Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Merkezi Lüdwigshaven şehrinde bulunan Avrupa Nizam-ı  Alem Federasyonu geçtiğimiz ay genel kurulunu genel merkezde toplayarak yeni idarecilerini seçmişti. Genel başkanlığa tekrar Erol Yazıcıoğlu seçilmişti. 
 
Avrupa ülkelerinde şubeleri ve üyeleri olan Nizam-ı Alem Federasyonu 30 yıl önce resmen hizmete başlamış ve bu günlere yani 30. yıla gelmiş bulunuyor. Yeni seçilen yöneticilerin tanıtılacağı ve 30. yıl kurultay şöleniyle taçlanacak. Başkan Erol Yazıcıoğlu,”Avrupa ülkelerindeki ülkücüleri bu şölene davet ediliyorum. Onlarla kucaklaşmak istiyorum.”
 
Kısa adı ANF olan Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu genel başkanı Erol Yazıcıoğlu Sivas Şarkışla doğumlu olup, Türkiyemizin 1980 öncesi Ülkü Ocakları genel başkanlarından. Muhsin Yazıcıoğlu’nun amca oğlu.
 
Muhsin Yazıcıoğlu (31 Aralık 1954, Sivas - 25 Mart 2009, Kahramanmaraş), Türk siyasetçi, şair, veteriner hekim ve ülkücü lider. Eski Ülkü Ocakları genel başkanı; 19., 20. ve 23. dönem TBMM Sivas milletvekili; Büyük Birlik Partisinin kurucusu ve ilk genel başkanıdır. 25 Mart 2009 tarihinde helikopter kazasında Kahramanmaraş'ta kaza süsü verilerek şehit edildi. Rabbim şahadetini kabul eylesin.
 
Muhsin başkan gençliğimizin ve gönüllerimizin genel başkanıydı. BBP kurduktan sonra, Türkiyenin genelinde teşkilatlanmış ses getiren, ülkücülerin sesi oldu. Muhsin Yazıcıoğlu  Avrupa Nizam-ı Alemin genel başkanı Erol Yazıcıoğlu ile akraba amca çocuklarıdır.
 
 
Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu 
 
Dava ve gaye adamı Erol  Yazıcıoğlu başkan, rahmetli gençliğimizin ve gönüllerimizin başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yolunda onun izinde yürüyor. Onun savunduğu davasını sahiplenmiş bu Ülkü yolunda hizmetlerinin Avrupa kıtasında 30. yılını kutlamaya hazırlanıyorlar. 
 
Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu 30. Genel kurulunu yaptı. Genel başkanlığa tekrar Erol Yazıcıoğlu seçildi.  
 
 
 Genel Kurula gitti yeni yönetimini seçti. Erol Yazıcıoğlu güven tazeledi.
 
Geçtiğimiz hafta 30. genel kurulunu Almanyanın Ludwigshafen şehrinde gerçekleştirdi. Milli birlik ve kardeşlik ölçüleri içerisinde geçen genel kurul sonucu Genel başkanlığa tekrar Erol Yazıcıoğlu seçilirken, yönetim kurulu şu isimlerden oluştu;
Mustafa Kızıleniş, Adem Sucu, İsmail Cenik, Nazmi Kaya, Şükran Küçük, Bedia Ertuğ Erdoğan,Hasan Karakuş, Alparslan Çalık, Ali Küçük, Ömer Sarı, Hasan Almalı, Sezgin Yıldırım, Nurettin Kayaoğlu, Veysel Yağcı, İlyas Özer, Ebubekir Oğultay, Selim Küçük.
 Avrupa Türklüğüne hizmet verme yarışında olan Avrupa Nizami Alem Federasyonun genel başkanı Erol Yazıcıoğlu ve ekibini kutluyor başarılar diliyorum.
Avrupa Nizami Alem Federasyonun gayesini anlatan Yazıcıoğlu;
“Amacımız avrupadaki Türk Gençliğinin asimile olmamasıdır. Değişen dünya şartlarına uyum sağlayarak geleceğimiz olan gençliğimizi kültürümüzü ve dinimizi korumaktır. Sevincinde ve üzüntüsünde vatandaşlarımızın yanında olmak ilk görevimiz” dedi.
 
