Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Am 16. und 17. September lud die Geschäftsstelle des Bundesnetzwerks Bürgerschaftliches Engagement BBE alle „Engagierten Städte“ Deutschlands zum Netzwerktreffen nach Würzburg ein. Thema war die Aufnahme Bayerns als Länderpartner in das Netzwerk „Engagierte Stadt“. Oberbürgermeister Christian Schuchardt und die parlamentarische Staatssekretärin Ekin Deligöz begrüßten die Teilnehmenden, die bayerische Staatsministerin für Familie, Arbeit und Soziales, Ulrike Scharf, zeigte sich per Videobotschaft beeindruckt: „Bayern ist Ehrenamtsland. Im Freistaat engagieren sich 41 Prozent aller Bürgerinnen und Bürger über 14 Jahre ehrenamtlich. Diese Zahl ist ein starkes Zeichen des Miteinanders und keine Selbstverständlichkeit. Mit der Unterzeichnung stärken wir die Anerkennungskultur des Ehrenamts, fördern Zusammenarbeit, Vernetzung und Austausch. Neue Ideen und Ansätze können so entwickelt werden. Ich freue mich, dass elf Kommunen in Bayern sich im Programm engagieren. Es ist ein wertvoller Schatz, wenn sich Bürgerinnen und Bürger aus unseren Städten und Gemeinden für ihre Mitmenschen einsetzen.“
In Bayern sind Holzkirchen, Kronach, Neustadt an der Aisch seit 2015, Neumarkt in der Oberpfalz, Puchheim, Würzburg seit 2020, Eichstätt seit 2021, Ingolstadt, Rosenheim seit 2022 dabei, und im Februar 2024 neu hinzugekommen ist Gröbenzell. Claudia Leitzmann vom Landesnetzwerk Bürgerschaftliches Engagement Bayern e.V. freut sich über die Vernetzung: „Engagement, Zusammenarbeit, Netzwerke und Querverbindungen werden immer wichtiger, um gesellschaftliche Herausforderungen gemeinsam zu bewältigen. Ob die Ankunft einer großen Zahl geflüchteter Menschen, Corona-Krise oder Flutkatastrophen: Die Erfahrungen der letzten 20 Jahre haben gezeigt, dass solche Ereignisse nur in Kooperation der unterschiedlichen Partner in Politik, Verwaltung und Zivilgesellschaft zu meistern sind. Deshalb freuen wir uns, dass Bayern nicht nur unsere Engagement-Netzwerke fördert, sondern mit einer Länderpartnerschaft auch die Ziele der ‚Engagierten Stadt‘ unterstützt.“
Das Netzwerk „Engagierte Stadt“ bietet Austausch und viele Best-Practice-Lösungen für aktuelle Herausforderungen wie zum Beispiel die Digitalisierung, neue Engagementformen oder den Umgang mit der Klimakrise. Dr. Frank Strathmann, Koordinator des Regionalnetzwerkes Engagierte Städte Bayern, hat viel vor: „Durch Tandem-Partnerschaften, gegenseitige Delegationsbesuche, virtuelle Austauschformate und Fachtagungen an verschiedenen Netzwerkknoten praktizieren wir bereits einen lebendigen Wissenstransfer in Bayern. Diesen planen wir noch mit weiteren Partnern auszubauen.“
Stadtgesellschaft zukunftsfest und resilient machen mit der Engagierten Stadt.
Freiwilliges Engagement der Bürgerinnen und Bürger ist eine Bereicherung sowohl für das Gemeinwesen vor Ort als auch für das gesamte Land. In engagierten Städten gestalten Akteure aus der Verwaltung, der Wirtschaft und der Zivilgesellschaft gemeinsam mit und für die Bürgerschaft Beteiligung, Ehrenamt und Engagement. Das stärkt die Gemeinschaft und ist ein wichtiger Beitrag für eine lebendige Demokratie. Die Länderpartnerschaft im Netzwerkprogramm „Engagierte Stadt“ ist ein weiterer Baustein des Landes zur nachhaltigen Förderung guter Bedingungen für Engagement vor Ort. Im Sinne der Vernetzung und kooperativen Zusammenarbeit wurde die Landespartnerschaft gemeinsam erarbeitet mit Vertreterinnen und Vertretern der Engagierten Städte in Bayern, des Landesnetzwerkes Bürgerschaftliches Engagement Bayern e.V. (LBE), der Landesarbeitsgemeinschaft der Freiwilligenagenturen lagfa bayern e.V. sowie des Landes Bayern. Gemeinsames Ziel ist es, zivilgesellschaftliche Akteure im Bereich des bürgerschaftlichen Engagements und die sektorenübergreifende Zusammenarbeit zu stärken.
