Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Türkiye'de Kovid-19 salgınında toplumsal bağışıklama kapsamında uygulanan aşı programına göre bugün 60 yaş üzeri ve eşleri ile risk grubundaki bazı hastalar için aşılama süreci başladı. Sancaktepe Şehit Prof.Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen vatandaşlara aşıları yapıldı.

(AA)

Steigende Zahlen und hohe Auslastung der Intensivstationen
 
Die Zahl der an COVID-19 erkrankten Menschen steigt wieder, auch die Verläufe bei jüngeren Patienten werden schwerer: Die dritte Welle der Corona-Pandemie bereitet dem Klinikum Nürnberg große Sorge. Hinzu kommt, dass Patientinnen und Patienten immer häufiger sofort auf der Intensivstation versorgt werden müssen. Das bedeutet: Die Kapazitäten zur Behandlung anderer Notfälle werden zunehmend eng. Angesichts dieser Lage warnt das Klinikum Nürnberg vor Sorglosigkeit und appelliert an alle, die Hygieneregeln weiterhin streng einzuhalten und Kontakte weitestgehend zu reduzieren.
 
Stand heute liegen 102 COVID-19-Patientinnen und Patienten im Klinikum Nürnberg, davon werden 28 mit schweren Verläufen auf den Intensivstationen an den Standorten in Nord und Süd behandelt. „Die Zahlen haben sich im Lauf von nur zwei Wochen um rund 25 Prozent gesteigert“, fasst Prof. Dr. Achim Jockwig, Vorstandsvorsitzender des Klinikums Nürnberg, zusammen. „Corona ist noch nicht vorbei, deshalb dürfen wir bei den Vorsichtsmaßnahmen, also den Hygieneregeln und der Reduzierung von Kontakten, nicht nachlassen. Zusätzlich brauchen wir kluge Testkonzepte. Nur so können wir die dritte Welle klein halten.“
 
Angespannte Lage an den Standorten Nord und Süd
 
Das unterstreichen auch die Intensivmediziner des Klinikums Nürnberg. Es sei erschreckend, so Oberarzt Dr. Arnim Geise, Bereichsleitung Internistische Intensivmedizin Klinikum Nürnberg Nord, dass immer öfter jüngere Patienten eingeliefert werden, die quasi sofort auf der Intensivstation landen. „Im Unterschied zur ersten und zweiten Welle hat sich der Altersdurchschnitt unserer Patienten deutlich nach unten verschoben – auf 64 Jahre“, so Geise. „Die Patienten liegen bis zu acht Wochen bei uns, sodass die Zahl der freien Intensivbetten sinkt.“
 
Auch Prof. Dr. Stefan John, Leiter der Abteilung Interdisziplinäre Intensivmedizin Klinikum Nürnberg Süd, berichtet von auffällig steigenden Zahlen. „Im März hatten wir drei Patienten auf der Intensivstation, heute sind es dreizehn“, so John. Sicher könne man die Zahl der Intensivbetten aufstocken, dafür brauche es aber genügend qualifiziertes Intensivpflege-Personal. „Für eine Rundum-Versorgung von zwei COVID-19-Patienten auf der Intensivstation benötigen wir im Schnitt 5,5 Pflegekräfte. Diese können wir nur aus anderen Bereichen abziehen, indem wir OP-Kapazitäten herunterfahren“, ergänzt Geise. An beiden Standorten bedeutet das: Es gibt weniger Kapazitäten für andere Notfall-Patienten, die mit einem Tumor, Schlaganfall oder Herzinfarkt ins Klinikum Nürnberg kommen.
 
