Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Alleine am Landratsamt Würzburg werden jedes Jahr zigtausende Verwaltungsvorgänge abgearbeitet. Das Ergebnis davon ist nicht nur ein ausgestellter Führerschein, ein bewilligter Bauantrag oder ein Umweltgutachten – sondern auch eine geschlossene Akte. Doch was passiert damit, wenn diese nicht mehr gebraucht werden?
Inzwischen sind rund die Hälfte der Vorgänge am Landratsamt Würzburg digital und werden am Ende als elektronische Akte (E-Akte) gespeichert. Im Umkehrschluss fallen aber noch immer mehrere Tonnen Altpapier an. Und der Lagerplatz in Behördengebäuden ist endlich. Nach einer zum Teil jahrzehntelangen Aufbewahrungsfrist werden die Akten daher den Bayerischen Staatsarchiven – zum Beispiel dem Staatsarchiv Würzburg – angeboten und dort archiviert oder aber vernichtet und in den Papierkreislauf zurückgeführt.
Vorträge und Netzwerktreffen in allen unterfränkischen Landratsämtern
Die unterfränkischen Landratsämter arbeiten derzeit intensiv an der Umstellung auf die digitale Aktenführung. Das Ziel im Landratsamt Würzburg: ausschließliche Verwendung der E-Akte in 2026. Das Staatsarchiv Würzburg bereitet sich daher auf die ersten digitalen Abgaben von den unterfränkischen Landratsämtern in den kommenden Jahren vor.
Pandemiebedingt musste eine bereits 2018 vom Staatsarchiv Würzburg ins Leben gerufene Reihe von Vernetzungstreffen der unterfränkischen Registratoren, Archivare und der zuständigen IT-Fachleute in den vergangenen beiden Jahren ausfallen. Mit deren Wiederaufnahme soll nun die Digitalisierung in den Kreisverwaltungsbehörden wieder einen gehörigen Schub erhalten.
Den Anfang machte dabei nun das Landratsamt Würzburg. Dort ist schon ein großer Teil der Strecke hin zur papierlosen Aktenführung und –archivierung bewältigt. Als Impulsgeber für einen regen Austausch unter den Vertreterinnen und Vertretern der Landratsämter gaben Dr. Markus Schmalzl, der Leiter der Stabsstelle Forschung bei der Generaldirektion der Staatlichen Archive Bayerns, und Dr. Hannah Hien sowie Dr. Alexander Wolz vom Staatsarchiv Würzburg Informationen zur digitalen Aktenführung, den Übernahmekonzepten der Staatlichen Archive, Aussonderungsschnittstellen und laufenden Projekten. Registrator Daniel Herberich und die Beauftragte für Datenmanagement-Systeme am Landratsamt Würzburg Vanessa Langer gaben einen Überblick zum aktuellen Stand der Umstellung der Behörde.
In den kommenden Jahren sollen weitere Treffen an jedem der unterfränkischen Landratsämter folgen. Vorgänge an den Kreisverwaltungsbehörden und die Zusammenarbeit mit den Staatsarchiven sollen im Austausch miteinander künftig schneller und zielgerichteter vonstattengehen.
Landrat Eberth: „Aus der Vergangenheit für die Zukunft lernen“
Landrat Thomas Eberth hieß die Expertinnen und Experten der staatlichen Archive sowie die Gesandten der unterfränkischen Landratsämter willkommen und betonte, wie wichtig das Thema sei. Der Weg hin zum papierlosen Büro sei dabei nicht nur ein gewichtiger Schritt im Kampf gegen den Klimawandel. In diesem Jahr feiern die Landkreise Bayerns ihr 50-jähriges Bestehen. In der Vorbereitung auf die Feierlichkeiten habe die Archivarbeit dabei wichtige und höchst spannende Einblicke in die großen Einschnitte der Gebietsreform vor 50 Jahren gegeben.
Nun stünden die Behörden intern vor einer ähnlich einschneidenden Reform ihrer eigenen Arbeit. „Archivarbeit heißt, aus der Vergangenheit für die Zukunft lernen“, resümierte Landrat Thomas Eberth. „Gerade in der heutigen, schnelllebigen Zeit, die von Kurzmitteilungen und 30-Sekunden-Videos geprägt ist, kann man die Archivierung von Wissen also nicht hoch genug schätzen.“ Mit der Digitalisierung noch vorhandener Akten und der Speicherung von täglich neu anfallenden Dokumenten stehe in den Behörden derzeit „eines der wichtigsten Themen überhaupt“ an.
