Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Bizler; ve BGSAM olarak kuruluş amaçlarımız doğrultusunda, Bulgaristan’dan göçmüş soydaşlarımızın siyasi, kültürel ve sosyal konularda problemlerini çözme gayretinin yanı sıra duygu ve düşüncelerine tercüman olarak, seslerini daha gür duyurmaya, dertlerine derman olmaya çalışan Sivil Toplum Kuruluşlarıyız.
 
Bu bildirinin temel amacı; Bulgaristanlı soydaşlarımızın yaklaşan yerel seçimlerde seçmen olarak beklentilerinin bilinmesi konusunda özellikle siyasetin mekanizmalarında farkındalık yaratmaktır.
 
Çünkü soydaşlarımızın varlıklarını sadece seçimlerde hatırlayan, siyaset tellalı ve Oy avcılarından! Gerçekleşmeyen vaatlerden! Karanfille gelen siyasilerin, seçimin ertesi gün buharlaşmalarından! Kısacası soydaşlarımız artık bu siyasi tiyatrodan sıkılmışlar ve gerçek samimiyet beklemektedir.
Karşılıksız! OY deposu olarak görülmekten rahatsızdırlar.
 
Ülkemizde sosyal hayattan ekonomiye, kültürden sanata ve benzer her konuda sağladıkları katma değere karşın siyasette ve karar mekanizmalarında kendilerini temsil eden soydaş yetkilileri görme arzu ve talepleri vardır.
 
Bu nedenle İstanbul’daki nüfusu 1 milyonu aşan Bulgaristan Türküne rağmen nerdeyse her seçimde, aday belirlemelerinde soydaşlarımızın görmezden gelinmesi sandığa ilgiyi her geçen gün azaltmaktadır.
 
Oysa vatan sevdası şüphesiz, sadakati tartışılmaz, çalışkanlığı örnek olan Balkanların Türkleştirilmesinde İslam’ın yayılmasında hep ön saflarda olan BULGARİSTAN TÜRKLERİ, ARTIK SİYASETTE BİR OY’DAN DAHA FAZLASI OLDUKLARININ BİLİNCİ VE SORUMLULUĞUNDADIR.
 
Seçimlerle ilgili yaptığımız istişare toplantılarımızda; Son yıllardaki jeopolitik hareketlilikler, mülteci göçleri, siyasetin merkezileşmesi, siyasetteki güç zehirlenmeleri ele alınmış ve soydaşlarımızda oluşan genel kanaatinin Bulgaristan göçmenlerinin siyasetin dışına itildikleri kanaati dile getirilmiştir.
 
 
Ayrıca her kim seçim sonunda koltuğuna oturmuşsa;
 
Güç zehirlenmesine tutulduğu,
Halkı politikaların pasif seyircisi gördüğü,
Makamları rant ve çıkar odağı olarak düşündüğü,
Toplumsal hassasiyetleri iç politika ve kendi istikballeri için suiistimal ettikleri,
Zenginleşip halktan uzaklaşırken! Vatandaşa kanaatkâr ve itaatkâr olmayı tavsiye ettikleri,
Konularında duygu ve düşünceler paylaşıldı.
 
Dünya standardında demokrasiyle yönetilmeyi hak ve talep eden halkın bu beklentisine rağmen çoğu zaman göstermelik ziyaretler haricinde gerçek veri ve analizlerle değerlendirilmeden maalesef STK’larla istişare bile edilmeden kararlar alınmaktadır.
 
Sonuçta halktan kopan siyaset, kapsayıcı politikalar üretmekten ziyade, belli kesimlerin menfaatine, sömürücü politika uygulamalarıyla, seçmenden iyice uzaklaşmaktadır.
 
Zirve artık sisli duruma gelmiş, halkla teması kesilmiştir. Halkın sesi yukarılara ulaşamamaktadır. Tutarsız politikalar, başarısızlıklara ve seçim kaybına sebep olmaktadır.
 
Gerçek’ten ziyade Algı’ya sığınan siyaset dünyası, halkın gerçeklerinde sandıklara gömülmeye mahkûm kalacaktır. Bulgaristan Türkleri siyaseti ve uygulanan politikaları hassasiyetle takip etmektedir.
 
İstişarelerimizde, bundan böyle soydaşlarımız kendilerini yok sayan, sorunlar ve taleplerini dikkate almayan, istişare etmeyenlerle işbirliği yapmayacağını “Partiye” değil “Kişiye” oy konusunda tercihler kullanılacağı kararını almışlardır.
 
Bulgaristanlı soydaşlarımız genel karakter olarak fanatik parti seçmeni olmamışlardır. STK’ların araştırma, analiz ve aydınlatmaları ışığında tercihlerini kullanmışlardır.
 
31 Mart 2024 Seçimlerinde siyasetin kendilerinin PASİF BİR SEÇMEN! BİR MÜŞTERİ gibi değil bir PARTNER olarak GÖRÜLMESİNİ ARZU ETMEKTEDİR.
 
Artık bize dayatılan sorunlarımızı bilmeyen adaylar değil bizden birinin temsil etmesinde özellikle kararlıyız demektedir.
 
Bu nedenle Bulgaristan Türkleri camiasını yok sayan, gurbetçi muamelesi yapan ya da çanta keklik görerek, çözümü, vaadi ve işbirliği olmayan siyasetçilere hak ettikleri dersin sandıkta verileceğinden kimsenin şüphesinin olmamasını istiyoruz.
 