Hohe Belastung für das Klinikum-Personal
 
Ein Jahr Corona-Pandemie: Die Belastung für das Klinikum-Personal ist nach wie vor hoch. Zwar habe sich die Lage durch die Impfung verändert - mehr als 70 Prozent der Beschäftigten sind bereits geimpft und müssen zumindest nicht befürchten, selbst schwer zu erkranken. Es sei aber eine zunehmende Ermüdung und Zermürbung zu erkennen, berichten John und Geise einvernehmlich. „Es ist unser Job, Menschen in Not zu helfen und da erleben wir viel Leid“, so Dr. Geise. „So etwas wie die Corona-Pandemie mit vielen Momenten der Hilflosigkeit haben wir jedoch noch nie erlebt.“
 
Britische Virus-Variante bei über 90 Prozent
 
Dass die britische Virus-Variante B.1.1.7 im Klinikum Nürnberg angekommen ist, bestätigt Prof. Dr. Jörg Steinmann, Ärztlicher Leiter des Instituts für Klinikhygiene, Medizinische Mikrobiologie und Klinische Infektiologie. Anfang Februar wurde die britische Variante erst bei fünf Prozent der im Klinikum Nürnberg getesteten COVID-19-Patientinnen und Patienten nachgewiesen. „Heute liegen wir bei über 90 Prozent“, so Steinmann. Die Virus-Variante verzeihe weniger Fehler, deshalb sei es umso wichtiger, die sogenannten AHA-L-Regeln einzuhalten. Steinmann: „Maske tragen, Abstand halten, Hände desinfizieren bzw. waschen, Kontakte vermeiden und lüften – ob im Krankenhaus, bei der Arbeit oder im Privaten: Dann hat das Virus keine Chance.“
 
Insgesamt wurden seit Beginn der Pandemie am Klinikum Nürnberg 2018 Patientinnen und Patienten behandelt, die an COVID-19 erkrankten: 1120 Männer und 898 Frauen. Auf der Intensivstation wurden seitdem 341 Menschen versorgt. 419 Männer und Frauen sind seit Beginn der Pandemie gestorben.
 
Foto: Prof. Dr. Jörg Steinmann, Dr. Arnim Geise, Prof. Dr. Achim Jockwig und Prof. Dr. Stefan John (v. l.)
Quelle: Giulia Innicelli / Klinikum Nürnberg
Autorin/Autor: Unternehmenskommunikation Klinikum Nürnberg
Balkanlar'da Kovid-19 vaka ve ölümleri artmaya devam ediyor
- Sırbistan'daki hastanelerin doluluk oranı yüzde 90'a yükseldi
- Hırvatistan'da Meclis Başkanı Jandrokovic, Başbakan Plenkovic ve Sağlık Bakanı Beros AstraZeneca aşısı yaptırdı
 

SARAYBOSNA (AA) - Balkan ülkelerinde yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ve virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son günlerde hızla artıyor.

Henüz kitlesel aşılama için aşı tedarik edemeyen Bosna Hersek'te son 24 saatte 1852 yeni vaka tespit edilirken, 62 kişi de yaşamını yitirdi. Ülkedeki toplam vaka sayısı 158 bini geçerken, can kaybı da 6 bin 67 oldu.

Başta başkent Saraybosna olmak üzere birçok şehirde hastanelerin doluluk oranlarının yükseldiği ülkede birçok salgın tedbiri de yeniden uygulanmaya başladı.

Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) entitesinde daha önce 23.00-05.00 saatleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı, 21.00-05.00 arasında uygulanacak ve kapalı alanlarda en çok 20 kişiye kadar toplanmalara izin verilecek.

Bosna Hersek'te salgının en etkili olduğu Saraybosna Kantonu'nda (KS) kafe ve restoranların kapatılmasının ardından en az iki hafta boyunca spor salonu ve havuzların da kapatılması kararlaştırıldı.

Daha önce Sırbistan, Slovenya ve Türkiye'nin aşı yardımında bulunma sözü verdiği Bosna Hersek'e Çin'in de 50 bin doz aşı bağışlayacağı açıklandı.

- Sırbistan'da hastaneler dolmak üzere

Avrupa'da aşılama çalışmalarında en başarılı ülkelerden biri olan Sırbistan'da da son günlerde Kovid-19 sayıları artıyor. Son 25 saatte 5 bin 297 yeni vaka tespit edilen ülkede, 37 kişi daha hayatını kaybetti. Sırbistan'daki toplam vaka sayısı 566 bin 669'a, can kaybı da son 5 bin 39'a yükseldi.

