Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Avrupa ve Türkiye siyasetindeki değerlendirmeler ile tanınan KONAD Başkanı Sait Özcan üç haftalık Türkiye gezisinde, “en çok gördüğüm ekonomik anlamda halkın büyük sıkıntı içinde olduğunu farkettim” dedi.
Geçtiğimiz yılın son aylarında döviz yükselmesi ile başlayan ekonomik çalkantının etkilerini ölçmek ve saha araştırması yaparak aktüel durum tesbitini ortaya çıkarmak için uzun bir geziye çıkan KONAD Başkanı Özcan, “Her siyasetçi dar gelirlinin yaşadığı durumunu yerinde görmelidir. Basit mesaj ve açıklamalar karın doyurmuyor. Akşam sofradaki ekmek ve çorba azalırsa bütün aile bunun sebebi olarak öncelikle siyasi iktidarı görürler” dedi.
Konya, Uşak, Afyon, Karaman ve Ankara’da alt gelir düzeydeki insanlarımıza misafir olarak sayfalarca şikayet ve istek topladığını belirten KONAD Başkanı Sait Özcan, “Siyaset toplum için yapılmadığı sürece kim olursa olsun haramdır. Çünkü bu meslek bir toplum mühendisliğidir. Para kazanmak için bu işi yapanlar gidip başka meslekler yapsınlar belki daha çok kazanırlar. Siyasetin liyakat ve kültür ile desteklenmesi ise öncelikle bir ahlaki görevdir. Ben siyasetçilere öncelikle ahlaki kurallar içinde işinizi liyakat temelinde yapın ve eleştirdiklerinin aynısını tekrarlamayın diye öğüt veriyorum. Çünkü Türkiye olarak bu frekansı yakalayıp 80 milyonluk toplumsal barışı gönüllerimizde içselleştirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Sait Özcan geleneksel olarak toplumda belirleyici ismi ve ağırlığı olan şahsiyetleri de sürekli ziyaret ederek onların da görüşlerini dinlediğini belirtti.
KONAD Başkanı Özcan önümüzdeki günlerde Türkiye izlenimlerini Türk medyası ile de paylaşacağını sözlerine ekledi.
Bild: Pixabay.com
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arnavutluk’a yapacağı ziyarete ve YTB’nin ülkeye yönelik faaliyetlerine ilişkin Arnavutluk’un ulusal gazetelerinden Gazeta Shqiptare için “Ortak Bir Tarih, Ortak Bir Gelecek” başlıklı makale kaleme aldı.
YTB Başkanı Eren makalesinde Türkiye ve Arnavutluk arasındaki ilişkilerin yüzlerce yıla yayılmış bir dostluğa dayandığına dikkat çekti. Türkiye ve Arnavutluk’un ortak tarihi bir geçmiş, kadim ve derin bağlar ve kardeşlik temeline dayalı münasebetlerle aynı ufka baktığının altını çizen Eren, Arnavutların Osmanlı idaresinde çok üst makamlara kadar yükseldiğini hatırlattı. Hatta o dönemlerde Arnavutların sadrazamlık makamına getirilerek devletin iki numaralı yöneticisi olarak hizmet ettiğini bildiren Eren, Osmanlıdan bugüne kopmayan, sarsılmayan dayanışmanın bugün daha ileri noktalara gittiğine vurgu yaptı.
