Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Ifo, Almanya’nın bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 3,1’den 2,5’e düşürdü
 
Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), ülkenin bu yıla ilişkin büyüme tahminini, Ukrayna-Rusya savaşının olumsuz etkileri ve tarihi yüksek enflasyon nedeniyle aşağı yönlü revize etti.

Merkezi Münih'te bulunan Ifo, Almanya ekonomisine ilişkin mart ayında paylaştığı 2022-2023'ü kapsayan büyüme tahminlerinde güncelleme yaptı.

Ifo, bu yıl için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde 3,1'den 2,5’e düşürürken ve 2023 büyüme beklentisini 3,3’ten 3,7’ye yükseltti.

Ifo, ülkede mayısta yüzde 7,9 olan enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 6,8 olmasını, 2023'te de yüzde 3,3’e kadar düşmesini bekliyor.

Rusya-Ukrayna savaşıyla keskin bir şekilde yükselen enerji fiyatlarının Almanya'da ekonomik toparlanmayı baskıladığına yer verilen Ifo raporunda, bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 5 işsizlik oranı öngörüldü.

İstihdam edilen kişi sayısının ise bu yıl 45 milyon 544 binden, önümüzdeki yıl 45 milyon 734 bine yükseleceği tahmini yapıldı.

Ifo, Alman kamu sektörünün bu yıl 64,8 milyar avro olan bütçe açığının, gelecek yıl 11,9 milyar avroya gerilemesini bekliyor.

Ifo İş Döngüsü Araştırma ve Ekonomik Tahmin Müdürü Timo Wollmershaeuser, konuya ilişkin değerlendirmesinde, bu yılın başında yüksek fiyatların hane halkının satın alma gücünde kayba ve bunun sonucunda mal tüketiminde düşüşe yol açtığını belirtti.

Almanya’da ekonomik çıktının şu anda 2019 yılı sonuna göre Kovid-19 salgını öncesindeki seviyenin hala yüzde 1 altında olduğunu bildiren Wollmershaeuser, “Ancak bu yılın ikinci yarısında hem emtia fiyatlarında hem de malzeme darboğazlarında kademeli bir düşüş bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

- "Yüksek fiyatlar ve arz darboğazları ekonomide toparlanmayı frenliyor"

Öte yandan, Almanya'nın önde gelen ekonomi enstitülerinden Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) de Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle yükselen fiyatlar ve Çin'deki yenilenen Kovid-19 kısıtlamaları nedeniyle artan arz darboğazların Alman ekonomisinin toparlanmasında baskı oluşturduğunu belirterek, 2022 Almanya ekonomisi büyüme tahminini yüzde 2,1 olarak korudu.

IfW, hane halkının daha önce beklenenden daha güçlü olan tüketici fiyatlarındaki keskin artıştan olumsuz etkilendiğine vurgu yaparak, 2023 için büyüme tahminini ise yüzde 3,5'den yüzde 3,3’e indirdi.

IfW ekonomistleri, Almanya’da enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 7,4’e yükselmesini bekleniyor. Bu da ülkede 1970'lerin petrol krizi sırasındaki fiyat artışlarından önemli ölçüde daha yüksek olacak.

2023'te arz darboğazları hafiflediğinde ve ham petrol fiyatlarının enflasyon oranı üzerindeki etkisi sona erdiğinde enflasyon oranının yüzde 4,2’ye düşmesini bekliyor.

Bu arada, Almanya'da nisan ayında yüzde 7,4 olan yıllık enflasyon, artan yakıt ve gıda fiyatlarıyla mayısta 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana ulaşmıştı.

ECB, yüksek borçlu Avro Bölgesi üyelerine yardımcı olacak yeni bir araç geliştirecek
 
- ECB, yeni bir borç krizi endişelerine karşı, Pandemi Acil Varlık Alım Programı (PEPP) çerçevesinde alınmış varlıkların vadesi gelen anapara ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirmesinde esneklik uygulayacak
 

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB), yeni bir borç krizi endişelerine karşı, Pandemi Acil Varlık Alım Programı (PEPP) çerçevesinde alınmış varlıkların vadesi gelen anapara ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirmesinde esneklik uygulanacağını ve ayrışmayı durdurmak için yeni bir araç geliştireceğini bildirdi.