Sırbistan Sağlık Bakanı Zlatibor Loncar, artan vaka ve ölümler nedeniyle yeniden alınan tedbirlerde gevşetilmeye gidilmeyeceğini belirterek, ülke genelindeki hastanelerde doluluk oranının yüzde 90'a yükseldiğini söyledi.

- Hırvatistan'da devlet erkanı AstraZeneca aşısı yaptırdı

620 bin nüfuslu Karadağ'da son 24 saatte 434 yeni vaka daha tespit edilirken, 4 kişi daha hayatını kaybetti. Ülke genelindeki vaka sayısı 88 bin 550'ye yükselirken, can kaybı da 1224 oldu.

Karadağ'da, ülke genelinde karantinaya gidilmesi tartışılırken, şu ana dek nüfusun sadece yüzde 1'inin aşılandığı bildirildi.

Hırvatistan'da ise son 24 saatte 1891 yeni vaka ve 20 can kaybı daha kaydedildi. Ülkedeki vaka sayısı 260 bin 636'ya yükselirken, can kaybı 5 bin 828 oldu. 

Son günlerde artan vaka ve ölü sayıları nedeniyle ülkede uzaktan eğitime geçilme kararı alındı.

Bu arada Başbakan Andrej Plenkovic, Meclis Başkanı Gordan Jandrokovic ve Sağlık Bakanı Vili Beros AstraZeneca aşısı oldu.

- Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Kosova

Kosova'daki vaka sayısı son 24 saatte 781 artarak 84 bin 498'e ulaşırken, can kaybı da 17 artarak 1803'e çıktı.

Kuzey Makedonya'daki vaka sayısı 120 bin 882'ye, can kaybı ise 3 bin 528'e yükseldi.

Kuzey Makedonya Başbakanı Zoran Zaev, Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) kapsamında bekledikleri aşıların ülkeye ulaşmasıyla kitlesel aşılamanın mart sonunda ya da nisan başında başlayabileceğini açıkladı.

Bölge ülkelerinden Arnavutluk'taki vaka sayısı ise 121 bin 847'ye, can kaybı 2 bin 156'ya çıktı.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yerli aşı çalışmaları yapan kurum ve kuruluşların yöneticileriyle yarın bir araya gelecek.

Oktay, yerli aşı üzerinde çalışan kurum ve kuruluşların yöneticileriyle toplantılara devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantılarda, yerli aşı çalışmalarında katedilen mesafe, projelerin mevcut durumu ve bundan sonraki süreçlerin hızlandırılmasını sağlayacak yol haritası masaya yatırılıyor.

Oktay, bu kapsamda yarın da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başta olmak üzere yerli aşı sürecinde yer alan tüm paydaşları bir araya getiren geniş katılımlı bir koordinasyon toplantısına başkanlık edecek.

- Oktay bugün de toplantı yaptı

Öte yandan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yerli aşı çalışmaları kapsamında bugün de Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Gürsel, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mayda Gürsel, Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erganiş, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Yazıhan, ODTÜ Teknokent Nanografi Biyoteknoloji Birim Direktörü Dr. Ahmet Çağlar Özketen, Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Akbulut ile Koçak Farma Yönetim Kurulu Başkanı Ender Koçak ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Toplantılarda yerli aşı çalışmalarında gelinen son durum kapsamlı olarak ele alınırken, çalışmaların hızla sonuçlandırılması ve süreçlerin kolaylaştırılması noktasında kamunun verebileceği katkılar irdelendi.

Oktay, hafta başında yerli aşı çalışmalarına maddi ve teknik destek veren TÜBİTAK ve TÜSEB, aşı çalışmalarının tüm fazlarında onay mercisi olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ile Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü yetkilileri ile bir araya gelmişti.
"Baktım bebek morarmış, solunum yok, kalp durmuş vaziyetteydi. Ondan sonra nefes borusunu açtık, kalp masajı, nefes yoluyla solunum derken bebek kendine geldi. Acil olarak uçağın Ankara'ya inmesi gerekiyordu. Uçaktan inerken ambulansla teslim ettik. Bebeğin durumu iyiydi"

