Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Denetim, vergi ve danışmanlık alanlarında hizmet veren Deloitte tarafından hazırlanan rapora göre, İsviçre, zengin uluslararası banka müşterileri için cazibesini yitirmeye başladı.

Deloitte’nin Deloitte Uluslararası Varlık Yönetimi Merkezleri Sıralaması (IWMCR) 5. sayısı yayımlandı.

 

Buna göre, İsviçre yaklaşık 2,2 trilyon dolar değerindeki uluslararası varlıklarla dünyada ilk sırada yer aldı. 2020’de bu ülkede 2 trilyon 623 milyar dolar uluslararası varlık bulunuyordu.

Sıralamada Birleşik Krallık 2 trilyon 166 milyar dolarla ikinci, ABD ise 2 trilyon 109 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı.

Raporda, İsviçre’nin özellikle Avrupalı ve Orta Doğulu müşteriler için önde gelen ve tercih edilen varlık yönetimi merkezi olmaya devam ettiği ifade edilirken bununla birlikte, ülkenin, finans ve bankacılık piyasasının istikrarının 2023’te Credit Suisse'in iflasıyla sarsıldığı ve büyük miktarlarda müşterinin parasını sadece birkaç gün içinde çektiği belirtildi.

 

Söz konusu iki bölgeden İsviçre’ye gelen varlık girişlerinin hala tam olarak toparlanmadığı aktarılan raporda, "Bir diğer faktör de İsviçre'nin geçmişte sahip olduğu bazı temel avantajların (düşük vergiler, siyasi ve ekonomik istikrar, yasal kesinti ve tarafsızlık) son yıllarda önemini ve gücünü kaybetmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, ülke artık zengin uluslararası bankacılık müşterileri için eskiden olduğundan daha az cazip." ifadeleri yer aldı.

Bu arada, rapora göre, 2023'te yönetilen küresel varlıklar yıllık yüzde 2,9 artışla 10,1 trilyon dolara ulaştı. 4 yıl önce bu varlıkların yaklaşık yüzde 24'ü İsviçre'de yönetilirken, bu oran 2023'te yaklaşık yüzde 21'e geriledi.

 

Panama ve Karayip ülkeleri bu dönemde en fazla pazar payını kaybeden ülkeler olurken, en büyük kazançlar, her ikisi de şu anda yaklaşık yüzde 21'i yöneten Birleşik Krallık ve ABD tarafından kaydedildi.

 

BERLİN (AA) - Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), eski ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kasım 2024'te yeniden ABD Başkanı olarak seçilmesinin" ve "ABD'nin ticaret açığını azaltmak amacıyla Avrupa Birliği (AB) de dahil olmak üzere gümrük tarifelerini artırma yönündeki taahhütlerini yerine getirmesinin" küresel ticaret düzeninde önemli bir karışıklığa yol açabileceğini bildirdi.

IW, ekonomiye yönelik, "Trump 2 döneminde transatlantik ticaret ilişkilerini tehdit eden nedir?" başlıklı analizi yayınladı.

Analizde, "Washington ile bir ticaret savaşı" yaşanması halinde Almanya'nın milyarlarca avroluk kayıpla karşı karşıya kalacağı ifade edildi.

IW ekonomistleri, birinci senaryoda, 2025'te ABD gümrük vergilerinin tüm ABD ithalatında yüzde 10'a ve ABD'nin Çin'den ithalatında yüzde 60'a çıkarılmasını, AB'nin ise buna ABD'den yapılan ithalatta yüzde 10'luk bir misilleme tarifesiyle karşılık vermesini modelledi.

 

Analizde, bu durumda 2028'e kadar Almanya'nın gayrisafi yurt içi hasılasındaki (GSYH) kaybın 127 milyar avro olacağı belirtildi.

İkinci senaryoda ise Trump'ın ABD gümrük vergilerini yüzde 20'ye çıkarması ve AB'nin de ABD'den ithalata yüzde 20'lik bir misilleme gümrük vergisiyle karşılık vermesi modellendi.

Analizde, bu durum gerçekleşirse 2028'de Almanya'nın GSYH'sinde yüzde 1,5'lik bir düşüş olacağı ve 4 yıl içinde kayıpların yaklaşık 180 milyar avroya ulaşacağı belirtildi.

Senaryolar, AB'nin ABD'ye eş değer bir tarife artışı ile tepki vermesi halinde, bu tür önlemlerin ABD ekonomisi için etkisinin olumsuz olacağını da ortaya koydu.

