Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
NSU terör örgütü Kurbanı Abdurrahim Özüdoğru için düzenlenen anma törenine 4‘ü Başkonsolosluk mensubu olmak üzere toplam 9 kişinin katılması dikkat çekti.
ANMA TÖRENİNE ÇOK AZ KİŞİ KATILDI
Nürnberg’de 13 Haziran 2001 tarihinde NSU mensubu aşırı sağcı terör örgütü tarafından katledilen Abdurrahim Özüdoğru için anma töreni düzenlendi. Gyualer Strasse 1 Nürnberg adresinde düzenlenen ve saygı duruşu ile başlayan törene, Nürnberg Başkonsolos Yardımcısı Selçuk Eke, Din Hizmetleri Ataşesi Fuat Gökçebay, Başkonsolos Sekreteri Zehra Yakan, Başkonsolosluk Güvenlik Personeli, DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkan Yardımcısı Cemil Kimyacıoğlu, Nürnberg Metropol Türk Toplumu (TGMN) Başkanı Bülent Bayraktar, Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Nürnberg Şube Başkanı Salim Elcivan, Saadet Nürnberg Bölgesi Teşkilatlanma Sorumlu Başkanı Musa Tamer, Zafer Partisi Nürnberg üyesi Yarkın Koçar katıldı.
BU ÜLKENİN ASRİ UNSURLARIYIZ
Anma töreninde konuşma yapan Nürnberg Başkonsolos yardımcısı Selçuk Eke ‚‘NSU mensubu aşırı sağcı terör örgütü tarafından 13 Haziran 2001 tarihinde katledilen vatandaşımız Abdurrahim Özüdoğru ile birlikte diğer NSU kurbanlarımızın anılması ve isimlerinin yaşatılması, yaşanılan katliamların unutturulmaması hepimizin görevi olmalıdır. Avrupa ülkelerinde artan ırkçılığın, yabancı düşmanlığın ve şiddetin önüne tamamen geçilmesi için birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket edilmesi gerekir. Geleceklerini bu ülkede kabul eden Türk kökenli insanlarımızın artık göçmen statüsüyle algılanmamaları, bu ülkenin asri unsurları olduğu gerçeğinin tam olarak kabul edilmesi gerekmektedir ’dedi.
IRKÇILIK VE YABANCI DÜŞNALIĞI BİR İNSANLIK SUÇUDUR
Alman hükümeti ve Alman toplumunun ırkçılığa karşı gerekli duyarlılığı göstermeleri, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını körükleyen her türlü uygulamalara karşı birlik olmaları ve kökenine bakmaksızın herkesi kucaklamalarının önem arz ettiğini belirten Eke, ‘Irkçılığın ve yabancı düşmanlığının bir insanlık suçu olduğunu herkesin bilmelidir. Bu hastalıklı zihniyetin ortadan kaldırılması için ortak bir mücadelenin ve topyekûn birlikteliğin sağlanması gerekir. NSU terör örgütü tarafından katledilen vatandaşlarımızın anma törenlerine, çok sayıda sivil toplum kuruluşların başkan ve temsilcileriyle birlikte vatandaşlarımızın daha duyarlı davranmalı ve anma törenlerine katılım çok olmalıdır‘ dedi.
ANMA TÖRENLERİ MESAİ SAATİ BİTİMİNDE YAPILMALI
Törene katılan sivil toplum kuruluşların başkan ve temsilcileri de, NSU aşırıcı sağcı terör örgütü tarafından katledilen vatandaşlarımız için düzenlenen anma törenlerine katılımın çoğaltılması, törenin mesai saati dışında yapılması ile mümkün olacağı belirtildi.
Haber: İlhan Baba-Nürnberg
Günlük olaylardan baş kaldırıp, içteki siyasilerin açıklamalarını ve çizdikleri karamsar tabloları göz ardı edip büyük resme bakabilirseniz Türkiye’nin son bir asrın en büyük tehdidi ve saldırısı altında olduğunu net bir şekilde görebilirsiniz.
