Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

In der Pflege wird enorme und gesellschaftlich wertvolle Arbeit geleistet. Das verdient dringend mehr Anerkennung – Applaus alleine reicht nicht!
 
Wir wollen die Lohn- und Arbeitsbedingungen in der Altenpflege und der Pflege von Menschen mit Behinderung schnell verbessern. Dafür werden wir über die Pflegemindestlohnkommission eine weitere Erhöhung der Mindestlöhne verfolgen. Unser Ziel bleibt darüber hinaus ein allgemeinverbindlicher Branchentarifvertrag. Gemeinsam mit den Kirchen wollen wir einen Weg erarbeiten, ihr Arbeitsrecht dem allgemeinen Arbeits- und Tarifrecht sowie der Betriebsverfassung anzugleichen. Wir haben in einem ersten Schritt bereits dafür gesorgt, dass Pflegeanbieter, die nach Tarif zahlen, das auch von der Pflegeversicherung refinanziert bekommen. Jetzt werden wir die Refinanzierung von Pflegeleistungen an die Geltung von Tarifverträgen binden.
 
Darüber hinaus gibt es einen gewaltigen Personalmangel in den Krankenhäusern und Pflegeeinrichtungen. Soziale Arbeit aufwerten heißt für uns auch: Die Arbeits- und Stressbelastung muss gesenkt werden! Wir werden deshalb einen neuen, bundesweiten und einheitlichen Personalbemessungsrahmen voranbringen.
 
Die SPD wird außerdem den Weg fortsetzen, in den Berufen der Gesundheit, Pflege und Erziehung die vollschulische Ausbildung dual auszurichten. Dadurch werden diese Ausbildungen kostenfrei und die Auszubildenden erhalten eine Vergütung.
 
Wir haben bereits dafür gesorgt, dass Angehörige mit einem Einkommen unter 100.000 Euro pro Jahr nicht mehr für die Pflegekosten herangezogen werden. So müssen sich Eltern nicht mehr sorgen, dass ihre Kinder später für ihre Pflege aufkommen müssen.
 
Als SPD wollen wir aber eine Pflegevollversicherung, die dann alle anfallenden Pflegekosten übernimmt. Dadurch entfällt der Eigenanteil an den Pflegekosten. Ein erster Schritt dorthin ist für uns, für Pflegebedürftige mit kleinen und mittleren Einkommen den Eigenanteil zu deckeln, damit Pflege bezahlbar bleibt. Zukünftige Kostensteigerungen werden solidarisch über einen Mix aus moderat steigenden Pflegeversicherungsbeiträgen und einem dynamischen Bundeszuschuss finanziert.
 
Die häusliche Pflege verbessern wir, indem wir pflegende Angehörige unterstützen. Das bedeutet 15 Monate Anspruch auf Unterstützung als Lohnersatz bei einer Arbeitszeitreduzierung für jeden nahen Angehörigen ab Pflegegrad 2, auf mehrere Pflegepersonen aufteilbar mit einer Mindestarbeitszeit von 15 bis 20 Stunden.
 
Text und Bild: www.markus-huempfer.de

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, ABD'nin Ramstein askeri üssünü Afganistan'dan binlerce insanın tahliyesi için lojistik bir merkez olarak kullanacağını belirtti.

Heiko Maas, Berlin'de yaptığı açıklamada, Almanya'nın ABD ile hava üssünün geçici olarak Afganistan'da koruma arayan kişilerin Amerika'ya geçişi için kullanılması konusunda anlaştığını söyledi.

Maas tahliye uçaklarındaki hiçbir yerin boş bırakılmaması konusunda tüm ortaklarıyla hemfikir olduklarına işaret ederek, "Bu nedenle gelecekte, Alman vatandaşları veya bizim tarafımızdan bildirilen kişiler de ABD'nin Ramstein uçuşlarında tahliye edilebilecek" ifadelerine yer verdi.