 

Analizde, "Senaryoya bağlı olarak, ABD ekonomisi 2025'te temel senaryoya kıyasla GSYH'nin yaklaşık yüzde 1,3'ü ile yüzde 1,5'i arasında bir ekonomik kayba uğrayacaktır. Olumsuz GSYH etkileri ilk iki yılda en güçlü olacak ve zaman içinde azalacaktır." denildi.

Trump'ın ilave gümrük vergisi tehditlerinin dünya genelinde serbest ticarete yönelik tutumların nasıl değiştiğinin yalnızca bir yönünü oluşturduğuna yer verilen analizde, Çin'in ticaret uygulamalarının da serbest ticaret için bir zorluk teşkil ettiği kaydedildi. Analizde, "AB ve Almanya buna daha sağlam bir ticaret politikasıyla karşılık vermelidir. Jeopolitik açıdan gergin bir dönemde bu, inandırıcı bir tehdit ve nihayetinde reel politiğin gerekli bir unsuru olarak misilleme tedbirlerinin uygulanmasını da içerir." ifadelerine yer verildi.

 

- "ABD ile doğrudan ihracat bağı olmayan birçok şirket de olumsuz etkiden endişe ediyor"

Bu arada, Ekonomi Araştırma Enstitüsünün (Ifo) 2 bin şirketle yapılan anketine göre, Almanya'da neredeyse her iki sanayi şirketinden biri Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesinin kendi faaliyetleri üzerinde olumsuz olmasını bekliyor.

Şirketlerin yaklaşık yüzde 51'i için ise 5 Kasım'daki seçimi hangi adayın kazanacağı fark etmiyor. Sadece yüzde 5'i Trump'ın zaferinin olumlu etkilerini bekliyor.

Ifo Dış Ticaret Uzmanı Andreas Baur, değerlendirmesinde, "Özellikle ABD ile yakın ekonomik bağları olan şirketler, Trump'ın seçimi kazanması halinde olumsuz sonuçlar bekliyor." ifadelerini kullandı.

 

Baur, ABD ile doğrudan ihracat bağı olmayan birçok şirketin de olumsuz etkiden endişe ettiğini belirterek, "Çünkü tedarikçi olarak, dolaylı olarak etkilenebilirler." dedi.

Trump, seçimi kazanırsa gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı.

 

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Alman ekonomisinin yaz aylarında küçülmeye devam ettiğini ve son çeyrekte ekonomik faaliyetlerin zayıf kalmasının beklendiğini bildirdi.

Bundesbank'ın ekonomiye yönelik ekim ayı raporu yayımlandı.

 

Raporda, Alman ekonomisinin hala 2022 ortalarından beri devam eden zayıf evrede sıkışmış durumda olduğu belirtilerek, ekonominin şu anda önemli, geniş tabanlı ve uzun süreli resesyon anlamında bir durgunluğa girmesinin beklenmediği ifade edildi.

İlkbaharda yüzde 0,1 daralan Almanya’nın gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yılın üçüncü çeyreğinde muhtemelen "yine hafif bir düşüş" gösterdiği aktarılan raporda, "Bugünün perspektifinden bakıldığında, ekonomik faaliyetler dördüncü çeyrekte durgunlaşabilir." denildi.

Raporda, Almanya’da Avrupa Birliği uyumlu yıllık enflasyonun eylülde yüzde 1,8'e düşmüş olsa da yılsonuna kadar tekrar yükselmesinin muhtemel olduğu belirtildi.

Bundesbank'a göre Alman ekonomisi, sanayide süregelen sorunlar nedeniyle de büyümekte zorlanıyor.

Raporda, “Alman sanayi ürünlerine yönelik dış talep, Almanya'nın satış pazarlarındaki ılımlı büyümeye rağmen şu anda çok az toparlanıyor. Bu durum Almanya'nın rekabet gücüyle ilgili sorunların devam ettiğini göstermektedir,.” ifadeleri yer aldı.

 

- Alman ekonomisi yeniden resesyona girme riskiyle karşı karşıya

Öte yandan Alman ekonomisi, artan faiz oranları, konjonktürel riskler ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) de 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor.

Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.

Almanya, 10 yıllık ekonomik büyümenin ardından salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

 

Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'ten sıfıra düşürmüştü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) da 22 Ekim’de Almanya'nın bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,2'den yüzde 0'a indirmişti.

Alman ekonomisi geçen yıl da alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı.

