Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Stuttgart T.C. Başkonsolosluğuna geçtiğimiz Aralık ayında atanarak Stuttgart başkonsolosluğunda göreve başlayan Makbule Koçak birinci hizmet yılını doldurdu.
Gectiğimiz dört yıllık görev süresi sona eren, Başkonsolos Mehmet Erkan Öner yeni atandığı Dışişleri bakanlığındaki görevindeki hizmetine başlamıştı. Yerine Gürcüstan Batum şehrinde T.C. başkonsolos olarak görev yapan, Makbule Koçak 15 Aralık 22 tarihi itibariyle Stuttgart T. C. başkonsolosluğunda görevine başarılı bir şekilde devam etmekte. 1965 yılından beri 57 yıldır hizmet veren T.C. Stuttgart başkonsolosluğuna 57 yıl sonra 2.bayan konsolos atanmış oldu. Daha önce 1992 yılında Fatma Fırat Topcuoğlu bayan başkonsolos 4 yıl Stuttgart başkonsolosluğunda hizmet etti. Görev süresi bitmesi üzerine yeni görevi için Türkiyeye dönmüştü. Erkan Öner'in görev süresi dolması üzerine Stuttgart başkonsolosluguna 2. bayan konsolos olarak Makbule Koçak atanarak görevine başlamıştı.
Hukuk mezunu olan Koçak, Dışişleri bakanlığında uzun yıllar çalıştı. Kopenhag ve Roma Büyükelçiliklerinde görev yaptı. Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür yardımcılığının ardından G-20 Ülkeleri Daire Başkanlığında enerji konularında çalıştı. Daha sonra Bakü Büyükelçiliği’ndeki Müsteşar hizmet görevinin ardından Batum Başkonsolosluğuna atanarak 4 yıl dolu, dolu hizmet etti. Görev süresi burda sona eren Makbule Kocak 15 Aralık 2022 'de Badenwürtemberg eyaletinin başkenti Stuttgart T.C. başkonsolosluğuna atanarak başkonsolosluk görevine başladı.
Geçtiğimiz ay DİTİB Badenwürtemberg eyalet başkanlığı tarafından düzenlenen bir proğramda başkonsolos Makbule Koçak hanıma Stuttgart’a alıştınızmı veya burayı nasıl buldunuz? Diye bir soru yöneltim, Makbule hanım; “Burası bana Türkiye’yi aratmadı. Stuttgart ve çevresinde vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Kutlama, eğlence proğramlarında Közleme, börek, çörek gibi Anadolu’muza has ekmeklerimizi görmek, yemek beni Ankara’ya memleketime götürüyor. Anneme resim çekip gönderdim. Anne bak orada olanların hepsi burada var dedim. Annemde buna çok sevindi” dedi.
Başkonsolosluk internet sitesinde Würtenberg bölgesindeki vatandaşlarımız için Türkce ve Almanca mesaj yayınlayan.Başkonsolos Makbule hanım,
Toplumumuzun kıymetli üyeleri, saygıdeğer Alman dostlarımız ve internet sitemizin değerli ziyaretçileri, diyerek başladığı mesajını şöyle sürdürdü;
"Türkiye’nin her alanda yoğun ve yakın ilişkileri bulunan Almanya’da yaşayan ve her iki ülkeye de önemli katkılarda bulunarak ülkelerimiz arasında dostluk köprüsü kuran siz vatandaşlarımıza hizmet etmek üzere 15 Aralık 2022 tarihinden beri Stuttgart Başkonsolosluğumuzda göreve başlamış olmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyorum" dedi. Ve şöyle devam etti mesajı,
"1965 yılından bu yana bayrağımızı gururla dalgalandıran Başkonsolosluğumuz, Württemberg bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza konsolosluk hizmetini en verimli ve süratli şekilde sunmaya ve vatandaşlarımızın ikinci evi olmaya devam edecektir.
Toplumumuzun görev bölgemizde hayata her boyutuyla etkin katılımının desteklenmesi, gençlerimizin eğitim hayatındaki başarıları ve istihdamları, birlik ve beraberliğimizin arttırılarak sürdürülmesi, vatandaşlarımızın devletimizi her daim yanlarında hissetmeleri mesai arkadaşlarımla birlikte temel hedeflerimizdir.
