Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Kuzey Makedonya’da düzenlenen Türkiye Mezunları Buluşması’nda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren “Dünyanın neresine gidersek gidelim Türkiye'ye müzahir, bireysel olarak da Türkiye'yi takip eden topluluklar olduğunu görüyoruz. Bu, Türkiye'nin hem en büyük kazancı hem de en büyük sorumluluğu” dedi.

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'te Türkiye Mezunları Buluşması düzenlendi.

Programda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde dış politikamızın, klasik diplomasi araçlarının yanı sıra eğitim ve kültürel diplomasi, sosyal kalkınma yardımları gibi çok farklı alanlardaki araçlardan da yararlanarak, ülkemizin tarihi-kültürel mirasının gerektirdiği biçimde yeniden atılıma geçtiğini ifade etti. Eren, son dönemlerde ise Türkiye'de kurulan YTB, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların Türkiye'nin gönül coğrafyasına uzanan elleri olduğunu söyledi.

 

Gönül coğrafyasının Türkiye'ye has bir tabir olduğunu anlatan Eren, "Dünyanın neresine gidersek gidelim Türkiye'ye müzahir, bireysel olarak da Türkiye'yi takip eden topluluklar olduğunu görüyoruz. Bu, Türkiye'nin hem en büyük kazancı hem de en büyük sorumluluğu" dedi.

Dünyada 35 Türkiye Mezun Derneği bulunduğunun altını çizen Eren, dört sene içerisinde 130’dan fazla mezun buluşması yaptıklarını kaydetti.

 Türkiye'de 180'e varan ülkeden öğrencinin eğitim gördüğüne dikkat çeken İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan ise, Türkiye'deki burslu öğrenci sayısının 300 bini aştığını söyledi.

 

Konuşmasında Filistin’de yaşanan saldırılara da değinen Erdoğan, işgal altındaki Filistin topraklarında insan haklarının yerle bir edildiğini aktararak, Batı'nın bütün değer paradigmalarını ayaklar altına aldığını kaydetti.

Türkiye'nin karşılık beklemeden yardımlar yaptığını sözlerine ekleyen Erdoğan, "Sadece yurt dışındaki Türkler ve akraba toplulukların yaşadığı coğrafyalarda değil, onun dışındaki coğrafyalarda da yaptığımız birçok insani yardımlar var. Kurumlar, yetimhaneler, iktisadi kalkınma projeleri karşılık beklenmeden yapılıyor. Türkiye bunları bir karşılık bekleyerek yapmıyor ve Batı'dan ayrıştığı yer de bu” dedi. Erdoğan, Türkiye Mezunlarının gerek Kuzey Makedonya'da gerek bölgede çok iyi yerlere gelmesi temennisinde bulundu.

Türkiye’nin Üsküp Büyükelçisi Hasan Mehmet Sekizkök de şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. Sekizkök, köklü tarihi ve beşeri bağlarımızın bulunduğu Kuzey Makedonya'da ve diğer Balkan ülkelerinde gençlerin iyi bir eğitim alarak hayata hazırlanmalarını teşvik etmenin Türkiye'nin öncelikleri arasında yer aldığını dile getirdi.

 

Programda Türkiye mezunu Ekrem Destanov, Velika İvkovska ve Metin İzeti de birer konuşma yaptı.

Etkinliğe YTB Başkanı Abdullah Eren, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, Kuzey Makedonya'daki Türk Demokratik Partisi (TDP) Genel Başkanı ve Milletvekili Beycan İlyas, Türk Milli Birlik Hareketi (TMBH) Genel Başkanı Erdoğan Saraç ve ülkedeki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile Türkiye mezunları katıldı.

 

Bremen DİTİB Camii kurucu başkanı merhum Karabacak’ın ismi, Kulmer meydanında yaşayacak

 

Almanya’nın Bremen kentinde sevilen ve saygı duyulan ilk nesil büyüklerden ve DİTİB Hz. Mevlana Camii kurucu başkanı merhum Mustafa Karabacak’ın ismi Kulmer meydanında yaşayacak.

 

Gröpelingen İlçe Meclisi, SPD meclis grubunun talebi üzerine 2022 yılında oybirliğiyle isimsiz meydana Mustafa Karabacak'ın adının verilmesine karar vermişti. 2021 yılında vefat eden 84 yaşındaki Mustafa Karabacak, Bremen DİTİB Hz. Mevlana Camii'nin kurucusu olarak uzun süre başkanlık yapmış ve 2012 yılında Federal Liyakat Nişanı sahibi olmuştu.

 

Bremen’de ilk kez göçmen kökenli birinin ismi bir meydana verildi. Mustafa Karabacak’ın isminin verildiği Gröpelingen semtindeki Kulmer meydanı, törenle açıldı.

 

Törene, merhum Mustafa Karabacak’ın aile fertleri ile birlikte Türkiye’nin Hannover Başkonsolosluğu Konsolos Yardımcısı Ahmet Bekir Göksu, Yerel Ofis Müdürü Conny Wiedemeyer, Gröpelingen İlçe Meclisi üyeleri, SPD eyalet milletvekili ve ArcelorMittal Sendika Başkanı Muhammet Tokmak, eski SPD ilçe meclisi sözcüsü Barbara Wulff ve Bremen ve çevresinden cami derneklerinin başkan ve yöneticileri katıldı.

