Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 77. yıl dönümünde anma etkinliği düzenlendi.
Berlin'de 17 Haziran Caddesi'ndeki Sovyet Anıtı'ndaki anma etkinliğine, Ukrayna'nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnyk, Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, Aile Bakanı Lisa Paus, siyasi partilerin ve diğer ülkelerin temsilcileri katılarak anıta çelenk koydu.
İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 77. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinliğinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı anma alanlarında, Ukrayna ve Rus bayraklarının açılması yasak olmasına rağmen bir grup, yaklaşık 25 metre büyüklüğünde bir Ukrayna bayrağı açtı.
Anma alanında açılan bu bayrak polis tarafından toplandı.
Anıt alanı dışında ise Rusya yanlısı bir grup gösteri yaptı. Göstericiler, Ukrayna Büyükelçisi Melnyk'i tören alanına giderken protesto etti.
Polis, Rus ve eski Sovyetler Birliği'ni temsil eden sembol ve bayraklar ile Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşı onaylayan veya yücelten pankart ve dövizlere de izin vermedi.
Emniyet Müdürlüğü dün anıtların bulunduğu mekanlarda Rus ve Ukrayna bayraklarının taşınmasının ve üniformaların giyilmesinin yasaklandığını açıklamıştı.
Ukrayna'nın Berlin Büyükelçisi Melnyk ise Ukrayna bayrağının taşınmasına yasak getirilmesini eleştirerek, Berlin polisinin bu düzenlemelerini "skandal karar" olarak nitelemiş ve bu yöndeki yasakların kaldırılmasını istemişti.
KÖLN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde bir araya gelen, aralarında Rusların da olduğu yaklaşık 2 bin kişi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarını protesto ederek "savaşa hayır" dedi.
Mavi-Sarı Haç (Blau-Gelbes Kreuz) Derneği tarafından, İkinci Dünya Savaşı'nın 8 Mayıs 1945'teki bitişini anmak için Deutz Tersanesi'nde düzenlenen mitingde, ellerinde Ukrayna bayrakları olan protestocular, Rusya ve lideri Vladimir Putin aleyhine sloganlar yazılı dövizler taşıdı.
Gösteriye, Ukraynalılar ve Almanların yanı sıra "Gerçek Rus düşmanları Kremlin'de" yazılı pankart taşıyan Rus kökenliler de katıldı.
Yapılan konuşmalarda, Putin yönetimindeki Rusya, Avrupa'da "saldırgan ve emperyalist tavır sergilediği" ifade edilerek eleştirildi.
Göstericiler daha sonra Neumarkt üzerinden Köln Katedrali'ne ve Heumarkt'a yürüdü.
Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı ve barışçıl geçen gösteriye katılanlar, yürüyüş sonunda olaysız dağıldı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çetin, “Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’daki büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Başkanlık binasında “Uluslararası Hukuk Ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı” düzenlendi.
Burada konuşan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Türk Tarih Kurumu olarak 1915 olaylarına ilişkin birçok çalışma yaptıklarını ancak işin bilimsel çalışma yerine siyasetin bir parçası haline geldiğini söyledi.
Sürekli propaganda ile bir yerlere varılmaya çalışıldığını belirten Çetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır.” dediğini hatırlattı.
Bugüne kadar kurum olarak hakikatin ortaya çıkması için çalışma yaptıklarının altını çizen Çetin, 1915 olaylarına ilişkin karşı tarafın tezlerinin daha çok görünür olduğunu ancak hakikatin her zaman kazanacağını vurguladı.
Karşı tarafın 1915 olaylarına ilişkin söylemlerini “köpük” olarak nitelendiren Çetin, şunları ifade etti:
“Büyük bir bölgesel kriz yaşıyoruz. Bu savaşın bitirilmesi, daha fazla insan kaybına yol açmaması için çabalar var. Burada şunu gördük ki böyle bir kriz döneminde herkes yine Türkiye’ye bakıyor. Doğru adres biziz. Antalya’da yapılan Diplomasi Forumu’nda da bunu gördük zaten. Hakikat böyle bir şey. Biz, tarihsel olarak da bugün de hep mazlumların sığındığı bir yeriz. Siz ne kadar propaganda yaparsanız yapın, dünya barışı söz konusu olduğunda bütün coğrafyalarda biz yapıcı rolümüzü oynamaya çalışıyoruz. Türkiye, bütün imkansızlıklarına rağmen, 1926’da olan büyük depremde Ermenistan’a yardımda bulunuyor. Bugün de Türkiye’nin dostluğu, komşuluğu çok kıymetli. Karşı taraftan bunun anlaşılmasını istiyoruz.”