 
Yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle;
 
Yerel seçimlerde BULTÜRK,BGSAM ve kanaat önderi soydaşlarımızla işbirliğiyle ortak anlayış içerisinde olan adayların seçimi kazanmaları için gereken her türlü destek ve yardım yapılacağı konusunda oy birliğiyle karar alınmıştır.
 
Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.

Landrat Thomas Eberth verabschiedet vier Mitarbeitende in den Ruhestand und freut sich über ein Dienstjubiläum

 

Für vier Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter des Landratsamtes Würzburg hat das Jahr 2024 mit einer großen Veränderung begonnen – Andrea Pfeuffer, Gudrun Wachholz, Michael Müller und Josef Ziegler wechseln vom Arbeitsleben in den wohlverdienten Ruhestand. Von Zulassungsstelle und Jobcenter bis Bauamt: Landrat Thomas Eberth bedankte sich herzlich bei den Mitarbeitenden, die in ganz unterschiedlichen Bereichen des Landratsamtes tätig waren. Gleichzeitig gratulierte er auch Dr. Helmut Rösch, der kürzlich sein 40-jähriges Dienstjubiläum beging.

 

Dr. Helmut Rösch wurde 1984 als amtlicher Tierarzt beim Landkreis Würzburg eingestellt. Nach langjähriger Tätigkeit entschied er sich 2023 für eine Weiterbeschäftigung nach Erreichen der Regelaltersgrenze und feierte zu Beginn des Jahres 2024 sein 40-jähriges Dienstjubiläum.

 

Andrea Pfeuffer begann 1977 ihre Ausbildung zur Verwaltungsangestellten im Kommunaldienst beim Landkreis Würzburg. Nach der Übernahme ins Angestelltenverhältnis wurde sie 1980 den damaligen Sachgebieten „Liegenschaften, Schulen“ und „Denkmalpflege, Fremdenverkehr“ zugewiesen. 1985 wechselte sie in die Kfz-Zulassungsstelle und blieb diesem Bereich bis zum Ende ihrer Laufbahn treu. Nach über 45 Jahren Amtszugehörigkeit trat Andrea Pfeuffer Ende 2023 in die Freistellungsphase der Altersteilzeit ein.

 

Gudrun Wachholz wurde 1979 als Stenotypistin am Landratsamt Würzburg eingestellt. Ein Jahr später wechselte sie ins Bauamt und legte 1984 die Fachprüfung I für Verwaltungsangestellte ab. 1994 wurde sie dem damaligen Sachgebiet „Abfallwirtschaft“ zugewiesen, kam aber 2001 nach Elternzeit und Freistellungsphase wieder zurück zum Bauamt in den Fachbereich „Verwaltung und Wohnungsbauförderung“. In diesem Bereich war sie über 20 Jahre lang tätig und feierte dort 2022 ihr 40-jähriges Dienstjubiläum. Auch neben ihrer beruflichen Tätigkeit engagierte sich Gudrun Wachholz für das Landratsamt Würzburg und leitete viele Jahre als 2. Vorsitzende die Sport- und Freizeitgemeinschaft. Mit Ablauf des Jahres 2023 beendete sie auf eigenen Wunsch ihr Arbeitsverhältnis am Landratsamt Würzburg.

 

2016 wurde Michael Müller beim Landkreis Würzburg als Außendienstmitarbeiter im Fachbereich 41 (Haushalt und Recht, Jobcenter Landkreis Würzburg) eingestellt. Er entschied sich 2022 für die Weiterbeschäftigung nach Erreichen der Regelaltersgrenze und wurde nun zu Beginn des Jahres 2024 in den wohlverdienten Ruhestand verabschiedet.

 

Nach seinem Wehrdienst begann Josef Ziegler 1999 als Baukontrolleur am Landratsamt Würzburg im Fachbereich 21 (Bauamt Technik). Er engagierte sich als Mitglied des Personalrats und organisierte am Landratsamt Würzburg viele Spendenaktionen mit den Maltesern Estenfeld, bei denen er ehrenamtlich tätig ist. Zum Februar 2024 verabschiedet er sich nun in seinen wohlverdienten Ruhestand.

 

Es war klirrend kalt, aber das war den kleinen und großen Besucherinnen und Besuchern der „Allee der Nationen“ am Heuchelhof egal. Denn der Anlass war ein warmherziger: Das Gartenamt hat im vergangenen Jahr nicht nur unlesbar gewordene Beschilderungen der über 50 Bäume, die die „Allee der Nationen“ am Heuchelhof säumen, erneuert, sondern auch mehrere Bäume nachgepflanzt, die die trockenen Sommer der letzten Jahre nicht überstanden haben. Den Bogen von trockenen Sommern zum diesjährigen Schneewinter schlug die Neusetzung eines Pfostens für den Mammutbaum, der den USA gewidmet ist, mitten im Winter in Anwesenheit von Bürgermeister Martin Heilig, Sozialreferentin Dr. Hülya Düber, Gartenamtsleiter Dr. Helge Bert Grob. Sie bedankten sich bei diesem Anlass bei Vertretern der Freimaurer-Loge „Zu den 2 Säulen“ und des Bürgervereins Heuchelhof für die finanzielle Unterstützung für die Erneuerung der „Allee der Nationen“. Beim Termin im Schnee waren außerdem von der Freimaurer-Loge der zweite Vorsitzende Dr. Wolfgang Walter und Schatzmeister Ingolf Lutz, für den Bürgerverein Heuchelhof die Vorsitzende Christiane Kerner präsent. SchülerInnen einer 2. Klasse der Grundschule Heuchelhof mit der Rektorin Anja Frühwirth und einer Lehrerin freuten sich ebenso über die neue Beschilderung wie auch Quartiersmanagerin Hermine Seelmann, Pfarrer Tobias Graßmann von der Gethsemanekirche und Gerhard Heimbucher, der für die Umweltstation der Stadt Würzburg an den Planungen für die Allee der Nationen beteiligt war.

