Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Teşkilatın bayrağı Türk liderlerin onayı ile değişti. Bayrağın çerçevesi Türklüğün sembolü sekiz köşeli yıldız ile tamamlandı. Sekiz köşeli yıldız ya da bir diğer adı ile Selçuklu yıldızı ne anlama geliyor? Tarihini sizler için anlattık.
Dünyanın yükselen gücü Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), gücünü ve birlikteliğini her geçen gün artırıyor.
Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te düzenlendi. Zirvede alınan kararlar Türk dünyasını heyecanlandırdı.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın bayrağında değişikliğe gidildi. Bayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından onaylandı.
Ortak kültür, ortak miras, ortak tarih: Selçuklu yıldızı
Yeni bayrakta Türk dünyasının kültürel mirası yansıtıldı ve ortak tarihi değerlere atıfta bulunuldu. Türk İslam geleneğine vurgu yapılan yeni bayrak, sekiz köşeli yıldızdan oluşuyor.
Bayrağın tasarımında sekizgen, hilal ve yıldız ile turkuaz mavisi bir zemin üzerinde, eşit dağılan düz ışınlara sahip bir güneş yer aldı.
Sekiz köşeli yıldız aynı zaman da Selçuklu yıldızı olarak da ifade ediliyor.
Bayrağa eklenen sekizgen; yüzyıllardır süregelen Türk devlet yapısını temsil ediyor.
Bayrağın her bir köşesi, Türk Devletleri Teşkilatı'na tam üye ve gözlemci üye olan ülkeleri de temsil ediyor.
Türk kültürünün gücünü, bilgeliği, sonsuzluğu temsil ediyor
Sekizgen aynı zamanda, cumhuriyetin onaylanmasının, istikrarın, birbirine bağlılığın ve ortak Türk kültürel mirasından gelen gücün işaretini simgeliyor.
Hürriyet, istikrar, dayanışma ve ortak kültürel mirastan gelen güç gibi değerler yeni bayrakta temsil ediliyor.
Türk ve İslam geleneklerinde sekizgen, rehberlik ve bilgeliğin simgesi olarak kabul ediliyor.
Sekiz köşeli yıldız motifinin tarihine bir göz atalım:
Sekiz köşeli yıldız motifi Karahanlılar döneminde başlayıp Selçuklularda devam eden
süreçte günümüze kadar ulaştı.
Mutluluk ve bereket
Motifler tek tek ya da geçmeli olarak veya yan yana ya da üst üste gelecek şekilde yerleştirilebiliyor. İslam’ın geleneksel inancında, yedi cehenneme karşılık sekiz cennet kapısı vardır. Bu Allah’ın merhametinin azabından büyük olduğunu ifade ediyor.
Sekiz köşeli yıldız motifi cennet kavramına atıfta bulunuyor.
Bu motif mutluluk ve bereketi simgeliyor. Sekiz sayısı, azim, cesaret, kendine güven ve
başarıyı ifade eder aynı zamanda sonsuzluk anlamına geliyor. Bu yıldızın sekiz farklı köşesi, merhamet, şefkat, sabır, sır tutma, cömertlik, sadakat, şükretmek ve doğruluğu temsil ediyor.
Sekiz sayısının sonsuzluğu simgelediğini, sonsuz mutluluk, bereket ve aşkı temsil ettiğini de söylemek mümkün.
Özgüven ve kararlılık anlamında da kullanılan sekiz sayısı ile günlük hayatta sık sık karşılaşmak başarının artması ve güç kazanmaya işaret ediliyor.
Osmanlı devlet armasında yer alıyordu ve II. Abdülhamid'in tuğrasıydı
Sekiz köşeli yıldız, Selçuklu devletinde kültür ve sanatın temsili.
Sembolün bulunduğu bazı yerler; Osmanlı devlet arması, T.C. Emniyet Genel Müdürlüğü arması, Osmanlı bayrağı, Azerbaycan Devleti bayrağı, Türkmenistan devlet arması, II. Abdülhamid'in tuğrası.