 

Takdir edilmesi onur kaynağı

 

Törende; Yerel Ofis Müdürü Conny Wiedemeyer, bölgede yıllarca farklı hizmetleriyle anılan merhum Mustafa Karabacak’ın ismini meydana vermekten duyduğu mutluluğu ifade etti. Konsolos Ahmet Bekir Göksu da, “Almanya’da gurbetçilerimiz içinde yetişmiş ve onlara yol göstermiş, fikir önderleri olsun, sivil toplum kuruluşlarına iştirak etmiş vatandaşlarımız olsun, onların takdir edilmeleri bizim için bir onur kaynağıdır” dedi.

 

Barbara Wulff, onore konusunu ilçe meclisine taşıyan eski SPD ilçe meclisi sözcüsü olarak Gröpelingen'deki meydana Mustafa Karabacak'ın adının verilmesini önerdiğini söyledi. Gröpelingen Mustafa Karabacak'ın memleketi olduğunu ifade ederek, Bremen Belediye Başkanı Andreas Bovenschulte’nin Karabacak ile ilgili “kültürler arasında bir köprü kurucuydu” sözünü aktaran Wulff, “Daha önce isim verilmeyen bu meydana bugün resmi olarak Mustafa Karabacak adının verilmesiyle bir ilke imza atıyoruz ve bu meydan Bremen'de Türk asıllı bir göçmen işçinin adını alan ilk meydandır” diye konuştu.

 

Karabacak’ın ismi, Kulmer meydanında yaşayacak

 

Wulff, merhum Karabacak hakkında şu bilgileri verdi: “Mustafa Karabacak, 1965 yılında 28 yaşındayken geldiği Bremen‘de 66 misafir işçiden biri olarak, uzun yıllar çelik fabrikasında çalıştı. 1972'den itibaren işçi konseyine girerek Türk meslektaşlarına destek oldu. 1992 yılına kadar yalnızca işçi konseyinde işle ilgili sorunlarda irtibat kurulacak kişi olmakla kalmadı, aynı zamanda vize izinleri, aile birleşimi ve konaklama yeri bulma gibi konularında göç yetkilileriyle temaslarda bulundu. 1974 yılından bu yana uzun yıllar eşi ve beş çocuğuyla birlikte isminin verildiği meydanın yakınlarında yaşayan Mustafa Karabacak, çalışma ve yaşam koşullarının yanı sıra kültür ve dinin korunmasına da büyük önem veriyordu. 1980'li yılların başlarında, Protestan cemaati ile ortak etkinlikler düzenledi. DİTİB Hz. Mevlana Camii’nin kurucusu olan Karabacak’ın çabalarıyla 2009 yılında Bremen'de düzenlenen Protestan Kilise Kongresi'ne katılan tek cami oldu. Bremen belediye başkanının her yıl Ramazan ayında insanları belediye binasında bir resepsiyona davet etmesi de bu girişimlerden kaynaklanmaktadır. Bugün, çok arzu etmesine rağmen sağlık nedeniyle açılışa katılamayan dönemin belediye başkanı Dr. Henning Scherf'e çok teşekkür ederiz.“

 

Emeği geçenlere teşekkür

 

Karabacak ailesi adına konuşan kızı Halime Cengiz, “Bu meydan ailemize kalan en güzel mirastır. Yapılan konuşmalarla babamın insan ve toplumlara hizmetleri konuşuldu. Bunda, arkasında durup desteğini esirgemeyen annemin de emeği büyüktür.  “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözü boş değildir”. Her ikisini de rahmetle anıyorum” diyerek, meydana babasının adı verilmesinde emeği geçenlere ve açılışa katılanlara teşekkür etti.

 

Mustafa Karabacak Platz tabelası asıldı

 

Gröpelingen İlçe Meclisi’nin onayı ile hazırlanan tabela Mustafa Karabacak'ın vefatının yıl dönümünde caddeye yerleştirildi. Tabelanın takılmasıyla birlikte meydanın resmi ismi Mustafa Karabacak Platz olarak hizmete girdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Alman iş adamı ailesi ile Yılbaşı tatiline geldi

 

Frankfurt da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Türk asıllı Alman vatandaşı Tolga Güngör, Alman eşi Paskalya kızı Alize ve oğlu Louis ile 15 günlüğüne İstanbul’a geldi.

Yılbaşını İstanbul’da kutlayacak olan Güngör, Coronavirüs salgınından önce firmalarında 2 bin kişiyi çalıştırıyordu. Hala firmalarında çok sayıda Alman ve Türk vatandaşı mühendis, teknisyen, şöför, çalışıyor.

 

İstanbul, Bodrum ve Didim de evleri olan aile, her yaz tatilinde Bodruma gelip 2 ay kalıyor. Türkiye’yi sevdiklerini anlatan Alman aile, sahil ve Kumsalların daha çok belediyelerce temiz tutulmasını istiyorlar.

 

Resimde, Güngör ailesi toplu halde, İstanbul’da

 

Herzlichen Glückwunsch Doğan ( Mutlu yıllar Doğan)

Almanya Frankfurt da Biontech aşılarının Türkiye ve Avrupa ya dağıtımı yapan lojistik firmasının üst düzey yöneticilerinden Doğan Öztürk. 50 yaş gününü memleketi Samsun da kutladı.

