Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Ausburg kenti yakınlarındaki Langweid bölgesinde 64 yaşındaki kişi, oturduğu binada yaşayan 3 komşusunu silahla öldürdü, diğer binadaki 2 kişiyi ağır yaraladı.

Polis tarafından yapılan açıklamada, Schubert Caddesi'ndeki binada dün akşam meydana gelen silahlı saldırıda, 49 ve 72 yaşlarında iki kadın ile 52 yaşındaki erkeğin yaşamını yitirdiği kaydedildi.

 

Saldırganın daha sonra Hochvogel Caddesi'nde diğer binaya gittiği ve ateşli silahla 32 ve 44 yaşındaki iki kişiyi yaraladığı belirtilen açıklamada, tedavi altına alınan yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi.

Saldırganın ve ölenlerin aynı binada oturduğu aktarılan açıklamada, ilk edinilen bilgilere göre, olayın komşular arasındaki mahalle anlaşmazlığından kaynaklandığının sanıldığı ifade edildi.

 

Açıklamada, saldırının ardından aracıyla olay yerinden ayrılan 64 yaşındaki zanlının, polis tarafından gözaltına alındığı belirtildi.

IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik Murk Firmasını ziyaret ederek yönetim Kurulu Başkanı Johannes Murk ile görüştü.

 

Başkan Murk çalışmalar hakkında bilgi vererek Türk Toplumuna muhabbetlerini belirterek selamlarının iletilmesi temennisinde bulundu.

Kuzey Bavyera’da yaşayan onbinlerce Türk’ün uzun yıllardan bu yana gelinlik ve herçeşit giysi tedariki için uğradıkları Murk firması “Türk Müşterilerimizi hiç unutmadık” dedi.
 
Wachenroth şehrindeki Murk Firması’nın Yönetim Kurulu Başkanı Johannes Murk, Ayhaber’e verdiği demeçte, “Türk müşterilerimiz ile uzun yıllara dayanan bir müşteri ilişkimiz var. Kendilerininin Murk ürünlerine ne kadar önem verdiklerini çok yakından biliyor ve onlar ile yakın bir gelecekte beraber olacağımız için çok seviniyorum. Çünkü Murk firması hiç bir zaman müşterisini unutmaz ve kalitesinden memun olanların sayısının artmasından memnunluk duyar” dedi.
 

Bilindiği gibi cevrede yaşayan Türkler özellikle hafta sonları Murk firmasina gelerek alışveriş yaparlarken modayı da pandemi öncesi yakından takip ederlerdi.
 
 
 
 

E-Autos sind ein wichtiger Baustein hin zur klimaneutralen Zukunft ohne
Verbrennermotoren. Um auch die Umstellung im Taxigewerbe voranzutreiben,
ist nun ein Schnellladepunkt in der Rottendorfer Straße für Taxifahrer
reserviert.

„Mit der ersten exklusiven E-Taxi-Ladestation in Würzburg tragen wir
dazu bei, den Umstieg auf Elektromobilität für alle Taxifahrer zu
erleichtern“, so Oberbürgermeister Christian Schuchardt. Bürgermeister
Martin Heilig dankte Michael Engelhardt von der Taxi Würzburg eG für die
Initiative zu dem innovativen Projekt.

Die von der WVV errichtete Schnellladestation wurde von der Stadt
Würzburg zu 50% bezuschusst und war bisher für alle elektrischen
Fahrzeuge öffentlich zugänglich. Da nun die ersten E-Taxis zugelassen
sind, ist einer der beiden Schnellladepunkte nun ausschließlich für
Taxifahrer nutzbar, die zwischen ihren Fahrten ihr Taxi in nur rund 20
Minuten für die Weiterfahrt aufladen können. Damit dies auch attraktiv
ist, gibt es für E-Taxis einen exklusiven vergünstigten Ladepreis. Dafür
stellt die WVV den E-Taxlern eine Ladekarte zur Verfügung.

“Mit der Sicherheit, das E-Taxi stets aufladen zu können und dem
attraktiven Ladepreis schaffen wir überzeugende Argumente den Verbrenner
durch das E-Auto zu ersetzen. Dadurch erhoffen wir uns einen Aufschwung
der Elektromobilität in der Würzburger Taxibranche ”, freut sich
Bürgermeister Martin Heilig.

