Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Der Landkreis Würzburg investiert in den nächsten fünf Jahren über 40 Millionen Euro in seine Förderschulen 

 

Im Juni 2021 entschied sich der Kreistag des Landkreises Würzburg für eine Generalsanierung der Rupert-Egenberger-Schule (RES) in Höchberg. Gut zwei Jahre später fand nun der Spatenstich für das Großprojekt statt. Der Schulstandort soll in den kommenden Jahren im laufenden Betrieb saniert werden. Das Schulgebäude wird erweitert und soll dann ein optimales Lehr- und Lernumfeld bieten. Brandschutz, Barrierefreiheit sowie die energetische und technische Ausstattung werden im Zuge dessen auf den neuesten Stand gebracht. 

 

Zum Spatenstich fanden sich kürzlich mit Landrat Thomas Eberth, den Vertreterinnen und Vertretern des Marktes Höchberg und des Kreistags auch die künftigen Nutzer an der Südseite des Schulhauses ein: Schülerinnen und Schüler, das Lehrerkollegium sowie Vertreter des Elternbeirats kamen zu einer kleinen Feierstunde zusammen.

 

Große Wertschätzung für Kreispolitik und Schulfamilie

 

Der Gesamtleiter der Rupert-Egenberger-Schule Markus Fuchs bedankte sich bei Landrat Thomas Eberth, dem Kreistag als Entscheider-Gremium, den Planern und allen weiteren Beteiligten dafür, dass zur Verwirklichung der Maßnahme weder Geld noch Mühen gescheut wurden. Im Verlauf der Planung seien ihm besonders die große Wertschätzung aufgefallen, die der Arbeit der gesamten Schulfamilie entgegengebracht werde. Alle Beteiligten hätten stets zum Ziel gehabt, dass man mit den Schulgebäuden Orte vorhalte, an denen „junge Menschen stark werden können“. Die Entscheidung, die kleinen Standorte beizubehalten und dem aktuellen dezentralen Modell eben keinen großen zentralen Schulstandort vorzuziehen, sei dabei besonders wichtig gewesen. 

 

Die anstehende Generalsanierung der RES in Höchberg wird auch inhaltlich für Neues genutzt: Gesamtschulleiter Markus Fuchs (Mitte) stellte die neue Fahrradklasse seiner Schule vor. Diese soll im Zuge des Umbaus auch eine eigene Werkstatt mit direkter Zufahrt zum Außenbereich erhalten. Foto: Christian Schuster

 

„Wir starten heute nur mit der Herstellung von Parkplätzen“, erklärte Landrat Thomas Eberth. „Wir geben damit aber auch ein Signal: Der Landkreis Würzburg bekennt sich ganz klar zu den Standorten und dem Konzept der Rupert-Egenberger-Schule.“ Der Spatenstich in Höchberg sei also der Beginn einer Reihe von Maßnahmen, die sich über die nächsten fünf bis sechs Jahre erstrecken werden. 

 

Bauvorhaben von dieser Größenordnung seien natürlich anstrengend für die Anwohner, aber auch für die Schulfamilie selbst. Mit der längst überfälligen Sanierung der Schulen werde der Landkreis aber seiner Aufgabe gerecht, den Schülerinnen und Schülern einen guten Start in eine erfüllte und glückliche Zukunft zu ermöglichen.

 

Landkreis Würzburg investiert rund 40 Millionen Euro in Förderschule

 

Bis Ende 2023 sollen in Höchberg also die Parkflächen südlich des Schulgebäudes ertüchtigt werden. Sobald die Regierung von Unterfranken die Förderung der Sanierung bewilligt hat, sollen die Ausschreibung der weiteren Gewerke beginnen. Während der Sanierung soll die Klassen zeitweise in Container-Klassenzimmer auf den Schulhof ausgelagert werden.

 

Die Generalsanierung des Standorts Höchberg ist aber nur ein Teil der großen Modernisierung der Rupert-Egenberger-Schule, die in den kommenden Jahren stattfinden soll. Als Ersatz für die Standorte in Sommerhausen und Gelchsheim wird ein Neubau in Gaukönigshofen entstehen – die vorbereitenden Arbeiten zum Bau des Gebäudes sind für Anfang 2024 geplant. Die Schülerinnen und Schüler am Standort Veitshöchheim sollen im Jahr 2025 in die Räume der Grundschule Rimpar umziehen. Ende 2022 hatte der Kreistag den Kauf der 2011 energetisch sanierten Matthias-Ehrenfried-Grundschule von der Marktgemeinde Rimpar beschlossen. Insgesamt wird der Landkreis Würzburg mehr als 40 Millionen Euro in seine Förderschul-Standorte investieren.