Als Impulsgeber für einen regen Austausch fungierten beim Treffen der Registratoren am Landratsamt Würzburg: Vanessa Langer, Mitarbeiterin Information und Kommunikation und Zentrale Dienste (ZFB 4) am Landratsamt, Verena Ott, Dr. Alexander Wolz und Dr. Hannah Hien vom Staatsarchiv Würzburg, Dr. Markus Schmalzl von der Generaldirektion der Staatlichen Archive Bayerns sowie Daniel Herberich und Roland Brodziak aus der Registratur des Landratsamts Würzburg. Foto: Christian Schuster
Die amtierende Abensberger Spargelkönigin Anna Holzer absolvierte kürzlich ihren Antrittsbesuch bei Landrat Martin Neumeyer im Landratsamt Kelheim. Begleitet wurde die Produktkönigin für das Edelgemüse von der Vorsitzenden der Erzeugergemeinschaft Abensberger Qualitätsspargel e. V., Frau Kreisrätin und MdL Petra Högl.
Landrat Martin Neumeyer, Liebhaber des Abensberger Spargels und selbst jahrelanger Vorsitzender der Erzeugergemeinschaft für den Abensberger Qualitätssparge wünschte Frau Anna Holzer für ihre Regentschaft viel Freude, interessante Begegnungen und Eindrücke sowie viel Erfolg.
„Sie vertreten Ihre und unsere Heimat bzw. Region sowie den Abensberger Spargel weit über die Landkreisgrenzen hinaus. Der Landkreis Kelheim ist stolz auf Sie.“
Martin Neumeyer, Landrat
Anna Holzer freut sich sehr auf die bevorstehende Zeit und hofft auf viele Begegnungen. Beeindruckt erzählte sie vom Deutschen Königinnen-Treffen in Traunstein, zu dem sie kürzlich eingeladen war.
Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Azerbaycan'da bulunan Ala, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Ala, hem Azerbaycan ile Türkiye hem de AK Parti ile Yeni Azerbaycan Partisi arasındaki ilişkilerin her ülkeye örnek olacak düzeyde olduğunu belirtti.
Bir yıl önce iki ülkenin cumhurbaşkanları tarafından Şuşa Beyannamesi'nin imzalandığını hatırlatan Ala, "(Beyanname) İki ülke arasındaki sarsılmaz dostluk ilişkilerini müttefiklik ilişkisine taşıdı, yol haritası çizdi ve hedefler koydu. Bölgesel barışın adeta Sened-i İttifakı oldu. O bakımdan çok önemli buluyoruz. Sadece biz değil uluslararası camia da bu belgeyi çok önemli bir diplomatik belge olarak tanımlıyor. Bölgede barışın tesisi için çok güzel bir zemin oluşturdu." şeklinde konuştu.
Ala, dün Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da konferansa katıldıklarını belirterek, "Şuşa şiir gibi bir şehir. Şehrin sokaklarında dolaşırken sanki bir şiir mısraları arasında dolaşıyorsunuz. Herkese de tavsiye ederim. İnanılmaz güzel, inanılmaz ferahlatıcı bir şehir." dedi.
İşgal döneminde Ermenistan yöneticilerinin Şuşa'da eğlence etkinliklerine katıldığını hatırlatan Ala, "Şuşa'da raks ediyorlardı. Biz o zaman da, 'Şuşa sizin değil, burada raks etmeyin' diyorduk. Şimdi oradan çıkarıldılar ve üzülüyorlar. Üzülenlere de diyoruz ki 'üzülmeyin, Şuşa zaten sizin değildi.' Bu anlayış içerisinde bölgede barış ve huzuru tesis etmek için Azerbaycanlı kardeşlerimizle bir çaba içerisindeyiz, çok sıkı ilişkilerimiz var. Çok güzel berrak hedeflerimiz var. Bunun temeli de barış ve huzurun, istikrar ve güvenin bölgede temin edilmesi." ifadelerini kullandı.
Bundesnetzagentur Başkanı Klaus Müller, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Rus gaz sevkiyatındaki mevcut kesintiler hepimizi-tüketicileri olduğu kadar sanayiyi de-çok ciddi bir duruma sokabilir. Yapabildiğimiz kadar gaz tasarrufu yapalım ve depolama yoluyla bundan (ciddi durumdan) kaçınalım." ifadelerini kullandı.
