Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Türk-Alman İş ve Eğitim Enstitüsü’nün (DTI) 25 Haziran Cumartesi günü Mannheim’da düzenlediği 10. yıl kutlamasına sivil toplum ve okul temsilcilerinin yanı sıra belediyeden ve siyaset dünyasından yüzün üzerinde kişi katıldı. Derneğin kuruluşundan bu yana ortak projeler yürüttüğü kurumları kapsayan “Eğitim Manifestosu” ve Ukraynalı gençler yararına düzenlenen bağış kampanyası katılımcılardan büyük ilgi gördü. Kutlama sırasında toplanan bağışlar, Ukrayna’dan gelen gençlerin dil eğitimine yönelik projeler için kullanılacak.

Açılış konuşmasında, DTI’nin kuruluşundaki önemli aşamalara değinen DTI Müdürü Franz Egle, başlangıçta “şirket odaklı bir yükseköğrenimle her iki kültüre de hakim gençleri, kalifiye çalışan arayan şirketlerle nasıl buluşturabiliriz?“ sorusundan hareket ettiklerini belirtti. Alman ekonomisinin bel kemiğini oluşturan orta ölçekli şirketlerin, o zamanlar şimdi olduğu gibi akademik eğitim görmüş çalışana ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Egle, “kâr amacı gütmeyen dernek, göç geçmişine sahip gençlerde bu ihtiyacı karşılayacak potansiyelin farkındaydı. Ancak bu gençlerin tutarlı biçimde maddi ve akademik açıdan desteklenmesi gerekiyordu. DTI’nin kuruluşunda bu fikir büyük rol oynadı” dedi.

DTI Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan (SUNTAT), Prof. Dr. Franz Egle’ye yıllardır sürdürdüğü çalışmaları, yol gösterici fikirleri ve emekleri için teşekkür ederken, DTI üyelerini de dernek çatısı altında gerçekleştirdikleri gönüllü çalışmalarından dolayı kutladı. Belediye kuruluşları, okullar ve derneklerle yürüttüğü yoğun iş birliğinin ve üyelerinin gösterdiği çabanın DTI’yi sürekli olarak ileriye taşıdığını belirten Baklan, böylece DTI’nin faaliyet alanlarının 2012’den bu yana istikrarlı biçimde genişlediğini vurguladı: “Bugün, DTI, demokrasi eğitimi, dil öğrenimi ve mesleki yönelim alanlarında geliştirdiği projelerle kültürlerarası diyaloğun gelişmesinde etkin bir rol oynuyor. Örnek olarak Mannheim’daki etkinlik takviminin tanınmış ve saygın bir parçası haline gelen ‘Eğitim, Katılım, Demokrasi’ serisini gösterebiliriz. Anayasa Günü’yle özdeşleşen bu ve diğer birçok kültürel etkinlikler sayesinde DTI, Mannheimlıları çok yönlü buluşmalarla bir araya getiriyor. Bundan büyük mutluluk duyuyorum.”

DTI’nin 10. yıl kutlamasında, T.C. Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu, Mannheim Belediyesi adına Stefanie Heß ve DTI’nin proje ortağı olan okullar adına Justus-von-Liebig-Schul Müdürü Marianne Sienknecht’te konukları selamladılar.

 

10. Yıl Kutlamasına Özel Renkli bir Program

Kutlama sırasında, Gülşah Alkaya-Saunders (DTI), Justus-von-Liebig Okulu ile birlikte yürüttükleri ‘Eğitim Manifestosu’ projesini tanıttı. ‘Eğitimle Güçlüsün – Kullan onu!’ sloganından hareketle DTI’nin kuruluşundan bu yana ortak projeler yürütüğü kurumlara ve bu kurumların temsilcilerine ‘Eğitim sizin için ne ifade ediyor?’ diye sorduklarını belirten Alkaya-Saunders, “bize gelen her bir tanım ‘Eğitim Manifestomuzun’ bir maddesini oluşturdu ve projenin ikinci aşamasında hermaddeyi temsilen öğrenciler kendi elleriyle ortaklaşa bir sandalye tasarladılar” dedi. Sınıf öğretmeni Elke Hülter’in (Justus-von-Liebig Okulu) koordinasyonuyla yedi sınıf, toplam 14 sandalye tasarladı. Sandalyeler bir bütün olarak ele alındığında Anayasa’nın 5. maddesi “fikir ve ifade özgürlüğünü” temsilen parlementodaki koltuklara göndermede bulunuyor.

