Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Almanya'nın başkenti Berlin’de çevreciler, hükümetin iklim ve çevre politikasını protesto etmek için ellerini yapıştırıcıyla yere tutturarak gösteri düzenledi. Çevreci oluşum "Extiction Rebellion"ın Almanya’daki üyeleri, hükümetin iklim politikalarını protesto etmek üzere tarihi Brandenburg kapısının bulunduğu "Unter den Linden" caddesini araç trafiğine kapattı. Polis ekipleri, göstericilerin yola yapıştırdıkları ellerindeki yapıştırıcıları çözebilmek sıvı yağ kullandı. Polisin yapıştırıcılarını söktüğü göstericiler, ifadeleri alınmak üzere gözaltına alındı.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BEYRUT (AA) - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Lübnan'ın Şuf bölgesinde "pazar yeri projesi" ile çiftçilere ve ev hanımlarına destek veriyor.

Lübnan'ın güneyinde Dürzilerin yoğunlukta yaşadığı Şuf bölgesindeki Baaklin kentinde, "pazar yeri projesi" kapsamında gerekli malzemelerin temini için düzenlenen törene Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, Cezayir'in Beyrut Büyükelçisi Abdulkerim Rekaybi, TİKA Lübnan Koordinatörü Orhan Aydın ve çok sayıda yerel yetkili katıldı.

 

Törende kısa bir konuşma yapan Büyükelçi Ulusoy, şunları söyledi:

"TİKA'nın Solidarités et Amitiés Franco-Libanaise derneği ile ortaklaşa yürüttüğü bu proje ile küçük çiftçilere ve ev hanımlarına gelir getirici fırsatlar sunulması amaçlanıyor. Çiftçi ve ev hanımlarının ürünlerini doğrudan tüketicilere satabilmeleri için TİKA tarafından mobil pazar yeri oluşturuldu. TİKA, mobil pazar yerinin yanı sıra gıda işleme, pişirme, hijyen, paketleme, etiketleme, depolama gibi çok çeşitli alanlarda 60 ev hanımına eğitim verdi."

TİKA Lübnan Koordinatörü Aydın da projeye ilişkin bilgi verdi. Aydın, "İş birliği yapılan belediyelerin tahsis ettiği alanlarda TİKA tarafından temin edilen tezgah, terazi, tente, sandalye, lamba ve buzdolabı gibi malzeme ve ekipmanlarla kurulacak olan pazar yerlerinde kasabalıların ürettiği sebze, meyve, bal ve süt ürünleri, ev yapımı turşular, reçeller, içecekler ve çeşitli konserve ürünlerin yanı sıra el yapımı hediyelik eşyaların satışı yapılacak." dedi.

 

- Lübnan'da "Doğada Arama Kurtarma Temel Eğitimi" sertifika töreni

Şuf'taki programın ardından Ulusoy ve beraberindeki heyet, TİKA ve İHH İnsani Yardım Vakfı iş birliğinde gerçekleştirilen Doğada Arama Kurtarma Temel ve İleri Eğitimlerini başarıyla tamamlayanlar için düzenlenen sertifika törenine katıldı.

Tören, Lübnan'da 28 Mayıs'ta geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden İHH Afet Yönetimi Sorumlusu Emre Yerli için edilen dua ve hayatını anlatan kısa video gösterimiyle başladı.

Büyükelçi Ulusoy, törende yaptığı konuşmada, "Şuur ve Teselli Derneği olmak üzere diğer katılımcı derneklerimizden gelen 38 kursiyere doğada arama ve kurtarma ileri düzeyde eğitim verildi. Kendilerine başarılarından dolayı sertifikalarını takdim ediyoruz. Bu aradaki asıl hedef Lübnan'ın acil durum ve afette, ülkenin kapasitesini artırmaktır." dedi.

 

Ulusoy, Lübnan'ın bu konuda kapasitesinin artırılması ve yardımlar sunulmasından ötürü TİKA ve İHH'ya teşekkür ettiğini söyledi.

23-27 Mayıs ve 12-17 Eylül tarihlerinde verilen eğitimi başarıyla tamamlayan 38 kursiyere, Ulusoy, Aydın ve diğer katılımcıların huzurunda sertifikaları takdim edildi.

 

 

 

 

BEYRUT (AA) - Lübnan'da dondurulan hesaplarındaki parayı çekmek için 16 Eylül'de bankaları basan ve ardından tutuklananların yakınları Adalet Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi.

Başkent Beyrut'taki Adalet Sarayı önünde bir araya gelen yakınlar ve banka mağdurları, emniyet güçlerinde yakalanan Muhammed Rüstem ve Abdulrahman Zekerya'nın serbest bırakılmasını istedi.

 

Bakanlık binasına girmek isteyen göstericiler ile kapıda bekleyen güvenlik güçleri arasında bir müddet arbede yaşandı. Polis, banka mağdurları ve aktivistlerin içeri girmesine izin vermedi.