Mueller'in "gazda tasarruf çağrısı", Alman hükümetinin "Rus gazını Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım'da yaşanan arz kısıntısını siyasi güdümlü" olarak nitelendirerek "Gazprom'u doğal gaz fiyatlarını yukarı çekmeye çalışmakla" suçlamasının ardından geldi.
Rus enerji şirketi Gazprom, 14 Haziran'da yaptığı açıklamada, Kuzey Akım üzerinden gaz sevkiyatının günlük 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe, dün yaptığı açıklamada da günlük 67 milyon metreküpe düştüğünü bildirdi.
Bu arada, Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatı, Kuzey Akım'daki kapasitenin de düşürülmesiyle azalmaya devam ediyor.
Alman enerji şirketleri Uniper SE ve RWE AG, Rusya'dan daha az gaz aldıklarını açıklarken, Almanya'daki doğal gaz depolama tesislerinde doluluk oranı yüzde 55 seviyesine geriledi.
Bu arada, Almanya, sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrolü, doğal gazı ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olurken, ülke, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55'ini, ham petrolün yüzde 35'ini ve kömürün yüzde 45'ini Rusya'dan karşılıyor. Almanya'da konutların yaklaşık yarısı, ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağılı Gladbeck Türkiye Camii Onursal Başkanı Nadir Kahraman vefat etti.
Gladbeck DİTİB Türkiye Camii’nin kurucularından, 25 yılı aşkın başkanlık görevinin ardından onursal başkanı olan Nadir Kahraman, bugün Hakk’a yürüdü.
Merhum Nadir Kahraman başkanın vefatı DİTİB camiası ve sevenleri arasında derin bir üzüntü yarattı. Vefat haberi üzerine DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, “DİTİB camiasında sevilen, uzun yıllar cemiyet başkanlık görevini yürütmüş, çalışkan, her daim güler yüzlü, dost canlısı, yardımsever bir büyüğümüzü kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Gök kubbede hoş bir sadâ bırakan Merhum büyüğümüz, Nadir ağabeyimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine ve DİTİB camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum. Rabbim gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.” açıklamasında bulundu.
Merhum Nadir Kahraman başkanın cenazesi, 17 Haziran Cuma günü uzun yıllar hizmet verdiği Gladbeck DİTİB Türkiye Camii’nde Cuma namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacak.
Kilisedeki cinsel istismar ve taciz olayları, konuyu araştıran Münster Üniversitesi'nden 5 tarihçinin 2 yıl süren araştırması sonucu ortaya çıktı.
Raporda, 1945'ten bu yana 600'den fazla reşit olmayan çocuğun, çoğunluğunu rahiplerin oluşturduğu kilise çalışanları tarafından cinsel şiddete maruz kaldığı, bilinmeyen vakalarla beraber bu sayının 1000'den fazla olduğunun tahmin edildiği belirtildi. Cinsel taciz vakalarının bu sayıya dahil edildiğinde ise rakamın 6 bini aştığı tahmin ediliyor.
Cinsel şiddete maruz kalan çocukların dörtte üçünü erkek çocukların oluşturduğu kaydedilen raporda, bu çocukların çoğunluğunu gençlik kamplarına ya da gençlik gruplarına katılanların oluşturduğu ifade edildi.
Cinsel şiddetle suçlanan rahiplerin sayısının 200'den fazla olduğu, bunlardan 50'sinin hayatta olduğu tespit edilen raporda, söz konusu suça karıştığı düşünülen rahiplerin kilise yöneticilerince başka bölgeye gönderilmek gibi küçük cezalar alarak konunun kapatıldığı belirtildi.
Raporda, Münster'deki mevcut piskopos Felix Genn göreve başladığı ilk yıllarda cinsel şiddet eylemi işleyip pişmanlık gösteren iki kişiyi Roma'ya bildirmemekle suçlanırken, Almanya'nın en büyük piskoposluklarından Köln'de Kardinal Rainer Woelki'nin bir taciz raporunu gizlediğinin ortaya çıktığı ifade edildi.
Münster piskoposluğunda kurbanlar için bir ihbar hattı oluşturulurken, raporun detaylarının yakında kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), nisan ayına ilişkin tarım ÜFE sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, Almanya'da tarım ÜFE, nisanda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39,9 arttı. Tarım ÜFE'de aylık artış da yüzde 5,6 oldu.