Çetin, 1915 olaylarının her sene gündeme getirilmesine, tartışılmasına gerek olmadığının altını çizerek, geleceğe yönelik yapılması gerekenlerin konuşulması gerektiğini söyledi.
Türk Tarih Kurumu olarak vazifelerinin gerçekleri genç nesillere aktarmak olduğunu belirten Çetin, “İçeride bütünlüğü sağlamamız gerekiyor. Dışarıda zaten diplomasimiz, Dışişleri Bakanlığımız yıllardan beri bu mücadeleyi veriyor.” dedi.
Çetin, dünyada Ermeni tezleriyle ilgili bütün arşivleri topladıklarını, bunların kurum arşivlerinde yer aldığını aktardı.
“Babam gördüklerini rapor olarak verdi”
Kazım Karabekir Vakfı Kurucusu Timsal Karabekir de konferansa video mesaj ile katıldı.
Birinci Dünya Savaşı içinde Osmanlı Ermenilerinin cephe ve cephe gerisinde düşmanla iş birliği yapması üzerine Osmanlı Hükümeti’nin 1915’te tehcir kararı aldığını hatırlatan Karabekir, tehcirin, Osmanlı sınırları içinde Ermenilerin toplu olarak yaşadığı yerlerden başka bölgelere gönderilmesi olduğunu söyledi.
Osmanlı arşivlerinde yer alan Tehcir Kanunu’nda, ‘Her kafileye doktor, her hamile kadına süt verilmesi, geride kalan mallarının, belge karşılığında döndükleri zaman iade edilmesinin” bulunduğunu aktaran Karabekir, şunları kaydetti:
“Bu tehcir sırasında tabi ki çeşitli nedenlerden bir kısım Ermeni vatandaş hayatlarını kaybetmiştir ancak bu bir soykırım değildir. Asıl soykırım diyebileceğimiz olaylar, 1918 yılında Rusların çekilirken işgal ettikleri topraklarda Ermenistan kurma çabası içinde bulunan Ermeni çetelerinin Türk ve Müslüman halka karşı yaptıkları katliamlardır. Babam Kazım Karabekir’in Birinci Kafkas Kolordu Komutanı olarak Erzincan ve Erzurum’u kurtardığı sırada gördükleri ve özellikle Alaca’da karşılaştığı katliam bugün bile canımızı yakmaktadır. Babam orada gördüklerini 1919’da Erzurum’a gelen General Harbord’a rapor olarak vermiştir. Bu raporda şunlar anlatılmıştır, ‘Alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir haldeydi. Bütün çocuklar süngülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup yakılmış, gençler baltalarla parçalanmıştı. Bütün bu acıklı görünüşler Erzurum’a atanmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mahkum etmişti.’ General Harbord bunu okudu zaman gözleri yerinden oynuyor, ‘Allah’a inanan, Hazreti İsa’nın evlatları olan Ermeniler bu canavarlığı nasıl yapabildi?’ diye şoka giriyor. “
Karabekir, Harbord’un 24 Nisan’da ABD senatosuna sunduğu raporda “Esas yok edilmek istenin öz yurtlarında Türklerdi, Türkler Ermenilere kötü davranmamıştır.” ifadelerini kullandığını, bunun ABD arşivlerinde olduğunu belirtti.
Konferansa, akademisyenler, araştırmacılar, gazeteciler, hukukçular ve bilim insanları da katıldı.
Kaynak : Anadolu Ajansı
Eindrucksvolles Lebenszeichen der Nürnberger Kulturszene: Etwa
140 000 Besucherinnen und Besucher strömten bei idealen Bedingungen in Die Blaue Nacht und bescherten der Stadt damit einen fulminanten Neustart nach der Corona-Zwangspause. Befürchtungen von Entwöhnungseffekten bestätigten sich nicht, im Gegenteil: Die
21. Ausgabe erzielte mit rund 13 000 verkauften Tickets für die Angebote in den verschiedenen Museen, Theatern und Off-Locations wie Parkhäusern, Höfen, gesperrten Straßen und Firmenarealen eines der besten Ergebnisse in der Geschichte dieser Traditionsveranstaltung. Und dennoch attestierte die Polizei trotz hohen Andrangs der Veranstaltung eine ausgesprochen gelassene Stimmung.