Die „Allee der Nationen“ ist eine besondere Baumanlage der Stadt Würzburg im Stadtteil Heuchelhof. Sie befindet sich im Grünstreifen zwischen Gethsemanekirche und Wiener Ring. Für fast jede Nation, die am Heuchelhof eine Heimat gefunden hat, steht hier ein Baum, um Zuwanderinnen und Zuwanderer aus anderen Ländern willkommen zu heißen und deren Herkunftsland wertzuschätzen. Die Idee dazu hatte vor über 20 Jahren der damalige Rektor der Grundschule, Leonhard Blaum. Grundschülerinnen und -schüler und ihre Familien hatten sich bei der Auswahl der Bäume beteiligt und Patenschaften für die Bäume übernommen. Im März 2003 wurden die ersten 27 Bäume gepflanzt und nach und nach kamen immer mehr hinzu.

Bald wird Nürnberg wieder zur „ToyCity“. Die Spielwarenmesse (30. Januar bis 3. Februar), weltgrößte ihrer Art, sorgt auch für Schub im Geschäftsreiseverkehr am Airport Nürnberg, denn viele der internationalen Aussteller und Besucher reisen mit dem Flugzeug an. Bei der NürnbergMesse finden im Jahr ihres 50. Geburtstages insgesamt sogar 77 Veranstaltungen im Messezentrum statt. Daher erhöhen einige Airlines ihre Sitzplatzkapazitäten, indem sie häufiger fliegen und größere Flugzeuge einsetzen.

„Die positiven Messeeffekte beleben die Verkehrsentwicklung und sind gerade in den verkehrsschwächeren Wintermonaten höchst willkommen“, so Dr. Michael Hupe, Geschäftsführer des Airport Nürnberg.

Air France stockt anlässlich der Spielwarenmesse an zwei Tagen um je einen Flug auf, pendelt also dreimal täglich nach Paris Charles de Gaulle. Lufthansa bietet für Umsteigepassagiere fünf statt sonst vier tägliche Flüge ins Drehkreuz Frankfurt und setzt auch Airbus A321 mit mehr Kapazität ein. British Airways fliegt bis zu dreimal täglich nach London Heathrow statt aktuell ein bis zweimal. Turkish Airlines setzt sogar auf einen Großraumjet vom Typ Airbus A330. Hinzu kommen Anreisende mit Businessjets. Der dänische Baustein-Gigant Lego richtete zum Beispiel mehrfach einen Flug-Shuttle zwischen dem Unternehmenssitz im dänischen Billund und Nürnberg ein.

 

Airport-Werbeflächen heiß begehrt

Von der Messe profitiert nicht nur der Flugverkehr: Am Airport sind die diversen Werbeflächen heiß begehrt. Namhafte Spielwarenhersteller begrüßen die internationalen Gäste mit großflächigen Kampagnen. „After Landing comes Takeoff" – so heißt der Spielwarenhersteller PLAYMOBIL die zur Messe angereisten Besucherinnen und Besucher am Albrecht Dürer Airport willkommen und setzt damit ab Ankunft den Ton für das diesjährige Firmenjubiläum. Das Zirndorfer Unternehmen lässt Figuren mit bunten Partyhütchen zwischen den Kofferbändern tanzen, Coloramen laden mit dem Claim „Join the Party“ auf den Messestand ein. Auch Mattel hat etwas zu feiern: Barbie wird 65. Barbie und Disney-Prinzessinnen sind in der Gepäckrückgabe und auch auf Riesenposter zu bestaunen. Auch auf dem Vorplatz und an der Flughafenmagistrale sind Aussteller mit origineller Werbung präsent.

 

NürnbergMesse und Airport Nürnberg bringen die Welt nach Franken

Aus der ganzen Welt kommen Aussteller und internationale Besucher auch zu anderen Messen und Kongressen in die Frankenmetropole. Während der großen Fachmessen herrscht Hochkonjunktur am Airport Nürnberg. Der Messeverkehr wird sich 2024 sogar noch ausweiten, denn zum  50-jährigen Jubiläum der NürnbergMesse erfreuen sich die vielen Veranstaltungen der internationalen Messegesellschaft einer starken Nachfrage. Peter Ottmann, CEO NürnbergMesse Group: „Als Messestandort wachsen wir insbesondere international. Dafür ist ein Flughafen mit guten Anbindungen an die internationalen Drehkreuze von großer Bedeutung.“

 

Viele Aussteller aus dem Ausland

Im Messejahr 2023 kamen etwa 53 Prozent aller Ausstellenden bei Fachmessen in Nürnberg aus dem Ausland. Internationale Leitmessen wie BIOFACH oder Interzoo lassen sich leichter durch gute internationale Flugverbindungen nach Nürnberg etablieren und wachsen damit weiter. Wenn Fachmessen wie zum Beispiel die embedded word (eingebettete Systeme), European Coatings Show (Beschichtungen wie Lacke und Farben), IWA OutdoorClassics (Jagd- und Schießsportindustrie), GaLaBau (Urbanes Grün und Freiräume)), FACHPACK (Verpackung), Chillventa (Kältetechnik) und it-sa (Datenschutz und IT-Sicherheit) ihre Tore öffnen, schlägt sich dies ebenfalls unmittelbar in der steigenden Zahl der Fluggäste nieder. Zur BrauBeviale, der Fachmesse für die Getränkeindustrie,  landeten sogar eigens gecharterte Maschinen aus dem belgischen Antwerpen. Sondermaschinen kamen auch aus der kroatischen Hauptstadt Zagreb – mit Fachbesuchern für die Messen HOLZ-HANDWERK und FENSTERBAU FRONTALE.

