Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Nationales Centrum für Tumorerkrankungen wichtiger Beitrag für bessere Versorgung in Bayern.

 

Doppelter Besuch an der Uniklinik Würzburg:

Anna Stolz, Staatsekretärin im Bayerischen Staatsministerium für Unterricht und Kultus, und Roland Weigert, Staatssekretär im Bayerischen Staatsministerium für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie, besuchten am Freitag (23.06.) das UKW. Anlass war die Ernennung der Würzburger Uniklinik als Nationales Centrum für Tumorerkrankungen (NCT) gemeinsam mit den Partnerkliniken in Erlangen, Regensburg und Augsburg. Bei dem Termin wurden auch aktuelle onkologische Forschungsprojekte vorgestellt.

Im Februar wurde der Verbund vier Universitätskliniken gemeinsam als „NCT WERA“ als neuer Standort des Nationalen Centrums für Tumorerkrankungen verkündet. Ziel des NCT WERA ist es, Spitzenforschung mit modernster Patientenbehandlung zu verbinden. Eine Besonderheit ist dabei der gezielte Blick auf die ländliche Region: Im NCT WERA Gebiet leben rund acht Millionen Menschen. Das NCT WERA wird federführend vom Standort Würzburg koordiniert. Sprecher des NCT WERA ist Prof. Dr. Hermann Einsele, Direktor der Medizinischen Klinik II am Universitätsklinikum Würzburg. Prof. Einsele stellte bei dem Besuch am UKW die bestehenden Behandlungsmöglichkeiten durch CAR-T-Zellen bei einer Krebserkrankung vor. „Speziell der weitere Ausbau dieser innovativen Immuntherapien wird ein Forschungsschwerpunkt im NCT WERA sein“, so Prof. Einsele.

Welchen Beitrag auch private Initiativen wie z.B. die Stiftung „Forschung hilft“ leisten können, um Innovationen in der Krebsversorgung voranzutreiben, verdeutlichte bei dem Termin Gabriele Nelkenstock, die Vorsitzende des Stiftungsrates von „Forschung hilft“. So hat die Stiftung in den vergangenen fünf Jahren 30 Projekte im Bereich der Krebsforschung an der Würzbürger Universitätsmedizin mit rund 450.000 Euro gefördert. Auch in diesem Jahr wird die Stiftung wieder gezielte Förderpreise an junge Wissenschaftlerinnen und Wissenschaftler auf dem Gebiet der Krebsmedizin vergeben. (Weitere Informationen und Fördermöglichkeiten: www.forschung-hilft.de)

Staatssekretärin Stolz und Staatssekretär Weigert zeigten sich nach dem Besuch am Würzburger Klinikum tief beeindruckt und waren sich einig: Das Nationale Centrum für Tumorerkrankungen ist ein enorm wichtiger Beitrag für bessere Versorgung von Krebspatienten in Bayern. Staatssekretärin Stolz: „Ich werde mich mit aller Kraft dafür einsetzen, das NCT Wera in Würzburg bei allen weiteren Forschungs- und Baumaßnahmen zu unterstützen. Nur so können wir die Würzburger Spitzenposition in der Krebsforschung und Krebsbehandlung sichern und für die Zukunft fortentwickeln. Krebs geht und nämlich alle was an!“

 

Hintergrund „NCT“:

Das Nationale Centrum für Tumorerkrankungen (NCT) ist eine langfristig angelegte Kooperation zwischen dem Deutschen Krebsforschungszentrum (DKFZ), exzellenten Partnern in der Universitätsmedizin und weiteren herausragenden Forschungspartnern an verschiedenen Standorten in Deutschland. Als Teil der Nationalen Dekade gegen Krebs, die Anfang 2019 durch das Bundesministerium für Bildung und Forschung (BMBF) ausgerufen wurde, wurde das NCT nach einem mehrjährigen Auswahlprozess um vier neue Standorte erweitert. Einer dieser Standorte ist das NCT WERA, das von Würzburg aus koordiniert wird (www.nct-wera.de). Das NCT WERA kann zukünftig mit bis zu 14,5 Millionen Euro pro Jahr durch das Bundesministerium für Bildung und Forschung (BMBF) und das Bayerische Staatministerium für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie (StMWi) gefördert werden.

- AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell:
- "Türkiye ile AB arasında daha güçlü bir ilişki geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğuna inanıyoruz"
- "(AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda) AB'nin Türkiye ile çalışması, ortak çıkarların üzerine ekleme yapılması, mevcut farklılıkların giderilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık"
- "Türkiye ile yapıcı ilişkilerimizi sürdürme girişimlerimizdeki hayati unsurlardan birini Doğu Akdeniz'deki durum oluşturacaktır"
 

BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Türkiye ile AB arasında daha güçlü bir ilişki geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğuna inanıyoruz." dedi.

AB ülkelerinin dışişleri bakanları, Brüksel'deki toplantıda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok konuyu ele aldı. Türkiye, AB Dışişleri Bakanları Toplantısında Mart 2021'den beri ilk kez resmi olarak gündeme getirildi.

 

AB Yüksek Temsilcisi Borrell, toplantı bitiminde basına yaptığı açıklamada, toplantıdaki görüş alışverişinin AB ülkelerinin liderleri için hazırlayacağı raporda yansıtılacağını aktararak şunları söyledi:

"Türkiye ile AB arasında daha güçlü bir ilişki geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğuna inanıyoruz. Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde azaltılması, bölgenin istikrarı ve güvenliğine fayda sağlayacaktır. Kıbrıs meselesinin ilgili BM kararları uyarınca çözülmesi Türkiye ile çalışmamızda kilit önem taşıyacaktır."

Borrell, temel özgürlükler ve değerlerin korunmasının önemine işaret ederek, "AB'nin Türkiye ile çalışması, ortak çıkarların üzerine ekleme yapılması, mevcut farklılıkların giderilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık." diye konuştu.

 

- "Beklentiler çift taraflı"

Borrell, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında AB'nin Türkiye'den beklentilerinin sorulması üzerine şunları dile getirdi:

"Mesele sadece AB'nin Türkiye'den ne beklediği değil. Mesele aynı zamanda Türkiye'nin AB'den beklentileri. Bu çift taraflı bir mesele. Masada birçok konu var. Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini istediğini söyledi. Bir de vize serbestliği var. Bunlar Türkiye'nin yakın gelecekte gündeme getirmek istediği iki önemli konu. Biz Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde düşmesini umut ediyoruz. Ayrıca daha önce BM tarafından kabul edilen anlaşmalar uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için ciddi çabalar bulunuyor."

 

Konuya Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin de müdahil olması gerektiğini ifade eden Borrell, "Türkiye ile yapıcı ilişkilerimizi sürdürme girişimlerimizdeki hayati unsurlardan birini Doğu Akdeniz'deki durum oluşturacaktır." ifadesini kullandı.

Arnavutluk'un başkenti Tiran'da "Dünyaya ilham veren o gece 15 Temmuz" paneli düzenlendi. Panel, Yunus Emre Enstitüsü Tiran tarafından Türkiye'nin Tiran Büyükelçiliği himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, 15 Temmuz Derneği, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Türkiye Maarif Vakfı (TMV) desteğinde gerçekleşti. TMV’ye bağlı Tiran New York Üniversitesinin (UNYT) kampüsünde düzenlenen panele, Tiran Büyükelçililiği Geçici Maslahatgüzarı Elif Burcu Gündoğdu, Yunus Emre Enstitüsü Arnavutluk Müdürü Ömer Osman Demirbaş, TİKA Tiran Koordinatörü Emine Gizem Başkan, TMV Arnavutluk Temsilcisi Mesut Özbaysar ile ülkedeki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk (fotoğrafta) burada bir konuşma yaptı.
 
 
 
 
 
 
 Katar Türk Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığında, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında, 15 Temmuz şehitleri anıldı. Etkinliğe Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Mustafa Göksu (solda) da katıldı.
 
Kolombiya’nın Ankara Büyükelçiliğince Kolombiya’nın bağımsızlığının 213. yıldönümü vesilesiyle “Kolombiya Müzikleri Konseri” düzenlendi. Etkinliğe katılan Kolombiya'nın Ankara Büyükelçisi Julio Anibal Riano Velandia, burada bir konuşma yaptı.
Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy: "FETÖ'nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele, dış temsilciliklerimizin de en öncelikli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir"
 

BEYRUT (AA) - Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" dolayısıyla anma programı düzenlendi.

