Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Hamburg eyaleti 15 Mart 2020 yılında halen devam etmekte olan küresel salgınla ilgili çıkarttığı kararname ile toplu olarak bir araya gelinmesi konusunda bir dizi yasak ve kısıtlama getirmişti. Son dönemde vuku bulan gevşemelerden yararlanan Aka-Arslan Pflegedienst dar bir çerçevede de kalınsa da 24. yılı hasta ve yakınları, çalışanları, komşuları ve dostları ile kutlayarak iki yıllık hasrete son verdi. Bilindiği üzere son iki yıldır önceden hazırlıklar yapılan etkinlikler iptal edilmek zorunda kalınmıştı.


1 Nisan 1998 tarihinde bu sektöre atılan firmanın sahibesi Esma Arslan, “bundan 24 yıl önce yola çıkarken bir yandan yalnız yaşayan iki çocuklu bir anne olarak evlatlarıma daha iyi bir hayat sunabilmek, diğer yandan kendi ekonomik bağımsızlığımı gerçekleştirip kimselere muhtaç olmadan yaşamak ve en önemlisi de yalnız yaşayan, yardıma ve bakıma muhtaç insanlara hizmet sunmak olarak hedeflemiştim” dedi.


Aradan geçen onca yıl sonra çocukları büyüyüp kendi dünyalarını kurup kendi ayakları üzerine basarak hayatlarını sürdürürken, firma yirmiye yakın elemanı ile Bergedorf’ta isim yaptı. Tüm bunlara rağmen bu işin öyle kolay kolay bırakılamayacağına inanan Arslan yoluna devam etti: “Şöyle geriye dönüp kabaca baktığımda başlarken 24. yılı görecek miyim, uzun yıllar mı bu işle meşgul olacağım gibi plan ve kaygılarım olmadı. Ama böylesi günleri görünce çok seviniyorum. Hemen belirtmeliyim ki bu yolda benimle birlikte, iyi günde kötü günde yanımda olan kızlarıma, aileme, elemanlarıma, dostlarıma, yakın arkadaşlarıma, aramızda bulunan gazeteci arkadaşlarıma, bu anlamlı ve özel günümüzde yanımızda olan değerli ziyaretçilerimize teşekkür ederim.”


Sektörde bu kadar uzun yıllar özel bir firmanın ayakta kalmasının hiçte o kadar kolay olmadığını, bunun için yoluna çıkan her türlü engelin büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla üstesinden geldiklerini, böylesi bir mesleği ifa edenlerin insanı, dahası yaşlıları, hastaları ve yardıma muhtaçları sevmeden yapabilmenin mümkün olamayacağını belirtti.

 

 

 

 

 

 DİTİB Nürnberg tarafından DİTİB toplantı salonunda düzenlenen iftar programına, Türk ve Alman Sivil Toplumun temsilcileri, Türk İş İnsanları, Siyasetçiler, Akademisyenlerle birlikte çok sayıda vatandaşımız katıldı.

 

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programın açılış konuşması yapan DİTİB Nürnberg Başkanı Hasan Aslan, Ramazan ayının önemine değinerek ‘DİTİB Nürnberg’in yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi. DİTİB Nürnberg’de din hizmetlerinin yanısıra sosyal, gençlik ve kadın kollarının çalışmaları ile İslam din dersi, rehberlik, tanıtım ve kültürel faaliyetlerde bulunmaktayız’ dedi. Aslan, ‘pandemi sürecinin yaşattığı sıkıntılardan sonra, bir araya gelmenin mutluluğunu yaşamaktayız. Barışın aşılandığı, ostluğun, kardeşliğin pekiştiği, zorda kalanların sıkıntıların çözüldüğü ramazan ayının hayırlara vesile olmasını istiyorum’dedi.Aslan, iftar programında servis edilen yemeklerin tatlıların hazırlanmasında emek vermiş DİTİB  kadınlar kolu üyelerine teşkekkür ediyorum dedi.

