Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
İngiltere Dışişleri Bakanlığı önünde toplanan İngiliz Yahudilerinden oluşan grup, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın, yarın resmi ziyaret kapsamında Londra'ya gelecek İsrailli mevkidaşı Netanyahu ile görüşmeyi reddetmesi çağrısında bulundu.
"Na'amod" adlı İngiliz Yahudilerden oluşan grubun düzenlediği gösteriye katılanlar, "Netanyahu'ya hayır, işgale hayır", "Demokrasi ve işgal aynı anda var olamaz", "Hepimiz özgür olana kadar hiçbirimiz özgür değiliz" yazılı pankartlar taşıdı ve İsrail karşıtı sloganlar attı.
Gösteride, Netanyahu'nun İngiltere'de kırmızı halıyla karşılanmasına karşı çıkan Yahudiler, ellerinde taşıdıkları sembolik kırmızı bez parçasını yırttı.
- "Netanyahu ve İsrail rejimi, Filistin'de büyük insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi"
Protestoya katılanlardan İsrail karşıtı İngiliz Yahudisi Marco, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Netanyahu ve İsrail rejiminin Filistin'de büyük insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğini, işgal ve apartheid rejiminin adaletsiz olduğunu ve İngiliz hükümetinin bunu desteklememesi gerektiğini ve bu hükümetin liderlerini bakanlarıyla görüşmeye davet etmemesi gerektiğini söylüyoruz."
İsrail'in uluslararası arenada desteklenmemesini isteyen Marco, İsrail ile anlaşma yapılmaması ve bu ülkenin kınanması gerektiğini dile getirdi.
Marco, İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Filistin halkını yok sayan açıklamasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, "Bence bu yanlış. İnsanların özgürlük ve eşitlik için meşru talepleri var. Bence onların varlığını inkar etmek onları ortadan kaldırmayacak." ifadesini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu, resmi ziyarette bulunmak üzere yarın Londra'ya gelecek.
„Anton Halbich hat sich Europa zur Lebensaufgabe gemacht“, fasste
Oberbürgermeister Christian Schuchardt am Ende seiner Laudatio
zusammen. 1985 wurde Halbich Vorsitzender des Kreisverbands der
überparteilichen Europa-Union und wurde so bis ins hohe Alter zu
einem viel beachteten Multiplikator der europäischen Idee. Die Stadt
Würzburg konnte beispielsweise bei Veranstaltungen zum 5. Mai, dem
Europatag, immer auf seine Tatkraft bauen. Wenn Halbich einlud, waren
die Plätze im Ratssaal stets gut gefüllt. Von 2002 bis 2018 war Halbich
zudem zusätzlich stellvertretender Bezirksvorsitzender. 1990 wirkte er
bei der Gründung der Europa-Union in der Partnerstadt Suhl
beziehungsweise in Thüringen mit.
Schuchardt würdigte bei der Verleihung der Ehrenmedaille des
Oberbürgermeisters auch das berufliche Wirken des Mannes, der dank
seiner insgesamt sieben Staatsexamen über 500 Polizeischülerinnen ein
breites Wissen im Bereich der Politischen Bildung oder auch bezogen auf
Kommunikation und Konfliktmanagement vermitteln konnte. Über 30 Jahre
wirkte er als Lehrer bei der III. Bereitschaftspolizeiabteilung Würzburg
und verfasste Lehrpläne. Auch in diesem Kontext engagierte er sich nach
der Wiedervereinigung in Dresden und Chemnitz beim Aufbau der Polizei in
den neuen Bundesländern.
Viele kennen Halbich zudem als erfolgreichen Schachspieler und
langjährigen Pressewart des Unterfränkischen Schachverbandes. Auf
diese Karriere wollte der Ausgezeichnete bei der Ehrung aber nur ungern
angesprochen werden, weil er noch eine aktuelle Niederlage am
Schachbrett zu verdauen hatte. In seinen Dankesworten machte Halbich
deutlich, dass er sich sowohl über die Auszeichnung gefreut hatte als
auch über gelungene Nachfolgeregelungen für die Ämter, die ihm so
wichtig waren beziehungsweise sind.