Göstericiler bir müddet hükümet karşıtı sloganlar attıktan sonra olaysız şekilde dağıldı.

Lübnan'da mevduatları dondurulan mudiler, 16 Eylül'de, ülkenin farklı bölgelerindeki özel bankalara baskınlar düzenleyip hesaplarındaki dövizi çekmek istemişti.

 

Yaşanan ani baskınların ardından Lübnan Bankalar Birliği de bu hafta 3 gün boyunca tüm bankaların kapanması kararı almıştı.

- Lübnan'daki ekonomik kriz ve banka baskınları

Lübnan'da döviz rezervlerinin erimesini önlemek amacıyla 2019'dan itibaren ülkedeki tüm döviz mevduat hesapları dondurulmuştu.

Ardından Lübnan Merkez Bankası, Kasım 2021'de kısıtlı ve hükümetin belirlediği kur üzerinden vatandaşların parasını çekebileceğini duyurmuştu.

 

Ülke bu gelişmeler nedeniyle zaman zaman çeşitli olaylara sahne olmuştu. Başkent Beyrut'ta 11 Ağustos’ta bir kişi, parasını çekemediği için silahla banka çalışanlarını tüm gün rehin almış, daha sonra teslim olmuştu.

Beyrut'ta 14 Eylül'de de Sali Hafız adlı bir kadın, hesabındaki parayı çekmek için bankayı basmış ve hesabındaki 13 bin dolarlık meblağı aldıktan sonra şubeden ayrılmıştı.

Erfahrener Mediziner prägte Entwicklung des Krankenhauses entscheidend mit

Lohr a.Main, 20.09.2022 Der September dieses Jahres ist für den Chefarzt der Inneren Medizin I - Gastroenterologie, Onkologie und Infektiologie, Dr. med. Walter Kestel, ein besonderer. Vor einem Vierteljahrhundert begann der erfahrene Mediziner als Chefarzt am Klinikum Main-Spessart. Darüber hinaus war er 12 Jahre Ärztlicher Direktor und ist seit 2016 stellvertretender ärztlicher Direktor.

 

Die Onkologie von Grund auf aufgebaut

1997 trat er seinen Dienst als Chefarzt der Inneren Medizin an. Zu diesem Zeitpunkt gab es am Klinikum nur eine Abteilung in diesem Bereich. Erst 2016 teilte sich die Fachabteilung zum einen in die Bereiche Gastroenterologie, Onkologie und Infektiologie und zum anderen in die Kardiologie und Intensivmedizin auf. Der Schwerpunkt seiner Arbeit liegt dabei in der Onkologie. „Als ich im Lohrer Krankenhaus begann, gab es noch keine Onkologie am Hause. Daher habe ich diese von Grund auf neu aufgebaut und etabliert. Ich betreue mittlerweile sehr viele onkologische Patienten bei uns. Dabei haben wir auf der entsprechenden Station auch zwei spezielle Zimmer zur palliativmedizinischen Versorgung“. In der Zukunft, so ist sich Kestel sicher, wird die Onkologie als Teil der Altersmedizin noch weiter an Bedeutung zunehmen.

Die Abteilung in ihrer heutigen Form leitet Kestel seit 2019 im Co-Chefarztmodell mit Dr. med. André Ragheb. Ein solches Teammodell ist am Lohrer Krankenhaus einzigartig. „Von der Expertise meines Chefarzt-Kollegen profitieren wir alle – sowohl die Patienten als auch die Belegschaft.“ Die gemeinsame Leitung sei etwas Besonderes, die den reibungslosen Übergang der Abteilung ermögliche, wenn Kestel im kommenden Jahr in den Ruhestand gehe. „Auch ich sehe seinen Weggang mit einem weinenden Auge“, so Ragheb. 

Langjährige Erfahrung als Mediziner Kestels medizinische Erfahrung geht dabei über die 25-jährige Amtszeit am Klinikum Main-Spessart weit hinaus. Der gebürtige Ochsenfurter studierte von 1977 bis 1984 Humanmedizin an der Julius-Maximilians-Universität in Würzburg. Nach dem Wehrdienst und verschiedenen Stationen im Krankenhaus Bad Mergentheim und dem Universitätsklinikum Würzburg folgte 1987 die Promotion. Im Anschluss an die Anerkennung des Facharztes für Innere Medizin und des Teilgebiets der Gastroenterologie wirkte der Mediziner dann als leitender Oberarzt am Klinikum Aschaffenburg worauf die Chefarztanstellung am Klinikum Main-Spessart folgte.

Und so blickt der Arzt auf eine breiten Erfahrungsschatz, der den Patienten zugutekommt. „Mir war und ist immer wichtig, den Patienten ganzheitlich zu betrachten, das Wissen zu bündeln und dann einen Fahrplan aufzustellen. Ich muss eine umfassende Vorstellung davon bekommen, welche Symptome vorliegen, wie der Verlauf ist und welche Behandlungsmethoden möglich sind.“ Dabei arbeitet Kestel auch eng mit seinen interdisziplinären Kolleginnen und Kollegen zusammen. Im sogenannten Tumorboard bespricht er seine onkologischen Fälle gemeinsam mit den Chirurgen, Internisten, Pathologen, Radiologen und Strahlentherapeuten, um dem Patienten die bestmögliche Behandlung ermöglichen zu können.