Den mit 5 000 Euro dotierten Publikumspreis der N-Ergie für den Internationalen Blaue-Nacht-Kunstwettbewerb gewann das Künstler- Kollektiv VEB Lichtbildklub aus Nürnberg und Fürth. Sie beeindruckten das Publikum, das über 13 Projekte abstimmen konnte, mit der Mapping- Show „Nachts vorm Museum“ an der Fassade der Kunstvilla. Das Resultat ist auch deshalb bemerkenswert, weil die Kunstvilla in der Blumenstraße nicht auf einer innerstädtischen Laufachse liegt.
Die Blaue Nacht wird vom Projektbüro im Geschäftsbereich Kultur im Zusammenspiel mit über 50 Kultureinrichtungen organisiert. Dazu gehören Staatstheater Nürnberg, Germanisches Nationalmuseum, Deutsches Museum Nürnberg, Neues Museum Nürnberg, DB Museum ebenso wie verschiedene Kulturzentren, Galerien und Clubs. Insgesamt sind mit und in der Blauen Nacht etwa 3 000 Aktive involviert. Von der
Resonanz und der Atmosphäre in der historischen Altstadt waren alle Beteiligten begeistert.
Die Kulturbürgermeisterin der Stadt Nürnberg, Prof. Dr. Julia Lehner, unterstreicht dies: „Ich freue mich sehr, dass die Neugier vieler Menschen, ihre Lust, wieder gemeinsam Kunst und Kultur zu erleben, so überbordend zum Ausdruck gekommen sind. Dank gilt es allen Menschen auszusprechen, die an der Organisation der Blauen Nacht beteiligt waren. Sie haben Großes bewerkstelligt. Auch allen Kunstschaffenden möchte ich danken. Diese Blaue Nacht war für alle Besucherinnen und Besucher, für alle Teilnehmenden ein großer Gewinn.“
Höchst zufrieden zeigte sich auch das ausführende Projektbüro. „Besser geht’s nicht“, konstatierte Andreas Radlmaier, der Leiter des Projektbüros. „Die diesjährige Ausgabe war ein Jahrgang voller Licht und Überraschung, voller entspannter Fröhlichkeit.“ Er verwies darauf, dass 2022 fast 20 Lichtkunst-Projekte an verschiedenen Stellen zu erleben waren und damit das Publikum förmlich in Licht baden konnte. Die neue Leiterin der Blauen Nacht, Simone Ruf, lobte die durchgehend hohe Qualität und den Variantenreichtum der verschiedenen Beiträge, die in Summe etwa 450 Stunden Programm ergaben. Viele Angebote waren nach ihrer Aussage ausverkauft, etwa im Planetarium und die Fahrten in Historischen Straßenbahnen.
In der Publikumsgunst weit oben lagen – wie in der Vergangenheit – die Angebote auf dem Hauptmarkt und an der Kaiserburg. Den Hauptmarkt bespielte die Berliner Gruppe re:sorb um Stefan Ihmig. Sie setzte mit der Einbindung von drei Fassaden, inklusive der Frauenkirche, auch formal neue Maßstäbe. Allein diese 3D-Mapping-Installation dürften mindestens 100 000 Menschen erlebt haben. Die Burg-Projektion der Fürther Künstlerin Sascha Banck spielte mit Witz, Fabelwesen und Farblust mit dem Gesamtmotto der Nacht, „Phantasie“.
Großer Beliebtheit erfreuten sich auch die Kunst-Stationen im Historischen Rathaus (unter anderem Uwe Essers „No Particular Night And Morning“), die Silent Disco“ auf dem Kornmarkt, das KulturDREIeck Lessingstraße mit den Kölner Schatten- und Körpertheater-Magiern von Die Mobilés und das neu geschaffene Areal an der Kunstvilla.
Die Blaue Nacht wird finanziell getragen von vielen Förderern, darunter besonders von den Hauptsponsoren der N-Ergie Aktiengesellschaft, den Onlineprinters und der Nürnberger Versicherung.
Im kommenden Jahr ist Die Blaue Nacht für den 5. und 6. Mai 2023 geplant. alf
Urban-Artist Odour Odessa gestaltete in der Katharinenruine zur Blauen Nacht 2022 ein begehbares Labyrinth.