Görev sürem boyunca Alman dostlarımızla yakın işbirliği içinde ülkelerimizin ve vatandaşlarımızın ortak menfaatine hizmet edecek çalışmalar gerçekleştirmek, tarihi, kültürel ve ekonomik bakımdan zengin Württemberg bölgesi ile Türkiye arasındaki çok katmanlı ilişkileri daha da geliştirmek için, siz değerli vatandaşlarımızın da esirgemeyeceğinize emin olduğum desteğiyle, var gücümle çalışacağım.
Ülkemizin görev bölgemizdeki asli ve daimi temsilcileri olan vatandaşlarımızın önerilerinin, hizmet kalitemizin yükseltilmesi bağlamında bizler için değeri büyüktür. Bu çerçevede gerek konsolosluk işlemlerine ve faaliyetlerimize ilişkin duyuruların takibi, gerek görüş ve önerilerinizin iletilmesi bakımından Başkonsolosluğumuzun internet sayfası (www.stuttgart.bk.mfa.gov.tr) ile Facebook (https://tr-tr.facebook.com/Stuttgart.Baskonsoloslugu/), Twitter (https://twitter.com/stuttgartbk) ve Instagram (https://www.instagram.com/tcstuttgartbk/) hesaplarını takip etmenizden memnuniyet duyarız.
Konsolosluk işlemleri hakkında bilgi edinmek ve konsüler işlemlere ilişkin randevu almak için www.konsolosluk.gov.tr adresinden kesintisiz yararlanabileceğinizi, ayrıca Dışişleri Bakanlığımız bünyesindeki Konsolosluk Çağrı Merkezi’nin (+49 30 56 83 73 099) 7 gün 24 saat hizmetinizde olduğunu da dikkatinize sunmak isterim.
Çeşitli vesilelerle görüşmek ümidiyle, sizleri tüm çalışma arkadaşlarım adına içtenlikle selamlıyor, saygılarımızı sunuyorum.
#tcstuttgartbaskonsoloslugu #TCStuttgartbaşkonsoloslugu
BERLİN (AA) - ABD'li elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın, otopilot olarak bilinen gelişmiş sürücü destek sisteminde (Autopilot) kontrol sorununu gidermek üzere 2,03 milyon aracını geri çağıracağı bildirildi.
ABD Ulusal Kara Yolu Trafik Güvenliği İdaresinden (NHTSA) yapılan açıklamada, Tesla otomobillerde otopilot devreye girdiğinde sürücünün aracın çalışmasıyla ilgili sorumluluğu sürdürmediği ve müdahale etmeye hazır olmadığı veya iptal edilip edilmediğini anlayamadığı durumlarda çarpışma riskinin artabileceği belirtildi.
Bu sorunun giderilmesi için otopilot'ta yazılım güncellemesinin gerekli olduğu belirtilen açıklamada, Tesla’nın 2015'in sonlarında otopilot'u etkinleştirmesinden bu yana üretilen yaklaşık 2,03 milyon Model X, S, 3 ve Y araçlarına güncellemeyi yapacağı aktarıldı.
Tesla’nın 2 milyondan fazla aracı geri çağırması otopilot kullanımdayken meydana gelen bir dizi kazaya ilişkin NHTSA tarafından iki yıl süren bir soruşturmanın ardından geldi
NHTSA, Tesla araçlarının sürücü destek sistemi olan otopilotu kullanırken sürücülerin dikkatini yeterince vermesini sağlayıp sağlamadığı konusunda uzun süredir inceleme yapıyordu.
Tesla'nın otopilot sistemi, otomobillerin kendi şeritleri içinde otomatik olarak yönlendirilmesini, hızlanmasını ve fren yapmasına yardımcı oluyor.
BERLİN (AA) - Almanya, BM İklim Zirvesi'nde fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısı yapan sonuç bildirgesini memnuniyetle karşıladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı'nın (COP 28) final metniyle tüm ülkelerin artık dünyanın fosil yakıtlardan uzaklaşması gerektiğini kabul ettiğini söyledi.