İSTANBUL (AA) - Türk Hava Yolları'nın (THY) Bişkek-İstanbul seferini yapan tarifeli uçağında kalp krizi geçiren bebeğe müdahale eden AK Parti Karaman Milletvekili Dr. Recep Şeker, "Ankara'ya yarım saatlik bir mesafe vardı. Doktor olduğumu bilen hostesler kucağıma bir bebek getirdi. Baktım, bebek morarmış, solunum yok, kalp durmuş vaziyetteydi. Ondan sonra nefes borusunu açtık, kalp masajı, nefes yoluyla solunum derken bebek kendine geldi." dedi. 

Ankara'ya acil inen THY'nin uçağında yaşananları basın mensuplarına anlatan Şeker, kalp krizi geçiren bebekten önce de uçakta rahatsızlanan iki yetişkin yolcuya müdahale ettiğini söyledi. 

Doktor olduğunun anlaşılması üzerine hosteslerin, kalp krizi geçiren bebeği de kendisine getirdiğini belirten Şeker, "Ankara'ya yarım saatlik bir mesafe vardı. Doktor olduğumu bilen hostesler kucağıma bir bebek getirdi. Baktım, bebek morarmış, solunum yok, kalp durmuş vaziyetteydi. Ondan sonra nefes borusunu açtık, kalp masajı, nefes yoluyla solunum derken bebek kendine geldi." dedi.

Şeker, uçağın acil olarak Ankara'ya inmesi gerektiğini dile getirerek, "Bunlar ikiz bebekti. Aile, Türkçe ve İngilizce bilmiyordu. Uçaktan inerken ambulansla teslim ettik. Bebeğin durumu iyiydi." ifadelerini kullandı.

- Olay

THY'nin Bişkek-İstanbul seferini yapan "TK-347" sefer sayılı uçağında bir bebek kalp krizi geçirdi. Bebeğe ilk müdahale, kabin görevlileri ve uçakta bulunan doktor tarafından yapıldı. Türkiye hava sahası üzerinde olan uçağın kaptan pilotu, Ankara Esenboğa Havalimanı Hava Trafik Kontrol kulesiyle irtibata geçerek, acil iniş için izin vermesinin ardından uçak, Esenboğa Havalimanı'na sorunsuz indi.

İnişin ardından kalp krizi geçiren bebek, uçak altına çağırılan sağlık ekibine teslim edildi. THY uçağı ise İstanbul seferini tamamlamak üzere Esenboğa Havalimanı'ndan hareket etti.

Polonya’da yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) olası 3'üncü dalgası korkusuyla yeniden önlemler alınırken, halihazırda uygulanan tedbirlerin uzatılması kararlaştırıldı. Kovid-19 kaynaklı vaka sayıları ve günlük can kayıplarının artmaya devam ettiği ülkede, yetkililer tarafından bölgesel kısıtlamaların 20 Mart'tan itibaren tüm ülkede geçerli olacağı duyurulurken, müzeler, sanat galerileri, yüzme havuzları ve okulların 9 Nisan'a kadar kapalı kalacağı belirtildi. Bochnia Hastanesi'nde görev alan sağlık çalışanları, koruyucu ekipman ve kıyafetleriyle hastanenin yoğun bakım ünitesinde Kovid-19 hastalarıyla ilgileniyor.

Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün organize ettiği "UMKE Arazi Sürüş Teknikleri Eğitimi" Antalya'da başladı.
 
İl Sağlık Müdürlüğü Afet ve UMKE Biriminin ev sahipliğinde, Nebiler Orman Bölge Müdürlüğü Uluslararası Eğitim Merkezi'nde düzenlenen eğitimde, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle tedbirler alındı. 
 
İl Sağlık Müdürü Müdürü Ünal Hülür'ün ve Sağlık Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Daire Başkanı Şükrü Yorulmaz'ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği eğitime 24 ilden UMKE personeli katılıyor.
 
Gruplar halinde 133 personele, 4x4 arazi aracı sürüş teknikleri, vinç kullanımı eğitimi, farklı yol koşullarında sürüş teknikleri, ambulans ekipmanları, afet psikolojisi ve dijital telsiz eğitimleri veriliyor.
 
