Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Klinikum Nürnberg startet Adipositas-Sprechstunde für Kinder
Jedes zehnte Kind im Alter zwischen drei und 17 Jahren ist übergewichtig. Damit Betroffene so früh wie möglich passgenau behandelt werden können, bietet das Klinikum Nürnberg seit Juni eine neue Adipositas-Sprechstunde für Kinder und Jugendliche an. Dank einer Spende des Nürnberger Traditi- onsunternehmens Baumüller Nürnberg GmbH und der Gesellschafterin Karin Baumüller-Söder kann ein sogenanntes Bioimpedanz-Gerät (kurz: BIA) für die Klinik für Neugeborene, Kinder und Jugendliche angeschafft werden.
Die frühzeitige Behandlung von übergewichtigen Kindern ist entscheidend für die weitere Entwicklung. Das Klinikum Nürnberg erweitert deshalb ab Juni 2021 sein Angebot im Bereich der Kindermedizin um eine Adipositas-Sprech- stunde für übergewichtige Kinder. Es ist die erste Klinik in der Metropolregion Nürnberg, die eine solche Sprechstunde anbietet.
„Ich freue mich, dass wir den betroffenen Kindern und Familien nun passgenau helfen können“, sagt Prof. Dr. Christoph Fusch, Ärztlicher Leiter der Klinik. Kin- der und Jugendliche, die neu in die Sprechstunde kommen, werden zunächst umfassend untersucht. Eine zentrale Rolle spielt dabei ein neues Bioimpedanz- Gerät. Es misst die Körperzusammensetzung beziehungsweise die Körperfett- masse und gibt den Experten unter anderem Aufschluss über das Blutvolumen und andere Wasserwerte im Körper. Die Daten bilden die Grundlage für wei- tere Diagnosen und die Therapie. Weiterhin kann das Gerät in der Intensivme- dizin angewendet werden, um die Dosierung von Medikamenten zu bestim- men. Die Untersuchung ist für die Patienten schmerzfrei und kann auch bei Neu- und Frühgeborenen angewendet werden - unter anderem um zu sehen, ob die kleinen Patienten richtig wachsen.
„Für unsere Arbeit in der Adipositas-Beratung ist dieses Gerät sehr wichtig, denn die anfänglichen Erfolge spiegeln sich nicht immer in einem sofortigen Gewichtsverlust wider. Häufig stagniert das Gewicht zunächst, aber in Wirk- lichkeit hat sich die Körperzusammensetzung verbessert, das heißt Fettmasse wurde durch Muskelmasse ersetzt. Und genau diesen Erfolg kann uns das Ge- rät hochpräzise anzeigen“, sagt Dr. Katja Knab, Oberärztin in der Klinik. Knab ist Ernährungsmedizinerin und Diabetologin und führt diese Sprechstunde ge- meinsam mit dem Ernährungswissenschaftler Dr. Gabriel Torbahn durch. Beide sind als Adipositas-Trainer nach KgAS (Konsensusgruppe Adipositasschulung im Kindesalter) und AGA (Arbeitsgemeinschaft Adipositas) zertifiziert und im Vorstand dieser Fachgruppen tätig.
Gerätekauf dank Spende
Der Gerätekauf wird durch eine Spende der Baumüller Nürnberg GmbH unter- stützt. Karin Baumüller-Söder, Gesellschafterin der Firma, hat die Summe auf 4.500 Euro aufgerundet. „Kranken Kindern und Jugendlichen alle Möglichkei- ten einer schnellen und umfassenden Genesung zu bieten, liegt uns am Her- zen. Über die Baumüller-Aktion ́Spenden statt Schenken` helfen wir sehr gerne schon seit Jahren in der Region Nürnberg. Die Unterstützung der Adipo- sitas-Sprechstunde am Kinderklinikum Nürnberg ist ein weiterer wichtiger Bau- stein auf diesem Weg. Wir freuen uns, hier mitwirken zu können“, teilt Karin Baumüller-Söder mit.
Karin Baumüller-Söder ist eng mit Klinikum Nürnberg verbunden
Bereits seit einigen Jahren bittet die Baumüller Nürnberg GmbH ihre Lieferanten und Geschäftspartner, sich an einer Spende für die Kinderklinik vom Klinikum Nürnberg zu beteiligen, statt dem Unternehmen anderweitige Aufmerksamkeiten zu Weihnachten zukommen zu lassen. In der Vergangen- heit konnten Geräte und eine komplette Intermediate Care (IMC)-Einheit an- geschafft werden. Diese überwacht Kinder nach der Intensivtherapie.