 

„Wir investieren in die Bildung unsere Kinder und Enkel, also investieren wir in die Zukunft“, zeigte sich Landrat Thomas Eberth zufrieden nach dem obligatorischen Spatenstich und überbrachte die besten Wünschen für eine erfolgreiche Baumaßnahme. 

6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde gerçekleşen deprem nedeniyle Almanya’da yerleşik Türk toplumunun deprem bölgesindeki yakınlarını geçici süreliğine Almanya’ya davet etmelerine yönelik Alman makamları tarafından özel bir vize düzenlemesi yapılmış, bu kapsamda depremden etkilenen 12.000 vatandaşımız vizeden yararlanarak Almanya’ya gelmiştir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi, depremden etkilenerek Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza psikososyal destek sunarak depremin insanlarımız üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını amaçlıyor. Bununla beraber proje Almanya’da yerleşik olan ve deprem bölgesinden yakınları gelen Türk aileleri, depremden etkilenen yakınlarına nasıl yaklaşmaları ve nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirmeyi de amaç ediniyor.

“Birlikte İyileşelim” projesi pilot bölge olarak Berlin’de gerçekleştirilecek ve ardından Almanya’nın diğer şehirlerinde de hayata geçirilebilecek. Proje kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, alanında uzman psikolog ve pedagoglar tarafından aile seminerleri, bilgilendirme toplantıları ile yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere tarihi-kültürel geziler gibi sosyal uyum etkinlikleri hayata geçirilecek. Ailelerle yapılan görüşmelerde psikososyal anlamda ihtiyaçlar tespit edilerek ileriye dönük takipleri yapılabilecek.

Başvuruların hızlı ve kolay bir şekilde alınabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından online bir sayfa hazırlandı ve https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim adresi üzerinden vatandaşlarımızın başvurusuna açıldı.

Sosyal Medya İçerik Örnekleri

  • Deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek, tematik seminerler ile çocuklar ve yetişkinler için sosyal etkinliklerin düzenleneceği "Birlikte İyileşelim" projesine başvurular başladı. Berlin'de düzenlenecek ilk programa vatandaşlarımız online olarak başvurubilir: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek sunuluyor. Berlin’de başlayacak proje için başvurular başladı. Başvuru adresi: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesine deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız ve onları evlerinde ağırlayan Almanya'da yerleşik ailelerimiz başvurabilirler. Online olarak hemen başvurmak için: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız için yetişkinler ve çocuklara yönelik psikososyal destek, tematik etkinlikler ve sosyal programlar düzenlenmektedir.  Online olarak hemen başvurabilirsiniz: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim

 

 

 

 

 

 

Almanya’da 2023-2024 öğretim yılının başlamasıyla birlikte Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cami derneklerinde okula başlayan öğrenciler için “Bed-i Besmele” merasimi geleneği bu yıl da devam etti.

2023-2024 öğretim yılına önce başlayan Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Ahaus, Altenessen, Attendorn, Bad Salzuflen, Bielefeld, Duisburg-Hüttenheim, Duisburg-Rumeln, Duisburg-Untermeiderich, Essen, Essen-Kray, Gelsenkirchen-Horst, Gronau, Halle, Heiligenhaus, Herford, Kreuztal, Lüdenscheid, Mettmann, Monheim, Oberhausen, Oberhausen-Osterfeld, Oberhausen-Tackenberg, Remscheid, Rheinberg, Siegen, Sindorf, Voerde-Möllen, Werdohl ve Wuppertal  şehirlerindeki DİTİB‘e bağlı cami derneklerinde “Bed-i Besmele” merasimleri düzenlendi.

Camilerde düzenlenen “Bed-i Besmele” merasimlerinde Kur’an-ı Kerim ve ilahiler okundu, çocukların başarıları için dualar edildi.