Beyrut'taki Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ofisinde düzenlenen anma programına Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, YEE Beyrut Ofisi Koordinatör Esra Yılmaz, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Lübnan Koordinatörü Onur Gez, Türk Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmenler, Lübnanlı Türkmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Büyükelçi Ulusoy, anma programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"7 yıl önce, 15 Temmuz 2016 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk milletinin iradesine karşı düzenlenen menfur bir darbe girişimine tanıklık ettik. FETÖ terör örgütünün bu hain teşebbüsü sırasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamını, Meclisini, Başbakanlık makamını, İstihbarat Teşkilatını, Emniyet ve Silahlı Kuvvetlerini teslim almayı amaçlayan ve bunun için devlet kurumlarını ve halkı bombalamaktan çekinmeyen bir yapı ile karşı karşıya kaldık."

Ulusoy, 15 Temmuz şehit ve gazilerinin en büyük mirasının Türk halkına canları pahasına Türkiye Yüzyılını tahayyül edebilme ve yaşayabilme onurunu vermeleri olduğunu belirterek, "Türk Yüzyılının kahramanları, ülkemizin gerçekleştirdiği sayısız atılımda imzası ve katkısı bulunan daha nice kahramana ilham vermiştir, verecektir." dedi.

- FETÖ'nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele

Bu süreçte FETÖ'nün, yurt içindeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda, strateji değişikliğine gittiğini, yurt dışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başladığını dile getiren Ulusoy, şunları kaydetti:

"Bu nedenle, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadelenin taşıdığı önem artmıştır. FETÖ'nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele, dış temsilciliklerimizin de en öncelikli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir. Bu uzun soluklu mücadelede görevimiz, bir yandan FETÖ denen bu hıyanet şebekesiyle mücadele etmek; diğer yandan, mücadelemizin haklılığını tüm dünyaya anlatmaya devam etmektedir. Zira, ne kadar zayıflamış olursa olsun, FETÖ, yurt dışında çöreklendiği ülkelerin kamuoylarını Türkiye'ye karşı kışkırtmak için hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır."

- Şehitler için dualar okundu

Ulusoy'un ardından Lübnan'ın önde gele alimlerinden Şeyh Yahya el-Ömeri, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında şehit olanlar için dualar okudu.

YEE tarafından düzenlenen anma etkinliği, Trablusşam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Reşid'in 15 Temmuz gecesi için yazdığı şiir dinletisi, "Geceden Şafağa 15 Temmuz Destanı" isimli belgesel film gösterimi ve Anadolu Ajansı 15 Temmuz Fotoğraf Sergisi ile sona erdi.

 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ercan Havalimanı Yeni Terminal ve Pisti'nin açılış törenine katıldı. Erdoğan'a açılışta, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar (sağ 4), KKTC Başbakanı Ünal Üstel (sağ 2), Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (sol 6), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar (sol 4), MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli (sol 5), Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler (sol 2), Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy (sol 3) ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu (solda) da eşlik etti.
 
 
 
 
 
 
 

Liebe Freunde,

ich grüße euch alle respektvoll vor den Ferien und wünsche allen Gute Reise und einen schönen Urlaub.

 

Das Reisen ist die beste Möglichkeit, um neue Ideen zu sammeln, neue Dinge kennenzulernen und sich weiterzubilden. 

 

Sie alle wissen, dass ich Politik für die Gesellschaft mache. Wir entscheiden gemeinsam über die Dinge, die alle etwas angehen. Ich möchte euch sagen, es ist euer gutes Recht, sich einzumischen und mitentscheiden. 

 

Am 8. Oktober 2023 finden die Landtags- und Bezirkswahlen statt.

 

Ich kandidiere zur Bezirkswahl am 08.10.2023, Stimmkreis 610 Würzburg-Stadt.

 

Aber vorher möchte ich mich euch vorstellen:

Mitglied im:

Stadtrat
– Hauptausschuss
– Planungs-, Umwelt- und Mobilitätsausschuss
– Schul- und Sportsausschuss
– Ältestenrat

– Interkommunaler Ausschuss stadt.land.wü

Mein Name ist Josef Hofmann,

ich wurde am 19.01.1957 in Würzburg geboren, bin verheiratet und habe 2 Kinder.