DTI onuncu yaşını, Meriç Yurdatapan’ın seslendirdiği unutulmaz şarkılar eşliğinde Trio Meriçimsi’nin performansı, halkoyunları ve özel bir edebiyat buluşmasıyla kutladı. Gecede, Nazım Hikmet’in ‘Davet’ ve ‘Kiev’ şiirlerini seslendiren Bahar Deniz’e (DTI), DTI Denetleme Kurulu Başkanı Kornel Barna Almanca olarak eşlik etti.

Yıldönümü kutlamasının sunumunu DTI Projekoordinatörü Gizem Weber üstlendi.

 

Ukraynalı Öğrenciler Yarına Bağış

Ren-Neckar-Metropol Bölgesi’nde bulunan ve okul çağındaki Ukraynalı çocukların dil eğitimine yönelik projelere maddi destek amacıyla gecede aynı zamanda bir bağış kampanyası düzenlendi. Almanya-Ukrayna Toplumu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Oxana Berduta ve Lernmobil Derneği Müdürü Dr. Brigitta Eckert de konuklar arasındaydı. DTI ve Lernmobil e.V., Ukraynalı öğrencilerin ‘MintiCity’ üzerinden hızlı ve severek Almanca öğrenmeleri için halihazırda bir proje yürütüyor. Online Almanca öğrenme platformu MintiCity’nin kurucuları Nilgün Akdoğan ve Nezih Sorguç’ta kampanyaya destek verdi. Akdoğan ve Sorguç, on öğrencinin bir senelik MintiCity üyelik masraflarını üstlenecekler (GAW).

Korona döneminde tekrar karayolu yolculuğuna yönelen Avrupalı Türklere sivil toplum ve kanaat önderlerimizden uyarı üstüne uyarı geliyor. Geçtiğimiz haftalarda yollardaki yoğunluğa dikkat çeken ADAC’tan sonra Almanya Türkleri’nin saygın isimlerinden ünlü gıdacı Mustafa Baklan da olası tehlikelere dikkat çekerek vatandaşlarımızın “Bir an önce vatana varmak yerine, sağ salim vatana varmayı” tercih etmelerini istedi.

 

Ayhaber’e açıklamalarda bulunan SUNTAT Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan, “Bizim insanımız duyguları ile vatan özlemini her an yüreğinde besleyen bir güzel kültürün sahibidir. Özellikle bayram öncesi tatile girecek olan bazı eyaletler ile akın akın önümüzdeki iki ay boyunca sıla yoluna düşenler trafik kurallarına azami dikkat göstererek yolculuk boyunca hem kendi hata yapmamalı, hem de başkasının hatalarından korunmayı başarmalıdır. Özellikle sağlam otomobiller ile yola çıkmalı ama kesinlikle sürat yapmamalıdırlar. Bir anlık hata büyük tehlikelere yol açar, ocaklar söndürür. Bunu hepimiz biliyor ve haberlerde sıla yolunda kazaya karışmış vatandaşımız olsun istemiyoruz. Bunun için tüm vatandaşlarımız için sıla yolunda tek bir dileğim var, bir an önce vatana varmak yerine, sağ salim vatana varmayı” tercih edelim derim” şeklinde konuştu.

 

SUNTAT firması sahibi Mustafa Baklan zaman zaman yaptığı uyarı ve tavsiyeler Almanya Türkleri arasında genel kabul ve takdir görmektedir.