Die Ehrenmedaille wird seit 2014 von Oberbürgermeister Christian
Schuchardt an verdiente Persönlichkeiten verliehen. Sport-Förderer Rudi
May wurde als Erster ausgezeichnet. Alt-Oberbürgermeister Jürgen Weber,
Altbürgermeister Dr. Adolf Bauer und Altbürgermeisterin
Marion-Schäfer-Blake, Bischof em. Friedhelm Hofmann oder Alt-Landrat
Eberhard Nuß befinden sich ebenfalls unter den Geehrten. Zuletzt ging
die Nachbildung eines bekannten Riemenschneider-Reliefs aus
Biscuit-Porzellan an Menschen, die bei der Messerattacke am 25. Juni
2021 ein hohes Maß an Zivilcourage gezeigt hatten.
„AOK-Bewegte Pause“ in der Gustav-Walle Grundschule Würzburg.
Sehr gefreut haben sich die Schülerinnen und Schüler der Gustav-Walle-Grundschule als Stephan Götz von der AOK Direktion Würzburg Spielgeräte im Wert von 500 € vorbeibrachte. Die Würzburger Schule profitiert von den Leistungen der gesundheitsförderlichen Schulentwicklung der AOK Bayern.
„Prävention in der Schule ist ein wichtiger Teil unseres Markenkerns“, beschreibt Stephan Götz den Grund für das Engagement der Gesundheitskasse. Dabei betont er, dass es wichtig sei, das Thema Bewegung dauerhaft und strukturiert in den Schulalltag zu integrieren.
Zusammen mit der Schulleiterin Meike Gressel und Daniela Schuster, Fachbereichsleiterin Schule bei der Stadt Würzburg nahmen die Schülerinnen und Schüler die neuen Spielgeräte begeistert in Empfang.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ramazanın başlaması dolayısıyla tüm Müslümanlara mübarek bir oruç ayı diledi.
Alman Şansölye, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Birçok Müslüman güneş doğmadan önceki ilk sahur için gece kalktı. Bugün ramazan başlarken tüm inananlara mübarek bir oruç ayı diliyorum." ifadelerini kullandı.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier de sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, Müslümanların ramazan ayını tebrik etti.
Paylaşımda, "Ramazan mübarek olsun. Tüm Müslümanlara oruç ve tefekkürle geçirecekleri mübarek bir ay diliyorum." ifadelerine yer verildi.
BERLİN (AA) - Küresel ham çelik üretimi, şubatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 azalarak 142,4 milyon ton oldu.
Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), şubat ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.
Buna göre, küresel ham çelik üretimi, bu yılın şubat ayında 2022'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 1 gerileyerek 142,4 milyon tona düştü.
Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretiminin, yüzde 5,6 artarak 80,1 milyon tona yükseldiği tahmin edildi.
Japonya'nın üretimi yüzde 5,3 azalarak 6,9 milyon tona, Almanya'nın üretimi yüzde 6,9 azalışla 3 milyon tona, ABD'nin üretimi de yüzde 5,3 düşüşle 6 milyon tona indi.
Türkiye'nin ham çelik üretimi ise şubatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28,9 azalarak 2,1 milyon tona geriledi.
Söz konusu dönemde çelik üretiminin Rusya'da yüzde 8,6 azalarak 5,6 milyon tona gerilediği, İran'da ise yüzde 14,6 artarak 2,4 milyon tona çıktığı tahmin ediliyor.
BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Kuzey Makedonya'nın yerinin Avrupa Birliği (AB) olduğunu söyledi.
Baerbock, Kuzey Makedonya'ya düzenleyeceği resmi ziyaret öncesi yaptığı açıklamada, "Kuzey Makedonya'nın yeri tıpkı diğer Batı Balkanlı ortaklarımız gibi Avrupa Birliği'dir. Bu konuda ciddi olduğumuzdan, AB ile katılım müzakerelerinin resmen başlamasından bu yana artık şüphe duyulmamalıdır." dedi.
Kuzey Makedonya halkının katılım sürecine ilişkin yüksek umut ve beklentilerinin kendileri için hem bir fırsat hem de bir tehlike olduğuna işaret eden Baerbock, "Tehlike çünkü son 17 yılda kaydedilen tüm ilerlemeye ve bazen acı veren tavizlere rağmen AB olarak beklentilerini boşa çıkarırsak Makedonları Avrupa için kaybedebiliriz. Fırsat çünkü AB genişleme sürecine dahil olan herkes neyin tehlikede olduğunun farkında. Avrupa ailesinde bir gelecek, istikrarlı refah ve barışa sahip bir bölge, kendi kaderini tayin hakkı." ifadelerini kullandı.