 

Verschiedene Positionen im Klinikum inne

Während der bisherigen 25 Jahre am Klinikum nahm Kestel weitere Funktionen zusätzlich zur Chefarztposition an. So war er 10 Jahre standortübergreifend auch am Krankenhaus Marktheidenfeld chefärztlich tätig. 12 Jahre bekleidete er das Amt des Ärztlichen Direktors und war so als Mitglied des Direktoriums Verantwortlicher für alle Ärzte des Klinikums. Dem derzeitigen Ärztlichen Direktor PD Dr. med. Jörn Maroske steht er, wie bereits seinem Vorgänger Dr. med. Matthias Schneider, als Stellvertreter zu Seite. Zudem führt er als Ärztlicher Leiter das Zentrallabor des Hauses.

Ein wichtiger Moment seines Wirkens am Klinikum Main-Spessart war für den Walter Kestel sicherlich die Zentralisierung der Krankenhausstandorte an einem gemeinsamen Standort in Lohr. Bereits vor der Entscheidung durch den Kreistag plädierte er im Jahr 2004 in seiner Funktion für die Zusammenarbeit der damaligen, für sich eigenständigen, Krankenhäuser. Dabei prägte er auch den heutigen Unternehmensnamen „Klinikum Main-Spessart“.

Klinikreferent René Bostelaar bedankte sich stellvertretend für das gesamte Klinikum Main-Spessart für die langjährige Treue und den Einsatz: „Eine solch lange Dienstzeit als Chefarzt ist etwas Besonderes, das wir mit Respekt und Dankbarkeit würdigen möchten. Dr. Kestel hat viel an unserem Klinikum bewegt, das Haus und die Gesundheitsversorgung im Landkreis maßgeblich geprägt und ist für unsere Patientinnen und Patienten sowie die ärztlichen Kolleginnen und Kollegen in MainSpessart wichtiger und fester Ansprechpartner in Sachen Gesundheit“. Besonders seine Weitsicht in der Entwicklung der eigenen Abteilung aber auch des gesamten Klinikums hebt er dabei hervor.

Auch der ehemalige Klinikreferent und Vorsitzender des Fördervereins für das Klinikum Main-Spessart e.V., der viele Jahre gemeinsam mit dem Jubilar am Eigenbetrieb tätig war, würdigt die Leistungen des Mediziners und langjährigen Ärztlichen Direktors: „Dr. Kestel war bei allen Entscheidungen, Veränderungen und Entwicklungen in meiner Amtszeit, aber auch darüber hinaus, stets ein großer Unterstützer und Fels in der Brandung.“

 

Über die Abteilung Innere Medizin I - Gastroenterologie, Onkologie und Infektiologie

Die Abteilung Innere Medizin I am Klinikum Main-Spessart vertritt die Schwerpunkte Gastroenterologie, Onkologie und Infektiologie. Zusätzlich werden in Zusammenarbeit mit der Innere Medizin II – Kardiologie und Intensivmedizin sämtliche allgemeininternistischen Krankheiten behandelt. Die Gastroenterologie bildet mit der Viszeralchirurgie zusammen den Kern der Viszeralmedizin (Bauchmedizin) und beschäftigt sich mit allen Erkrankungen des Verdauungssystems. Zur Beschreibung und Behandlung von Magen-Darm-Erkrankungen bildet das Klinikum Main-Spessart das gesamte diagnostische und therapeutische Spektrum ab – von der Vorsorge bis zur Nachsorge. Der gastroenterologische Funktionsbereich bildet daher das Herzstück der Abteilung. Eine 24h-Endoskopie-Bereitschaft für Notfalluntersuchungen wird an 365 Tagen im Jahr vorgehalten.

 

Über das Klinikum Main-Spessart

Das Klinikum Main-Spessart, ein Eigenbetrieb des Landkreises Main-Spessart, beschäftigt mehr als 1.000 Mitarbeitende an den Standorten Lohr am Main, Marktheidenfeld und Gemünden. Als leistungsstarkes Krankenhaus der Akut-, Grundund Regelversorgung mit zentraler Notaufnahme und als akademisches Lehrkrankenhaus der Universität Würzburg bietet es ein breites Spektrum moderner Hochleistungsmedizin auf dem aktuellen Stand der Wissenschaft. Ein Bildungszentrum für Pflegeberufe, ein geriatrisches Zentrum sowie zwei Senioreneinrichtungen runden das wohnortnahe Angebot ab. Als Leuchtturmprojekt des Freistaates Bayern entsteht am Standort Lohr ein neues Zentralklinikum mit einer Nutzfläche von rund 17.000 Quadratmeter und 280 Betten. Für das Bauvorhaben wurde eine finanzielle Förderung in Höhe von 108,992 Mio. Euro in Aussicht gestellt.