Destatis açıklamasında, bu artışın, verilerin tutulmaya başlandığı 1961'den bu yana fiyatlardaki en güçlü yıllık yükseliş olduğu belirtilerek, "Martta tarım ÜFE'de yüzde 34,7 ile rekor artış olmuştu. Bitkisel ürünlerin fiyatları Nisan 2022'de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,7 daha yüksek oldu. Hayvansal ürünlerin fiyatları da yıllık yüzde 35,8 arttı." denildi.
Bitkisel ürünlerdeki fiyat artışında Temmuz 2020'den bu yana artan tahıl fiyatlarının etkisinin de olduğu kaydedilen açıklamada, Nisan 2022'de tahıl fiyatlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,6 daha yüksek olduğu bildirildi. Martta tahıl fiyatları yüzde 70,2 artmıştı.
Açıklamada, "Tahıl fiyatlarındaki yüksek artışın en önemli nedeni, Ukrayna'daki savaşın bir sonucu olarak arz sıkıntısı oldu." denildi.
"Dünyanın ekmek sepeti" olarak bilinen Ukrayna'nın buğday ve diğer tahıl ihracatı, savaş nedeniyle sekteye uğradı.
24 Şubat 20227de başlayan Rusya-Ukrayna savaşından önce her iki ülke, küresel buğday ihracatının neredeyse üçte birini karşılıyordu.
Savaşın başlamasında bu yana Ukrayna'nın Karadeniz limanlarından yapılan ihracatlar azalırken, savaşın bir sonucu olarak, gıda fiyatları da dünya çapında keskin bir şekilde arttı.
BERLİN (AA) - Alman hükümeti, Rus enerji şirketi Gazprom'un ülkedeki eski iştiraki Gazprom Germania'nın (Gazprom Almanya) uzun vadeli kamu yönetimine geçirileceğini ve iflasını önlemek için 10 milyar avroya kadar kamu kurtarma paketi sağlanacağını bildirdi.
Alman hükümetinden yapılan açıklamada, ülkede doğal gazda enerji arzını güvence altına almak için nisanda "geçici" olarak kamu tarafından devralınan Gazprom Germania'nın uzun vadeli kamu yönetimine geçirileceği belirtildi.
Şirketi iflastan kurtarmak için 10 milyar avroya kadar kamu kurtarma paketi sağlanacağı bildirilen açıklamada, kurtarma paketinin "likiditeyi güvence altına alacağı ve yedek gaz tedarik etmeye" imkan sağlayacağı ifade edildi.
Almanya'nın enerji piyasası düzenleyici kurumu (Bundesnetzagentur-BNetzA), Batılı ülkelerin Moskova'ya karşı yaptırımlarının ardından 4 Nisan'da, Almanya'da doğal gazda enerji arzını güvence altına almak için Gazprom Germania'yı geçici olarak devralmıştı.
Moskova'ya karşı Batı yatırımları ve Rusya'nın gaz tedarikini kesmesi Almanya'da doğal gaz tedariki için kilit şirket konumundaki Gazprom Germania'yı baskılıyordu.
Şirketin, Alman gaz piyasasında faaliyetleri arasında depolama, doğal gaz ticareti ve nakliyesi yer alıyor. Gazprom Germania'ya ait olan Astora birimi ülkenin en büyük doğal gaz depolama tesisini işletiyor.
Öte yandan, Rus enerji şirketi Gazprom'un, bugün teknik sorunlar nedeniyle Kuzey Akım Doğal Gaz Boru Hattı üzerinden doğal gaz sevkiyatının yüzde 40 düşeceği uyarısında bulunması dikkati çekti.
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, Kuzey Akım 1'deki durumun yakından izlendiği belirtilerek, şu anda ülkede doğal gazda "arz güvenliğinin garanti altında olduğu" kaydedildi.
Bu arada, Almanya'nın sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrolü, doğal gazı ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olduğu görülürken, ülke, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55'ini, ham petrolün yüzde 35'ini ve kömürün yüzde 45'ini Rusya'dan karşılıyor.
Almanya'da konutların yaklaşık yarısı ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.
Rusya'ya enerji bağımlılığını azaltmak için yoğun çalışmalar yürüten Alman hükümeti, Rus gazından tamamen bağımsız olmak için zamana ihtiyacı bulunduğunu belirtiyor. Hükümet, Batılı ülkelerin Moskova'ya karşı yaptırımlarını desteklemesine rağmen Rusya'dan gaz arzının hemen durdurulmasına karşı çıkıyor.