 

Uzun yıllardan bu yana döner sektörünün geleceğine yönelik açıklamaları ile dikkat çeken Milas Döner Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kaya Avrupa’da giderek büyüyen sektörün önümüzdeki yıllarda sadece gençlerin değil tüm Avrupa’nın iştahını cezbeden  bir yemek çeşidi olacağını belirtti.

 

Kalite-kontrol mekanizmalarında aksaklık yaşamayan fabrikaların korona döneminde de ciddi bir tercih yemeği olduğunu belirten Kaya, “İnsanlar günümüzde az zamanda çok iş yaparak zamanı değerlendiren bir koşturmaca içindedir. Bu tarif insanların yemek alışkanlıklarında da en etkili nedenlerden biridir. Oturup zaman geçirerek sindirmek elbette iyidir ama başkaları yemekte şu kadar vakit geçirmiyorsa sen de bu yarışta hızlıca birşeyler atıştırıp koşturmaca içinde devam edebilmelisin.” dedi.

 

Döner sektörünün isteğine göre şekillenebilen, göz önünde yapılan ve hızlıca yenebilen bir yemek türü olduğunu belirten Milas Döner Yönetim Kurulu Başkanı Kaya, “Amerika kökenli fast-food türlerinden 6-7 defa daha fazla ciro yapar duruma gelen Anadolu kökenli döner artık AB ülkelerinin tamamında en önemli tanınırlık oranına ulaşmıştır. Kalite çizgisini ve ismini korumaya devam etmesi durumunda bundan en çok faydalanacak olan ise Anadolu kökenli üretici, satıcı,çalışan ve zevkle tüketen döner sever müşteriler olacaktır” şeklinde konuştu.

 

Milas Döner Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kaya ilginç açıklamaları ile sektörün stratejik analizler yapan duayenlerinden biri olarak biliniyor.  

 

 

 

BERLİN (AA) - Avrupa borsaları, resesyona yönelik endişelerin artarak devam etmesinin ardından haftanın ilk işlem gününü karışık seyirle tamamladı.

Kapanışta gösterge endeksi Stoxx Europe 600 yüzde 0,54 değer kazanarak 409,31 puana yükseldi.

Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 0,31 düşerek 12.773,38 puana, İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,05 değer kaybıyla 21.343,93 puana indi.

Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,40 değer kazanarak 5.954,65 puana ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi ise yüzde 0,89 artarak 7.773,38 puana çıktı.

Petrol ve gaz şirketlerinin hisselerinde ise yaklaşık yüzde 4 artış görüldü.

Bu artışa rağmen, Alman enerji firması Uniper’ın hisseleri, Alman hükümetinin, Rusya'nın Avrupa'ya gaz arzını azaltmasının olumsuz etkisine karşı şirkete kamu kurtarma paketini değerlendirdiğine yönelik haberlerin ardından günü yüzde 27 değer kaybederek kapattı.

Avro/dolar paritesi TSİ 20.28 itibarıyla 1,042 seviyelerinden işlem gördü.

 
BERLİN (AA) - Deutsche Bank Üst Yöneticisi (CEO) Christian Sewing, yüksek enflasyonun toplumsal barışı tehdit ettiğini belirterek, devam eden fiyat baskısının Alman ekonomisinde resesyon riskini artırdığını söyledi.

Sewing, Frankfurt'ta düzenlenen bankacılık konferansında yaptığı konuşmada, yüksek enflasyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Yüksek enflasyonun toplum üzerindeki olumsuz etkisine dikkati çeken Sewing, Almanya'da anketlerde insanların yüzde 40'ının yüksek enflasyon nedeniyle artık tasarruf edemeyeceklerini söylemesinin Almanya'da toplumsal barışı tehdit ettiğini kaydetti.

Sewing, devam eden fiyat baskısının Alman ekonomisinde resesyon riskini artırdığını belirterek, Alman şirketlerin sipariş defterlerinin hala dolu ve karlı ancak gelecek 12 ay için endişeli olduklarını aktardı.