Kuzey Makedonya'daki tartışmaların, özellikle kimlik, tarih, dil ve kültür meseleleri söz konusu olduğunda, tutku ve ihtirasla yürütüldüğünü çok iyi anladığını dile getiren Baerbock, "Bu bizim ülkemizde de farklı değil ve elbette anayasa değişikliği gibi temel meseleler için de geçerli. Ancak deneyimler gösteriyor ki bu gibi durumlarda, siyasi hesapları bir kenara bırakmak, net bir hedefe yönelmek ve bunun için kararlılıkla mücadele etmek faydalı olacaktır. Kuzey Makedonya Parlamentosunda anayasa değişikliğine verilecek geniş destek, sadece ülke içinde değil, çok daha ötesinde tüm bölgeye bir sinyal gönderecektir: AB üyeliğini kesinlikle istiyoruz ve bunu başarmak için kendi tarafımızdan gereken her şeyi yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
BERLİN (AA) - Almanya'nın en büyük sendikalarından Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Ver.di) ile Demiryolu Çalışanları Sendikası (EVG) yüksek enflasyona karşı daha iyi ücrete zorlamak için ulaştırma sektöründe çalışanları 27 Mart'ta 1 günlük toplu uyarı grevine gitmeye çağırdı.
Ver.di ve EVG tarafından yapılan açıklamada, toplu taşıma ve havalimanları da dahil olmak üzere işverenlerle daha iyi ücret için kampanyanın bir parçası olarak 26 Mart Pazar gece yarısından 27 Mart Pazartesi günü tüm gün greve gitme çağrısı yapıldığı belirtildi.
Açıklamada, grev çağrısının, müzakerelerde ilerleme kaydedilememesinin ardından geldiği ifade edilerek, “Ver.di üyeleri daha fazla para, işlerine saygı ve takdir için grev yapıyor.” denildi.
Ver.di Sendikası Başkanı Frank Werneke, işçilerin Kovid-19 salgını sırasında ve o zamandan beri her gün kamu altyapısını zor koşullar altında çalışır durumda tuttuklarını belirterek, işçilerin bunun için genellikle düşük ücretler aldığını belirtti.
Werneke, “Bu nedenle, yüksek enerji fiyatları ve artan gıda fiyatları, özellikle ulaşım sektöründeki çalışanları sıkıntıya sokuyor. Şimdiye kadar işverenlerin teklifleri durumu iyileştirmedi.” dedi.
Demiryolu Çalışanları Sendikası (EVG) Başkanı Martin Burkert ise "Daha fazla gerginlik istemiyoruz. Pazarlık edilebilir bir teklif istiyoruz." ifadelerini kullandı.
- Sendikaların talepleri
Verdi sendikası, toplu taşıma ve havaalanları da dahil olmak üzere kamu sektöründe yaklaşık 2,5 milyon çalışan adına müzakere ediyor. EVG, Deutsche Bahn ve belediye ulaşım şirketlerinde yaklaşık 230 bin çalışan için pazarlık yapıyor.
Ver.di sendikası Ver.di ve kamu sektörü çalışanları için müzakerelere liderlik ederken, Almanya’da alışılmışın dışında yüksek enflasyonun etkilerine karşı çalışanlara yüzde 10,5 veya en az 500 avro ücret artışı istiyor.
EVG ise çalışanların ücretlerine yüzde 12 zam veya ayda en az 650 avro daha fazla talep ediyor.
EVG ve Verdi sendikalarının ülke çapında geniş çaplı bir uyarı grevinin 27 Mart’ta toplu taşımanın büyük bir bölümünü etkilemesi bekleniyor. Grevden uzun mesafeli, bölgesel ve yerel ulaşımın yanı sıra havaalanları ve otoyol şirketleri de etkilenecek.
Alman demir yolu şirketi Deutsche Bahn, söz konusu grev nedeniyle 27 Mart'ta tüm demir yolu operasyonlarında "büyük bozulmalar" beklediğini bildirdi.