Mevcut piyasa koşullarını görüşmek üzere bugün planda olmayan bir toplantı gerçekleştiren ECB’den yapılan açıklamada, para politikasında kademeli olarak normalleştirme sürecinin başlatıldığı Aralık 2021'den bu yana, ECB’nin Yönetim Konseyi’nin “ayrışma risklerine” karşı harekete geçme taahhüdünde bulunduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Pandemi, Avro Bölgesi ekonomisinde, para politikası normalleştirmenin dengesiz aktarımına katkı yapan kalıcı kırılganlıklar bıraktı” denildi.

Bankasın açıklamasında, bu değerlendirme kapsamında ECB Yönetim Konseyi’nin para politikası aktarım mekanizmasının işleyişini korumak amacıyla, bankanın PEPP portföyünde bulunan varlıkların ana para ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirilmesinde esnek şekilde hareket edilmesine karar verdiği belirtildi.

Buna ek olarak ECB Yönetim Konseyi’nin Eurosystem Komiteleri, ECB hizmetleri ile birlikte Yönetim Konseyi'nin değerlendirmesine sunulacak yeni bir ayrışma önleme aracının dizayn edilmesinin hızlandırılmasıyla görevlendirildi.

ECB, 9 Haziran’da yüksek enflasyona rağmen piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarında değişikliğe gitmezken, temmuz ve eylülde faiz artışı sinyali vermişti. Bundan sonra Avro bölgesinde devlet tahvili getirileri yükseldi.

ECB'nin özellikle İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi Avro Bölgesi ülkelerinde borçlanma maliyetlerindeki bu artışı sınırlamak için herhangi bir somut planının olmaması tahvil satışlarını artırmıştı.

Bugün ECB'nin mevcut piyasa koşullarını görüşmek üzere toplanacağı haberi ile düşüşe geçen İtalya'nın 10 yıllık tahvil faizi, yüzde 4,19'dan yüzde 3,76'ya kadar geriledi.

 
Şirket, mart ayının başlarında, Rusya- Ukrayna savaşının ardından Rusya ve Belarus'taki faaliyetlerini durdurduğunu da bildirdi
 

BERLİN (AA) - İsveç menşeli yaşam alanı mağazalar zinciri IKEA, Rusya’daki 4 fabrikasını kapatmak da dahil, ülkedeki operasyonlarını büyük ölçüde küçülteceğini bildirdi.

Şirketten yapılan açıklamada, mart ayının başlarında, Rusya- Ukrayna savaşının başlamasının ardından IKEA’nın, Rusya ve Belarus'taki faaliyetlerini durdurduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, "Ne yazık ki koşullar düzelmedi ve yıkıcı savaş devam ediyor. Dünya genelindeki şirketler ve tedarik zincirleri ağır bir şekilde etkilendi ve operasyonların yakın zamanda yeniden başlatılmasının mümkün olduğunu görmüyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Rusya'da IKEA’nın perakendeciliğe son vererek, ülkedeki 4 fabrikanın satılması için de sürecin başlatılacağı belirtildi.

Açıklamada ayrıca IKEA’nın Rusya ve Beyaz Rusya'dan ihracat ve ithalat yasağı politikasının da süreceğine dikkat çekildi.

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, ECB'nin, enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirmeye odaklanması ve politikaya mali kaygıların hakim olmaması gerektiğini söyledi.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu (LSE) tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Lagarde, Ukrayna'daki savaşın, Avrupa'nın Rusya gibi "düşman" tedarikçilere tehlikeli olarak bağımlı olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın ekonomi üzerindeki etkilerine değinen Lagarde, savaşın birçok ülkenin çok uzak olmayan bir gelecekte hububat konusunda sıkıntı yaşamasına sebep olacağını ifade etti.