Alman Bakan ayrıca zor koşullarda Kabil'den mümkün olduğunca çok insanı tahliye etmeye odaklandıklarını vurguladı.

Irak ve Afganistan savaşlarında ABD'nin lojistik merkezi de olan Ramstein, ABD için Avrupa'da önemli bir askeri üs olarak nitelendiriliyor.

BERLİN (AA) - Almanya'da düzenlenen protestolarda binlerce kişi, Afganistan'da hayatları tehlikede olanların hızla tahliye edilmesini talep etti.

Seebrücke inisiyatifi tarafından başkent Berlin'de Federal Meclis'in önünde düzenlenen gösteriye 2 binden fazla kişi katıldı.

Göstericiler "Afganistan güvenli değil", "Hava köprüsü şimdi", "Yerimiz var", "Afganları öldürmeyi durdurun" ve "Afganlara yardım edin" yazılı pankartlar ve döviziler taşıdı.

"Sığınmacılar hoş geldi", "Hava köprüsünü başlatın daha fazla beklemeyin" ve "Sınırları kaldırın, sınır dışı edilmeleri durdurun" sloganlarının atıldığı gösteriye çok sayıda Afgan da katıldı.

Gösteride yapılan konuşmalarda Afganistan'da hayatları tehlikede olanların ülkelerinde bürokrasi uygulanmadan güvenli şekilde tahliye edilmesi ve Almanya'da bulunan Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmemesi talep edildi.

Gösterilerin Bochum, Köln, Leipzig gibi çok sayıda kentte de düzenlendiği bildirildi.

 

BERLİN (AA) - Merkezi ABD'de bulunan otomotiv üreticisi Ford, yarı iletken çip tedariki sorunu nedeniyle Almanya Köln'deki fabrikasında üretime geçici olarak tekrar ara vereceğini duyurdu.

Ford'dan yapılan açıklamada, Malezyalı tedarikçinin, Fiesta modelinin elektronik kapı modülünde kullanılan yarı iletkenlerin sevkiyatını koronavirüs nedeniyle geciktirmesi sonucu Köln'deki fabrika işçilerinin 17 Ağustos'tan itibaren 2 hafta kısa süreli vardiyalar halinde çalışacağı belirtildi.

Fabrika yönetimi tarafından çalışanlara iletilen yazıda ise 6 Eylül'den sonra yarı iletken malzeme temininin hala belirsiz olduğu, kısa süreli vardiyaların daha uzun sürebileceği kaydedildi.

Ford, mayıs ayı başında, Fiesta modelinin üretimi için yarı iletkenlerin yetersizliği nedeniyle 3 aydan fazla üretime ara vermek zorunda kalmıştı.

Ford'un Köln tesislerinde yaklaşık 15 bin kişi çalışıyor. Çalışanların 5 bini, şirketin Fiesta modelinin üretimini gerçekleştiriyor.

- Almanya için çip krizi kritik

Bu arada, son aylara damgasını vuran çip krizinin otomotiv sektörünü etkilemesi ve üretim bantlarını teker teker durdurması dikkati çekiyor.

Analistler, Almanya gibi otomobil üretiminde ciddi istihdam sağlayan ve ihracat yapan ülkeler için çip krizinin "hayli kritik" olduğuna vurgu yaparak, çip tedarikinin bugünden yarına çözüm bulunacak bir sorun olmadığını belirtiyor.

Hem karmaşık üretim yapısı hem de ham maddesinden başlayarak üretiminin zaman almasının çipler konusunda ilerleyen günlerde yeni sorunlar yaşanmasına sebep olabileceğine işaret ediliyor.

2021 boyunca çiplerde tedarik sorununun devam etmesini öngören analistler, üretilen ancak kıt miktarda olan çipleri kimin alacağı konusunda tüketici elektroniği devleri ile otomotiv şirketleri, hatta ülkeler arasında sorunlar yaşanabileceğini belirtiyor.

BERLİN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), bu yılki kurban organizasyonunda vekalet sahiplerinin kurbanlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.
 
