Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Wir freuen uns, die Eröffnung von E.E. Foliendesign in Schweinfurt bekannt zu geben! Unser Unternehmen bietet ein breites Spektrum an hochwertigen Dienstleistungen für Ihr Fahrzeug, damit es in neuem Glanz erstrahlt. Unsere erfahrenen Spezialisten legen großen Wert auf Qualität und Präzision, um sicherzustellen, dass Ihr Fahrzeug die bestmögliche Pflege erhält.

 

 

Unsere Dienstleistungen umfassen:

 

Folierung von PKWs: Verleihen Sie Ihrem Auto einen individuellen Look mit unserer hochwertigen Fahrzeugfolierung. Ob sportlich, elegant oder auffällig – wir realisieren Ihre Designwünsche.

 

 

Folierung von Motorrädern: Auch Motorräder können bei uns mit einer neuen, stylischen Folie versehen werden. Setzen Sie Akzente und schützen Sie gleichzeitig den Lack.

 


Scheibentönung: Genießen Sie mehr Privatsphäre und verbesserten UV-Schutz mit unseren professionellen Scheibentönungen. Ideal für ein komfortableres und sicheres Fahrerlebnis.

 


Lackaufbereitung: Unser Team sorgt dafür, dass Ihr Fahrzeuglack wieder wie neu aussieht. Durch unsere gründliche Lackaufbereitung werden Kratzer und Gebrauchsspuren entfernt.

 


Professionelle Innen- und Außenreinigung: Wir bieten eine umfassende Reinigung für das gesamte Fahrzeug, sowohl innen als auch außen. Ihr Auto wird strahlen wie am ersten Tag.

 

 

 

Rufen Sie uns an und überzeugen Sie sich selbst von der Qualität unserer Arbeit. Bei E.E. Foliendesign steht Ihre Zufriedenheit an erster Stelle. Wir freuen uns darauf, Ihr Fahrzeug in ein wahres Schmuckstück zu verwandeln!

 

Den Preis legen wir individuell je nach Fahrzeug und Modell fest und machen Ihnen ein sehr schönes Angebot. Melden Sie sich bei uns mit Ihrem Wunsch mit einer kurzen Nachricht oder per WhatsApp. Wir setzen uns schnellstmöglich mit Ihnen in Verbindung.

Tel: 0157 - 39 32 59 51

 

 

 

Almanya, yaşlanan nüfusu ve ileri yaşlardaki bireylere sağladığı kapsamlı sosyal hizmetlerle bilinen bir ülkedir. Yaşlılar için gündüz bakım evleri (Tagespflege), bu hizmetlerin önemli bir parçasını oluşturur. Bu makalede, Almanya'daki yaşlılar için gündüz bakım evlerinin yapısını, sundukları hizmetleri, faydalarını ve karşılaştıkları zorlukları inceleyeceğiz.

Gündüz Bakım Evlerinin Yapısı

Yaşlılar için gündüz bakım evleri, yaşlı bireylerin günlük bakım ihtiyaçlarını karşılayan ve onlara sosyal etkileşim fırsatları sunan merkezlerdir. Bu evler, genellikle hafta içi sabah saatlerinden akşam saatlerine kadar hizmet verir ve yaşlı bireylerin geceyi evlerinde geçirmelerine olanak tanır. Yerel yönetimler, kiliseler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör tarafından işletilen bu merkezler, geniş bir yelpazede hizmet sunar.

Sunulan Hizmetler

    Sağlık Hizmetleri: Yaşlı bireylerin sağlık durumlarının izlenmesi, ilaçlarının düzenli olarak verilmesi ve gerektiğinde tıbbi müdahale sağlanması gibi hizmetler sunulur. Ayrıca fizyoterapi, ergoterapi ve diğer rehabilitasyon hizmetleri de verilir.

   Günlük Yaşam Aktiviteleri: Günlük yaşam aktiviteleri, yaşlı bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlığını desteklemek amacıyla planlanır. Bu aktiviteler arasında el işleri, hafıza oyunları, müzik terapisi ve egzersiz programları bulunur.

    Sosyal Etkinlikler: Sosyal etkileşimi artırmak için çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bunlar arasında grup sohbetleri, film gösterimleri, kutlamalar ve toplu yemekler yer alır. Bu etkinlikler, yaşlıların sosyal bağlarını güçlendirmelerine ve yalnızlık hissini azaltmalarına yardımcı olur.