ECB'nin, enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirmeye odaklanması ve politikaya mali kaygıların hakim olmaması gerektiğini dile getiren Lagarde, "Birçoğunuzun bildiği gibi görevimiz olan fiyat istikrarını sağlamak zorundayız." diye konuştu.

Öte yandan, mevcut piyasa koşullarını görüşmek üzere bugün planlanmayan bir toplantı gerçekleştiren ECB, yeni borç krizi endişelerine karşı, Pandemi Acil Varlık Alım Programı (PEPP) çerçevesinde alınmış varlıkların vadesi gelen anapara ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirmesinde esneklik uygulama ve Avro Bölgesi ülkelerinin borçlanmasında ayrışmayı durdurmak için yeni bir araç geliştirme kararı almıştı.

Avro Bölgesi'nde, mayısta yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 8,1'e ulaşarak kayıtlardaki en yüksek seviyesine çıkmıştı.

BERLİN (AA) - Almanya'nın enerji piyasası düzenleyici kurumu (Bundesnetzagentur-BNetzA), Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatını kısmasının ardından ülkede doğal gaz depolama tesislerini doldurmaya yardımcı olmak amacıyla Alman tüketici ve sanayicilerine doğal gaz tüketimini azaltma çağrısında bulundu.

Bundesnetzagentur Başkanı Klaus Müller, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Rus gaz sevkiyatındaki mevcut kesintiler hepimizi-tüketicileri olduğu kadar sanayiyi de-çok ciddi bir duruma sokabilir. Yapabildiğimiz kadar gaz tasarrufu yapalım ve depolama yoluyla bundan (ciddi durumdan) kaçınalım." ifadelerini kullandı.

Mueller'in "gazda tasarruf çağrısı", Alman hükümetinin "Rus gazını Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım'da yaşanan arz kısıntısını siyasi güdümlü" olarak nitelendirerek "Gazprom'u doğal gaz fiyatlarını yukarı çekmeye çalışmakla" suçlamasının ardından geldi.

Rus enerji şirketi Gazprom, 14 Haziran'da yaptığı açıklamada, Kuzey Akım üzerinden gaz sevkiyatının günlük 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe, dün yaptığı açıklamada da günlük 67 milyon metreküpe düştüğünü bildirdi.

Bu arada, Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatı, Kuzey Akım'daki kapasitenin de düşürülmesiyle azalmaya devam ediyor.

Alman enerji şirketleri Uniper SE ve RWE AG, Rusya'dan daha az gaz aldıklarını açıklarken, Almanya'daki doğal gaz depolama tesislerinde doluluk oranı yüzde 55 seviyesine geriledi.

Bu arada, Almanya, sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrolü, doğal gazı ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olurken, ülke, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55'ini, ham petrolün yüzde 35'ini ve kömürün yüzde 45'ini Rusya'dan karşılıyor. Almanya'da konutların yaklaşık yarısı, ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın sona ermesi gerektiğini bildirdi.

Scholz, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı ziyaret ilişkin Twitter’dan paylaşımda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Mario Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Werner Iohannis ile Kiev’in yakınlarındaki İrpin kentini ziyaret eden Scholz, İrpin’in uzun zamandan beri Buça gibi Rus savaşının tahayyül edilemez gaddarlığının ve anlamsız şiddetinin bir sembolü haline geldiğini belirtti.

Scholz, "Bu şehirdeki vahşice yıkım bir anıttır. Bu savaş sona ermeli." ifadesini kullandı.

İrpin’de Alman basınına da açıklamalarda bulunan Scholz, burada masum insanların etkilendiğine ve evlerin yıkıldığına işaret ederek, "Hiçbir askeri altyapısı olmayan bütün bir şehir yok edildi." dedi.

Bunun da Rusya’nın başlattığı savaşın gaddarlığını gösterdiğini ifade eden Scholz, "Karar verdiğimiz her şeyde bunu aklımızda tutmalıyız. Bu korkunç bir savaş ve Rusya bu savaşı insan hayatını hiçe sayarak, son derece vahşice yürütüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, yürüttükleri tüm faaliyetlerin, seferber ettikleri tüm yardımların ve yaptırımların bunun sona erdirilmesi için yapıldığını kaydetti.