Arnavutluk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin, eşit ve dost iki ülke olduğunu dile getiren Eren, makalesinde şu ifadelere yer verdi: “Bununla birlikte Türkiye ve Arnavutluk sosyal, siyasi, iktisadi ve askeri birçok alanda ortak bir hedefe, müşterek bir fikre sahiptir. Her alanda olduğu gibi ekonomide de Türkiye Arnavutluk’un en büyük ticarî ortaklarından biri olduğu gibi aynı zamanda Arnavutluk’taki en büyük dış yatırımcılardan da biridir”
ORTAK TARİHİ KONU ALAN PROJELER ARNAVUT GENÇLERİNDEN İLGİ GÖRÜYOR
Son 30 yılda gelişen, son zamanlarda ise iyiden iyiye pekişen ülkeler arasındaki ilişkilerin, kültürel sahada da kendini gösterdiğini belirten Eren, makalesinde YTB’nin Arnavutluk’a yaptığı faaliyetlere de yer verdi. YTB’nin kurulduğu günden bugüne, Arnavutluk ile bağları güçlendirmek amacıyla birçok proje geliştirdiğini anlatan Eren, ortak tarihi konu alan kitap tercümeleri, sempozyumlar, eğitim destekleri, akademiler, gençlik okulları, iftar programları ve Türkçe dil eğitimlerini kapsayan bu projelerin, özellikle Arnavut gençlerinden ilgi gördüğünü bildirdi.
TÜRKİYE BURSLARI TÜM DÜNYADA OLDUĞU GİBİ ARNAVUT GENÇLER ARASINDA DA POPÜLER
Eğitim hareketliliğinin, iki ülke ilişkilerinin genç nesiller arasında da devam etmesi için büyük önem verdikleri bir alan olduğuna değinen Eren, özellikle YTB tarafından yürütülen "Türkiye Bursları" programının Balkanlar'da ve tüm dünyada olduğu gibi Arnavut gençleri arasında da popüler olduğuna vurgu yaptı.
Ülkemiz üniversitelerinde Türkiye Burslusu olarak 230 Arnavutluk uyruklu öğrencinin lisans ve lisansüstü düzeylerde eğitim görmeye devam ettiğini belirten Eren şu bilgileri paylaştı: “1994 yılından günümüze dek Arnavutluk'tan 1000'i aşkın öğrenci çeşitli alanlarda Türkiye’de okumak üzere burslandırılmıştır. En son 2021 yılında Arnavutluk’tan Türkiye Bursları'na 527 başvuru alınmış ve 69 öğrenci burs almaya hak kazanmıştır. Türkiye Bursları'na Arnavutluk'tan daha fazla sayıda gencin başvurması, bize göre, ülkelerimiz arasındaki siyasî, kültürel ve ekonomik bağların çoğalması için son derece önemlidir.”
MEZUN DERNEĞİ EĞİTİM, TİCARET VE TURİZM OFİSİ GÖREVİ GÖRÜYOR
Arnavutluk'taki Türkiye mezunları arasında, ülkede önemli görevler üstlenmiş kişilerin bulunduğunu aktaran Eren, toplamda 400'den fazla Türkiye mezununun bulunduğu Arnavutluk'ta, 2018 yılında bir Türkiye Mezunları Derneği'nin kurulmuş olmasının, iki ülke arasındaki ilişkilere kurumsal bir katkı sunacağını belirtti.
Arnavutça ve Türkçe dillerine hâkim, diplomalı gençlerin bir araya gelebilecekleri bu derneğin, iki ülke arasında iletişim sağlayan bir eğitim ofisi, ticaret ofisi, turizm ofisi, vb. bir işlev göreceğine dikkat çekti.
Türkiye Mezun Derneklerinin Arnavutluk’ta 2019 yılında çok önemli bir insanı işlevi yerine getirdiğini hatırlanan Eren, “2019 yılında Arnavutluk’ta yaşanan acı deprem hadisesinde Türkiye’nin çeşitli kurum ve kuruluşları kardeş Arnavutluk’a yardım göndermişlerdir. YTB de Arnavutluk’a yardım gönderen kurumlardan biri olup ülkedeki Türkiye mezunu Arnavutlara ilettiği yardımlarda Türkiye Mezunları Derneği’nden yararlanmıştır. Derneğin aynı yardımsever tavrı, YTB’nin Arnavutluk’a Covid-19 salgını vesilesiyle sunduğu yardımlara aracı olmasında da kendini göstermiştir” bilgilerini paylaştı.