Foto: Steffen Kirschner
Urban-Artist Odour Odessa gestaltete in der Katharinenruine zur Blauen Nacht 2022 ein begehbares Labyrinth.
Foto: Steffen Kirschner
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) dünyanın dört bir yanına uzanan diaspora ve işbirliği faaliyetlerine Ramazan ayında da devam etti. Ramazan ayını, görev ve sorumluluk alanındaki insanlarla daha fazla bütünleşmek için bir fırsat olarak gören YTB, aynı zamanda Türkiye’nin iyilik varlığının yurt dışında daha fazla hissedilmesine de yardımcı oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin diaspora kurumu olan YTB, Türk diasporasına mensup milyonlarca vatandaşını bu Ramazan ayında da yalnız bırakmadı. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ana vatanlarını en çok özledikleri aylardan mübarek Ramazan ayında onları ziyaret eden YTB yetkilileri, Türk diasporasının yoğun yaşadığı Avrupa ülke ve şehirlerinde düzenlediği iftar ve sahur programları ile vatandaşların özlemlerini bir parça olsun dindirmeye çalıştı. Almanya, Birleşik Krallık, İsviçre ve İsveç’te Ramazan ayı boyunca neredeyse her gün ve eş zamanlı düzenlenen programlar, yaklaşan Bayram coşkusunu vatandaşlarımıza erkenden taşıdı.
MÜSİAD’ın Köln şubesinin ve DİTİB Leverkusen Camii’nin kalabalık iftar ve sahur programlarına katılan YTB, bu vesileyle Avrupa’daki Türk demokratik sivil toplum kuruluşlarına profesyonel desteğini ve bu kuruluşlara atfettiği önemi de bir kez daha sergilemiş oldu. Programlar kapsamında Almanya Türk toplumunun önde gelen kişilerini de ziyaret eden YTB, Almanya’ya göç eden ilk nesil kişilerden “Rıdvan Amca”yı da Essen’deki evinde sevindirmeyi ihmal etmedi.
STK’lar, Gençler, İş İnsanları Ve Kanaat Önderleri İle İftarlar
YTB Başkanı Abdullah Eren, İsviçre Türk Toplumu’na dâhil dernekler, gençler, iş insanları ve kanaat önderleri ile iftar programında bir araya geldi. Program sonrasında ise YTB Başkanı ve beraberindeki heyet, Türk dernekleri ile değerlendirme toplantısı yaptı.
Birleşik Krallık’ta yaşayan vatandaşlarımız, Ramazan ayı boyunca neredeyse her gün YTB tarafından düzenlenen veya desteklenen bir Ramazan etkinliğine katıldılar. Başkent Londra dâhil ülkenin farklı bölgelerinde kurulan 27 iftar sofrası vatandaşlarımızı gönül hoşluğuyla bir araya getirdi ve YTB’nin Birleşik Krallık çapında desteklediği projelerin ele alınmasına vesile oldu.
İsveç ise en kalabalık Ramazan ayı etkinliklerinden birine şahit oldu. Başkent Stokholm’de Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UID) iftarına 700 vatandaşımız ve Türk sivil toplumunun temsilcileri katıldı.
Bu yılki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Ramazan ayına denk gelmesi de YTB’nin Ramazan ayında yaptığı etkinlikleri çeşitlendirdi. Bir önceki yıl, yurt dışında yaşayan Türk çocuklarına yönelik “Benim Bayramım” isimli bir resim yarışması düzenleyen YTB, bu yıl da yarışmaya gönderilen resimlerden bir video hazırlayıp Ramazan ayında düzenlediği çocuklara yönelik diğer etkinliklerde bu videoyu izleyicilere sundu.
Gönül Coğrafyasında Kardeşlik Ramazan’da da Yaşandı
Türkiye’nin tarihî ve kültürel yakınlığının bulunduğu ülkeler ve topluluklar ile ilişkilerinin pekişmesi doğrultusunda faaliyetler de üstlenen YTB, Ramazan ayını Kardeş Topluluklar ile paylaşmaya devam etti. Bir coğrafyadan diğerine, Türkiye’nin selam ve sevgilerini yanında götürdü.