    Beslenme: Dengeli ve sağlıklı beslenme, yaşlı bireylerin genel sağlık durumu için kritik öneme sahiptir. Gündüz bakım evlerinde, özel hazırlanan yemekler sunulur ve diyet gereksinimleri olan bireyler için uygun menüler hazırlanır.

    Ulaşım Hizmetleri: Birçok gündüz bakım evi, yaşlı bireylerin evlerinden merkeze ve merkezden evlerine güvenli bir şekilde taşınmasını sağlayan ulaşım hizmetleri sunar.

Faydaları

    Ailelere Destek: Gündüz bakım evleri, yaşlı bireylerin aile üyelerine bakım konusunda önemli bir destek sağlar. Bu merkezler, aile üyelerinin çalışma saatlerinde veya kişisel zamanlarında rahat olmalarını sağlar.

   Yaşlıların Bağımsızlığı: Bu merkezler, yaşlı bireylerin mümkün olduğunca bağımsız kalmalarına yardımcı olur. Gündüz bakım evleri, yaşlıların evde daha uzun süre bağımsız yaşayabilmeleri için gereken destek ve bakımı sağlar.

    Sosyal Bağlantılar: Gündüz bakım evleri, yaşlı bireylerin sosyal bağlantılarını güçlendirir ve yalnızlık hissini azaltır. Grup etkinlikleri ve sosyal etkileşimler, yaşlıların psikolojik ve duygusal sağlığını destekler.

    Zihinsel ve Fiziksel Sağlık: Düzenli olarak katılım sağlanan aktiviteler, yaşlı bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığını korumalarına yardımcı olur. Egzersiz programları ve zihinsel uyarıcı aktiviteler, yaşlıların genel sağlık durumlarını iyileştirir.

 

Almanya'da Tagespflege (Gündüz Bakım Evleri) Finansmanı

Almanya'da yaşlılar için gündüz bakım hizmetlerinin (Tagespflege) finansmanı, çeşitli kaynaklardan karşılanmaktadır. Bu hizmetlerin maliyetleri, yaşlı bireyler ve aileleri için önemli olabilir, ancak devlet desteği ve diğer kaynaklar sayesinde bu yük hafifletilmektedir. Aşağıda, Almanya'da Tagespflege hizmetlerinin finansmanının nasıl karşılandığına dair bilgiler bulunmaktadır.

  1. Bakım Sigortası (Pflegeversicherung)

Almanya'da bakım sigortası (Pflegeversicherung), gündüz bakım hizmetlerinin en önemli finansman kaynağıdır. Bu sigorta, yaşlı bireylerin bakım ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından sağlanan bir sosyal sigorta türüdür. Bakım sigortası, bakım seviyesine (Pflegegrad) bağlı olarak belirli bir miktar öder.

    Bakım Dereceleri (Pflegegrade): Almanya'da bakım ihtiyacı olan bireyler, belirli bir değerlendirme sonucunda bir bakım derecesine atanır. Bu dereceler, bireyin bakım ihtiyacının ciddiyetine göre 1 ile 5 arasında değişir.

    Finansal Destek: Bakım sigortası, her bakım derecesi için belirli bir finansal destek sağlar. Bu destek, gündüz bakım hizmetlerinin maliyetini karşılamak için kullanılabilir.

  1. Kişisel Katkılar (Eigenanteil)

Bakım sigortası tarafından karşılanmayan maliyetler, bireyler ve aileleri tarafından ödenir. Bu, kişisel gelir ve birikimlerden sağlanabilir. Bakım sigortası, genellikle hizmetlerin tamamını karşılamaz, bu yüzden kişisel katkılar önemlidir.

  1. Sosyal Yardım (Sozialhilfe)

Eğer bir bireyin veya ailenin gündüz bakım hizmetlerinin maliyetlerini karşılayacak yeterli finansal kaynağı yoksa, sosyal yardım programlarından destek alabilirler. Sosyal yardım, Almanya'da düşük gelirli bireyler için sağlanan bir destek mekanizmasıdır.

 

Bakım sigortası, bu hizmetlerin maliyetlerinin büyük bir kısmını karşılamasına rağmen, bireyler ve ailelerin de belirli bir katkı yapmaları gerekebilir. Finansal zorluk yaşayan bireyler için sosyal yardım programları önemli bir destek mekanizmasıdır. Bu şekilde, Almanya'da yaşlı bireylerin kaliteli bakım hizmetlerine erişimi sağlanmaktadır.