 


Türk İnsiyatifi Nürnberg Platform (TİN) Basın Sözcüsü ismail Akpınar ‘Türkler, Almanya toplumunun sosyal ve ekonomik olarak önemli bir parçasıdır.60 yıldan başarıları dikkate değerdir.Alman toplumunda siyasi ve kültürel  alnalrda etkinliğimizi artırmak için Türk kökenli yurttaşlar ve STK lar olarak bu toplum i.inde dahada aktif ve girişken olmamız gerekmektedir dedi.

 


Bavyera Eyaleti Avrupa ve Uluslarası İlişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Bakan Melanie Huml, ‘Türk toplumunun ve DİTİB’in Alman toplumuna katkısı büyüktür. Özellikle Korona  pandemisinde şahit olduk. DİTİB Nürnberg’in Bavyera Eyaleti ve Nürnberg belediyesi aşı kampanyasında örnek teşkil ederek destek oldu.Bu kampanyaların herkese açık olması ve ana dilde danışmanlık vermeleri bizim pandemi krizinde işimizi çok kolaylaştırdı.Bu destekden dolayı Bavyera Hükümeti olarak DİTIB’e ve tüm katkı sunanlara teşekkür ediyorum. Türk toplumunun, DİTIB’in Ukrayna krizinde de verdiği desteklerinden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum’ dedi.

 


Protestan Kilisesi Dekanı Din adamı  Prof. Jürgen Körnlein ‘ Ukraynadaki savaşın bitmesi için bir din girişimi yetmez. Tüm dinler olarak barış iin ayağa kalkılması gerekir. Bunu Nürnbergde savaşa karşı başlatığımız girişimle gösterdik.Nürnerg Dinler Birliği olarak Rus Patriğine, Ukrayna’a derhal barışa katkı verilmesi için tüm din temsilcilerinin adına ortak bir mektup gönderdik. Bu ortak girişime DİTİB olarak verdiğiniz destek için teşekkür ederiz’dedi.

 


Milletvekili ve SPD Genel sekreteri Arif Taşdelen’de, DİTİB sadece bri Cami degildir. DİTİB  Korona zamanında halka açık aşı kampanyası başlatarak, Koronanın yok olması için büyük çaba saerfetmiştir. Resmi makamlardan gelen Almanca yazıları anlamayan büyüklerimiz biraraya gelerek Almancayı ve işi iyi bilenlerden destek alarak sorunların çözümü için birilikteliği gösterdiği yerdir. Kefenle defin olayında büyük yol katetmemde DİTİB’in emegi göz ardı edilemez dedi.

 


Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, insanların pandemi sebebiyle birlik beraberlikten uzak kaldıklarını ifade ederek,bu sıcak ortam özlenmiş bir ortamdı.Terkar bir pandemi süreci yaşanmamasını temni ediyorum. Herkesinde bildiği gibi pandemi döneminde fiziki temaslar azaldı.Pandemide bütün dünya farklı bir dönüşümden geçti.Pandemi bize bazı şeyleri bir daha tekrarlanmayacak şekilde değiştirmemize yol açtı. Pandemi sonrası yeni dünya düzen, ne ve yeni gelişmelere ayak uydurmamız gerekecek. Artık yeni bir dünya düzeni içinde  olduğumuzu idrak etmemiz ve pandemi öncesi ve pandemi sonrası devir diye günümüz dünyasını ayırmamız gerekir. Pandemiyle birlikte dünyada dijitalleşme eğilimi  dahada hız kazandğı gözler önünde. Teknolojini dahada egemen olacağı bir yaşam süreci başladığını hep birlikte görmekteyiz.Bir araya gelme durumlarının artık dijital ortamlar üzerinden bir araya geleceği yeni bir dünyaya dogru gitmekteyiz’ dedi.

 

DİTİB Nürnberg’in verdiği iftar programına, Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, Bavyera Eyaleti Avrupa ve Uluslarası İlişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Bakan Melanie Huml, Bavyera SPD Bavyera Milletvekili ve Genel Sekreter Arif Taşdelen, DİTİB Nürnberg Başkanı Hasan Aslan,Nürnberg Belediye Meclis Üyesi Cengiz Şahin, Nürnberg Uyum Meclis Başkanı İlhan Postaloğlu, Protestan Kilisesi Dekanı Dşn adamı  Prof. Jürgen Körnlein, Nürnnerg Belediye Başkanı Marcus König’i temsilen Helmine Buchsbaum, Türk İnsiyatifi Nürnberg Platform (TİN) Basın Sözcüsü ismail Akpınar, Müsiad Nürnberg Şube Başkanı Haluk Dokur, UID Bölge Başkanı Yılmaz Deliduman, Saadet Nürnberg Teşkilat Başkanı Musa Tamer, CHP Kuzey Bavyera Birlik Başkanı Rifat Çolak, Nürnberg Türkspor Kulüb Başkanı Seyhan Karaarslan ile çok sayıda sivil toplum kuruluşların temsilcileri katıldı.

İlhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN, 8 Nisan 2022 tarihinde Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah EREN’i makamında ziyaret etti.

Karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan ziyarette, Sayın EREN’e Türk Dil Kurumu yayınlarından takdim edildi.

 

Süper Lig 2021-22 sezonu, sezon boyunca defalarca kez şahit olduğumuz şekliyle tarihe iz bırakan imajına yakışır, eşi benzeri görülmemiş final haftaları yaşıyor. 
 
Tüm futbol sezonu boyunca yaşanan skandallar silsilesi, bu akşam oynanan maçta başta Yaşar Kemal Uğurlu olmak üzere hakem grubunun yönetim biçimiyle taçlanmıştır. 
 
Tüm futbol kamuoyunun gözleri önünde yaşanan ve her geçen gün dozu artan skandallara dair söylenecek söz, yazacak cümle bulamıyoruz! 
 
Bu sezon, yarışın adil rekabetle değil skandallarla belirlendiği, bugün kamuoyu vicdanında bir kez daha net bir şekilde görülmüştür.
 
Hakemler eliyle puanların alınıp verildiği, 
MHK kararları ve hakem facialarıyla mütemadiyen gündemin meşgul edildiği, 
adil rekabetin yerle bir edildiği, 
güven müessesesinin tamamen yok olduğu bu sezonda; 
 
TFF başkanından başkanvekiline ve tüm yönetim kuruluna, MHK’sından hakemlerine ve emeği geçen bütün paydaşlarına kadar herkesi kutluyoruz. 
 
Türk futbolundaki bu rezilliklerin son bulması adına bugüne kadar verdiğimiz mücadeleye var gücümüzle devam edeceğimizi vurguluyor, 

bu durumdan rahatsız olan her kulübü, futbolun tüm paydaşlarını bu duruşa davet ettiğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz!

Kaynak: https://fenerbahce.org/haberler/kulup/2022/4/2021-22-sezonu-yarisla-degil-skandallarla-anilacaktir

Ermeni akademisyen Iver Torikian, Türkiye ve Ermenistan sınırlarının açılmasından komşu ülkelerin de fayda sağlayacağını ifade etti.​​​​​​​

Ankara'da bulunan Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) referansıyla yayımlanan "Japonya'dan Bir Mektup-Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği" eserinin yazarı Torikian, Japonya'nın Kobe kentinde yaşıyor.

Bir dönem ailesiyle İstanbul'da oturan Torikian, "Türk-Ermeni ilişkilerinde yanlış bilinenleri" sorguladığı eserinin oluşturduğu etki ile Türk-Ermeni ilişkilerinin yeni seyrine yönelik, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Torikian, Ankara ile Erivan arası z​​​​ayıf ilişkilerin, Türk halkından çok daha fazla Ermenistan halkına zarar verdiğini düşündüğünü söyledi.

Karayla çevrili ülkesinin özel olarak doğal kaynağı bulunmadığını belirten Torikian, "Bana göre, Türkiye ile zayıf ilişkilerin etkisi, Ermenistan ve halkının yoksullaşması anlamına geliyor." ifadesini kullandı.

Yurt dışında yaşamasına rağmen uzmanların tartışma ve bildirgelerini takip ettiğini aktaran Torikian, Türkiye ve Ermenistan sınırlarının açılmasından komşu ülkelerin de fayda sağlayacağını dile getirdi.

Torikian, iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlamasının önemine işaret ederek bunun özellikle Türkiye'de çalışan Ermeniler açısından avantajlı olacağını belirtti.