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), enerji krizi nedeniyle Alman ekonomisinin resesyona girdiğine ilişkin işaretlerin giderek arttığını ve enflasyonun gelecek aylarda çift hanelere ulaşabileceğini duyurdu.

Bundesbank'ın ekonomiye yönelik eylül ayı raporu yayımlandı.

 

Raporda, Alman ekonomisinin resesyona girdiğine dair artan işaretler olduğu belirtilerek, ekonomik faaliyetlerin sonbahar ve kış aylarında belirgin şekilde daralacağına işaret edildi.

Alman ekonomisine ilişkin beklentilerin giderek daha da "karamsar" hale geldiği aktarılan raporda, reel GSYH'nin temmuz-eylül döneminde bir miktar düşmesi ve düşüşün gelecek aylarda önemli ölçüde artmasının muhtemel olduğu vurgulandı. Raporda, Rusya-Ukrayna savaşının bir sonucu olarak ortaya çıkan enerji krizi bunun ana nedeni olarak gösterildi.

 

Ekonomiye ilişkin görünümün son derece belirsiz olduğuna dikkati çekilen raporda, "Yüksek enflasyon, enerji arzı ve maliyetlerine ilişkin belirsizlik, sadece gaz ve elektrik yoğun sektör ve ihracat işlerini, yatırımlarını değil, buna bağlı özel tüketimi ve hizmet sağlayıcıları da etkilemektedir." denildi.

Doğal gazda arz durumunun gelecek aylarda son derece gergin kalmasının beklendiği aktarılan raporda, diğer ülkelerden gaz teslimatı ve gaz depolarının dolu olmasına karşın kışın doğrudan gaz karnesi uygulamasından kaçınmak için hanehalkı tüketiminin önemli ölçüde azaltılması gerektiği vurgulandı.

Raporda, enflasyona karşı 9 avroluk toplu taşıma bileti ve akaryakıtta indirim gibi bazı hükümet destek önlemlerinin ağustos sonunda bitmesinin ardından enflasyonun gelecek birkaç ay içinde çift hanelere ulaşabileceğine işaret edildi.

 

- Enerji krizi

Rus enerji şirketi Gazprom, Kuzey Akım boru hattı üzerinden Avrupa'ya günlük doğal gaz sevkiyat kapasitesini 27 Temmuz'da yüzde 20'ye düşürmüş, eylül ayı başında da tamamen durdurmuştu.

Enerji ithalatında büyük oranda Rusya'ya bağımlı olan, Avrupa'nın en büyük ekonomisi konumundaki Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararı sonrası enerji kriziyle karşı karşıya kalmıştı.

Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler, enerji fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam ediyor. Alman hükümeti ise bu kış sanayi çarklarının dönmesi, elektrik temininin kesintiye uğramaması ve konutların ısınmasını garanti altına alabilmek için politikalar geliştirmeye çalışıyor.

 

Ülkenin enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu körüklerken, hanehalkı ve şirketler üzerindeki baskıyı da artırıyor.

Artan enerji ve gıda fiyatları, Almanya'da enflasyonun ağustosta yeniden yaklaşık 50 yılın en yüksek seviyesine çıkmasına neden oldu.

Temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, ağustosta yüzde 7,9'a çıkarak ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek oranı görmüştü.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın Koblenz kentinde, terör örgütü PKK üyesi Özgür A. hakkında örgüte üyelik ve yöneticilik suçlamasıyla dava açıldı.

Karlsruhe kentinde bulunan Federal Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, söz konusu kişi hakkında terör örgütü PKK'ya üye olmak suçlamasıyla Koblenz'de dava açıldığı bildirildi.

Özgür A'nın Mayıs 2018'den beri PKK kadrosunda bulunduğu aktarılan açıklamada, zanlının çeşitli dönemlerde Hamburg, Berlin, Saarland, Rheinland-Pfalz'da sözde bölge sorumlusu olduğu ifade edildi.

Açıklamada, bu kişinin ağırlıklı olarak örgüt için "bağış paralarının" toplanmasını takip ettiği, özellikle Berlin'de bizzat potansiyel bağışçıların ödeme yapmalarını sağladığı aktarıldı.

Zanlının aynı zamanda örgütte organizasyon, personel ve propaganda işlerinin koordinasyonundan sorumlu olduğu, bölge sorumlusu olarak da kendisine bağlı olanlara talimat verdiği ve gelişmeler hakkında onlardan bilgi aldığı belirtilen açıklamada, Özgür A'nın örgütün sözde Avrupa sorumlularına da rapor verdiği kaydedildi.

Özgür A'nın 29 Nisan'da Bremen'de yakalandığı ve tutuklu olarak yargılandığı öğrenildi.