 

Almanya'da yaşlılar için gündüz bakım evleri, yaşlı bireylerin ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Bu merkezler, sağlık hizmetleri, sosyal etkileşim ve günlük yaşam desteği gibi çeşitli hizmetler sunarak yaşlı bireylerin bağımsızlıklarını korumalarına yardımcı olur. Ancak, yetersiz kapasite, finansman zorlukları ve kalifiye personel eksikliği gibi sorunların ele alınması gerekmektedir. Almanya'nın yaşlı bakım sisteminin sürdürülebilirliğini ve etkinliğini artırmak için sürekli iyileştirme ve yatırım yapılması önemlidir.

Almanya, sağlık hizmetleri alanında dünya çapında tanınan bir ülke olarak, hastane ortamı dışında da yüksek kalitede bakım hizmetleri sunmaktadır. Özellikle kronik hastalıkları olan veya uzun süreli bakım gerektiren hastalar için evde yoğun bakım hizmetleri önemli bir role sahiptir. Bu makalede, Almanya'da evde yoğun bakımın nasıl organize edildiği, bu hizmetlerin hastalar ve aileleri üzerindeki etkileri ve gelecekteki potansiyel gelişmeler incelenecektir.

Almanya'da Evde Yoğun Bakımın Yapısı:

 

Evde yoğun bakım hizmetleri, hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinin sunduğu hizmetlerin ev ortamında sağlanmasıdır. Bu hizmetler genellikle şu unsurları içerir:

 

  • Uzman Hemşireler: Eğitimli hemşireler hastaların ihtiyaçlarını karşılamak için 24 saat yada ihtiyaca göre hizmet verir.
  • Medikal Ekipman: Evde yoğun bakım, solunum cihazları, beslenme pompaları ve monitorizasyon sistemleri gibi medikal ekipmanların kullanımını gerektirir.
  • Doktor Ziyaretleri: Düzenli doktor ziyaretleri, hastaların sağlık durumlarının yakından izlenmesini sağlar.
  • Kişiselleştirilmiş Bakım Planları: Her hasta için bireysel sağlık durumuna göre özel bakım planları oluşturulur.

 

Yoğun Bakım Gerektiren Hastalıklar

 

Evde yoğun bakım gerektiren hastalıklar genellikle ciddi, kronik ve uzun süreli bakım ihtiyacı olan hastalıklardır. Bu hastalıklar arasında şunlar bulunmaktadır:

 

  • Nörolojik Hastalıklar:
    • Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS): Kas güçsüzlüğüne ve solunum yetmezliğine yol açan ilerleyici bir nörolojik hastalık.
    • Multipl Skleroz (MS): Merkezi sinir sistemini etkileyen, hareket ve koordinasyon problemlerine neden olan kronik bir hastalık.

 

  • Solunum Sistemi Hastalıkları:
    • Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH): Nefes darlığı ve kronik bronşit gibi belirtilerle seyreden solunum sistemi hastalığı.
    • Pulmoner Fibrozis: Akciğer dokusunun kalınlaşması ve sertleşmesi ile karakterize olan bir hastalık.

 

  • Kalp ve Damar Hastalıkları:
    • Kalp Yetmezliği: Kalbin yeterince kan pompalayamaması durumu.
    • Koroner Arter Hastalığı: Kalp damarlarının daralması veya tıkanması sonucu oluşan hastalık.

 

  • Onkolojik Hastalıklar:
    • İleri Evre Kanser: Kanserin metastaz yapması ve hastanın genel durumunun ciddi oranda etkilenmesi durumu.

 

  • Travmatik Beyin ve Omurilik Yaralanmaları:
    • Spinal Kord Yaralanmaları: Omuriliğin hasar görmesi sonucu hareket ve his kaybına yol açan durumlar.
    • Travmatik Beyin Yaralanmaları: Kafa travmaları sonrası uzun süreli bakım gerektiren durumlar.