 

"Yurt dışı nüfusu, ülke içinde büyük etkiye sahip"

Dünyadaki 8 milyon Ermeni'nin sadece 2 milyonunun Ermenistan'da yaşadığını söyleyen Torikian, kazandıkları dövizleri ülkesine gönderen yurt dışı nüfusunun, ülke içinde büyük etkiye sahip olduğunu vurguladı.

Torikian, Ermeni diasporasının, Ankara-Erivan ilişkisine yönelik fikirlerinin Ermenistan'dakilerden farklı olduğuna dikkati çekti.

Ermenistan'daki halkın "kendi kararlarını kendisinin verebilmesinin önemine" işaret eden Torikian, "Türkiye'ye yönelik bir karar alma sürecinde, Türkiye'deki Türklerin değil de Türkiye dışındaki Türklerin etkili olması ne kadar garip olurdu?" dedi.

 

"Kötü ilişkiler, Ermenistan halkında zorluklara yol açıyor"

Diaspora Ermenilerinin, Ankara-Erivan arasında son dönemde kayda geçen yeni anlaşmalara ideolojik gerekçelerle karşı çıktıklarını bildiren Torikian, "İdeolojik terimlerle düşünebilme lüksünü de karşılayabiliyorlar. ABD ve Fransa'daki Ermeniler biliyorlar ki; geçim yolları, Ankara-Erivan arası zayıf ilişkilerden kötü etkilenmeyecek ve topluluklarını bir arada tutan Türk karşıtı eylemlere de katılabilecekler." diye konuştu.

Ülke içindeki halkın çoğunun, Türkiye-Ermenistan'ın daha iyi ilişkilere sahip olmasını istediğini belirten Torikian, "Kötü ilişkiler, Ermenistan halkında zorluklara yol açıyor ve biliyorlar ki daha iyi ilişkiler, kendilerinin yaşam standartlarını yükseltecek." değerlendirmesinde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Köln'de DİTİB Federal Kadın Birliği Temsilcileriyle iftarda bir araya geldi
 
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Köln'de DİTİB Federal Kadın Birliği Temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, Erbaş, Fransa programının ardından beraberindeki heyetle Almanya'nın Köln şehrinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Federal Kadın Birliği Temsilcileri ile Köln DİTİB Merkez Camii Konferans Salonu'nda düzenlenen iftar programında buluştu.
 
 
 
 
 
 
 
 

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çetin, “Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’daki büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Başkanlık binasında “Uluslararası Hukuk Ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı” düzenlendi.

Burada konuşan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Türk Tarih Kurumu olarak 1915 olaylarına ilişkin birçok çalışma yaptıklarını ancak işin bilimsel çalışma yerine siyasetin bir parçası haline geldiğini söyledi.

Sürekli propaganda ile bir yerlere varılmaya çalışıldığını belirten Çetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır.” dediğini hatırlattı.

Bugüne kadar kurum olarak hakikatin ortaya çıkması için çalışma yaptıklarının altını çizen Çetin, 1915 olaylarına ilişkin karşı tarafın tezlerinin daha çok görünür olduğunu ancak hakikatin her zaman kazanacağını vurguladı.

Karşı tarafın 1915 olaylarına ilişkin söylemlerini “köpük” olarak nitelendiren Çetin, şunları ifade etti:

“Büyük bir bölgesel kriz yaşıyoruz. Bu savaşın bitirilmesi, daha fazla insan kaybına yol açmaması için çabalar var. Burada şunu gördük ki böyle bir kriz döneminde herkes yine Türkiye’ye bakıyor. Doğru adres biziz. Antalya’da yapılan Diplomasi Forumu’nda da bunu gördük zaten. Hakikat böyle bir şey. Biz, tarihsel olarak da bugün de hep mazlumların sığındığı bir yeriz. Siz ne kadar propaganda yaparsanız yapın, dünya barışı söz konusu olduğunda bütün coğrafyalarda biz yapıcı rolümüzü oynamaya çalışıyoruz. Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’da olan büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.”

Çetin, 1915 olaylarının her sene gündeme getirilmesine, tartışılmasına gerek olmadığının altını çizerek, geleceğe yönelik yapılması gerekenlerin konuşulması gerektiğini söyledi.