DİTİB'den yapılan yazılı açıklamada, 112 bin hisse kurbanın, dünyanın 77 ülkesinin 339 farklı bölgesinde görevli ve gönüllülerin nezaretinde ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığı belirtildi.
 
Sudan, Tanzanya, Kenya, Mali, Nijer, Pakistan, Burundi, Togo, Etiyopya, Fildişi Sahilleri, Benin, Senegal, Burkino Faso ve Nepal'e giden DİTİB ekipleri, kurbanların kesimi dışında beraberlerinde götürdükleri kırtasiye malzemeleri, bayramlık kıyafetler, şeker ve oyuncakları oradaki çocuklara hediye etti.
 
Açıklamada görüşlerine yer verilen DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, "Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş" çağrısıyla dünyaya iyilik ve yardım kapısı açıldığını vurgulayarak, "Almanya’dan bölgelere giden gönüllülerle bu yıl da güzel bir organizasyonu geride bırakarak kesim ve dağıtımlarımızı tamamladık. Dili, dini, rengi, kültürü farklı olsa da iyilik elimizi Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu ve Avrupa’ya kadar yüz binlerce mazlum, mağdur ve ihtiyaç sahibi insana uzatmış ve onları sevindirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB), ABD biyoteknoloji firması Novavax'ın yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirdiği potansiyel aşıdan 200 milyon doz alım sağlayacak sözleşmenin onaylandığını bildirdi.
 
AB Komisyonu, Kovid-19'a karşı geliştirilen aşıların ön alım stratejisi kapsamında 7'nci sözleşmenin Novavax ile yapıldığını açıkladı.
 
Açıklamada, onaylanan sözleşme doğrultusunda geliştirilen aşının Kovid-19'a karşı güvenli ve etkili olduğunun kanıtlanmasının ardından AB üyesi ülkeler adına 100 milyon dozu opsiyonlu olmak üzere toplam 200 milyon doz alınacağı kaydedildi.
 
AB'nin daha önce AstraZeneca, Sanofi-GSK, Johnson and Johnson, BioNtech-Pfizer, CureVac ve Moderna ile aşı alım sözleşmesi yaptığı anımsatılan açıklamada, Valnera şirketi ile de ön görüşmelerin tamamlandığı belirtildi.
 
27 Temmuz'da yetişkin nüfusun yüzde 70'ini aşılama hedefine ulaştığını duyuran AB, eylül sonu itibarıyla 1 milyardan fazla doz aşı temin etmeyi planlıyor.
 
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), şu ana kadar AB ülkelerinde Pfizer/Biontech, Moderna, AstraZeneca ve Johnson&Johnson firmalarınca üretilen aşıların kullanımına izin veriyor.
 
EMA, Sinovac, Curevac, Novavax, Sputnik V ve Sanofi Pasteur aşılarının ön değerlendirmesine ise devam ediyor.
BERLİN (AA) - Almanya’da Rheinland-Pfalz, Kuzey-Ren Vestfalya ve Bavyera eyaletlerinde aşırı yağışların neden olduğu sel ve su baskınlarında ölenlerin sayısının 156'ya yükseldiği bildirildi.
 
Koblenz polisinden yapılan açıklamada, sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının Rheinland-Pfalz eyaletinde 110'a çıktığı belirtildi.
 
Açıklamada 670 kişinin de yaralandığı aktarılarak yaşamını yitirenlerin sayısının daha da artabileceği kaydedildi.
 
Kuzey-Ren Vestfalya eyaleti İçişleri Bakanlığı da eyalette selden ölenlerin sayısının 45'e yükseldiği bilgisini paylaştı.
 
Öte yandan ülkenin güneyinde ve doğusunda da etkili olan şiddetli yağışlar gece su baskınlarına ve sele sebep oldu.
 
Avusturya sınırında bulunan Bavyera eyaletinin Berchtesgadener Land bölgesinde sel ve toprak kayması dolayısıyla "acil durum" ilan edildi.
 
