 2 şüpheli de "Ingolstadt'ta bir petrol boru hattına sabotaj yapmakla" suçlanmıştı.

Aktivistler daha önce de müzelerde sergilenen eserlere ellerini yapıştırmış, tablolara domates çorbası ve patates püresi fırlatmakla gündeme gelmişti.