 

  • Genetik Hastalıklar ve Epilepsi:

 

  • Spinal Müsküler Atrofi (SMA): Kas zayıflığına ve kas kaybına yol açan genetik bir hastalık. SMA, solunum desteği ve özel fizik tedavi gerektiren bir hastalıktır.
  • Duchenne Musküler Distrofisi: Kas güçsüzlüğü ve dejenerasyonu ile karakterize olan bir genetik hastalık. Bu hastalık da solunum desteği ve yoğun bakım gerektirebilir.
  • Epilepsi: Özellikle kontrol altına alınamayan nöbetler ile seyreden ve nöbetlerin sıklığı ve şiddeti nedeniyle sürekli izleme ve acil müdahale gerektirebilen bir durum

 

Evde Yoğun Bakımın Avantajları

 

Evde yoğun bakımın hastalar ve aileleri için birçok avantajı vardır:

 

  • Daha Konforlu Bir Ortam: Hastaların kendi evlerinde, tanıdık bir ortamda bakım görmeleri, psikolojik olarak daha rahat hissetmelerini sağlar.
  • Daha Fazla Aile Desteği: Hastalar, aile üyelerinin sürekli yanlarında olabilmesi sayesinde duygusal destek alırlar.
  • Enfeksiyon Riskinin Azalması: Hastane ortamında karşılaşılan enfeksiyon riskleri, evde bakım ile önemli ölçüde azaltılır.

 

Alternatif: Yoğun Bakım Ortak Yaşam Alanları

 

Evde bakım hizmetlerine ek olarak Almanya'da, yoğun bakım gerektiren hastalar için özel olarak tasarlanmış "ortak yaşam alanları" (Wohngemeinschaft'lar veya WG'ler) da mevcuttur. Bu yaşam alanları, yoğun bakım gerektiren hastaların ve ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli avantajlar sunar:

 

  • Profesyonel Bakım: Ortak yaşam alanlarında, 24 saat profesyonel bakım hizmeti sunan eğitimli personel bulunmaktadır.
  • Sosyal Etkileşim: Diğer hastalar ve ailelerle birlikte yaşamak, sosyal etkileşimi artırır ve yalnızlık hissini azaltır.
  • Kapsamlı Donanım: Ortak yaşam alanları, hastaların ihtiyaçlarına yönelik özel donanımlarla (örneğin, genişletilmiş banyolar, hareket yardımı cihazları) donatılmıştır.
  • Acil Durum Hizmetleri: Acil durumlar için hızlı ve etkili müdahale imkanı sağlar.
  • Maliyet Etkinliği: Ortak yaşam alanları, evde bakımın maliyetine kıyasla daha ekonomik bir seçenek olabilir.

 

Almanya'da evde yoğun bakım hizmetleri, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve hastane yatışlarının süresini azaltmak adına önemli bir rol oynamaktadır. Yoğun bakım gerektiren hastalıklar ciddi ve uzun süreli bakım gerektirir. Her ne kadar bazı zorluklar bulunsa da, bu hizmetlerin sürekli gelişim göstermesi ve yeni teknolojilerin entegrasyonu ile birlikte gelecekte daha da etkili ve yaygın hale geleceği öngörülmektedir. Almanya'daki sağlık politikalarının ve toplumun bu alana olan desteği, evde yoğun bakım hizmetlerinin başarısında kilit faktörlerdir. Ayrıca, yoğun bakım ortak yaşam alanları, evde bakımın mümkün olmadığı veya uygun olmadığı durumlarda değerli bir alternatif sunmaktadır. Bu yaşam alanları, profesyonel bakım ve sosyal destek kombinasyonuyla hastaların ve ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için ideal bir çözüm sunar.

 

 

Ciddi sağlık sorunları veya yaşlılık nedeniyle bakıma ihtiyaç duyanlar için Almanya´da Pflegegrad almak önemli bir adımdır. Bu derece, kişinin bakım ihtiyacını belirlemek ve gerekli bakım hizmetlerine erişimini sağlamak için kullanılır. Ancak, Pflegegrad alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. İşte bu hususlar:

  • Doktor Muayenesi ve Raporlar: Pflegegrad başvurusu için öncelikle bir doktordan muayene raporu almanız gerekir. Bu rapor, sağlık durumunuzu ve günlük yaşam aktivitelerini ne kadar bağımsız bir şekilde gerçekleştirebildiğinizi belirler. Bu nedenle, doktorunuzla dürüst bir iletişim kurmak ve sağlık durumunuzu doğru bir şekilde rapor ettirmek önemlidir.