Bölge yönetiminden yapılan açıklamada, bu bölgede en az 1 kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi.
 
Açıklamada, Bischofswiesen, Berchtesgaden, Schönau am Königssee Marktschellenberg beldelerinde sel meydana geldiği, B305 karayolunun bir bölümünün kapatıldığı, Scheffau beldesine ise ulaşılamadığı belirtilerek bölgede 65 kişinin evlerinden tahliye edildiği aktarıldı.
 
Böylelikle ülkede sel ve su baskınlarında ölenlerin toplam sayısı 156'ya yükseldi.
 
Ülkenin doğusunda bulunan Saksonya eyaletinin Saechsische Schweiz bölgesinde de şiddetli yağmur yağdığı, nehirlerin taştığı, everin bodrum katları ve caddeleri su bastığı kaydedildi.
Kısa bir süre önce yapılan kongre de görevi devralan ATİB-Yönetim Kurulu Üyeleri, teşkilat başkanımız İlhan Yıldırım‘ın başkanlığında Genel Merkezimi ziyaret etti.
 
ATİB-Wuppertal heyeti, Genel Merkezimiz de Genel Başkanımız Durmuş Yıldırım ve Merkez Heyet tarafından karşılandı. Samimi bir atmosferde geçen ziyarette, yeni seçilen yönetim kurulu üyeleri kendileri kısaca tanıttıkdan sonra, Genel Başkanımızın konuşmasıyla devam etti. Genel Başkanımız Durmuş Yıldırım yaptığı konuşmada, ATİB‘in çalışma ve faaliyet sağaları ışığında ATİB‘in hedef ve gayeleri üzerine bir sohbet yaptı. Merkez Heyet birim başkanları da kendi çalışma ve faaliyet sahaları ile ilgili konuları, yönetim kurulu üyeleri ile karşılıklı sohbet ederek paylaştılar.
 
Göreve yeni seçilen ATİB-Wuppertal Teşkilat Başkınımız yaptığı konuşmada, derneğin son durumu hakkında ki bilgileri paylaştı ve ziyaretten duydukları menmuniyetleri ifade etti.
 
Karşılık sohbetle devam eden ziyaret, Genel Merkezin ikramı ile sona erdi.
KÖLN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında, Almanya'da aşı zorunluluğu getirilmeyeceğini açıkladı.
 
Şansölye Merkel, Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn ile Robert Koch Enstitüsünü (RKI) ziyareti sonrasında basın toplantısı düzenledi.
 
Hedeflerinin 12-49 yaş aralığındakilerin yüzde 85'inin aşılanması olduğunu ancak henüz bu hedeften uzak olduklarını belirten Merkel, uygulanan aşıların Kovid-19'la mücadeleye yaradığını söyledi.
 
Son dönemlerde düşüş eğiliminde olan insidans değerinin, Delta varyantından olumsuz etkilendiğine işaret eden Merkel, gelecekte başka varyantların da görülebileceğini belirtti.
 
Kovid-19'dan korunmak için gerek aile içinde gerekse dışarıda çaba sarf edilmesi konusunda vatandaşlara ricada bulunan ve herkesi aşı olmaya davet eden Merkel, "Aşı sadece sizi korumakla kalmaz, aynı zamanda yakınlarınızı, sevdiklerinizi de korur. Ne kadar çok aşılanırsak o kadar özgür yaşayabiliriz." dedi.
 
Gazetecilerin "Almanya'da zorunlu aşılama olup olmayacağı" sorusu üzerine Merkel, aşılanmayı teşvik ettiklerini ancak ülkede zorunlu aşılama olmayacağını, zorunlu aşılamanın güven getirmeyeceğini belirtti.
 
Üçüncü dalganın hala tam kırılamadığını vurgulayan Merkel, 60 yaş üstünün yüzde 90'ının aşılanması hedefinin başarılmasının, gençlere yönelik koydukları hedefe oranla daha gerçekçi olduğunu ifade etti.
 