Kendini dünyanın küresel yöneticileri olduğuna inanan kişilerin gözünde Türkiye artık “cici çocuk” değil. Türkiye’nin, bu küresel yöneticilerin istedikleri her şeyi yapmaması, kendi savunma sanayisini kurması, gıda üretiminde kendine yeterli olması, dış müdahalelere ve iç darbelere dirençli hale gelmiş olması, bölgesel bir güç haline gelmesi ve en önemlisi de kişilik kazanıp söz dinlememesi nedeni ile dövülmesine, söz dinlememeye devam ederse cezalandırılmasına ve de gücünün yok edilerek küçültülmesine karar verilmiş.
Bu babayiğitler Türkiye’yi kendi istedikleri forma ve kalıba sokmak için önce vekalet savaşları ile ekonomisini bozmayı denediler. Türkiye’nin parasını, pulunu, enerjisini bu savaşlarla mücadeleye harcayarak tüketmesini planlamışlardı. Bunun yeterli olacağını sandılar ama başaramadılar.
Bu sefer ikinci aşamaya geçtiler. Libya, Irak ve Suriye’de uyguladıkları yöntemi yürürlüğe koydular. İçte kaos yaratıp iç savaş çıkartarak Türkiye’yi yıpratmayı, yönetimi devirerek kendi adamlarını başa getirmeyi planladılar, aynen 17 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de yaptıkları gibi. Bu yöntemleri de başarılı olamadı. Bırakın başarı kazanmayı, görünmez bir şekilde içine ellerini soktukları TSK’ya ve MİT’e uzanan elleri kesildi, bağları koparıldı.
Şimdi de üçüncü aşamaya geçtiler. Bana göre son kozlarını oynuyorlar. Hedefleri Türkiye içinde bir kaos yaratarak Türkiye’yi kutuplaştırmak, cüceleştirmek ve diklenmesini önlemek.
Esasen Türk milletinin yapısından ve DNA’larından dolayı silahla Türkiye’ye diz çöktüremeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Bu nedenle bu sefer seçtikleri yöntem de farklı. (Gerçi bunu eski ABD Başkanı Trump da denemişti ama ABD-Türkiye görüşmeleri sonrasında çokta ileri gidememişti.) Türkiye’ye karşı yapılan saldırı an itibarı ile silahlı değil finansal.
İşin özü, çok kritik bir döneme girmiş bulunmaktayız. Kalın perdelerin arkasındaki mali veriler, 2022 yılı Haziran ayında 1 ABD dolarının gerçek değerinin 10.50-11.00 TL civarında olması gerektiğini söylüyor. Türk Lirası, kasten ve içte kaos yaratılmak için yapay bir şekilde değer kaybına uğratılıyor.
ABD ve AB tarafından Yunanistan, Türkiye’ye karşı kışkırtılıyor.
ABD ve AB tarafından PKK/YPG’ye mali destek verilip silah ile donatılıyor.
ABD ve AB tarafından yapılan girişim ve vekalet uygulamaları ile Türkiye’nin Rusya ve İran ile olan ilişkileri zayıflatılmaya ve bozulmaya çalışılıyor.
Hedef, Türkiye zayıf, güçsüz, korumasız ve dostsuz kalsın ki kendini dünyanın yöneticisi sanan kişilerin istediklerini yapsın!
Oyun bu sefer gerçekten çok büyük ve bizim bu oyuna gelip kaos tuzağına düşmememiz, nelerin yapılmak istendiğini görüp ona göre davranmamız gerekiyor.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
Nachdem in den letzten beiden Jahren der Treffpunkt Ehrenamt im kleinen Kreis im Rittersaal des Schlosses Raesfeld stattgefunden hat, haben in diesem Jahr ca. 100 geladene Gäste aus Handwerk, Politik und Gesellschaft die Chance genutzt, in einem Festzelt auf dem Hof des Raesfelder Schlosses live dabei zu sein und zu hören, wie Handwerkerinnen und Handwerker sehr emotional darüber berichten, was sie bewegt und warum das Ehrenamt ein wichtiger Bestandteil ihres Lebens ist.