50 yıldır Almanya da yaşayan ve çalışan Öztürk, eski futbolculardan. Frankfurt da yaşayan Öztürk, Eczacı eşi Şenay hanım ve kızı Bennu ile yılbaşı tatili için geldiği Samsun da üyesi olduğu Yelken Kulübünde doğum günü partisi yaptı.

 

DOSTLARI HEDİYE YAĞMURUNA TUTTU

 

Koyu Beşiktaşlı olan Doğan Öztürk’ün 2. Takımı Samsun Spor. Yelken kulübündeki doğum günü pastasını kesen Öztürk, bir birinden güzel hediyeye boğuldu.

İş adamları Kuyumcu Serkan Keskin ve eşi Sibel Keskin, Peyami Kocaoğlu ve eşi Yeşim hanım, Frankfurt dan gelen iş adamı Tolga Güngör aile dostlarına mutlu yıllar dilediler. THY personeli Mustafa Henek de, Öztürk’e Coronavirüs salgınında Türkiye ‘ye aşı gönderilmesi için aylardır mesai yaptığı, Türk insanına hizmet ettiği için teşekkür etti.

 

 

Süper kupa yüzüncü yılda ülke sınırları dışında oynanacaksa bu ülke ata yurdumuz Türkistan Özbekistan Türkmenistan Azerbaycan Kuzey Kıbrıs Türk devleti olmalıydı. Bu da dünyaya mesaj niteliğinde olurdu. Dünya Türklüğü de çok mutlu olurdu.
Fenerbahçe kulübü başkanı nereye oynamak koşmak istiyor. İstanbul’da gezi olaylarında  hükümete baş kaldıranlara otelini açmış onlara destek olmuştu. Tüccarlar kazanmayı severler.  Çok para kazanılacağı amacıyla Fenerbahce ve Galatasaray kulübü başkanları ve Futbol federasyonu aylar önce  Suud’ularla anlaşmalar yapıyor ve razı da oluyorlar. Bundan sonrasını Fifa eski hakemi
 
Ahmet Çakar’dan okuyalım,
“Şimdi beyler benden daha Atatürkçünüz yok.
Ancak bir de gerçekler var futbolun kuralları var.
Maçlarda giyinilecek formalarla alakalı FIFA'nın kuralları net.
En az 15 gün önceden hangi takımın ne giyeceği bildirilmek zorunda.
Maçta ne giyinilip ne giyinilmeyeceğine Suudi Arabistan değil FIFA karar veriyor.
 
Son gün "ben bunu değil şunu giyineceğim" diyemezsin FIFA bunu kabul etmez.
Maçtan önce Atatürk neden bu arkadaşların aklına gelmemiş?
En önemli kural: Oyun sırasında kural değiştirilmez” dedi.
 
Türkiye'nin gündemine oturan, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad’da ertelenen Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki Süper Kupa maçı ile ilgili siyasilerden çeşitli açıklamalar geliyor.
 
 
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de ertelenen maç ile ilgili uzun bir yazı paylaştı.
 
Belçika Türk İslam Federasyonu genel başkanlarımızdan şair yazar Cihat Zorlu Fenerbahçe ve Galatasaray derbisinin Suudi Arabistan’da oynanma kararı ve sonrasında oynan Bizans oyunuyla kimin değirmenine su taşındığı gün gibi ortaya çıktı. Cihat Zorlu yayınladığı açıklamada, “Ülkemizde oynanması gereken süper kupa müsabakasını başka bir ülkeye Suudi Arabistan'a alarak ülkemizi yine karıştırmaya  Ortadoğu'daki yeni münasebetlerinin önünü kesmeye çalıştılar. Laiklikten, Kemalist'likten dem vuranlar, daha çok para kazanırız diye Federasyon başkanını uzun zaman iknaya çalışıp sonunda ikna eden sizler,
Bir art niyetiniz olmasaydı İnsan olsaydınız her zaman giydiğiniz tişörtlerle sahaya çıkardınız çıkardınız. 
AMA tabii ki siz laiksiniz! Karşı tarafa birilerine mesaj vermek istediniz.
Bu süper kupa finali meselesi Operasyondur..
 
Türk Arap Kardeşliğini baltalamak, Böylece Gazze'deki siyonist Zulmüne PAS atmaktır, Her şey Planlanmıştır... 
Yurt dışında hiç bir hristiyan ülkeye
M. Kemal fotoğraflı tişörtiyle gitmeyen ve hiç bir zaman " Ne mutlu Türküm diyene " afişini yurt dışı maçlarında asmayan, Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının maça çıkmaması 
Suudi Arabistan'la ve kardeş arap ülkeleri ile arayı açmak, gelişmekte olan ilişkileri kesmek ve Filistin'de Hamas direnişini ve desteğini kırmak için önceden planlanmış tam bir ihanettir. Siyonist İsrail'in içimizdeki İsrailcilerin bu şeytani oyununa alet olmamak gerekir.
 
“Futbol asla sadece futbol değildir”
 
Gazeteci Mehmet Ali Önel’de yazdığı makalesinde,
 Suudi Arabistan’da çıkarılan krizi özetledi.
Herkes açık olarak biliyor ki, süper kupa finalinin Riyad'da yapılmasını isteyen ve  
TFF'yi ikna eden FB Başkanı Ali Koç’tu!
 
Riyad ile varılan protokole uymayıp son anda Atatürk bahanesi ile kriz çıkaran ve maçın iptalini sağlayan da yine Ali Koç’tu!
 