Engagierte Städte entstehen dort, wo sich überzeugte Menschen aus gemeinnützigen Organisationen, der öffentlichen Verwaltung und Unternehmen gemeinsam für das Engagement und Ehrenamt vor Ort stark machen. Sie eint das Ziel, gemeinsam Lösungen für lokale und regionale Zukunftsfragen zu entwickeln und damit (positive) Veränderungen für eine lebenswertere Stadt und Region für alle anzustoßen. Dafür tauschen sie Expertise und Wissen aus, bündeln ihre Ressourcen und schaffen somit wirkungsvolle Kooperationen und gemeinschaftliche Aktionen. Würzburg ist stolz darauf, auch einer dieser Kooperationspartner sein zu können.
Über das Netzwerkprogramm „Engagierte Stadt“
2015 ist das Programm „Engagierte Stadt“ an den Start gegangen. Würzburg ist seit 2020 dem Netzwerk Engagierte Stadt beigetreten und seit dem Mitglied. Inzwischen profitieren über 100 Engagierte Städte mit einer Einwohnerzahl von 10.000 bis 250.000 vom Austausch erprobter Praxislösungen und der Vielfalt lokaler Konzepte. Sie sind Teil eines Netzwerks, das gelungene Praxis vor Ort sichtbar macht und mit starken Partnerinnen und Partnern bürgerschaftliches Engagement auf allen Ebenen stärkt. Das Programm wird durch ein Konsortium auf der Bundesebene getragen, dem das Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend, die Bertelsmann Stiftung, das Bundesnetzwerk Bürgerschaftliches Engagement, die Deutsche Stiftung für Engagement und Ehrenamt und die Körber-Stiftung angehören.
Weitere Partner sind die Länder Bayern, Hessen, Rheinland-Pfalz und Schleswig-Holstein, die Auridis Stiftung, die Breuninger Stiftung, der Deutsche Städte- und Gemeindebund, der Deutsche Städtetag sowie die Metropolregion Rhein-Neckar.
Weitere Informationen finden sich auf https://www.engagiertestadt.de.
Almanya’nın tüm eyaletlerinde başlayan yeni eğitim yılı ile ilgili olarak Saadet Avrupa Başkanlığı tarafından yayımlanan açıklamada, 'Aileler, çocuklarının hem derslerine hem de arkadaşlarına dikkat etmelidir' denildi.
Ayhaber’e açıklamalarda bulunan Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, “Çocukların çok küçük yaşlarda yönlendirildiğini hepimiz biliriz ve hepimiz söyleriz. Bunlar zihinlerimizde sadece söz olarak kalmamalıdır. Ebeveynler olarak çocuklarımıza, özellikle müfredat yılının başında, derslerine bir arkadaş gibi yaklaşmalı ve onların derslerini biz de öğreniyormuşçasına takip etmeliyiz. Çünkü eğitim yılı başı okul müfredatı açısından önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
Başkan Temel, devamla, “Dersler kadar önemli bir başka konu da çocuklarımızın arkadaşlarıdır. Kimden nasıl etkilendiklerini takip etmek, özellikle günümüzde daha fazla önem arzetmektedir. Hani deriz ya, 'Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.' Bunun için çocuğumuzun olumsuz kişiler veya gruplardan etkilenmemesi için gayret göstermeliyiz. Aileler, dizini dövmeden önce çocuklarına dikkat etmelidirler' şeklinde açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya platformu X'ten yapılan paylaşımlardaki görüntülerde, 4-5 polisin önce 10 yaşındaki bir çocuğu kovaladıkları, yakaladıktan sonra da polis aracına götürdükleri yer alıyor.
Bir çok sosyal medya kullanıcısı bu görüntüleri etiketleyerek polise tepki gösterdi.
Bir kullanıcı, "Berlin polisi Filistin bayrağı taşıdığı gerekçesiyle 10 yaşındaki bir çocuğu gözaltına aldı. Rahatsız edici, utanç verici, 2024 Almanya." yazarak tepkisini dile getirdi.