 

  • Bağımsız Değerlendirme: Pflegegrad başvurusu yapmadan önce, bağımsız bir değerlendirme sürecinden geçmeniz gerekecektir. Bu değerlendirme, bağımsız bir uzman (Medizinische Dienst) tarafından gerçekleştirilir ve kişinin günlük yaşam aktivitelerini ne kadar bağımsız bir şekilde yerine getirebildiğini değerlendirir. Değerlendirme süreci, kişinin ihtiyaç duyduğu bakımın derecesini belirlemek için önemlidir.

 

  • Belgelerin Tam Olması: Pflegegrad başvurusu için gerekli olan tüm belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması önemlidir. Doktor raporları, ilgili tıbbi belgeler ve diğer gereken evraklar eksiksiz olmalıdır. Belgelerin tam olmaması, başvurunun işleme konmasını geciktirebilir veya reddedilmesine neden olabilir.

 

 

  • Günlük Yaşam Aktiviteleri: Pflegegrad başvurusu yaparken, günlük yaşam aktivitelerini ne kadar bağımsız bir şekilde gerçekleştirebildiğiniz üzerinde durulur. Kişisel hijyen, giyinme, beslenme, tuvalet ihtiyaçlarını karşılama gibi temel yaşam aktiviteleri değerlendirilir. Bu nedenle, aşağıdaki aktivitelerdeki bağımsızlık düzeyinizi doğru bir şekilde ifade etmek önemlidir.
    • Fiziksel Bakım Aktiviteleri: Bu kategori, kişinin fiziksel ihtiyaçlarını karşılamasını içerir. Bunlar arasında yeme, içme, giyinme, tuvalet ihtiyaçlarını karşılama, banyo yapma ve kişisel hijyen gereksinimleri yer alır.

 

  • Hareketlilik: Hareketlilik, kişinin günlük yaşamında ne kadar bağımsız olduğunu belirler. Bu kategori, yürüme, merdiven çıkma, oturma ve kalkma gibi aktiviteleri içerir.

 

  • Ev İçi Yaşam Aktiviteleri: Ev içi yaşam aktiviteleri, kişinin evde ne kadar bağımsız olduğunu belirler. Bu aktiviteler arasında yemek hazırlama, ev temizliği, alışveriş yapma ve ilaç alımı gibi işler yer alır.

 

  • Sosyal İlişkiler ve Aktiviteler: Sosyal ilişkiler ve aktiviteler, kişinin sosyal hayatta ne kadar aktif olduğunu belirler. Bu kategori, aile üyeleri, arkadaşlar veya toplum içindeki diğer kişilerle etkileşim, aktivitelere katılım ve sosyal destek almayı içerir.

 

  • Zihinsel ve Duygusal Bakım: Zihinsel ve duygusal bakım, kişinin zihinsel sağlığını ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamayı içerir. Bu kategori, hafıza, odaklanma, problem çözme yetenekleri, ruh halinin düzenlenmesi ve stresle başa çıkma becerilerini içerir.

 

  • Tıbbi Bakım ve Tedavi: Tıbbi bakım ve tedavi, kişinin tıbbi ihtiyaçlarını karşılamayı içerir. Bu kategori, düzenli doktor muayeneleri, ilaç alımı, tıbbi testler ve tedavi planları gibi konuları içerir.

 

  • Güncel Bilgi Sağlama: Pflegegrad süreci boyunca, güncel bilgileri ve gereken evrakları sağlamak önemlidir. İlgili kurumlardan veya danışmanlardan süreçle ilgili güncel bilgileri düzenli olarak almak, başvurunun sorunsuz bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.

 

  • Başvuru Sürecindeki İzleme ve İtiraz Hakkı: Pflegegrad başvurusu sürecinde, başvurunun ilerleyişini düzenli olarak takip etmek önemlidir. Eğer başvurunuz reddedilirse veya verilen dereceye itirazınız varsa, bu konuda itiraz hakkınızı kullanabilir ve gerektiğinde ek bilgi veya belgeler sunabilirsiniz.

 

Pflegegrad almak, kişinin bakım ihtiyacını doğru bir şekilde belirlemek ve gerekli hizmetlere erişimini sağlamak için önemli bir adımdır. Bu nedenle, başvuru sürecinde yukarıdaki noktalara dikkat ederek, başvurunun başarılı bir şekilde sonuçlanmasını sağlamak önemlidir.