ZİYARET PEK ÇOK ORTAK PROJE İLE TAÇLANDIRILACAK
Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022 yılındaki ilk yurtdışı ziyaretini Arnavutluk'a yapmış olmalarının iki ülke arasında var olan bu kardeşliği daha ileri bir seviyeye taşıyacağına inandıklarını kaydetti. Bu ziyaretin pek çok alanda bugünden işaretleri görülen büyük işbirliklerine kapı aralayacağına dikkat çeken Eren, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın yaklaşık bir yıl önceki Türkiye ziyareti sırasındaki “ziyaret iki ülke arasında yeni bir sayfa açtı” sözlerini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin ise bu yeni sayfayı karşılıklı faydaya dayalı pek çok ortak proje ile taçlandıracağını dile getiren, “Biz Türkiye ve YTB olarak, tarih boyunca Arnavutluk’la birbirimize sunmuş olduğumuz katkıları, çağın gereklerine uygun olarak daha da güçlendirmeyi bununla yetinmeyip çoğaltıp, çeşitlendirmeyi, dostluğumuzun bir gereği olarak görmeye devam edeceğiz” ifadelerini paylaştı.
"Şimdiye kadar alınan tedbirlerin yolunu izlersek 2030'da hedeflerin kaçırıldığını daha net göreceğiz"
BERLİN (AA) - Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, daha fazla önlem alınmaması halinde Almanya'nın 2030 iklimi koruma hedeflerinin arkasında kalacağı uyarısında bulundu.
Habeck, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, Almanya'nın iklim değişikliğiyle mücadele programına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ülkesinin iklimi koruma konusunda çok kapsamlı bir görevle karşı karşıya olduğunu belirten Habeck, iklimi korumaya yönelik ciddi değişiklikler olmadan Almanya'nın sera gazı salımını 2030'a kadar 1990'a kıyasla yüzde 65 azaltma hedefine ulaşamayacağını vurguladı.
Habeck, "Şimdiye kadar alınan tedbirlerin yolunu izlersek 2030'da hedeflerin kaçırıldığını daha net göreceğiz." dedi.
Almanya'nın iklimi koruma konusunda geride kaldığını ve büyük ihtimalle 2022 iklim hedeflerine de ulaşamayacağını belirten Habeck, 2023 hedeflerine ulaşmanın da "zor" olacağını kaydetti.
- "Hız ve kararlılık artırılmalı"
Robert Habeck, Almanya'da son 30 yılda güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 42'ye yükseltildiğini, bu payın 2030'a kadar yüzde 80'e çıkarılmasının hedeflediğini kaydetti.
İklimi koruma hedeflerine ulaşmak için tüm alanlardaki çabaların 3 kat artırılması ve yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılmasının önemli ölçüde teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Habeck, "Önümüzdeki yıllarda daha verimli ve daha hızlı olmamız gerekiyor. Hız ve kararlılık artırılmalı." dedi.
Habeck, iklimi koruma hedeflerine ulaşılması için bu yıl iki önlem paketi açıklayacaklarını da duyurdu.
Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe: "Özellikle seyahat acenteleri ve tur operatörleri yüzde 73,2 ve etkinlik şirketleri yüzde 67,4 ile geleceklerinden endişe ediyor"
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında 4. ve 5. dalgaya yönelik endişeler artarken, her 7 Alman şirketinden 1'i ekonomik varlığının tehdit altında olduğunu hissediyor.
Almanya'nın önemli ekonomi ve düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü'nün (Ifo) Alman iş dünyası Aralık 2021 anketine göre, ülkede şirketlerin yüzde 14'ü, Kovid-19 salgınının neden olduğu kriz dolayısıyla ekonomik varlıklarını tehdit altında görüyor.
Ifo'nun Haziran 2021'deki anketinde de Kovid-19'un neden olduğu sağlık ve ekonomik kriz nedeniyle mevcudiyetlerini tehdit altında gören şirketlerin oranı yüzde 14 olmuştu. Şubat 2021'de ise bu oran yüzde 18,7 olarak açıklanmıştı.