 

Camilerde “Bed-i Besmele” merasimlerinin gelenek haline geldiğini ifade eden DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Camilerde çocukların büyüdüğünde bugünü hatırlayacakları güzel bir geleneği devam ettiriyoruz. Çocuklar kadar ailelerinin de düzenlenen bu merasimlerden mutlu olduklarına şahit oluyoruz. Örnek toplum oluşturma gayesi, İslam’ın en temel gayelerinden birisidir. Hz. Peygamber’e nazil olan ilk beş ayette, okumanın iki kez emredilmesi, bilginin kalemle kayıt altına alınmasından söz edilmesi ve insanın bilinmediklerini öğrenmesinin Allah’ın en büyük ikramı olduğunun vurgulanması, İslam eğitim anlayışının bilgi odaklı olduğunun en önemli göstergesi olmuştur. Bu duygularla yeni eğitim yılının tüm öğrenci, öğretmen ve aileler için hayırlı ve mübarek olmasını temenni ediyor; sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde verimli bir eğitim dönemi nasip etmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” diye konuştu.

 

Bed-i Besmele merasiminde ailelerinin karşılarına geçen öğrenciler, heyecanlı anlar yaşadı. Aileler de bu özel anı cep telefonlarına kaydetti. Merasim öğrencilere dernek tarafından kırtasiye malzemelerinden oluşan hediye paketlerinin takdim edilmesiyle sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seit Jahren tragen Leonie Beck und Lea Boy dazu bei, Würzburg als
aktive und erfolgreiche Sportstadt sichtbarer zu machen. Um ihrer beider
Leistungen gerade vor den großen Erfolgen bei der Schwimmmeisterschaft
im japanischen Fukuoka zu würdigen, hat Oberbürgermeister Christian
Schuchardt beide Sportlerinnen zum Empfang ins Rathaus eingeladen.

„Wir haben größten Respekt vor dem, was Sie leisten und schon alles
erreicht haben. Und wir sind stolz auf Sie und dankbar, mit Ihnen zwei
so erfolgreiche und sympathische Botschafterinnen unserer Stadt auf der
nationalen und internationalen Bühne zu haben“, betont Schuchardt. Denn
beide gewannen national und international zahlreiche Meisterschaften
oder belegten vordere Plätze, holten Meistertitel oder nahmen wie Leonie
Beck an Olympia teil. Beck hat sich mit ihrem Doppelsieg in Fukuoka über
fünf wie auch zehn Kilometer Freiwasser außerdem für die kommenden
olympischen Spiele 2024 in Paris qualifiziert.

„Als Freizeit- und Sofasportler kann man sich nur annähernd vorstellen,
welche Zielstrebigkeit, Disziplin und Ausdauer, welche Bereitschaft zum
Verzicht, welche Fähigkeit, Rückschläge wegzustecken, kurz – welche
mentale Stärke es braucht, um im Spitzensport wirklich erfolgreich zu
sein“, so Schuchardt. Auch fördert der Sport weitere positive
Eigenschaften wie Fairness und Kameradschaft, stellt Schuchardt fest,
dem imponiert, dass beide Sportlerinnen obwohl auch Konkurrentinnen
miteinander befreundet sind und jede der anderen alles gönnt.

Die Würzburgerinnen und Würzburger seien auch stolz darauf, mit den
beiden Schwimmerinnen erfolgreiche und sympathische Botschafterinnen der
Mainstadt auf der nationalen und internationalen Bühne zu haben. „Über
Ihr Bekenntnis zu Ihrer Heimatstadt bei der Weltmeisterschaft in Fukuoka
für Würzburg alles heraus-holen zu wollen habe ich mich ganz besonders
gefreut“, bedankt sich der Oberbürgermeister.

Gleichzeitig sind beide Schwimmerinnen echte Vorbilder. „Die
Eigenschaften, denen Sie Ihren Erfolg verdanken, Ihre sportliche Haltung
und Ihr dadurch geprägtes Verhalten machen Sie zu Vorbildern für uns
alle“, so Schuchardt. Dies ginge jedoch alles nicht, ohne den Rückhalt
der Familie, ohne all die anderen Unterstützer und Förderer oder gar den
SV 05 Würzburg, der die sportliche Heimat beider Schwimmerinnen sei.
„Was der SV 05 im Breiten- als auch im Leistungssport vollbringt,
verdient höchste Anerkennung“, stellt Schuchardt fest. „Als Stadt sind
wir stolz darauf, dass unser SV 05 zu den ersten Adressen im deutschen
Schwimmsport gehört – die wertvolle Arbeit, die hier geleistet wird,
unterstützen wir gerne.“