O halde soru şu, Ali Koç ve ona biat eden çifte ByLock’lu TFF başkanı bu oyunu neden oynadı, amaç neydi?
 
Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkisinin krize girmesi kimlerin işine yarıyor?
 
Epeydir Ümit Özdağ’ın aktif rol aldığı Arap düşmanlığını körüklemek ve Türkiye’de yükselen İsrail karşıtlığını dizginlemek isteyen mihraklar olabilir mi?
 
İsrail’in Filistin’de işlediği insanlık suçlarını örtbas etmek için futbol krizi ile gündemi değiştirmek de hiç yabana atılır bir fikir değil!
 
Bütün bunlar mümkün ama asıl plan; Atatürk üzerinden iç dinamikleri harekete geçirmek ve seçime çeyrek kala kaotik bir ortam oluşturmak olduğu açıkça görülüyor.
 
Nitekim aniden harekete geçen malum odaklar, Gezi benzeri yeni bir toplumsal kalkışmanın fitilini ateşlemek için elinden geleni yapmaya başladı.
 
Küreselci ekibin Türkiye ayağını oluşturan Koç ailesinin Gezi isyancılarına beş yıldızlı otelini açtığı sır değildi.
 
Gezi’den bir Türk baharı çıkarmak isteyen ve FETÖ operasyonu ile isteği kursağında kalan küresel şeytani odaklar beli ki boş durmuyordu.
 
FETÖ aparatı Emre Uslu ve diğer ajanların paylaşımları da bunu açıkça gösteriyor.
 
Medyadaki malum çevreler tüm gücüyle meseleyi Atatürk üzerinden siyasi bir krize çevirme çabasında.
 
Durumum hassasiyetini bu kez erken farkeden Ak Parti yönetimi “ Atatürk ortak değerimizdir” çıkışı ile ön almaya çalıştı.
 
Koç’un sadık adamı IBB Başk Ekrem İmamoğlu da boş durmadı, Riyad dönüşü futbol klüplerini karşılamak için sabaha kadar metro dahil tüm ulaşım imkanlarını seferber etti.
 
Adım adım kitleleri harekete geçirmek için gereken altyapı oluşturuluyor, uygun zemin hazırlanıyordu.
 
Birileri futbolun sadece futbol olmadığını iyi biliyordu.
 
Epeydir Türk futbolunda taşlar yerinden oynatılmış, bazı takımlara haksızlık yapıldığı iddia edilmiş, hakemler üzerinden provokasyon denemeleri yapılmış, ligden çekilen klüpler olmuştu.
 
Ancak görünen o ki bu kez beklenen olmayacak, bir kaşık suda koparılan fırtına beklenen etkiyi göstermeyecek.
Fener bahçe ve Galatasaray kulübü başkanları da bu olaydan sonra görevlerinden istifa etmeliler.
 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de Filistin ile dayanışma gösterisi yapıldı.

Witttenbergplatz Meydanı'nda toplanan göstericiler Filistin'e destek vererek, İsrail'in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etti.

Gösteride Filistin bayrakları ile üzerinde "Savaşı durdurun", "Gazze'de her 10 dakikada 1 çocuk öldürülüyor", "Soykırımı durdurun", "Asla görmezden gelmeyec3ğijeğiz. Gazze yaşayacak" ve "Ateşkes şimdi" yazılı döviz ve pankartlar taşındı.

Göstericiler, "Filistin'e özgürlük" ve "Tek çözüm işgalin son bulması" sloganları attı.

 

Eyleme katılan Britta Ohm, AA muhabirine, Gazze'deki durumun artık sürdürülemeyeceğini belirterek, "Almanya'daki tartışma da çok dar ve giderek demokrasi düşmanlığına dönüşüyor. Bununla başa çıkmak zorundayız." dedi.

Ohm, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına tepki göstererek "İsrail'in şu anda yaptığı benim anlayışıma, uluslararası toplumun ve özellikle BM'nin anlayışına ve yasal duruma göre de uluslararası hukuka uygun değil. Bu yüzden buna dikkati çekmemiz lazım." diye konuştu.

 

 

Almanya'nın Essen bölgesinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı cami dernekleri, başlattıkları ‘Katarakt Ameliyatı Kampanyası’ ile Afrika’nın Senegal, Nijer ve Kenya ülkelerinin ardından şimdi de Çad'da olmak üzere toplamda 2200 kişiyi sağlığına kavuşturdu.

Essen DİTİB Eyalet Bölge Birliği, cami derneklerinde başlattıkları kampanya ile Çad’da 700 kişiye ışık oldu.

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) iş birliğinde, katarakt ameliyatlarını takip etmek üzere Essen Eyalet Bölge Birliği Başkanı Özkan Güler, bölge cami dernek başkanları Uğur Ayverdi (Wickede Anadolu Camii), Göksal Üçüncü (Lüdenscheid Eyüp Sultan Camii), Muammer Gökçe (Hamm-Bockum Hövel Eyüp Sltan Camii), Veysel Arslan (Witten Sultan Ahmet Camii), Dovan Üstün (Iserlohn Merkez Camii) ve Tacettin Önal’dan (Hemer Merkez Camii) oluşan DİTİB heyeti Çad’a gitti.