Söz konusu oran, imalat sektöründe yüzde 6,6'dan 5,7'ye düşerken, hizmet sektöründe yüzde 20,3'ten yüzde 20,4'e yükseldi.
Varlıklarını tehdit altında gören şirketlerin oranı konaklama sektöründe yüzde 52,1'den yüzde 58,8'e, perakende sektöründe yüzde 14,4'ten yüzde 17,1'e, inşaat sektöründe de yüzde 4,7’den yüzde 5,1'e çıktı.
Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Özellikle seyahat acenteleri ve tur operatörleri yüzde 73,2 ve etkinlik şirketleri yüzde 67,4 ile geleceklerinden endişe ediyor." ifadesini kullandı.
BERLİN (AA)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından, doğumunun 75'inci yılında Batı Trakya Türklerinin unutulmaz önderi merhum Doktor Sadık Ahmet anısına hazırlanan kitabın tanıtma ve “Doğumunun 75. Yılında Dr. Sadık Ahmet’i Anma” programı Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde gerçekleştirildi. Programda Doktor Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklerin hakları için geçirdiği mücadele dolu yaşamına dikkat çekildi.
Doğumunun 75. Yılında Dr. Sadık Ahmet'i Anma Programına; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, YTB Başkanı Abdullah Eren, eski TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Köksal Toptan, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Yunanistan Dostluk Eşitlik Barış Partisi (DEB) Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri Kuvvet Komutanları, Sadık Ahmet'in ailesi ve çok sayıda Batı Trakyalı genç katıldı.
Program kapsamına Sadık Ahmet’e ait kişisel eşyalar da konferans salonunun dışında sergilendi. Sadık Ahmet’in sevdiği türküler Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu sanatçıları tarafından seslendirildi. Bir grup Batı Trakyalı öğrenci de Sadık Ahmet Marşı’nı söyledi. Programda Sadık Ahmet’in hayatı ve mücadelesi ile ilgili hazırlanan videonun gösterimi de davetlilere sunuldu. Aşık Kul Nuri tarafından türkü şöleni icra edildi. Batı Trakyalı bir öğrenci ise Sadık Ahmet’e yazdığı mektubu okudu.
BÜTÜN İMKANLARIMIZLA BATI TRAKYA TÜRKLERİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir mesaj yolladı. Erdoğan mesajında Doktor Sadık Ahmet’in, hak ve özgürlük mücadelesiyle; sadece Batı Trakya Türklerine değil tüm Türk-İslam coğrafyasına ve mazlum halklara ilham kaynağı olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında şunları kaydetti; “84 milyon olarak tüm imkanlarımızla, Batı Trakya’daki kardeşlerimizi desteklemeyi, onlara sahip çıkmayı sürdüreceğiz. İkili anlaşmalar ve uluslararası hukuk temelinde Batı Trakya Türklerinin kazanımlarını daha da ilerletmek için var gücümüzle çalışacağız.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ise yayınladığı videolu mesajında Doktur Sadık Ahmet’in, Batı Trakya Türkleri'nin uluslararası hukuka göre kazandıkları hakları yok saymaya çalışan zalimlere meydan okuyan bir yiğit olduğunun altını çizdi.
SADIK AHMET BATI TRAKYA TÜRKLÜĞÜNÜN SEMBOL İSMİ, KORKUSUZ LİDERİ
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise yaptığı konuşmasında, Dr. Sadık Ahmet'i gelecek kuşaklara tanıtacak çok değerli bir eserin de tanıtımının yapıldığını aktararak Sadık Ahmet’i, mücadelesini ve Batı Trakya Türklerinin sorunlarını anlatan bu kıymetli eserin hazırlanmasında emeği geçenleri kutladı.
Dr. Sadık Ahmet'in, Yunan idaresinin Batı Trakya Türklerine yönelik haksız-hukuksuz eylemlerine karşı, soydaşların sesini dünyaya duyuran ve Batı Trakya Türklüğünün sembol ismi, korkusuz lideri olduğunu bildiren Akar, “O, yaşadığı toprakları karış karış dolaşarak soydaşlarımızın dertlerini dinlemiş, bunlara çözüm üretmek için büyük çaba sarf etmiş, ömrünü davasına adamıştır. Bu çabaları gösterirken karşılaştığı zorluklar, baskılar, tehditler ve aldığı hapis cezalarına rağmen davasından asla geri adım atmamıştır” dedi.