30. Yıl Kurultay Şenliği
 
30. Yıl kutlamalarına kurucu genel başkan Zülfü Canpolat,Prof Dr. Orhan Kavuncu,Recep Yıldırım, ANF genel başkan baş danışmanı Dr. Halil Kol, ANF genel başkanı Erol Yazıcıoğlu’nun katılacağı 30. Yıl kutlama töreninde Kültür sanat şöyleninde Türk Halk müziği sanatçısı Ahmet Baydaroglu, Pınar Dağdelen,Ayaz Aydın ve Ozan Hamza Can’ın sahne alacağı programa 23 Kasım Cumartesi 2024 tarihinde 
Göppingen Melodi Events düğün salonu, Siemensstr.8 adresine gönül dostlarımızı davet ediyoruz. Giriş ücretsiz” dedi.
 
Haber: Doğan Tufan 
 

KONAD Genel Başkanı Sait Özcan, Almanya’nın ünlü gıda toptancılarından Çiloğlu Pazarlama Müdürü Hasan Çıbıkçı ile birlikte Frankfurt Başkonsolosluğu’na nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında Özcan;

“Ülkemizin dünyanın en önemli metropollerinden biri olan Frankfurt’ta temsil edildiği sayın başkonsolosumuza bir nezaket ziyareti gerçekleştirdik. Bu ziyarette, Türk Devleti’nin sıcaklığını ve samimiyetini hissetmek bizim için çok önemliydi.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Frankfurt Başkonsolosu N. İlknur Akdevelioğlu ise, Sait Özcan’ın Avrupalı Türkler adlı kitabını aldıktan sonra, “Türk toplumunun kendi kendine yeterli bir hale geldiğini görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Her meslekten insanımızın bizim başkonsolosluk bölgemizde yaşamasından gurur duyuyorum. İnsanımızın özgüven kazanarak kendi ayakları üzerinde durması çok önemli. Yazarak toplumu aydınlatan kişilerin de bizim insanlarımız arasından çıkması ise bizi ayrıca sevindiriyor.” şeklinde konuştu.

Almanya Türklerine sosyo-kültürel alanda ciddi katkılar sağlayan KONAD (Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi) Başkanı Sait Özcan ise ziyaret sonrası, “Dördüncü nesil Türklerin başarı merdivenlerini dedelerinden çok daha hızlı tırmanacaklarına inanıyoruz. Bu bağlamda, insani değerlere önem veren, bilimin ışığında bilgi dağarcığını geliştiren ve milli değerlerinden kopmayan nesiller, geleceğin aydınlık Türkiye’sine öncülük edecektir. Önümüzdeki dönemde yeni bir kitap çalışması ile bu nesli anlatacak, eksiklerini ortaya koyacak ve artı değerlerini okuyucularımıza sunacağız. Çünkü onlar X, Y, Z kuşağı olmaktan ziyade başarılarıyla öne çıkan Müslüman Türk gençliği olacaklardır. Gelecekte bu gençlik, bizimle kucaklaştığında, 21. yüzyıl tam anlamıyla Türk asrı olacaktır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Ziyarete katılan Çiloğlu Pazarlama Müdürü Hasan Çıbıkçı da, “Genç nesil Türklerin yazacağı başarı hikayesi, milletimizin geleceği için büyük bir öneme sahiptir.” şeklinde konuştu.

 

 

Am Volkstrauertag, dem 17. November 2024, haben sich zahlreiche Bürgerinnen und Bürger aus dem Landkreis Würzburg auf dem Friedhof in Tückelhausen (Stadtteil Ochsenfurt) versammelt, um gemeinsam der Opfer von Krieg und Gewalt zu gedenken. In seiner Rede regte Landrat Thomas Eberth nicht nur zum Innehalten an, sondern rief jeden Einzelnen eindringlich dazu auf, Verantwortung für ein friedvolles Miteinander zu übernehmen.