 

Yetimhane ziyaret edildi, ihtiyaç sahiplerine yardım paketi dağıtıldı

DİTİB heyeti Çad ülkesinin Adré ve Abeche şehirlerinde iki yetimhaneyi ziyaret etti. Heyet, yetimhanede eğitim gören çocukların hediye ve kırtasiye ihtiyaçlarını karşıladı. Ayrıca bölgedeki ihtiyaç sahibi ailelere yardım paketi dağıttı.

 

İki günde 700 kişiye ışık olundu

Görme problemi yaşayan ihtiyaç sahiplerine katarakt ameliyatı yaptırmak üzere Çad’da bulunduklarını belirten Essen DİTİB Eyalet Bölge Birliği Başkanı Özkan Güler, hayırseverlerin desteğiyle Adré ve Abeche şehirlerinde 2 gün süren ameliyat sonrası 700 kişiye ışık olduklarını söyledi.

 

Yokluk içerisinde insanlara umut olmak çok güzel bir duygu

Güler, “Yokluk içerisinde insanlara umut olmak çok güzel bir duygu. Senegal, Nijer ve Kenya'da, şimdi de Çad'da olmak üzere toplamda 2200 kişiyi sağlığına kavuşturduk. Bu iyilik hareketini destekleyen hayırseverlere, DİTİB ailesine ve Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ediyor, hayırlarının kabulünü Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyoruz” dedi.

 

Hayırseverlerin iyilik eli pek çok ülke insanının yüzünü güldürdü

Güler, “Başkent Encemine’den 1200 km uzaklıkta Sudan sınırının sıfır noktasında Adré, oradan 950 km uzaklıktaki Abeche şehirlerinde gerçekleştirilen ameliyatlar büyük bir sevinç yaşanmasına vesile oldu. Hayırseverlerin iyilik eli pek çok ülke insanının yüzünü güldürdü. Maddi imkansızlık, su ihtiyacının yanında katarakt hastalığından evinden çıkamayan, çalışamayan ve iş bulamayan insanlara umut olmak çok güzel bir duygu. DİTİB heyeti olarak katarakt ameliyatı olan insanların yüzlerinde oluşan sevincini görmenin mutluluğunu yaşadık. Böyle güzel ve anlamlı hayri hizmetlere derneklerimiz ve hayırseverlerimiz her zaman destek oluyor. Bu manada hamiyetperver bağışçılarımıza, DİTİB derneklerimize, din görevlilerimize, cemaatimize ediyoruz. Allah kendilerinden razı olsun” ifadelerini kullandı.

Bölgelerde faaliyet gösteren iki yetimhaneyi de ziyaret ettiklerini aktaran Güler, yetimhanede eğitim gören öğrencilere kırtasiye malzemesi ile giysi yardımında bulunduklarını belirterek, “Bilhassa çocukların yüzlerindeki minik tebessümü ve bizlere olan muhabbeti görmekten mutluluk duyduk” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Büyük dava insanı, şair yazar Seyit Ahmet Arvasi 31 Aralık 1988'de 35 yıl önce sevgilisine kavuştuğu bu günde rahmetle ,hürmetle anıyoruz. Ruhu şat mekanı cennet olsun.

Yıl 1988 Eylül ayının bir Cuma günüydü. Türkiye gazetesinin Stuttgart muhabiriyim Yozgatlı hemşehrim İbrahim Bolater (Rahmetli) gazetenin Nurtingen temsilcisi Celalettin Gül ile birlik de Stuttgart başkonsolosluğumuza ziyarete gittik. Başkonsolos Nurhan Aydın beyi yeni görevinde hoşgeldiniz dedik yeni görevini tebrik ettik başarılar diledik. Aydın bey Hocamız Seyit Ahmet Arvasi'yi yakinen tanıdığını ve bir Türkiye gazetesi okuru olduğunu gördük. Başkonsolos Aydın bey, "Arvası hocamız çok hasta keşke tedavisi için buraya getirilebilseniz" dedi.
Ziyaretin kısası makbul diyerek de başkonsolosumuzla vedalaşarak ayrıldık.

Gazetenin Frankfurt'ki müdürü Mehmet Oğuz beye durumu bildirdim. Hocamızı tedavisi için getirmek nasib olmadı 3 ay sonra 31 Aralık 1988 'de rahmeti rahmana kavuştu.

15 Şubat 1932 Pazartesi günü Ağrı ilinin Doğubeyazıt İlçesinde doğan Seyyid Ahmed Arvasî,
ailece Van'ın Müküs (Bahçesaray) ilçesine bağlı, Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Babası Gümrük Müdürlüğü'nden emekli Abdulhakim Efendi, annesi Cevahir Hanım'dır.



O BİR DAVA ADAMIYDI

Türk-İslam ülküsünü yeniden yorumladığını belirten Prof. Dr. Hasan Seçen, "O, eşine az rastlanır bir mütefekkir ve dava adamıydı" dedi.
Ünlü sosyolog, öğretmen 1980 ve öncesi Hergün ve 1980 sonrası Türkiye gazetesinin yazarlarından Seyyid Ahmet Arvasi'yi bir ölüm yıldönümünde daha rahmet ve dualarla anıyoruz. Biz, Arvasi Hoca'yı yakınlarına, dostlarına sevdiklerine sorduk. Ahmet Arvasi'yi bir de onlardan dinlemek istedik... Prof. Dr. Hasan Seçen, Arvasi'nin, bir sosyolog ve eğitim-bilimci yaklaşımıyla Türk-İslam ülküsünü yeniden yorumladığını belirterek, "Eşine az rastlanır bir mütefekkir, bir ahlâk ve dava adamı olan Arvasi, entelektüel kişiliğiyle de dikkati çekmiştir. Yazılarındaki coşkulu üsluba, edebiyatlı ve sanatlı anlatıma rağmen Arvasi, yazdığı her kelimede "ölçü"yü muhafaza eden bir "ilim adamı" hüviyetini korumuştur" diye konuştu.