Mavi, Türk milletini; hilal ve yıldız Türk devletçiliğini temsil ediyor
Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye gibi ülkelerde bu şekilde kullanımı çok fazla bulunuyor ve Türk geleneğinin mirası olarak kabul ediliyor.
Yeni bayrakta, eski bayraktan kalan kırk ışın, ay yıldız ve mavi arka plan korunmuştur. Mavi zemin, gökyüzü kadar berrak bir barışı ve refahı ifade ediyor. Tek renkli zemin, Türk milletinin birliğini sembolize ederken, mavi renk tarihsel olarak Türk kültürüyle özdeşleştiriliyor.
Kırk ışın ise eşit aralıklarla güneş gibi yayılıyor. Işınlar, Türk dünyasının yolunu aydınlatan, onu daha parlak ve daha müreffeh bir geleceğe yönlendiren paylaşılan değerleri ve ortak vizyonu temsil ediyor.
Türk dünyasının tanıdığı hilal ve yıldız, Türk devletçiliğini, büyümeyi, geleceğe dair umutları ve ilerlemeyi temsil ediyor. Bu unsurlar, Türk devletlerinin köklü ortak tarihine dayanan Teşkilatın dinamik ve geleceğe dönük ruhunu yansıtıyor.
Darphane'den "Dilde, fikirde işte birlik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı'nın "dilde, fikirde, işte birlik" şiarına yer verilen hatıra parayı liderlere takdim etti.
8 ülkenin bayrağı bulunuyor
Türkiye, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, KKTC, Macaristan, Kırgızistan ve Azerbaycan bayraklarının bulunduğu hatıra parada, "dilde, fikirde, işte birlik" ifadesi yer alıyor.
Hatıra paranın bir yüzünde ise Türk Devletleri Teşkilatı'nın bayrağı ve ismi ile kuruluş tarihi olan 3 Ekim 2009 ibaresi bulunuyor.
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından basılan para, 2,5 Türk lirası değerinde ve bronz madenden üretildi. Sınırlı sayıda basılan paranın çapı 38,61 mm, ağırlığı ise 23,33 gram. Paranın tasarımı, Tekin Gülbasar tarafından yapıldı. - TRT Haber
BERLİN (AA) - Almanya'da fabrika siparişleri, uçak, gemi, askeri araç ve tren gibi büyük siparişlerin etkisiyle eylülde yüzde 4,2 yükseldi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), fabrika siparişlerine ilişkin eylül ayı geçici verilerini açıkladı.
Buna göre, ülkede yurt içinde üretilen ürünler için siparişler, eylülde bir önceki aya kıyasla yüzde 4,2 yükseldi. Fabrika siparişleri geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 1 arttı.
Fabrika siparişlerine ilişkin piyasa beklentisi, aylık bazda yüzde 1,5 artması yönündeydi.
Yüzde 5,8 olarak açıklanan ağustos ayı fabrika siparişleri düşüşü de yüzde 5,4 olarak revize edildi.
Almanya'da eylülde yurt içi siparişler aylık yüzde 3,6 ve yabancı siparişler yüzde 4,4 artış kaydetti.
Söz konusu dönemde, Avro Bölgesi'nden yeni siparişler yüzde 14,6 artarken diğer ülkelerden gelen siparişler yüzde 1,6 düştü.
Ülkede eylülde aylık bazda ara malı üreticilerinin siparişleri yüzde 2,4 gerilerken, tüketici malı üreticilerinin siparişleri 3,8 artış kaydetti. Sermaye malı siparişleri de yüzde 8,3 yükseldi.
Destatis açıklamasında, "Eylülde imalat sektöründeki yeni siparişlerde kaydedilen olumlu gelişme, büyük ölçekli siparişler nedeniyle yeni siparişlerin bir önceki aya göre yüzde 117,1 arttığı diğer ulaşım araçlarının imalatı sektöründeki (uçak, gemi, tren, askeri araç) önemli büyümeden kaynaklandı.” ifadeleri yer aldı.