 

KİEV/BERLİN/PARİS (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmaneul Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi, Ukrayna’ya Avrupa Birliği (AB) üyeliği için "adaylık" statüsü verilmesini desteklediklerini açıkladı.

Scholz, Macron, Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

 

Almanya Başbakanı Scholz, Ukrayna’nın Avrupa ailesine ait olduğuna ilişkin net mesaj vermek için mevkidaşlarıyla Kiev’de bulunduğunu söyledi.

Ukrayna ve Moldova’ya AB üyeliği için adaylık statüsü verilmesini savunan Scholz, “Almanya, Ukrayna lehine olumlu bir karardan yana. Bu aynı zamanda Moldova için de geçerlidir.” dedi.

AB’ye üye olmak isteyen Batı Balkan ülkelerine de işaret eden Scholz, “Yıllardır bu yolda bulunan Batı Balkan ülkelerine verdiğimiz sözü yerine getirmemiz Avrupa'nın inandırıcılık meselesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Şansölye Scholz, AB’ye katılım için tüm adayların yerine getirmesi gereken net kriterlerin bulunduğunu anımsattı.

Ukrayna’ya silahlar sağladıklarını ifade eden Scholz, “Ukrayna'nın desteğimize ihtiyacı olduğu sürece bunu yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

 

Ukrayna askerlerine modern silahlarda eğitim verdiklerini belirten Scholz, Ukrayna’ya Iris-T hava savunma sistemini sağlayacaklarını, çoklu roketatar da tedarik edeceklerini aktardı.

Scholz, “Almanya, Ukrayna’yı yoğun şekilde destekliyor.” ifadesini kullandı.

Zelenskiy ile yapılan görüşmede, askeri çatışmalarda şimdi neyin gerekli olduğu konusunun ele alındığını aktaran Scholz, daha uzun mesafelerden savunmanın organize edilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Şansölye Scholz, barış anlaşması için neyin doğru olduğuna sadece Ukrayna, bu ülkenin cumhurbaşkanı, hükümet, parlamento ve halkının karar verebileceğini kaydetti.

 

- Draghi: "İtalya, Ukrayna’yı AB’de istiyor"

İtalya Başbakanı Draghi de İtalya, Fransa, Almanya ve Romanya liderleri olarak bugün Kiev'e yaptıkları ziyareti tarihi olarak niteleyerek, Ukrayna halkına şartsız desteklerini göstermek için geldiklerini belirtti.

AB’nin Zelenskiy'nin istediği gibi Ukrayna’yı desteklemede birlik olduğunu ifade eden Draghi, bugünkü ziyaretlerinin de Avrupa’nın desteğini açık şekilde teyit ettiğini söyledi.

Başbakan Draghi, "Bugünkü ziyaretimizin en önemli mesajı; 'İtalya, Ukrayna'yı AB'de istiyor.' İtalya, Ukrayna’nın aday statüsüne sahip olmasını istiyor ve gelecek Avrupa Konseyi’nde de bu pozisyonu destekleyecek." dedi.

Draghi, Zelenskiy'nin de bu yolun, köklü reformların bulunduğu katedilmesi gereken bir yol olduğunu bildiğini belirtti.

Bugün buraya gelmelerinin bir nedeninin de Ukrayna’nın yeniden kendini inşa etmesine destek olduğunu vurgulayan Draghi, "Biz barış istiyoruz ama Ukrayna kendini savunmalı. Halkı için kabul edilebilir barışı seçecek olan Ukrayna'dır." diye konuştu.

 

- "Ukrayna'daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir"

Rus ordusunun katliamlarını tereddüt etmeden kınadıklarını dile getiren Draghi, "Uluslararası kuruluşların savaş suçlarıyla ilgili soruşturmalarına tam destek veriyoruz." ifadesini kullandı.