Ramazan’ın ruhuna uygun olarak Kardeş Topluluklara da öncelik veren YTB, ilgili faaliyetlerini, kuruluşlarına önayak olduğu Türkiye Mezunlar Dernekleri ile işbirliğinde yürüttü. Filistin Türkiye Mezunları Derneği aracılığıyla Filistin’in Gazze bölgesindeki Türkiye mezunları ile iftar yapan YTB, Irak Türkiye Mezunları Birliği aracılığıyla da Irak Erbil’de Ramazan ayına özel gıda yardımında bulundu.
YTB Desteğiyle İftarlar
Bulgaristan’ın Ribnovo köyü, YTB tarafından desteklenen büyük bir iftar programına sahne oldu. İki bin kişinin katıldığı program, Ramazan bayramından önce bir bayram havası estirdi. Aynı coşku, YTB’nin 10 Nisan’da başlattığı “Gönül Köprüsü” kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 17 köyünde de vardı. YTB yetkililerinin ziyaret ettikleri köylerde toplamda 3 binden fazla kişi aynı sofrayı paylaştı.
YTB’nin Ramazan ayı faaliyetlerinden Afrika da elbette payını aldı. Somali’nin nitelikli insan gücünün yetişmesine büyük katkı sağlayan YTB’nin destekleriyle Somalili Türkiye mezunları iftar programında bir araya geldi. YTB ertesi gün aynı iftar sofrasını Somaliland’de de kurdu ve bu kez Somaliland Türkiye mezunları ile bir araya geldi.
Uluslararası Öğrenciler Ramazan’da Sıla Hasreti Çekmedi
Eğitim yıllarını Türkiye’de geçiren uluslararası öğrencilere YTB, Ramazan ayında sıla hasreti çektirmedi. Ankara ve İstanbul’daki ofisleri aracılığıyla Ramazan ayı boyunca uluslararası öğrencilere iftar verdi. YTB Başkanı Abdullah Eren öğrencileri evlerinde ziyaret ederek YTB’nin yakın ilgisini bizzat gösterdi.
Dünyanın Dört Bir Yanında Aynı Sofrada Buluştuk
YTB Başkanı Abdullah Eren, bu Ramazan ayında da YTB olarak dünyanın dört bir yanında kardeşlik iklimi içerisinde iftar sofraları kurduklarını kaydetti.
Vatandaşların yoğun olarak yaşadıkları; Almanya, Birleşik Krallık, İsviçre ve İsveç gibi ülkelerde vatandaşlarla hasret giderdiklerini ifade eden Eren, “Ramazan ayında yurt dışındaki vatandaşlarımızın yanında olmaya gayret gösterdik. Almanya ve İsviçre’de bizzat kendim vatandaşlarımızla beraberdim. YTB’deki mesai arkadaşlarım da diğer ülkelerdeydi. YTB olarak bu Ramazan, diasporamızın yoğun yaşadığı 4 ülkede binlerce vatandaşımız ve kardeşimizle 30’a yakın iftarda buluştuk.” dedi. Abdullah Eren bu vesileyle devam eden projeler hakkında da hem vatandaşlar hem STK’larla görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Uluslararası Öğrenciler Ve Mezunlarla İletişim Ramazanda da Devam Etti
Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrencilere yönelik Ankara’da düzenlenen 5 bölgesel iftar programında Balkanlar, Orta Asya, Asya-Pasifik ve Afrika’dan gelen binlerce öğrenci ve aileleriyle bir araya gelindiğini belirten Eren, “İstanbul ofisimiz de İstanbul’daki 122 ülkeden binlerce öğrenciyi 28 gün boyunca iftar sofralarında buluşturdu.” şeklinde konuştu. Irak’tan Somali’ye, Azerbaycan’dan Gazze’ye uzanan geniş bir coğrafyada Türkiye’den mezun olan öğrencilerin de unutulmadığını dile getiren YTB Başkanı Eren, Türkiye Mezun Dernekleri ile her zaman iletişim halinde olduklarını belirterek, “Mezunlarımızla hem iftar buluşmalarımızda hasret giderdik hem de ülkelerimiz arasındaki ilişkileri nasıl geliştirebileceğimiz hakkında da konuştuk, dertleştik” ifadelerini kullandı.
Aynı Sofrada Oturmaya Devam Edeceğiz
Son olarak Bulgaristan’da akraba topluluklarla; Batı Trakya ve KKTC’de soydaşlarla aynı sofrada buluşarak kucaklaştıklarını anlatan Abdullah Eren, “Müşterek değerler paylaştığımız kardeşlerimizle buluşmalarımızda adeta Bayramdan önce bir bayram havası yaşadık. Asırlara sari bağlarımızı inşallah gün geçtikçe daha da güçlendireceğiz. Ramazan boyunca gönül coğrafyamızdan 8 ülkede iftar buluşmaları yaptık; 3 ülkede de binlerce kardeşimize gıda yardımlarında bulunduk.” diye konuştu.