 

PORTLAND (AA) - İngiltere'deki düzensiz göçmenlerin konaklaması için hazırlanan Bibby Stockholm gemisine yerleştirilmesi planlanan göçmenlerin ilk grubu, Portland Limanı'na getirilmeye başlandı.Ülkenin güneyindeki Dorset bölgesinde yer alan Portland'da demirli gemide konaklaması planlanan ilk kafilede yer alan düzensiz göçmenler, bu sabah itibariyle kaldıkları otellerden alındı.

Portland Limanı'na 18 Temmuz'da yanaşan gemide konaklayacak düzensiz göçmenler otobüslerle limana getirilirken, otobüslerde birkaç göçmen olduğu görüldü.

Öte yandan bölgede yaşayan göçmen destekçisi gruplar, Bibby Stockholm'ün yeni sakinlerini alkışlar ve sloganlarla karşıladı.

Bibby Stockholm'e, ilk etapta 50, uzun vadede ise 500'e yakın 18-65 yaş arası erkek düzensiz göçmenin yerleştirilmesi planlanıyor. İlk gruptaki göçmenlerin bugün içinde parça parça getirilmesi bekleniyor.

 

- 500'e yakın göçmenin yerleştirilmesi planlanıyor

İngiltere, ülkedeki yaklaşık 50 bin düzensiz göçmenin konaklaması için askeri tesislerdeki kullanılmayan binalar ile mavnalar üzerine inşa edilmiş yüzen yapılarda göçmenleri ağırlama kararı almıştı.

Halihazırda göçmenleri otellerde ağırlayan İngiltere, yüksek maliyet nedeniyle göçmenleri taşıma kararı aldığını açıklarken Bibby Stockholm de bu amaç doğrultusunda göçmenlerin yerleştirileceği ilk gemi olarak gündeme gelmişti.

Gemide konaklaması planlanan 500'e yakın göçmenin 18 ay içinde Bibby Stockholm'e getirilmesi beklenirken 2 binden fazla düzensiz göçmenin ise Lincolnshire ve Essex bölgelerindeki iki hava üssündeki kullanılmayan binalara taşınması planlanıyor.

 

Ülkedeki göçmen yanlısı sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri ise sığınmacıların gemilerde barındırılmasının "insanlık dışı" olduğunu savunarak, Bibby Stockholm'e "cezaevi gemisi" ismini taktı.

 

 

 

CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM), çatışmaların devam Sudan'da 4 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini ve bunun ülkedeki sağlık koşullarını kötüleştirdiğini bildirdi.
 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü William Spindler, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında, çatışmaların sürdüğü Sudan'daki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sudan'da ordu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki 15 Nisan'dan bu yana süren çatışmalar nedeniyle 4 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini belirten Spindler, sınır geçiş noktaları ve ülke içindeki geçiş merkezleri dahil Sudan genelinde kötüye giden sağlık durumundan endişe duyduklarını söyledi.

Spindler, çatışmalar nedeniyle 700 binden fazla kişinin komşu ülkelere kaçtığını ve 195 bin Güney Sudanlının geri dönmek zorunda kaldığını aktararak, ülke içinde 3 milyondan fazla kişinin ise yerinden edildiğinin altını çizdi.

 

Sudan'da mevcut insani yardım kaynaklarından çok fazlasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Spindler, Beyaz Nil eyaletinde temel ilaç, personel ve malzeme eksikliğinin, buradaki 10 mülteci kampındaki sağlık ve beslenme hizmetlerini engellediğini belirtti.

"Ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetleri de yok denecek kadar az." diyen Spindler, pek çok ailenin haftalardır çok az yiyecek veya ilaçla hareket halinde olduğunu, bunun da yetersiz beslenme oranları, salgınlar ve buna bağlı ölümleri artırdığını ifade etti.

Spindler, "15 Mayıs-17 Temmuz döneminde kızamık ve yetersiz beslenme nedeniyle çoğu 5 yaş altı olmak üzere 300'den fazla ölüm bildirildi. Hayat kurtaran sağlık programlarının finansmanı ertelenmeye devam ederse bu rakamlar da muhtemelen artacaktır." diye konuştu.