 

Türkiye’deki eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen uluslararası öğrencilerle irtibatı devam ettiren Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), dünyanın 184 ülkesindeki 150 binden fazla Türkiye Mezununa yönelik; eğitim, iletişim, iş dünyası, kapasite geliştirme, Türkçe, buluşma toplantıları ve kurumsal görünürlük çalışmaları başta olmak üzere uzun soluklu projeler hayata geçiriyor.

 

Türkiye Bursları programı kapsamında dünyanın dört bir yanından uluslararası öğrencilere ülkemizdeki üniversitelerde; lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi imkânı sunan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türkiye’de eğitimini tamamlamış uluslararası öğrencilere yönelik Türkiye ile olan irtibatlarının devam ettirilmesi için de çok sayıda çalışma hayata geçiriyor.

 

1992 yılında, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal döneminde, “Büyük Öğrenci Projesi” adıyla başlatılan burs programı, Türkiye’nin 2000’li yıllarla birlikte değişen ve gelişen dış politikasına uygun olarak 2012 yılında YTB’nin koordinasyonunda yeniden düzenlenerek “Türkiye Bursları” markasıyla tüm dünyaya açıldı.  90’lı yıllarda bağımsızlıklarına yeni kavuşan dost ve kardeş ülkelerin ihtiyaç duydukları insan kaynağının yetiştirilmesine katkı sunmak amacıyla başlatılan program, aradan geçen süreçte dünya markası haline gelerek rekor başvuru seviyesine ulaştı. Son olarak 2021 yılında 178 ülkeden 165.500 rekor başvuru alan Türkiye Bursları programı, her sene bilimsel kriterler eşliğinde seçtiği 5 bin civarında uluslararası öğrenciyi Türk üniversitelerine kazandırarak aynı zamanda üniversitelerimizin uluslararasılaşmasına da katkı sunuyor. Eğitimlerinin ardından mezun olan öğrencilerle irtibatı koparmayan YTB, "Türkiye Mezunları Çalışmaları” başlığı ile uzun soluklu projelere imza atıyor.

 

TMP PROGRAMI HAYATA GEÇİRİLDİ

 

Türkiye’de eğitimini tamamlamış uluslararası öğrencilerin ülkemizle olan irtibatlarının devam ettirilmesi için yapılan çalışmalar YTB’nin kuruluşuyla başlamış olup bu çalışmaların belli bir düzeye gelmesine müteakip 2017 yılında “Türkiye Mezunları Programı” (TMP) hayata geçirildi. TMP ile ülkemizde herhangi bir zamanda ve düzeyde eğitim almış mezunlar ile irtibat ve iletişimin sağlanması, kendilerinin ülkemizle olası işbirliği imkânlarının geliştirilmesi amaçlanıyor.

 

53 ÜLKEDE 94 MEZUN BULUŞMASI

 

“Türkiye Mezunları Ailesi” olarak isimlendirilen ve sayıları 150 binden fazla olan Türkiye Mezunlarının dünyanın 184 ülkesine yayıldığı biliniyor. Bu kişilerin bir araya gelmeleri için internet ortamında YTB tarafından oluşturulan “Türkiye Mezunları Portalı”nda, kimlik bilgileri ile birlikte kayıtlı bulunan mezunlarımızın sayısı ise 120 bini aşıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde hayatlarına devam eden ve önemli bir kısmı nitelikli mesleklere sahip bu mezunlarla YTB’nin ve dış temsilciliği bulunan kurumların yetkilileri sıklıkla bir araya geliyor. 2013 yılından bu yana YTB koordinasyonunda 53 ülkede 94 mezun buluşması gerçekleştirildi. Bunun yanında da YTB desteğiyle, dünyanın 30 ülkesinde kurulan 34 Türkiye Mezunları Derneği hizmetlerine devam ediyor. Bu dernekler Türkiye’nin dış politikasında önemli bir yer tutan kamu diplomasisinin son yıllardaki etkili araçlarından birini oluşturuyor. Mezun derneği olmayan ülkelerde ise dernek kurulumu için çalışmalar devam ediyor. Birçok ülkede de platformlar oluşturularak mezunların ülkemizle irtibatı sağlanıyor.

Bu çerçevede YTB,  “Türkiye Mezunları Programı” başlığı altında çok çeşitli, uzun soluklu faaliyetler yürütüyor.

 

TÜRKİYE MEZUNLARI PORTALI

 

Dünyanın dört bir yanındaki 150 bin Türkiye Mezununa ait; eğitim, çalışma ve iletişim bilgilerinin sağlıklı bir şekilde muhafaza edilebilmesi, raporlanabilir hale getirilmesi ve ülkemiz kamu diplomasisi faaliyetlerinin verimliliğinin artırılması amacıyla “Mezun Bilgi Yönetim Sistemi” hayata geçirildi. Çalışmanın sağlıklı bir şeklide yürümesi açısından da yükseköğrenimlerini bitirerek ülkemizden mezun olmaya hak kazanan uluslararası öğrencilerin Türkiye Mezunları Portalı’nda kayıt altına alınmaları amacıyla üniversitelerle mezuniyet bilgisi akışını öngören bir iş süreci geliştirildi. Bu mekanizma kapsamında mezuniyeti hak eden uluslararası öğrenciler diplomalarını teslim almadan önce Türkiye Mezunları Portalı’na eğitim bilgilerini girerek üye oluyor. Yine işbirliği çerçevesinde yürütülen öğrencilerin imzaladığı “Mezun Bilgi Formunu” resmi yazı ile YTB’ye ulaştırılıyor.