Teorik ve uygulamalı eğitim 28 Mart'ta sona erecek.
 
(AA)
Paramotor pilotları Metin Pehlivan ve Tolga Şenyuva, yaptıkları uçuşla sağlık çalışlarını 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı.
 
Pehlivan ve Şenyuva, Türk bayrakları asılı paramotorlarıyla Bayraklı sahilinden kalkış yaparak Kordonboyu'nda uçuş yaptı.
 
Pilotlardan Pehlivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'de sportif ve eğlence amaçlı uçuşlar yaptıklarını söyledi.
 
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde sağlık çalışanlarının ortaya koyduğu özverinin çok değerli olduğunu kaydeden Pehlivan, "14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle bugün sağlık çalışanlarımız pandemi sürecinde çok emek sarf ettiler. Onlara armağan etmek istedik bu uçuşumuzu. İzmir'i bugün Türk bayraklarıyla süsledik." dedi.
 
Tolga Şenyuva da yaklaşık 15 senedir havacılıkla ilgilendiğini, son 3-4 senedir de hem yamaç paraşütü hem de paramotor pilotluğu yaptığını söyledi. Fedakarca çalışan tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı paramotorlarla kutlamak istediklerini belirten Şenyuva, şöyle konuştu: "Uçuşumuzu onlara armağan etmek istedik. Türk bayraklı uçuşumuzun bir başka anlamı da önümüzdeki haftaki 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü ile alakalıydı. Tüm şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyoruz."
Lachen macht glücklich und gesund und kann in Corona-Zeiten erst recht nicht schaden. 
Unsere Experten Dr. med. Katharina Hösl, Leitende Oberärztin in der Klinik für Psychiatrie und Psychotherapie, und Prof. Dr. med. Wolfgang Brückl, Oberarzt in der Klinik für Innere Medizin 3, Schwerpunkt Pneumologie, wissen mehr darüber. 
 
Warum lachen wir eigentlich und was passiert in unserem Gehirn, wenn wir lachen?
Dr. Hösl: Lachen ist etwas typisch Menschliches, denn Katzen, Meerschweinchen oder Pferde können nicht lachen. Wir können schon lächeln, lange bevor wir laufen oder sprechen können. Lachen verbindet und entspannt uns Menschen in sozialen Beziehungen. Herzhaftes Lachen stimuliert den Parasympathikus, den entspannenden Teil des vegetativen Nervensystems. Beim Lachen werden durch verschiedene Botenstoffe wie Dopamin, Serotonin und körpereigene Endorphine Glücksgefühle im Gehirn ausgelöst. Übrigens: Die Wissenschaft von den physischen und psychischen Mechanismen und Auswirkungen des Lachens heißt Gelotologie.
 
Kann Lachen auch therapeutisch hilfreich sein?
Dr. Hösl:  Ja, der Einsatz von Clowns in Krankenhäusern oder Senioreneinrichtungen hat sich sehr bewährt. Auch Lachyoga ist ein interessanter Ansatz. Der indische Arzt und Yogalehrer Madan Kataria hat Lachyoga weltweit bekannt gemacht. Er kombinierte Yogatechniken mit Lachübungen und entwickelte daraus eine Methode, die Menschen zum Lachen bringen soll. In der Gruppe wird das Lachen zunächst auf motorischer Ebene trainiert, ein anfangs künstliches Lachen soll nach und nach in ein echtes Lachen übergehen. Es ist dabei gar nicht notwendig, besonders humorvoll zu sein. Durch den Blickkontakt und die Dynamik in der Gruppe entsteht ein ansteckendes Lachen, das sich auf andere Teilnehmer überträgt.
 