Almanya Sağlık Bakanı Spahn da aşı randevusu almanın eskiye göre daha kolay olduğuna işaret ederek Alman halkına "Fırsatı değerlendirin ve aşı olun." çağrısında bulundu.
 
Cami ve spor sahası gibi noktalarda aşı kampanyaları düzenlendiğini hatırlatan Spahn, aşılama oranının yüksek olduğunu ve bu hızı korumak istediklerini kaydetti.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) – Rusya’nın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) 1 yıl uzatılması tartışılan Suriye'ye sınır ötesi yardım mekanizması konusunda Cilvegözü Sınır Kapısı için 6 ay uzatılması teklifinde bulunduğu belirtildi.
AA’nın Birleşmiş Milletler’deki (BM) diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Rusya, BMGK üyelerine, yarın oylanacak Suriye'ye sınır ötesi yardım mekanizmasını yalnızca 6 aylık bir süre için uzatmasını içeren karşı bir karar taslağı sunduğu kaydedildi.
Rusya’nın hazırladığı karar taslağının, Suriye'ye sınır ötesi yardım mekanizmasının 6 ay sonra tekrar uzatılma ihtimalini de kapsadığı bildirildi.
 
BM’nin ABD Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, 6 Temmuz'da yaptığı açıklamada, BMGK üyelerine 26 Haziran’da dağıtılan, Hatay'daki Cilvegözü Sınır Kapısı'nın 1 yıl uzatılması ve Irak sınırındaki Yarubiye Sınır Kapısı'nın da buna dahil edilmesini içeren taslağın bugün oylanabileceğini belirtmişti.
 
- BM'nin Suriye yardımlarında Cilvegözü Sınır Kapısı
Suriye'nin kuzeybatısındaki yaklaşık 5 milyon kişiye ulaşan ve hayatı önem taşıyan uluslararası insanı yardım malzemelerinin gönderildiği tek sınır kapısı Cilvegözü, Rusya'nın engellemesi durumunda 10 Temmuz’da kapanma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
 
BM, Suriye'ye uluslararası yardımların yapılmasına imkan tanıyan BMGK kararlarının yetkilendirdiği mekanizmayla 2014'ten bu yana, özellikle Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de 5 milyona yakın kişiye ulaşıyor.
2020'ye kadar gıda, ilaç, tıbbi ve hijyen malzemesi gibi uluslararası insani yardımlar, 2'si Türkiye'den olmak üzere 4 sınır kapısından gönderilirken; Rusya'nın vetosu ve itirazları üzerine sınır kapılarının sayısı önce 2'ye indirilmiş, daha sonra Rusya, sadece Cilvegözü Sınır Kapısı'nın 1 yıl daha açık tutulmasına onay vermişti.
 
Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan her ay 1000'den fazla insani yardım konvoyu Suriye'ye geçiyor ancak bu sınır kapısını açık tutan mekanizmanın 10 Temmuz'da süresi doluyor ve söz konusu mekanizmanın BMGK tarafından yenilenmesi gerekiyor.
 
BM, uluslararası yardım kuruluşları, Türkiye, ABD ve Batılı ülkeler, yardımların gönderileceği sınır kapılarının sayılarının artırılmasını isterken; Rusya ve Suriye rejimiyle ilgili kararlarda BMGK'de Rusya'nın yanında yer alan Çin, Cilvegözü Sınır Kapısı'nın açık tutulmasına sıcak bakmıyor.
 
Rusya, daha önce de olduğu gibi sınır ötesi yardım mekanizmasının süresinin dolmasına kısa süre kala, insanı yardımların Suriye içinde rejim kontrolündeki bölgelerden yapılması argümanını savunuyor.
Suriye'ye sınır ötesi yardım mekanizmasının uzatılabilmesi için BMGK'nin beş daimi üyesi olan Rusya, Çin, ABD, Fransa ve İngiltere'nin buna buna itiraz etmemesi ve 15 üyeden en az 9'nun onayı gerekiyor.