 

Mehr als ein Blick in die Vergangenheit

 

Der Landrat erinnerte an die Schrecken der beiden Weltkriege, die Millionen Opfer forderten, und machte deutlich, dass der Volkstrauertag weit mehr ist als ein Blick in die Vergangenheit. „Der Volkstrauertag ist eine Tradition, die vielleicht für manche in Vergessenheit gerät. Doch die Ereignisse in der Welt zeigen uns jeden Tag, wie wichtig es ist, zu erinnern und zu mahnen. Krieg, Terror, Gewalt und das Fehlen von Menschlichkeit sind leider vielerorts auf dem Vormarsch. Wir Menschen lernen scheinbar zu wenig aus unserer Geschichte“, betonte Thomas Eberth in seiner Ansprache. „Daher braucht es Tage wie diesen, um innezuhalten, zu erzählen, und aus den Fehlern der Vergangenheit zu lernen – für Frieden, Freiheit, Rechtstaatlichkeit und Menschlichkeit.“


Eberth appellierte an alle Generationen, den Volkstrauertag nicht als bloße Nostalgie zu betrachten, sondern als Mahnung und Aufgabe für die Gegenwart und Zukunft: „Nur wenn wir uns aktiv gegen das Vergessen stellen und uns für Frieden und Gerechtigkeit einsetzen, können wir den Weg in eine bessere Welt ebnen.“

 

Dank an die Beteiligten

 

Die Zeremonie wurde musikalisch von einem Bläserensemble des Musikvereins Tückelhausen begleitet, Vertreterinnen und Vertreter der örtlichen Vereine und der Landkreisgemeinden legten Kränze nieder. Der Landkreis Würzburg dankt allen, die sich am Volkstrauertag beteiligt haben – sei es durch ihre Anwesenheit, ihr Engagement oder ihre stille Erinnerung.

Als Stadtmarketing „Würzburg macht Spaß“ e.V. sind wir seit über 35 Jahren starker Partner für Händler, Dienstleister, Gastronomen und Kulturschaffende. Wir organisieren überregional bekannte Events wie Stadtfest, Mantelsonntag sowie die Einkaufsnacht – daneben steigern wir mit dem CityGutschein und weiteren intensiv beworbenen Projekten Bekanntheit und Sympathiewerte Würzburgs als Einkaufsstadt.

Gerade heute sind das Engagement und die Zusammenarbeit der unterschiedlichen Akteure in Würzburg wichtiger denn je. Durch unsere zahlreichen Mitglieder aus Einzelhandel, Gastronomie, Kultur und Dienstleistung steht die Arbeit unseres Teams auf einer breiten inhaltlichen Basis. Gemeinsam setzen wir die unterschiedlichen Aufgaben eines modernen Stadtmarketings erfolgreich um und tragen mit derzeit fast 300 Mitgliedsunternehmen dazu bei, die enormen Potenziale unserer Stadt zu nutzen.

Oberstes Ziel ist die Stärkung des Wirtschaftsstandorts Würzburg. Dabei sollen insbesondere die Anziehungskraft Würzburgs ausgebaut, die Lebensqualität ebenso wie die Besucherfrequenz, die Wirtschaftskraft und das Kulturleben nachhaltig gesteigert werden. Als Bindeglied zwischen Handel und Kommune steht das Stadtmarketing „Würzburg macht Spaß“ e.V. seinen Mitgliedern als Partner mit seiner Erfahrung und seinem Netzwerk zur Verfügung. Dieses Netzwerk ist die Grundlage für den nachhaltigen Erfolg von Unternehmen, Gewerbetreibenden und Ideen im Wirtschaftsraum Würzburg.

 

Unsere Aufgaben und Tätigkeiten:

  • -  Organisation von Veranstaltungen und Werbeaktionen, welche die Attraktivität Würzburgs als Wohnstadt und Einkaufsstandort unterstreichen

  • -  Entwicklung von frequenzsteigernden, verkaufsfördernden, imagebildenden und kaufkraftbindenden Maßnahmen

  • -  Förderung von Wirtschaft und Stadtkultur

  • -  Mitarbeit an der Weiterentwicklung des Stadtkonzepts als Basis für Stadtplanung und Stadtgestaltung

  • -  Enge Zusammenarbeit mit anderen Akteuren des Stadtmarketing

  • -  Koordination und Motivation kleinerer Interessengruppen, um durch konzertierte Maßnahmen und Öffentlichkeitsarbeit die Attraktivität Würzburgs Tag für Tag zu steigern