DERİN İZLER BIRAKTI

Seyyid Ahmet Arvasi'nin düşünce hayatımızda derin izler bıraktığını kaydeden gazeteci Timuçin Mert, "O, Türk milliyetçiliğini "İ'lâ yı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem Ülküsü" diye adlandıran isimdir. Arvâsî Hoca, bozkırda kendini arayan düşünce dünyamıza hayat veren, çoraklaşmış gönüllerimizi zemzem suyuna kavuşturan bir fikir dehasıydı. Seyyid Ahmet Arvasi'yi ilk defa Marmara Kıraathanesinde tanıdığını kaydeden MHP eski Milletvekili Nazif Okumuş da şunları kaydetti: "O konuştukça etrafındaki herkes tebessümle, saygıyla ve dikkatle dinliyor. 'Mazlum Türk Milleti, şahikalar oluşturacak kudrete sahiptir. Yeter ki inanalım ve Türk İslam merkezli reçetemizle önderlik edelim.' Öncesi gibi sonrasını da dinleme fırsatı bulamadığım konuşmanın aklımda kalanı sadece bu kadar oldu." Arvasi'nin "İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri" eserini yayınlayan Mümin Çevik, Seyyid Ahmet Arvasi'nin karakter sahibi bir mütefekkir olduğunu belirterek, "Sözünü budaktan sakınmazdı. Doğruları söylerdi. Anlatamadıkları yazdıklarından çoktur. Onun sohbetlerinde bulunup ondan etkilenmemek mümkün değildi" diye konuştu.



İNANDIĞI GİBİ YAŞADI

Ahmet Arvasi Hocanın inandığı gibi yaşayan, göründüğü gibi olan nadir kişilerden olduğunu kaydeden Dr. Yusuf Gedikli, "O, tam bir idealistti. Başka deyişle tam bir Türk İslâm idealistiydi. Türk milletinin bir gün, eskiden olduğu gibi nizam-ı alemi gerçekleştireceğine inanıyordu. Bunun için çağdaş medeniyeti yakalamanın gerekli olduğunun da farkındaydı. Fakat asıl meselenin 'yabancılaşmadan çağdaşlaşmak olduğunu' ileri sürüyordu" ifadelerini kullandı. Seyyid Ahmet Arvasi'nin yeteri kadar tanınmadığını belirten sosyolog Cafer Vayni ise, "Politik duruşunun öne çıkartılması felsefi, psikolojik ve sosyolojik düşüncelerini anlamamızı güçleştirmektedir. Arvasi'nin hayatı da fikirleriyle örtüşmektedir. Ayrıca bana göre Türk sosyolojisinin de önemli menbağıdır. Yüzde yüz yerli ve millidir" dedi. nbsp;



O, BİR ALPERENDİ...

Ahmet Arvasi'den 'âlim, mütefekkir ve mürebbi' diye söz eden Dr. Veysi Erken de, "O hep 'Hakk' ile olmuştu. Her kulun 'Hakk' ile olması derdinde idi. Onun için şanlı peygamberi rehber edinmiş ve bu yönü ile ona layık olmaya çalışmıştı. O, her şeyi ile gençliğe örnek olmuş günümüzün ifadesiyle 'rol model' olmuş bir alperendi. Şanlı Peygamberimizin izini takip eden merhum hocamızın bir ülküsü vardı. O da gençlerimizin Kur'an-ı kerimin ahlakı ile ahlaklanmaları idi.

Arvasî Hoca’mızın eserleri

Arvasî Hoca’nın ilk kitabı 18 sayfadan müteşekkil “İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri” kitabıdır.

Kitap olarak yazdığı eserler:

Kendini Arayan İnsan
İnsan ve İnsan Ötesi
Diyalektiğimiz Estetiğimiz
Eğitim Sosyolojisi (Eğitim Enstitüsü hocası iken anlattığı ders notları)
Doğu Anadolu Gerçeği

İlm-i Hâl

Gazete yazılarından müteşekkil kitapları

Hergün Gazetesi’nde çıkan yazılardan:

Türk İslâm Ülküsü 1, 2, 3.

Türkiye Gazetesi’nde çıkan yazılardan:

Size Sesleniyorum 1, 2. (Türkiye Gazetesi Yayını. Yazıların bir kısmı yayınlanmıştır)

Hasbihâl (6 cilt) (Türkiye Gazetesi’nde çıkan yazılarının tamamını ihtiva eder)

Daha sonra yazıları mevzûlarına göre tasnîf edilerek çeşitli isimlerle kitaplaştırılmıştır. Bunlar:

Devletin Dini Olur mu?
Milletlerin İtibarı
Mânevî Yönelişler
İnsanın Yalnızlığı
Akıl ve Gönül (Tasavvuf hakkındaki yazıları)
Mamak Günleri

Sohbetler

Düşünen Adamdan Mektup Var (Hazırlayan: Hüdavendigâr Onur. Hergün Gazetesi’nde yayınlanıp Türk İslâm Ülküsü kitabına girmeyen yazılar)