Kültür tarihine yaptığı katkılar ile bilinen ve bu alanda yaptığı çalışmalar ile iki ülke arasında önemli eserler veren Dr. Latif Çelik SUNTAT firmasına ziyaretinde 2 ayrı ama çok memnun oldum dediği bir sürpriz ile karşılaştı.
SUNTAT Şirketler Grubu CEO’su Mustafa Baklan kültürel çalışmalar yapan Dr. Latif Çelik’i karşılarken, “Sayın Dr. Çelik iki milletin ortak tarih ve kültürüne atıf yapacak çok sayıda esere imza atan önemli bir isimdir. Bir çok platformda Türk Kahvesi‘nin 300 yıllık Tarihi adlı eserini gündeme getiriyorum. Bunu Alman arkadaşlarıma da anlatıyorum. Firma olarak böyle bir tarihten gurur duyduğumu ve hatırımız unutulmasın diye milli kültürümüz olan kahve için özel yaptırdığımız Türkiye çinilerinin rengindeki kahve setini hediye etmek güzel bir duygu idi” şeklinde konuştu.
IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik ise, Sayın Baklan’ın kültürümüzün samimi sevdalılarından biri olduğunu uzun yıllardır takip ediyorum. Bu hatırayı bir ömür boyu saklayacağım” şeklinde konuştu.
Firmada çalışanlar “Böyle anlamlı bir hediyenin Sayın Dr. Çelik’e takdim edilmesi çok güzeldi” şeklinde konuştular.
Türkiye Cumhuruiyeti’nin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal sevgisi Türkiye dışında yaşayanlarda daha çok farkediliyor. Çocuk, genç, ihtiyar, kadın ve erkek herkes için önemli bir aydınlanma feneri olan Atatürk ile ilgili açıklamalarda bulunan İşadamı Kadir Baklan, “Tarihe meraklıyım, en basit incelemelerden bile ortaya çıkan bilgiler ile Mustafa Kemal’in yokluğunda bir milli mücadelenin düşünülmesi mümkün değil. Emperyalistleri ülkeden kovan ve modern Türkiye’yi ulus devlet olarak şekillendirmesinin akabinde Atatürk adını alan kurtuluş savaşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncelikle Türkiye’de yaşayan herkesin hayat standartlarının daha kaliteli olması için önemli diğişimleri hayata geçirmiştir. Ülkede huzur, barış, güven, bağımsızlık ve demokrasi için ömrünün sonuna kadar canla başla çalışan Ataürk’ü gerçekten özlüyorum” şeklinde konuşarak Ata’ya olan samimi hayranlığını anlattı.
İşadamı Kadir Baklan’ın zaman zaman yanında çalışan gençleri d Atatürk ile ilgili sohbetlere dahil ederek onların bu alandaki taze bilgilerinden faydalanmaya çalıştığı biliniyor.
Türklerin Almanya’ya göçünün 60. yılında ortaya çıkan başarı hikayesini Adana'lı Ayşenur Acarca bilimsel kriterlerde mercek altına alırken, Almanya’da yerleşik Çorumlu Baklan Ailesi tarafından yönetilen SUNTAT Şirketler Grubu çalışmaya destek vererek elde edilen bilgi ve verilerin akademik platformlara taşınmasını sağladı.
1961’de Almanya yönüne ekonomik anlamda başlayan işçi göçü 60 yılın sonunda milyonlarca kişiye istihdam eden bir sinerjiye dönüşürken sayıları 100 bine yaklaşan Türkiye kökenli işadamlarının yönetiminde devasa işyerlerini de Almann Ekonomisine kazandırdı. Anadolu insanının alınteri ve çalışkanlıklarının tescili olan bu firmalardan bazıları aile içinde kalırken çok azı Türk damak tadı deyince ilk akla gelen lezzet durakları konumuna geldiler. Türkiye'nin degişik sehirlerinin binbir lezzzetini başta Almanya olmak üzere Avrupa pazarlarına taşıyan bu işyerleri Çorum’un leblebisinden, Kırşehir‘in sarmasına, Gazianteb‘in mercimeğinden Adana’nın bulguruna kadar yüzlerce ürünü Avrupa standartlarındaki paketleme teknikleri ile çeşitli ülkelerin en üst düzey marketlerinin raflarına kadar ulaştırdılar.