 

Çatışmaların başından bu yana Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlık personeli açığı ile sağlık merkezlerine yönelik saldırıların bildirildiğini hatırlatan Spindler, bu durumun ülkedeki sağlık hizmetlerinin kalitesini olumsuz etkilediğini kaydetti.

Spindler, "Sudan'da devam eden yağmurlardan kaynaklanan sel ve yetersiz sanitasyon tesisleri nedeniyle gelecek aylarda daha fazla kolera ve sıtma vakasının görülmesi bekleniyor." dedi.

Sağlık hizmetleri ve diğer önemli yardımların sağlanmasını desteklemek için daha fazla fona ihtiyaç olduğuna işaret eden Spindler, BMMYK ve ortaklarının Sudan'a komşu ülkelere yardım sağlamak için başlattığı 566 milyon tutarındaki bölgesel mülteci müdahale planının ise sadece yüzde 29'unun finanse edildiğini söyledi.

 

- Sudan'da ordu ile HDK arasındaki çatışmalar

Sudan ordusu, bir zamanlar desteklediği ancak bağımsız ve paralel bir ordu gibi davranması nedeniyle tehdit olarak gördüğü HDK'nin, 2 yıl içinde tamamen orduya entegrasyonunu istemişti.

HDK'nin ise sivil hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüşmüştü.

Başkent Hartum ve çevresiyle özellikle batıdaki kentlerde hala süren şiddetli çatışmalarda çoğu sivil 3 binden fazla kişi hayatını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı.

KÖLN (AA) - Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, Avrupa Birliği'nin (AB) başarısız bir proje olduğunu belirterek, AB'nin bir "Avrupa ulusları federasyonu" olarak yeniden kurulması çağrısında bulundu.
 

Almanya'da yapılan anketlere göre yaklaşık yüzde 21'lik oy oranıyla ülkede ikinci parti konumunda bulunan AfD, gelecek yıl haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesi Magdeburg kentinde toplandı.

AfD eş başkanlarından Alice Weidel, toplantıda daha önce AB'yi tamamen reddeden görüşü savunan parti yöneticileriyle yapılan müzakereler sonucu, partisinin yeni program olarak "ana vatanlardan oluşan bir Avrupa, egemen, demokratik devletlerden oluşan bir Avrupa topluluğu" fikrini desteklediğini belirtti.

 

Toplantıda, partinin gelecek yıl yapılacak AP seçimleri için hazırladığı 35 kişilik adaylık listesi de kesinleştirildi.

Parti toplantısında yapılan konuşmalarda, ağırlıklı olarak AB'nin göç ve iklim politikası da dahil olmak üzere tüm önemli alanlarda "tamamen başarısız" olduğu belirtilerek, "Avrupa para birimi avrodan bir an önce vazgeçilmesi gerektiği" görüşü vurgulandı.

Konuşmalarda muhalefette olan eski Şansölye Angela Merkel'in Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile işbirliği fikrine de karşı çıkıldı.

 

AfD eş başkanlarından Tino Chrupalla, daha önce yaptığı bir konuşmada, partisi AfD'nin CDU ile arasındaki "güvenlik duvarını" kaldırıp bazı konularda işbirliği yapmasını savunmuştu.

 

BERLİN (AA) - Alman hükümeti, Nijer'de askeri darbeyle devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’a zarar verilmemesi konusunda darbecileri uyardı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Bazum’un durumuyla ilgili endişe duyduklarını söyledi.

 

Fischer, “Bu nedenle demokratik bir şekilde seçilmiş Cumhurbaşkanı Bazum’un ve ailesinin başına bir şey gelmesi durumunda darbecilerin ciddi kişisel sonuçları beklemeleri gerektiği konusundaki mesajımızın altını tekrar çizmek istiyorum. Bunu tıpkı Afrikalı ortaklarımız gibi gerilimin tırmandırılması şeklinde algılarız.” ifadelerini kullandı.

Nijer’de yeniden anayasal düzene geri dönülmesinden yana olduklarını kaydeden Fischer, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) devam eden arabulucu çabalarını desteklediklerini vurguladı.

Fischer, Nijer’deki durumun hala kırılgan ve gergin olduğuna işaret ederek, “Yaptırımlar, şimdi etkisini göstermeye başladı. Bunların insanların ve rejimin üzerinde acı verici etkileri var.” dedi.