  • -  Kooperationen mit wirtschaftlichen Vereinen und Verbänden, die gleiche Ziele verfolgen

  • -  Vertretung der gebündelten Interessen unserer Mitglieder gegenüber Dritten

 

Fotograf: Karl-Heinz Koch

 

Fotograf Andreas Kneitz

 

Fotograf Andreas Kneitz

 

Fotograf Andreas Kneitz

 

Diese Urkunden sind beim Würzburger Traditionsunternehmen, das nicht zuletzt für Altpapierverwertung und Aktenvernichtung bekannt ist, sicher gut aufgehoben. In der jüngsten Sitzung des Klimabeirats würdigte Bürgermeister Martin Heilig den seit Jahren hohen Einsatz der Fischer & Söhne GmbH im Bereich CO2-Ersparnis. Es ist nicht die erste Auszeichnung für „Fischer Entsorgung“ im Rahmen des Programms Umwelt- und Klimapakt des bayerischen Staatsministeriums für Umwelt- und Klimaschutz.

 

Das Familienunternehmen mit Sitz in der Winterhäuser Straße zeigt sich seit Jahren aufgeschlossen für freiwillige Innovationen, die Vorbildcharakter haben. „Wir können die ambitionierten Klimaziele in unserer Stadt nur gemeinsam mit der Bürgerschaft und unseren Firmen erreichen“, ordnete Heilig ein und nannte einige aktuelle Beispiele wie eine installierte 100-kWp-Photovoltaikanlage, Fortschritte im Gewässerschutz durch Regenwassernutzung, die Realisierung einer Blühwiese oder auch das Setzen auf E-Bikes als Ergänzung des Firmenfuhrparks.

 

 

 

Am 22. November wäre der Würzburger Künstler Curd Lessig 100 Jahre alt geworden. Das Spitäle feierte seinen Geburtstag in diesem November mit einer Ausstellung mit Aquarellen, Zeichnungen, Grafiken und Gemälden aus seinem Nachlass. Sein dort viel beachtetes Selbstporträt aus dem Jahr 1984 wechselt nun nach der Ausstellung seine Besitzer: Die Familie schenkt es dem Museum im Kulturspeicher.

Tochter Cornelia Lessig-Licha (m.) überreichte es, stellvertretend für die vier Kinder Lessigs, am Ende der Ausstellungszeit an Oberbürgermeister Christian Schuchardt (re.) und die stellvertretende Leiterin des Museums im Kulturspeicher, Dr. Henrike Holsing (li.). Dass das Bild an das städtische Museum im Kulturspeicher gehen sollte, sei länger vorgesehen gewesen, so Lessig-Licha, es sei nur noch für die Ausstellung zum 100. Geburtstag zurückbehalten worden. Dr. Henrike Holsing übernahm das Bild mit großer Freude und kündigte es ab Mitte März als Exponat in der Städtischen Sammlung an.

Curd Lessig hat wie kaum eine andere Künstlerpersönlichkeit die Kunst im öffentlichen Raum in Franken geprägt. Er war u.a. Kulturpreisträger der Stadt Würzburg und des Bezirks Unterfranken und als Maler, Grafiker und Gestalter von Glasfenstern tätig. Curd Lessig verstarb 2019 in Würzburg.

 

BERLİN (AA) - Almanya'da yapılan araştırma, ülkenin batı eyaletlerinde yabancı ve Müslüman düşmanı söylemlere desteğin arttığını ortaya koydu.

Leipzig Üniversitesi tarafından yapılan "2024 Otoriterlik Dinamikler ve Aşırı Sağcı Tutumlar Araştırması" Prof. Dr. Oliver Decker ve Dr. Ayline Heller tarafından başkent Berlin’de düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı.

Araştırmaya göre, Almanya genelinde yabancı düşmanı söylemleri destekleyenlerin oranı 2022’ye göre 2024’te 4,8 puan artarak yüzde 21,8’e yükseldi.

 

Almanya’nın doğu eyaletlerinde bu oran 2022’e göre 1,6 puan azalarak, bu yıl yüzde 31,5 olarak kaydedildi.

Batı eyaletlerinde ise 2022’de yabancı düşmanı söylemleri destekleyenlerin oranı yüzde 12,6 olurken, 2024'te bu oran 6,7 puan artarak yüzde 19,3'e yükseldi.