In seiner Begrüßung hob WHKT-Präsident Berthold Schröder die große Bedeutung des Ehrenamts für Handwerk und Gesellschaft hervor. »Wir sind allen, die sich ehrenamtlich engagieren, zu großem Dank verpflichtet. Ohne sie würden viele Bereiche unserer Gesellschaft nicht funktionieren. Im Handwerk steht und fällt die Selbstverwaltung und mit ihr das Berufsbildungssystem mit dem Einsatz Ehrenamtlicher. Viele Handwerkerinnen und Handwerker übernehmen darüber hinaus Verantwortung außerhalb der Handwerksorganisation. Sie unterstützen zum Beispiel das lokale Vereinsleben und packen in sozialen oder kirchlichen Einrichtungen mit an. Dieser Einsatz verdient unseren Respekt.«
Wirtschaftsminister Pinkwart sagte: »Handwerkerinnen und Handwerker in Nordrhein-Westfalen tragen mit ihrem ehrenamtlichen Engagement in hohem Maße zum gesellschaftlichen Zusammenhalt bei. Das hat sich besonders auch bei der Hochwasserkatastrophe im vergangenen Jahr gezeigt, als zahlreiche Handwerksunternehmen schnelle und tatkräftige Hilfe geleistet haben. Für den beeindruckenden ehrenamtlichen Einsatz bedanke ich mich im Namen der Landesregierung ganz herzlich.«
Die Auswahl der Handwerkerinnen und Handwerker für den Treffpunkt Ehrenamt haben die sieben Handwerkskammern aus NRW übernommen. Eine zusätzliche Würdigung erhielten in diesem Jahr Handwerkerinnen und Handwerker, die sich in besonderem Maße in der Fluthilfe 2021 engagiert haben. WHKT-Präsident Schröder und WHKT-Hauptgeschäftsführer Matthias Heidmeier nahmen die Ehrungen persönlich im Rahmen des Treffpunkts Ehrenamt vor.
In seinem Dank an die Handwerkerinnen und Handwerker, die sich an den Aufräumarbeiten und dem noch viele Jahre währenden Wiederaufbau beteiligen, machte Heidmeier klar: »Das Handwerk hat in der Katastrophe nicht gefragt, sondern gehandelt! Über 700.000 Euro sind in kurzer Zeit für betroffene Betriebe zusammengekommen. Zudem haben die Handwerkskammern über ihre Betriebsberatungen dafür gesorgt, dass in engem Austausch mit dem NRW-Wirtschaftsministerium die Aufbauhilfen bei betroffenen Betrieben ankommen. Wichtig ist, dass sich das Handwerk trotz aktueller Lieferschwierigkeiten, hoher Energiekosten und fehlender Fachkräfte weiterhin am Aufbau beteiligt. Um dies zu unterstützen, haben wir mit dem NRW-Bauministerium die Kooperationsvereinbarung ‚Handwerk im Wiederaufbau‘ getroffen.«
In diesem Jahr stellten am »Tisch des Ehrenamts« folgende Handwerkerinnen und Handwerker im Gespräch mit WDR-Moderatorin Michaela Padberg ihr Engagement vor:
Marc Schmitz, Haustechnik aus Köln: Das Unternehmen unterstützt vor allem Projekte aus der Region mit Spenden und beteiligte sich beispielsweise bei der Sanierung des alten Betriebshofes und der Neugestaltung des Amares Naturkindergartens e.V. Köln. Ferner werden zahlreiche Flüchtlingsprojekte im eigenen Unternehmen wie auch anderweitig durchgeführt und unterstützt.
Jule Rombey, Tischlerin aus dem Selfkant: Die Initiative „Handwerk hilft – Bild hilft e.V. Ein Herz für Kinder“ sammelt Geld für in Not geratene Kinder und verfolgt das Ziel, Interesse für das Handwerk zu wecken und Chancengleichheit für sozial benachteiligte Jugendliche herzustellen.
Stefan Zimmermann, Zimmerer aus Bochum: Engagiert sich in besonderem Maße für Kinder. So ist er in der evangelischen Kirchengemeinde Bochum-Stiepel aktiv, hat im südafrikanischen Bistum Witbank ehrenamtlich den Bau von Schulgebäuden unterstützt und macht Kindern in den Bochumer Tageseinrichtungen mit seinen Holzhäuschen eine große Freude.
Pauline Gaube, Haustechnik aus Arnsberg: Mit der Hilfsaktion für Ukraine-Flüchtlinge organisierten Geschäftsführer Cloer und Paulina Gaube, die ein duales Studium absolviert, Fahrten mit Hilfsgütern aus dem Sauerland an die Grenze der Ukraine. Bei ihren Rückfahrten halfen sie Geflüchteten auf ihren Wegen durch Deutschland und organisierten weitere Spendenaktionen.