Türk Tarih Kurumu olarak vazifelerinin gerçekleri genç nesillere aktarmak olduğunu belirten Çetin, “İçeride bütünlüğü sağlamamız gerekiyor. Dışarıda zaten diplomasimiz, Dışişleri Bakanlığımız yıllardan beri bu mücadeleyi veriyor.” dedi.

Çetin, dünyada Ermeni tezleriyle ilgili bütün arşivleri topladıklarını, bunların kurum arşivlerinde yer aldığını aktardı.

 

“Babam gördüklerini rapor olarak verdi”

Kazım Karabekir Vakfı Kurucusu Timsal Karabekir de konferansa video mesaj ile katıldı.

Birinci Dünya Savaşı içinde Osmanlı Ermenilerinin cephe ve cephe gerisinde düşmanla iş birliği yapması üzerine Osmanlı Hükümeti’nin 1915’te tehcir kararı aldığını hatırlatan Karabekir, tehcirin, Osmanlı sınırları içinde Ermenilerin toplu olarak yaşadığı yerlerden başka bölgelere gönderilmesi olduğunu söyledi.

Osmanlı arşivlerinde yer alan Tehcir Kanunu’nda, ‘Her kafileye doktor, her hamile kadına süt verilmesi, geride kalan mallarının, belge karşılığında döndükleri zaman iade edilmesinin” bulunduğunu aktaran Karabekir, şunları kaydetti:

“Bu tehcir sırasında tabi ki çeşitli nedenlerden bir kısım Ermeni vatandaş hayatlarını kaybetmiştir ancak bu bir soykırım değildir. Asıl soykırım diyebileceğimiz olaylar, 1918 yılında Rusların çekilirken işgal ettikleri topraklarda Ermenistan kurma çabası içinde bulunan Ermeni çetelerinin Türk ve Müslüman halka karşı yaptıkları katliamlardır. Babam Kazım Karabekir’in Birinci Kafkas Kolordu Komutanı olarak Erzincan ve Erzurum’u kurtardığı sırada gördükleri ve özellikle Alaca’da karşılaştığı katliam bugün bile canımızı yakmaktadır. Babam orada gördüklerini 1919’da Erzurum’a gelen General Harbord’a rapor olarak vermiştir. Bu raporda şunlar anlatılmıştır, ‘Alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir haldeydi. Bütün çocuklar süngülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup yakılmış, gençler baltalarla parçalanmıştı. Bütün bu acıklı görünüşler Erzurum’a atanmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mahkum etmişti.’ General Harbord bunu okudu zaman gözleri yerinden oynuyor, ‘Allah’a inanan, Hazreti İsa’nın evlatları olan Ermeniler bu canavarlığı nasıl yapabildi?’ diye şoka giriyor. “

Karabekir, Harbord’un 24 Nisan’da ABD senatosuna sunduğu raporda “Esas yok edilmek istenin öz yurtlarında Türklerdi, Türkler Ermenilere kötü davranmamıştır.” ifadelerini kullandığını, bunun ABD arşivlerinde olduğunu belirtti.

Konferansa, akademisyenler, araştırmacılar, gazeteciler, hukukçular ve bilim insanları da katıldı.

 

"1915 olayları hakkında milletimize ve tarihimize yönelik bir iftirayı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kanun teklifi diye sunmak gaflet, dalalet ve hatta hıyanettir"
"Türk devleti ve milleti, bu ahlaksızlığın karşısında duracak, bu hadsizliğe hukuki çerçevede gereken cevabı verecektir"
 

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "1915 olayları hakkında milletimize ve tarihimize yönelik bir iftirayı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kanun teklifi diye sunmak gaflet, dalalet ve hatta hıyanettir." ifadelerini kullandı.

Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın, sözde Ermeni soykırımının tanınmasını içeren kanun teklifine tepki gösterdi.