Sonucu memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayan Baerbock, "Şimdi dünya bir karar verdi. Fiili olarak bu iklim konferansı, fosil çağının sonunu mühürlemiştir. Elbette metindeki tüm noktalar, biz Avrupalıların istediği kadar açık ve bağlayıcı değil ancak iklim konferanslarında oybirliğine ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Baerbock, sonuç bildirgesinde, ülkelerin iklim hedeflerine ulaşabilmek için yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaları gerektiğinin açıkça belirtildiğine işaret ederek "Bugünkü karar, artık fosil yakıtlardan çıktığımızı açıkça belirtiyor, böylece hesap yapabilen herkes fosil yakıtlara yapılan yatırımların uzun vadede artık işe yaramayacağını biliyor." diye konuştu.
İklim politikalarında iki yıldır üzerinde çalışılan hedefe ulaşıldığını belirten Baerbock, 2030'a kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına ve enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması konusunda dünyadaki tüm ülkelerin anlaştığını kaydetti.
BM İklim Zirvesi'nde günlerce süren uzun müzakerelerin ardından 198 ülke, 2050'ye kadar net sıfır emisyona ulaşmak için enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve eşitlikçi şekilde uzaklaşılması çağrısında bulunan bir metin üzerinde anlaşmaya varmıştı.
Uzun yıllardan bu yana gıda sektöründe önemli başarılara imza atan Baştürk Kardeşler sektördeki başarılarını müşterilerini bilgilendirirken de en iyi şekilde kullanıyorlar.
Ayhaber’e açıklamalarda bulunan AHSA Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Baştürk, “Günümüzün global dünyasında dünyanın bir çok ülkesinden Almanya’ya gıda ürünleri gelmektedir. Sofralarımızdan eksik etmediğimiz sebze ve meyveler ise tükettiğimiz besin maddelerinin %80’den fazlasını oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin EU kriterlerindkei onca engelleme ve şartlara rağmen ciddi anlamda yaş meyve ve sebzeyi hergün yüzlerce TIR ve yerine göre hava ve deniz yolu ile Almanya’ya ulaştırdığını belirten Ahmet Baştürk, “Şurası bir gerçekki bizim vatandaşımız Anadolu’nun adını, tadını ve lezzetini arıyor. Bizler ise bu tadları Almanya’nın çeşitli şehirlerinden ve bazen bizzat kendi imkanlarımız ile merkezimize getirerek müşterilerimize sunuyoruz. Adana’nın şalgamından Antalya’nın portakalına, Mersin’in narından Rize’nin çayına ve Gaziantep’in lezzetine kadar hemen her yöremizin her lezzet türünü Almanya’ya taşıyoruz. Kendi işimizi en iyi şekilde yaparken vatandaşımıza yöresel gıda ve lezzeti sunmanın da ayrı bir grururun yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Das regionale Gesundheitsforum der Gesundheitsregionplus Landkreis Kelheim tagte zum zweiten Mal und bot regionalen Akteuren im Gesundheitswesen die Gelegenheit, sich zu informieren und auszutauschen. Unter dem Dach des Zentrums für Chancengleichheit bearbeitet die Gesundheitsregionplus verschiedene Handlungsfelder im Gesundheitsbereich und wird dabei von Experten aus den Bereichen medizinische Versorgung, Pflege, Gesundheitsförderung und Prävention unterstützt. In den ersten beiden Jahren ihres Bestehens wurde bereits viel erreicht, um die Gesundheitsstrukturen des Landkreises zu stärken und zu verbessern. Das zweite Gesundheitsforum gab hierüber einen Überblick.
„Die Gesundheitsregionplus hat einen sehr guten Start erlebt und gezeigt, dass durch konstruktive Zusammenarbeit der Akteurinnen und Akteure viel bewegt werden kann. Dies wird auch in Zukunft entscheidend sein, um die zahlreichen Herausforderungen im Gesundheitswesen zu bewältigen. Unser aller Ziel sollte sein, durch nachhaltige Maßnahmen der Nachwuchs- und Fachkräftegewinnung die drohende Versorgungslücke abzuschwächen.“
Landrat Martin Neumeyer, Vorsitzender des Gesundheitsforums
Da vor dem Hintergrund des demografischen Wandels die Pflege eines der bestimmenden Themen ist, wurde auch im Gesundheitsforum darüber gesprochen. Mit viel Expertise referierte der Bernhard Krautz von der Vereinigung der Pflegenden in Bayern (VdPB) über den regionalen Pflegepersonalbedarf. Krautz erkannte interessante Besonderheiten im pflegerischen Regionalprofil und erläuterte die Herausforderung der „doppelten Demographie“.