Auch in Zukunft wird Karin Baumüller-Söder das Klinikum begleiten. Seit 2020 ist sie die Schirmherrin des Neubauprojekts Kinderklinikum Nürnberg und Ge- burtshilfe. In den nächsten sechs Jahren entsteht auf rund 14.000 Quadratme- tern Nutzfläche ein neues Kinderkrankenhaus. Es ist das größte Bauprojekt seit Bestehen des Klinikums Nürnberg.
Kostenfreie Beratung ohne Überweisung
Das Angebot ist für alle da, wenn es um Fragen zum Thema Übergewicht von Kindern, Jugendlichen und jungen Erwachsenen geht. „Auch Eltern, Großeltern oder schwangere Frauen können sich gerne an uns wenden, wenn sie vorbeu- gen möchten oder sich bereits Sorgen um die Gewichtsentwicklung ihres Kindes oder Enkels machen“, so Dr. Knab. Die Beratung ist ebenso wie alle Angebote kostenfrei. Eine Überweisung ist daher nicht erforderlich.
Die Adipositas-Beratungsstelle ist per Telefon unter 0911 398-2290 zu errei- chen. Termine werden jeweils dienstags und donnerstags am Nachmittag ange- boten.
Foto: Für die Arbeit in der Adipositas-Beratung ist das neue Bioimpedanz-Ge- rät sehr wichtig. Die Daten bilden die Grundlage für weitere Diagnosen und die Therapie.
Quelle: Giulia Iannicelli, Klinikum Nürnberg
Das Klinikum Nürnberg ist eines der größten kommunalen Krankenhäuser in Deutschland und bietet das gesamte Leistungsspektrum der Maximalversorgung an. Mit 2.233 Betten an zwei Standorten (Klinikum Nord und Klinikum Süd) und 7.000 Beschäftigten versorgt es knapp 100.000 stationäre und 170.000 am- bulante Patienten im Jahr. Zum Klinikverbund gehören zwei weitere Krankenhäuser im Landkreis Nürn- berger Land.
Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität in Nürnberg wurde 2014 gegründet und ist zweiter Standort der Paracelsus Medizinischen Privatuniversität in Salzburg. In Nürnberg werden jährlich 50 Me- dizinstudierende ausgebildet. Das Curriculum orientiert sich eng an der Ausbildung der amerikanischen Mayo-Medical School. Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität kooperiert zudem mit weiteren wis- senschaftlichen Einrichtungen im In- und Ausland.
Sağlık Bakanlığının "covid19asi.saglik.gov.tr" adresinde yer alan anlık verilere göre, 3 Haziran saat 23.31 itibarıyla uygulanan birinci doz aşı sayısı 17 milyon 39 bin 869, ikinci doz aşı 12 milyon 788 bin 486 oldu.
Böylece toplam doz miktarı, 29 milyon 828 bin 355 olarak gerçekleşti.
İstanbul'da birinci doz aşı sayısı 2 milyon 876 bin 781, ikinci doz aşı sayısı 2 milyon 33 bin 988, toplamda 4 milyon 910 bin 769, Ankara'da birinci doz aşı sayısı 1 milyon 397 bin 287, ikinci doz aşı sayısı 1 milyon 70 bin 887, toplamda 2 milyon 468 bin 174, İzmir'de ise birinci doz aşı sayısı 1 milyon 152 bin 10, ikinci doz aşı sayısı 889 bin 163, toplamda 2 milyon 41 bin 173 doz olarak kayıtlara geçti.
- 6 bin 602 kişinin testi pozitif çıktı
Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı.
Buna göre, Türkiye'de son 24 saatte 222 bin 847 Kovid-19 testi yapıldı, 6 bin 602 kişinin testi pozitif çıktı, 114 kişi yaşamını yitirdi, hasta sayısı 563 olarak kayıtlarda yer aldı.
Ağır hasta sayısı 1219 oldu, 8 bin 540 kişinin Kovid-19 tedavisinin veya karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 5 milyon 139 bin 993'e yükseldi.
Test sayısı 54 milyon 809 bin 788'e ulaştı, vaka sayısı 5 milyon 270 bin 299, vefat sayısı 47 bin 882 oldu.
Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 2,8, yatak doluluk oranı yüzde 49,9, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 62,8, ventilatör doluluk oranı yüzde 27,6, ortalama temaslı tespit süresi 7,5 saat ve filyasyon oranı yüzde 99,9 olarak kayda geçti.
- Yurt genelindeki Kovid-19 ile ilgili gelişmeler
Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kısıtlamalara rağmen açık bulunan masaj salonundaki 6 kişiye, "sosyal mesafe, maske ve sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal" suçlarından ceza uyguladı.
Kastamonu Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, bir haftada Kovid-19 tedbirlerine uymayan 45 kişiye para cezası verildi.