Erhöht sich die Anzahl an E-Taxen in Würzburg, so wird auch der zweite
Schnellladepunkt künftig als Taxistellplatz ausgewiesen.

Aber auch für alle anderen E-Mobilisten wird es in Zukunft viele
Schnelllademöglichkeiten geben – bis Ende 2024 wird die WVV weitere 24
Schnellladepunkte in Würzburg errichten.

Uzun yıllardan beri Türk Toplumu'nun uğrak yerlerlerinden biri olan ünlü giyim mağazası Murk büyük yaz ucuzluğu haberini vererek “Tatil öncesi Türk hemşerilerimizi bilgilendiriyoruz” dedi.

 

Murk İşletmeleri Genel Müdürü Johannes Murk Ayhaber üzerinden bölgede yaşayan Türklere seslenirken, “Türk toplumunun hem kaliteli, hem de uygun fiyat aradığını biliyorum. Yılın belirli dönemlerinde yaptığımız ucuzluk yanında bu yıl firma içi tadilat için de bir çok ürünün fiyatını %20, %30, %40 ve %50 oranlarında ucuzlattık. Türk Hemşerilerimizin tatil öncesi hediyeliklerini anavatana götürmek için çok önemli bir fırsat sunuyoruz” şeklinde konuştu.

 

Murk Giyim Mağazası Genel Merkezi A3 otoyolu üzerinde ve Wachenroth kasabasında bulunuyor.

 

Murk GmbH & Co. KG

Anton-Murk-Str. 2

96193 Wachenroth

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rund 30 Schülerinnen und Schüler des Johannes-Nepomuk-Gymnasiums Rohr haben an der ersten Bildungsfahrt des Regionalmanagements des Landkreises Kelheim zu den MINT-Labs nach Regensburg teilgenommen. In den MINT-Labs haben die Jugendlichen Ende Juli einen kostenlosen Kurs zum Thema 3D-Druck erhalten. Vor Ort verwirklichten sie mit modernster Software kreative Projekte. So konnten sie beispielsweise eine eigene 3D-Raumstation oder einen eigenen Schriftzug entwerfen und drucken.

 

„Die Schülerinnen und Schüler freuten sich sehr und waren gespannt darauf, die 3D-Modellierung selbst ausprobieren zu dürfen.“ 

Tanja Schwingshärl, Fachleitung B/C, JNG Rohr

 

Das Regionalmanagement des Landkreises Kelheim organisiert die MINT-Bildungsfahrten. Das Angebot richtet sich an die neunten und zehnten Jahrgangsstufen weiterführender Schulen. Regionalmanagerin Antonia Kohlbecher möchte somit Schülern, die in Bezug auf die Berufswahl noch unentschlossen sind, einen wichtigen Impuls geben.

 

„Mit den MINT-Bildungsfahrten möchten wir das Interesse von Schülerinnen und Schülern an den Bereichen Mathematik, Informatik, Naturwissenschaft und Technik, sowie Energie- und Umweltthemen wecken. Ebenso möchten wir ihnen die beruflichen Möglichkeiten, die sich hinter dem sogenannten MINT-Bereich erstrecken, aufzeigen. Dadurch erhoffen wir uns langfristig gesehen einen positiven Effekt auf die Fachkräftesituation in diesem Bereich.“

Antonia Kohlbecher, Regionalmanagerin Landkreis Kelheim

 

Die MINT-Bildungsfahrten des Landkreises Kelheim sind Teil eines vom Bayerischen Staatsministerium für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie geförderten Projektes, welches sich gebündelt handwerklich-technischen und berufsorientierten Themen widmet.

Eine künftige Bildungsfahrt wird Schülerinnen und Schüler auch in die Experimentierwerkstatt nach Langquaid bringen. Im Sinne der Chancengleichheit wird auch hier das Los zwischen den interessierten Schulen entscheiden.

Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği (ATİB) 26. Dönem Genel Merkez Yönetimi, bölge teşkilatları ziyaretlerini sürdürüyor. İmam Cengiz Genel Başkanlığındaki ATİB yeni yönetimi (MYK), aldığı ilk kararlardan biri olan; teşkilatları mahallinde ziyaret etme kararının ikincisi ATİB Güney Almanya teşkilatlarından Salach kentinde gerçekleştirildi.