YTB tarafından dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen faaliyetlerin Ramazan Bayramı sonrasında da tüm hızıyla devam edeceğini söyleyen Eren, “Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, soydaş ve kardeş topluluklarımız, mezunlarımız ve Türkiye Burslusu uluslararası öğrencilerimiz ile daha da yakın olacağımız sofralarda oturmaya, platformlarda buluşmaya, büyük projeleri omuzlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Eren son olarak ise yurt dışında yaşayan vatandaşlar, soydaş, akraba topluluklar ve Türkiye’de eğitim alan uluslararası öğrenciler başta olmak üzere tüm İslam âleminin Ramazan bayramını kutladı.
Berlin Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin yıl dönümünde, geçen yıllarda olduğu gibi anıtların çok sayıda kişi tarafından ziyaret edileceği belirtildi.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş çerçevesinde de anma eylemlerine ve anıtlara saygı gösterilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, bu savaşın Berlin’de demokratik tartışmanın ötesinde ihtilaflara ve çatışmalara yol açmaması talep edildi.
Açıklamada, bu bağlamda söz konusu tarihlerde yapılacak anma etkinlikleri ve gösteriler için tedbirler alındığına işaret edilerek, özellikle gösterilerde Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın desteklenmesine, onaylanmasına ve yüceltilmesine karşı harekete geçileceği aktarıldı.
Anıtların bulunduğu mekanlarda Rus ve Ukrayna bayraklarının taşınması ve üniformaların giyilmesinin yasaklandığı vurgulanan açıklamada, askeri marşların çalınmasına ve Ukrayna’daki savaşın onaylanması veya yüceltilmesine ilişkin söylemlere de izin verilmeyeceği kaydedildi.
- Büyükelçi Melnyk yasağın kaldırılmasını istedi
Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrij Melnyk, Ukrayna bayrağının taşınmasına yasak getirilmesini eleştirerek, Berlin polisinin bu düzenlemelerini "skandal karar" olarak niteledi ve bu yöndeki yasakların kaldırılmasını istedi.
Melnyk, bu kararın Ukrayna’ya bir tokat ve Ukrayna halkının yüzüne vurulmuş bir darbe olduğunu dile getirdi.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Berlin Eyaleti Başkanı Kai Wegner de Ukrayna bayrağının özgürlük mücadelesini temsil ettiğini belirterek, söz konusu bayrağın etkinliklerde yasaklanmasını "duyarsızlık" olarak nitelendirdi.
Berlin Eyaleti Başbakanı Fransizka Giffey ise polisin aldığı tedbirleri savunarak, kentte genel bir bayrak yasağının uygulanmayacağını, yasağın 15 anma alanında geçerli olacağını anlattı.
Giffey, ayrıca diplomatlar ve büyükelçiliklerin düzenleyeceği etkinlikler için istisnalar getirildiğine dikkati çekerek, "Elçiliğin etkinliği elbette bayraklarla gerçekleştirilebilir. Biz sadece başkalarının, devlet temsilcisi olmayanların 15 anma alanında bayrakları taşımamasını istedik." değerlendirmesinde bulundu.
Başkent Berlin’de 8 ve 9 Mayıs’ta İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 77. yıl dönümüne ilişkin 50’nin üzerinde gösterinin yapılmasının planlandığı, bu gösterilerde yaklaşık 3 bin 400 polisin görev yapacağı kaydedildi.
Köln'deki Hohenzollern Köprüsü girişindeki kamusal bir alana her yıl dikilmek istenen sözde anıt, Köln Büyükşehir Belediyesinin başvurusu üzerine Köln İdare Mahkemesi kararınca 2019 yılında yasaklanmıştı.
Ermeni iddialarına ilişkin dikilen yasa dışı anıt Köln'deki Türk dernekleri ve şehirde yaşayan yüz binden fazla Türk tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
57 dernekten oluşan Köln Türkleri Dayanışma ve İnisiyatif Platformu, mahkeme kararına rağmen dikilen yasa dışı sözde anıtın kaldırılması için, Köln Büyükşehir Belediyesine çağrıda bulunmuştu.