 

 

BERLİN (AA) - Alman otomobil üreticisi Mercedes’in, Almanya'daki tesislerinin yıllık ihtiyacının yüzde 15'inden fazlasını karşılayacak 100 megavat elektrik üretebilecek bir rüzgar santrali inşa etmeyi planladığı bildirildi.

Mercedes-Benz tarafından yapılan açıklamada, Almanya'nın Aşağı Saksonya eyaletindeki Papenburg şehrinde inşa edilmesi planlanan söz konusu santralin kurulmasına ve alanın ekolojik olarak sürdürülebilir kullanımına yönelik planlama için yerel makamlarla ortak çalışılacağı belirtildi. Açıklamada, ayrıca yine yerel makamlar ve şirketin Papenburg'daki 800 hektarlık arazide kalan alana güneş panelleri yerleştirip yerleştiremeyeceğini inceleyeceği ifade edildi.

Mercedes açıklamasıda, şirketin rüzgar türbinlerin ürettiği elektriği satın almak için henüz ismi açıklanmayan bir ortakla elektrik satın alma anlaşmasına üç haneli milyon avro tutarında yatırım yapacağı da bildirildi.

Papenburg'daki yaklaşık 800 hektarlık alanda 1998'den beri Mercedes'in Ar-Ge faaliyetleri yürütülüyordu.

Öte yandan, enerji ithalatında büyük oranda Rusya'ya bağımlı olan, Avrupa'nın en büyük ekonomisi konumundaki Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararı sonrası enerji kriziyle karşı karşıya kalmıştı.

Ülkenin enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu körüklerken, şirketler üzerindeki baskıyı da artırıyor.

 

„A very warm welcome“ sprach Bürgermeister Martin Heilig den Mitgliedern der Dundee Würzburg Twinning Association (DWTA) und der Union Bayern Bretagne (UBB) anlässlich des Empfangs im Rathaus aus. Im familiären Rahmen kamen die Gäste im historischen Wenzelsaal zu einem Stehempfang zusammen.

Seit einigen Tagen bereits befindet sich die etwa zehnköpfige Delegation aus dem schottischen Dundee zu Besuch in der Partnerstadt Würzburg. Die Besichtigung der Residenz und der Festung Marienberg gehörte ebenso zum Programm wie ein Spaziergang über die Alte Mainbrücke. Anlässlich des 60-jährigen Jubiläums der Städtepartnerschaft waren einige Teilnehmer bereits Gäste des Mozartfest-Empfangs im Mai diesen Jahres. Heilig betonte in seiner Rede seine enge Verbundenheit mit Dundee und Schottland und hob hervor, wie wichtig Städtepartnerschaften für das Verständnis untereinander sind. Entstanden nach dem 2. Weltkrieg als Akt der Völkerverständigung und Möglichkeit menschlicher Begegnungen wurden sie zur Grundlage für ein geeintes Europa. „Wir brauchen heute Europa mehr denn je. In einer Welt, die auf den Kopf gestellt wurde, können wir nur gemeinsam Europa bewahren und die menschlichen Werte stärken, die uns verbinden“, so der Bürgermeister. Die beiden Vorsitzenden der DWTA George Laidlaw und Ged Ryan betonten ebenfalls die Bedeutung der nun schon seit sechs Jahrzehnten bestehenden Partnerschaft zwischen beiden Städten. Besonders hervor hoben sie die Zusammenarbeit mit der Offenen Behindertenarbeit. Eine wichtige Aufgabe für die Zukunft sehen beide darin, weiterhin die Jugend für die Städtepartnerschaft zu begeistern. Erste Schüleraustausche zwischen beiden Städten fanden bereits in den 1950er Jahren statt. So wollen Laidlaw und Ryan jugendliche Musiker aus Dundee ermutigen, nächstes Jahr am Würzburger Stramu teilzunehmen. Sicher ein weiterer schöner Mosaikstein der gelebten Städtepartnerschaft.

 

Historischer Tag: Bau des Zentralklinikums Main-Spessart kann nun starten

Nach dem Kreistagsbeschluss steht der fachlichen Billigung durch die Regierung von Unterfranken nichts mehr im Wege. Die Fördersumme ist auf knapp 109 Millionen Euro gestiegen.

Der Bau des Zentralklinikums Main-Spessart in Lohr ist nach der deutlichen Entscheidung des Kreistags am Freitag endgültig beschlossene Sache. Oft war in der Sitzung des Gremiums in der Lohrer Stadthalle von einem „historischen Tag“ die Rede.

„Ich freue mich über die klare Zustimmung“, sagte Landrätin Sabine Sitter. „Damit ist eine nachhaltige Gesundheitsversorgung für die Bürgerinnen und Bürger in Main- Spessart und darüber hinaus gesichert.“ Klinikreferent René Bostelaar stimmt zu: „Die heutige Entscheidung ist ein wichtiger Meilenstein. Nach der langen Planung geht es jetzt endlich los.“ Bereits im Frühjahr 2023 sollen die Arbeiten vor Ort beginnen.