Uwe Hempen-Hermeier, Maschinen- und Fahrzeugbau aus Petershagen: Der Betrieb unterstützt Projekte, Vereine und Schulen mit Spenden und konkreten Hilfsaktionen. Im Mittelpunkt dabei: die Umwelt. So ist die Umweltbildungsflatrate des Grundschulverbunds Eldagsen-Friedewalde entstanden, das Aktionskomitee „Rettet die Weißstörche“ sowie die Arbeitsgemeinschaft „Alte Synagoge Petershagen“ sowie ein Projekt in Tansania, das jungen Frauen den Weg ins Schneiderhandwerk bereitet.
Petra Geldermann, Friseurin aus Reken: Petra Geldermann ist Mitglied der Barber Angels Brotherhood e.V. Der Verein schneidet Obdachlosen und Bedürftigen kostenfrei die Haare und Bärte und vermittelt dabei ein ganz besonderes Gefühl des Mit- und vor allem des Füreinander.
Für ihr Engagement in der Fluthilfe 2021 wurden folgende Handwerkerinnen und Handwerker ausgezeichnet:
Ralf Scheler, Oberbürgermeister aus Eilenburg, Sachsen, hat unmittelbar den Kontakt zum Präsidenten der Handwerkskammer Düsseldorf, Andreas Ehlert, aufgenommen und Hilfe organisiert. Über ein Spendenkonto wurden wöchentlich Beträge an die Stadt Remscheid für Menschen überwiesen, die von der Flutkatastrophe betroffen waren. Die enge Verbundenheit des Oberbürgermeisters zum Handwerk stammt aus seiner eigenen Vergangenheit. Der gelernte Schlosser war knapp 20 Jahre mit einem Metallbaubetrieb selbstständig, hat als Kreishandwerksmeister und viele Jahre als Präsident der Handwerkskammer Leipzig das handwerkliche Ehrenamt gelebt.
Ludger Gausling, Elektroinstallateurmeister aus Heek: Aus seinem Privatvermögen hat er über 1 Mio. Euro an betroffene Elektrobetriebe im Flutgebiet für den Wiederaufbau und den Erhalt der betrieblichen Liquidität gespendet sowie eine Ausbildungsstätte des Handwerks maßgebend unterstützt.
Stefan Thesing und Alfred Hörbelt, stellvertretend für Thorsten Kalwey und sein 18-köpfiges Helferteam des Kreises Coesfeld und der Elektroinnung: Das Team beteiligte sich an der Organisation dringend benötigter Materialien für den Aufbau der Infrastruktur und nahm an zahlreichen Einsätzen vor Ort teil. Neben der rein technischen Hilfestellung stand die seelische Unterstützung bei der Schicksalsbewältigung zahlreicher Betroffener im Mittelpunkt.
Christian Stopp, Elektromeister aus Siegburg, engagierte sich an der Wiederherstellung der Stromversorgung und war selbst von der Unwetterkatastrophe betroffen. Durch den Zusammenschluss mit der Elektroseelsorge Walportzheim und der Arche e.V. hat er gemeinsam den Wiederaufbau für unversicherte Flutopfer organsiert.
Verena Lütz, Fabian Goeth und Michael Gläßer, stellvertretend für Cornelia Pastohr aus Ringen, die das Projekt „GesellenHelfen“ initiiert haben: Das Projekt wurde von insgesamt vier im Ahrtal lebender Gesellen gegründet. Schnell hat es sich zu einem großen Netzwerk von Handwerkerinnen und Handwerkern etabliert, ohne die wertvolle historische Bausubstanz verloren gegangen wäre.
Lukas Tellers und Ralf Küppers, Straßenbaubetrieb aus Waldfeucht-Haaren: Obwohl der Familienbetrieb sich in Betriebsferien befand, half Lukas Tellers umgehend mit seinem LKW im Ahrtal aus. Mit seinen Kollegen startete er weitere Touren mit Radladern, Kehrmaschine sowie einer Wasser- und Dieselversorgung.