Batı Trakya Türk toplumu da Dr. Sadık Ahmet’in açtığı yolda yürüyerek onu yalnız bırakmadığını söyleyen Akar, “Hayatı, mücadele azmi, cesareti ve fedakarlığı, Türk gençlerine ilham kaynağı olan Dr. Sadık Ahmet’in mirasına sahip çıkmak, bu mirası gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin boynunun borcudur" dedi. Akar konuşmasının devamında ise Yunanistan ile Ege'de, Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta yaşanan birtakım sorunlara dikkat çekerek, “Batı Trakya Türklerinin durumlarının iyileştirilebilmesi için bütün konuları uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalar kapsamında evrensel insan hakları çerçevesinde bakılması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu.
BATI TRAKYA’DAKİ HAK İHLALLERİ DEVAM EDİYOR
YTB Başkanı Eren ise Balkanlar içerisinde Batı Trakya bölgesinin özel bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Batı Trakya’da 70’li yılların sonunda, 80’li yıllar boyunca soydaşlarımız üzerinde adeta abluka haline gelen hak ve özgülük ihlallerin bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Eren, vakıf idareleri meselelerinde, eğitim ve müftü seçimi gibi konularda bu ihlallerin net bir şekilde görüldüğünü kaydetti. Programın ve kitap çalışmasının hazırlanması sırasında duygu yoğunluğu yüksek haftalar geçirdiklerini kaydeden Eren, Sadık Ahmet’e layık olmaya çalışan bir eser meydana getirdiklerini belirtti. Eren, Dr. Sadık Ahmet’i anmak, davasını anlamak ve anlatmak için takdirlere sunulan bu kıymetli eser ve bu programın Batı Trakya Türklüğüne bir armağan olduğunu söyledi. Konuşmasını kitabın takdimine yazdığı bir bölümle bitiren Eren, Sadık Ahmet’in cesaretiyle, şecaatiyle, verdiği mücadelenin bugün ışık tuttuğunu aktararak, Batı Trakya’yı anlamak için Dr. Sadık Ahmet’i de tanımak gerektiğini bildirdi.
SADIK AHMET’İN EN BÜYÜK MİRASI BİZE BIRAKTIĞI ÖĞRETİSİ
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam da geçmişten gelen bütün acı hatıralardan ders çıkararak, geçmişe doğru bir şekilde bakılması ve geleceğe güçlü adımlarla gitmenin yollarının bulunması gerektiği dile getirdi. Çam, Sadık Ahmet’in en büyük mesajının, öğretisinin; barıştan yana, siyasi hareketten yana, sokak hareketlerine tevessül etmeden, marjinalliğe başvurmadan sadece iyi yetişmiş bir lider olarak, bir toplumu ayağa kaldırmanın mümkün olduğunu ortaya koyması olarak anlattı.
HER SABAH DOKTOR SADIK AHMET’İN ADINI TAŞIYAN CADDEDEN GEÇİYORUZ
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ise, her sabah bakanlığa giderken Dr. Sadık Ahmet’in adını taşıyan caddeden geçtiklerini vurgulayarak, "Her sabah mesaimize Dr. Sadık Ahmet'i anarak başlarız. Ama sadece anmakla kalmayız. Onun bizlere emanetini anlamlandırmaya çalışırken her bir Türk diplomatının üzerinde en önemli mirasın, en önemli görevin dünyanın her platformunda Batı Trakya davasını savunmak olduğunu da her gün hatırlarız." dedi.