Mit 43:8 Stimmen erteilte der Kreistag in der heutigen Sitzung sein Einverständnis zur festgelegten Fördersumme und bestätigte, dass die Finanzierung der Baumaßnahme gesichert ist. Die Regierung von Unterfranken beziffert die Gesamtkosten auf 157.145.000 Euro. Der Landkreis Main-Spessart erhält von Land und Bund eine Förderung von insgesamt 108.992.000 Euro und trägt einen Eigenanteil von 48.153.000 Euro. Außerdem stimmte der Kreistag der Übernahme der Vorfinanzierung zu.


GEMEINSAME PRESSEINFORMATION DES LANDKREISES UND DES KLINIKUMS MAIN-SPESSART

Während der Diskussion im Gremium betonte der CSU-Fraktionsvorsitzende Walter Höfling: „Das ist die bisher größte Investition des Landkreises und einen Eintrag in die Geschichtsbücher wert.“ Auf vereinzelte Kritik an den Kosten erwiderte Lohrs Bürgermeister Dr. Mario Paul, dass es sich nicht um ein Prestige-Projekt handele:„Es geht um die Zukunftsfähigkeit der Gesundheits- und Notfallversorgung in der Region. Die Investition wird sich rentieren.“

Nächste Schritte des Bauprojekts

René Bostelaar erklärt die nächsten Schritte des Großprojekts: „Nun folgt die fachliche Billigung durch die Regierung von Unterfranken. Danach schreiben wir die Arbeiten für die Erschließungsstraße aus. Die weiteren Ausschreibungen erfolgen sukzessive.“

Landrätin Sabine Sitter betont: „Diese Entscheidung des Kreistags ist nicht nur für alle Main-Spessarter, sondern auch für die Mitarbeitenden des Klinikums eine sehr gute und wichtige Nachricht. Das neue Zentralklinikum wird die gesundheitliche Versorgung der Menschen im Landkreis entscheidend verbessern – davon sind wir überzeugt.“

Chronologie des Neubau-Projektes

Im Dezember 2015 beschloss der Kreistag den Neubau eines Krankenhauses für Main-Spessart. Nach diversen Abstimmungsgesprächen mit dem Bayerischen Staatsministerium für Gesundheit und Pflege erfolgte im Juli 2018 die Aufnahme des Projektes in das Jahreskrankenhausbauprogramm des Freistaats – damals mit einer in Aussicht gestellten Förderung von 99,28 Mio. Euro. Ende 2018 beauftragte der Kreistag das Architekturunternehmen sander.hofrichter aus Düsseldorf mit der Generalplanung.

Anstelle der damals drei Krankenhäuser sollte das neue Zentralklinikum Main-Spessart am Lohrer Sommerberg in unmittelbarer Nachbarschaft zum Bezirkskrankenhaus entstehen - mit einer Nutzfläche von rund 17.000 qm und 280 Betten. Im September 2020 wurde der offizielle Bauantrag bei der Stadt Lohr und dem Landkreis Main-Spessart eingereicht. Den Förderantrag zum Erhalt der fachlichen Billigung durch die Regierung von Unterfranken stellte der Landkreis im April 2021. Nach einigen

 

GEMEINSAME PRESSEINFORMATION DES LANDKREISES UND DES KLINIKUMS MAIN-SPESSART

Gesprächsrunden mit der Regierung überarbeitete das Planungsbüro die Kostenberechnung im Frühjahr 2022. Ende Juni legte die Regierung von Unterfranken bei einer Gesamtsumme von 157.145.000 Euro förderfähige Kosten von 108.992.000 Euro fest. Dies wurde nun durch den Kreistag bestätigt.

Über das Klinikum Main-Spessart

Das Klinikum Main-Spessart, ein Eigenbetrieb des Landkreises Main-Spessart, beschäftigt mehr als 1.000 Mitarbeitende an den Standorten Lohr am Main, Marktheidenfeld und Gemünden. Als leistungsstarkes Krankenhaus der Akut-, Grund- und Regelversorgung mit zentraler Notaufnahme und als akademisches Lehrkrankenhaus der Universität Würzburg bietet es ein breites Spektrum moderner Hochleistungsmedizin auf dem aktuellen Stand der Wissenschaft. Ein Bildungszentrum für Pflegeberufe, ein geriatrisches Zentrum sowie zwei Senioreneinrichtungen runden das wohnortnahe Angebot ab. Als Leuchtturmprojekt des Freistaates Bayern entsteht am Standort Lohr ein neues Zentralklinikum mit einer Nutzfläche von rund 17.000 Quadratmeter und 280 Betten. Für das Bauvorhaben wurde eine finanzielle Förderung in Höhe von 108,992 Mio. Euro in Aussicht gestellt.