„Die Altersentwicklung in der Bevölkerung führt zu erhöhten Bedarfen in der Akut- und Langzeitpflege. Gleichzeitig werden in den nächsten Jahren zahlreiche Pflegekräfte in den Ruhestand gehen.“
Bernhard Krautz, Vereinigung der Pflegenden in Bayern (VdPB)
Daher müsse in der Pflege zukünftig noch regionaler und kommunaler gedacht und Maßnahmen der Prävention und Gesundheitsförderung in den Fokus gerückt werden, so Bernhard Krautz.
Anschließend berichtete die Geschäftsstellenleiterin der Gesundheitsregionplus, Franziska Neumeier, sowie Sprecherinnen und Sprecher der Arbeitsgruppen über die im laufenden Jahr durchgeführten Projekte und Maßnahmen sowie die zukünftigen Themen im Jahr 2024.
„In den verschiedenen Arbeitsgruppen konnten mit den Kooperationspartnern zahlreiche interessante Projekte geplant und auch erfolgreich umgesetzt werden. Ohne das große Engagement und die aktive Beteiligung der Akteure wären diese Erfolge nicht möglich gewesen.“
Franziska Neumeier,
Geschäftsstellenleiterin Gesundheitsregionplus Landkreis Kelheim
Im Bereich der Gesundheitsförderung und Prävention sind das beispielsweise die Projekte „Fit for Focus“, die Maßnahmen zum „Aktionssommer Hitze- und UV-Schutz“ oder der Fachtag zum Präventionsschwerpunkt „Einsamkeit“. In der Pflege wurden mehrere Informationsangebote rund um das Thema „Demenz“ geschaffen, eine Befragung für beruflich Pflegende durchgeführt und mit den Gesundheitsrouten am 4. Tag der Ausbildung Landkreis Kelheim ein Angebot zur Nachwuchsgewinnung im Pflegebereich erfolgreich umgesetzt.
Zudem stellt der Aufbau eines Ausbildungsverbundes für die generalistische Pflegeausbildung einen großen Meilenstein im Bereich der Pflege dar.
Im Handlungsfeld Gesundheitsversorgung liegt der Fokus nach wie vor auf der kinder- und jugendpsychiatrischen Versorgung für den Landkreis Kelheim.
Landrat Martin Neumeyer und Franziska Neumeier bedankten sich bei allen Mitgliedern der Gesundheitsregionplus Landkreis Kelheim für ihren Einsatz und das Engagement zur Stärkung und Optimierung der Gesundheitsstrukturen im Landkreis Kelheim.
Gestern endete die Herbstkonferenz der Integrations- und Ausländerbeauftragten, bei der auch der neue Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung, Karl Straub, MdL, als bayerischer Vertreter teilgenommen hat. Er drückte seine Bedenken über die aktuelle Integrationspolitik des Bundes und die geplanten Erleichterungen zur Erlangung der deutschen Staatsbürgerschaft aus und brachte sie gegenüber der Bundesbeauftragten für Integration, Reem Alabali-Radovan zum Ausdruck, die über die integrationspolitischen Vorhaben des Bundes auf der Konferenz berichtete.
"Über den Bericht der Staatsministerin bin ich doch ziemlich irritiert", konstatiert Straub und fügt besorgt hinzu: "Bei allen Respekt: Die aktuelle Politik des Bundes ist alles andere als human! Der Staat und die Gesellschaft sind überfordert - und damit tun wir den Geflüchteten keinen Gefallen! Es scheint hier fundamentale Unterschiede in der Problemwahrnehmung zugeben!"
Zu den geplanten Änderungen zur Erleichterung der Erlangung der deutschen Staatsbürgerschaft sieht der Bund laut Alabali-Radovan unter anderem die Verkürzung der Mindestwartezeit von acht auf fünf Jahre, die grundsätzliche Ermöglichung der doppelten Staatsbürgerschaft und die Erleichterung der Einbürgerung für ältere Migrantinnen und Migranten vor. "Bayern ist hier grundsätzlich anderer Auffassung. Ich möchte den Weg der Vernunft gehen! Falscher Idealismus führt hier zu keinen guten Ergebnissen", ist sich der Integrationsbeauftragte sicher.