Araştırmada yabancı düşmanı söylemleri destekleyenlerin oranı erkeklerde yüzde 24,4, kadınlarda ise yüzde 19,3 çıktı. 2022'de bu oran erkeklerde 19,7, kadınlarda 14,3 olarak ölçülmüştü.

Yabancı düşmanı söylemlere destek verenlerin oranı en fazla yüzde 60,5 ile aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi seçmenlerinde görülürken, bu oran Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin (BSW) Partisi seçmeninde yüzde 25,8 oldu.

 

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi seçmeninin yüzde 21,5’i, Sosyal Demokrat Partisi (SPD) seçmeninin yüzde 18,3’ü, Hür Demokrat Parti (FDP) seçmeninin yüzde 21,9’u, Sol Parti seçmeninin yüzde 12’si ve Yeşiller seçmeninin yüzde 2,8’inin yabancı düşmanı söylemlere destek vermesi dikkati çekti.

Araştırma, Müslüman düşmanlığı söylemlere de desteğin özellikle ülkenin batısındaki eyaletlerde arttığını ve halkın hemen hemen yarısının bu söylemleri onayladığını ortaya koydu.

"Müslümanların Almanya'ya göç etmesi yasaklanmalı" söylemine batı eyaletlerde yaşayan katılımcıların yüzde 32,8’i, doğu eyaletlerde bulunanların da yüzde 43,2’si destek verdi. Bu oran 2022'de batıda yüzde 23,6, doğuda yüzde 46,6 olarak kaydedilmişti.

 

"Çok sayıda Müslüman yaşamasından dolayı bazen ülkemde kendimi yabancı gibi hissediyorum" söylemini onaylayanların oranı batı eyaletlerde yüzde 48,2, doğu eyaletlerde de yüzde 48,7 çıktı. Bu oran 2022’de batıda yüzde 36,6, doğuda yüzde 42,7 olarak kayda geçmişti.

Araştırmada Müslümanlara yönelik ön yargıların 2024'te yüksek olduğuna dikkati çekildi.

- Almanya'da demokrasi memnuniyet oranı düştü

Ülke genelinde "Almanya'daki uygulanan demokrasiden" memnun olanların oranı 2022'ye göre yüzde 15,4 puan düşerek 2024'te yüzde 42,3'e geriledi.

Bu oran doğu eyaletlerde yaşayanlarda yüzde 29,7, batı eyaletlerde yaşayanlarda yüzde 45,5 oldu.

 

Araştırma ekibinde yer alan Dr. Ayline Heller, yabancı düşmanlığının özellikle batı eyaletlerinde artmasında çeşitli sebeplerin olduğunu belirterek, "Bunun zaman içinde 'söylenebilecek şeylerin sınırlarının kaymasının' da bir sonucu olduğunu gözlemliyoruz." dedi.

Yabancı düşmanlığının toplumda açıkça ifade edilebilen bir durum olduğunu aktaran Heller, buna ülkedeki siyasi iklimi ve medya ile siyasetteki tartışmaları sebep gösterdi.​​​​​​​

Evvelki hafta Macaristan'ın Budapeşte şehrinde düzenlenen Avrupa Politik Topluluğu Zirvesinde, Güney Kıbrıs’ın lideri Nikos Hristodulidis’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü iddiaları Kıbrıs Rum ve Yunanistan gazetelerinde geniş yer aldı.

 

Rum basınına göre, çok samimi havada geçtiği söylenen görüşmeye Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da eşlik etmiş.

 

Yine Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlerin içeriğinde “Kıbrıs Dönem Başkanlığı fotoğraflarında da görülebileceği gibi, Hristodulidis’in oturduğu yerde karşısında Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Mitsotakis, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve görüşmenin tercümanı yer alıyor” cümlesi kullanılıyor.

 

Duyan da, okuyan da, yayımlanan fotoğrafa bakan da zannedecek ki Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kıbrıs’ın lideri Nikos Hristodulidis’i muhatap almış, karşılıklı kahve içiyor ve görüşüyor.

 

Esasen işin aslı öyle değil.