Bildmaterial

Foto: Anja Hildenbrand
Bildunterschrift: Nach der heutigen Sitzung des Kreistages steht der fachlichen Billigung für das neue Zentralklinikum nichts mehr im Wege. Landrätin Sabine Sitter (1. Reihe, Mitte) freut sich mit dem Direktorium des Klinikums Main-Spessart.

"Avrupalı Türkler olarak, Türkiye-Almanya arasında 1963 de yapılan İş göcü anlaşmasının günümüzde çok yetersiz olduğu ve sorunları çözemediği ve yeniden gözden geçirilmesini ve güncelleme yapılmasın yetkililerimizdenı talep ediyoruz."
 
 
İSİPAB Türk Grubu Başkanı Ak Parti milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay Almanya'da 
 
Almanya ya bir dizi temas ve ziyaretlerde bulunmak, vatandaşlarımızla hasret giderip sorunları yerinde görmek için gelen Ak Parti Ardahan Milletvekili, İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı Prof. Dr. Orhan Atalay, Duisburg’ta faaliyet gösteren Ardahan Posof Kültür ve Dayanışma Derneği'ni (POYAD) ziyaret etti. Ziyarete Posof Belediye Başkanı Cahit Ulgar, T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan, Ardahan Posof Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ercan Özcan, Ahıska Dergisi Almanya sorumlusu yazar Orhan Kalem, Bayburtlular Derneği Başkanı Fazıl Özdoğan, Schwelm Karslılar Dernek Başkanı Kubilay Akbaba, Yıldırım Beyazıt Camisi Başkanı Yaşar Durmuş, Dinslaken Selimiye Camisi Başkanı Özkan Yıldız, Beck Yeni Cami dernek başkanı Köksal Çankaya, Duisburg Belediye meclis üyesi Bekir Sipahi ve UID Düsseldorf Şube Başkanı Göksal Kadı da iştirak ettiler.
 
Duisburg Posoflular yardımlaşma derneği (POYAD) başkanı Ercan Özcan misafirleri selamlama konuşmasında; dernek olarak yaptıkları faaliyetletleri dile getirdi ve şöyle devam etti; ''25 sene önce kurulan derneğimiz, 16 seneden beri başkanlığını yapıyorum. Cemiyetimiz ülkemizin neresinden olursa olsun kapımız her dönem herkese açık'' şeklinde konuştu.
 
 
 
"Federal Meclis'te, ve eyalet meclislerinde bulunan Türk kökenli milletvekilleriyle görüşmeler gerçekleştirdik."
 
"Birlik olun Siyasi gücünüzü artırın"
 
Prof.Dr.Orhan Atalay Almanya’yı ziyaretiyle ilgili bilgiler verdiler. Atalay  "İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) bünyesinde, Müslüman olmayan ülkelerde bulunan Müslüman azınlıkların haklarını, sorunlarını ve taleplerini takip tmek için bir komisyon kuruldu. Dönem başkanlığı Türkiye'de. Raportör başkanlığına da bizi seçtiler. Biz de bu yıl Almanya ,Fransa ve Batı Trakya Müslümanlarının sorunlarınıyla ilgili bir rapor hazırlayacağız. Raportürlük biz de olduğu için, yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Almanya'ya gelmeyi kararlaştırdık. Almanya'da yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından Müslümanlara karşı yoğunlaşan saldırılar endişelerimizi artırıyor. Dolayısla devletlerin de zamanın da tedbirlerini almaları gerekiyor. Biz de bu vesileyle ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Hem Federal Meclis'te, hem de eyalet meclislerinde bulunan ilgili milletvekilleriyle görüşmeler gerçekleştirdik. Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla da vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Örneğin Arnavutlarla görüştük. Bunları rapora dönüştüreceğiz ve Cenevre'ye Birleşmiş Milletler'e taşıyacağız."
 
Daha sonra toplantıdan bulunan vatandaşlardan gelen soruları yanıtlayan Ak Parti Ardahan Milletvekili Prof. Atalay, "2. Dünya Savaşı’nda yerle bir olmuş, erkeklerinin büyük bir çoğunluğunu savaşta kaybetmiş bu ülkeyi, insanımız sıfırdan aldı, ihya etti. Bu insanların alın teri, emeği var Almanya'da. Seni, beni, bu insanları nasıl yok sayarsın. Bu ülkenin varlığında, Türk toplumunun büyük emeği var. Birinci nesil, ikinci nesil, üç nesilin emeği var. Bütün bunları, üst makamlarda doğru şekilde dile getirmek için, Türk kökenli milletvekili sayımızı artırmamız lazım. Milyonlardan bahsediliyor. Bunun için organizasyonlarımızı, birlikteliğimizi buna göre yapmalıyız” dedi.
 
 
Alman siyasetine önem verin
 
T.C. Düssseldorf Başkonsolosu Ayşegül G.Karaarslan,
Toplantıda bir konuşma yaptı. T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan da T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu’nda verilen hizmetlerle ilgili bilgi verdi.
 