"1915 olayları hakkında milletimize ve tarihimize yönelik bir iftirayı TBMM'de kanun teklifi diye sunmak gaflet, dalalet ve hatta hıyanettir. Tarihsel gerçeklikten yoksun, uluslararası hukuk nezdinde geçersiz bu bühtanı reddediyoruz ve hükümsüz addediyoruz." değerlendirmesinde bulunan Altun, şunları kaydetti:

"Bu kabul edilemez girişim, her gayrimeşru fırsatı ülkemize besledikleri husumet için kullanmaya çalışanların birliğimize, beraberliğimize saldırısından başka bir şey değildir. Bu saldırının Gazi Meclis çatısı altında yapılması ise karşımızdaki vahametin ciddiyetini göstermektedir. Türk devleti ve milleti bu ahlaksızlığın karşısında duracak, bu hadsizliğe hukuki çerçevede gereken cevabı verecektir. İçine düştükleri aymazlıkla emperyal hesapların maşası olanlar, bir kez daha hezimete uğrayacaklardır. Bizim tarihimizde kara bir leke yoktur."

Hakikat için yaptıkları onca çağrıyı, yalan ve iftiralarının ortaya çıkmasından korktukları için cevapsız bırakanların, 1915 olaylarını türlü çarpıtmalarla istismar etmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Altun, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki samimi gayretleri Ermeni toplumu ve kanaat önderleri tarafından takdir ve memnuniyetle karşılanırken, kötü niyetli kimselerin akıl dışı ithamlarının bin yıllık birlikteliğimizi zehirleme amacı taşıdığı aşikardır. Biz, geçmişte olduğu gibi bugün de milletimizin her bir unsuruyla barış ve güven içinde yaşarken, birlik ve beraberliğimize kast eden her türlü saldırıyla bütün platformlarda mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu amaçla ASALA başta olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin şehit ettiği diplomatlarımızı anmak üzere bugün Viyana'da düzenleyeceğimiz sergi ve panelin de uluslararası kamuoyunda etki oluşturacağına inanıyoruz. Bu vesileyle aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum."

Manevi atmosferin tam yaşanabilmesi ve sosyal hizmetlerin gereğinin yapılması adına  Almanyada yaşayan Kilim gazetesi ve Yozgat FM yazarı Doğan Tufan   Yozgat'ta  akrabağlarıyla iftar yemeğinde  bir araya geldi.  Tufan arkadaşımıza yaptığı acıklamada, akrabağlarım'la bir arada olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Ve şöyle devam etti;  “Ramazan ayımız mübarek olsun. Ramazan tüm insanlığa, bolluk, bereket ve kardeşlik duygularını getiren bir ay. Bizler de bugün teyze oğlumun lokantasında  akrabalarımla birlikte iftarımızı açmanın mutluluğunu yaşadım. İnsanlarımız sofralarını, ekmeğini, sevgisini, muhabbetini paylaşırsa daha kıymetli hale gelir. Millet olarak her zaman bu yardımlaşmayı, dayanışmayı en üst seviyede yaşayan bir milletiz.” dedi.
 
Geleneklerin yaşanması gerektiğini belirten Tufan  “Hem dinimizin gereği hem de geleneklerimizin gereği olarak bunu en güzel şekilde yaşıyoruz. Ramazan ayı da buna bir vesile oluşturuyor. Ben de bugün burada bu mübarek  iftar saatinde, yemeğinde birlikte olmaktan mutluluk duydum."dedi.
 
 
 

DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği tarafından Fürth Mevlana Camisinin yemek salonunda düzenlenen iftar programına, Türk sivil toplumun temsilcileri, Türk iş insanları, siyasetçiler, akademisyenlerle birlikte çok sayıda vatandaşımız katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programın açılış konuşması yapan DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt, Ramazan ayının önemine değinerek ‘DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliğine 61 Camii derneği bağlıdır. Görev süremiz içerisinde yüce Rabbimizin inayetiyle din hizmetleri yanında sosyal, gençlik ve kadın çalışmaları ile İslam din dersi, manevi rehberlik, tanıtım ve kültürel faaliyetlerde Ditib Eyalet Birliği olarak daha aktif çalışma gayreti içerisindeyiz’ dedi.