 

MEZUN AĞI GELİŞTİRME DESTEK PROGRAMI (MAG)

 

Türkiye Mezunları Derneklerinin kapasitelerini güçlendirerek kendi alanlarına yönelik organizasyon kabiliyetlerini arttırmak, ülkemiz ve kendi aralarındaki ilişkilerin güçlenmesi amacıyla da Mezun Ağı Geliştirme Destek Programı (MAG) yürütülüyor. Program kapsamında; İş Dünyası - Mezun Buluşmaları, Tematik Seminer ve Konferanslar, Türkçe Dil Eğitimi ve Türk Kültür Günleri, Yurtdışındaki Türkiye Fuarlarına Katılım, Yurtdışındaki Eğitim Fuarlarına Katılım, Türkiye Bursları Oryantasyon ve Tanıtım Programları düzenlemeye yönelik projeler destekleniyor.

 

KURUMSAL GÖRÜNÜRLÜK VE İLETİŞİM DESTEK PROGRAMI (KGİ)

 

Türkiye Mezunları Derneklerinin kurumsal görünürlük ve iletişim alanlarında kapasitelerini geliştirerek daha profesyonel bir yapıya kavuşmaları amacıyla da Kurumsal Görünürlük ve İletişim Destek Programı yapılıyor. Bu çerçevede; kurumsal kimlik oluşturulması, internet sayfası tasarım ve yönetimi, sosyal medya yönetimi, süreli yayınlar gerçekleştirilmesi ve kurumsal standardizasyon konulu projelere destekler sağlanıyor. MAG ile KİG programları kapsamında dünyanın 30 ülkesindeki 34 Türkiye Mezunları Derneği tarafından gerçekleştirilen 75 proje YTB destek verildi.

 

AKADEMİK TEŞVİK PROGRAMI

 

Türkiye Mezunlarının; Türkiye, Türkçe, Türk kültürü ve tarihini konu edinen akademik çalışmalarının teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesini amacıyla mezunların önde gelen akademik indekslerde (SSCI, SCI, AHCI) taranan uluslararası dergilerde yayınlamış oldukları akademik makaleler ödüllendiriliyor.

 

POTANSİYEL MEZUN ATÖLYELERİ

 

Ülkemizin çeşitli üniversitelerinde son yılında bulunan uluslararası öğrencilerin "Türkiye Mezunu" kimliği aidiyetine sahip olmalarını temin etmek için ise "Potansiyel Mezun Programı" başlatıldı. Bu kapsamdaki atölyelere, alanındaki uzman isimler davet edilerek kariyer gelişimi, iki ülke arasındaki ticaret ve işbirliği olanakları ile YTB’nin mezun faaliyetleri hakkında bilgilendirmeler yapılıyor.

Program ilk olarak 2020 yılında 11 şehirde gerçekleştirildi. 2021 yılında 20 şehirde düzenlenmesi planlanırken, salgın nedeni ile 13 ilde, 400 Potansiyel Mezun ile bir araya gelindi.

 

TÜRKİYE MEZUNLARI E-BÜLTENİ

 

YTB ve Türkiye Mezunları Dernekleri tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri kapsayan Türkiye Mezunları e-Bülteni, 3 aylık periyodlarla Türkiye Mezunları Portalı’nda kayıtlı 120 binin üzerindeki mezunu gönderiliyor.

 

TÜRKİYE BURSLARI TANITIM VE ORYANTASYON PROGRAMLARI

 

Türkiye Mezunları Dernekleri, bulundukları ülkelerdeki üniversite ve liselerde, Türkiye Bursları tanıtım programları organize ederken ulusal televizyon ve radyolarda da programlara katılıyorlar. Ayrıca Türkiye Burslusu olmaya hak kazanan öğrencilere yönelik Türkiye’de eğitim ve yaşam konulu oryantasyon programları gerçekleştiriyor.

 

TÜRKİYE MEZUNLARI AKADEMİSİ

 

Kariyerlerine yeni başlayan Türkiye Mezunlarının mesleki gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlayan “Türkiye Mezunları Akademisi” programının ilki, Anadolu Ajansı ile işbirliği içerisinde ‘Yeni Nesil Medya Eğitimi’ başlığı ile oldu. Türkiye Mezunları Akademisi kapsamında farklı alanlarda eğitim programları gerçekleştirilmesi de planlanıyor.

 

TÜRKİYE MEZUN DERNEKLERİ KAPASİTE GELİŞTİRME PROGRAMLARI

 

Tüm bu çalışmaların yanında mezun dernekleri yöneticilerine yönelik Kapasite Geliştirme Programları başlığı düzenlenen eğitim çalışmaları ile derneklerin kapasitelerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Programın ilki 4 – 8 Kasım 2019 tarihinde Ankara’da düzenlendi. Bölgesel olarak düzenlenen ilk Kapasite Geliştirme Programı da Balkanlar Türkiye Mezunları Derneklerine yönelik olarak Karadağ, Podgoritsa’da 23-25 Ekim 2020 tarihleri arasında gerçekleşti. Kapasite geliştirme programları kapsamında medya ve iletişim, proje eğitimi, sivil toplumda kurumsallaşma konularında uzmanlarca eğitimler verildi.