Er betonte die Bedeutung der deutschen Staatsbürgerschaft und äußerte Bedenken über die geplanten Erleichterungen bei der Einbürgerung: "Es ist wichtig, dass wir die Bedeutung der deutschen Staatsbürgerschaft nicht unterschätzen. Sie ist mehr als nur ein Dokument - sie ist ein Zeichen erfolgreicher Integration und des Engagements für unsere Gemeinschaft. Wir müssen sicherstellen, dass diejenigen, die sie erhalten, vollständig integriert sind und unsere Sprache sprechen. Es ist wichtig, dass wir die Stärke unseres Landes bewahren und gleichzeitig die Türen für qualifizierte Zuwanderer offen halten, die einen positiven Beitrag zu unserer Gesellschaft leisten wollen. Es ist bedenklich, dass die geplanten Änderungen zur Erleichterung der Erlangung der deutschen Staatsbürgerschaft diese Prinzipien untergraben könnten.", so der Beauftragte abschließend.
28Yıldır,karayollarımızda direksiyon çeviren, Manavgatlı Ertuğrul Cetin şöförümüzle sohbet ediyoruz. Sorduğum sorulara cevap alıyorum, Kendisini tanıtırken benimde Almanyada olduğumu elimdeki çantadan anlamış,gözü yolda elleri direksiyon çevirirken bana, “İsminizi lütfedermisiniz” dedi bende Doğan deyince, Doğan bey bende sizin gibi gurbetçiydim burda bana “Lübeckli Ertuğrul” derler drdi. Ertuğrul Çetin’e soruyorum okurlarımız için bize kendinizi tanıtırmısınız!
YTB Başkanı Abdullah Eren ve beraberindeki heyet birtakım temaslarda bulunmak üzere Tanzanya, Zanzibar ve Kenya’ya ziyaretler gerçekleştirdi. Temaslarında Türkiye-Afrika ilişkilerine, yetiştirdiği nitelikli gençlerle katkı sunan YTB’nin Türkiye Bursları programına dikkat çeken Eren, bu ilişkinin Türkiye’de okumuş, Türkiye’yi tanıyan ve Türkiye’nin gönüllü elçileri olan Türkiye Mezunları ile çok daha iyi seviyelere geleceğinin altını çizdi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren çeşitli temaslarda bulunmak üzere, beraberindeki YTB heyetiyle birlikte Tanzanya, Zanzibar ve Kenya’ya ziyaretler gerçekleştirdi. Birçok üst düzey çalışma toplantısı yapan Eren, Zanzibar Cumhurbaşkanı Hüseyin Ali Mwinyi, Tanzanya Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Omari Kipanga, Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İş birliği Bakan Yardımcısı Mbarouk Nassor Mbarouk, Kenya Dışişleri Bakanlığı Diasporadan Sorumlu Bakan Yardımcısı Roseline K. Njogu, Kenya Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Belio Richard Kipsang, Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Mohamed Mussa, Kenya Müslümanları Yüksek Konseyi Başkanı El Hac Hasan Ole Naado ve Müslüman Konseyi (BAKWATA) Müftü Vekili Şeyh Ally Khamisi Ngeruko ile bir araya geldi. Eren, Nairobi Üniversitesi, Darüsselam Üniversitesi ve Muhimbili Sağlık Üniversitesi’ni de ziyaret etti.
YTB Başkanı Abdullah Eren’in katılımıyla Tanzanya, Zanzibar ve Kenya’da Türkiye Mezunları buluşmaları da gerçekleştirildi. YTB Başkanı Eren mezun programlarında yaptığı açıklamalarında Türkiye’de okumuş mezunların dünyanın dört bir yanında farklı görevlerde ülkeler arasındaki ilişkilere somut katkılar sunduğuna dikkat çekti. Türkiye Mezunlarının Türkiye’nin yaptığı küresel adalet çağrısına da destek verdiğini anlatan Eren “Türkiye’nin uluslararası siyasette bir mücadelesi var. Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya Beşten Büyüktür’ diyerek sloganlaştırdığı anlayışa hakikaten dünyanın bugün çok büyük bir ihtiyacı var. İsrail’in Gazze’ye yapmış olduğu saldırılarda bunu net bir şekilde görüyoruz. Yeni bir sisteme, yeni bir düzene ihtiyacımız var. Burada sadece Türkiye’nin sesinin çıkması yetmez. Daha güçlü olmamız lazım. Yapmış olduğumuz işte Türkiye Mezunları gibi çalışmalar da bu amaca hizmet edecektir.” dedi.