 

- Nijer'deki darbe

Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker yönetime el koyduğunu duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane (Ömer) Tchiani, 28 Temmuz'da Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) isimli cuntanın liderliğini üstlenmiş ve geçiş hükümetinin başına geçmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya Çocuk Doktorları Meslek Birliği Başkanı Thomas Fischbach, çocuklarını önemli olmayan durumlarda acil servise götüren velilerden katkı payı alınmasını önerdi.

Fischbach, Neue Osnabrücker Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, acil servislerin gerçek acil durumlara odaklanması gerektiğini belirtti.

Kıt olan kaynakların acil müdahale gerektirmeyen vakalar için sürekli kullanıldığını ifade eden Fischbach, hafta içinde vakit bulamayan ve hafta sonunda gereksiz yere çocuklarını acil servise götüren ebeveynleri eleştirdi.

Bu durumlarda velilerden katkı payı alınmasının mantıklı olacağını savunan Fischbach, gerçek acil durumlarda bu katkı payının geri ödenebileceğini kaydetti.

Alman Hastaneler Birliği Başkanı Gerald Gass ise yaptığı yazılı açıklamayla öneriye tepki göstererek, acil servislerinin kullanılmasının önünde finansal engeller getiren yeni önerilere ihtiyaç duyulmadığını ifade etti.

Gass, bunun yerine gerçek acil durumlar ile hafif hastalıkları ayırt etmek için işleyen bir hasta danışmanlığına ve yönlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kira Anna Nübel de Berlin'deki basın toplantısında konuyla ilgili bir soruya cevap verdi.

Nübel, kamuoyunda yapılan bu tür açıklamaları bakanlık olarak genellikle yorumlamadıklarını ancak "hükümet komisyonunun" acil bakım reformu konusunda bir tasarı hazırlandığını, burada böyle bir ücretin ödenmesinin yer almadığını kaydetti.

Uzmanlardan oluşan "hükümet komisyonu" şubatta sunduğu tasarıda telefonda ilk tıbbi değerlendirmeyi yapacak ve acil servisleri rahatlatmayı sağlayacak yönlendirme merkezlerinin oluşturulması önerisini getirmişti.

Broschüre aktualisiert und neu aufgelegt

 

Die Gleichstellungsstelle für Frauen und Männer und das Jobcenter der Stadt Würzburg haben gemeinsam mit der Gleichstellungsbeauftragten und dem Jobcenter Kitzingen die Broschüre „Der Minijob – Da ist mehr für Sie drin“ aktualisiert und neu aufgelegt.

„Brutto für Netto“ hört sich für viele Menschen attraktiv an. Deshalb sind Minijobs bei vielen Arbeitnehmerinnen und Arbeitnehmern beliebt. Für Studierende, Rentnerinnen und Rentner kann der Minijob sinnvoll sein. In vielen Fällen ist ein Minijob aber nicht empfehlenswert. Besonders dann, wenn der Minijob die einzige Erwerbstätigkeit – Frauen sind häufiger als Männer ausschließlich geringfügig beschäftigt - darstellt. Altersarmut ist dann programmiert. Gleichwohl sind viele Menschen im Minijob beschäftigt und kennen oft ihre Rechte nicht, z.B. den Anspruch auf Erholungsurlaub oder Lohnfortzahlung bei Krankheit.

Denn: Auch für Minijobberinnen und -jobber gilt das Arbeitsrecht. Dies umfasst beispielsweise den Anspruch auf Erholungsurlaub oder die Lohnfortzahlung bei Krankheit. Darüber will die Broschüre informieren.

 

Die aktualisierte Broschüre liegt im Rathaus, im Sozialreferat in der Karmelitenstraße 43 und im Jobcenter Stadt Würzburg, Bahnhofstr. 7 aus. Einzelne Exemplare können auch direkt bezogen werden bei der Gleichstellungsstelle für Frauen und Männer bei der Stadt Würzburg, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!, bei der Beauftragten für Chancengleichheit am Arbeitsmarkt, Jobcenter Stadt Würzburg, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Und die Onlineversion ist abrufbar unter: https://jobcenterwuerzburg.de/aktuelles/ und https://www.wuerzburg.de/rathaus/gleichstellungsstelle