 

TÜRKİYE MEZUN ÖDÜLLERİ

 

Faaliyet gösterdikleri alanlarda üstün başarı elde etmiş Türkiye Mezunlarını ödüllendirmek suretiyle mezunların Türkiye Mezunu kimliği aidiyetini pekiştirmek ve kamuoyunda Türkiye Mezunları Ailesi hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla 2020 Türkiye Mezun Ödülleri isimli program hayata geçirildi.

 

TÜRKİYE MEZUNU İŞ İNSANLARI – TÜRK İŞ DÜNYASI BULUŞMALARI

 

Türkiye Mezunu İş İnsanları ile Türk İş Dünyasını bir araya getirmeye yönelik düzenli olarak da toplantılar organize ediliyor. Toplantılara Türkiye Mezunu İş İnsanları ve TİM, DEİK ve MUSİAD’ın üst düzey yetkilileri ve bölge konseyi başkanları katılım sağlıyor. Afrika’dan Orta Asya’ya, Balkanlar’dan Asya Pasifik Bölgesi’ne kadar farklı coğrafyaları kapsayan toplantılar hem Türk iş insanları hem de Türkiye Mezunu iş insanlarının birbirlerini tanımasına ve iş hacimlerini artırmasına zemin hazırlıyor. 

 

Unter großem Zuschauerinteresse eröffnete Oberbürgermeister Christian
Schuchardt die Ausstellung „Nichts war verglich – Frauen im Widerstand
gegen den Nationalsozialismus“. Die Ausstellung würdigt den Mut von
Frauen, die sich gegen den Terror des NS-Systems stellten. Die auf
Roll-ups dargestellten 18 Biografien machen deutlich, auf welch‘
vielfältige Weise Frauen dem Regime die Gefolgschaft verweigerten.
Sie verfassten und verteilten Flugblätter, sie boten Verfolgten
Unterschlupf, sie klärten im Ausland über das Unrecht in Deutschland
auf.

Immer folgten sie ihrem Gewissen – und setzten damit ihr Leben aufs
Spiel. Der Anteil dieser Frauen im Kampf gegen den NS-Staat ist in der
Öffentlichkeit noch immer wenig bekannt.

„Wir leben heute in einer Demokratie. In Artikel 1 unseres
Grundgesetzes steht „Die Würde des Menschen ist unantastbar.“ Gleichwohl
gibt es in unserer Gesellschaft Ausgrenzungen, Diskriminierungen von
Menschen. Niemals darf dies wieder passieren und wir müssen den Anfängen
wehren – d.h. jede und jeder von uns, kann und soll sich einsetzen – für
unsere demokratische Gesellschaft, für die Wahrung der Menschenrechte
und für ein friedliches und respektvolles Miteinander“, so Schuchardt.

Musikalisch umrahmt wurde die Ausstellungseröffnung von Birgit Süß mit
„Ilse Totzke – Eine Würzburgerin, die widerstand!“, einem Lied aus
ihrem Programm „Nie bereut – Widerstand von Frauen 1933 – 1945“, das am
25. Januar im Theater am Neunerplatz Premiere hat. Eine Schulklasse der
Don Bosco Berufsschule beschäftigte sich anhand eines vorbereiteten
Fragenkatalogs sogleich intensiv mit der Ausstellung.

Die Ausstellung wird präsentiert von der Gleichstellungsstelle der
Stadt Würzburg, dem AK Stolpersteine und der Akademie Frankenwarte. Sie
ist bis zum 31. Januar in der Behr-Halle im Rathaus Würzburg, Eingang
Vierröhrenbrunnen, kostenfrei zu sehen. Öffnungszeiten: Montag bis
Donnerstag 8.30 – 16 Uhr, Freitag 8.30 – 12 Uhr.

 

 

BERLİN (AA) – Almanya'da silahlı kuvvetlerdeki personel eksikliğinin giderilmesi için Alman pasaportuna sahip olmayanların da askere alınması tartışılıyor.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Tagesspiegel gazetesine yaptığı açıklamada, yabancıların Alman ordusuna alınması önerisinin uzmanlar tarafından gündeme getirildiğini, konunun gerekli titizlikle ele alındığını belirtti.

Bu konunun incelenmesinin henüz başında olduklarını aktaran Pistorius, "Avrupa'da bunu yapan ilk silahlı kuvvetler biz olmayız. Ülkede yaşayan ve Alman vatandaşlığına sahip olmayan ikinci ve üçüncü kuşak (göçmen) insanlar var." ifadelerini kullandı.

Yabancıların askere alınabilmesi önerisine ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi ile hükümet ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) olumlu bakıyor.

 

CDU Milletvekili Johann Wadephul, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, silahlı kuvvetlerin Alman vatandaşı olmayan adaylara açılması yönündeki düşünceyi prensipte doğru bulduğunu ancak bunun nasıl şekillendirileceğinin önemli olduğunu ifade etti.

Wadephul, bu bağlamda, "Bu seçenek yalnızca Avrupa Birliği (AB) veya NATO ülkelerinin vatandaşlarına mı yoksa başka vatandaşlar için de mi geçerli olacak? Ve Almancayı tam olarak bilmek gerekli mi?" gibi soruların yanıtlanması gerektiğini belirtti.

FDP Milletvekili ve Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann da yabancıların Alman ordusuna alınabileceğini savunarak, "Alman ordusunda görev yapmak isteyen uygun gençleri ararken daha fazla Avrupalı olarak düşünmek zorundayız." dedi.