 

Kovid-19 salgınının devam etmesi, sıkıntılı tedarik zincirleri ve iş gücü piyasasındaki dar boğazların fiyatları yukarı yönlü baskıladığını vurgulayan Sewing, yüksek enflasyon karşısında merkez bankalarının faiz oranlarını artırmasının gerekli olduğunu kaydetti.

Sewing, ECB'nin faiz oranlarını önceden açıklanandan daha hızlı bir şekilde artırmasını istediklerini ifade etti.

 

Bu arada, Avro Bölgesi'nde mayısta yüzde 8,1 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda maliyetlerinin artmaya devam etmesiyle haziranda yüzde 8,6'ya çıkarak kayıtlardaki en yüksek seviyeye ulaşmıştı.

Avrupa ekonomisinin lokomotifi Almanya'da ise yıllık enflasyon yüzde 7,6 olarak açıklanmıştı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü öncülüğünde yaşlı bireylere yönelik danışmanlık hizmeti sunuluyor.

Köln DİTİB Merkez Camii’nde “Yaşlılar İçin Danışma Günü” adı altında yaşlı bireylere yönelik ilk etapta Cuma günleri randevusuz ve ücretsiz bilgilendirme ve danışmanlık hizmeti verilmeye başlandı.

Randevusuz yapılan görüşmelerde, vekaletname, hasta talepleri/talimatları ve yasal vasilik, özel hizmetli konaklamalar gibi yaşlılara yönelik konut olanakları, bakımevleri ayakta veya yatılı bakım hizmetleri, bakıma muhtaç olanların hizmetine sunulan yardımcı araç ve gereçler, boş zaman etkinlikleri ve sivil toplum faaliyetleri gibi konularda danışmanlık hizmeti veriliyor.

Talep doğrultusunda, temel geçim yardımları ve sosyal yardımlar kira yardımı, sağlık ve bakım sigortası hizmetleri, ağır engelli kimlik kartları, radyo ve televizyon harcından muafiyet gibi konularda da yönlendirici destek sağlanıyor.

Ayrıca; ev içi yardım, yemek öğünlerinin temini ve ev içi acil çağrı sistemleri, araç ve nakil hizmetleri, evde sunulan yaşlı ve hasta bakımı, kısa süreli bakım ve gündüz bakım evleri, demans hastaları ve ailelerine danışmanlık hizmeti hospis hizmeti, kültürel hizmetler ve kurumlar konularında da aracılık hizmeti sunuluyor.

Yaşlı bireylerin zaman zaman birtakım sıkıntılar yaşayabildiğini ve bu sıkıntıların bazen tek başına üstesinden gelemediklerini ifade eden DİTİB Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Osmanbey Şahin, Köln Belediyesi’nin finanse ettiği ve Moschee Forum’un da üyesi olduğu Köln Ehrenfeld semti Yaşlılara Yönelik Danışmanlık Hizmetleri Platformu işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Yaşlılara İçin Danışma Günü” ilk etapta her ayın ikinci Cuma günü randevusuz ve ücretsiz hizmet başlattıklarını söyledi.

Şahin, “Yaşlı bireylerin hangi haklarından yararlandıkları, talep edilen evraklar hakkında bilgilendirme ve hazırlanması gibi hizmetleri kendilerine sunmaya çalışıyoruz. Danışma sırasında ilgi duyanların talep etmeleri halinde de kültürlerarası çok dilli hizmet sunan uzman personel desteği veriyoruz”, ifadelerini kullandı.

 

Dünyanın dört bir yanından gelerek YTB’nin Türkiye Bursları programıyla ülkemizdeki çeşitli üniversitelerde eğitimlerini tamamlayan uluslararası öğrenciler mezun oluyor.  YTB tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan “Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni”nin ardından mezunlar ülkelerine dönerek toplumlarının kalkınmasına katkı sağlayacak. 