Başbakan Draghi, Karadeniz limanlarında bloke kalan milyonlarca ton tahılın kilidini açmaları gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün öğrendim ki, limanların açılmasına 2 hafta var. Hasat eylül sonunda ve başka şeylerin de tarihi yaklaşıyor. Durum giderek acil hale geliyor. Bu korkunç durumdan kaçınmak için, tahılın taşınmasına yönelik acil şekilde güvenli koridorlar oluşturulmalıdır. Ukrayna’daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir. Tek yol, bir BM kararına sahip olmaktır ancak Rusya şu ana kadar reddetti."

Draghi, İrpin kentine yaptıkları ziyarette de burada olup bitenleri herkesin bilmesi ve tanıması gerektiğini söyledi.

- Macron: "Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor"

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Avrupa’nın Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının ardından net şekilde özgür ve egemen bir Ukrayna’dan ve uluslararası hukuktan taraf olduğunu belirtti.

Ukrayna’nın Avrupa ailesinin bir parçası olduğunu kaydeden Macron, Fransa, Almanya, İtalya ve Romanya olarak Ukrayna’nın AB'ye üyelik için derhal aday statüsünü desteklediklerini dile getirdi.

Macron, bunun için bir yol haritasının yanı sıra Balkan, Moldova ve bölgenin durumunun dikkate alınması gerekeceğine işaret etti.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’nın almış olduğu “savaş, kaos ve egemen bir ülkeye silahlı saldırı” seçimini kabul etmediklerini söyledi.

Rusya’ya karşı yaptırımlar ve AB’nin Ukrayna’ya insani yardım, mali ve askeri destekleriyle Ukrayna'nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve özgürlüğünü savunmak için yanında olacaklarını kaydetti.

Macron, “Bugün, Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor.” diyerek, Ukrayna-Rusya savaşının Avrupa’nın tarihini değiştireceği yorumunda bulundu.

 

- Fransa, Ukrayna’ya ek 6 adet Cesar obüsü gönderecek

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile askeri, mali ve insani yardım bakımından acil ihtiyaçları görüştüklerini ifade eden Macron, mali ve askeri ekipman desteklerine devam edeceklerini söyledi.

Macron, Fransa’nın savaşın başından bu yana Ukrayna’ya 12 adet Cesar obüsü gönderdiğini, gelecek haftalarda ek 6 adet Cesar obüsü göndereceğini belirterek,
Ukrayna toprağı üzerinde savaş suçlarının cezasız kalmaması ve uluslararası hukukun, adaletin tecelli etmesi için faaliyetlerine güçlendirerek devam edeceklerini söyledi.

Küresel gıda krizinin, Rusya tarafından yürütülen savaşın direkt bir sonucu olduğuna değinen Macron, “Kiev’den hep birlikte, ciddiyetle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyesi Rusya’ya seslenerek, BM’nin tahıl ihracatını organize etmesini kabul etmesi çağrısı yapıyoruz.” dedi.

 

“Ukrayna’nın kaderini kendisi seçebilmesi için her şeyi yapacağız.” diyen Macron, barış için gerekli şartların oluştuğu zamanı Ukrayna’nın kendisinin karar vereceğine işaret etti.

Macron, bir noktadan sonra bir şekilde bu muharebenin sona ermesi gerekeceğine söyleyerek ancak bunun şartlarının Ukrayna ve Ukraynalı yetkililerce belirleneceğini kaydetti.

“Rusya’nın küçük düşürülmemesi” hakkındaki sözlerine atfen sorulan soruya, Macron, mevcut durumda Almanya Başbakanı Scholz ile yan yana durduklarını ancak bundan 100 yıl önce ise iki ülkenin savaştığı hatırlattı.

Macron, “Müttefikler, Fransa’nın (savaşı) kazanmasını sağladı ancak Fransa tarihi bir hata yaptı, barışı kaybetti çünkü Almanya’yı küçük düşürmek istedi.” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna-Rusya savaşı sona erdikten sonra başkalarının geçmişte yaptığı hatalara düşülmemesi gerektiğini kaydetti.