Strack-Zimmermann, Alman pasaportuna sahip olmayan askerlerin, Alman ordusunda başarılı bir şekilde hizmet ederek bu pasaportu daha hızlı bir şekilde almalarının da düşünülebileceğini kaydetti.

 

- Yeşiller Partisi öneriye karşı

Hükümetin diğer ortağı Yeşiller Partisi Milletvekili Sara Nanni ise Alman pasaportuna sahip olmayanların orduda görev almalarına kesinlikle karşı olduğunu, Alman ordusuna görev almak isteyen adayların, vatandaşlık yasasında yapılan reformla hızlı bir şekilde Alman vatandaşı olabileceğini ifade etti.

Nanni, ülke dışında yapılacak görevlere Alman vatandaşı askerlerin gönderilmesinden yana olduğunu aktardı.

- Almanya askerlik için personel bulmada zorlanıyor

Almanya'nın yaklaşık 181 bin askeri bulunuyor. Bu sayının 2031'e kadar 203 bine çıkarılması hedefleniyor ancak bu sayının da ülke savunması için yeterli olmayacağı ileri sürülüyor. Zorunlu askerliğin kaldırıldığı Almanya'da yaşlanan nüfus ve nitelikli işgücü eksikliğinden dolayı askerlik yapacak personel bulmakta zorluk yaşıyor ve 2031 için hedeflenen sayıya ulaşılamayacağı belirtiliyor.

 

Savunma Bakanı Pistorius, zorunlu askerliğin kaldırılmasını "hata" olarak nitelendirmiş, Alman ordusu için personel bulma konusunda nisan ayına kadar yeni olanaklar konusunda çalışmalar yapılacağını duyurmuştu.

Pistorius, Almanya'nın savunma harcamalarını artırması ve silahlı kuvvetlerin modernize edilerek yeni güvenlik sorunlarıyla başa çıkabilecek hale getirilmesi gerektiğini belirterek, "Avrupa'da bir savaş tehdidi olabileceği fikrine alışmalıyız ve bu da savaşa hazır olmamız gerektiği anlamına geliyor." ifadesini kullanmıştı.

Zorunlu askerlik uygulaması, 2011'de dönemin Başbakanı Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokrat Parti (FDP) koalisyon hükümeti tarafından kaldırılmıştı ancak Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasının ardından ülkede zorunlu askerliğin yeniden uygulamaya konulmasına ilişkin tartışmalar da yoğunlaşmıştı.

 

BERLİN (AA) - Space X ile Tesla'nın Üst Yöneticisi (CEO) ve sosyal medya platformu X'in sahibi Elon Musk, Polonya'nın Krakow kentindeki Auschwitz Yahudi toplama kampını ziyaret etti.

 

Alman medyasındaki haberlerde, Avrupa Yahudi Derneğince (EJA) düzenlenen bir konferans çerçevesinde Krakow'da bulunan Musk, toplama kampını da ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı.

Almanya'da Hitler yönetimi, 1939-1945 döneminde Yahudiler başta olmak üzere Romanlar, Nazi aleyhtarı Almanlar, engelliler, savaş tutsakları, Lehler ve diğer Slavların da aralarında bulunduğu milyonlarca kişiyi sistematik olarak katletmişti.

 

2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma kurban giden Yahudi sayısının 6 milyon olduğu belirtiliyor.

Auschwitz toplama kampında tutulanlar, 27 Ocak 1945'te Kızıl Ordu askerlerince kurtarılmıştı.

Yahudi soykırımı için simge niteliği taşıyan Auschwitz kampında, yaklaşık 1,1 milyon kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser: "İsrail'deki insanları yalnız bırakmayacağız"
 

BERLİN (AA) - Almanya'ya vizesiz seyahat ederek gelen ve burada 90 günü aşan İsrail vatandaşlarının, herhangi bir işlem yapmadan 3 ay daha kalabilecekleri bildirildi.

İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Almanya'ya vizesiz olarak seyahat eden İsraillilerin 26 Nisan 2024 tarihine kadar bürokratik işlem yapmadan kalabileceklerini öngören yönetmeliğin çıkarıldığı belirtildi.

Açıklamada, 7 Ekim olayları sonrasında Almanya'ya gelen İsraillilerin otomatik olarak 3 ay daha kalabilecekleri ifade edildi.

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, "Düzenlememizle İsrail vatandaşlarının (vizesiz gelen) herhangi bir başvuru yapmalarına gerek kalmadan üç ay daha Almanya'da kalmalarına olanak sağlıyoruz. İsrail'deki insanları yalnız bırakmayacağız." ifadesini kullandı.

İsrail vatandaşları, Almanya'da 90 gün boyunca vizesiz kalabiliyordu.

- Köln'de esnaflık yapan Hidayet Yiğit:
- "Bu, buradaki yabancılar, özellikle Türkler için büyük bir şans, belki ülkede 2 milyona yakın Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Türk vatandaşı var"
- Köln'de yaşayan Alman vatandaşı Katrin Kinderdick:
- "Bence bu iyi bir şey, çünkü belli bir esneklik sağlıyor; göçmen geçmişi olan insanlar, köklerinin olduğu ülkede daha uzun süre kalabilirler, aynı zamanda yaşadıkları ülkede de kalabilirler"
 

KÖLN (AA) - MESUT ZEYREK - Almanya’da çifte vatandaşlığı mümkün kılacak yasa tasarısının Federal Meclis'te kabul edilmesi, başta Türkler olmak üzere ülkede yaşayanlar tarafından olumlu karşılandı.

Köln'de yaşayanlar, AA muhabirine, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümetince hazırlanan "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu" başlıklı tasarının kabul edilmesini sevinçle karşıladıklarını ifade ettiler.