MEZUNLARIMIZIN TECRÜBELERİNDEN YARARLANMAK İSTİYORUZ
Türkiye Mezunları Buluşmalarını çok önemsediklerini ve Türkiye’de üniversite eğitimlerini tamamlamış çok kıymetli mezunların olduğunu belirten Eren, “Yaşadıkları ülkelerde iyi kariyerleri olan mezunlarımız var. Onlarla bu ziyaretlerimizde tekrar bir araya geldik. Mezunlarımızın Türkiye sevgileri, muhabbetleri devam ediyor. Onların tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. Afrika ülkelerinden daha çok öğrenci getirmek istiyoruz. Burada Türkiye Mezunları derneklerimiz var. Mezun hareketliliği ile alakalı derneklerimizin daha çok çalışmasını istiyoruz” dedi.
TÜRKİYE MEZUNLARI ÜLKEMİZİN GÖNÜLLÜ ELÇİLERİDİR
Afrika ülkelerine yatırım yapan Türk iş insanları ile Türkiye Mezunlarını bir araya getirmek için çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Eren, “Türkiye Mezunları ülkemizin gönüllü elçileridir. Mezunlarımızla irtibatımızı daha sıkı tutmak istiyoruz. Mezunlarımızın bu bölgelere yatırım yapan Türk iş insanlarıyla da Türk şirketleriyle de ilişki kurmasını istiyoruz. Eminim ki bu bölgelere yatırım yapan Türk şirketleri Türkiye Mezunlarından çokça istifade ediyorlar” diye konuştu.
HER FIRSATTA MEZUNLARIMIZLA BİR ARAYA GELİYORUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2005 yılından itibaren Türkiye’de Afrika seferberliği başlatıldığını hatırlatan Eren, bu kapsamda tüm kurumların Afrika’ya yönelik çalışmalarında ciddi sayıda artış yaşandığını dile getirdi. YTB’nin Afrika ülkelerinden burslandırdığı öğrenci sayısının da arttığını vurgulayan Eren, “Zanzibar Cumhurbaşkanı Hüseyin Ali Mwinyi de Türkiye’de Tıp Fakültesi okumuş bir mezunumuz. Ziyaretler vesilesiyle kendileri ile bir araya geldik. Çok önemli iş insanları, siyasetçiler, akademisyenler Türkiye Mezunu olarak yurt dışında bulunuyor. Onları da ziyaret edip Türkiye ile olan muhabbetlerini diri tutmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE AFRİKA’YA KAZAN-KAZAN MODELİYLE YAKLAŞIYOR
Türkiye ve Afrika iş birliğinin kazan-kazan modeliyle her geçen gün geliştiğine dikkat çeken Eren şunları kaydetti: “Afrika’nın tarihi geçmişi ve yeraltı kaynakları çok zengin. Maalesef sömürgecilik geçmişi olan ülkeler var. Afrika kıtasının neden bu kadar zorluk içerisinde olduğunun sorusuna cevap ararsak, sömürgecilik geçmişinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Afrika’nın bu durumda olmasında onu sömürgeleştiren ülkelerin büyük kabahati var. Türkiye tüm kurumlarıyla hakça kaynaşmayı önceleyerek adaletli bir ilişki biçimi oluşturmaya çalışıyor. Bu ülkeler de bunu görüyor. ‘Türkiye geldiğinde bizden bir şey istemiyor’ diyor. ‘Kazan-kazan mantığı ile bize yaklaşıyor, kendini öncelemiyor, bizi de önceliyor’ diyor. Bunun da pozitif etkilerini hepimiz görüyoruz."
Dernek Başkanları İstişare Toplantısı’nda konuşan Genel Başkan Kuzey: “DİTİB, bu toplumun birliğini sağlayan harcıdır”
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), ikincisi düzenlenen 'Dernek Başkanları İstişare Toplantısı'nda (DBİT), dernek yöneticileri ile bir araya geldi.
Köln Genel Merkez Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya, genel merkez yönetimi, Baden ve Hessen eyaletlerinin DİTİB dernek başkanları katıldı.