Dünyanın dört bir yanından gelerek ülkemizdeki üniversitelerde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın “Türkiye Bursları” programı kapsamında; lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde 2021-2022 dönemi içinde eğitim gören uluslararası öğrenciler mezuniyet heyecanı yaşıyor. YTB tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan “Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni” 05 Temmuz 2022 tarihinde Ankara’da Gölbaşı Vilayetler Evi’nde saat 17.30’da yapılacak. Program Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi  Emine Erdoğan’ın katılımı ile icra edilecek. Törenin ardından bu yıl mezun olan yaklaşık 2200 uluslararası öğrenci ülkelerine dönerek hem toplumlarının kalkınmasına katı sağlayacak hem de ülkeleri ile Türkiye arasında köprü vazifesi görecek.

Mezun olacak öğrencilerin aileleri de törene online olarak katılabilecek. Tören boyunca aileler ve diğer konuklar programı canlı olarak izleyecek. Öğrencilerin programın yapılacağı alanda keyifli vakit geçirebilmeleri için de çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda, VR Game Challenge, Dilek Ağacı, Grafiti Performansı, Map Challenge, Photo Booth ve Artwork etkinlik alanları oluşturuldu.

ÖDÜL VE KEP ATMA TÖRENİ

Program kapsamında ayrıca not ortalaması ve akademik, sosyal becerileri itibariyle en başarılı 12 öğrenciye sertifika verilerek, tablet hediye edilecek. Ödül takdiminin ardından ise kep atma töreni gerçekleştirilecek. Törende çekimleri İstanbul’da gerçekleşen birçok farklı ülkeden öğrencilerin kendi anılarını ve gelecek planlarını anlattığı 2022 Türkiye Bursları Mezuniyet Filmi de gösterime sunulacak.

GALA YEMEĞİ VE PİYANO DİNLETİSİ

Törende uluslararası ödül sahibi Novi Pazar doğumlu sanatçı Adem Memedovic, kendi repertuvarından dünya, Balkan ve Türk müziklerinden oluşan parçalarla bir dinleti sunacak. Programın son bölümünde de piyono resitaliyle birlikte gala yemeği düzenlenecek.

TÜRKİYE BURSLARI

Türkiye Bursları programı dünya genelindeki başarılı öğrencilere fırsat eşitliği sağlayarak uluslararası standartlarda burslu olarak ülkemizde eğitim imkanı sunuyor. Ayrıca programla birlikte, Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki karşılıklı iş birliğinin geliştirmesi ve akademiden sanata, ekonomiden edebiyata, teknolojiden mimariye kadar pek çok alanda bölgesel ve küresel kalkınmaya katkı sağlanması amaçlanıyor.

2022 YILINDA 171 FARKLI ÜLKEDEN 165 BİN 691 BAŞVURU

“Büyük Öğrenci Projesi” olarak 1992’de başlatılan ve 2012’de YTB’nin koordinasyonuyla “Türkiye Bursları” markasıyla dünyaya açılan Türkiye Bursları, 2012 yılında 42 bin civarında başvuru alırken, 2022 yılında 171 farklı ülkeden 165 bin 691 rekor başvuruya ulaştı. Türkiye Bursları kapsamında uluslararası öğrencilere yönelik her yıl yaklaşık 5000 kişiye ise burs veriliyor. Ülkemizde hali hazırda ise Türkiye Bursları programı kapsamında 145 farklı ülkeden 15 bin  uluslararası öğrenci eğitimlerine devam ediyor.  

Schon seit einem Jahr gibt es den Familienstützpunkt Rottendorf. Doch erst jetzt konnte er auch offiziell eingeweiht werden. Bevor er so recht seine Fahrt aufnehmen konnte, verhinderten im Herbst 2021 die erneuten Corona-Maßnahmen größere Veranstaltungen. Bei der Einweihung zeigte sich jedoch nun, dass es Leiterin Doris Langenberger dennoch gelungen ist, sich einen festen Platz als Anlaufstelle für Familien zu erarbeiten.