Oliver Höllen, Haustechnik aus St. Augustin: Als selbstständiger Handwerker und langjähriger Zivil- und Katastrophenschützer beim THW war Oliver Höllen umgehend im Einsatz, half bei der Rettung Eingeschlossener, hat die Räumung mit schwerem Gerät begleitet und die Stromerstversorgung mit aufgebaut.
Mit dem Treffpunkt Ehrenamt würdigt der WHKT jährlich das ehrenamtliche Engagement der Handwerkerinnen und Handwerker in Nordrhein-Westfalen. Dieser wird gefördert vom Ministerium für Wirtschaft, Innovation, Digitalisierung und Energie des Landes Nordrhein-Westfalen.
Hintergründe zum Treffpunkt Ehrenamt sind verfügbar unter: www.ehrenamt-handwerk-nrw.de
Fotomaterial steht zur Verfügung unter: https://www.whkt.de/owncloud/index.php/s/YQvAQOYwvE3ifqb
Vortrag „Hidden Treasures – Der Alte Basar und die Handelsbeziehungen von Skopje im Lauf der Geschichte“
Zum 40-jährigen Jubiläum der Städtepartnerschaft Nürnbergs mit der nordmazedonischen Hauptstadt Skopje lädt Fremdenführerin Ristana Ristovska am Donnerstag, 23. Juni 2022, um 18 Uhr zu einem virtuellen Stadtrundgang durch den „Alten Basar“ in Skopje ein. Die Veranstaltung „Hidden Treasures – Der Alte Basar und die Handelsbeziehungen von Skopje im Lauf der Geschichte“ findet in Kooperation mit dem Verein One Europe e. V. statt und kann live im Internationalen Haus, Hans-Sachs- Platz 2, oder online besucht werden.
Skopje pflegte in Laufe seiner Geschichte von den Anfängen der Besiedlung bis heute weitläufige Handelsbeziehungen. Treiber dieser Beziehungen war die Lage am Knotenpunkt verschiedener Handelswege im Laufe der Jahrhunderte. Heute ist der sichtbarste architektonische Ausdruck dieser historischen Handelsbeziehungen der „Alte Basar“ von Skopje, einer der ältesten und größten Marktplätze auf dem Balkan. In seiner Blütezeit war er der zweitgrößte Basar der Welt, hinter Kapalicarsi in Istanbul. Ein Spaziergang durch die engen Gassen des Basars ist ein unvergessliches Erlebnis. Dieser Ort ist eine Mischung aus Farben, Düften und Geräuschen, ein Mosaik aus engen Gassen mit Kopfsteinpflaster, kleinen Geschäften, alten Karawansereien, Teehäusern, Restaurants, Museen, Kirchen, Moscheen und Hammams.
Gastgeberin Ristana Ristovska nimmt die Teilnehmerinnen und Teilnehmer auf einem virtuellen Stadtrundgang auf den Spuren der Geschichte ihrer Stadt mit zu den „Hidden Treasures“, den versteckten Schätzen der Partnerstadt Skopje. Nachdem sie ihre Kindheit in Deutschland verbracht hatte, machte Ristana später ihren Abschluss an der Fakultät für Tourismus und Gastgewerbe im mazedonischen Ohrid.
Sie lebt und arbeitet in Skopje als selbstständige Fremdenführerin und ist seit 2011 Mitglied der „Association of Tourist Guides of Macedonia“.
Der Vortrag findet hybrid statt, in Präsenz im Foyer des Internationalen Hauses im Heilig-Geist-Haus, Hans-Sachs-Platz 2. Für Online- Teilnehmende wird kurz vor der Veranstaltung ein Link verschickt. Für beide Formate wird um Anmeldung gebeten per E-Mail an ib- Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. alf
Hamm polisince yapılan açıklamada, zanlının yakalandığı, çevre sakinlerinin olay yerinden uzak durmalarının istendiği belirtildi.
Yerel saatle 15.30 sularında gerçekleştirilen saldırının nedeni ve 3'ü kadın, 1'i erkek 4 yaralının sağlık durumu hakkında henüz açıklama yapılmadı.
Polis olayla ilgili inceleme başlattı.
KÖLN (AA) - Almanya'da Ocak 2014-Haziran 2021'de 768 cami saldırısının kayıt altına alındığı bildirildi.