 

 

 

 

 

 

 

Sprachkurse können ohne geeignete Kinderbetreuung nicht wahrgenommen werden / Spracherwerb ist der Schlüssel für eine gelingende Teilhabe!

 

Die Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung Gudrun Brendel-Fischer, MdL fordert den Bund dazu auf, den Bildungsträgern mehr Mittel für die Kinderbetreuung während des Sprachunterrichts im Rahmen der Integrationskurse der Eltern zur Verfügung zu stellen: „Die Beaufsichtigung der Kinder ist für einen konzentrierten und nachhaltigen Spracherwerb der Kursteilnehmenden von zentraler Bedeutung. Diese Betreuung kann allerdings während der Sprachkurse vielerorts seitens der Träger nicht kostendeckend angeboten werden. Dementsprechend bleiben dringend benötigte Angebote aus. Hier muss der Bund schnell nachbessern.“

 

Jene Problematik war unter anderem Thema bei der gestern stattgefundenen Frühjahrskonferenz der Integrationsbeauftragten der Länder im Bundeskanzleramt in Berlin. Brendel-Fischer bat die Beauftragte der Bundesregierung für Migration, Flüchtlinge und Integration Reem Alabali-Radovan, sich beim Bund  für eine bessere Kostenerstattung stark zu machen. „Wir müssen sicherstellen, dass Neuzugewanderte schnellstmöglich integriert werden. Der Spracherwerb ist das wichtigste Kriterium für eine zeitnahe Eingliederung in die Gesellschaft, aber auch in unseren Arbeitsmarkt. Wir geben Geflüchteten eine Perspektive und stemmen uns gleichzeitig dem grassierenden Arbeitskräftemangel entgegen,“ so Brendel-Fischer.

Am 24. Juni 2022 findet zum dritten Mal ein bundesweiter Digitaltag statt. Auch die Stadtbücherei beteiligt sich mit einer Reihe an Aktionen und Veranstaltungen, die den Fokus auf das Thema „digitale Teilhabe“ legen. Im Dachgeschoss des Falkenhauses öffnet das medienpädagogische Team die Türen, um das neue Projekt „Level3 – Digitalisierung begreifbar machen“ vorzustellen. Alle Bürgerinnen und Bürger sind eingeladen, sich über dieses „Mitmach- und Bildungsprojekt“, welches mit Bundesmitteln, der Telekomstiftung und der Sparkassenstiftung Mainfranken gefördert wird, zu informieren.
 
Von 12.00 Uhr bis 18.00 Uhr können die Besucherinnen und Besucher sich über die neuen technischen Geräte, die Möglichkeiten, die der „Raum für Digitalisierung“ und das offene Produktionsstudio bieten, informieren. Von 3D Druck, Robotik, über digitale Musikproduktion, spontane Podcastaufnahmen oder das Abtauchen in virtuelle Welten kann vieles kostenfrei ausprobiert werden. Neben den aufgebauten Stationen, an denen jeder ausprobieren und experimentieren kann, steht das Team der Stadtbücherei für Beratung und Information rund um das Thema Digitalisierung zur Verfügung. Das Seniorencafé ist um 14 Uhr in Begleitung ihres humanoiden Roboters in der Stadtbücherei zu Gast und demonstriert, was die kleinen Wesen so alles können. 
 
Der Vortrag mit dem bekannten Würzburger Rechtsanwalt Chan Jo Jun zum Thema „Hass, Hetze und Fake News – zwischen Meinungsfreiheit und Menschenwürde“ bildet den Abschluss des Tages. Die kostenfreie Veranstaltung beginnt um 18.00 Uhr, um eine Anmeldung per Mail wird gebeten unter: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
 