- Trump'ın zaferi, Alman sanayisini yüksek gümrük vergileri nedeniyle ciddi aksaklıklarla tehdit edebilir.
Analistler, ABD'de Donald Trump'ın zaferinin Alman sanayisini yüksek gümrük vergileri nedeniyle ciddi aksaklıklarla tehdit edebileceğini belirterek, bu durumun şirketler için belirsizliği daha da arttırması ve Almanya'daki yatırım faaliyetlerini azaltmasının muhtemel olduğunu kaydetti.
Landesbank Baden-Württemberg Ekonomisti Jens-Oliver Niklasch, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Trump'ın yaklaşan seçim zaferiyle birlikte, rüzgarın yakında yerli sanayinin yüzüne daha güçlü bir şekilde esmesi muhtemeldir." ifadesini kullandı.
“Trump'ın Alman otomotiv ürünlerine ek gümrük vergisi planını hatırlatan Niklaschr, "Almanya'nın ABD'ye ihracatı 2025 yılında ithalat tarifeleri nedeniyle baskı altına girebilir." değerlendirmesinde bulundu.
VP Bank'ın baş ekonomisti Thomas Gitzel de Trump’ın ABD başkanı olmasıyla, Alman imalat sektörüne gelen siparişlerin orta ve uzun vadede olumsuz etkileneceğini belirterek, “Özellikle yeni yatırımların önündeki bürokratik engellerin kaldırılması gibi reformlara, zor durumdaki imalat sanayine yardım etmek için acilen ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
- Talepte olumlu gelişme
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığından yapılan açıklamada da Alman imalat sektörüne gelen siparişlerin gelişiminin büyük siparişlerdeki güçlü dalgalanmalar tarafından belirlendiği kaydedilerek, güçlü dalgalanmalar gösteren büyük siparişler olmasa bile gelen siparişlerin bir önceki aya kıyasla yüzde 2,2 arttığı bildirildi.
Daha az değişken çeyreklik karşılaştırmada, imalat sektöründe gelen siparişlerin üçüncü çeyrekte toplam yüzde 4, 2 arttığının aktarıldığı açıklamada, üçüncü çeyrekte özellikle yurt dışından gelen talepteki olumlu gelişmenin ve Ifo endeksi gibi diğer ekonomik verilerin sanayi ekonomisinin yıl sonunda dibe vurduğunu gösterdiği belirtildi.
Steinmeier ABD'de yapılan başkanlık seçimine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "ABD'nin 47. başkanı olarak seçilmenizden dolayı size tebriklerimi iletiyorum. Transatlantik ilişkiler ülkelerimizin ve kıtalarımızın istikrarı ve refahı için büyük öneme sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya ve ABD’nin karşılıklı yarar sağlayan uzun bir işbirliği geçmişini paylaştığını belirten Steinmeier, "Nesiller boyu Alman göçmenler ABD'yi şekillendirdi ve şekillendirmeye devam ediyor. Cesaretli Amerikalılar Almanya'nın iyiye giden yolunu etkiledi. Almanya, özgürlüğümüzü, birliğimizi ve güvenliğimizi desteklemesinden dolayı ABD’ye derinden minnettardır." ifadelerini kullandı.
Steinmeier, iki ülkede milyonlarca insanın kişisel ilişkiler, paylaşılan değerler, deneyimler ve anılarla birbirlerine bağlı olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz, birlikte, tek başımıza olduğumuzdan daha güçlüyüz. Birlikte daha fazlasını başarabiliriz. Özellikle çatışma ve belirsizlikle dolu bu huzursuz dünyada, iki ülke, NATO ve Birleşmiş Milletler ortakları olarak işbirliğimiz büyük değer taşıyor. ABD’nin yanında güçlü bir ortak olarak Almanya'ya güvenebilirsiniz."