 

‘DİNE, DİLE, IRKA BAKMADAN YARDIMLARA DEVAM EDİLECEK’
Her alanda maddi veya manevi yardımlaşma ve dayanışma duygusunun önemli bir kültür ve insanlık olduğunu, İslam kardeşliğinden meydana gelen dayanışma ve birlikten, büyük bir kuvvet doğduğunu belirten Cankurt, DITIB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği olarak dine, dile, ırka bakmadan dünyanın dört bir köşesindeki mazlumların yanında olduklarını ve yardım etmeye devam edeceklerini ifade etti.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) iş birliği içinde Almanya’da yaşayan gurbetçilerimizin bağış, zekat ve fitrelerinden oluşturlan fondan harcama yaparak 45 ülkede kumanya dağıtımı gerçekleştirmek üzere yollara çıktıklarını ve 25 farklı ülkede iyilik gönüllüleri olarak görev yaptıklarını belirten Cankurt, DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği olarakda, Din Hizmetleri Ataşesi Fuad Gökçebay dahil olmak üzere  6 kişilik bir ekip, Afrika kıtasının Kenya ülkesinde bulunan çok sayıda şehirlerde yaşayan ihtiyaç sahiplerinle özel hazırlanan kumanyalar ve Kuran-ı kerimler  dağıtarak ihtiyaç sahiplerinin yüzlerini güldürdüklerini söyledi.

 

PANDEMİ ÖNCESİ VE PANDEMİ SONRASI...
Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, insanların pandemi sebebiyle birlik beraberlikten uzak kaldıklarını ifade ederek,bu sıcak ortam, özlenmiş bir ortamdı.Umarız bir daha böyle bir pandemi süreci yaşanmaz. Pandemi döneminde fiziki temaslar azald. Bütün dünya farklı bir dönüşümden geçti. Pandemi bize bazı şeyleri bir daha tekrarlanmayacak bir şekilde değiştirmemize yol açtı. Artık yeni bir dünyada olduğumuzu idrak etmemiz gerekir. Pandemi öncesi ve pandemi sonrası devir diye günümüz dünyasını ayırmamız gerekir. Pandemiyle birlikte dünyada dijitalleşme eğilimi  dahada hız kazandı. Teknolojini dahada egemen olacağı bir yaşam süreci başladığını görmekteyiz.Bir araya gelme durrumların dijitla ortamlarda bir araya geleceği yeni bir dünyaya dogru gidiyoruz’ dedi.

 


‘RAMAZAN AYININ GÜZELLİĞİ TEMİZ AHLAKTAN İBARETTİR’
DİTİB Din Hizmetleri Ataşesi Fuad Gökçebay ise ‘pandemi sürecinin yaşattığı uzun sıkıtılardan ardından bir araya gelmenin, bir sofrada olmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Oruçla yıkanan ruhlarımızın sukinete erdiği, dostluğun, kardeşliğin pekiştiği, fakirin yoksulun halinden anlamanın eğitiminden geçtiği ramazan ayının güzelliği temiz ahlaktan ibaretdir. İslam güzel ahlaksa, bu güzel ahlakın yaşandığı ay ramazan ayıdır’dedi.
DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliğinin Davetine, Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, SPD Bavyera Milletvekili ve Genel Sekreter Arif Taşdelen, Din Hizmetler Ataşesi Fuad Gökçebay, Eğitim Ataşesi Dr. Mune Savaş, DITIB  Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Ugur Cankurt, IKG Enstitüsü Başkani Dr. Latif Çelik, Nürnberg Belediye Meclis üyesi Ümit Sormaz, Nürnberg Metropol Türk Toplum (tgmn) Başkanı Bülent Bayraktar, Fürth DİTİB Başkanı Refet Avcı, Nürnberg Uyum Meclis Başkanı İlhan Postaloğlu, IGMG Kuzey Bavyera Bölge Başkanı İsmail Satır, Müsiad Nürnberg Şube Başkanı Haluk Dokur, El Ele Vakfı Genel Başkanı Cengiz Hocazade, UID Bölge Başkanı Yılmaz Deliduman, UID Nürnberg Başkanı Orhan Orhan, Saadet Nürnberg Teşkilat Başkanı Musa Tamer, TİM Dernek Başkanı Kamile Erdemir ile çok sayıda sivil toplum kuruluşların temsilcileri katıldı.

Haber ve resimler: İlhan Baba-Nürnberg