Kentte esnaflık yapan Hidayet Yiğit, 2005 yılında Alman vatandaşlığına geçtiği için mecburen Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kaldığını ve bu kararla tekrar Türk vatandaşlığına dönüp çifte vatandaş olabileceği için mutlu olduğunu söyledi.

 

Şu anki mevcut hükümetin en isabetli kararının çifte vatandaşlık yasasını meclisten geçirmek olduğunu belirten Yiğit, "Bu, buradaki yabancılar, özellikle Türkler için büyük bir şans. Belki ülkede 2 milyona yakın Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Türk vatandaşı var. Yasa yürürlüğe girdikten sonra insanımız buna büyük ilgi gösterecektir. Çünkü hem buradaki haklarını hem Türkiye'deki haklarını korumak için çifte vatandaşlığın çok önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.

Türkiye'den Almanya'ya göç eden ilk kuşak arasında yer alan Şefik Karagüzel, yaklaşık 30 yıldır çifte vatandaşlık hakkının Türklere de verilmesi için mücadele ettiklerini aktararak, karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Karagüzel, "Biz bulunduğumuz ülkeyi, yani burayı, Almanya'yı ikinci ülkemiz olarak kabul ediyoruz. Vatandaşlığın olsun ya da olmasın bu memleketin başına gelecek herhangi bir sıkıntıda sanki buranın vatandaşı gibi burayı korumaya, kollamaya ve kalkındırmaya çalışırız. Bunun için hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah yakında bu millet uyanır ya da buradaki idareciler uyanır ve vize konusundaki olan bu sıkıntıyı da ortadan kaldırır." değerlendirmesinde bulundu.

 

Emekli Osman Nortoğlu da, yeni kanunun iyi bir şey olduğunu ancak kendileri için artık geç kalındığını belirterek, "Çünkü yaşımız gelmiş, oraya gidip geleceğiz, uğraşacağız. Zamanında iki devlet, arasında anlaşsaydı daha iyi olacaktı. Gençlere tavsiye ederim, hiç durmadan koşsunlar." şeklinde konuştu.

Emekli Necdet Ergül ise, "Hangi ülkenin vatandaşı olursan ol, kapıda kendi ismin yazıyor. O yüzden bu vatandaşlığa geçme işi bana hiç akılcı gelmiyor. Herkes kendi bilir tabii. Benim çocuklarım mesela ben pasaportumu teslim etmem diyor, ben neden Alman olayım ki ben Türküm diyor. Herkes bir olmaz." ifadelerini kullandı.

 

- Almanlar da olumlu karşılıyor

Köln'de yaşayan Alman vatandaşı Katrin Kinderdick, partnerinin Türk olduğunu ve bu kararın yasalaşmasından sonra çifte vatandaşlık alabilecek olmasından dolayı memnun olduğunu belirtti.

Kinderdick, "Bence bu iyi bir şey, çünkü belli bir esneklik sağlıyor,; göçmen geçmişi olan insanlar, köklerinin olduğu ülkede daha uzun süre kalabilirler, aynı zamanda yaşadıkları ülkede de kalabilirler. Mesela şu an Avrupa Birliği ülkesi pasaportuyla Almanya'ya ulaşım şansı var. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum." dedi.

Haithem isimli Alman vatandaşı, "Çifte vatandaşlıkla ilgili bir sorunum yok, bu iyi bir şey. Eğer insanların bir şekilde iki pasaportu varsa ve kendinizi iki ülkeye bağlı hissediyorsanız, bu kişiye bir şekilde katkıda bulunuyorsa neden bir pasaporttan vazgeçesiniz ki?" diye konuştu.

Alman vatandaşı olan Pia ise "Çifte vatandaşlığın aslında iyi olduğunu düşünüyorum. Bence bu, bundan yararlanabilecek insanlar için iyi bir fırsat." yorumunu paylaştı.

 

- "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu Yasası"

Kamuoyunda "çifte vatandaşlık yasası" olarak bilinen "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu Yasası"yla Alman vatandaşlığına geçmek için istenen yasal ikamet süresi, 8 yıldan 5 yıla indirildi.

Alman vatandaşlığına geçmek isteyen kişinin ülkedeki yaşam şartlarına uyum sağlama konusunda okul veya mesleki başarısının bulunması, gönüllü çalışmalar yapması veya dil öğrenmek için özel çaba sarf etmesi gibi durumlarda bu süre 3 yıla düşürüldü.

Çifte vatandaşlık imkanı tanındığı için daha önce yürürlükte olan ve gençleri 23 yaşına kadar ebeveynlerinin vatandaşlığı veya Alman vatandaşlığı arasında seçim yapmaya zorlayan "opsiyon modeli" tamamen kaldırılmış oldu.

 

Almanya'da doğan çocuklar, Alman vatandaşı olmasalar da ebeveynlerinden birinin en az 5 yıl yasal olarak ülkede ikamet etmesi halinde Alman vatandaşlığı alabilecek.

Alman vatandaşlığına geçiş için ayrıca kişinin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini, sosyal yardım almadan sağlaması gerekiyor. Misafir işçi jenerasyonu yani 1960'larda Almanya'ya gelen Türk işçiler ile son 2 yılda 20 ay tam gün çalışan yabancılar ve tam gün çalışan kişilerin yabancı eşleri bundan muaf tutulacak.

Misafir işçi jenerasyonu için Alman vatandaşlığına geçişteki yazılı sınav zorunluluğu da kaldırılacak.

Yasa, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in onayı sonrası resmi gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.