İki ülke insanlarının birbirlerine saygı ve açıklıkla davranmalarını sağlamak için çalışmaya devam edeceğini belirten Steinmeier iki ülkenin gelecekte de, demokratik değerler temelinde, güçlü bir transatlantik ittifak ruhu içinde ve ortak çıkar doğrultusunda birlikte çalışmaya devam etmelerini umduğunu kaydetti.
- Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock: "Biz Avrupalılar, şimdi daha fazla güvenlik politikası sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacağız"
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da Berlin’de yaptığı açıklamada ABD vatandaşlarının seçim yaptığını belirterek, "Donald Trump seçimi kazandı. Tebrik ediyoruz. Almanya, Avrupa ve ABD yakın ortak ve müttefiktir." dedi.
Transatlantik dostluğunun tek bir partiye mahsus olmadığını ifade eden Baerbock, "Almanya, gelecekteki Amerikan hükümeti için de yakın ve güvenilir bir müttefik olacak. Teklifimiz budur." diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, her iyi ortaklıkta siyasi farklılıklar olduğunda dürüst ve her şeyden önce yoğun bir diyaloğun önemli olduğunu vurgulayarak, "Biz Avrupalılar, şimdi daha fazla güvenlik politikası sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacağız. Bugün, yarın ve yarından sonra. Bizim için, çocuklarımız için. Bunun için hazırlıklıyız." ifadesini kullandı.
Güvenlik politikasının sorumluluğu için harekete geçmeleri gerektiğinin altını çizen Baerbock, "Avrupa’nın güvenlik yatırımları için büyük düşünmemiz gerekiyor. Bu, özellikle Almanya ve Avrupa Birliği'nde (AB) güvenliğimize yatırım yapmada, bizim kendimize vurduğumuz prangalardan kurtulmamız gerektiği anlamına da geliyor. NATO’da Avrupa ayağını daha da güçlendirmek için de." değerlendirmesinde bulundu.
Baerbock, bunun transatlantik ortaklığın yerine geçecek bir şey olmadığını aksine transatlantik ortaklığa yapılan bir yatırım olduğunu kaydetti.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Donald Trump'ın ABD'nin 47. Başkanı seçilmesini değerlendirirken, ülkesinin güvenilir bir transatlantik partner olmaya devam edeceğini söyledi.
ABD seçim sonuçlarına ilişkin basın açıklamasında bulunan Scholz, Donald Trump liderliğindeki bir hükümette pek çok şeyin farklı olacağını belirterek, "Mesajlarımız açık. Öncelikle Almanya güvenilir, transatlantik bir partner olmaya devam edecektir. Bu ortaklığa yaptığımız katkının farkındayız ve gelecekte de katkı sağlamaya devam edeceğiz." dedi.
Şansölye Scholz, bunun aynı zamanda tüm NATO müttefiklerinin, Rusya'nın Avrupa-Atlantik bölgesine yönelik tehdidi için de geçerli olduğunu kaydetti.
ABD'li seçmenlerin oylarını kullandığını ve Trump'ın seçimi kazandığını ifade eden Scholz, "Kendisini bu nedenle kutluyorum." diye konuştu.