"Es lag ein Hauch von Jahrmarktstimmung in der Luft", freute sich Claudia Ruhe. Sie als Koordinatorin der Familienstützpunkte im Landkreis Würzburg inzwischen für acht Familienstützpunkte zuständig. Gut 150 Eltern und Kinder nutzten das Kinderprogramm und freuten sich etwa über den Auftritt des Zauberers. Das Konzept der Familienstützpunkte geht auf ein Förderprojekt des bayerischen Staatsministeriums von 2011 zurück und wurde maßgeblich in Stadt und Landkreis Würzburg entwickelt. Dieses habe sich inzwischen als "niederschwelliges" Angebot für Familien zu einer "Erfolgsgeschichte" entwickelt, berichtete sie.

Familien sollen gestärkt werden

Die entspannte Atmosphäre bei der Einweihung ist ganz im Sinne des Konzepts. Die Aufgabe des Familienstützpunktes sieht Claudia Ruhe weniger darin, als Reparaturbetrieb für Familien aufzutreten, als darin, die Familien zu stärken. Vielen Eltern sei gar nicht bewusst, welche Kompetenzen sie besitzen, stellte sie fest. "Die Schätze, die in den Familien ruhen, die gilt es zu bergen", sagte sie. Eine Sandkiste, in der Edelsteine vergraben waren und die die Kinder suchen sollten, verdeutlichte dies.

Mit Vorträgen, Kursen, Veranstaltungen und vor allem Beratung und Gesprächen stellt sich Doris Langenberger, die langjährige Erfahrung in der Familientherapie gesammelt hat, dieser Aufgabe. Konflikte in den Familien, Schwierigkeit in der Kommunikation miteinander oder Fragen zur Erziehung. Die Themen sind vielseitig. Am Tag der Einweihung wurde zudem die Wünsche der Eltern gesammelt. Sie konnte an einem "Wunschbaum" ihre Anregungen anbringen. Dies sollen in das weitere Programm einfließen. Wichtig ist zudem eine enge Vernetzung mit den weiteren Einrichtungen zur Familienbildung von den Kindergärten und der Jugendsozialarbeit in der Grundschule über die Bücherei bis zum Jugendzentrum.

 

Enge Zusammenarbeit seit über 25 Jahren

Die Initiative für die Einrichtung eines Stützpunkts geht von der Rottendorfer Bildungsachse aus, einem Bündnis der in der Jugend- und Familienarbeit tätigen Gruppierungen. Träger ist der Caritasverband. Rasch war auch ein Raum gefunden. Im Haus der Begegnung wurde der frühere Wintergarten umgebaut. Der Familienstützpunkt hat damit einen festen Anlaufspunkt. Auch bietet der Standort Vorteile: "Die Veranstaltungen des Familienstützpunkts ergänzen das Programm des Hauses der Begegnung zu einem echten generationenübergreifenden Angebot unter einem Dach", erklärte Mirjam Gawenda, Fachbereichsleiterin Soziale Arbeit im Caritasverband. Hier besteht schon seit mehr als 25 Jahren eine enge Zusammenarbeit zwischen Gemeinde und Caritas.

Besonders freute sich Bürgermeister Roland Schmitt über das zusätzliche Angebot in der Gemeinde. "Familienstützpunkte sind wichtige Kontakt- und Anlaufstellen für alle Familien und sind dort zu finden, wo Familien sie brauchen: nämlich bei ihnen vor Ort, gut erreichbar, zentral gelegen und offen für alle Familien", stellte er fest. Die Gemeinde kommt für die Räume und Betriebskosten auf. Die Personalkosten übernimmt das Landratsamt.