30 yıl önce “Avrupa’da Türk Gıda ürünlerini nerede bulurum” diyen Almanların, artık bu soruyu sormadan “Türk damak tadı lezzetleri SUNTAT mamüllerinin sergilendiği Türkiye Bayrağı işaretli raflarda bulurum” noktasına gelmeleri çok sevindirici. Türk ürünlerinin kalite, paketleme ve lezzetini ortaya çıkaran fikirlerin arkasındaki bir numaralı isim olan Baklan Ailesi Lideri Mustafa Baklan yaptığı açıkamada, “Uluslararası pazarlarda kalıcı olmak için kalite standartlarını iyi tutturmak gereklidir. Türkiye pazarı, Türk damak tadı ve kalite kontrolü ile ilgili araştırmalar bizim için önemlidir. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar ise çok daha önemlidir. Çok sayıda üniversite çıkışlı genç araştırmacıların faliyetlerimizi gözlemleyerek düşüncelerini akademik platformlara taşımasının önünü açmak istiyoruz. Hem genç akademisyenlere destek veriyor, hem de geldiğimiz noktanın uluslararası pazarlardaki kalıcığı adına yeni çalışmalarda veri kaynağı olarak kullanılmasına imkan sağlıyoruz. Ayşenur Acarca’nın yüksek lisans tez çalışmasında gösterdiği gayretlerin Alman akademik çevrelerince kabul edilmiş olması ise SUNTAT Grubunun övüncü durumundadır” şeklinde konuştu.
Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğrencisi ve Ayşenur Acarca ise tamamladığı tez çalışması ile ilgili olarak, “Almanya‘ya Türk göçünün başlamasının üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti. 3 milyondan fazla insan günümüzde yerleşik hale geldi ve 6 milyondan fazla Türk Almanya’da bir müddet yaşayarak ülkesine döndü. Bütün bu insanların damak tadının önemini en iyi farkeden, onların komşuları Almanların bir potansiyel olduğunu tesbit eden ve her yıl Türkiye’de tatil yapan milyonlarca Alman’nın Türk ürünlerine olan ihtiyacını ilk farkedip projelendiren SUNTAT Şirketler Grubu sahibi Baklan Ailesi olmuştur. Grubun CEO’su Mustafa Baklan iktisadi ve ekonomik alanda yarını bugünden okuyan bir işadamı olarak ekibi ile birlikte Almanya’nın etnik gıda pazarına Türkiye kökenli binlerce ürünü taşımayı başarmıştır. Almanya’nın en önemli firmalarının reyonlarında kilometrelerce uzunlukta Türk ürünlerinin sergilenmesini sağlayan SUNTAT Şirketler Grubu özel ambalajlarda kendi markaları altında üretilen ürünleri tüketiciye sunarak binlerce istihdam yaratmayı başarmışlardır. Saymakla bitmeyecek SUNTAT markalı ürünler bir başarı hikayesinden çok öte önemli bir iktisadi dinamizm olarak da ortaya çıkmıştır. Bu planlı emek ve çalışmanın Türkiye’yi ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda Avrupa’ya yaklaştırdığının yeni akademik çalışmalara da konu idileceğini belirterek, bana bilimsel çalışma imkan ve ortamı sağlayarak bir çok alanda destek olan SUNTAT Grubu yetkililerine ve Baklan Ailesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.
Almanya pazarındaki SUNTAT Markası altında üretilen Bulgur ve Ayran’ı inceleyen bilimsel çalışmanın Fresenius Uygulamalı Bilimler Üniversitesi İktisat ve Medya Fakültesi tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmesi ile Türk ürünleri ve pazarın önemli markası SUNTAT mamülleri bulgur ve ayranın uluslararası gıda pazarının damak tadı olarak tescil edilmesi de ülkedeki milyonlarca Türk arasında sevinçle karşılandı.
Gıda piyasası alanında tahminlerde bulunan pazar analistleri şimdiden, “Bu tez çalışmasından sonra market raflarında Avrupalı bayanlar SUNTAT Bulgur‘a, erkekler ise SUNTAT Ayran‘a daha çok ilgi göstereceklerdir” şeklinde görüş açıklamaya başladılar.