Diğer başka bir kullanıcı ise "Cesur Berlin polisi şehrin en tehlikeli çocuğunu tutukladı. Bayrağını federal hükümeti devirmek ve bir Filistin devleti ilan etmek için kullanmak istedi." ifadesiyle polisin tutumunu alaya alarak tepkisini gösterdi.
Başka bir kullanıcı da "Berlin polisi on yaşındaki çocuğu kovaladı. Söylenecek kelime yok" paylaşımında bulundu.
BERLİN (AA) - Almanya'nın doğu eyaletlerinden Brandenburg'daki eyalet meclisi seçimini yüzde 30,9 oy alan Sosyal Demokrat Partinin (SPD) kazandığı bildirildi.
Brandenburg eyaleti seçim kurulunun açıkladığı geçici resmi sonuçlara göre, SPD yüzde 30,9 alarak 1990'dan bu yana eyalet seçimlerini sekizinci kez üst üste kazanan parti oldu. SPD oyunu bir önceki seçimlere göre 4,7 puan artırdı.
Anketlerde uzun süredir önde olan aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 29,2 oy alarak ikinci parti konumuna yükseldi. AfD de oyunu 2019 seçimlerine göre 5,7 puan artırdı.
Eyalette ilk kez seçime katılan "Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin" (BSW) yüzde 13,5 alarak üçüncü parti oldu.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ise yüzde 12,1 ile Brandenburg'daki eyalet seçimlerinde bugüne kadarki en kötü sonucunu elde etti.
Yüzde 5 barajını aşamayan Yeşiller, Sol Parti, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Hür Seçmenler, eyalet parlamentosuna girmelerine olanak sağlayabilecek doğrudan (direkt) adayları da kazanamayınca meclis dışında kaldı.
Bu sonuçlara göre eyalet meclisine 4 parti girebildi.
Eyalette yüzde 72,9 ile bugüne kadarki en yüksek katılım oranı kayıtlara geçti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye giden Başbakan Olaf Scholz seçimlerin sonucuna ilişkin gazetecilere yaptığı kısa açıklamada, "İyi, tabii ki. Kazanmış olmamız harika. Bir şeyler olduğunu hissettim." ifadesini kullandı.
NEW YORK (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, başbakanlar ve bakanlar, kolektif işbirliğinin önemi ve küresel kuruluşların mevcut sınamalarla mücadeleye uygun hale getirilmesini görüşmek için New York'ta düzenlenecek "Geleceğin Zirvesi'nde" bir araya gelecek.
Liderler, BM Genel Kurul başlangıcının hemen öncesinde, 22-23 Eylül'de "Geleceğin Zirvesi" için BM'de toplanacak. Yaklaşık 130 devlet ve hükümet başkanının katılması beklenen etkinlikte Türkiye için de konuşma süresi ayrıldı.
"Daha iyi bir bugün ve geleceği korumak için uluslararası mutabakat sağlanmasının" amaçlandığı zirvede üye ülkelerin çatışmaların engellenmesi ve çözümü, iklim değişikliğiyle mücadele ve daha adil finansal sistem oluşturulması gibi farklı alanlarda birlikte hareket etmeleri teşvik edilecek.
- BM ülkeleri, Guterres'ten yeni vizyon istedi
BM üyeleri, 2020'de kuruluşun 75. yılını kutlarken gelecekte küresel işbirliğinin nasıl geliştirilebileceğine ilişkin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in bir vizyon oluşturmasını talep etti.
Bu çerçevede 2021'de "Ortak Gündemimiz" adlı rapor yayımlayan Guterres, küresel işbirliğinin geliştirilmesine dair önerilerini sundu ve 2024'te zirve düzenlenmesini istedi. Guterres, "21. yüzyıl sınamaları için sorunlara çözüm sağlayabilen 21. yüzyıl kuruluşlarına ihtiyaç var." mesajını verdi.
BM Güvenlik Konseyi ve finansal mimari dahil mevcut küresel kuruluşlarda reform yapılması gerektiğinin altını çizen Genel Sekreter, "Dedelerimiz için oluşturulan sistemle torunlarımız için bir gelecek inşa edemeyiz." dedi.