 

Nikos Hristodulidis de dahil olmak üzere Güney Kıbrıs liderlerinin tümü, Kıbrıs sorunun sorumlusu Rum lider Makarios’un 1 Ocak 1964 sabahı 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını iptal ettiğini açıklamasından sonra neredeyse 60 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları ile mütekabiliyet esasına göre -diplomasi dilinde eşit konumda- görüşmek için canlarını yediler, araya aracılar soktular, ABD, AB ve İngiltere liderleri bile araya girdi ama resmi olarak Türk diplomasisi tarafından Cumhurbaşkanı olarak eşit düzeyde kabul edilmedikleri için hiç görüşemediler.

 

Güney Kıbrıs liderlerinin resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile mütekabiliyet esasına göre son görüşmesi 1962 tarihinde oldu.  Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios, 22 Kasım 1962 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmuş, Türkiye’de Parlamenter sistem olduğu için mütekabiliyet esasına göre Başbakan İsmet İnönü tarafından kabul edilmişti.

 

Bu tarihten sonra hiçbir Güney Kıbrıs lideri, Parlamenter sistemin yürürlükte olduğu dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları, Başkanlık sisteminin yürürlükte olduğu dönemlerde de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları tarafından resmi veya gayrı resmi olarak kabul edilmediler.

 

Budapeşte’deki toplantıya katılan diplomat dostlarımdan gelen haberler biraz farklı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yanında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve çevirmen ile birlikte Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile birlikte sohbet ederlerken, üçüncü bir kişi Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’e sohbete katılmasının bir sorun olmayacağını ve hatta iyi olacağını söyleyince Miçotakis yanına Rum lider Hristodulidis’i çağırır ve birlikte gruba yaklaşarak boş kalan yerlere otururlar. Zaten fotoğraf dili de aynı mesajı doğruluyor. Rum lider, saat yönündeki oturuşlara göre, en uçtadır ve en son oturan kişidir. Resmi davet de söz konusu değildir.

 

Bu grubun davet misafiri olmasına rağmen Rum liderin sanki planlı bir görüşme varmış gibi bunu kendi hanesine yazdırma girişimi beyhude çaba ve Rumların klasik algı operasyonlarından biridir.

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüştüğü bildirildi.

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit'in yaptığı yazılı açıklamaya göre, Scholz, Zelenskiy ile telefonda Ukrayna'daki askeri ve insani durumu görüştü.

 

Zelenskiy, özellikle Ukrayna'nın hava savunmasını güçlendirmek için verdiği askeri destek dolayısıyla Alman hükümetine teşekkür etti.

Şansölye Scholz da Rusya'ya karşı yaklaşık 1000 gündür devam eden savaşta Ukrayna ile sarsılmaz dayanışma içinde olduğunu bir kez daha teyit etti ve Almanya'nın, Avrupalı ve uluslararası ortaklarla yakın koordinasyon içinde Ukrayna'yı askeri alanda desteklemeye devam edeceği konusunda güvence verdi.

 

İki lider, Ukrayna'da "adil barışa gidebilecek olası yolları da göz önünde bulundurarak yapıcı diyaloğu sürdürme ve yakın temas halinde kalma" konusunda mutabık kaldı.

BERLİN (AA) - Almanya'da Yeşiller Partisinin başbakan adayı Robert Habeck, 23 Şubat 2025'te yapılması planlanan erken genel seçimi kazanması halinde Ukrayna'ya uzun menzilli Taurus seyir füzeleri gönderilmesine onay vereceğini söyledi.
 

Halihazırda Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı olan Robert Habeck, ARD televizyonunda bir programa katıldı.

Başbakan olması halinde, Başbakan Olaf Scholz'un vermeyi reddettiği Alman üretimi Taurus füzelerinin Ukrayna'ya gönderilmesine onay verip vermeyeceğine ilişkin soru üzerine "Evet vereceğim." dedi.

Habeck, ekonomi bakanı olarak daha önce de defalarca silah sevkiyatı konusunda karar vermek zorunda kaldığına dikkati çekti.

 

Ukrayna'nın Taurus füzelerine sahip olması halinde bu füzeleri Rusya'nın başkenti Moskova'ya atabileceği ifade ediliyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Taurus füzelerinin Ukrayna'ya gönderilmesini uzun zamandır reddediyor.