Ayrımcılıkla Mücadele Derneği (FAIR) bünyesindeki Brandeilig inisiyatifi tarafından "2018 Yılındaki Cami Saldırılarının Arka Planı" ismiyle yayımlanan raporda, Almanya'nın siyasi parti arenasında sağ popülist kanadın güç kazandığı belirtildi.
Parlamento dışı aşırı sağcı ve İslam karşıtı grupların endişeye yol açtığı aktarılan raporda, "Ocak 2014-Haziran 2021'da Almanya'da 768 cami saldırısı kaydedildi. Bununla birlikte, bildirilmeyen vaka sayısı çok daha fazla." ifadesi kullanıldı.
Camilere yönelik saldırıların sayısının artması ve sürmesine rağmen bu durumun kamuoyunun ilgisini yeterince çekmediğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Camilere yapılan saldırılar sadece toplumsal hayatı değil, anayasayla garanti altına alınan inanç özgürlüğünü de tehdit etmektedir. Bu saldırılar, bu ülkenin vatandaşlarının toplum olarak barış içinde bir arada yaşamasını tehlikeye atmayı amaçlamaktadır. Cami saldırılarının yanı sıra başörtülü Müslümanlara veya görünüşü itibarıyla Müslüman olduğu anlaşılan kişilere yönelik saldırılar hakkında çok az haber yapılması, kamuoyunda da ilgi eksikliği olduğunu göstermektedir. Ülke çapındaki ilk raporlama inisiyatifi olarak, toplumun tamamını bu konulara duyarlı hale getirmeyi ve cami saldırılarına ilişkin bilgi boşluklarını doldurmayı amaçlamaktayız."
2018'de 120 cami saldırısının kayda geçirildiği belirtilen raporda, genel olarak bakıldığında cami saldırılarının aydınlatılma oranın oldukça düşük olduğu, 120 saldırıdan sadece 9 vakada şüphelilerin tespit edilebildiği aktarıldı.
Raporda, 2018'deki saldırıların çoğunun Bavyera ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerinde gerçekleştiği, saldırıya uğrayan camilerin ise genellikle Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) ve İslam Toplumu Milli Görüş'e (IGMG) bağlı olduğu ifade edildi.
Saldırıların hedefi olan camilerin yöneticileriyle yapılan ankete de yer verilen raporda, 68 cami yöneticisinin yüzde 48'inin "Camimiz daha önce de saldırıya uğradı ancak polise bildirmedik." yanıtını verdiği belirtildi.
Raporda, 2018'deki saldırılarla ilgili şu bilgilere yer verildi:
"Suçun türü incelendiğinde, saldırıların 56'sında Vandalizm söz konusu. Cami inşasına karşı gösterilerde dile getirilen İslam karşıtı ifadeler de dahil olmak üzere 21 vaka, halkı kışkırtma olarak kaydedildi. Kundaklama saldırıları sonucu 9 cami ağır hasar görmüş, 7 vakada dini gruplar hakarete ve tehdide maruz kalmıştı. Ayrıca camilerin cephelerine gamalı haç gibi anayasaya aykırı semboller çizilmişti."
Saldırıların yaklaşık yarısının aşırı sağcılar tarafından gerçekleştirildiği bildirilen raporda, terör örgütü PKK ve yan örgütlerinin de saldırıların çoğunda aktif rol oynadığı kaydedildi.
Almanya İçişleri Bakanlığından, AA muhabirinin yazılı sorusuna verilen cevapta, "Almanya’da Türkiye’nin (yarı) devlet kurumlarına yönelik militan eylemlerin yapılması tehlikesi halen var." ifadesi kullanıldı.
Almanya'da PKK'nın ana faaliyet alanlarının lojistik ve finans desteğinin sağlanması, yeni eleman kazandırılması ve propaganda amaçlı çok sayıda gösteriler ve büyük etkinlikler gerçekleştirilmesi olduğunu vurgulanan cevapta, terör örgütünün Avrupa’da yıllardan beri şiddet içermediği imajı sunmaya çalıştığına işaret edildi.
Gösterilerde, polise saldırılar yapıldığı ve Türk gruplarıyla karşı karşıya gelindiği aktarılan açıklamada, "Bu tür çatışmalarda ölümlerin tamamen dışlanamayacağı kısmen bir risk boyutu vardır." ifadesi yer aldı.