ATİB Baden-Württemberg (Ba-Wü) Bölgesi Genişletilmiş Bölge Toplantısını ATİB Salach Türk Kültür Derneği’nde yol arkadaşlarından ATİB Genel Sekreteri Özlem Başöz, ATİB Eğitim Koordinatörü Melda Bazeyit, ATİB Gençlik’ten Nisa Ulusoy, ATİB Basın Yayın ve Sosyal Medya Sorumlusu Muhsin Ceylan ile ATİB Danışma ve İstişare Kurlu Üyesi Dursun Cavuş’la ziyaret gerçekleştiren Genel Başkan İmam Cengiz, Salach Dernek Başkanı Yasin Bilici‘nin ev sahipliğinde Plochingen, Göppingen, Herrenberg ve Horb teşkilatı başkanları ve yönetim kurulu üyeleriyle biraraya geldi.

 

Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısının ilk günü, ev sahibi Salach Dernek Başkanı Yasin Bilici‘nin selamlama, ATİB Baden Württemberg Bölge Başkanı Murat Bayezit’in açılış konuşmasının akabinde, ATİB Kurucularından ve bölgenin dernek hizmetleriyle tanınmış simalarından İlyas Çimen’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. 

ATİB 26. Dönem MYK’sının Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısı, Genel Başkan İmam Cengiz’in, Almanya merkezli Avrupa Türklerinin yaşadıkları ülkelerdeki durumları ve ATİB’in olaylara yaklaşımları hakkında yaptığı genel bir değerlendirme konuşmasının ardından, Genel Sekreter Özlem Başöz’ün ’’Göçmen toplumunda STK’ların konumu ve önemi’’ başlıkla devam ederken, ATİB Eğitim Koordinatörü Melda Bayezit’in ’’Kültürel değerlerin aktarılmasında eğitim çalışmaları’’ ve  Muhsin Ceylan’ın da ’’Almanya’nın ‘Yeni Yerlileri’ bizlerin medyadaki resmi’’ başlıklı konuşmalarıyla devam etti.

Dernek başkanları ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarının çalışmaları hakkında paylaşımlar yaptıkları Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısında, her derneğin bölgesindeki insanların ihtiyaçlarına göre daha geniş nasıl bir hizmet götürebilme ortak yolları konuşulup tartışılarak, fikir alışverişinde bulunuldu.

 

’’SADECE ZİYARET EDİLEN DEĞİL, ZİYARET EDEN DE OLMAK İSTİYORUZ’’

ATİB 26. Dönem MYK’sının Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısıyla ilgili bir açıklama yapan Genel Sekreter Özlem Başöz, ’’ATİB olarak, mahallerinde büyük özveriyle hizmet veren teşkilatlarımızı bizzat yerinde görüp, çalışmaların her türlü yükünü taşıyan, faaliyetleri gerçekleştiren yönetim kurullarımızın değerli üyeleri ve derneğimizdeki simalarla tanışmak, dernekçiliği yaşatmanın her türlü bedeline katlanan yol arkadaşlarımızı  görüp ortak yol haritası için istişare yolculuğumuzun ikincisini Salach’da oldukça geniş bir katılımla gerçekleştirdik. Bir gönül hareketi olan ATİB Camiası’nın insan diye derdi olan hizmet aktörlerinin yol kardeşliğinin kelimenin tam manasıyla gerçekleşmesi pratiğe dönüşmesi hedefiyle sadece genel merkezde ziyaret edilen değil, ziyaret eden olma kararımızın  ikincisini hayata geçirdik.’’ derken, ziyaret vesilesi ile ATİB Genel Merkez temsilcilerini ağırlayan ATİB Salach Dernek Başkanı Yasin Bilici ve yönetim kurulu üyeleriyle bölgeden gelen teşkilat temsilcilerine katılımlarından dolayı teşekkür etti.