Ülke böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Almanya, bu yıl da küçülürse, 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

 

GÜMÜLCİNE (AA) - Batı Trakyalı Türkler, Ankara’daki Türkiye Uzay ve Havacılık Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine yapılan terör saldırısını kınadı.

Batı Trakya’daki Türk milletvekilleri, kurum ve kuruluş temsilcileri, TUSAŞ'a yönelik saldırıya ilişkin sosyal medya üzerinden taziye ve kınama mesajları paylaştı.

 

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulundan (BTTADK) yapılan açıklamada, "Hain terör saldırısını nefretle lanetliyor ve şiddetle kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.

Rodop Yeni Sol Milletvekili Özgür Ferhat, saldırıyı şiddetle kınayarak "Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum." mesajını paylaştı.

İskeçe Yeni Sol Milletvekili Hüseyin Zeybek de sivillere yönelik her türlü saldırıyı kınadığını belirterek "Şehit düşenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum." ifadesini kullandı.

 

İskeçe Bağımsız Milletvekili Burhan Baran, "Kimden ve nereden gelirse gelsin, masum insanlara yönelik her türlü saldırıyı lanetliyorum." açıklamasında bulundu.

Dostluk Eşitlik Barış Partisinden (DEB) yayımlanan mesajda ise "Bu insanlık dışı terör saldırısını nefretle kınıyoruz." denilerek hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dilendi.

 

İskeçe Seçilmiş Müftülüğü, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve diğer azınlık kuruluşları da saldırıyı lanetleyerek Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın ağustostan bu yana İsrail'e silah ve askeri teçhizat satışlarını yüksek oranda artırdığı bildirildi.

Alman Haber Ajansı DPA'nın haberine göre, Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin (BSW) partisinin soru önergesini yanıtlayan Almanya Dışişleri Bakanlığı, Alman hükümetinin ağustos ayından bu yana İsrail'e 94,05 milyon avroluk silah ve askeri teçhizat ihracatına onay verdiğini açıkladı.

 

Bu meblağ, Almanya Ekonomi Bakanlığının Federal Meclis Ekonomi Komisyonuna bildirdiği rakamın iki katından fazla oldu.

Almanya Ekonomi Bakanlığı, 16 Ekim'de Federal Meclis Ekonomi Komisyonuna, hükümetin bu yıl 13 Ekim itibarıyla İsrail'e 45,74 milyon avroluk silah ve teçhizat ihracatı onayı verdiğini belirtmişti.

Alman hükümetinin 2023'te İsrail'e 326 milyon avroluk silah ve teçhizat ihracatı onayı verdiği bildirilmişti.

 

Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, 10 Ekim'de mecliste yaptığı konuşmada, hükümeti İsrail'e aylardır mühimmat ve tankların yedek parçalarının gönderilmesi için ihracat izni vermemekle suçlamıştı.

Bunun üzerine Başbakan Olaf Scholz, İsrail'e silah sağladıklarını ve sağlamaya devam edeceklerini söylemişti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da Almanya'dan temin edilen silahların kullanımında uluslararası insancıl hukuka uyacağına dair İsrail'den mektup aldıklarını ifade etmişti.

Öte yandan Forsa şirketinin 17-18 Ekim'de telefonda 7 bin kişiyle yaptığı ankete katılanların yüzde 60'ı, Almanya'dan İsrail'e silah ihracatına karşı olduğunu belirtmişti.

 

Soykırım suçları işleyen İsrail'e, Almanya'dan silah teslimatlarının sürmesine destek verenlerin oranı ise yüzde 31'de kalmıştı.​​​​​​​

BİLECİK (AA) - Bilecik'in Osmaneli ilçesinde, cumhuriyetin kuruluşunun 101'inci yıl dönümü nedeniyle "Atatürk Köşesi" oluşturuldu.

Hürriyet Caddesi'nde, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sivil ve askeri giyimli 8 büyük boy fotoğrafından oluşan köşenin ileride yeni fotoğraflar ve dekorasyonla zenginleştirilerek caddeyi boydan boya kaplaması planlanıyor.

Osmaneli Belediye Başkanı Bekir Torun, AA muhabirine, 29 Ekim Salı günü cumhuriyetin kuruluşunun 101'inci yılının kutlanacağını hatırlattı.