Nizam Alem Federasyonun davetlisi olarak Almanya’ya gelen BBP genel Başkanı Mustafa Destici Almanya’da Nizam-ı Aleme bağlı ocakları ziyaret etti. Destici Almanya'daki Türk vatandaşların sorunlarını yerinde dinleme fırsatı buldu.
Vatandaşlarımızla sohbet etti sorulan  sorulara cevaplar verdi.
 
Destici, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye sığınmacılar üzerinden karıştırılmak isteniyor" diyerek bunun provasının Kayseri'de görüldüğüne işaret etti. BBP lideri Destici, "Bunu şiddetle lanetliyoruz. Küçük bir çocuğa tecavüz edilmesi, tacizde bulunulması, musallat olunması hiç kabul edilemez. Çocuğun kimliği ya da tecavüzü gerçekleştirenin kimliği de önemli değildir. Yani bunu yapan ister Suriye kökenli olsun, sığınmacı, ister Afgan olsun, ister Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşı olsun ne olursa olsun. Yani kim yaparsa yapsın bunu lanetliyoruz." dedi. Destici yaşananların ardından sığınmacıların hedef yapılarak onlarca evin taşlandığını aktararak, "Orada o masumların ne suçu var? Yani o masumların o evde oturan belki yüzlerce binlerce çocuk var. Bir çocuğa tecavüz edildi diye tepki gösteriyorsun haklı olarak. Ama öbür taraftan yüzlerce çocuğun bulunduğu evleri ateşe veriyorsun. Bu kabul edilebilir bir şey mi?" diye sordu.
 
Kayseri'de yaşanan hadiselerin herkesi üzdüğünü dile getiren Destici, "Orada açık bir provokasyon olduğu gözüküyor. Maalesef Türkiye'de son dönemde milliyetçilik adı altında neofaşizm yükseliyor. ya da neofaşist partiler var, liderler var." ifadelerini kullandı.Milletin bunlara prim vermediğini belirten Destici, "Aldıkları birkaç puan onlara prim verildiği anlamına gelmez. Mesela belediye seçimleri oldu. Bir tane belde bile kazanamadılar. Yani bir belde kazanamadı. Yani başında neofaşist birisinin olduğu parti bir belde kazanamadı. Milletin verdiği bir şey de yok aslında. Bu milliyetçilik değil. Yani Türkiye'de hiçbir dönemde milliyetçilik, ırkçılık ya da kavmiyetçilik ya da faşistlik değildir, olmamıştır. Bir kere Türkiye'de milliyetçiler İslamsız bir milliyetçiliği hiçbir zaman kabul etmemiştir." şeklinde konuştu.
 
Sığınmacılar üzerinden bir iç çatışma provası yapıldığını kaydeden Destici, "Elbette ki devlet buna fırsat vermeyecektir. Elbette ki sığınmacılar ülkelerine dönmelidir. Ama yolu bu değildir." ifadesini kullandı.  Daha sonra vedalaşarak Tarifeli THY uçağı ile Berlin’den Ankara’ya döndü.
 
 
Suriye Geçici Hükümeti basın bildirisi yayınladı.
 
 Öte yandan Suriye Geçici Hükümeti yayınladığı basın bildirisinde,”Kardeşliğimize gölge düşürülmesine izin vermeyeceğiz” denildi. Bildiri şöyle;"Türk bayrağına yönelik eylemleri şiddetle reddediyor, kurtarılmış bölgelerdeki Türk varlığını hedef alan tüm eylemlerin acilen durmasını istiyoruz." açıklamasında bulundu.
 
Muhaliflerin oluşturduğu Suriye Geçici Hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Suriyelilerin seslerini ve duygularını barışçıl şekilde Türk kardeşlere iletmelerine son derece önem verildiği vurgulandı.
 
"Türk bayrağına yönelik eylemleri şiddetle reddediyor, kurtarılmış bölgelerdeki Türk varlığını hedef alan tüm eylemlerin acilen durmasını istiyoruz." ifadesine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
 
"Suriye Geçici Hükümeti, özgürleştirilmiş bölgelerde yaşayan halkımızı, Kayseri'de yaşanan olayları bahane ederek Türkiye ile Suriye halkları arasındaki mevcut ittifakı ve devrimin kazanımlarını baltalamayı amaçlayan kışkırtıcı eylemleri reddetmekte ve çağrılara uymamaya davet etmektedir. Suriye halkı, bu olayların devrim düşmanları tarafından Türk-Suriye halklarının ilişkilerine zarar vermek amacıyla desteklendiğinin farkındadır."
 