ABD’nin 47. Başkanı seçilen Trump'ın büyük zorlukların ve krizlerin yaşandığı bir dönemde göreve başlayacağına dikkati çeken Scholz, "ABD ve Başkanı bunların üstesinden gelinmesinde merkezi bir rol oynayacak. Bu nedenle ABD'deki bir başkanlık seçimi her zaman Amerika'nın ötesinde yankılara sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği'nin (AB) birbirine sıkı sıkıya kenetlenmesi ve bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüş alışverişinde bulunduğunu ve yarın Budapeşte'de Avrupa'nın diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla bir araya geleceğini hatırlattı. Scholz, "Yakın bir koordinasyon içerisinde olacağız ve önümüzdeki haftalarda da bunu yapmaya devam edeceğiz. Son yıllarda tüm Avrupa ülkeleri kıtamızın güvenliği, Ukrayna'nın desteklenmesi, Avrupa'nın ekonomik ve enerji konularında bağımsızlığı için daha fazla sorumluluk üstlendi. Bunlar Avrupalılar olarak ABD ile ortak menfaatlerimizin olduğu konulardır ve olmaya da devam edecektir. Bunun üzerine inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Scholz, ABD'deki seçim kampanyasında ABD'lilerin siyasi anlamda ne kadar bölündüğünü gördüklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bir ülkenin, vatandaşları birbirine ne kadar yakın durursa o kadar büyük ve güçlü olduğuna inanıyorum. Umarım biz Almanya'da bir arada kalırız. Farklı siyasi ve sosyal görüşlere sahip olabiliriz. Ama tek bir ülkede yaşıyoruz. Bizi birleştiren şeyler, bizi bölenlerden daha fazla"
BERLİN (AA) – Almanya’da ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri, Başbakan Olaf Scholz'un derhal, en geç gelecek hafta Federal Mecliste güven oylamasına gitmesini istedi.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, Federal Mecliste yaptığı açıklamada, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan “trafik ışığı” koalisyonunun dün akşam sonlandığını, böylelikle yasama döneminin bittiğini savundu.
Güven oylamasını ocakta meclise sunmak için hiçbir sebep olmadığını belirten Merz, hükümetin mecliste çoğunluğunun bulunmadığını söyledi.
CDU/CSU Meclis Grubunun, Başbakan Olaf Scholz’un derhal, en geç gelecek hafta güven oylamasına gitmesine ilişkin çağrı yapılması kararını aldığını ifade eden Merz, ardından Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 21 gün içinde meclisi feshedebileceğini kaydetti.
Merz, ocak ayının ikinci haftasında da genel seçimin yapılabileceğini, bunun için ilkbaharı beklemek için bir sebebin bulunmadığını dile getirdi.
CDU/CSU'nun başbakan adayı da olan Merz, Başbakan Scholz ile bugün görüşeceği bilgisini paylaşarak Scholz’a seçim için yolu açmasını talep edeceğini kaydetti.
Başbakan Scholz dün Maliye Bakanı Christian Lindner’i görevden almış ve 15 Ocak 2025’te Federal Meclisten güvenoyu isteyeceğini açıklamıştı. Scholz genel seçimlerin de martta yapılabileceğini ifade etmişti. Genel Başkanlığını Christian Linder'in yaptığı FDP de tüm bakanlarını hükümetten geri çekerek koalisyondan fiilen ayrılma kararı almıştı.
Hükümetteki partiler ekonominin canlanması ve bütçe konusunda anlaşamamıştı.
KÖLN (AA) - Almanya'da Maliye Bakanlığına Jörg Kukies'in atandığı, Ulaştırma Bakanı Volker Wissing'in görevine devam edeceği bildirildi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un, Hür Demokrat Parti (FDP) lideri Christian Lindner'i Maliye Bakanlığı görevinden alarak yerine eski ekonomi danışmanı Jörg Kukies'i atadığı duyuruldu.
Ekonomi alanında doktorası olan Kukies, Başbakan Scholz'un ekonomi danışmanı olarak görev yapıyordu.
Öte yandan, FDP'li Federal Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, Almanya'daki koalisyon hükümetinin dağılmasına rağmen görevde kalmayı planladığını ve partisinden ayrıldığını bildirdi.
Basın toplantısı düzenleyen Wissing, Lindner'in görevden alınmasının ardından Şansölye Scholz'un kendisinden Federal Ulaştırma Bakanlığı'na liderlik etmeye devam etmesini istediğini söyledi.
FDP'ye zarar vermemek için partisinden istifa ettiğini belirten Wissing, başka partiye katılmayacağını ifade etti.