Seyyid Ahmet Arvasî hakkında yazılan kitaplar:
Hüdavendigâr Onur- Asrın Yesevî’si S. Ahmet Arvasî
Hüdavendigâr Onur- Arvasî Hoca’yla Baş başa
Hüdavendigâr Onur- S. Ahmet Arvasî Kronolojisi
Hüdavendigâr Onur- Aydınların Gözüyle S. Ahmet Arvasî
Hakkı Öznur- S. Ahmet Arvasî
Oğuzhan Cengiz- S. Ahmet Arvasî ve Temel Fikirleri
M. Ozan Semerci- Hatıraların Aydınlığında Seyyid Ahmet Arvasî
Mustafa Kavuncu- Seyyid Ahmed Arvasi, Hayatı, Tefekkürü, Eserleri

Kulaklarımıza küpe olan Arvasi hocamızın şiiri
SON ZAFER ELBET BİZİMDİR !

İmansız zümreyi yokluk kemirir,
Ezelden ebede her var bizimdir.
Kanundur; zamanı zaman devirir,
Zamanı kuşatan yer var bizimdir.

Azmimiz kırılmaz kederle, yasla,
Ümidin güldüğü diyar bizimdir.
Fenadan ölümden korkmayız asla,
Ölümün öldüğü diyar bizimdir.

Maddeye tapmayız , ezelden geldik ,
Herşeyi kuşatan ebed bizimdir .
Çirkini sevmeyiz, güzelden geldik ,
Arkadaş , son zafer elbet bizimdir.,

Bu dava özüdür İslamiyet’in ,
Bu dava güneşi , mazlum milletin ,
Bu dava , her şeyden , her şeyden çetin.
Bu yolda dert , hüzün , gurbet bizimdir..
Seyyid Ahmet ARVASÎ

Hocam açtığın yoldan,yürüyen, eserlerinle ruhlarını terbiye eden, inançlı, ihlaslı nesil yürüyor izinden. Ruhun Şad mekânın cennet olsun. Seni çok özlüyoruz hocam.
Not: Almanya’da Seyit Ahmet Arvasi Hocamın Eğitim fakültesinden öğrencisi yazarımız düşünce insanı Hasan Kayıhan hocamızdan “Öğretmenim Arvasi” hocamızı dinlemek mümkün.

Birbirinden ilginç projeler ile her siyasi kesimin desteğini alarak doğdugu bölgenin makus talihini yenmeyi amaçlayan Erzurum’un samimi evladı Saadet Partili Mustafa Macit adım adım Oltu’nun kaderini değiştirmeye çalışıyor.



Geçmişte “Adını Memleketine Yaz” projesi ile Gurbette yaşayan Erzurumluların, Erzurum’a sevgisi, özlemi ve mesajlarının yer aldığı dövizleri ile Erzurum caddelerini süslerken, onların maddi katkılarını Erzurumspor’la buluşturmasını yediden yetmişe her Erzurumlu biliyor.

Erzurumlular için “ÇATI STK” hayalini gerçekleştiren Mustafa Macit, Erzurumluları ilk kez tek çatı altında toplayan, Türkiye’nin ilk ve tek Erzurum Konfederasyonu’nun (ERKON) kuruluşuna imza attı. Macit, son kongrede aday olmayarak, ERKON Genel Başkanlığı Görevini yeni yönetimine devir etti.

Çok sayıda projeye imza atan Siyasetçi, İş Adamı, Aktivist Mustafa Macit,"Memleket Sevdası" ile doğduğu yer olan Erzurum'un Oltu ilçesi'nin Belediye Başkanlığı için aday oldu.


Bölge basınının ve Oltuluların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Oltu Belediye Başkan Adayı Mustafa Macit, “Uzun yıllar yurtdışında yaşadığını, deneyimlerini, birikim ve tecrübelerini belediyecilik alanına da yansıtmak istediğini anlattı.
“Doğduğum yer, ata vatanım olan Oltu’ya, Oltululara, halkıma hizmet, Hakka hizmettir” şiarıyla Başkan adayı olduğunu ifade eden Oltu Belediye Başkan Adayı Mustafa Macit, “Binlerce yıllık tarihiyle, doğasıyla, verimli topraklarıyla ve kültürel değerleriyle ünlü Oltu’yu daha yaşanılabilir bir hale getirmek için yola çıktım.” dedi.

Saadet Avrupa Genel Başkanı Samet Sami Temel ise Ayhaber'e yaptığı açıklamada, “Avrupa kökenli adaylarımızı Türkiyemizin değişik şehirlerinde partimizin aday listelerine koyulmasından büyük mutluluk duyuyorum. Onları hem Avrupa'dan hem de ülkemize gelip bizzat sahada destekliyoruz. Ülkemiz için inşallah Saadet belediyeciliğini ortaya koyacağız. Arkadaşlarımız Avrupai tarzda tarafsız, bağlantısız ve hukuka riayet eden gönül belediyeciliği sergileyecekler” şeklinde konuştu.