Digitaltag bringt Menschen in ganz Deutschland zusammen
Der Digitaltag ist ein bundesweiter Aktionstag mit dem Ziel, die digitale Teilhabe in der Gesellschaft zu fördern. Alle Menschen sollen in die Lage versetzt werden, sich selbstbewusst und selbstbestimmt in der digitalen Welt zu bewegen. Getragen wird der Digitaltag von der Initiative „Digital für alle“, einem Bündnis von 27 Organisationen aus den Bereichen Zivilgesellschaft, Kultur, Wissenschaft, Wirtschaft, Wohlfahrt und öffentliche Hand. 
Der Digitaltag fungiert als Plattform, um verschiedenste Aspekte der Digitalisierung zu beleuchten, Chancen und Herausforderungen zu diskutieren und einen breiten gesellschaftlichen Dialog anzustoßen. Der Aktionstag soll die Digitalisierung mit zahlreichen Formaten erklären, erlebbar machen, Wege zu digitaler Teilhabe aufzeigen und Raum für kontroverse Debatten schaffen. Deutschlandweit finden verschiedenste Aktionen statt, wie beispielsweise Seminare, Workshops, Tage der offenen Tür oder Diskussionen rund um die Themen der Digitalisierung.
Schließlich wird im Rahmen des Digitaltags der „Preis für digitales Miteinander“ in den Kategorien „digitale Teilhabe“ und „digitales Engagement“ verliehen. Gewürdigt werden herausragende Initiativen, die sich für digitale Teilhabe einsetzen und bürgerschaftliches Engagement mithilfe digitaler Technologien fördern.
 
Weitere Informationen zur Initiative „Digital für alle“ sowie zum Digitaltag, den Aktionen und Beteiligungsmöglichkeiten sind unter www.digitaltag.eu abrufbar.
 
 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından; kardeş, soydaş ve akraba topluluklara yönelik kapsamlı bilimsel araştırmaların desteklenmesi amacıyla hayata geçirilen Beşeri ve Sosyal Kalkınma Araştırmaları Programı’nın (BESKAP) ikinci dönem başvuruları başladı.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) hayata geçirdiği projelerle ülkemiz ile köklü ilişkilere ve derin bağlara sahip toplumların; beşerî, siyasi ve ekonomik olarak kalkınmalarına yardımcı oluyor. YTB bu kapsamda kardeş, soydaş ve akraba topluluklara yönelik bilimsel araştırmaların desteklenmesi amacıyla Beşeri ve Sosyal Kalkınma Araştırmaları Programı’nı (BESKAP) hayata geçiriyor. Program ile birlikte Türkiye’deki ve yurt dışındaki araştırmacıların yapacağı ortak başvurularla, ikili ve çoklu akademik ağların geliştirilmesi hedefleniyor. BESKAP kapsamında yapılacak araştırmalar, ilgili ülkelerin politikaları için de yol gösterici nitelikte olacak. Bu çerçevede politika belgesi niteliğindeki araştırmalara öncelik verilecek.

Türkiye ve yurt dışından bireysel veya ortak başvuruların destekleneceği program kapsamında öncelik ortak araştırmaların desteklenmesi.  Program aynı zamanda tamamlanmış araştırmaların daha geniş kitlelere ulaştırılmasının sağlanmasını da hedefliyor. Kurumsal Ayrımcılık, Anadil Eğitim Hakları, Eğitimde Fırsat Eşitliği, Sivil Toplum Araştırmaları, Medya Analizleri,  Sosyolojik ve Demografik Araştırmalar ve Türkiye Mezunları başlıkları ise öncelikli konular arasında yer alıyor. 

BESKAP katılımcıları, bireysel araştırmacılar tarafından yapılmış başvurular arasından seçilecek. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri, lisans mezunu bireysel araştırmacılar, doktor unvanına sahip serbest araştırmacılar veya akademisyenler programa başvuru yapabilecek.

Program Son Başvuru Tarihi 15 Kasım 2022

Programla ilgili detaylı bilgiler ve başvuru formları http://ytb.gov.tr/beskap/  adresinde bulunuyor. Soru ve görüşler için de Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! adresi üzerinden iletişime geçiliyor. Programa son başvuru tarihi ise 15 Kasım 2022 olarak belirlendi.