İçişleri Bakanlığı, Almanya'daki 14 bin 500'den fazla terör örgütü PKK mensubuna karşı ne gibi önlemler alındığı sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
"PKK, Almanya’da 1993’ten beri yasaktır. Avrupa'da PKK ile Almanya kadar kapsamlı, sistematik, büyük personel ve maddi çabayla mücadele eden başka bir ülke yoktur. Özellikle finansman faaliyetlerinin aydınlatılması güvenlik makamlarınca yürütülen soruşturmaların odağındadır. Eyaletlerin toplanma ve yasaklama makamları, mevcut hükümlere göre PKK’nın birlikteliğinin desteklenmesi durumunda sembollerinin gösterilmesini sürekli şekilde takip ediyor."
Bakanlığın, PKK’nın Almanya’daki finansman faaliyetlerine yönelik 12 Şubat 2019’da Mezopotamya Yayınevi ve MIR Multimedia şirketi faaliyetlerini yasakladığı vurgulanan cevapta, bu iki teşekkülün ticari faaliyetlerinin PKK'nın örgütsel bütünlüğünü korumaya hizmet ettiği belirtildi.
Açıklamada, her iki derneğin de konulan yasağa yönelik itirazının 26 Ocak'ta Federal İdare Mahkemesi 6. senatosunca reddedildiği hatırlatıldı.
- Anayasayı Koruma Teşkilatı 2021 raporu
Almanya’da iç istihbarat servisi olan Anayasayı Koruma Teşkilatının 2021 raporunda, terör örgütü PKK’ya geniş yer verilmişti.
Raporda, PKK’nın Almanya’da 14 bin 500 üyesi bulunduğu belirtilerek, söz konusu terör örgütünün Almanya'daki aşırılık yanlısı yabancı örgütler arasında en fazla üyeye sahip olduğu ifade edildi.
Almanya’da örgütün düzenlediği gösterilerin çatışma potansiyeli barındırdığına işaret edilen raporda, "PKK ideolojisi için şiddet stratejik bir seçenek olmaya devam ediyor." ifadesi kullanıldı.
Raporda, Almanya'da örgütün yapısının 4 "saha", 9 "eyalet" ve 31 "bölgeye" ayrıldığı ve bunların başında bir elebaşının bulunduğu aktarıldı.
Talimatların uygulanması için PKK’nın çoğunlukla yerel dernekleri kullandığı, bu derneklerin örgütün destekçilerinin buluşma noktası olduğu belirtilen raporda, PKK bağlantılı dernekler için "Almanya'daki Kürdistan Toplulukları Konfederasyonunun” (KON-MED) bir çatı örgütü olduğu, buna bağlı olarak neredeyse tüm Almanya’yı kapsayan 5 bölgesel federasyonun bulunduğu kaydedildi.
2013’ten bu yana 295 kişinin Almanya'dan PKK'ya katılmak üzere ayrıldığı aktarılan raporda, bunlardan 30'dan fazla kişinin öldüğü, yaklaşık 150'sinin de Almanya'ya geri döndüğü belirtildi.
Terör örgütü PKK’nın 2021’de "yıllık bağış kampanyasında" tahminen 16,7 milyon avro topladığı ve bir kez daha bir önceki yılın miktarını aştığı belirtilen raporda, Avrupa’da toplanan paranın ise 30 milyon avronun üzerinde olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, örgütün Avrupa ve Almanya’daki mali faaliyetlerinin "Ekonomi ve mali ofisi" adlı kadro tarafından yönlendirildiği ve kontrol edildiği belirtildi.
PKK’nın, ideolojisini ve propagandasını yaymak için medya araçlarına sahip olduğu aktarılan raporda, gazete, televizyon ve ajansın çalışmalarında örgütün kararları, planları ve somut talimatlarının yer aldığı kaydedildi.
Raporda, örgütün internet ve sosyal medya çalışmasıyla genç yandaşlarına ulaşmayı hedeflediği belirtildi.
Almanya’da 2021’de PKK elebaşlarının yabancı terör örgütüne üye olmaktan mahkum edildiği aktarılan raporda, bu bağlamda 2021'de Almanya’da yargılanan ve 1 yıl 3 ay ile 4 yıl 3 ay arasında hapis cezası alanlar örnek olarak gösterildi.