MUSTAFA MACİT KİMDİR?
1962 yılında Erzurum`un Oltu'da ilçesinde dünyaya geldi. İlkokul, Ortaokul ve Liseyi Oltu`da tamamladı. 1979 yılında aile birleşimi yoluyla Almanya`ya yerleşti. 1981 yılından itibaren Almanya`nın Hamburg ve Köln şehirlerinde Avrupa Milli Görüş bünyesinde farklı STK`ların değişik kademelerinde yaklaşık 25 yıl yöneticilik yaptı.1989 yılında Almanya`nın Hamburg/Neumünster şehrinde Fatih Spor takımının kuruluşunda yer aldı ve takımın 4 yıl boyunca aktif yöneticisi olarak görev yaptı. 1994 yılında Almanya`nın Hamburg şehrinde MÜSİAD`ın kuruluşunda yer aldı ve 2000 yılına kadar aktif olarak yöneticilik yaptı.
1990 yılında kendi işini kurarak serbest çalışmaya başladı. Almanya`da, gastronomi, inşaat, pazarlama ve hizme t sektörlerinde 1990 yılından 2015 yılına kadar değişik sektörlerde ticari faliyetlerde bulundu. 10 yıl medya alanında özel bir ulusal televizyonun Avrupa Genel Koordinatörü olarak görev yaptı. İnt yayını, Avrupa`da Ramazan, Vuslat, Gurbet Hikayeleri ve Saklı Tarihmiz gibi Avrupa`nın farklı ülke ve şehirlerinde 50 adeti canlı yayın olmak üzere takriben 400 programın çekimini koordine etti.
Yöneticilik, STK ve siyasi tecrübesi olan kurumsal yapıyı önemseyen disiplinli, planlı ve programlı çalışan istişareye ve ekip çalışmasına önem veren kültürel, sosyal projeleri önceleyen insani ilişkilerde deneyimli, uzun süre Almanya`da yaşadığı için uluslararası gözlem ve uygulama yeteneği kazanmış aktif, çalışkan, mücadeleci karektere sahip deneyimli ve tecrübeli bir yönetici.
1984 yılında Almanya'dan gelip Refah Partisi Oltu İlçe Teşkilatının kuruluşunu yaparak siyasete başladı. 1987 genel seçiminden başlayarak yapılan tüm mahalli ve genel seçimlerde Oltu`da, Erzurum`da ve İstanbul`da SKM Başkanı olarak görevler yaptı. 2013 yılında Saadet Partisinin Avrupa örgütlenmesinde Kurucu Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı.
2015 yılında Türkiye`ye döndü. Türkiye'ye döndükten sonra 2019 yılına kadar İstanbul`da ticari faaliyetlerde bulundu.
2015 / 2016 sezonunda Erzurumspor Yönetim Kurulu üyeliği yapan Mustafa MACİT, ardından Erzurumspor İstanbul Çalışma Gurubunu kurup gurubun Başkanı olarak çalışmaları koordine etti.
2017 yılında Erzurum Konfederasyonu (ERKON) konseptini hazırlayarak oluşturduğu Kurucular Kurulu ile birlikte Erzurum Konfederasyonunun 2018 yılında kuruluşunu gerçekleştirdi.
Erzurum Konfederasyonunun 17.10.2019 tarihinde Genel Başkanı seçildi. 18.12.2022 tarihine kadar Konfederasyon Genel Başkanı olarak görev yaptı.
Sosyal ve milli konularda aktivist olarak çalışan, sunucu ve konuşmacı olarak görevler yapan Mustafa MACİT, iyi seviyede Almanca bilmektedir. Evli ve 5 çocuk babasıdır.
Yöneticilik, STK ve siyasi tecrübesi olan kurumsal yapıyı önemseyen disiplinli, planlı ve programlı çalışan istişareye ve ekip çalışmasına önem veren kültürel, sosyal projeleri önceleyen insani ilişkilerde deneyimli, uzun süre Almanya`da yaşadığı için uluslararası gözlem ve uygulama yeteneği kazanmış aktif, çalışkan, mücadeleci karektere sahip deneyimli ve tecrübeli bir yöneticidir.

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un, İsrail'in Savaş Kabinesi Üyesi ve eski Savunma Bakanı Benny Gantz ile telefonda görüştüğü bildirildi.

Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Scholz görüşmede, Gazze Şeridi'ndeki halkın insani durumunun sürdürebilir bir şekilde iyileştirilmesi ve sivil halkın korunması için her türlü çabanın gösterilmesi ihtiyacının devam ettiğini vurguladı.

 

Scholz, çatışmanın bölgesel olarak yayılmasını önlemenin önemine dikkati çekerek, bu bağlamda sürdürdüğü diplomatik temaslara işaret etti.

İsrailli Bakan Gantz da Şansölye'ye, Gazze'deki ve İsrail'in kuzey sınırındaki son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Yurtdışındaki Türklerin Potansiyelini Harekete Geçirmek İçin Yeni Adımlar Atılmalı

Zertifikatsübergabe an die Schüler:innen des “Aktiven Schuljahres” durch Bürgermeisterin Judith Roth-Jörg

Ein Abend voller Erkenntnisse und Emotionen: Knapp 200 Besucherinnen beim Demenz-Kinoabend

Theater, Theaterstraße, jetzt auch Theaterplatz

92. Türk Dil Bayramı ve Türkçe Dilimize Sahip Çıkıyoruz

Ulaşım teknolojisi fuarı InnoTrans, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağıyla Berlin'de kapılarını açıyor

Kardeş Şehirler: Üsküp ve Bursa

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Ülkemizin her tarafına hızlı treni yaymak istiyoruz"

Mercedes-Benz, saatte 95 kilometre hıza kadar otomatik sürüş sunacak