HER YERDE TÜRK OLDUĞUMUZU HAYKIRACAĞIZ
Doktor Sadık Ahmet’in oğlu Levent Sadık Ahmet konuşması sırasında salonda duygu dolu anlar yaşandı. Batı Trakya gençliğine seslenen Levent Sadık Ahmet, Batı Trakya davasını sonuna kadar sürdüreceklerini aktararak her zaman Türk olduklarına haykıracaklarını ifade etti. Levent Sadık Ahmet babasının hapse giderken bile, “Ben bir Türk olduğum için hapse götürülüyorum. Eğer Türk olmak suç ise burada bir kez daha tekrar ediyorum; ben bir Türküm ve öyle kalacağım” dediğini hatırlattı. Babasının sis perdesi henüz kalkmayan bir suikast sonucu hayatını kaybettiğinin altını çizen Levent Sadık Ahmet, “O gün biz bir söz verdik. Dedik ki bayrak yere düşmez, bu dava burada bitmez. Bitmedi ve bitmeyecek. Biz, Sadık Ahmet'in soyadını taşıyan ailem her zaman, her koşulda ve her yerde Türk olduğumuzu haykıracağız” diye konuştu.
BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN SORUNLARINI ULUSLARARASI PLATFORMLARA TAŞIDI
Kitabın editörlüğünü yapan Doç. Dr. Nilüfer Erdem, Dr. Sadık Ahmet’in her Batı Trakyalı Türk’ünün derdini dinlediğine dikkat çekerek, bölgede ziyaret etmediği Türk köyü olmadığının altını çizdi. Dr. Sadık Ahmet'in Yunanistan parlamentosunda görev yapmış ilk bağımsız Batı Trakya Türk Vekili olduğunu hatırlanan Erdem, Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklerinin sorunlarını uluslararası platformlara taşıdığını belirtti.
BÜYÜK LİDERLER SADIK AHMET GİBİ YAPAR
TBMM Eski Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Köksal Toptan, Sadık Ahmet'in ilkelerini yaşatabilmenin bir görev olduğunu ifade ederek, "O bayrağı hiç indirmeden yukarıda tutmak, Batı Trakya gençliği üzerine verilmiş bir görevdir” dedi. Sadık Ahmet'in kısa yaşam süresinde çok şey yaptığını belirtenToptan, "Büyük adamlar işte böyle yapar. Büyük devletler de böyle yaparlar" şeklinde konuştu.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ SADIK AHMET’İ HİÇBİR ZAMAN UNUTMADI
AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ise Batı Trakya Türklerinin sevginin, muhabbettin ve kardeşliğin sesini yükseltmeye çalıştığını aktararak, "Maalesef Yunanistan bu sesin çok uzağında, insanımızın onurunu hedef almaktadır. Batı Trakya Türkleri Sadık Ahmet'i hiçbir zaman unutmadı. Onun cesaretlendirmesiyle adeta bir şeb-i yelda gibi Türk varlığının üzerine gelen dönemin karanlığı dağılabilmiş, insanımızın umudu yeşermiştir” dedi.
TÜRK’ÜM VE MÜSLÜMANIM DEMEKTEN GERİ DURMADILAR
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de Balkan Türklerine ve Sadık Ahmet’e borçlu olunduğunu dile getirerek, “Balkan Türklüğü soykırıma uğradı, katliama uğradı, milyonlarcası hayatını kaybetti, ama orada Türk’üm ve Müslümanım demekten geri durmadı” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kâmil Aydın da Sadık Ahmet'in Batı Trakya Türklüğünün ruhunda sembolleşen bir isim olduğunu ve inandığı hak davasından asla vazgeçmediğini söyledi.
SADIK AHMET’İN FİKİRLERİ GELECEĞİMİZE YÖN VERMEKTE
DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu da konuşmasında şunları kaydetti: “Sadık Ahmet’in fikirleri, hedefleri bizim bugünümüze ve geleceğimize yön vermektedir. Mücadele azmi ve davaya olan inancı bizlere, gençlere örnektir ve güç teşkil etmektedir."
Doğumunun 75. Yılında Dr. Sadık Ahmet’i Anma Programı çekilen hatıra fotoğrafı ile son buldu.