- Neler oldu?
Almanya Başbakanı Scholz, Lindner'i görevden alarak, 15 Ocak 2025'te Federal Meclisten güven oyu isteyeceğini açıklamıştı.
Bunun üzerine Almanya'da koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), tüm bakanlarını hükümetten geri çekerek koalisyondan fiilen ayrılma kararı almıştı.
BERLİN (AA) - Almanya'da sanayi üretimi, otomotiv sektöründeki zayıflığın etkisiyle eylülde bir önceki aya göre yüzde 2,5 geriledi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), sanayi üretimine ilişkin eylül ayı geçici verilerini açıkladı. Buna göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, eylülde bir önceki aya göre yüzde 2,5 düştü.
Alman şirketleri, sipariş yetersizliğinden şikayetçi olurken, sanayi üretiminin ağustosta yüzde 2,6 artmasının ardından eylülde tekrar gerilemesi dikkati çekti. Piyasalarda sanayi üretimine ilişkin beklenti eylülde yüzde 1 düşmesi yönündeydi.
Geçici verilerde aylık yüzde 2,9 artış olarak açıklanan ağustos ayı sanayi üretimi verisi de yüzde 2,6 olarak revize edildi
Veriler, eylülde bir önceki aya göre enerji ve inşaat hariç sanayi üretiminin yüzde 2,7 düştüğünü ortaya koydu. Söz konusu dönemde sanayi üretimi içerisinde sermaye malı üretimi yüzde 4 ve ara malı üretimi yüzde 1,6 geriledi. Tüketim malları üretiminde yüzde 1,4, enerji üretiminde yüzde 2,1 ve inşaat üretiminde yüzde 1,4 düşüş yaşandı.
Sanayi üretimi eylülde geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 4,6 azaldı
Destatis açıklamasında, "Otomotiv sektöründe takvim etkisinden arındırılmış üretim, Ağustos 2024'teki yüzde 15,4'lük artışın ardından Eylül 2024'te bir önceki aya kıyasla yüzde 7,8 düştü. Otomotiv endüstrisinde gözlemlenen önemli dalgalanmalar, geçtiğimiz aylarda üretimin genel gelişimi üzerinde ciddi bir etki oluşturdu.” ifadeleri yer aldı.
Açıklamaya göre, kimya endüstrisinin üretimi eylülde yüzde 4,3 düşerken, makine mühendisliğinin üretimi yüzde 1,7 arttı.
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, jeopolitik belirsizlikler ve azalan sipariş durumu göz önüne alındığında, Alman imalat sanayisinin yakın zamana kadar çok zayıf kaldığı belirtilerek, özellikle yurt dışından gelen siparişlerdeki son olumlu gelişmenin durumun yıl başında değişeceğine işaret ettiği ifade edildi.
- Alman ekonomisi
Öte yandan Alman ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülmesinin ardından yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtulmuştu.
Alman ekonomisi, özellikle bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.
Ekonomi, artan faiz oranları, konjonktürel riskler ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor.
Ülke ekonomisi geçen yıl alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı. Almanya böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu.
Hükümet, ekonomide bu yıl yüzde 0,2 küçülme bekliyor. Almanya, bu yıl da küçülürse 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.
Ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek olan 78 yaşındaki Trump, seçimi kazanırsa Almanya ekonomisini etkileyecek olan gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı.
KÖLN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ülkesindeki siyasi krize ilişkin, "Bir koalisyonun sona ermesi dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir." dedi.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, Schloss Bellevue'de düzenlenen "Barışçıl Devrimin 35 Yılı" etkinliği öncesinde yaptığı konuşmada, Almanya iç siyasetinin güncel durumuna ilişkin açıklamada bulundu.
Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 75 yıllık tarihinde, bir iktidar koalisyonunun yasama dönemi sona ermeden Federal Meclis'te çoğunluğa sahip olamadığının nadiren görüldüğünü belirten Steinmeier, "Ancak anayasamız şu anda meydana gelen olasılığa karşı hükümler koymuştur. Bir koalisyonun sona ermesi, dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir. Anayasa, bundan sonraki süreç için net kurallar ortaya koymaktadır. Demokrasimiz güçlüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Steinmeier, "Federal Şansölye (Almanya Başbakanı Olaf Scholz), dün benden Maliye Bakanı (Christian) Lindner'i görevden almamı istedi. Bu arada (Adalet Bakanı Marco) Buschmann ve (Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina) Stark-Watzinger de görevden alınmak istediler. Bu görevden alma işlemlerini bugün öğlen gerçekleştireceğim. Federal Şansölye ve diğer bakanlar anayasada öngörüldüğü üzere görevlerine devam edecekler." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, şöyle devam etti:
"Şansölye Federal Meclis'ten güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Bu şekilde parlamento yeni seçimlerin önünü açabilir. Federal Cumhurbaşkanı, Anayasa'nın 68. maddesi uyarınca Federal Meclis'in Federal Şansölye'ye olan güvenini geri çekmesi halinde Federal Meclis'in feshine karar vermelidir. Ben bu kararı vermeye hazırım. Anayasamız bu kararı belirli koşullara bağlamaktadır. Ancak ülkemizin istikrarlı çoğunluklara ve icraat yapabilecek bir hükümete ihtiyacı var. Benim kıstasım bu olacaktır."
Steinmeier, ülkedeki birçok kişinin, yaşanan belirsiz siyasi durumdan endişe duyduğunu belirterek "Şimdi taktik ve çatışma zamanı değil. Akıl ve sorumluluk zamanıdır. Tüm sorumluların zorlukların büyüklüğünün hakkını vermesini bekliyorum." dedi.
SPD Federal Meclis Üyesi Macit Karaahmetoğlu, Almanya’daki hükümet krizine neden olan FDP Genel Başkanı Christian Lindner'in tutumuna yönelik sert açıklamalarda bulundu. Uzlaşmaya yanaşmayan FDP lideri Christian Lindner’i eleştiren Karaahmetoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Benim için bir şey çok açık: Christian Lindner, sorumsuz bir egoisttir. Kendi kişisel çıkarlarını ve partisinin menfaatlerini ülkemizin iyiliğinin önüne koymaktadır. Willy Brandt’in ünlü sözü ‘Önce ülke, sonra parti’ ifadesi bugünlerde her zamankinden daha anlamlıdır. Avrupa’da süregelen savaş ve ABD’deki seçimler göz önüne alındığında, Lindner ve FDP’nin yarattığı siyasi oyun daha da tehlikeli bir hal alıyor. Bu tutum korkakça ve bencilcedir.
FDP, haftalardır ve aylardır federal hükümetten çekilmekle tehdit ederek kışkırtıcı bir tutum sergiliyor. Lindner’in son açıklamaları, koalisyonun işleyişini tamamen durdurmayı amaçlayan bir karar gibiydi. Ardından kendisine uzatılan köprüleri dahi reddetti.
Bu davranışıyla tarihi bir rol üstlendiğini düşündüğünü sanıyorum, ancak büyük bir hata yapıyor. Canlı yayınlarda, kendisiyle devlet yönetilemeyeceğini ispatlayan bir partinin siyasi geleceği olmayacaktır. Görevden kaçma ve partisinin siyaseten önemsiz bir konuma düşmesine sebep olma lekesi, Lindner’in peşini ömür boyu bırakmayacaktır.”