 

Bu rejimin önemine işaret eden Torun, şöyle devam etti:

"Dünyada ülkelerin cumhuriyetle tanışmaları genelde devrimler ve halk ayaklanmalarıyla oldu fakat Türkiye'de, Kurtuluş Savaşı sonrasında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti bize armağan etti. Biz de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Mustafa Kemal Atatürk'ü anmak istedik ve bir köşe hazırladık."

Torun, vatandaşların köşeyi beğeniyle karşıladığını belirtti.

 

Gelecekte eseri geliştirmek istediklerini dile getiren Torun, "Şu an 8 fotoğraf var fakat bunu çoğaltmayı düşünüyoruz. Köşe yolun sonuna kadar devam etsin istiyoruz. Daha güzel hale getireceğiz inşallah. Fotoğrafları seçerken çok çalıştık. Bizim için anlamlı ve özel fotoğraflar." diye konuştu.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ülkesinin Lübnan'a 96 milyon avro daha insani ve kalkınma yardımı sağlayacağını söyledi.

Baerbock, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen "Lübnan halkına ve egemenliğine destek" konferansı çerçevesinde gazetecilere açıklamada bulundu.

 

Bu konferansta Lübnan'a insani yardım için fon sağlanacağını belirten Baerbock, "Almanya, Lübnan halkı için insani yardım ve kalkınma yardımı olarak 96 milyon avro daha sağlayacak." dedi.

60 milyon avronun kalkınma yardımı, 36 milyon avronun da insani yardım olacağı bilgisini paylaşan Baerbock, ayrıca gelecek günlerde 10 ton insani malzemenin Lübnan'a gönderileceğini ifade etti.

Baerbock, burada sadece Lübnan'da yaşayanların acılılarını görmekle kalmayıp, aynı zamanda harekete geçerek insanları desteklediklerini savundu.

 

Paris'te ayrıca İsrail'in kuzeyindeki ve Lübnan'ın güneyindeki insanların güvenliğini garanti altına alacağını umdukları Birleşmiş Milletlerin (BM) 1701 sayılı kararın uygulanmasını nasıl sağlanabileceği konusunda yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceklerini belirten Baerbock, "İsrail ve Lübnan arasında yeni bir savaşın olmaması için her şeyi yapmalıyız. Bunun için uluslararası ortaklarla da yoğun bir şekilde çalıştık." diye konuştu.

 

Baerbock, Lübnan'ın daha fazla istikrarsızlaştırılması ve insanların güven içinde yaşamaları için çalıştıklarını kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bunun için en iyi temel 1701 sayılı karardır. Bu karar aslında her zamankinden daha günceldir. Hizbullah'ın Litani Nehri'nin gerisine çekilmesi, Lübnan'da silahlı milislerin bulunmaması gerektiğini açıkça ifade etmektedir. Yani Hizbullah'ın silahsızlandırılması gerekiyor. Ve İsrail'in ve Lübnan'ın güvende olabilmesi için İsrail ordusunun Lübnan'dan çekilmesi gerektiğini de açıkça formüle ediyor."

KAZAN (AA) - Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkesinin Avrasya'nın önemli ulaşım ve lojistik merkezlerinden biri haline geldiğini söyleyerek, "Doğu-batı ve kuzey-güney ulaşım koridorları Azerbaycan'dan geçmektedir. Azerbaycan üzerinden yapılan taşımacılığın keskin artışını göz önünde bulundurarak, bu koridorların kapasitesini artırmak için ek yatırımlar yapıyoruz." dedi.

 

Aliyev, Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi'ndeki "Genişletilmiş BRICS+" toplantısında konuştu.

Azerbaycan'ın uluslararası ilişkilerde çok taraflılık ilkesinin aktif destekçisi olduğunu söyleyen Aliyev, bunu 2020-2023 yıllarında Bağlantısızlar Hareketi dönem başkanlığında gösterdiklerini belirtti.

Aliyev, Bağlantısızlar Hareketi'nin Azerbaycan'ın dönem başkanlığında büyük kurumsal gelişim geçirdiğini ve uluslararası ilişkiler sistemindeki yerini önemli ölçüde güçlendirdiğini kaydetti.

 

Ülkesinde modern ulaşım altyapısı kurulduğunu bildiren Aliyev, "Azerbaycan, Avrasya'nın önemli ulaşım ve lojistik merkezlerinden biri haline geldi. Doğu-batı ve kuzey-güney ulaşım koridorları Azerbaycan'dan geçmektedir. Azerbaycan üzerinden yapılan taşımacılığın keskin artışını göz önünde bulundurarak, bu koridorların kapasitesini artırmak için ek yatırımlar yapıyoruz." bilgisini paylaştı.