İstişare toplantısı Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Erdinç Altuntaş yaptığı selamlama konuşmasında, başarılı olabilmek için iletişim ve istişarenin önemine vurgu yaptı. Altuntaş, derneklerin, eyaletlerin ve merkezin bir arada çalışmasıyla güçlü bir istişare zinciri oluşturmanın gerekliliğini belirtti.
Dernek başkanlarını DİTİB teşkilatının temel taşı olarak gördüğünü ve onların hizmetinin kıymetli olduğunu ifade eden Altuntaş, DİTİB’in Almanya genelinde 900'e yakın derneği ile büyük bir sorumluluk taşıdığını belirtti. Müslüman toplumun beklentilerine uygun hizmet sunmak için derneklerin önemine de dikkat çeken Altuntaş, “Hedefimiz İslam’ın Almanya'da resmi bir din olmasını sağlamak, yani kamu tüzel kişilik hakkını elde etmektir” dedi.
40 yıllık geçmişi olan büyük bir aileyiz
DİTİB'in 40. yılını kutlamaya hazırlandıklarını söyleyen Altuntaş, “DİTİB, 40 yıl gibi uzun geçmişi olan, toplumda büyük bir teveccüh kazanan ve 40 yıldır bu topluma hizmet eden bir kurumdur. Bu teşkilatımızı 40 sene önce büyüklerimiz kurdu. Onların yaptığı fedakarlıklar sonucu bugün büyük ve güçlü bir aileyiz. Bundan sonra da hizmet bayrağını hep birlikte daha ileriye taşıyacağız. Bu kuruma en ufak hizmeti dokunan, gayret ve çabasını ortaya koyan bütün büyüklerimize, cemiyet yöneticilerimize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Vefat edenlere Rabbim’den rahmet, hayatta olanlara da sağlık ve afiyet diliyorum” diye konuştu.
DİTİB Rehberlik, Denetim ve Teşkilatlanma Hizmetleri Müdürü Sami Sipahi de yaptığı sunumda dernek başkanlarına DİTİB’in teşkilat yapısı ve DBİT içeriği ile ilgili bilgiler verdi.
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey de yaptığı konuşmada DİTİB‘in hizmet felsefesini Allah yolunda karşılıksız hizmet olarak tanımlayarak, tebessümle başlayan, tatlı dil ve ihsanla devam eden çalışmalarının temelinde Allah rızası olduğunu vurguladı. Kuzey, yaptıkları işlerin karşılığını sadece Allah'tan beklediklerini belirtti.
Konuşmasında iletişimin önemine değinen Kuzey, tebessümün sadaka olduğunu ve iletişimi güçlü tutarak güzel ve verimli sonuçlar almanın mümkün olduğunu ifade etti. Gençleri yönetim kurullarına yetiştirmenin ve istişarelerde bulunmanın önemine vurgu yaptı.
DİTİB, bu toplumun birliğini sağlayan harcıdır
DİTİB'in Almanya genelinde İslam'ı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştığını belirten Kuzey, yerel yöneticilerden komşulara varıncaya kadar insanları camilere davet ederek, İslamofobi’ye karşı ön yargıların ortadan kaldırılabileceğini ifade etti. Kuzey, DİTİB’in bu toplumun birliğini sağlayan harcı olduğuna vurgu yaptı.
Dünya genelindeki mazlumları destekleme konusundaki çabalarını da paylaşan Kuzey, deprem bölgesine yapılan nakdi ve maddi yardımın yanı sıra eğitim alanındaki projeleri de öne çıkardı. Eğitimin en büyük öncelikleri arasında yer aldığını belirten Kuzey, gençlere ve çocuklara daha iyi imkanlar sunmak için çalıştıklarını ve eğitim konusunda var güçleriyle çaba harcadıklarını ifade etti.
Konuşmaların ardından dernek yöneticileri gruplar halinde DİTİB birimlerini gezerek çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Hafta sonu düzenlenen 'Dernek Başkanları İstişare Toplantısı' (DBİT), yoğun bir çalışma temposuyla geçti ve genel bir değerlendirme toplantısıyla noktalandı. Etkinlik genel merkez yönetimi ile Baden ve Hessen eyaletlerinin DİTİB dernek başkanlarının ortak aile fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.