Almanya İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, G7 Liderler Zirvesi’nde alınacak güvenlik önlemleri çerçevesinde 13 Haziran-3 Temmuz 2022 tarihlerinde Almanya sınırlarında geçici olarak kontrollerin yapılması talimatının verildiği aktarıldı.
Kontrollerin ülkenin kara, hava ve deniz sınırlarında “duruma bağlı” olarak uygulanacağı belirtilen açıklamada, bu kontrollerle potansiyel şiddet yanlılarının Almanya'ya girişlerini önlemeyi amaçladığı kaydedildi.
Böylelikle Schengen Bölgesi'nde serbest dolaşıma izin veren Schengen uygulaması geçici olarak devre dışı bırakılacak.
26-28 Haziran tarihlerinde Almanya’nın dönem başkanlığında yapılacak G7 Zirvesi’ne Almanya’nın yanı sıra ABD, İngiltere, Fransa, Japonya, İtalya ve Kanada’nın liderleri ile zirveye davet edilen Arjantin, Endonezya, Senegal, Hindistan ve Güney Afrika’nın devlet ve hükümet başkanları katılacak.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cemiyetler arasında düzenlenen yarışmaların Almanya finalinde, en güzel ezan ve hutbe okuyan gençler seçildi.
“17. Ezan Güzel Okuma ile 20. Güzel Hutbe Okuma” yarışmalarının Almanya finalinde 13 eyalet bölge birincisi yarıştı.
Köln DİTİB Merkez Camii’nde gerçekleşen yarışmaların Almanya finaline, DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, eyalet dini danışma kurulu başkanları, DİTİB yönetim kurulu üyeleri, din görevlileri, dernek yöneticileri, öğrenci velileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Çekişmeli ve heyecanlı geçen Almanya finalinde, en güzel ezan ve hutbe okuyan gençler seçildi.
Yarışma sonunda konuşma yapan DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, yarışmanın asıl amacının camilerde yetişen çocukları ve gençleri teşvik etmek, bilgi ve becerilerini artırmak ve onları topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmek olduğunu söyledi.
Türkmen, “Bu gençler Almanya’da 900’ü aşkın DİTİB cemiyeti arasında önce kendi cemiyetlerinde, sonra alt bölgelerde ve en sonunda eyaletlerinde seçilerek final yarışmasına gelmişlerdir. Dolayısıyla hepsi benim gönlümde birincidir. Bu özveriyi gösterdikleri için öncelikle hepsini tebrik ediyorum” dedi.
Türkmen şöyle devam etti: “Bu yavrularımızın anne ve babalarını, onları yetiştiren din görevlilerini, onlara bu imkanları sağlayan tüm cemiyet başkanlarımızı ve yöneticilerimizi tebrik ediyorum. İnsana ve insanlığa hizmet için en büyük hedefimiz çocuklarımızın dinine ve yaşadığı topluma faydalı nesiller yetiştirmektir. Ahlaklı, imanlı, bilgili ve donanımlı nesiler yetiştirerek örnek göstermeliyiz. Bu yarışma gelecek nesillerimiz için de bir örnek teşkil edecektir. Çalışmanın, bilginin ve donanımın bugün bir örneğini yavrularımızla birlikte yaşadık. Bilgilerin yarıştığı her anından doyumsuz keyif aldık. Aileleri tebrik ediyorum. Gençlerimizin her birine okul hayatlarında ve yaşamlarında başarılar diliyorum.”
Yarışmanın birincileri Karlsruhe ve Düsseldorf bölgelerinde Ezanı Güzel Okuma Yarışması Almanya finalinde Karlsruhe bölgesinden Eyüp Mustafa Günay birinciliği, Köln bölgesinden Saeed Khalil ikinciliği, Essen bölgesinden Alper Çelik ise üçüncülüğü elde etti.
Güzel Hutbe Okuma Almanya finalinde Düsseldorf bölgesinden Bedirhan Topçu, Nürnberg bölgesinden Alper Enes Görmez ikinciliği, Berlin bölgesinden Bedirhan Başoğlu da üçüncülüğe layık görüldü.
DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen konuşmasının ardından yarışmada dereceye giren öğrencilere belge ve hediyelerini takdim etti.