"Düsseldorf Başkonsolosluğu olarak bu tip toplantılar, bizler için önemli fırsatlar. Sizlerin sorunlarını ve taleplerinizi dinleme fırsatı buluyoruz. Başkonsolosluk hizmetleri anlamında, nispeten iyi bir dönem yaşıyoruz, vatandaşlarımız fazla beklemeden hizmet alabiliyor. Elimizden geldiği kadar tüm personelimizle, vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. En son iki yeni personelimiz başladı, geçen hafta bir sınav yaptık, yeniden personel alımı yapacağız. Eski personelimizin yavaş yavaş emeklilikleri yaklaşıyor, yerlerine yeni arkadaşlarımız geliyor. Başkonsolosluğumuzla ilgili varsa, sorunlarınızı dinlemeye hazırım."
 
Başkonsolos Karaarslan Duisburg kentinde yaşayan vatandaşlara siyaete katılım çağrısında da bulundu: "Vekilimizle birlikte eyalet parlamentosunda bir Türk kökenli milletvekiliyle olumlu, güzel bir görüşme gerçekleştirdik. Duisburg'ta yaşayan vatandaşlarımızın Alman siyasetine yakın durması ve buradan milletvekillerini eyalet parlamentosuna taşımanın iyi olabileceğini kanaati oluştu. Zira çok sayıda Türk vatandaşımız burada yaşıyor ve dönem,dönem bir takım sorunlar da yaşanıyor. Başkonsolosluk olarak bizim, çalışma bölgemiz daha çok eyalet parlamentosu ile ilgili. Bundan dolayı da aslında Posof derneği gibi, yöre dernekleri kilit noktada bulunuyor. Çünkü dernek bünyesinde farklı görüşlerden olan insanlar olarak da bir arada bulunabiliyorsunuz, bu da çok önemli bir özellik ve çok büyük bir potansiyel. Belki bu potansiyel siyasete katkı olarak dönüştürülebilir."
 
Duisburg büyük şehir belediye meclis üyesi Bekir Sipahi de söz  alarak Avrupa’daki (Almanya’daki)acil çözüm bekleyen sorunları bir,bir aktardı,bazı meselelere çözüm bulunmasını Milletvekilimizden acil olarak talep ediyoruz" dedi.
 
 
Bekir Sipahi'nin dile getirdiği sorunlar
 
1-Almanya tarafından 42 Yıldır yürürlükte olan,dostluğa yakışmayan VİZE konusu.
 
2-Sağlık ile ilgili altıaydan fazla Türkiye’de kalan Vatandaşlarımız T 11-T 12 ve T 16 uygulamasında sorunlar yaşıyor.
 
3- 60 Yıldır Avrupa’da yaşayan Vatandaşlarımız kesin dönüş halinde sorunsuz ve gümrüksüz bir Araba çıkarma konusu.
 
4-2013-2016 Yılları arasında 1000 € Bin Avroya inen Askerliğin Beşbin (5000 €)ya çıkarılma konusu niçin yükseltildiğini dile getirip Avrupa’da Türkler arasında İşsizliği dile getirip,tekrardan bin avroya veya kökten kaldırılması.
 
5-THY Türk Hava Yolları Uçak Ücretlerinin çok yüksek ve çekilmez olduğunu vurguladı. Tek yön gidiş bir biletin 400 € ve tek yön geliş 600-700 € olduğu ve Havaalanlarında yer hizmetlerinin çok yetersiz olduğunu dile getirip kışın 250 € ve yazın 350 € Standart ve kalıcı Fiyatlara dönülmesi.
 
6-Avrupa’da İnsanımıza değer verilmesini ve potansiyelini kullanmalarını  bildirdi.
 
Bekir Sipahi konuşmasının sonunda,
"Önümüzdeki 2023 Seçimlerde hak eden temsilcilerin adaylar yapılmasını istiyerek,yapılacak Seçimlerde Yurtdışının bir Seçim Bölgesi olmasını hatırlatıp konuları Sayın Cumhurbaşkanımıza taşımasını rica ve arz ediyorum" dedi.
 
Düsseldorf Başkonsolosumuz Ayşegül Gökçen Karaaslan Hanımefendiye,
ve sorunlar çözüm noktasında iyi bir diyolog halinde olduğumuzu belirtip Randevu Sisteminin kaldırılmasını talep ediyoruz.
 
 
DiTiB Merkez Camiyi ziyaret
 
POYAD ziyaretinin ardından  Milletvekili Atalay, T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan ve Posof Belediye başkanı Cahit Ulgar ile birlikte,  Duisburg DİTİB Merkez Camisi'ni ziyaret ettiler. Camiyi ziyaret eden heyet, Duisburg DİTİB Merkez Camisi din görevlisi Neşet Kaplan  yönetici Niyazi Tok'tan camiyle ilgili bilgiler aldılar. Camiye gelen vatandaşlarımızla  dert dinleyip sohbet ettiler.