Aliyev, Azerbaycan'ın 11-22 Kasım'da BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'na (COP 29) ev sahipliği yapacağını hatırlatarak, "Hem iklim değişikliğiyle ilgili konularda hem de küresel güvenlik konusunda karşılıklı anlayışa varmak için çaba göstereceğiz." şeklinde konuştu.

Fürth - Nürnberg bölgesinin tanınmış iş kadınlarından Mühibe Gürdoğan, geçtiğimiz hafta Cadolzburg bölgesindeki Lades Düğün Salonu’nda dillere destan bir düğün ile dünya evine girdi. Mehmet Güçlü ile evliliğinin ardından "Güçlü" soyadını alan, Hayat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mühibe Hanım ve eşi Mehmet, misafirlerle tek tek görüşüp katılımlarından dolayı teşekkür etti.

Resmi nikahın ardından yapılan düğün törenine başta Fürth, Erlangen ve Nürnberg olmak üzere Almanya’nın çeşitli şehirlerinden gelen misafirlerin katıldığı düğünde, damat ve gelinin çevresiyle kurduğu dost ve arkadaş ortamları neşeyle anlatıldı. Çevresinde başarılı insan ilişkileriyle tanınan damat Mehmet Güçlü, eşi ile birlikte sahneye çıkarak mikrofonla yaptıkları teşekkür konuşmasında şöyle dedi: “Bu önemli günde bizi yalnız bırakmadığınız için sizlere çok teşekkür ederiz. Allah herkese sevip saygı duyduğu biriyle evlenip bir yuva kurmayı nasip etsin. Atalarımız ‘evlilikte keramet vardır’ demiş. Bizler de severek evlenip bir ömür boyu inanç ve kültür dünyamıza uygun bir hayat sürmek için törelerimize uygun bir düğünde sizinle beraber olmak istedik.”

Düğün pastasının kesilmesinin ardından oldukça neşeli bir akşam geçiren misafirler, Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait müziklerle doyasıya eğlendiler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın Bundesliga ekibi SpVgg Greuther Fürth, yeni sezonun açılışını düzenlenen dini törenle başlattı.

Greuther Fürth stadyumunda yaklaşık 500 taraftarın katılımıyla gerçekleşen törene, Fürth DİTİB Mevlana Camii Dernek Başkanı Refet Avcı, cami din görevlisi Seyfettin Çoban, SpVgg Greuther Fürth Futbol Kulübü Başkanı Holger Schwiewagner, Fürth Protestan Kilisesi Dekanı Prof. Jörg Sichelstiel ve Katolik Kilisesi Dekanı Andre Hermany katıldı.

 

Yeni sezon, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Fürth Mevlana Camii din görevlisi Seyfettin Çoban’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı, ardından dernek başkanı Refet Avcı’nın selamlama konuşmasıyla devam etti. Avcı, “İslam dini sevgi, saygı, hoşgörü, birlik ve dayanışmaya büyük önem verir. Bizler sporun dostluk ve kardeşliği simgelediğine inanıyoruz. Bu nedenle, sporun her zaman birleştirici ve kardeşliği pekiştirici bir rol oynadığını görüyoruz” dedi. Avcı ayrıca, “Farklı dinlere mensup futbolcuların yer alacağı bir dostluk turnuvası düzenlenirse, insanlar arasındaki birlik ve dayanışma güçlenir ve dünya barışına katkı sağlar. Yaşasın kardeşlik!” ifadelerini kullandı.

 

Katolik Kilisesi Dekanı Andre Hermany, “Bu etkinliğin, yonca yaprağının sembolize ettiği gibi tüm taraftarları bir araya getirdiğini görmekteyiz. Sezonun, hem inanç hem de futbola uygun bir şekilde başlaması mutluluk verici” şeklinde konuştu.

SpVgg Greuther Fürth Kulüp Başkanı Holger Schwiewagner ise, “Yeni sezonun açılışı futbolcularımız ve taraftarlarımız için hayırlı olsun. Düşünceler farklı olabilir, ancak futbol insanları birleştiren güçlü bir bağdır. Tüm taraftarlarımızın yeni sezonda da yanımızda olmalarını diliyoruz” dedi.

 

Bundesliga takımı SpVgg Greuther Fürth’ün yeni sezonu, Protestan ve Katolik kilisesi dekanları ile cami din görevlisinin katılımıyla ve yapılan dualarla başladı.