- Anlaşmalar üzerinde müzakereler sürüyor
Görev süresi Ocak 2026'da sona erecek Genel Sekreter Guterres'in "mirası" olarak değerlendirilecek zirve için üye ülke temsilcileri, bir süredir "Gelecek Paktı" üzerinde müzakereler yürütüyor. Gelecek Paktı'na aynı zamanda "Gelecek Nesiller için Deklarasyon" ile "Küresel Dijital Sözleşme"nin de eklenmesi bekleniyor.
193 ülkenin çıkar ve isteklerini bir araya getirmeye çalışan anlaşma, "sürdürülebilir kalkınma ve kalkınma finansmanı, uluslararası barış ve güvenlik, bilim, teknoloji ve dijital işbirliği, gençler ve gelecek nesiller ile küresel yönetişimin dönüştürülmesi" başlıklarından oluşuyor.
Müzakerelere dahil olan temsilciler, üye ülkelerin özellikle silahsızlanma, BMGK reformu ve mali kuruluşların yapılandırılmasına ilişkin bölümlerde anlaşma sağlayamadığına işaret ediyor.
Diğer taraftan, zirveye BMGK'nin 5 daimi üyesinin lider düzeyinde katılmaması da eleştirilere yol açıyor.
Tüm ülkelerin tek bir anlaşmaya imza atabilmesi büyük başarı olarak görülse de 193 ülkenin taleplerini karşılamaya çalışmak, anlaşmanın "dilini zayıflatma" ve etkisini azaltma ihtimalini gündeme getiriyor.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Milli Güvenlik Konseyi (MGK) Başkanları 3. Toplantısı 18-19 Eylül tarihlerinde Türk Dünyası'nın manevi başkenti Türkistan'da gerçekleştirildi. Toplantıya Azerbaycan Cumhuriyeti Güvenlik Konseyi Sekreteri Sayın Ramil Usubov, Kazakistan Cumhuriyeti Güvenlik Konseyi Sekreteri Sayın Gizat Nurdauletov, Kırgız Cumhuriyeti Güvenlik Konseyi Sekreteri Sayın Marat Imankulov, Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sayın Seyfullah Hacımüftüoğlu, Özbekistan Cumhuriyeti Güvenlik Konseyi Sekreteri Sayın Viktor Makhmudov ve Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ömer Kocaman başkanlığındaki TDT Sekretaryası heyeti katıldı.
Toplantı sırasında Taraflar, TDT bölgesinde ve dünyada mevcut güvenlik ortamı ve ortaya çıkan gelişmeler üzerinde durdular. Taraflar, TDT ülkelerini hedef alan mevcut güvenlik tehditleri ve zorluklarının yanı sıra bazı bölgesel ve küresel gelişmelerin ve gidişatın Türk bölgesine olası etkilerini tartıştılar.
Güvenlik Konseyi Başkanları görüşmelerinde ulaşım güvenliği ve Orta Koridor boyunca ulaştırma ve lojistik altyapısının geliştirilmesi konularına özel bir vurgu yaptılar.
Toplantıda ayrıca mevcut güvenlik işbirliğinin somut proje ve programlarla geliştirilmesine yönelik TDT çerçevesindeki mekanizmaların güçlendirilmesi konusu da ayrıntılı olarak ele alındı.
KÖLN (AA) - Almanya'da Federal Anayasa Mahkemesi, yabancı ve Müslüman karşıtlığıyla tanınan Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Federal Meclis'teki komisyonlara başkanlık etme konusunda yasal hakkının bulunmadığına karar verdi.
Karlsruhe'deki Federal Anayasa Mahkemesi, AfD'nin, Federal Meclis'teki 26 komisyondan üçüne başkanlık edebilmek için yaptığı başvuruyu reddettiğini duyurdu.
Federal Meclis'teki AfD'lilerin komisyonlara başkanlık etme konusunda yasal hakkının bulunmadığına hükmeden mahkeme, kararına gerekçe olarak, komisyonların başkanlığının nasıl düzenleneceğinin Federal Meclis'in özerkliğine bağlı olmasını gösterdi.
Federal Meclis'in son yasama döneminde Hukuk İşleri Komisyonu, AfD'li politikacı Stephan Brandner'ın komisyona başkanlık için yaptığı adaylık başvurusunu oylamayla reddetmiş, bunun üzerine AfD konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı.
Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada uluslararası hukukun uluslararası düzen ve güvenliğin temeli olduğu vurgulandı.