 
Ayrıca açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine atıf yapılarak, Kayseri'de yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği, bu üzücü olayların kardeşliğe gölge düşürmesine izin verilmeyeceği vurgulandı

 

 

BERLİN (AA) - Alman otomobil üreticisi BMW Group, elektrikli otomobillerdeki güçlü büyümeyle ikinci çeyrekte ana markasının satışlarını yıllık yüzde 2 artırdı.

BMW Group, ikinci çeyreğe ilişkin satış rakamlarını açıkladı.

 

Buna göre, şirketin ana markası BMW araç satışları, nisan-haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 565 bin 553'e yükseldi.

Alman üreticinin aynı çeyrekte elektrikli araç satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,2 artarak 107 bin 933'e ulaştı.

Söz konusu dönemde şirketin en büyük pazarı olan Çin'deki (Mini markası dahil) araç teslimatlarının yüzde 4,7 azalarak 188 bin 495'e düşmesi dikkati çekti.

 

Öte yandan, BMW Group'un yılın ocak-haziran dönemindeki satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,1 düşüşle 1 milyon 213 bin 359'a indi.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze'deki okulları bombalamasının kabul edilemez olduğunu bildirdi.

Dışişleri Bakanlığının sosyal medya platformu X'teki hesabından yapılan açıklamada, "Gazze'deki okullara sığınan insanların öldürülmesi kabul edilemez. Siviller, özellikle de çocuklar cephe önünde bırakılmamalıdır." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, İsrail'e okullara yönelik saldırıları durdurulması çağrısında bulunularak, bombalamalar hakkında bir an önce soruşturma başlatılması gerektiği vurgulandı.

 

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'deki okullarının üçte ikisinin hedef alındığını duyurmuştu.

Gazze'de UNRWA'ya ait 183 okul bulunuyordu.

İsrail'in 4 okula düzenlediği saldırılarda en az 50 kişinin öldüğü açıklanmıştı.

 

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılar nedeniyle, yaklaşık 2,3 milyon kişinin yaşadığı Gazze'de 1,9 milyondan fazla Filistinli yerinden oldu.

Bu Filistinlilerin büyük kısmı, İsrail'in göçe zorlaması nedeniyle defalarca yerinden edildi. Filistinlilerin bir kısmı ise bölgelerini terk etmemek için çevredeki okullara sığınıyor.

 

Gazze'de 7 Ekim'den bu yana katliamlarını sürdüren İsrail ordusu, sık sık yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı okulları ve kampları da vuruyor.

BERLİN (AA) - ABD merkezli sanayi şirketi Honeywell'in, dünyanın önde gelen endüstriyel gaz şirketi Air Products'la sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) işleme teknolojisi ve ekipman bölümünü 1,81 milyar dolara satın almak üzere anlaşmaya vardığı bildirildi.

Honeywell ve Air Products'dan yapılan ortak açıklamaya göre, Air Products, sıvılaştırılmış gaz işleme teknolojisi ve ekipman bölümü için Honeywell'in nakit 1,81 milyar dolarlık satın alma teklifini kabul etti.

 

Satın alma işlemi, Honeywell'in bu yılki dördüncü satın alma işlemi olarak kayıtlara geçerken, işlemin, gerekli izinlerin alınmasından sonra bu yıl tamamlanması bekleniyor.

Uzay, havacılıktan enerjiye kadar çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Honeywell, söz konusu satın almayla enerji dönüşümü için LNG teknoloji yeteneklerini güçlendirmeyi hedefliyor.

Honeywell, otomasyon, havacılık ve enerji dönüşümü gibi mega trendlere odaklanarak büyümek için son yıllarda giderek daha fazla birleşme ve satın alma yoluna gidiyor.

 

Şirket, yüksek performans gösteren alanları güçlendirirken, büyüme stratejisiyle uyumlu olmayan birimlerini de elden çıkarıyor.

20 Haziran'da Honeywell, havacılık ve savunma teknolojileri şirketi CAES Systems'i 1,9 milyar dolara satın almak üzere anlaşmaya varmıştı.