Als waschechter Würzburger in der 3. Generation in meiner Heimatstadt verwurzelt, weiß ich um die Sorgen und Nöte meiner Mitbürgerinnen und Mitbürger.

Seit 2008 bin ich als FWG-Stadtrat in Würzburg aktiv. Wer mich kennt, weiß, dass ich die Dinge beim Namen nenne, mich nicht ausbremsen lasse und meinen Standpunkt stets nachdrücklich vertrete.

Als selbstständiger Unternehmer eines Bildhauer- und Steinmetzbetriebes in Versbach, Vorstand der Handwerkskammer für Unterfranken und Kreishandwerksmeister bin ich es gewohnt, Verantwortung zu übernehmen, nach Kompromissen zu suchen, Lösungen zu finden und diese konsequent und zeitnah umzusetzen.

Ich bin gradlinig, durchsetzungsstark und mit Leib und Seele Mitglied des Stadtrates. Denn Würzburg und seine Zukunft liegt mir sehr am Herzen.

– Ich stehe für das Machbare
– Solide Finanzen, sinnvolle Investitionen
– Optimierung und Verbesserung des ÖPNV
– Kulturelle VIELFALT bewahren,  Freie Kultur fördern
– Erreichbarkeit der Innenstadt mit allen Verkehrsmitteln
– Stärkung des Mittelstandes, Think global buy Local
– Stärkung der Stadteile, gesellschaftliches , kulturelles und sportliches Eigenleben
– Sozialer Wohnungsbau
– Umsetzung der Multifunktionsarena

 

Neue BIBB-Publikation zur Reform der Einwanderung

 

 

Das gerade vom Bundesrat gebilligte Gesetz zur Weiterentwicklung der Fachkräfteeinwanderung erleichtert abermals die Arbeitsmigration nach Deutschland. Angesichts des überall spürbaren Fachkräftemangels begrüßt das Bundesinstitut für Berufsbildung (BIBB) diese Entscheidung. Das neue Discussion Paper „Fachkräfteeinwanderung (nicht) ohne Anerkennung?“ erklärt und bewertet die künftige Rechtslage mit Blick auf die Anerkennung von ausländischen Berufsqualifikationen.

 

Die wichtigsten Änderungen des im Bundesrat verabschiedeten Gesetzes: Berufserfahrene können unter bestimmten Voraussetzungen ohne die Anerkennung ihres Berufsabschlusses einreisen und in Deutschland arbeiten; in vielen Fällen kann die Anerkennung auch nach der Einreise erfolgen. „Die Reform ist ein richtiger und wichtiger Schritt für das Einwanderungsland Deutschland“, betont BIBB-Präsident Friedrich Hubert Esser. Gleichzeitig bleibe die Anerkennung für den Zugang zu bestimmten Berufen Voraussetzung und sei für eine langfristige Integration in den Arbeitsmarkt von großer Bedeutung – in allen Berufen. „Mit einem anerkannten Abschluss haben ausländische Fachkräfte nachweislich bessere Jobchancen, sie verdienen mehr und stehen auch bei einem Arbeitgeberwechsel besser da. Ferner können Arbeitgeber Qualifikationen mit dem Anerkennungsbescheid oft besser und schneller beurteilen“, so Esser.

 

Damit alle Seiten künftig auch wirklich von den Vorteilen profitieren, ist die angestrebte Optimierung der Anerkennungsprozesse nach wie vor wichtig. Das Discussion Paper nennt dafür zentrale Handlungsfelder. Dazu gehören: die Vereinheitlichung von Anforderungen an Unterlagen, der Ausbau der Qualifizierungsangebote und noch mehr Transparenz über die Anerkennungsfähigkeit mittels einer Datenbank bereits geprüfter Abschlüsse. Das BIBB bringt sich mit seiner Expertise auch konkret in die Praxis ein – das Institut unterstützt Akteure unter anderem dabei, Musterbescheide zu entwickeln und die digitale Antragstellung umzusetzen.

 

Das BIBB-Discussion Paper steht unter https://res.bibb.de/vet-repository_781509zur Verfügung.

Weitere Informationen zur Anerkennung ausländischer Berufsqualifikationen unter: www.bibb.de/anerkennung.

Ansprechpartnerin im BIBB:
Anja Thöne, Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!