ATİB Genel Merkez ziyaret ekibine yönetim kurulları adına çalışmaları hakkında ve yaz tatili sonrası faaliyet planlarıyla ilgili bilgilendirmelerde bulunan ATİB 26. Dönem MYK’sının Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısı katılımcısı bölge dernek idarecileri, Korona salgınının da etkili olduğu uzun bir görüşme kesintisinin kendilerine yapılan bu istişare ziyaretiyle son bulduğu ve bunu gerçekleştiren ve de gelenek haline dönüştürmek isteyen ATİB Genel Merkezi temsilcilerini aralarında görmekten duydukları memnuniyeti ifade ederken, daha yoğun dirsek temasıyla ortak çalışmalarla ilgili Genel Merkez’den geniş katılımlı istişare toplantıları uygulamasının bölge çaplı ilkine ev sahipliği yapmanın mutluğunu yaşadıklarını kaydederek, bu tür ziyaretlerin gelecekteki ATİB Camiası açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekip, karar sahibi ATİB 26. Dönem MYK üyelerine teşekkürlerini aktardılar.

Almanya Güney Bölgesine inen ATİB Genel Merkez Heyeti’nin Ba-Wü Genişletilmiş Bölge toplantısının ilk gün buluşması yine İlyas Çimen’in okuduğu Asr Suresiyle sona ererken, Merkez Heyet, bölge ziyaretin ikinci gününde de, ATİB Göppingen Türk Kültür Derneği ve ATİB Kornwestheim Kültür ve Spor Derneği’ni ziyaret ederek, başkanlar ve yönetim kurulu üyelerinin yanısıra dernek üyelerinden sosyal, kültürel ve bilhassa eğitim çalışmaları hakkında bilgi alırken, bu çalışmalara genel merkez olarak katkılar konusunda fikir alış verişinde bulundu. 

 

Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılı münasebetiyle, 17-18 Temmuz 2023 tarihlerinde Türk Tarih Kurumu; Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu; Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı iş birliğiyle “100. Yılında Lozan Barış Antlaşması Uluslararası Sempozyumu” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. Sempozyum’un açış programı 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kurtuluş Savaşı Müzesinde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan açış programında Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir ALPASLAN, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet YILDIZ, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Büyükelçi Prof. Dr. Derya ÖRS, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yüksel ÖZGEN konuşmacı olarak yer aldı.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir ALPASLAN, yaptığı konuşmada, “Her yıl Lozan üzerinde ciddi tartışmalar yaşanmakta. Bunun doğru yolu değerli, çok kıymetli hocalarımızın konuyu enine boyuna değerlendirerek, bilimsel çerçevede tartışarak, edilen sonuçları kamuoyunun bilgilerine sunması.” olduğunu belirtti. ALPASLAN, ayrıca, 1. Meclis binasının ülkenin kuruluşu, kurtuluşu için kutsal bir mekân olduğunu ifade etti.

 

 

Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet YILDIZ, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna karşı yüzyıllarca planlanan ve Sevr Antlaşması ile başarıya ulaştığı tasavvur edilen büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını, yani, Sevr’in yıkılışını simgelemektedir.” dedi.

Açılış programının, Millî Mücadeleyi yürüten ve Lozan Barış Antlaşması’nı onaylayan Gazi Meclisi’nin ilk binasında yapılmasının önemine dikkati çeken Yıldız, “Türk milleti, kendisine Sevr ile biçilen kadere boyun eğmeyerek, vatan toprağını korumak için yürüttüğü cansiperane savunmanın sonucunda masaya galip bir ülke olarak oturmayı başarmıştır.” ifadesini kullandı.

 

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Derya ÖRS, Kurtuluş Savaşı Müzesi olan 1. Meclis binasında düzenlenen açış töreninde yaptığı konuşmada, Lozan Barış Antlaşması’nın, “Milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır” ilkesinden hareketle Millî Mücadele’yi başlatan; vatanına, devletine ve bayrağına kastedilmiş bir milleti yeniden ayağa kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran kahraman asker, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz vizyonu ve büyük mücadelesinin sonunda imzalandığını söyledi.

 

 

 

 Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Yüksel ÖZGEN ise Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmış olduğu masanın 1. Meclis binasında sergilendiğini hatırlatarak açış programının bu binada yapılmasının tarihsel hafıza bakımından önemli olduğunu belirtti.  Lozan Barış Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu antlaşması olduğunu dile getiren Özgen, Sempozyum’un devamı olarak 24 Temmuz 2023’te, antlaşmanın imzalandığı İsviçre’nin Lozan şehrinde bir panel düzenleyeceklerini de bildirdi.