Sağlık Bakanlığınca açıklanan haftalık 100 bin nüfusa karşılık gelen Kovid-19 vaka sayısında 39,27'ye gerileyerek Karadeniz bölgesinin en az vaka görülen kenti olan Sinop'ta, yaz sezonunda turizm hareketliliği beklentisi arttı.
Türkiye'de Kovid-19 vakalarının en az olduğu illerden Tunceli'nin İl Sağlık Müdürü Çağdaş Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte salgına karşı yapılan aşı çalışmalarının hastanede yatan hasta sayılarını azalttığını bildirdi.
İSTANBUL (AA) - Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, hipertansiyonu olan birçok insanın semptomları olmadığından, hastalığının farkında olmadığını belirterek, "Maalesef çoğu zaman insanlar kalp krizi veya felç geçirdikten sonra bu acı gerçeği öğreniyor." dedi.
Prof. Dr. Erol, Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, hipertansiyonun görülme sıklığı son derece yüksek olan çok yaygın bir hastalık olduğunu belirtti.
Erol, hipertansiyonun dünya genelinde erişkinlerde ölüme yol açan risk faktörleri arasında ilk sırada olmasının, erişkinler açısından belki de en önemli halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.
Hipertansiyonun sinsi seyirli ve belirtileri son derece silik bir hastalık olduğuna işaret eden Erol, şöyle devam etti:
"Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması gibi genel belirtiler verebilir ancak kronik yükseklikte bu belirtiler de olmayabilir. Bu durum da tanı konmayan hastaların tedavisiz yaşamalarına yol açıyor. Ancak kronik kan basıncı yüksekliği, kalp damar hastalığı, böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, beyin kanamaları ve felç için ana risk faktörünü oluşturuyor."
Prof. Dr. Erol, "Ülkemizde erişkin nüfusun yüzde 31,2'sinde hipertansiyon mevcut. Yani her 3 erişkinden biri hipertansif. Yaşla görülme oranıysa giderek daha da artıyor, 70'li yaşlarda her üç kişiden ikisi hipertansif hale geliyor. Öte yandan hipertansiyondan muzdarip birçok insan semptomları olmadığından, hipertansiyona sahip olduğunun bile farkında değil. Maalesef çoğu zaman insanlar kalp krizi veya felç geçirdikten sonra bu acı gerçeği öğreniyor."
- "Kovid'e odaklanırken, kronik hastalıkların ciddiyetini göz ardı etmemeliyiz"
Prof. Dr. Erol, hastalığın teşhisindeki en önemli adımın tansiyon ölçümü olduğunun altını çizerek, dernek olarak "Değerini Bil Kampanyası"nı başlattıklarını, amaçlarının toplumda hipertansiyon tanı ve tedavi oranlarının artırılarak buna bağlı risklerin en aza indirilmesi olduğunu söyledi.
Pandeminin hipertansiyon üzerine de olumsuz etkilerinin olduğunun altını çizen Erol, "Kovid-19 tabii ki öncelikli mücadele alanımız ancak bu durum kronik hastalıkların, diğer ölüm nedenlerinin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Türkiye ölüm istatistiklerine baktığımızda 2019'da tüm ölümlerin yüzde 37,1'inin dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla pandemiye odaklanırken diğer ölümcül kalp-damar sistemi hastalıklarını da unutmamamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, pandemi sürecinin de hipertansiyon üzerindeki olumsuz etkilerine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kovid-19 pandemisi döneminde maalesef evlerde kapalı kalındı. Bu da hareketsizlik, ona bağlı kilo alma, obezite riskini beraberinde getirdi. Stres faktörü de maalesef arttı. Özellikle hipertansiyon görülme oranının zaten çok yüksek olduğu 65 yaş üstü grubu düşündüğümüzde, bir yılı aşkın süredir kısıtlamalardan dolayı evlerde kalınması, bu riskte daha da olumsuz etkilere neden olabilir. Bu yüzden hastalarımıza 'evde de olsanız hareket edin, kalori alımını artırmayın, kilo almayın, tuzsuz diyetinizi bozmayın tabi ki ilaçlarınızı da düzenli almaya devam edin. Kısıtlamanın olmadığı saatlerde maskenizi takarak, mesafenizi koruyarak yürüyüşlerinizi yapın, hareketsiz kalmayın' diyoruz. Ülkemizde güzel ve yerinde bir uygulama ile pandemi döneminde kronik hastalıkların ilaç raporları uzatıldı. Hastalarımız direkt olarak ilaçlarına ulaşabiliyorlar. Hipertansiyon hastalarımız ilaçlarını bırakmasınlar. Kan basınçlarını düzenli ölçtürsün, olağan dışı bir gelişme olduğunda ise hekimine başvursunlar."