Knapp 65 kg Obst pro Kopf und Jahr essen die Deutschen. Äpfel sind dabei die mit Abstand beliebteste Obstsorte: Bei rund 20 kg lag der Verzehr in der Saison 2022/23. „Der Apfel steht wie keine andere Obstsorte/Frucht hierzulande für Regionalität und jetzt hat er Hochsaison“, so Ulrike Jaques, Ernährungsexpertin der AOK-Direktion Würzburg. Ganz sicher trägt auch die gute Lagerfähigkeit vieler Apfelsorten zu seiner Beliebtheit bei. Da Äpfel aber nachreifen und dabei das Reifegas Ethylen abgeben, das die Reifung anderer Obstsorten beschleunigt, sollten sie immer gesondert aufbewahrt werden. Dabei mögen sie es kühl und dunkel.
Geschmacklich ist Apfel nicht gleich Apfel: Das geht vom süßen, viel verzehrten Golden Delicious, den Kinder gerne mögen, über den saftigen, vielseitig in der Küche einsetzbaren Braeburn bis hin zu den lagerfähigen, süß-säuerlichen Sorten wie Topaz oder Boskoop, die sich besonders gut im Kuchen oder Strudel machen. Doch auch bei den Inhaltsstoffen kann die einheimische Frucht punkten: Äpfel enthalten viele Vitamine, Mineralstoffe und sekundäre Pflanzenstoffe.
Äpfel bevorzugt mit Schale verwenden
Die meisten gesunden Nährstoffe sitzen dabei in oder unmittelbar unter der Schale. „Deshalb ist es sinnvoll, die Schale möglichst immer mitzuessen oder mitzuverwenden“, so Ulrike Jaques. Da bei heimischem Anbau eher geringe Pestizidrückstände zu erwarten sind, kann die Schale nach gründlichem Abwaschen bedenkenlos verzehrt werden. „Wer auf Nummer sicher gehen will, hat die Auswahl unter vielen Sorten aus Bio-Anbau“, sagt Ulrike Jaques.
Bei den gesunden Nährstoffen punkten Äpfel vor allem mit reichlich Vitamin C und Pektin. Pektin ist ein löslicher Ballaststoff mit einem hohen Wasserbindungs- und Quellvermögen, worauf auch ihre verdauungsfördernde und cholesterinsenkende Wirkung zurückzuführen ist. Bei den sekundären Pflanzenstoffen sind Flavonoide und Polyphenole am häufigsten im Apfel zu finden. Sie schützen vor Zellschäden, wirken blutdrucksenkend, entzündungshemmend und können das Immunsystem positiv beeinflussen. Hinzu kommt, dass Äpfel mit einem hohen Gehalt an Polyphenolen besser verträglich sind. „Ältere Sorten enthalten mehr Polyphenole, deshalb lösen sie seltener allergische Reaktionen aus“, so Ulrike Jaques. Äpfel mit hohem Polyphenolgehalt werden bei der Verarbeitung schneller braun, weshalb es in neueren Sorten oft herausgezüchtet wurde.
Als Rezepttipp empfiehlt Ulrike Jaques
Apfelpfannkuchen:
Zutaten (für 4 Personen):
375 g sehr fein gemahlenes Dinkel-Vollkornmehl
1 Prise Salz
4 Eier (getrennt)
500 – 600 ml Milch
750 g Äpfel
Rapsöl zum Ausbacken
Zimtzucker
Zubereitung:
Eier trennen und das Eiweiß zu Eischnee schlagen. verrühren, nach und nach die Milch zugeben. Der Teig soll zähflüssig sein.15 Minuten ruhen lassen. In der Zwischenzeit Äpfel waschen, vierteln, Kerngehäuse entfernen, und sehr fein schneiden oder hobeln. Eischnee unter den Teig heben. In einer beschichteten Pfanne im heißen Öl etwas Teig verteilen und leicht anbacken. Mit Apfelscheibchen belegen, zugedeckt bei reduzierter Hitze kurz weiterbacken. Die Apfelpfannkuchen vorsichtig wenden und fertig backen. Möglichst rasch servieren und mit etwas Zimtzucker bestreut genießen.
Internet-Tipp:
Der Apfel, ein rundum gesunder Genuss (aok.de)