 

 

 

 

Açış programının ardından Türk Tarih Kurumu Konferans ve toplantı salonlarında paralel oturumlar gerçekleştirildi. Toplam 8 oturumlu sempozyumda alanında uzman 31 araştırmacı bildirilerini sundu. Söz konusu bildirilerde Lozan Barış Konferansı’nda Türk Delegasyonu’nun kimlerden oluştuğu, hangi koşullarda ve nasıl seçildiği, diplomasi hamleleri, Lozan Barış Antlaşması’nın yurt dışında nasıl değerlendirildiği ve basına nasıl yansıdığı; okul kitaplarında nasıl yer aldığı, Antlaşma kapsamında azınlık meselesinin boyutları ve Türk hukuk sistemine etkisi gibi konular işlendi. Dinleyicilerin de soru ve yorumlarıyla katkı sunduğu Sempozyum’un sonunda, Prof. Dr. Yüksel ÖZGEN’in Prof. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN, Büyükelçi Armağan İnci ERSOY ve Büyükelçi Burcu ÇEVİK’in katılımıyla bir değerlendirme oturumu gerçekleştirildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete aşırı sağcı AfD’nin Thüringen eyaletine bağlı Sonneberg kaymakamlığını kazanması üzerine bir açıklama yaptı. Ali Mete açıklamasında “Sonneberg bir uyarı değildir, aksine, hiç olmaması gerekirdi. Bu sonuç hep sağa oynayan siyasetçilerin hâlâ meseleyi anlamadığını gösteriyor.” dedi. Ali Mete açıklamasında şunları söyledi:

 

Auch in diesem Jahr gibt die Stadt Würzburg einen Immobilienmarktbericht heraus. Der Immobilienmarktbericht wie auch der Immo-Kompass 2022 sind nun erschienen und geben einen detaillierten Überblick darüber, wie hoch Immobilien im letzten Jahr in Würzburg gehandelt wurden.

 

„Wer sich als Eigentümer oder Kaufinteressent über den Würzburger Immobilienmarkt informieren möchte, kann zwar Preisvergleiche auf gängigen Internetportalen ziehen. Aber sind die dortigen Angebotspreise realistisch?“, sagt Frank Heppner, Leiter des Gutachterausschusses im städtischen Fachbereich Bauen. Realistisch sind die Werte im jährlich erscheinenden „Immo-Kompass“ wie auch dem „Immobilienmarktbericht". Denn Basis dieser umfangreichen Daten- und Verkaufszahlensammlung sind über 1.100 abgeschlossene Kaufverträge, die von der Geschäftsstelle Gutachterausschuss fachkundig und anonymisiert mit Hilfe von Fragebögen ausgewertet wurden. Herausgeber der beiden Druckwerke ist die Geschäftsstelle Gutachterausschuss für Grundstückswerte der Stadt Würzburg.

Der im Juli erschienene „Immo-Kompass 2022“ stellt die im Durchschnitt gezahlten Kaufpreise von Häusern, Wohnungen und Grundstücken transparent dar, um die eigenen Wertvorstellungen zu plausibilisieren. Er dient damit, leicht lesbar und erklärend, als wertvolle Orientierungshilfe.

Der „Immo-Kompass 2022“ kann ebenso wie der jährlich erscheinende „Immobilienmarktbericht 2022“ über das Portal www.boris-bayern.de gegen eine Gebühr als PDF-Datei erworben werden. Wer ein gedrucktes Exemplar erwerben möchten, kann dies über die Geschäftsstelle des Gutachterausschusses tun (Veitshöchheimer Str. 1, 97070 Würzburg): Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!, Tel.: 0931/37-3309.

 

Tätigkeit des Gutachterausschusses

Gutachterausschüsse wurden mit Einführung des Bundesbaugesetzes 1960 verankert. Eine der Hauptaufgaben besteht darin, die Transparenz am Grundstücksmarkt zu gewährleisten und damit Spekulationsblasen entgegenzuwirken. Sie sind neutrale, selbstständige und nicht an Weisungen gebundene Gremien und ihre Mitglieder sind ausgewiesene Experten. Damit wird die hohe Fachkompetenz der Ausschüsse geprägt. Zu den weiteren Aufgaben der Gutachterausschüsse gehören die Erstellung von „gerichtsfesten“ Gutachten z.B. in Erbschafts- oder Scheidungsangelegenheiten, die Festlegung der Bodenrichtwerte sowie das Erteilen von Auskünften aus der umfangreichen Kaufpreissammlung.