 

 Ein nicht alltägliches Dienstjubiläum feierte Marion Coccorullo. 40 Jahren ist sie nun im Dienst der Gesundheitskasse in Kitzingen. In dieser Zeit hatte sie mehrere Funktionen in der Kundenberatung. Seit inzwischen 27 Jahren ist Marion Coccorullo im Außendienst tätig und betreut die Kundinnen und Kunden im Landkreis Kitzingen. Anlässlich des Jubiläums erhielt sie im Rahmen einer Feierstunde aus den Händen von Jasmin Colga (stv. Direktorin) die Urkunde des Freistaates Bayern sowie einen Blumenstrauß. 

 

Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Kazım Türkmen, “Bayramlar, kardeşliğin, paylaşmanın, birbirimizi karşılıksız sevmenin ve barışın sözde kalmayıp somutlaştığı özel ve güzel günlerdir. Bayramlar, büyük-küçük, zengin-fakir, kadın-erkek herkesin birlikte sevindiği, mutluluklarını paylaştığı için değerlidir. Çünkü bayramları diğer günlerden farklı kılan, bu yüce erdemlerin yaşanması, bütün ümmetin aynı heyecan ve manayı hissetmesidir” dedi.

08 Temmuz Arefe günü sabah namazı itibariyle başlayacak teşrik tekbirlerimizle sadâkat, teslimiyet ve feragat bayramı olan Kurban bayramını idrak etmiş olacağız.” diyen Türkmen, şöyle devam etti:

09 Temmuz 2022 Cumartesi sabahı da hep birlikte bayram namazını edâ edeceğiz. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s)’in bir bayram günü, hutbe verirken ashabına seslendiği gibi: ‘Bu gün ilk işimiz, (bayram) namazını kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uymuş olur.’

Teknoloji ve iletişimin sağladığı imkânlar sayesinde dünya üzerinde olan bitenleri daha iyi biliyoruz. Devamlı sömürülen, savaşlarda kanları dökülen, her türlü insanî haklarından mahrum bırakılarak zulme maruz kalan kardeşlerimiz var. Bu açıdan dünyanın yaklaşık 150 ülkesine gönderdiğiniz kurbanlar siz hamiyetperver ve hayırsever cemaatimizin cömertliğini, şefkatini ortaya koyan nice kahramanlık hikâyeleri çıkardığı gibi, dünyanın acılarıyla başbaşa bırakılmış kimsesiz ve çaresiz mazlumlarına yaşama ümidi aşılamakta ve gelecek umudu vadetmektedir. Rabbim cümle ibadetlerimizi ve kurbanlarımızı kabul ve daim eylesin.

Geliniz, bayramları bayram gibi yaşayalım, yaşatalım. Bunun için önce ailemizle muhabbet bağı kuralım. Eşimiz ve çocuklarımızla bayramlaşalım. Anne-babamız mutlaka bizi bekler, onları bekletmeyelim. Gözleri yolda, kulağı telefon sesinde mahzun bekletilen bir anne-babanın vebalini kim taşıyabilir ki! Yakınlarımız, komşularımız ve bütün müslümanlardan oluşan bir mutluluk halesi olsun bayramımız. Ve hiç kimse bu çemberin dışında kalmasın. Bu bayram dargın olduğumuz hiç kimse bırakmayalım. Rasûlüllah (s.a.s)’in şu uyarısını hiç akılımızdan çıkarmayalım. Şöyle buyuruyor Allah’ın Rasûlü: ‘Bir müslümanın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması (ve bu şekilde) karşılaştıklarında birbirlerinden yüz çevirmeleri helâl değildir. Bunların en hayırlısı, önce selam verendir.’

DİTİB ailesinin ve İslâm âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik eden Türkmen, “Kurbanını vekâlet yoluyla kestirmek isteyen kardeşlerimize, bayramın birinci günü akşamına kadar din görevlilerimize müracaat ederek makbuz karşılığı kurbanlarını bağışlayabileceklerini hatırlatmak istiyorum. Bu vesileyle, kurbanlarımızın makbul, hacca giden kardeşlerimizin haccının mebrûr, bayramlarımızın esenlik olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.” ifadelerini kullandı.