"Hukukun olmadığı yerde barışa ulaşmak mümkün değildir." ifadesine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Uluslararası Adalet Divanının iki ay önceki görüşü geniş kapsamlıdır ve önemli bir rehberlik sağlamaktadır. Bölgedeki statükonun devam edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Alman hükümeti de İsrail'in işgal altındaki topraklarda uyguladığı yerleşim politikasının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve iki devletli çözüme giden yolu tıkadığını defalarca vurgulamıştır. Uluslararası Adalet Divanının görüşüne saygı duyacak, uluslararası hukukun yükümlülüklerine uygun hareket edecek ve uygulanmasını tam olarak destekleyeceğiz."
Açıklamada, "Müzakere edilmiş iki devletli bir çözüm, Orta Doğu'da sürdürülebilir bir barışa ulaşmanın tek yoludur ve bu nedenle Alman dış politikasının değişmez bir hedefi olmaya devam etmektedir. Bunu sadece bölgedeki ortaklarımıza değil aynı zamanda ilgili Birleşmiş Milletler kararlarında da defalarca vurguluyoruz. İsrail'in meşru güvenlik çıkarlarını korumanın tek yolu budur. Filistinliler de ancak bu şekilde kendi devletlerinde güvenlik ve onur içinde yaşayabilirler." ifadeleri kullanıldı.
Bakanlığın açıklamasında dün oylamaya sunulan karar tasarısının birçok önemli noktada UAD görüşünün ötesine geçtiği belirtilerek "Örneğin, işgalin sona erdirilmesi için gerçekçi olmayan bir son tarih belirlemekte ve sürdürülebilir bir çözümün taraflar arasında doğrudan müzakereleri gerektirdiğini kabul etmemektedir. Ayrıca karar, İsrail'in meşru güvenlik çıkarlarına değinmemekte ve meşru müdafaa hakkını yeterince dikkate almamaktadır. Bu nedenlerle Almanya, diğer bazı ortaklarımız gibi, karar tasarısı oylamasında çekimser kalmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.
- UAD'nin İsrail'in Filistin'i işgaline ilişkin danışma görüşü
UAD Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, 19 Temmuz'daki halka açık oturumda İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü açıklamış, işgal altındaki Filistin topraklarının parçalanmış ayrı bölgeler değil "tek bir bölgesel birim" olduğunu bildirmişti.
İsrail'in Gazze'de işgalci güç konumunda bulunduğunu belirten UAD, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da da işgalci olduğunu ortaya koymuştu.
UAD, ayrıca İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline "en kısa sürede son vermesi" gerektiğini vurgulayarak, tüm devletlerin de İsrail'in işgal ettiği topraklardaki varlığını hukuki olarak tanımama, yardım veya destek sağlamamakla "yükümlü bulunduğunu" kaydetmişti.
BERLİN (AA) - Almanya'da aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partili (AfD) siyasetçi Lena Kotre, Brandenburg eyalet seçimlerinde seçmenlere bir savunma aleti olan ve bazı ülkelerde silah kategorisine alınan "kubotan" dağıtacağını belirtti.
Lena Kotre, sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, seçmenlerine kendilerini koruma amaçlı kalem görünümlü metal bir savunma aleti olan "kubotan" hediye edeceğini bildirdi.
Eyalet meclisi seçiminde yarışan Kotre, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"Her gün bıçaklı saldırılar ve kavgalar duyuyoruz. Hükümetin ne yapmamız gerektiğini söylediğini hatırlıyor musunuz? Kusmak zorundaymışız gibi davranmalı, şarkı söylemeli, alkışlamalı veya tıbbi bir acil durumunuz varmış gibi davranmalıymışız. Hepsi saçmalık. Çözüm bende. Kubotan ile mücadele edebilirisiniz. Etkinliklerime katılıp bundan bir tane alın ve kendinizi savunmaya hazır olun."
Avustralya, Kanada, İsviçre gibi bazı ülkelerde silah kategorisine sokulan "kubotan", Almanya'da henüz aynı kategoride bulunmuyor.
Tükenmez kaleme benzeyen yaklaşık 13 santimetre uzunluğunda sert metal çubuk olan "kubotan"ın yuvarlak bir ucu bulunuyor.
"Kubotan", vücuttaki basınç ve sinir noktalarına vurarak karşı tarafı etkisiz hale getirmek amacıyla kullanılabiliyor.