 

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann zum Abstimmungsverhalten der Bundesregierung bei der EU-Asylreform: Ampelkoalition verweigert weiter hartnäckig jegliche Maßnahme zur Begrenzung der Migration

 

Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann hat der Bundesregierung vorgeworfen, weiterhin jegliche Maßnahmen zu blockieren, die zu einer Begrenzung der Migration führen. Jüngstes Beispiel sei das Abstimmungsverhalten der Bundesregierung in Brüssel: „Auf der Tagesordnung stand die sogenannte Asyl-Krisenverordnung. Sie soll es den Mitgliedstaaten in eng begrenzten Krisensituationen ermöglichen, vorübergehend die Standards im Asylverfahren und bei Unterbringung und Versorgung von Asylbewerbern zu senken. Das soll nötige Flexibilität in Ausnahmesituationen schaffen, beispielsweise bei der Instrumentalisierung von Migration durch Drittstaaten. Aber die Bundesregierung hat sich quergestellt!“ Für Herrmann passt dieses Abstimmungsverhalten zu einer ganzen Reihe von Entscheidungen und „Nicht-Entscheidungen“ der Bundesregierung, die das Ziel torpedieren, illegale Migration nach Europa und Deutschland zu verringern.

So habe der Bundeskanzler auf der Ministerpräsidentenkonferenz am 10. Mai einen 'zeitnahen Gesetzentwurf versprochen', mit dem wenigstens Georgien und Moldau als sichere Herkunftsländer eingestuft würden. Herrmann: „Das wäre wichtig, um Verfahren zu beschleunigen und klare Signale an die Menschen aus den beiden Länder zu setzen, nicht nach Deutschland zu kommen. Passiert ist bis heute nichts.“

Auf der gleichen Konferenz habe der Kanzler versprochen, Gesetze, die 'Abschiebungen verhindern oder erschweren', an bestimmten Stellen zu ändern. Herrmann: „Das wäre wichtig, um Rückführungen zu beschleunigen und die Arbeit von Ausländerbehörden und Polizei zu vereinfachen. Auch hier Stillstand, von der versprochenen Rückführungsoffensive keine Spur.“ Was die Bundesregierung stattdessen in einem gesetzlichen Hau-Ruck-Verfahren problemlos geschafft habe, ist das seit Jahrzehnten im Aufenthaltsrecht verankerte Ziel zu streichen, Zuwanderung zu steuern und zu begrenzen. „Jetzt ist nur noch von "Steuerung" die Rede.“

Herrmann kreidet der Bundesinnenministerin außerdem an, dass sie zwar im EU-Rat der Justiz- und Innenminister weitreichenden Reformen im EU-Aslyrecht zugestimmt und damit vermeintlich ein starkes Bekenntnis der EU-Staaten zum Prinzip „Humanität und eben auch Ordnung“ abgegeben hat. „Aber unmittelbar nach der Zustimmung kam insbesondere von den Grünen und Teilen der SPD die klare Aussage, dass sie diese Beschlüsse im weiteren Gesetzgebungsverfahren schleifen wollen. Und das jetzige Abstimmungsverhalten zur EU-Krisen-Verordnung bestätigt genau diese Linie: Es bleibt bei Lippenbekenntnissen und Ankündigungen der Bundesinnenministerin. Sie gefährdet dadurch den Abschluss der Reform des Gemeinsamen Europäischen Asylsystems noch in dieser europäischen Legislaturperiode.“

Herrmann kritisiert schließlich auch den Stillstand bei Rückführungsabkommen mit den Herkunftsländern. „Solche Abkommen sind wirksame Instrumente, um illegale Migration nach Europa zu begrenzen und legale Migration, vor allem von Fachkräften, zu verbessern. Die Bundesregierung hat einen eigenen Beauftragten ernannt, der solche Abkommen für Deutschland verhandeln soll. Mir sind auch hier keinerlei Fortschritte bekannt. Es geht nichts weiter.“ Zum Vergleich: Die EU-Kommission habe in kürzester Zeit vor wenigen Tagen ein Migrationsabkommen mit Tunesien abgeschlossen.