Bayern Innenminister Joachim Herrmann bei der Solidaritätskundgebung mit der jüdischen Gemeinschaft und dem Staat Israel in München: "Unüberhörbares Zeichen für die Jüdinnen und Juden" - Bayern steht fest an der Seite Israels

 

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann hat heute zusammen mit der Präsidentin der Israelitischen Kultusgemeinde München und Oberbayern Dr. Charlotte Knobloch an der Solidaritätskundgebung mit der jüdischen Gemeinschaft und dem Staat Israel in München teilgenommen. Er brachte seine tiefe Anteilnahme für die Opfer des Angriffs der Hamas auf Israel am 7. Oktober 2023 und ihrer Angehörigen zum Ausdruck: "Die Ohnmacht angesichts des Leids und der Schmerzen der Opfer ist schwer zu ertragen. Wir aber setzen heute ein unüberhörbares Zeichen: Wir stehen fest an der Seite Israels, an der Seite der Jüdinnen und Juden in Bayern und Deutschland." Die Solidarität kenne dabei kein Ablaufdatum: "Sie ist heute nach acht Monaten noch genauso stark wie am 7. Oktober letzten Jahres und sie wird es auch in Zukunft sein!"

Herrmann betonte: "Für die Bayerische Staatsregierung steht fest: Das Existenzrecht Israels ist bayerische und deutsche Staatsräson – ohne Wenn und Aber." Dabei könne der Krieg im Gaza-Streifen mit seinen schrecklichen Bildern und dem unermesslichen Leid jedoch nicht übersehen werden. "Wir hoffen sehr, dass die aktuellen internationalen Bemühungen zu einem Waffenstillstand bald erfolgreich sein werden und in nicht allzu ferner Zukunft wieder Anstrengungen für eine Friedenslösung des Nahostkonflikts unternommen werden können", so Herrmann.

Im Rahmen der freien Meinungsäußerung dürften die Bürgerinnen und Bürgern auch für die Menschen im Gaza-Streifen und für Solidarität mit Palästina demonstrieren. Für Herrmann ist jedoch klar: "Wir dulden auf unseren Straßen keinen Antisemitismus und keine strafbaren anti-israelischen Parolen! Für derartige Straftaten gilt bei uns eine strikte Null-Toleranz-Politik." Der Kampf gegen Antisemitismus sei deshalb wichtiger denn je und betreffe jeden. "Wir dürfen nicht weghören, wenn antisemitische Stereotype ertönen oder judenfeindliche Äußerungen skandiert werden. Hier müssen wir als gesamte Gesellschaft scharf widersprechen und Einhalt gebieten. Wer unsere jüdischen Mitbürgerinnen und Mitbürger angreift, greift uns alle an.".

 

Jörg Richter tritt wieder für einen guten Zweck in die Pedale. Vom 27. Juli an radelt der gebürtige Kölner, der heute in Würzburg lebt, wieder, um auf Seltene Erkrankungen bei Kindern aufmerksam zu machen und für Spenden für den Verein „Hand in Hand gegen Tay-Sachs und Sandhoff in Deutschland e.V.“ zu werben. Der Verein wurde 2015 von Birgit Hardt und Folker Quack gegründet, nachdem bei ihrem Sohn Dario die juvenile Form der Erkrankung Sandhoff diagnostiziert wurde. Hand in Hand versteht sich als Schicksalsgemeinschaft und Lobby der betroffenen Patienten und deren Familien. Der ehrenamtlich geführte Verein mit Sitz in Höchberg setzt sich für deren Belange im deutschsprachigen Raum Europas ein.

„Los geht es in Versbach. Auf der Strecke liegen : Passau, Wien, Graz, Ljubljana, Udine, Alessandria, Cuneo, Avignon, Clermont Ferrand, Dijon, Saarbrücken, Aschaffenburg und jede Menge andere schöne Städte mit wunderbaren Menschen und Begegnungen“, sieht Richter seiner Fahrradreise freudig entgegen. Ende September/Anfang Oktober möchte er wieder zurück sein. 4000 km mit ca. 30.000 Höhenmetern dürften dann auf seinem Navi zu finden sein.

 

Oberbürgermeister Christian Schuchardt wünschte eine erfolgreiche Tour, es sei sehr wichtig, auf Seltene Erkrankungen, gerade bei Kindern, aufmerksam zu machen, da sie eben nicht im Fokus der Öffentlichkeit stünden und es aufgrund ihrer Seltenheit schwierig sei, Unterstützung sowohl für die Forschung als auch für den alltäglichen Umgang mit dieser Erkrankung zu finden.