Wie viele Muskeln sind in unserem Gesicht beim Lachen beteiligt und welcher Muskel ist der entscheidende Muskel beim Lachen?
Prof. Brückl: Vom Gesicht über den Brustkorb bis zum Bauch sind fast 300 Muskeln beteiligt. Alleine der sogenannte Lachmuskel (medizinisch Jochbeinmuskel; lat. Musculus zygomaticus) spannt etwa 15 weitere Muskeln im Gesicht an. Übrigens: auch die Muskeln, die den Tränensack umgeben, sind beim Lachen beteiligt, was uns buchstäblich „Tränen lachen“ lässt. Nach einem Lachanfall, der im Schnitt sechs Sekunden anhält, sind die Muskeln gut durchblutet und durch das vibrierende Zwerchfell hat quasi eine innere Massage stattgefunden. 
 
Mit wie viel Km/h stößt man die Luft beim Lachen aus der Lunge?
Prof. Brückl: Bei einem Lachanfall pressen wir die Luft mit ca. 100 km/h aus hinaus. Außerdem geht die Atmung schneller und wir nehmen fast viermal so viel Sauerstoff auf als im Normalzustand. Lachen ist damit tatsächlich eine physiologische Atemübung, die man täglich nutzen sollte. So trainiert man das Exspirium, also das verlängerte Ausatmen, den Einatem-Reflex und kräftigt dadurch nicht zuletzt auch die Stimme. 

Dünyanın dört bir yanından uluslararası öğrencilere Türkiye'de yükseköğrenim imkânı sunan "YTB Türkiye Bursları" programının 2021 yılı başvuruları 10 Ocak'ta başladı.

“Büyük Öğrenci Projesi" olarak 1992'de başlatılan ve 2012'de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın (YTB) koordinasyonuyla "Türkiye Bursları" markasıyla dünyaya açılan Türkiye'nin resmi uluslararası öğrenci burs programına talebin her yıl arttığını belirten YTB Başkanı Eren, şunları kaydetti: "2012'de 42 bin başvuru alan Türkiye Bursları programı, 2019'da dünyanın 167 ülkesinden 145 bin 700; 2020 yılında da pandemi şartlarına rağmen 172 ülkeden 156 bin başvuruyla rekor başvurular aldı. Türkiye Bursları'na olan bu ilgi bizleri mutlu ediyor. Bizler de her yıl giderek artan bu ilgi ve talebe karşılık olarak burs imkanlarımızı arttırmaya ve geliştirmeye çalışıyoruz".

2021 yılı için de Türkiye Bursları'na başvuruların 10 Ocak'ta başladığını hatırlatan Eren, ‘'20 Şubat'a kadar tüm dünyadan başvuruları almaya devam edeceğiz. Aday öğrenciler YTB ve Türkiye Bursları sosyal medya hesaplarıyla Türkiye Burslarıadresinden tüm detaylara ve başvuru sayfasına ulaşabilir. Başvurular; Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde eğitim almak isteyen adaylara açık'' ifadelerini kullandı.


Türkiye Bursları'nın dünyanın en kapsamlı burs programı olması hasebiyle diğer ülke burslarından ayrıldığını söyleyen Abdullah Eren, ‘‘Türkiye Bursları; üniversite bölüm yerleştirmesi, aylık burs, üniversite harcı, sağlık sigortası, yurt-barınma, mesleki ve akademik programlar ile gidiş-dönüş uçak bileti gibi imkânlarıyla dünyanın en kapsamlı burs programı olarak öne çıkıyor'' değerlendirmesinde bulundu.

 

YTB Başkanı Abdullah Eren, son olarak Türkiye Bursları ile ülkemizde öğrenim gören adayların mezuniyetten sonra ülkelerinde önemli görevler üstlendiğine ve bu öğrencilerin adeta gönüllü birer Türkiye elçisi olarak ülkelerimiz arasındaki ilişkilere katkı sunarak, küresel çaptaki sorunların çözümüne ilişkin de önemli gayretler ortaya koyduklarını sözlerine ekledi.


Başarılı mezunları ile dikkat çeken Türkiye Bursları ile Türkiye'de öğrenim gören isimlerden biri olan Somali Adalet Bakanı Abdulkadir Muhammed Nur geçtiğimiz günlerde ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye yapmış; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilirken, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile bir araya gelmiş YTB Başkanı Abdullah Eren'i de ziyaret etmişti.